Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin kaldırılmasının gündeme getirilmesini sert eleştirdi ‘Yüreğin varsa kaldır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Kılıçdaroğlu artık mercek altındasın, aldığın nefes bile ülkede takip ediliyor” sözlerine dikkat çekerken “Pervasızlığa, densizliğe, ahlaksızlığa bakar mısınız? Sende ahlak kırıntısı var mı, yok mu, çık onu söyle” dedi. Kılıçdaroğlu, Paul Auster tartışmasındaki “hakaretleri aynen iade etti”. “Ülkenin bağımsızlık sembollerine saldırıldığını” vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Atatürk’ün ‘Gençliğe Hitabesi’ne kafayı taktılar. Yüreğin varsa, becerebiliyorsan çık, kaldır bakalım” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu grup toplantısının başında uğradığı saldırı sonunda yaşamını yitiren savcıya başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu, “Düzgün insanlar, hak arayanlar, hak arayanlara sahip çıkanlar, kamu çıkarına sahip çıkanlar bu tür saldırılara uğrayabilirler. Bu saldırılar ne onları ne de bizi yıldıracak Yazarımız Ergin Yıldızoğlu yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına kısa bir süre ara vermiştir. Auster: Davetinizi değerlendireceğim CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Türkiye’ye davet edilen ABD’li yazar Paul Auster, mektupla yanıt verdi. Auster, “Kamuoyu önünde beni desteklediğiniz için size ne kadar müteşekkir olduğumu bilmenizi isterim. Önerinizi değerlendireceğim” dedi. Auster, “Sayın Kılıçdaroğlu” diye başladığı mektupta “Ülkenizdeki yazarlara karşı davranışlar hakkındaki kaygılarımı dile getirmek açısından şu ana dek gitmeme tutumumu sürdürmüştüm. Ancak mektubunuz bu konuyu düşünmeme vesile olmuştur. Önerinizi dikkatle değerlendireceğim” dedi. Auster, yoğun programına karşın uygun bir zaman diliminde irtibata geçerek Türkiye’ye davet çağrısını değerlendireceğini bildirdi. tır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmeleri şöyle: Uludere’de yaşananlar: Semire Encü yüreği yanmış, Uludere’de öldürülen 34 çocuğumuz dan birinin annesi. İçindekileri yazıya dökmüş, daha doğrusu o söylemiş, kızı yazmış. Evrensel gazetesinden aldım. “Oğlumun hayalleri vardı, parası yoktu, onun için gitmişti” diyor. Aslında Baş bakan’ın bana teşekkür etmesi lazım, ben gidemedim, sen gittin oraya ana muhalefet lideri olarak, diye. Ağzına ne geldiyse, küfür, bölücülük dahil her şeyi söyledi. Sen bu istihbaratı CIA’dan mı, MOS Erdoğan, parti grubundaki konuşmasında 31 Mart olayını da tartışmaya açtı: 103 yıllık temcit pilavı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Dersim ve Menemen’den sonra Atatürk’ün Hareket Ordusu komutanı olarak yer aldığı 31 Mart olayını da tartışmaya açacak açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Bugün dindar nesil kavramı üzerinde kopartılan fırtına, 31 Mart’ta, İstiklal Mahkemeleri öncesinde, Menemen hadisesinde, 27 Mayıs öncesinde, 28 Şubat’ta, AKP’nin kapatılması davası öncesinde yürütülen kampanyanın tıpkısının aynısı” dedi. Erdoğan, ABD’li yazar Paul Auster polemiğini sürdürürken de, “O yazar, ‘İsrail’de tutuklu gazeteci ve yazar yok’ dedi. Bizim ana muhalefet partisi genel başkanı, bu ifadeleri adeta bir papağan gibi Türkiye’de tekrarladı” diye konuştu. Erdoğan partisinin grup toplantısında iç politikaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: 31 Mart’a kadar götürdü: Son günlerde dindar nesil, gençlik kavramı üzerinden bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanya o kadar bayattır ki 13 Nisan 1909’dan, 31 Mart vakasından bugüne kadar tam 103 yıldır temcit pilavı gibi bu ülkenin önüne getirilmiştir. 31 Mart vakası ile başlayan irtica kampanyaları, Türkiye’de periyodik aralıklarla milli iradenin gasp edilmesinde araç olarak kullanılmıştır. İrtica diyerek partiler kapatıldı, demokrasi askıya alındı, insanlar idam edildi, hükümetlerin eli ve kolu bağlandı, dini ve milli, manevi değerleri ayaklar altına alındı. ‘Ateizm dayatması’ Ailelerin çocuğunu ateist yetiştirme baskısına da karşıyız: Biz devletin zihinleri tek tipleştirmesine, şekillendirmesine de karşıyız. Çocuğunu ateist olarak yetiştirmek isteyenlerin, çocuklarına yaptığı dayatmaya da karşıyız. Bekaroğlu ve Eliaçık’a zavallı nitelemesi: (İslamcı yazarlar İhsan Eliaçık ve Mehmet Bekaroğlu’nun eleştirilerine karşı) Utanmadan, sıkılmadan “AKP döneminde müteahhitler yetişti” diyor. Ne kadar zavallısın sen ya? İşte bunların bakış açısı bu. İrtica kampanyası: Kimi susturmak istedilerse mürteci dediler, kimi dışlamak istedilerse gerici dediler, kimi aşağılamak istedilerse yobaz dediler. Bugün dindar nesil kavramı üzerinde kopartılan fırtına, 31 Mart’ta, İstiklal Mahkemeleri öncesinde, Menemen hadisesinde, 27 Mayıs öncesinde, 28 Şubat’ta, AKP’nin kapatılması davası öncesinde yürütülen kampanyanın tıpkısının aynısı. Kusura bakmayın, biz bunları yutmayız. Zira biz siyasi mücadelemiz boyunca bu kampanyaların içinden geçtik. Auster’la ilgili sözlerimin A’dan Z’ye arkasındayım: Genişletilmiş il başkanlarını toplantısında söylediklerimin A’dan Z’ye arkasındayım. O yazar, en son 2010 yılında İsrail’e gitmiş, orada yazarlar konferansına katılmış, İsrail devlet adamlarıyla görüşerek birlikte fotoğraf çektirmiş. Biz bunu hatırlatınca o yazardan çok anlamlı bir karşılık geldi; ‘İsrail’de tutuklu gazeteci ve yazar yok’ dedi. Bizim ana muhalefet partisi genel başkanı, bu ifadeleri adeta bir papağan gibi Türkiye’de tekrarladı. ‘Biz bunları yutmayız’ Kışanak: Gurur duyarım BDP Eşbaşkanı, Uludere Katliamı’nda emri verenlerin açığa çıkarılmasını istedi ve hakkında açılan davayı değerlendirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uludere olayıyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Üç paşayı güdemiyorsun” eleştirisi yönelttiği için Genelkurmay Başkanlığı’nın hakkında hakaret davası açtığı BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, “Hakaretten yargılanmaktan gurur duyarım” sözleriyle yanıt verdi. BDP Eşbaşkanı Kışanak, partisinin grup toplantısında, Uludere olayıyla ilgili aradan 40 gün geçmesine karşın soruşturmada bir ilerleme sağlanamadığını belirterek “Bu soruşturma acaba hangi zor koşullarda hangi imkânsız zeminlerde yürütülüyor ki 40 gündür ne olduğunu anlayamadık. Bu ülkenin yurttaşlarını, bu ülkenin savaş uçakları bombalıyor, bu yalın gerçek ortadayken arkasında ne var, talimatı kim verdi sorusuna 40 gündür cevap veremeyen iktidar var” görüşünü savundu. Bu uçaklara bombalama emrini verme yetkisinin Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nda olduğuna işaret eden Kışanak ancak bu konuda bu kesimlerin suskun olduğunu söyledi. Geçen haftaki grup toplantısında “3 paşayı güdemiyorsunuz” sözlerinin, “birilerinin zoruna gittiğinin” anlaşıldığını belirten Kışanak, şunları söyledi: “Katliam kastı olanlar herhalde bu sözleri üzerine alınanlardır. Bu katliamı yapanlar ya çıkıp ‘Hükümeti yanılttık’ desinler ya da ‘Biz bu işi birlikte pişirdik’ desinler. O zaman ben bütün sorumluluğu üstüme alıyorum. Katliamcılar yargılansın, ben de katliamcılara hakaret etmekten yargılanmaktan gurur duyarım.” Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Kürtçe medeniyet dili değil” sözlerini de eleştiren Kışanak, bunun “tekçi faşizan bir söylem” olduğunu ifade etti. AKP’nin de geçmiş yıllardaki gibi “asimilasyon” politikaları uyguladığını belirten Kışanak, geçmişte, Kürtçe ezgilerin oluşturulan özel ekiplerle, Türkçeye çevrildiğini ve bunların “Türk müziği” olarak sunulduğunu ileri sürdü. Kışanak, “Yurttan Sesler” korosunun da sırf Kürtçeden Türkçeye çevrilen ezgilerin benimsetilmesi için kurulduğunu ileri sürdü. Başbakan Erdoğan’ın “Dindar nesil yetiştireceğiz” sözlerini de eleştiren Kışanak, bu söylemin son derece problemli olduğunu ifade etti. AKP’nin “tornadan, fabrikadan çıkmış” gibi insanlar yetiştirmeye çalıştığını kaydeden Kışanak, “Kendilerine benzer insan yetiştirmeyi, dini inançlarımıza bulaştırmasınlar” dedi. ‘İsrail’e gitsinler’ Gazze manzarasında piknik yapsınlar: Sayın Kılıçdaroğlu’na tavsiyede bulunmak istiyorum; eğer o yazar CHP’nin davetine icabet eder de buraya gelirse, lütfen Türkiye’den sonra birlikte İsrail’e gitsinler. Aksi takdirde bu seyahat eksik kalır. Şöyle Gazze’yi gören bir tepede birlikte piknik yapsınlar. Arkalarına dünyanın en büyük açıkhava hapishanesi olan Gazze’yi alarak koro halinde o söylediklerini tekrar etsinler, “İsrail’de tutuklu gazeteci ve yazar yok” desinler. İsrail’de tutuklu gazeteci ve yazar yok demek, en hafif tabiriyle yalancılıktır, cahilliktir. Kılıçdaroğlu ROJ TV’yi de savunsun: CHP Genel Başkanı, devam eden bir davayı, Ergenekon davasını önemsiz hale getirmek adına bu taşeronluğu yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, cebinden gazeteci kimliği çıkan polis katili, teröristi savunuyorsun da ROJ TV’i niye savunmuyorsun? Onu da savun. Git Danimarka’ya ROJ TV’yi de savun. Al yanına bazı avukatlarını beraber git. Batıdaki gazeteciler darbeci değil: Batıda gazeteciler darbe planlarının içinde yer almıyorlar. Batı’da darbeye zemin hazırlamak için kitaplar yazdırılmıyor. (...) Tüm dünyaya Türkiye’de gazetecilerin, yazarların değil, darbe hazırlığı içinde olanların, terör eylemi yapanların yargılandığını tekrar tekrar anlatacağız. SAD’dan mı aldın? Söylemiyor, unutturmaya çalışıyor. 80 yıl önceki olaylara gidersin de 2012’deki olayın hesabını vermezsin. 34 kişinin başına bomba yağdırdın sesin, gıkın çıkmıyor, korkuyorsun, yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı oldun çünkü. 12 yaşındaki çocukları bombalayalarak öldüreceksiniz, ondan sonra kalkıp ahkâm keseceksiniz. İnönü başımızın tacı: Sayın Erdoğan, geçen hafta il başkanları toplantısında 46 dakika konuştu, 45 dakikası CHP ve Kılıçdaroğlu. Konuşmasında 34 kez CHP, 12 kez Kılıçdaroğlu geçiyor. Frenleri tutmuyor. 40 yıl önceki İnönü’ye de saldırıyor. Yunan generali Trikopis bile İnönü’yle bu kadar uğraşmadı. Her şeyi bırakıp 7075 yıl önceki Atatürk’le İnönü’yle uğraşacaksın. İnönü bu ülkede emperyalizme karşı mücadele eden, yedi düvele karşı mücadele eden Mustafa Kemal’in arkadaşıdır, bizim başımızın tacıdır. Erdoğan din tüccarı: Erdoğan dindar görünümlü bir din tüccarıdır. Erdoğan’ı dindar olarak görmek, dindarlara yapılmış hakarettir. Deniz Feneri’nde bağış ve kurban paraları hangi din tüccarlığıyla toplanıyorsa, Erdoğan da aynı yöntemle oy topluyor. Şimdi din ticaretinden başka bir yola sapıyorlar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerini yasakladılar. Efendim deprem oluyor. 29 Ekim’de faşing mi yapıyoruz? 19 Mayıs törenlerini iptal ettiniz, andımızdan rahatsız oldular. Andımızın hangi cümlesi senin psikolojini bozuyor? Atatürk’ün Gençliğine Hitabesi’ne kafayı taktılar. Başbakan Erdoğan, çık hangi cümleden rahatsız oluyorsan söyle? Hitabe ulusal bağımsızlık savaşının manifestosudur. Yüreğin varsa, becerebiliyorsan çık kaldır bakalım. Saldırılar bu ülkenin bağımsızlık sembollerine. Bağımsızlık mücadelesinden koparıp gençleri birilerinin değirmenine su taşıyan gençlik olsun istiyorlar. Cumhuriyetten beri kat ettiğimiz mesafeler tek tek elimizden alınıyor. Ana muhalefet liderini takip: Başbakan, “Kılıçdaroğlu artık mercek altındasın, aldığın nefes bile ülkede takip ediliyor” dedi. Pervasızlığa, densizliğe, ahlaksızlığa bakar mısınız? Ana muhalefet liderini adım adım izleyeceksin, takip ettireceksin, dinleyeceksin bir de utanmadan çıkıp bunu millete ilan edeceksin. Benim senden korkum yok. Sen de ahlak kırıntısı var mı, yok mu çık onu söyle. 12 Eylül 2010’da millet idareye, yargıya el koymuştur, diyor. Biz, özel yetkili mahkemeler operasyon mahkemesidir, Erdoğan’ın özel mahkemeleridir, diyorduk. Kendisi itiraf ediyor, el koydum, diyor. 12 Eylül’de bile “yargıya el kondu” denmemiştir. WikiLeaks belgeleri: Dönemin ABD Büyükelçisi kendi hükümetine kripto gönderiyor. Başbakanla Ergenekon savcılarının periyodik her hafta görüştüklerini ifade ediyor, bunu elçiliğe özel rapor veren polis şeflerine dayandırıyor. Bağımsız bir ülkede polis şefleri niye gidip yabancı ülkenin büyükelçisine brifing verir? Burası sömürge mi? Erdoğan, Batı’nın egemen güçlerinin Ortadoğu’daki taşeronudur. Paul Auster tartışması: Erdoğan dışarıdaki insanlara da ders, ayar vermeye kalkışıyor. Auster hapisteki yazar ve gazeteciler yüzünden gelmiyorum, diyor. Irak’ta 1.5 milyon Müslüman için Bush ve Cheney’i suçluyor. Erdoğan bundan rahatsız oluyor büyük ihtimalle. Çünkü o 1.5 milyon Müslüman katledilirken oturdu keyfine baktı. Yoksa Auster’ın “Atatürk olağanüstü bir lider” laflarından mı rahatsız oldu? Gelmezsen gelme, Türkiye irtifa mı kaybeder, diyor. Türkiye irtifa kaybetti zaten. Auster’a “cahil” diyor. Erdoğan âlim, Auster cahil, ne söyleyeyim? Arınç’la sözlerini yan yana getirelim, rol bölüşmesini göreceksiniz, o da bir başka cepheden saldırıyor. Aydınları bu kadar düzeysiz, seviyesiz eleştiren insanlar ne yazık ki yönetim koltuklarında oturuyor. O hakaretleri o ikisine aynen iade ediyorum. MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ: AKP Damat Ferit’in izinde ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Mayıs törenlerinin yasaklanması, diğer ulusal bayramlara ilişkin tören güncellemelerinin yapılması, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, Atatürk köşesi ve öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin çalışmalara dikkat çekerek “AKP’nin Damat Ferit’in izinden gittiğini” söyledi. Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dindar bir gençlik yetiştirmeye yönelik açıklamalarını “Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede Başbakan’ın manevi değerlerden nemalanma yarışına girmesi gerçek niyetlerini bir kez daha açığa çıkarmaktadır” diye eleştirdi. Bahçeli, 19 Mayıs kutlamalarına getirilen sınırlama konusunda “Vatan, millet sevgisini sizden öğrenecek değiliz” diyen Erdoğan’a yanıt verdi. Bahçeli, “Biz Sayın Başbakan’ın ve zihniyetinin vatan ve millet sevgisini ölçecek kalibrede değiliz. Çünkü biz olmayan bir şeyi ölçecek durumda ve seviyede değiliz” dedi. Bahçeli, 19 Mayıs kutlamalarından rahatsızlık duyulmasının gerisinde 29 Ekim 1923 tarihine dönük kızgınlıklar bulunduğunu belirtti. 19 Mayıs’ın yanı sıra ulusal bayramların kutlamalarına ilişkin bir güncelleme yapıldığını ifade eden Bahçeli, “Sizin başka işiniz ve meşguliyetiniz kalmamış mıdır? Bu güncellemeyle varmak istediğiniz yer, ulaşmayı dilediğiniz aşama nedir?” diye konuştu. Cumhuriyetin ilanıyla sinen “ahlaksız ve densizlerin” bir kez daha hesaplaşmak adına başlarını kaldırdığını kaydeden Bahçeli, AKP’nin sahnelediği oyunların bir diğer hedefinde ise öğrenci andıyla birlikte Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin yer aldığını dile getirdi. Bahçeli, isim vermeden AKP Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’i şöyle eleştirdi: “Gençliğe Hitabe ve andımız üzerinden servis edilen proje ve kanaatler bir hayli etkinlik kazanmıştır. AKP’nin görevli beyanatçısı Gençliğe Hitabe’yi tartışmak lazım diyerek durduk yerde yeni bir çekişmenin ve kutuplaşmanın kurdelesini kesmiştir. Öncelikle ifade etmek isterim ki, tartışılması gereken Gençliğe Hitabe değil, AKP’nin seviyesizlikleri, hürriyet ve itilafçılıkla örtüşen şaibeli karakteridir. Açık bir şekilde söylemek lazımdır ki, AKP Damat Ferit’in izinden, MHP Mustafa Kemal’in felsefesinden feyiz almaktadır.” Bahçeli, 9 yıllık AKP iktidarında toplumun inananlarinanmayanlar, laiklerantilaikler gibi çok tehlikeli tasniflere tabi tutulduğunu belirtti. Fotoğraf: AFP ‘Şakşakçılık yapılıyor’ Suriye’deki saldırılarda 300 kişinin öldüğünü hatırlatan Bahçeli, Büyük Ortadoğu Projesi’nin planlarıyla bölgeye bakan AKP zihniyetinin askeri müdahale şakşakçılığı yaptığını belirtti. MUHALEFET GERİ ADIM ATMADI İçtüzükte anlaşma yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin TBMM içtüzük değişikliği önerisi üzerindeki görüşmelerde uzlaşma çıkmadı. AKP’nin, grup önerilerinde muhalefetin konuşma süresini indiren düzenlemeyi yumuşatıcı yeni önerisi de kabul görmedi. AKP’nin içtüzük değişiklik önerisini genel kurul gündemine alması ve muhalefetin de “Görüştürmeyiz” tutumuna girmesi üzerine çıkan krizde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in uzlaştırma girişimleri çerçevesinde partilerin grup başkanvekilleri dün yeniden bir araya geldi. Toplantıda Çiçek’in, “Grup öneriler sadece salı günü görüşülsün, muhalefetin konuşma süresi de arttırılsın” önerisi üzerinde uzlaşma arandı. Ancak muhalefet, “Grup önerisi verme ve karar yeter sayısına ilişkin hükümlerin mevcut içtüzükteki halinde kalmasını” istedi. Bunun üzerine AKP, muhalefetin konuşma süresini 40 dakikadan 5 dakikaya indiren düzenlemede yumuşatmaya giderek sürelerin biraz daha arttırılması şeklinde yeni öneri getirdi. Ancak muhalefet bunu da kabul etmeyerek düzenlemenin eski halinin korunmasında ısrar etti. C MY B C MY B