21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Gül’ün erkler zirvesinde yargı organları başkanları, KCK davasında anadilde savunmaya karşı çıktı Nasıl Bir Nesil? Ve Paul Auster Başbakan, iftiharla dindar bir nesil yetiştirmek istediğini söylüyor ve soruyor: Dindar bir nesil yetişmesine itirazı olan var mı? “Laik bir devletin görev sınırları içinde midir, değil midir dindar nesil yetiştirmek?” tartışmasının bir anlamı yok. Hangi dine, hangi mezhebe bağlı gençler yetiştireceksiniz sorusu da yanıtı o kadar ayan beyan ortadayken aptalcadır. Diyanet o işin ideoloğu ve yol göstericisi olarak, devletin bel kemiğini oluşturuyor. Yakında devlet işlerinde de Diyanet’ten fetva dönemi başlayacak. Kişisel kanım, devletin bireylerin yetiştirilmesinde herhangi bir ideoloji ve inanç enjekte edemeyeceğidir. Devlet ne dindar gençler yetiştirmekle mükelleftir ne de Atatürkçü gençler. Çağımızda eğitimin amacı, karşılıklı anlayışı, demokrasi fikrini, farklılıklara hoşgörüyü geliştirmektir. Ancak bu durumda demokrasinin altyapısı oluşur. ??? Ama Tayyip Erdoğan Türkiyesi’nde bunları tartışmanın anlamı yok. Biz şimdi, en iyisi, nasıl bir nesil yetiştirilmekte olduğunu görelim. Bir kere yetiştirilmekte olan bu cahil neslin, muhafazakârlıkla herhangi bir alakası yoktur. Kendi geçmişinden bihaber, geçmişten bugüne herhangi bir değer getirebilme hünerinden yoksun bir neslin muhafazakâr olduğunu söylemek ham yakıştırmadır. Kendi alaturka musikisine bile aşina olmayan, “pop muhafazakâr”ları sevsinler! O nesil muhafazakâr değil, olsa olsa, kendi tutuculuğu ve cehaletinin karışımını küreselleşen kapitalizmin kendine empoze ettiği davranış biçimiyle uyum içine sokmuş olan bir nesil olacaktır. “İman ya Rabbi!” niyazını Eren Derdem’in deyişiyle abdestli kapitalizm uygulamasının, “İmar ya Rabbi!” yakarışına çeviren bir nesildir yetiştirilmekte olan. Rant İslamına çevrilmiş, kapitalizmin kendisine yüklediği misyon ile çelişmeyen, ama yeterince de üretici olmayan, Yaradan’ı seven ama yaradılanı sevmeyen, hele hele kendine benzemiyorsa nefret eden bir komprador İslamının neferlerini oluşturacak bir nesildir yetiştirilmek istenen. Böyle bir neslin, ne demokrasi ne de gerçek inanmışların İslamı ile bir ilişkisi vardır. Ve Ulu Önder Tayyip Bey diyor ki: İmam hatipliler, yeni yetişecek nesiller sizin eseriniz olacaktır. Kimi imam hatiplileri düşünüyorum da, “bu da onlara haksızlık” diyorum. ??? Yıllar yılı faşist Franco İspanyası’na gitmeyi reddeden onurlu kişileri saygıyla andım. Demokrasiden özgürlükten yana olanlar arasındaki aydın dayanışmasının zorunluluğuna inanıyorum ve bu yüzden, ülkemizde de tanınan Paul Auster’ın tutuklu gazeteciler ve yazarlar yüzünden gelmemesini saygıyla karşılıyor, Başbakan’ın “Gelse ne olur, gelmese ne olur!” sözlerini mahalle dalaşı düzeyinde buluyorum. Auster da benzeri şeyler söylese onu da ayıplayacağım. Kısacası Paul Auster’ı haklı buldum, Başbakan’ın tavrını da kendisine yakıştırmadım. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun tartışmaya katılış şeklini de çok yadırgadım. Kılıçdaroğlu buyuruyor: Paul Auster’ı biz davet edeceğiz. Adam, Türkiye’de gazeteciler, yazar, çizerler içeride gelmeyeceğim diyor. Çağıran kim olursa olsun değişir mi? Kılıçdaroğlu çağırdı diye Auster gelecekse, onun ilkesinin ne anlamı kalır? Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi gazeteciler yazarlar hapishanesi olmaktan çıkarmak yerine ucuz mahalle dalaşlarından parsa toplamaya çalışarak mı muhalefet işlevini yapacağına inanıyor? Kürtçe ideolojikmiş FIRAT KOZOK ANKARA Yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarını önceki gün Çankaya Köşkü’ne davet eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir süre önce Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’nu kabulünde kendisine iletilen KCK tutuklularının Kürtçe savunma yapamadıkları yönündeki şikâyeti gündeme getirdi. Yargı erkinin başkanları ise Gül’e yanıt olarak, “Türkçe bilmeyen tutuklular için mutlaka anadillerinde yardımcı bulundurulur. Ancak KCK sanıkları Türkçe bilmelerine karşın ideolojik davranarak konuşmuyor ” yanıtını verdi. Edinilen bilgilere göre, yüksek yargı organlarının başkanları görüşmede yargının siyasallaştığı iddialarından rahatsızlık duyduklarını dile getirirken yargıda maaş dengesizliğinin giderilmesi gerektiği ne vurgu yaptılar. Toplantıda konuya ilişkin görüşler dile getirilirken tutukluluk süreleri, anayasa maddeleri gibi konular ise görüşülmedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise kabulde, ilginç bir konuya değindi. Ocak ayı başında Ankara Ba melerde mutad olarak anadilinde duruşmalar görülüyor da KCK’de izin verilmiyorsa bu büyük bir yanlıştır” diyen Gül, bu konuyu yüksek yargı başkanlarına sordu. Mahkeme başkanları ise bu konuda yanlış bir yorumlamanın söz ? Çankaya’daki zirvede yargı organları başkanlarına KCK davasında anadilinde savunma konusundaki kısıtlamanın nedenini soran Cumhurbaşkanı Gül’ün aldığı yanıt, “KCK sanıkları Türkçe bilmelerine karşın ideolojik davranıyorlar ve Kürtçe konuşuyorlar” oldu. rosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve beraberindeki heyeti kabulünde, KCK davalarında anadilinde savunma yasağı uygulanmasıyla ilgili eleştirileri dinleyen ve “Eğer yan salondaki o mahkekonusu olduğunu belirterek “Bir insan Türkçe bilmiyorsa, Kürtçe biliyorsa mahkemede mutlaka yanında yardımcı bir kişi bulundurulur. Bu yıllardır uygulanır, bu şikâyeti dile getirenler belki bu uygulamadan habersizlerdir” dedi. Aynı uygulamanın KCK tutukluları için de geçerli olacağına vurgu yapan başkanlar, “Ancak KCK sanıkları Türkçe bilmelerine karşın ideolojik davranıyorlar ve Kürtçe konuşuyorlar” itirazında bulundu. Konuyu Cumhurbaşkanı’na ileten Ankara Barosu Başkanı Feyzioğlu ise KCK’lilerin özellikle Türkçe konuşmadıkları yönündeki eleştiriye “İnsanların hangi dili ne kadar bildiklerini nereden biliyorlar?” diye itiraz etti. Feyzioğlu, “Sonuçta beyanlara itibar edilmesi lazım. Adam bilmiyorum diyorsa, daha az bildiği bir lisanda savunma yapmak onun avantajına değil. Bu, Almanya’da yetişmiş, Almancayı daha iyi bilen bir Türk’ün Türkiye’de yapacağı savunmada da böyledir. Onun da burada Almanca savunma yapması gerekir” dedi. SAVCILARA DAVA HSYK’den ‘Deniz Feneri’ savunması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan savcılar hakkında iddianame hazırlanmasına ilişkin eleştirilere yanıt verirken “Haklarındaki işlem, Deniz Feneri soruşturmasını yürüttükleri veya bazı olayların üzerine gittikleri için değil, bunu yaparken resmi belgede tahrifat ve görevi kötüye kullandıklarının iddia edilmesinden kaynaklanmaktadır” dedi. Hamsici, açıklamasında, bazı basın yayın organlarında, “Eski Deniz Feneri savcıları için hapis istemi. Savcılara jet hızı dava. Deniz Feneri savcıları hakkında iddianame hazırlandı. Deniz Feneri’nde asıl fail bizmişiz?” şeklinde haberler ve yorumlar yapıldığını anımsattı. Üç savcı hakkında jet hızıyla dava açılmasını savunan Hamsici, yasaya göre “Hâkim ve savcılara ait davalar acele işlerden sayılır. Kanuni zaruretlerden doğan davalar 3 aydan fazla devam edemez” şeklinde düzenleme yer aldığını söyledi. Hamsici, bu nedenle savcılar hakkındaki yargılamaların “ivedilikle sonuçlandırılması” gerektiğini ileri sürdü. Savcıların kovuşturma iznine karşı yaptığı yeniden inceleme başvurusunun karara bağlanmadan dosyanın Sincan’a gönderilmesi konusunda ise Hamsici, şunları kaydetti: “Halbuki HSYK 2. Dairesi tarafından verilen ‘kovuşturma izni verilmesi’ kararı bir ara karardır, sonuç doğurucu değildir. Bu sebeple de yeniden inceleme ve itiraza konu edilememektedir. İlgililer hakkında kovuşturma işlemlerine başlanmasını sağlayacak karar ancak Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilebilecektir. Sincan delilleri değerlendirip son soruşturmaya geçilmesine yer olup olmadığına karar verecektir. AKP’nin Meclis’te muhalefet partilerinin sesini kısma kararlılığı sürüyor Uzlaşma çıkmadı AYŞE SAYIN TSK MUHALEFETE HASSAS Genelkurmay’dan Kışanak’a da dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın “Üç paşayı güdemiyorsunuz” açıklamasının eseffle karşılandığını ve kullanılan sözlerle ilgili hukuki süreç başlatıldığını duyurdu. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde konu ile ilgili bir açıklama yayımlandı. Kışanak ise duruma “Katliamın sorumluları ortaya çıkarılıp ‘katliamcı’ olarak yargılansın, ben de bu suçu işlediğimi kabul edip cezama razı olacağım” diye tepki gösterdi. Kışanak, “Başbakan’ın ‘üç koyunu güdemiyor’ diyerek halkı koyun yerine koyması suç olmuyor da Başbakan’ın idaresi altında, onun direktifleri ile hakaret eden askeri yetkililerle ilgili bir söz niye hakaret oluyor. Bir şahsı kastetmedim. Uludere katliamıyla ilgili değerlendirme yaptım” dedi. Genelkurmay daha önce de Orgeneral Necdet Özel’in Kürtçe eğitim konusundaki tespitlerine, “Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın” tepkisi gösteren BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a dava açmıştı. ANKARA AKP’nin, milletvekillerinin komisyonlarda değişiklik önergesi vermesini ve grup önerisi üzerinde yapılan konuşmaları sınırladığı için muhalefetin sert tepkisine yol açan içtüzük değişikliği önerisinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde, muhalefetin içtüzüğün bütün olanaklarını kullanarak engelleme yapması ve iktidarla muhalefet arasında gerilimin tırmanması üzerine TBMM Başkanı Cemil Çiçek devreye girdi. Çiçek, AKP, CHP, MHP ve BDP grup başkanvekilleriyle kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Meclis’teki içtüzük geriliminden yakınan Çiçek, “Bu tablo Meclis’e yakışmıyor. İktidar muhalefet ayrımı yapmadan söylüyorum ama bu görüntü nedeniyle Meclis’e güven azalıyor. Bu konuda uzlaşma aramamız lazım” dedi. TBMM Kanunlar Kararlar Daire Başkanlığı’na hazırlattığı ve “uzlaşma” sağlamaya dönük içtüzük önerilerini grup başkanvekillerine sunan Çiçek, muhafetin itirazının temelini oluşturan, grup önerileri konusunda daha esnek bir öneri getirdi. Çiçek, AKP’nin, grup önerilerini 5 dakika ile sınırlayan ve sadece bir öneriyi getiren partinin sözcüsüne söz verilmesini öngören önerisine karşı, “Her grup haftada bir gün, sadece salı günü olabilir, iki lehte iki aleyhte olmak üzere 5’er dakikadan 20 dakika konuşsun” önerisi getirdi. Ancak AKP grup başkanvekilleri, geri adım atmazken muhalefet partileri ya içtüzük değişikliğinin tamamen geri çekilmesi ya da partilerin grup önerisi ve komisyonlarda önerge vermesini sınırlayan hü ‘Deli gömleğini yırtacağız’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter’daki hesabı aracılığıyla “Afiş asan, YÖK’ü ve üniversite yönetimini eleştiren gençlerimizi üniversiteden uzaklaştıran zihniyet AKP’nin post 12 Eylül zihniyetidir. Medyayı, üniversiteleri, yargıyı susturdular, TBMM içtüzüğü ile milli iradeyi susturmaya çalışıyorlar. Bu deli gömleğini yırtıp atacağız. Gençlerin inancıyla oynayacağına, gençleri kamp laştıracağına, ülkemizde her 100 kişiden 22’si işsiz olan gençlerimize iş imkânı yarat. Hrant Dink’in cinayetinde ihmali olanlar yükselmeye devam ediyor. Bu AKP’nin adaletidir” mesajını verdi. Grup başkanvekilleri ile yapılan görüşmenin adından toplanan genel kurulu Cemil Çiçek yönetti. Görüşmelerin tartışmalı ismi Mehmet Sağlam ise komisyon sıralarında Burhan Kuzu ile birlikte oturdu. (Fotoğraf: AA RIZA ÖZEL) kümlerden vazgeçilmesini önerdi. Ancak AKP, buna direndi. Bunun üzerine MHP grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır, “Neye ihtiyaç duydunuz da bunu dayatıyorsunuz? Getirin istediğiniz kanunları uzlaşıp çıkaralım. Ama iyi niyetli değilsiniz” sözleriyle tepki gösterdi. AKP’nin yine uzlaşmaya yanaşmaması üzerine MHP sözcüleri, “Teklifin tümü üzerindeki görüşmeleri bugün tamamlayalım, salıya kadar uzlaşma arayalım, ortak önergeler hazırlayalım” önerisini getirdi. Sağlam vetosu Toplantıda muhalefet, AKP’li TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın içtüzük görüşmelerinde Meclis’i yönetmesi ve Meclis’i temsilen komisyon sıralarına oturmasına da karşı çıktı. Muhalefet temsilcileri Sağlam’ın içtüzük değişikliği Anayasa Komisyonu’nda görüşülürken teklifle ilgili “çok iyi oldu, hazırlayanlara teşekkür ederim” diyerek “taraf” olduğuna dikkat çekti. AKP grup başkanvekilleri, krizle ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan ve parti yönetimi ile görüşmeler yaptıktan sonra iktidar ve muhalefet öğle saatlerinde yeniden bir araya geldi. Sabah muhalefetin bütün önerilerini geri çeviren AKP, ikinci toplantının ardından tavır değiştire rek, MHP’nin, “Teklifin tümünü şimdi görüşelim, maddelerini haftaya bırakalım, bu arada uzlaşma arayalım” önerisini kabul edince kriz aşıldı. TBMM Danışma Kurulu’nda da dört parti arasında uzlaşma sağlanarak AKP’nin önerisiyle alınan Meclis’in hafta sonu ve pazartesi çalışması önerisinden ve muhalefet de grup önerisi getirmekten vazgeçince, içtüzük değişikliğinin geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Varılan uzlaşmaya göre AKP, CHP, MHP ve BDP grup başkanvekilleri ve belirleyecekleri vekiller pazartesi Çiçek’in önerilerini de dikkate alarak içtüzük değişiklikleri üzerinde uzlaşma arayacak. EMNİYET VE BAŞBAKANLIK ‘Şantaj’a çifte yalanlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık Basın Merkezi, 4 Mayıs 2007’de Başbakan Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında gerçekleşen görüşmeye dair ileri sürülen şantaj iddiasının gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Başbakanlık Basın Merkezi’nin internet sitesinde yer alan açıklamasında şunlara yer verildi: “İstanbul’da Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde 4 Mayıs 2007 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında gerçekleşen görüşmeye dair bugün bazı gazetelerde ileri sürülen şantaj iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Mesnetsiz iddiaların haber olarak sunulması, kamuoyunu doğru bilgilendirme ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. İlgili yayın organlarına karşı her türlü hukuki hakkını mahfuz tutan Sayın Başbakanımız, gerçekle örtüşmeyen bu tür iddiaları esefle karşılamaktadır.” Emniyet Genel Müdürlüğü de iddiaları yalanlayarak “Yasal süreç başlatılmıştır” açıklamasını yaptı. Performans sisteminin kaldırılması ve güvenceli iş hakkı için eylemler büyüyor Sağlıkta süresiz grev hazırlığı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sağlık çalışanları süresiz greve hazırlanıyor. Türk Tabipler Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu’nun katılımıyla iki gün boyunca İzmir’de dört büyük hastanede yapılan “Sağlıkçılar Meclisi” toplantılarının ardından çalışanlar, isteklerinin karşılanmaması durumunda süresiz iş bırakma kararı aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Çalışanları Platformu tarafından hastane önünde her cuma günü 663 sayılı kanun hükmünde kararnamenin kaldırılmasına yönelik gerçekleştirilen “Saat 10.30” eyleminde sağlıkçıların mesleki bağımsızlıklarının verilmesi istendi. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer, “2 gün boyunca kentimizde Türk Tabipler Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu’nun katılımıyla Tepecik, Atatürk Eğitim Araştırma hastaneleriyle Dokuz Eylül ve Ege üniversiteleri tıp fakültelerinde Sağlık Meclisleri toplantılarını gerçekleştirdik. İsteğimiz çok açık ve net. 663 sayılı kanun hükmünde kararnamenin kaldırılmasını istiyoruz. Güvenceli iş hakkımız gerçekleştirilmeli ve performans sisteminin son bulmalıdır. Bu isteklerimizin sonuç bulmaması durumunda süresiz grev kararlılığımız var” dedi. Eylemde platform adına açıklamada bulunan SES İzmir Şubesi DEÜ Hastanesi İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur da, Bakanlar Kurulu’nda imzalanan 4688 sayılı kamu görevlileri sendikaları yasası değişiklik tasarısıyla kamu çalışanlarının sendikasızlaştırılmasının hedeflendiğini söyledi. Rektör Füzün’den eleştiri HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, üniversite hastanelerinin sıkıntılı günler yaşadığını, bu kurumların Sağlık Bakanlığı’na devirlerinden söz edilmesini doğru bulmadığını söyledi. Öğretim üyeleri ve sağlık çalışanlarının her cuma eylem yapmasını değerlendiren Füzün, “Sıkıntılı günler yaşıyoruz. Üniversite hastaneleri sadece hasta bakmaz, bilgi üretir, hekim yetiştirir. Hasta bakıyoruz ama eğitim üretmek ve bilgi üretmek adına da bakıyoruz. Üniversite hastanelerinin, Sağlık Bakanlığı hastanesi gibi muamele görmesi hoş değil. Üniversiteye gelen hasta farklı. Devlet hastanesinde 500 liraya olacak bir ameliyat üniversite hastanelerinde 800 lira olur. Tamgün Yasası gereği gibi uygulanamıyor. Hocalarımız ne ameliyat yapabiliyor ne reçete yazıyor. 82 aktif profesörümüz bu yasa nedeniyle yarızamanlı çalıştığı için hasta bakamıyorlar” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle