20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıran savcılara mesaj verdi: Seçilmişi kul etmem İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP İstanbul İl Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi’ne telekonferans sistemiyle katılarak yaptığı konuşmada MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı MİT görevlilerinin ifadeye çağrılmasına ilişkin mesajlar verdi. Erdoğan “Hiçbir zaman seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” dedi. Erdoğan, Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongreye Üsküdar Kısıklı’daki konutundan telekonferans sistemiyle katıldı. Erdoğan, şunları söyledi: “Sınırları aşan her türlü girişim, yetki gasbıdır, millet iradesinin çiğnenmesidir. Gücünü milletten almayan, milletle aynı yöne, aynı istikamete bakmayan her girişim millet nezdinde, anayasa ve yasalar nezdinde gayrimeşrudur. Biz bu ülkede gayrimeşruluğa izin vermeyiz. Hiçbir zaman seçilmişleri, atanmışlara kul etmeyiz. 9 yıl boyunca gerek yasama, yürütme ve yargının gerek kurumların uyum ve koordinasyon içinde çalışabilmesi için tam bir hassasi Recep Özel: ‘MİT’vekili’ Korkmaz, “Teklif sahibi Recep Özel kibar bir arkadaşımız. Ancak zırh getiren yasal kendisinin devlet düzenlemeyi hizmeti yoktur, devleti yaparak çıkış aradı. tanımaz, istihbarat Haftanın bu en birimleri ve çalışmaları önemli olayının öne hakkında tecrübesi çıkan ismi ise AKP yoktur. Güvenlik, Isparta Milletvekili istihbarat bilgisi 007 Recep Özel oldu. James Bond filmlerini Özel, önce tek TV’den izlemekten maddelik olarak ibaret. Teklif bir getirilen ancak yerlerde hazırlanmış, Recep Özel daha sonra gece yarısı eline önergelerle genişletilen yasa verilmiş, altına da imza atması önerisinin altında imzası olan istenmiş” diyerek Özel’e, “007 isimdi. On yıla yaklaşan AKP James Bond” yakıştırması iktidarı döneminde partisi ve yapılmasına neden oldu. hükümeti için en İkinci dönem acil yasa önerisinin milletvekili olmasına sahibi olmak ona karşın altında imzası kısmet oldu... bulunan pek teklif Kendisini AKP’li olmaması nedeniyle 327 milletvekilinden AKP kulislerinde de en farklı bir konuma çok konuşulan isim getiren bu niteliği Özel’di. AKP’de Özel nedeniyle Özel, için öne çıkan eleştirilerin hedefi, yakıştırma ise esprilerin “MİT’vekili” oldu. Hatta malzemesi oldu. İlk AKP’liler arasında, Hakan Fidan benzetme “Bundan sonra Özel’i MHP’den geldi. Yasanın gördüğümüzde kendisine, TBMM’deki görüşmeleri “Sayın Milletvekilim’ değil sırasında Özel gibi Isparta ‘Sayın MİT’vekilim’ diye hitap milletvekili olan MHP’li Nevzat edelim” diyenler bile vardı... KP iktidarı en önemli krizini Ayaşadı MİTyargı kavgası olayıyla ve MİT’e Erdoğan Ivanov ve Eroğlu ile görüştü İkinci ameliyatının ardından Kısıklı’daki konutunda dinlenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorgi Ivanov (solda) ve KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile ayrı ayrı görüştü. Her iki cumhurbaşkanının da Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerini ilettiği belirtildi. (Fotoğraf: AA KAYHAN ÖZER) tiren Erdoğan “Açık söylüyorum, ne devletin kurumları arasında ne de bu milletin evlatları arasında bir husumet, anlaşmazlık yoktur ve olamaz. Bu ülkenin aydınlarını, yazarlarını, medyasını, özellikle de siyasetçilerini daha sağduyulu ve sorumlu davranmaya davet ediyorum” dedi. “Dindar gençlik yetiştireceğiz” sözlerinin ardından başlayan tartışmalara da değinen Erdoğan “Modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dilinin, dininin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum. Kökü ezelde ve dalı ebette bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlikten bahsediyorum” diye konuştu. Erdoğan ile bağlantı sağlandıktan sonra salondakiler “Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz” şarkısını söyledi. Erdoğan’ın zaman zaman sesinin kısıldığı ve sıklıkla su içtiği görüldü. Dindar gençlik yet içinde olduk. Hiç kimse ellerini ovuşturmasın, hiç kimse fitne ve fesat tohumlarının yeşereceği umuduna kapılmasın, hiç kimse kriz duasına çıkmasın, hiç kimse kaos ve çatışma hayalleri kurmasın. Bu ülkenin tüm kurumları tarihte hiç görüşmemiş ölçüde uyum ve motivasyon içinde görevlerini yapıyorlar.” “Yargı, Emniyet, asker ve istihbaratın büyük bir koordinasyon içinde olduğunu” ifade eden Başbakan Erdoğan, “Herhangi bir kurumu yıpratmak, kurumlar arasında uyumsuzluk varmış gibi lanse etmek, ülkeye de millete de hayır getirmez” diye konuştu. Sağduyuya davet Münferit hadiseleri abartanların, farklı mecralara sevk etmek isteyenlerin ne ülkeye ne de millete hizmet etmiş olmayacaklarını bilmesi gerektiğini dile ge SAVCILIKTAN İLGİNÇ KARAR ‘Promosyon zimmet sayılmaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) Başkanı Kazım Çalışkan’ın personele dağıtılması gereken promosyon parasının bir kısımını “özel işlerinde kullandığı” iddiasıyla Türk BüroSen’in yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi. TAPDK, Vakıflar Bankası Kavaklıdere Şubesi ile 2007 Mayıs ayında kurum personeli maaşlarının söz konusu bankadan ödenmesi konusunda 3 yıl süre ile bir protokol imzaladı. Protokol gereği kurul personeli için 130 bin liralık promosyon ayrıldı. Türk BüroSen, savcılığa yaptığı suç duyurusunda Çalışkan’ın, promosyonların nasıl ve ne şekilde harcanacağına ilişkin usullerin düzenlendiği Başbakanlık genelgesine aykırı şekilde bazı şahsi harcamalarını bu paradan yaptığını iddia etti. Yine genelgeye aykırı şekilde Çalışkan’ın şoförü Hüseyin Aksoy’a promosyon parasından yardımda bulunduğu savunulan dilekçede, Çalışkan ve Akyol’un zimmet suçunu işledikleri öne sürüldü. Soruşturma başlatan savcılık Çalışkan’ın ifadesini aldı. Çalışkan, promosyon paralarından şahsı ile ilgili harcama yapmadığını öne sürerken, şunları kaydetti: “O dönem makam şoförlüğümü yapan Aksoy, normal mesai saatlerinin haricinde hafta sonları da çalışıyordu. Kurum maaşı haricinde başka ek ödemesi bulunmuyordu. Kurulda çalışan diğer emsallerine göre düşük maaş alması nedeniyle promosyon parasından yardımda bulundum” dedi. Soruşturmanın sonucunda takipsizlik kararı veren savcılık, şu ilginç değerlendirmeyi yaptı: “Kazım Çalışkan’ın TAPDK Başkanı olduğu dönemde 130 bin liralık promosyon parasından şahsına harcama yaptığına dair şikâyetçi sendikanın soyut iddiaları haricinde hiçbir delil bulunmamaktadır. Hüseyin Akyol’a promosyon paralarından yardım yapılmasında mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı, esasen promosyon paralarının devlete ait olmadığı, Vakıflar Bankası’ndan temin edilmesi sebebiyle zimmet suçunun oluşmasının da söz konusu olamayacağı tespit edilmiştir.” ‘Oscar’lı konuşmalar BDP’li Sırrı Sakık, kürsüde “bir Oscar hikâyesi” anlattı. Diyarbakır Cezaevi’ndeki bir hocanın kızına Mizgin (Müjde) adını verdiğini, bu kızın ilkokula başladığında “Senin baban ne iş yapıyor?” diyen öğretmenine “Benim babam terörist” dediğini, bu çocukla bir gün yollarının kesiştiğini anlattı. Sakık, Mizgin Müjde Arslan’ın KCK operasyonlarında gözaltına alındığını da ekledi. Sinemacı BDP’li Sırrı Süreyya Önder de, konuşmasına “Bugün bu ülke ileride kazanacağı bir sinema Oscar’ını kaybetti” diye başladı ve ekledi: “Ulus olarak bir topyekun Türkiye halkları, felaketlerden öğrenmek gibi bir meziyete sahip oldu yani evlerden ırak deprem oldu, hepimiz jeolojinin bütün girdisini çıktısını öğrendik. Bu memlekette hepi topu 20 BMM’de MİT Yasası’nda değişiklik getiren T önerinin görüşmeleri sırasında küsur tane anayasa hukukçusu var. Bir anayasa tartışması başladı, gerçekten gidin hangi köy kahvesine sorsanız anayasa konusunda Senedi İttifak’tan başlayan bir kronolojiyi size anlatabilirler. Bu ülkenin gizli, saklı, pasaklı işlerini de bu sayede öğreniyoruz. Giderek artık herkes bir istihbarat uzmanı oldu. İstihbarat örgütleri nedir, ne değildir, nasıl çalışır, neleri yaparlar, neleri yapmazlar bu sayede de bunları öğreniyoruz. (...) Bu televizyonlarda çok muazzep olduğum bir şey var: Strateji uzmanları var. Ülkede strateji uzmanı dövseniz geçinirsiniz, o kadar fazlalar. Bir sürü enstitü kuruldu, bunlar ne zaman türediler, hangi okullarda okudular. Adama bakıyorsun Kürt uzmanı, bir tane Kürt’ün türküsünü dinlememiş, bir tane ninnisini dinlememiş, birinin sofrasına oturmamış, kalktılar ahkâm kestiler.” Genelkurmay’dan ‘pilot’ açıklaması Genelkurmay Başkanlığı, Şırnak’ın Uludere ilçesinde 34 kaçakçı yurttaşın yaşamını yitirdiği bombardımana katılan pilotların yaşadıkları rahatsızlık nedeniyle 10 gün birliklerinde izole edildikleri yönündeki haberleri yalanladı. Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, “sınır ötesi hava harekâtına katılan Türk Hava Kuvvetleri pilotlarının yaşadıkları rahatsızlık nedeniyle 10 gün birliklerinde izole edildikleri ve güvenlik gerekçesi ile bir süre kimseyle görüşemedikleri” yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada şunlar kaydedildi: “1819 Şubat 2012 tarihli bazı basın ve yayın organlarında, sınır ötesi hava harekâtına iştirak eden Türk Hava Kuvvetleri pilotlarının yaşadıkları rahatsızlık nedeniyle 10 gün birliklerinde izole edildikleri ve güvenlik gerekçesi ile bir süre kimseyle görüşemedikleri yönünde iddialar yer almıştır. Bu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.” ‘Enişte terfisi’ne iptal Diyanet İşleri Başkanlığı’nda tayinlerden sorumlu başkan yardımcısı Özafşar’ın kız kardeşinin eşi olan Karagöz’ün ‘kıyak atama’sı iptal edildi FIRAT KOZOK Baykal’ın ‘imtihan oyunu’ düşünüldüğü zaman. Böyle hafif bir şaka yaptık, olay budur. Bazı arkadaşlarımızın kalemle çevresindekilerle tanınmasını sağlamaya yönelik konuşurkenki görüntüleri TV’ler bir oyundur o kadar.” Baykal’ın yakın tarafından “kurultay çevresinden hesapları yaptı” diye ayrılmayan yorumlandı. Baykal milletvekilleri divandaki bu haberleri arkadaşlarını yalanlarken, tanıyamamıştı. Antalya “gerçeği” şöyle Milletvekili Osman anlattı: Kaptan, “Partili olsalar “Sadece ben tanırdık” diyerek yanımdaki “imtihan oyunu”ndaki arkadaşlarımı başarısızlıklarına imtihan ettim. Onlara mazeret gösterdi. Bu dedim ki, başkanlık Deniz Baykal “imtihan oyunları” divanında oturan 4 tane milletvekilimiz var, bunlar CHP’deki kırılmanın da yeni milletvekili arkadaşlarımız, göstergesi. Birilerinin “değişim bana bu milletvekili ve yenileşme” dediğine, diğerleri arkadaşlarımızın ismini ve “ideolojik kırılma, CHP’nin soyadını yazıp koyabilir misiniz genleriyle oynanması” diyor... dedim, itiraf etmeliyim yüzde Eski partililer “yeni”leri 50’yi ancak geçen bir başarı tanımamalarını da buna oldu, isim ve soyadı birlikte bağlıyorlar... ski CHP Genel Başkanı E Deniz Baykal’ın grup toplantısında elinde kâğıt ANKARA Ankara 16. İdare Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda iç denetçi olarak görev yaparken rehberlik ve teftiş başkanı olarak atanan İsmail Karagöz’ün atamasını mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Karagöz’ün, Diyanet’te tayinlerden sorumlu başkan yardımcısı olan Mehmet Emin Özafşar’ın kız kardeşiyle evli olması tartışma yaratmıştı. Mehmet Görmez’in Diyanet İşleri Başkanı olmasının ardından Diyanet yeniden yapılanma sürecine girmişti. Bu süreçte tayinlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özavşar’ın kız kardeşiyle evli olan iç denetçi İsmail Karagöz Rehberlik ve Teftiş Başkanı olarak atanmıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı başmüfettişlerinden Abdülkadir Sezgin ve Ali Cirit, ayrı ayrı iki dava açarak Karagöz’ün atamasının mevzuata aykırı olduğunu belirttiler. Bu atamayla adını duyuran Özafşar, son olarak dindar yurttaş ödülü projesine ilişkin sözleriyle gündeme geldi. Diyanet’in “Strateji Raporu”nda yer alan “Ahlaki Yozlaşmaya Karşı Alınacak Tedbirler” bölümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özafşar, “Nasıl ki ‘Yılın Annesi’, ‘Yılın Sanatçısı’, belirleniyorsa, biz de ahlaki bakımdan ismi ön plana çıkmış kişileri ödüllendirmek, takdir etmek istiyoruz” dedi. Ödülün adının henüz belirlenmediğini söyleyen Özafşar, “Mesela ‘İyi Vatandaşlık Ödülü’ ya da ‘Sosyal Yararlılık Ödülü’ olabilir” dedi. ‘İyi Vatandaşlık Ödülü’ Mevzuata aykırı bulundu Ankara 16. İdare Mahkamesi, İsmail Karagöz’ün rehberlik ve teftiş başkanı olarak atandığı sırada müfettiş sıfatı bulunmadığı ve meslek hayatı boyunca hiç başmüfettişlik yapmadığı için atamayı iptal etti. Karagöz’ün ataması, kamuoyuna geçen yıl Cumhuriyet tarafından duyurulmuştu. Özgürce ‘nefret’ saçan ‘köşeciler’! görünüyor. Muhalif kalemlere arka arkaya yol görünüyor. Ece Temelkuran ve Nuray Mert’i gazetelerinden kovdular. Ama yazılarında özgürce nefret saçan bazı yazarların köşeleri sağlam görünüyor. Kadın düşmanlığı ve sık sık işlediği “nefret” suçlarından tanıdığımız Engin Ardıç, geçen hafta Sabah gazetesindeki köşesinde yeni Taksim projesine karşı eylem yapan sanatçıları eleştirirken “(....) Çünkü bu isimler uzun süredir ‘gündemden düşmüş’ isimler. Artık ‘12 Eylül filmleriyle’ de ilgi uyandıramıyorlar, yaptıkları ‘kıl müziğiyle’ de... Tövbe, ‘hem özürlü hem CHP’li’ olduğu için amigo basının çok sevdiği Şafak haber kanalları yakında Bazıkanalına müzik ve belgesel dönüşecek gibi Pavey hanım kızımız hariç” buyurdu. Muhalif kalemler piyasadan uzaklaştırılıyor, meydan bu kadar vicdansız, bu kadar nefret dolu kalemlere kalıyor... Ne hazin... Engin Ardıç bunu köşesinde yazabildi de ne oldu? Bu kadar açık, kaba “nefret” söylemi karşısında yer yerinden oynadı mı, okurlar protesto etti mi, gazetenin okur temsilcisi ne yaptı sahi? CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak ile bir grup milletvekili TBMM’de Ardıç’ı protesto etti, kadın örgütleri ses verdi, o kadar... CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın nefret suçlarıyla ilgili yasa önerisi de komisyonda bekliyor. Gerçi, hangi yasa bu kadar nefret dolu kalemleri engelleyebilir bilemiyoruz... ADD GENEL BAŞKANI DENİZLİ’DE KONUŞTU Çölaşan: Şimdi kenetlenme zamanı Yorum’dan protesto Grup Yorum üyeleri, aralarında grup üyesi Seçkin Aydoğan’ın da bulunduğu konser bileti satan 6 üniversite öğrencisinin tutuklanmasını dün Galatasaray Meydanı’nda, şarkılar ve halaylarla protesto etti. Gruba çok sayıda yurttaş şarkılara eşlik ederek destek verdi. Grup adına yapılan açıklamada “AKP için kendisine yalakalık yapmayan herkes düşmandır” dedi. (KAYHAN AYHAN) DENİZLİ (Cumhuriyet) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Türkiye’nin çok önemli bir süreçten geçtiğini, Atatürkçü düşüncenin, yönetenler tarafından yok edilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Çölaşan, kenetlenme zamanı olduğunu belirterek “Vurdular ama bumerang gibi geri döndü. Şu anda Türkiye’de bu geri dönüşü yaşıyoruz. Vatandaş ‘Ne oluyor kardeşim?’ deme ihtiyacını hissetti. Yan yana gelebilme po tansiyeli oluştu” dedi. Denizli’de Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen ADD 2. Ege Bölge Toplantısı’nda “Bayramıma dokunma” konulu sinevizyon gösterisinin ardından konuşan Çölaşan, gösterilenlerin Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok iyi anlattığını belirtti. Çölaşan, “ADD de hedef. Biz siyasi bir parti değiliz ama siyasi nedenlerimiz var. Türkiye Cumhuriyeti’nin, siyasetinin gündeminde Atatürk var” diye konuştu. Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle