23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2012 PAZARTESİ 4 HABERLER CHP’li Gökhan Günaydın TBMM’de görüşülmeye başlanacak afet tasarısına tepki gösterdi: Yoksula sürgün fetvası BAKAN ÇELİK AÇIKLADI SGK arazisi Medipol’e MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ait İstanbul Kadıköy’deki 2.922,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 2.949.525,00 TL bedelle İstanbul Medipol Üniversitesi’ne satıldığını açıkladı. CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Çelik’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü’nün Kavacık’taki arazisinin önce Milli Emlak’a devredildiğini, ardından 49 yıllığına Metropolitan Eğitim ve Sağlık Vakfı Medipol Üniversitesi’ne kiralandığını belirtti. Aynı vakfa TEKEL’in özelleştirilmesinden sonra Unkapanı’nda bulunan TEKEL Genel Müdürlüğü binasının da 49 yıllığına kiralandığını kaydeden Dibek, önergesinde, SGK’nin Kadıköy’deki arazisinin de yine aynı vakfa satıldığı iddialarına dikkat çekti. Bakan Çelik, verdiği yanıtta sözkonusu arzinin soru önergesine şu yanıtı verdi: “...Taşınmaz, Kamulaştırma Kanunu’nun 30. maddesi çerçevesinde 2.949.525,00 TL bedelle İstanbul Medipol Üniversitesi’ne 08.04.2009 tarihli ve 1270 sayılı yevmiye ile satılmıştır.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, TBMM’de görüşülmeye başlanacak Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa Tasarısı’nın yoksulun barınma hakkını yok sayan yeni bir sürgün fetvası olduğunu belirterek “Yurttaşın mülkiyet hakkına tecavüzün yasal temeli oluşturulmaktadır” dedi. Günaydın, eski Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın’ın da katıldığı basın toplantısında, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa Tasarısı’nın bu hafta TBMM’de görüşülmeye başlanacağını ifade etti. Günaydın, tasarı ile demokratik yaklaşımlarla bağdaşmayan bir rant döneminin başlatılmak istendiğini kaydetti. Gökhan Günaydın, tasarıyla riskli yapıların vatandaşın kendisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya belediyeler tarafından PROJELERİMİZİ HÂLÂ AŞAMADILAR Karayalçın da belediye başkanlığı döneminde hayata geçirilen Dikmen Vadisi 1. Etap ile Portakalçiçeği Vadisi kentsel dönüşüm projelerinin hâlâ aşılamamış çalışmalar olduğunu belirtti. Karayalçın, Dikmen Vadisi projesinin aralarında bölgede yaşayanların da bulunduğu geniş katılımlı bir karar kurulu ile gerçekleştirildiğini, bunun da yönetime katılma değil, birlikte yönetme anlayışının ürünü olduğunu ifade etti. tespit edileceğini, tespite yapılacak itirazların ise ikisi bakanlık görevlisi üçü de bakanlık tarafından seçilen öğretim üyelerinden oluşan beş kişilik komisyonda değerlendirileceğini söyledi. 1 ayda yıkım Riskli olmadığı halde uygulama bütünlüğü bakımından bakanlıkça gerekli görülen yapıların da tasarı kapsamında yer aldığını dile getiren Günaydın, riskli yapıların elektrik, su ve doğalgazının kesileceğini, satış ve kiralanmasının yasaklanacağını, tebligatın yapılmasının ardından 30 gün içerisinde de yakılmasının zorunlu olacağını kaydetti. Tasarının ayrıntıları hakkında bilgi veren Günaydın, uygulamalara karşı idari yargıya dava açılabileceğini, ancak mahkemelerin yürütmenin durdurulması kararı veremeyeceğini belirtti. Günaydın, tasarıyla bütün yet kinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’de toplandığını belirterek “Bu tasarı yoksulun barınma hakkını yok sayan yeni bir sürgün fetvasıdır. Yurttaşın mülkiyet hakkına tecavüzün yasal temeli oluşturulmaktadır” dedi. Yerel yönetimlerin yasalardan kaynaklanan yetkilerinin ortadan kaldırıldığını, yurttaşlar arasında ayrımcı uygulamaların temelinin atıldığını “ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin” anlayışının dayatıldığını da ifade eden Günaydın, şunları kaydetti: “Türkiye’de kentsel dönüşüm acil bir gereksinimdir. Ancak kentsel dönüşümün yeni rant alanları yaratıp bunları iktidar sahiplerinin paylaşacağı ya da dağıtacağı bir düzenlemede değil, halkın ihtiyaç, hak ve yararları öncelik sayılarak gerçekleştirilmesi gerekir. CHP dayatmacı rantsal dönüşüm değil, halkçı kentsel dönüşümden yanadır.” İstanbul’un Fethini Bitirememek... İstanbul’un fethini her yıl kutlarız. 1453. Yeni bir filmle yeniden gündemde. Fatih Sultan Mehmet, büyük bir hükümdardır. Sadece İstanbul fatihi olduğu için değil. Fatih, bir Rönesans insanıdır. İtalyan ressamı Bellini’ye portresini yaptırmıştır. İstanbul’a yeniden Rum nüfusu getirmiştir. Bilimlere bilinenden daha çok değer vermiştir. Sanata büyük ilgi göstermiştir. 1453 yılında Doğu Roma İmparatorluğu fethedilmiştir. Onun için de İstanbul’un fethine de Fatih Sultan Mehmet’e de yeni bir açıdan bakmamız gerekiyor. Hamasi gösterilerin ötesine bakabilmemiz gerekiyor. 1453 yılı, Doğu’da da, Batı’da da yeni bir çağın habercisidir. Ne yazık ki bununla ilgilenmiyoruz. ??? 1450 yılı Batı’da matbaanın bulunuşudur. Matbaa ilk önce Çin uygarlığının eseridir. Gütenberg, hareketli harflerle matbaayı Batı’nın kültür dünyasına soktu. 1500,1600,1700 yılları Batı’da basılmış kitapların yıllarıydı. Osmanlı ise matbaa ile üç yüz yıl sonra tanışacaktır. Matbaanın yaygınlaşması, basılı kitapların çoğalması öncelikle Katolik dünyasının elinde tuttuğu elyazması metinlerin ipoteğini kırmıştır. Protestanlık yaygınlaşmıştır. Rönesans ve Aydınlanma insan aklının egemenliğini dünyaya yaymıştır. Bilimin, tekniğin Batı’da başlayıp egemen olmasının anahtarı budur. Osmanlı İmparatorluğu’na ilk matbaa 1792 yılında İspanya’dan gelen Yahudilerle birlikte gelmiş, ancak kendi yayınlarına izin verilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu fetih siyasetinde, fetih ekonomisinde başarılı olmuştur. Ancak bilimsel gelişmelerde ve teknik ilerlemelerde sadece savaş amacıyla, savaş ölçeğinde ilgilenmiştir. Bu da gerilemenin nedenlerini açıklar. ??? 1492 yılında Amerika kıtasının keşfi gerçekleşmiştir. Bu da dünyadaki büyük değişmelerin anahtarıdır. İspanya, Kristof Kolomb’un seferleri ile yeni dünyanın insanlarına, zenginliklerine el koymuş, yağmalamış, yeni ve kanlı bir tarih yazmıştır. Dünya tarihine böyle geniş bir açıdan bakmak yerine kendi kılıçlarımızla övünmekten vazgeçmememiz bize bugünümüzü anlamakta yardımcı olmuyor. Geçmişin zaferleriyle övünmek tatlı bir duygudur ama düne nesnel bakmak daha akıllıcadır. İstanbul’un fethinin sürüp gitmesine ne demeli? ??? İstanbul’u hâlâ fethetmekle uğraşmıyor muyuz? Şu aradan geçen beş yüz yıldan fazla zamanda ne yaptık? Nerede İstanbul’un su havzaları? Nerede İstanbul’un ormanları? Nerede İstanbul’un mesire yerleri? Nerede İstanbul’un kıyıları? Nerede İstanbul’un tepeleri? Nerede? Her taraf yapılarla doldurulmuş. Her taraf arabalarla doldurulmuş. İki köprü yaptınız, trafik gene felç. İki köprü daha yapsanız nafile. Ama İstanbul’da bir konser salonu yok. İstanbul’da her şey AVM mantığına terk edilmiş. AVM Alış Veriş Merkezi. YeİçAlVerOturGez. O kadar. İstanbul’u fethe devam ediyorsunuz. Ne Fatih Sultan Mehmet’i anlıyorsunuz. Ne Osmanlı’yı biliyorsunuz. Ne Rönesanstan haberiniz var. Ne uygarlıkla ilginiz var. İstanbul’un fethi mi? Devam. Son karış toprağa kadar... Zorunlu açıklama: İnternet ortamında adım kullanılarak dolaştırılan ‘Fethullah Gülen Neden Hacı Değildir’ başlıklı yazı benim değildir. Defalarca yalanladığım halde sahibi çıkmayan, ortada dolaşan yazı bana da saygısızlıktır. Durumu bir kez daha açıklıyorum. Caprice Gold’a uzanabilir Jetpa mağdurunun parasının faiziyle geri ödenmesine hükmeden Yargıtay, Akgündüz’ün malvarlığına işaret ederek akıllara Caprice Gold’u getirdi AYKUT KÜÇÜKKAYA YARGITAY BELİRLEYECEK YARGISEN’in kader günü ANKARA (ANKA) Yargıtay, Yargıçlar ve Savcılar Sendikası’nın ömrünü belirleyecek. Yargı eliyle hakkında kapatma kararı alınan yargıç ve savcıların ilk ve tek sendikası olma özelliğine sahip YARGISEN’in sendikal faaliyetlerine devam edip etmeyeceğine ilişkin karar yarın kesinlik kazanacak. YARGISEN, 20 Ocak 2011’de kuruldu. Ankara Valiliği, anayasanın sendika kurma hükümlerini düzenleyen 51’inci maddesine dikkat çekerek, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’na göre, yüksek yargı organlarının başkanlarının, üyelerinin, hâkimlerin ve savcıların sendika kuramayacakları ve üye olamayacakları gerekçesiyle YARGISEN’in kapatılması istemiyle dava açtı ve sendika kapatıldı. ararının ardından YARGISEN yönetimi davayı Yargıtay’ın gündemine taşıdı. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, kamuoyunda Jet Fadıl olarak tanınan Jetpa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Akgündüz’ün yaptığı temyiz talebini reddetti. Yerel mahkemenin kararını onayan Yargıtay, Jetpa mağduru M.E’nin parasının faiziyle birlikte geri ödenmesine hükmetti. Yargıtay 13 Ocak 2012 tarihli kararında yerel mahkemenin, “davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan davalı Fadıl Akgündüz’ün davacının zararından kendi mal varlığı ile şahsen sorumlu bulunduğu” gerekçesini yasaya uygun bularak onadı. Yargıtay’ın Akgündüz’ün malvarlığına işaret etmesi aylardır kampanyasını “7 yıldızlı” diye yürüttüğü İstanbul Bayrampaşa’daki “Caprice Gold”u akıllara getirdi. M.E’nin avukatı Acun Papakçı, “Bu durumda ablasının ve eniştesinin üzerinde görünen şirketleri kullanarak ticari faaliyetlerine devam eden Fadıl Akgündüz’ün arkasına saklandığı şirketlere ve dolayısıyla Caprice Gold adı altında sattığı devremülklere de haciz konulması gündeme gelecektir” değerlendirmesini yaptı. Jetpa mağduru M.E’nin 2007 yılında İstanbul Asliye 14. Mahkemesi’nde açtığı dava 2009 yılında sonuçlandı. Mahkeme ana paranın faizi ile birlikte ödenmesine karar verdi. Jetpa Holding A.Ş. ve Akgündüz’ün karara Mağdur avukatından önemli uyarı Akgündüz’ün Caprice Gold adıyla satışa çıkardığı devremülklerin yazılı ve görsel basında aylardır kampanyası yürütülüyor. Jetpa mağduru M.E’nin avukatı Papakçı, Yargıtay’ın kararını şöyle değerlendirdi: “Eğer Akgündüz nasılsa diğer şirketler üzerinden bu paraları kaçırdık, benim üzerime malvarlığı yok ve Jetpa Holding iflas etse ne olur diye düşünüyorsa da tamamen yanılmaktadır. Çünkü mahkemenin verdiği ve Yargıtay tarafindan verilen kararda, para toplanırken kullanılan şirketler dışında bu faaliyette şirketlerin arkasına saklanan gerçek kişilerin ve paraların aktarıldığı şirketlerin doğrudan sorumlu tutulacağı karar verilmiş ve bu şekilde Akgündüz ve Jetpa Holding sorumlu tutulmuştur. Alacakların Akgündüz ve Jetpa Holding’den tahsil edilememesi durumunda malvarlığı bulunan ve Caprice Gold’un da sahibi görünen şirketlerin ve gerçek kişilerin sorumlu tutulması da mümkün olacaktır. Ablası ve eniştesinin üzerinde görünen şirketleri kullanarak ticari faaliyetlerine devam eden Akgündüz’ün arkasına saklandığı sirketlere ve Caprice Gold adı altında sattığı devremülklere de haciz konulması gündeme gelecektir.” karşı Yargıtay’a yaptığı temyiz talebi 13 Ocak 2012 tarihinde reddedildi. iğer şirketlerine aktarmış Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin onama kararında, “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme karanının gerekçesinde dayanılan delillerin tartılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına oybirliğiyle karar verildi” denildi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararında Akgündüz’ün malvarlığına yönelik yerel mahkemenin kararına şöyle atıf yapıldı: “Davacının D yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketin sessiz ortağı olduğu, yatırmış olduğu katılım payının o şirketin ticari faaliyetine tahsis edilmeyip davalılardan Akgündüz, davalı holding ve holding aracı kılınarak iştiraki olmayan Akgündüz’ün diğer şirketlerine aktarıldığı, dava dışı davacının parasını yatırdığı şirket ile davalı holding arasında hukuki ve organik bağ bulunduğu ve davalı holding ile tek bir tüzelkişilik olarak kabulünün gerektiği, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan davalı Akgündüz’ün davacının zararından mal varlığı ile sorumlu bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne 50.000 DEM’in dava tarihindeki karşılığı 45.655 TL’nin faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.” GEREKÇE: ÖĞRETMENLER TALİMATI YERİNE GETİRMEDİ GÜLTAN KIŞANAK ARAP BAHARINI DEĞERLENDİRDİ HAKPAR’A ÜYE OLDU Burkay aktif siyasete girdi İstanbul Haber Servisi Yazar Kemal Burkay, Hak ve Özgürlükler Partisi’ne (HakPar) üye oldu. Kadıköy İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği üye toplantısına katılan Burkay, PKK’nin tek yanlı silah bırakmasının yararlı olacağını söyledi. Türkiye’nin hızlı bir değişim sürecinde olduğunu söyleyen Burkay, “Eskiden suç işleyen bir onbaşıya bile dokunamazdık, şimdi generaller tutuklanıyor. Bu statükonun değiştiğinin göstergesidir” dedi. Burkay şunları söyledi: “Siyasetin değişmesi gerekiyor. Artık silahla sonuç almak mümkün değil. Ne devlet açısından, devlete muhalefet eden güçler açısından. Hatta PKK’nin tek yanlı silah bırakmasının yararlı olacağına inanıyoruz.” MEB’den fişleme tepkisine soruşturma SİNAN TARTANOĞLU ‘Statükocular yıkılmaya mahkum’ İstanbul Haber Servisi BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Ortadoğu’daki değişimlerin Kürt hareketini de etkileyeceğini belirterek, “Kürtler, Ortadoğu’da toplumsal muhalefet odakları arasında örgütlü güç olarak yer alıyor” dedi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) dün Taksim Hill Otel’de “ Ortadoğu Forumu” düzenledi. HDK Meclis Divanı Dönem Sözcüsü ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Ortadoğu’daki büyük kaynaşmanın Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğini söyledi. Kürkçü şöyle konuştu: “Kürt meselesine, hem ABD ile hem de komşularla ilişkilerin elverdiği ölçüde yeni düzen kazandıracaktı. Oslo görüşmeleri de bunun parçasıydı. Arap devrimi baştan aşağı bazı stratejileri değiştirince biz de kendimizi Arap devrimi meselesinde bulduk” dedi. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da Ortadoğu’da küresel güçler tarafından kurulan statükocu hükümetlerin yıkılmaya mahkum olduğunu ifade etti. Kışanak “Sol muhalefetin olmadığı, İslami muhalefetlerin olduğu bir bölgede ne yapılabilir bunun tahlilini iyi yapmak gerekiyor” dedi. Gültan Kışanak, Ortadoğu’daki değişimlerin Kürt hareketini de etkileyeceğini ifade ederek şöyle devam etti: “Gidişatı etkileme ve kendi lehlerine pay çıkarma konusunda adımlar atabileceklerini görüyorum.” ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Aşamalı Devamsızlık Yönetimi (ADEY) sisteminde yer alan tartışmalı anket sorularını “öğrencilerin ailesi ve özel yaşamıyla ilgili” olduğu gerekçesi ve “fişleme” şüphesiyle yanıtlamayı reddeden Zonguldak Çaycuma Nebioğlu İlköğretim Okulu’ndan iki öğretmene soruşturma açıldı. MEB, 25 Ağustos 2011 tarihli genelgeyle, “devamsızlık yapan çocuğa yönelik uygun müdahalelerin yapılmasını sağlamak amacıyla” ADEY’yi geliştirdi. Bakanlık İlköğretim Genel Müdürlüğü’nün Ağustos 2011’de yayımladığı ADEY Uygulama Kılavuzu’nda yer alan bilgilere göre, okullarda kurulacak Risk Takip Kurulları’na “din görevlilerinin de katılabilmesi” sağlandı. Genelgeyle öğretmenlerden anketleri doldurması istendi. Söz konusu anketlerde öğrenciler için, “Evinizde ne sıklıkta küslük veya tartışma yaşanır; anne, baba, kardeşler veya akrabalar arasında suç işlediği için cezaevinde kalan kişi var mı; oturdukları ev kime ait; oturdukları semt göç alan ve/veya yoksul bir yer mi” gibi sorular yer aldı. Anketlerde ayrıca öğretmenlerden öğrencileri için “Sıkça yalan söyler ya da hile yapar; ev, okul ya da başka yerlerden çalar” gibi ifadeleri doğrulamaları istendi. Soruları yanıtlamayı ve eokul sistemine girmeyi reddeden iki öğretmene ise soruşturma açıldı. Yarın Başbakan ölse ne olacak? ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, MİT Yasası’nı eleştirdi. Tekin, “Seçimden hemen sonra Sayın Başbakan, AKP yetkilileri ve bakanların defalarca açıklamaları vardı. ‘Hiç kimse korkmasın güvenceniz benim’ diye çok sayıda beyanları vardı. Şimdi, Sayın Başbakan ya da yetkililer ‘sizin güvenceniziz’ dediklerinde sormak istiyorum; kendinizi koruyamadınız, bizi mi koruyacaksınız. Allah uzun ömür versin Sayın Başbakan’a, bakanlara, yetkililere yarın ölseler ne olacak? Bir Neron geldi, oraya oturdu. Ne olacak güvencemiz?” dedi. HAS Parti, Sincan’da yürüyecek ? ANKARA (AA) HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, 28 Şubat günü Sincan’da “Tankın sesi değil halkın sesi” yürüyüşü yapacaklarını açıkladı. Kurtulmuş, “28 Şubat darbesini” anmak üzere çeşitli etkinlikler yapacaklarını söyledi. 28 Şubat ve 27 Nisan’ın şimdiye kadar üstünün açılmadığını belirten Kurtulmuş, 28 Şubat’ın 27 Mayıs’tan daha “kuvvetli darbe” olduğuna inandıklarını anlattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle