22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Daha önce yüksek bulunan fiyatları aşağı çekmeye yanaşmayan Gazprom, yüzde 10’luk indirim yaptı Rusya doğalgazı ucuzlattı YUNANİSTAN’A AKIŞ BAŞLADI Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, geçen hafta doğalgaz akışında yaşanan aksama nedeniyle Yunanistan’a verilen Ekonomi Servisi Gazpdoğalgazı durdurmak zorunda kaldıklarını, rom, Avrupalı müşterileriydünden itibaren komşu ülkeye doğalgaz akıle birlikte Türkiye’ye uzun şını yeniden başlattıklarını söyledi. Yıldız, vadeli anlaşmalarda do“Bu bir insani olay, zorda kaldılar. Aynı sıkıntığalgaz fiyatını indirdi. ları biz de yaşadık. Yunanistan’daki değerli Financial Times (FT) gameslektaşımın da bize gaz konusunda ricası zetesinde yer alan haberde, oldu. Bunun üzerine Ukrayna’ya yaptığım Gazprom’un petrol bağlantıziyarette meslektaşımla konuyu görüştük. lı fiyatlara yönelik gelen basYunanistan’a verebilmek için doğalgaz kılardan kurtulmak için gaz fitakviyesi istedik. Onlar da sağ olsun yatında yüzde 10 indirim yapacağı depolardan bize komşu ülke yazıldı. için gaz vermeyi kabul ettiler” dedi. Çöküş mü? Hemen her devletin kuruluş, yükseliş, duraklama, gerileme ve çöküş dönemleri vardır. Ülkemizde yaşananlara bakıldığında, Genelkurmay başkanları terör örgütü kurmaktan, kuvvet komutanları silahlı çete oluşturmaktan, spor kulüplerimizin başkanları şike yapmaktan, suç işleme örgütü yönetmekten; Milli İstihbarat Teşkilatı elemanları bölücülerle işbirliği yapmaktan tutuklanıyor, yargılanıyor. Ayrımcılık, güvensizlik, kuralsızlık, keyfi uygulama yaygın. Değer yargıları yozlaşıyor, kurumların çökmesi sonucu karmaşa yaşanıyor. Bu durum, anomi sözcüğü ile ifade ediliyor. Emre Kongar ülkenin durumunu, anominin kurumsallaşması olarak tanımlıyor, köşe yazısına “İhtirasın ve Cehaletin Parçaladığı Devlet” başlığını atıyor. Gelişmelere, dengesizliğe, kuralsızlığa, güven eksikliğine, keyfiliğe bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti duraklama döneminden gerileyiş, çöküş dönemine mi girdi sorusuna yanıt aranıyor. Türkiye Cumhuriyeti için Atatürk dönemi yükseliş; Atatürk’ün ölümünden 1980’li yıllara kadar durgunluk dönemi, 1980 sonrası için de gerileyiş, çöküş süreci ayrımı yapılabilir. ??? Türkiye gerileyiş, çöküş sürecine 1980’li yılların başlarında mı girdi? Yoksa AKP iktidarıyla mı bu dönem başladı? Görüş ayrılıkları olabilir. Bana göre gerileyişin, çöküşün nedenleri, durgunluk döneminde oluştu; süreç, 24 Ocak Kararları, 12 Eylül askeri harekâtı, EvrenÖzal ikilisi ile başladı, AKP iktidarı ile de hızlandı. Genelde TV kanallarında açık oturumları, sözde tarafsız tartışmaları izlemem. Bunların çoğunu amaçlı, yönlendirici bulurum; katılanların önemli bölümünün de kamuyu yanıltıcı etiketler taşıdığını gözlerim. TV kanallarında bu tür tartışmalar, oturumlar, söyleşiler, geyik muhabbetinden, halk diliyle zevzeklikten ileri gitmiyor. Halkla birebir söyleşi daha anlamlı, öğretici geliyor. İstanbul’da oturulan semtle işyeri arasında mesafe varsa, trafik yoğunluğunda en azından taksi sürücüleriyle konuşma olanağı doğuyor. Geçenlerde bir sürücü ile konuşurken, sürücü bana şöyle bir öykü anlattı. ??? Fatih, İstanbul’u fethettikten sonra, Bizans’ın ünlü bir kâhininin zindanda olduğunu öğrenir. Kâhini huzura çağırır, sorar: “Seni niye zindana kapattılar?” Kâhin, Kral Konstantin’in geleceği öğrenmek için kendisini çağırdığını, krala “Sonunuz yaklaştı, Bizans yıkılacak, Türklerin eline geçecek” demesi üzerine kralın kızdığını, kendisini zindana attırdığını söyler. Fatih, “Bizans’ın sonunu görmüşsün, peki bizim geleceğimiz ne olacak” diye sorar. Kâhin, “Sizin sonunuz da Bizans’a benzeyecek” der. Fatih’in, “Nasıl olur, Anadolu’da birliği sağladık, Balkanlar elimize geçti, akıncılarımız Avrupa ortasında at oynatıyor” itirazı üzerine kâhin, “Sizi parça parça koparacaklar” öngörüsünde bulunur. Sürücüye göre Türkiye parça parça koparılıyor; yabancılar ülkeye yerleşiyorlar, yerleşim bögelerine bayraklarını bile dikiyorlar. Gerçekten Osmanlı İmparatorluğu parça parça koparıldı, Sevr Antlaşması’yla son nokta konulacakken Atatürk ve silah arkadaşlarının çabası, özverisi ile bu süreç durduruldu, geri kazanımlar başladı. Günümüzdeki gelişmelere bakıldığında sürecin ancak ertelenebildiği sonucuna varıyoruz. Bugünlere gelmemizden kim sorumlu? Kimilerine göre ülke için vizyonu olmayan, kendi hesapları peşinde koşan politikacılar; kimilerine göre görevlerini yapmayan kurumlar; yabancı güçlerle bütünleşmiş medya, işadamları, bürokratlar; kimilerine göre emperyal dış güçler... Emperyal dış güçlerin Türkiye üzerinde emelleri, planları vardır; parçalamak, bölmek, yönetmek veya yok etmek isteyebilirler. Bunu doğal karşılamak gerekir. Akılcı davranış, emperyal güçlerin ayartısına (iğvasına) ayak oyunlarına kapılmamaktadır. Ben sorumluluğu halkımızda bulurum. Halkımız özgürlüğüne, bağımsızlığına, haklarına, geleceğine sahip çıkmamaktadır. Günlük maişet derdinde olan, slogan attığında, pankart açtığında, yürüyüş yaptığında, hatta bilet sattığında, ağır cezaların tehdidine ek olarak gözdağı verilen insanlara “haksızlık etme” denilebilir. Türkiye’de herkes yoksulluk sınırında yaşamıyor. Türkiye’nin nimetlerinden yararlanan geniş bir kesim var. Onların tepkisizliği, suskunluğu, gayretsizliği, bazen insanda isyan duygusu uyandırıyor. Türkiye çökerse aymaz vatandaşlarımızın, kendi çıkarlarının da tehlikeye düşeceğinin en azından bilincinde olması gerekir. Aymazlığın, korkunun maliyeti çok ağır olabilir. Aymazlık çöküş sürecini daha da hızlandırmaktadır. ? Financial Times gazetesinde yer alan haberde, Gazprom’un ortaklarının fiyatları gözden geçirmesini istemesi üzerine indirime gidildiği belirtildi. Türkiye ile Rusya arasındaki doğalgaz alım anlaşması, 1 Ekim 2011’de indirim yapılmadığı gerekçesiyle iptal edilmişti. Şirketin Başkan Yardımcısı Aleksandr Medvedev, “Ortaklarımız fiyatlarımızı yeniden gözden geçirmemizi istedi. Yaptığımız şey kendi formüllerimize göre doğru bir hareketti ve biz de fiyatlarımızda yüzde 10 indirime gitmeye karar verdik” diye konuştu. Medvedev, “Yeni fiyatlar Rus şirketinin rekabetçiliğini korumaya devam edecek” dedi. FT, Gazprom’un son kararı, Tür kiye’den Botaş, Slovakya’dan SPP, Fransız şirket GDF Suez ve Alman Wingas ile uzlaşarak verdiğini de belirtti. Son dönemde özellikle Avrupa’dan Gazprom’un fiyatlarının yüksekliğine yönelik şikâyetler artmaya başlamıştı. İptal edilmişti Türkiye, Rusya ile arasında yapılan doğalgaz anlaşmasını 1 Ekim 2011’de bitirme kararı almıştı. Konu hakkında Enerji Bakanı Taner Yıldız açıklama yaparak “Rusya ile doğalgaz alımı kontratı iptal kararı aldık. İndirim yapmadılar, anlaşmayı bitirdik” demişti. ‘Yabancı sermaye üretime gelmeli’ ANKARA (AA) Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken yabancı sermayenin kısa vadede cari açığı finanse etmesine rağmen uzun vadede vatandaşa zarar vereceğini savunarak “Yabancı sermaye kalıcı yatırıma yönlendirilmeli, üretim odaklı büyümeye teşvik edilmeli” dedi. Palandöken yaptığı açıklamada, istikrarın sağlanabilmesinin sıcak para çıkışından çok sıcak para girişinin kontrol edilmesiyle mümkün olacağını anlatarak “Her yıl işgücü piyasasına 700 bin genç ekleniyor. Bu nedenle dışarıdan gelen para yatırıma yönlendirilmeli ve üretim odaklı büyüme teşvik edilmeli. Bilhassa hizmet sektörüne yapılan yatırımın kalıcı olmasına ve yaratılacak katma değerin yurtiçinde kalmasına önem verilmeli” diye konuştu. İşletmelerin yüzde 55.8’i yüksek cari işlemler açığının tehlike yarattığı görüşünde ‘Cari açık krizin habercisi’ Sata sata bitiremediler Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 9 yılda özelleştirme programındaki kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında, 65 kuruluşta bulunan kamu payları, 38 tesisişletme, 8 liman, 37 elektrik santralı, 2 bin 590 taşınmaz, 98 gemi, 10 maden sahası ve araç muayene hizmetleri ile özelleştirme programındaki kuruluşların envanterinde kayıtlı bir kısım makineteçhizat, demirbaş vb. varlıkların devrinin yapıldığını bildirdi. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün soru önergesini yanıtlayan Şimşek, bu uygulamaların toplam tutarının 35 milyar 43 milyon 156 bin 78 dolar olduğunu söyledi. Şimşek, “33 milyar 220 milyon 387 bin 143 dolarlık kısmı anapara, 351 milyon 338 bin 707 dolarlık kısmı da vade farkları olmak üzere toplam 33 milyar 571 milyon 725 bin 850 dolar tahsilat yapıldı” diye konuştu. 78 İL BÜTÇE AÇIĞI VERDİ ANKARA (ANKA) Maliye Bakanlığı verilerine göre geçen ocak ayında, 13 ilin bütçesi fazla, 68 ilin bütçesi açık verdi. Bütçe açığı sıralamasında ardı ardına depremlerin vurduğu Van 230.2 milyon TL açıkla ilk sırada yer aldı. Van’ı 141.8 milyon TL açıkla Diyarbakır izledi. Bütçe fazlasında ise 9.8 milyar TL ile İstanbul birinci oldu. Maliye Bakanlığı, ocak ayında tahakkuk eden 76.9 milyar TL’lik verginin 23.5 milyar TL’sini tahsil etti. İstanbul 10.3 milyar TL vergi tahsilatıyla ilk sırada yer aldı. Ekonomi Servisi Reel sektör, cari işlemler açığının yüksek olmasının ekonomide ciddi tehlike yarattığı düşüncesinde. ANKA’nın haberine göre, Ekonomistler Platformu’nun “Reel Sektörün Cari İşlemler Açığına Bakışı” araştırmasına göre işletmelerin yüzde 55.8’i Türkiye’de cari işlemler açığının yüksek olmasının tehlike yarattığını dile getirirken, yüzde 25.8’i de “kesinlikle tehlikeli” ifadesini kullandı. “Cari açık krizin habercisidir” diyenlerin oranı yüzde 55 düzeyine ulaşırken, hükümetin cari işlemler açığını kontrol etmedeki başarısı konusunda iş dünyası görüş ayrılığına düştü. Açığın sürdürülebilirliğiyle ilgili diğer bir soruya, araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 50’si Türkiye’de cari işlemler açığının sürdürülebilir olduğu yanıtını verdi. İşletmelerin yüzde 27.5’i hükümetin cari işlemler açığını kontrol için uyguladığı politikaları başarılı bulmazken, yüzde 21.7’si kesinlikle başarılı olmadığını söyledi. Yüzde 31.7’si de başarılı bulduğunu aktardı. Bu arada katılımcıların yüzde 72.5’i cari işlemler açığındaki artışın TL’nin değer kaybına yol açtığını düşünürken, yüzde 57.5’i dahilde işleme rejiminin ihracata katkı sağladığını kaydetti. Sendikal Güç Birliği’nden, Türkİş’e sessizlik eleştirisi Ekonomi Servisi Sendikal Güç Birliği Platformu, Türkiye Gazeteciler Sendikası’na karşı Anadolu Ajansı yönetimi tarafından yapılan baskıya tepki gösterdi. Platform’un yaptığı açıklamada ajans yöneticilerinin baskısı ve talimatıyla olağanüstü genel kurul çağrısı yapılması kınandı. Türkİş yönetiminin baskılara sessiz kalması da eleştirildi. Güç Birliği dönem sözcüsü Tek Gıdaİş Başkanı Mustafa Türkel tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Platform olarak, TGS’nin anayasayla teminat altına alınmış bulunan sendika özgürlüğüne yönelik bu hukuksuz saldırıyı şiddetle kınıyoruz” denildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve üyeleri, kendi örgütleri ile ilgili her türlü karar ve uygulamayı ancak kendi özgür iradeleri ile oluşturmak hakkına sahip olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “Bu arada Türkİş yönetimine de soruyoruz: Türkİş’e bağlı sendikalarına siyasi mekanizma ve kontrolü altındaki kamu işverenleri tarafından yöneltilen TGS: yasadışı baskılara daha ne kadar Baskıyla sessiz ve tepolağanüstü kisiz kalacaksıgenel kurul nız?” diolmaz ye soruldu. Ekonomi Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Merkez ve şube yöneticilerinin katılımıyla oluşan TGS Yöneticiler Kurulu, Anadolu Ajansı (AA) işyerinde yaşanan işveren baskılarını değerlendirerek genel müdürlüğün talimatıyla olağanüstü genel kurul çağrısı yapılmasını reddettiğini duyurdu. TGS’den yapılan açıklamada, “Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın olağanüstü genel kuruluEkonomi Servisi Birleşik Taşımacılık Çanu toplamasına, sendika ana lışanları Sendikası üyeleri, dün SincanKayaş tüzüğüne uygun olarak ancak arası banliyö tren seferlerinin keyfi bir şekilde delegelerinin ve üyelerinin yapılmadığı gerekçesiyle bir basın açıklaması yapözgür iradeleriyle karar vetı. Sincan Garı önünde 13.00’te yapılan protestoya rilebilir. Üyelerimize baskı Sincan ilçesindeki bazı parti ve demokratik kesimler yapılması ve sendikamıza de destek verdi. Sendika Genel Başkanı Yavuz Detalimat verilmesi, açıkça mirkol tarafından yapılan açıklamada, SincanKasuç teşkil ettiği gibi, ‘siyaş arası banliyö tren işletmeciliği Başkentray Projesi yasi iradenin tercihiyve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalar le’ atanmış AA işvegerekçe gösterilerek 1 Ağustos 2011’den itibaren yapılreninin vazifesi madığı hatırlatıldı. Binlerce yurttaşın demiryolu ulaşımından de değildir” mahrum bırakıldığını dile getiren Demirkol, “Oysa banliyö denildi. işletmeciliğine engel herhangi bir durum yoktur. Başkentray Projesi’nin ihalesi bile yapılmamıştır” dedi. Kastamonu Entegre 6 fabrika açacak Ekonomi Servisi Orman ve ağaç ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Hayat Holding bünyesindeki Kastamonu Entegre Ağaç Sanayi, 5 yılda 700 milyon dolar yatırımla 6 fabrika açarak bölgesel liderlik hedefliyor. Kastamonu Entegre Genel Müdürü Haluk Yıldız, “Bulgaristan ve Tataristan’daki yatırımlar tamamlandığında, 1.8 milyar dolar ciro ve yılda 5.5 milyon metreküp kapasiteyle Avrupa’da sektöründe ilk 4 şirketten biri olacağız” dedi. Taşıma emekçisinden keyfiliğe protesto AB Ticaret Komisyonu’ndan CCC’ye ziyaret Ekonomi Servisi Avrupa Birliği Ticaret Komisyonu’na üye 12 ülkenin konsolos ve ticari ataşeleri, Yıldız Holding ve Gumlink ortaklığı ile kurulan CCC Gıda’yı ziyaret etti. Avrupa Birliği Dönem Başkanı Danimarka’nın önderliğinde yapılan ziyarete Avrupa Birliği’ne üye ülkelerden Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İngiltere, İtalya, Lüksemburg, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan’dan temsilciler katıldı. Ortaklık kültürünü özümsediklerine vurgu yapan Yıldız Holding Gıda, İçecek, Sakız ve Şekerleme Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, Türkiye’nin yabancı yatırımcı için elverişli bir ortam sunduğunun altını çizdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle