Katalog

18 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fotoğraf: KAYHAN AYHAN 3 Türkçe öğretmeni Eygi’nin 10 bıçak darbesiyle öldürülmesi davası Savcı: Ceza fazla Uğur Dündar’a Onurlu Yaşam Ödülü ? İstanbul Haber Servisi Beşiktaş Kent Konseyi, bu yıl “Onurlu Yaşam Ödülü”nü Türkiye’de araştırmacı televizyon gazeteciliğinin duayen ismi Uğur Dündar’a verdi. Sunuculuğunu tiyatro sanatçısı Altan Erkekli’nin yaptığı törende Dündar, ödülünü Belediye Başkanı İsmail Ünal’dan aldı. HİLAL KÖSE KÜTAHYA ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Akdeniz Foku Araştırma Grubu’nca 3 yıl eğitime alınan Badem’in sopayla dövülerek eğitilmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Veterinerler, bunun “Badem’i insanlardan uzaklaştırmak” için yapılmış olabileceğini ancak sopa kullanımının doğru olmadığını söyledi. Badem’i döverek eğitmişler Adana’da Türkçe öğretmeni Demet Eygi’yi beraberlik teklifini kabul etmediği için 10 bıçak darbesiyle öldüren Hüseyin Ayyıldız’ın dosyasını inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık hakkında tahrik indirimi uygulanmadığı için kararın bozulmasını istedi. Sanığa fazla ceza verildiğini savunan Savcı, sanığın ve tanıklarının açıklamalarına itibar edilmesi gerektiğini savundu. Eygi (26), 6 Kasım 2009’da saat 22.00 sıralarında evinin önünde Hüseyin Ayyıldız (27) tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Ci ‘Karar Kabul edilemez’ Avukat Cemre Topal, savcının görüşünün kabul edilemez olduğunu, cinayetin planlı olduğunu vurguladı. Topal, cinayete yardım eden, Demet’in öldürülmesi sırasında katili alıp kaçıran kişinin hiç yargı önüne çıkarılmadığını anımsatarak, “Sanık ve arkadaşı birlikte sorgulansaydı sanık bu kadar rahat olamayacaktı” diye konuştu. dan ceza verilmesine itiraz etti. Dosya, Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gönderildi. ‘Yetmez Ama Evet’çiler Acaba Neler Hissediyor? “İktidar içindeki ittifaklar arasında savaş” denilen son olaylar, en azından bir somut gerçeği açıkça ortaya koydu: Türkiye’de yargı erki bütünüyle yürütmenin etkisine girmiştir! ??? Burada daha önce de yazdım: Zaten esas olarak yargı erki yasalar üzerinden kullanıldığından, bu yasaları Meclis yaptığı ve Meclis de hükümet partisinin çoğunluğu tarafından kontrol edildiğinden, yargı erki yürütmenin istediği ilkeler çerçevesinde işler… Yargının hem esas üzerindeki kararları hem de usul kuralları açısından bu işleyiş Meclis’te çoğunluğa sahip olan iktidar partisi tarafından belirlenir. Bu, bildiğimiz bir gerçek! Devletin temel yapısındaki işleyiş bakımından iktidarın düzenlemeleri sorun yaratmasın diye de yasaların anayasaya uygun olması kuralı vardır ve bu kuralı Anayasa Mahkemesi denetler… Denetler ama iktidar, yasama gücünü kullanarak, Anayasa Mahkemesi’nin yapısını da değiştirebilir… Nitekim, değiştirmiştir de! Özet olarak, zaten mevcut yargı ve onun arkasındaki tüm yasal sistem, iktidar tarafından belirlenmiştir… Üstelik AKP iktidarı bu sistemde çok radikal değişikliklere gitmiş, hem özel yetkili mahkemeler gibi bir kurum güç kazanmış hem de yeni yasalarla temel hak ve özgürlükler genişletileceğine daha da daraltılmıştır. Bütün bunlarla yetinmeyen iktidar, 2010 yılında 12 Eylül tarihinde yaptığı yargı referandumuyla, yargının sadece temel işleyişini değiştirmekle kalmamış, günlük işleyişine doğrudan müdahale edecek bir yapı da oluşturmuştur. Bu referandumda “Yetmez ama, evet!” diyen bir grup vardı: Kendilerini “liberal” diye tanımlayan ama liberallikleri çok tartışmalı olan bu grubun görüşüne göre, Türkiye’de ceberrut bir yargı erki vardı… Bu yargı, çok geniş yetkilerle donatıldığı için siyasetin de alanını sınırlıyor ve kısıtlıyordu… Bu nedenle de yargı erki yeniden düzenlenmeli, siyaset yargı denetiminden kurtarılmalı ve daha özgürleştirilmeli, böylece demokrasi güçlendirilmeliydi! Karşı görüştekiler ise, 2010 referandumunun yargıyı tümüyle siyasal iktidarın emrine vereceğini ve yargı bağımsızlığından artık söz edilemeyeceğini öne sürüyorlardı. Referandum, AKP iktidarı ve müttefiklerinin, elbette başta da “Yetmez ama, evet”çilerin yüzde 58 oranında oy almalarıyla sonuçlandı. Bugün yaşanan kriz, adına ister “yargıyürütme” çatışması, ister “AKPGülen cemaati çekişmesi”, isterseniz “iktidar içi paylaşım kavgası” deyin, esas olarak 12 Eylül 2010 referandumunun doğrudan sonuçlarından biridir. Hem özel yetkili mahkemelerin tasarruflarını iktidar kanadında bile tartışmaya açmıştır… Hem siyasal iktidar, hoşuna gitmeyen işler yapan bir savcıyı hemen görevden aldırmış… Hem de Meclis’te bu olaya özgü, kişiye özel bir yasa yapılmasına başlanmıştır. Üstelik ortaya saçılan iddialara en son bir yenisi de eklenmiş, Silivri’de yıllardır süren “sahte belge üretimi” ve sanıkların bu belgeler üzerinden yargılanması tartışmasına, Gülen cemaati kanadından, “savcının dış güçler tarafından üretilen sahte belgelerle yanıltılmış olabileceği” olasılığı dile getirilerek yeni bir boyut kazandırılmıştır. Şimdi merak ettiğim konu şu: Acaba “jüristokrasiden”, “yargıçların egemenliğinden”, “ceberrut yargıdan” şikâyet eden “Yetmez ama, evet!”çiler… Referandum öncesi HSYK’nin rutin düzenlemelerine, “Süren davalara müdahale edilecek” diye ekranlarda ve sütunlarında canhıraş haykırışlarla karşı çıkanlar… Bu durumdan herhangi bir vicdan azabı, bırakın vicdan azabını, herhangi bir rahatsızlık hissediyorlar mıdır? Referandum sonrasında ortaya çıkan yapıyı, tayinleri, terfileri bir yana koysak bile, bu son kriz sırasında olup bitenleri, “Türkiye’de demokrasinin gelişmesi” olarak değerlendiriyorlar mıdır? Vicdanları hiç sızlamıyor mudur? Özeleştiri yapanlar var mıdır? Çok merak ediyorum doğrusu, bu “demokrasi şampiyonlarının(!)” şu andaki hissiyatları nedir acaba? Tanıklar çelişmiyor Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Osman Turan Şahin, esas hakkındaki görüşünde, sanığın, maktulle aralarındaki dargınlığı gidermek için olay yerine gittiğini, konuşurlarken maktulün kendisine hakaret ettiğini söylediğini belirtti. Sanık avukatının, olaya tanık olan üç kişiyi dinlettiğine dikkat çekerek, “Tanıkların açıklamaları, sanığın beyanları ile uygunluk taşıyor. Karar, 321. madde uyarınca bozulsun” dedi. nayet sonrası bir otomobille kaçan Ayyıldız, yaklaşık 2 saat sonra Kocavezir İş Merkezi’nde, üzerini değiştirmiş, yemek yerken yakalandı. Olay sırasında yanında olan arkadaşı C.K (48) de gözaltına alındı ancak hakkında takipsizlik kararı verildi. Ayyıldız, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kasten öldürme suçundan ömür boyu ha pis cezası istemiyle yargılandı. Mahkemede, amacının öldürmek olmadığını öne sürerek, “Olay günü alkollüydüm. Demet bana ‘keriz’ dedi. Ayrılmak istediğini söyledi. Korkutmak istedim” dedi. Ayyıldız, 4 Ekim 2010’da sonuçlanan davada 25 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Sanık avukatı, tasarlayarak öldürme suçun KAR NEDENİYLE BİRÇOK İLDE EĞİTİM DURDU Öğretim üyesine çocuk pornosu cezası ? TRABZON (Cumhuriyet) Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. A.A.V’nin (65) evine yapılan baskında bilgisayarında çok sayıda çocuk pornosu kaydı çıktı. Görüntüleri indirdiğini kabul eden, ancak bunun suç olduğunu bilmediğini kaydeden A.A.V. pişman olduğunu söyledi. Sanığa 1 yıl 8 ay 4 gün hapis cezası veren mahkeme hükmün geri bırakılmasına karar vererek cezayı erteledi. Beyaz esaret hüküm sürüyor Yurt Haberleri Servisi Kötü hava koşulları yurtta yaşamı olumsuz etkiledi. Birçok ilde kar yağışı nedeniyle eğitime ara verilirken Hatay’da binlerce dönüm arazi su altında kaldı. Bolu’da D100 Karayolu Ankara yönünde ulaşıma kapanırken, Muğla’da ise badem ağaçları çiçek açtı. TunceliErzincan karayolu, iki ayrı noktada çığ düşmesi sonucu ulaşıma kapandı. Bazı araçlar bölgede mahsur kaldı. KahramanmaraşGöksun karayolu, Püren Tüneli mevkisine çığ düşmesi sonucu bir süre ulaşıma kapandı. Hatay’da 2 gündür devam eden sağanak sonucu, metrekareye ortalama 56.4 kilogram yağış düştü. 19 Şubat’a kadar hava trafiğine kapatılan Hatay Havaalanı’nın da içinde bulunduğu Amik Ovası’ndaki binlerce dönümlük arazi, yeniden su altında kaldı. Antakya başta olmak üzere Kumlu, Reyhanlı, Kırıkhan ilçelerinde ve bazı köylerde birçok tarım arazisi kullanılamaz hale geldi. Bursa, Niğde, Malatya, Sivas, Konya, Karaman, Kütahya ve Isparta’nın bazı ilçelerinde yoğun kar yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle okullar tatil edildi. Van 4.5’le sarsıldı ? VAN (Cumhuriyet) Daha önce 7.2 ve 5.6’lık iki depremle sarsılan Van’da dün saat 11.32’de Richter ölçeğine göre 4.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Merkez üssü merkeze bağlı Ağartı köyü olarak belirlenen deprem, kent merkezinde de hissedildi. Eksi 10’da ‘çile’ koşusu Okullar arası kros grup yarışları minik öğrencileri dondurdu. Sivas’ta 16 ilden 553 sporcunun katılımıyla yapılan yarış boyunca yoğun kar yağışı dinmedi. Varış noktasına ulaşan bazı sporcular soğuk ve yorgunluk nedeniyle bayıldı. Kütahya’da da 14 ilden 409 öğrencinin katılımıyla yapılan kros grup birinciliği eksi 10 derecede ve yoğun kar yağışı altında yapıldı. Yarış sonunda soğuğa dayanamayan minikler gözyaşlarına boğuldu. (Fotoğraf: AA HADİ ŞENGÜL) KAYSERİ MİLLETVEKİLİ KARAYEL HAFİF YARALANDI AKP’li vekiller ucuz atlattı Haber Merkezi Ankara’dan Kırıkkale yönüne giden bir otomobil, kayganlaşan zeminde kontrolden çıkarak bariyerlere, arkadan gelen TIR da bu otomobile çarptı. Ankara’dan Kayseri’ye gitmek için yola çıkan AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer’in kullandığı otomobil de TIR’a, arkadan gelen Hüseyin Çiftçi idaresindeki akaryakıt tankeri de Tamer’in otomobiline çarptı. Tamer ile otomobilindeki AKP’li vekil Ahmet Öksüzkaya kazayı yara almadan atlatırken bir diğer AKP’li vekil Yaşar Karayel başından yaralandı. Yaralanan Karayel ile sürücülerden Ahmet Karademir tedavi altına alındı. (Fotoğraf: AAMURAT AYDIN) AVUKATLAR: GÖREV İHMALİ DEĞİL AYMAZLIK! Ostim’de patlayan tüplere skandal lisans ANKARA (Cumhuriyet Büro hayatını kaybedenlerin yakınları ve su) Ostim ve İvedik’te 20 işçinin tarafların avukatları katıldı. Müşteölümüyle sonuçlanan patlamalara ki ailelerin avukatlarından Murat Keilişkin görülen davada mahkeme, mal Gündüz, patlamaların meydana olaya ilişkin yeni bir bilirkişi rapo gelmesinde tutuklu ve tutuksuz sanıkların sorumluluklarının buru hazırlanmasına karar verlunduğunu, ancak sanıkdi. Davada söz alan avulara ek olarak birçok kakat Murat Kemal mu kurumu ile OSGündüz, sanık KaTİM ve İvedik OSB sım Ersoy’un Sinyönetimlerinin de ihcan’daki diğer firmali olduğunu kaymasının, Enerji Pidetti. Gündüz, yasası Düzenleme “Patlamadan 5 Kurulu’na (EPDK) gün sonra, Kasım Aralık 2010’da sıErsoy hakkında sokıştırılmış doğalgaz ruşturma devam (CNG) iletim ve daederken firmanın ğıtım lisansı başvubaşvurusu kabul edilirusunda bulunduğunu, yor. Bu, görevi ihmalin “başvuruya patlamalardan 5 gün sonra Yakınlarını kaybeden de ötesinde, tam bir ‘olur’ verildiğini” ler adliye dışında gösteri aymazlıktır. Ama emniyetin bildirmesi açıkladı. Ankara 10. yaptı (AA) üzerine EPDK, nisan Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşması ayında başvuruyu iptal ediyor” dina, tutuklu sanıklar Kasım Ersoy, ye konuştu. Mahkeme heyeti, saBahadır Esendik ve Burhan Koç nıkların tutukluluk hallerinin deile tutuksuz sanıklar, patlamalarda vamına karar verdi. MİMARLAR ODASI’NDA SEÇİM VAR ‘Dönüşen kent dönüşen kültür’ İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin 42. Dönem Olağan Genel Kurulu, “Dönüşen kent, dönüşen kültür” temalı teknik kongre ile başladı. Yüksek mühendis, mimar Dr. Doğan Tekeli, gündemdeki Taksim Yayalaştırma Projesi’ni “İstanbul’un Cumhuriyet ile özdeşleşmiş tek meydanına 130 yıllık RusHint karması kışlayı yaparak mı kimlik kazandıracaklar?” sözleri ile eleştirdi. Taşkışla’daki İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde dün gerçekleştiren kongrenin ilk oturumunda konuşan Dr. Tekeli, dünyanın en kalabalık kentlerinin meydanlarında insanlarla trafiğin iç içe olduğunu söyledi. Kongrede Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu da sunum yaptı. Yarın seçim var Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde bugün salt çoğunluksuz genel kurul yapılacak. Yarın da yeni yönetim için sandık başına gidilecek. Seçimde şu anki Başkan Prof. Deniz İncedayı’nın Çağdaş Demokrat Toplumcu Mimarlar grubu ile Ali Reyhan Eser’in Tüm Mimarlar Platformu yarışacak. C MY B C MY B