18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Yıllar sonra Babylon’da çalan ünlü punk rock grubu Buzzcocks’un kurucusu Pete Shelley: ‘Yaratıcılık saldırganlığı azaltır’ ? Pete Shelley, punk akımı ilk başladığında bunun 36 dakika bile sürmeyeceğini düşündüklerini söylüyor: “Başkalarının ne düşündüğü umurumuzda değildi. Orada dürüstlük vardı. Ama en ticari olmayan müziği yaparken kendimiz reklam haline geldik.” ZÜLAL KALKANDELEN 70’lerin ortalarında dünyanın yüzüne tokat gibi inen punk rock akımını etkileyen gruplardan Buzzcocks, sonunda Türkiye’ye ayak bastı. Çarşamba akşamı Babylon’un giriş katı pogo dansı yapılan bir alana döndü. O ortamı yaratan müziği yapanlarsa, 20’li yaşlarındaki gençler değildi. Grubun kurucusu Pete Shelley de ondan sonraki en kıdemli üye Steve Diggle da 56 yaşında; ama görüldü ki yıllar enerjilerini bitirmemiş. 30 yıl önce Buzzcocks müzik sahnesinde fırtınalar estirirken gelseler elbette daha büyük olay olurdu; ama bu yıl az sayıdaki konserlerinin arasına İstanbul’un da eklenmesi başarıdır. Grubun 1980 öncesi eski şarkılarını çaldığı bir saatlik konser, kısa ama coşkuluydu. Biste en bilinen şarkılarından “Ever Fallen In Love” ve “Orgasm Addict”i dinleyerek tarihi geceyi punk rock’ın enjekte ettiği enerjiyle mutlu noktaladık. Konser öncesinde vokalist/gitarist ve şarkı yazarı Pete Shelley ile punk akımı üzerine konuşma fırsatı buldum. jinin DIY anlayışı (doityourself: kendin yap kültürü) ile ortaya çıkan müzik üretimleri üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazıları bunun sıradanlık getirdiğini söylüyor. Bence bu, fikriniz olup olmadığına bağlı. Daktilonun bulunuşundan bu yana insanlar eskiden el yazısıyla yazdıkları metinleri artık makinede yazıp çoğaltıyor. Yazan kişi, romanımı yazdım diyecek, reddedilse de onu yayımlatmak için yayıncılara götürecektir, hatta artık internette kendi kendine de yayımlayabilir. Müziğe de böyle bakarsak, daha çok insanın müzik yapması iyi bir şey. Bir alanda yaratıcı olmak güzel. Kavgaları, saldırganlığı da azaltır, dünya daha iyi bir yer olabilir. Gazanfer Özcan’ı Gülümseyerek Anmak Gazanfer Özcan’ın ölüm yıldönümü… Ne söylenebilir ki onun için… Tiyatromuzun en önemli sanatçılarından biriydi. Bir türün yaşayan en büyük temsilcisiydi. Toto Karaca’dan sonra tek kalmıştı belki. Artık sahnelerde izleyemediğimiz Münir Özkul bir yana bırakılırsa, seyircisiyle bu kadar bütünleşen bir başka oyuncumuz daha var mı, bilemiyorum. Onun sanatçılığı, değeri, önemi televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında hep dile getirildi zaten. Ben başka ne ekleyebilirim… En iyisi, anılara dönüp onu gülümseyerek bir daha hatırlamak… ??? Gazanfer Bey iki uyarlamamı oynamıştı: Beş Milyona Kim Ölmez ile Karım Yine Doğurdu’yu. O dönemlerde her gün tiyatro kulisindeydim. Bazen turnelerde, hiç umulmadık yerlerde bile karşısına çıkardım. Bir keresinde o karşıma çıktı, saygınlığımı yüceltti. Nasıl mı? Kırk yıl kadar önceki bir olay. Otobüsteyim. Gece otobüsüyle, Varan’la, İzmir’den İstanbul’a dönüyorum. Varan deyip geçmeyin. O sıralarda Varan bir “düzey göstergesi”ydi. Öyle her önüne gelen binemezdi Varan’a. Ben bindim. Sırtımda tişört bacaklarımda kot pantolon. Sakalım bir karış uzamış. Öteki yolcular şık mı şık. Bana bakıp, “Bu herif nereden bindi bu otobüse!” diye düşünüyorlar. Hele yanımdaki adam! “Merhaba” bile demedi. Nefretle bakıyor bana. Neredeyse ayağa kalkıp benim adıma öteki yolculardan özür dileyecek. Hostes, herkese “ikram ettiği” kolonyadan bana birkaç damla “lütfen” damlatıyor. Gece saat bir sularında otobüs Balıkesir’de, büyük bir otelin önündeki lokantada durdu. Yemek molası. Uyku sersemi otobüsten inerken adımın söylendiğini duydum. “Aaa, Ülkü!” Birileri yanaklarımdan öpüyor! Baktım: Gazanfer Özcan, Gönül Ülkü, Adile Naşit! Balıkesir’de turnedelermiş. Oyundan sonra yemek yiyorlar. Kucaklayıp masalarına götürdüler beni. Otobüse çağrılıncaya kadar çene çaldık. Adile Abla, penceremin önüne kadar gelip el salladı. Yola koyulduk yine. Herkes bana bakıyor! Yanımdaki yolcu, gülümseyerek, “Beyefendi, siz de sanatçı mısınız” diye sordu. “Hayır” dedim. “Gazanfer Beylerle pek samimiydiniz de...” “Tanışırız” dedim. Hostes kolonyayla geldi. Bol bol döktü elime. Teşekkür ettim. Şişeyi çekmiyor. “Rica ederim, biraz daha buyurun” diyor. Pek mutluydu. Sadece benim saygınlığım değil, Varan’ın şerefi de kurtulmuştu çünkü. ??? Sözü Adile Naşit’e bırakayım. Kendi ağzından onun bir anısı: “Turnelerde Gazanfer Özcan hortlak kılığına girer, bir çarşafa bürünüp beni korkuturdu. Bursa’daydık. Bir gece de ben onu korkutayım dedim. Çarşafa bürünüp otelin koridoruna çıktım. Meğer o anda Gazanfer Bey de çarşafa bürünmüş, beni korkutmaya geliyormuş. Koridorda karşılaştık. Çığlığı basıp tabana kuvvet kaçan yine ben oldum.” ??? Bir anı da Selim Naşit’ten: “Gönül Ülkü Gazanfer Özcan Tiyatrosu’ndayım. Azak’ta Şöminedeki Ceset’i oynuyoruz. Ben hem oynuyorum, hem aksesuvarlara bakıyorum. Ölüden korkarım ben. Oyunda ceset olarak kullandığımız bir manken vardı; o bile ürpertirdi beni. Oyun başlamadan önce mankeni sahne arkasındaki yarı karanlıktan çıkarırdım. Benim için en sıkıntılı andı o. Bir akşam Gazanfer Bey, mankenin ağzına ufacık bir hoparlör yerleştirmiş. Hoparlörü de incecik bir kabloyla makyaj odasındaki mikrofona bağlamış. Benim haberim yok tabii. Mankeni alıp sahneye götürmek için oyundan önce kulise girdim. Yarı karanlıkta yanına yaklaştım. Tam elimi uzatmıştım ki, mankenden bir ses: ‘Dokunma bana!’ Gerisini ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Zaten hatırlayan kim! Bayılmışım.” ‘Cesur olun’ çok şaşırtmış olmalı. Evet, öyle oldu. BBC, bir ara İngiliz müziği üzerine belgesel hazırlıyordu. Benimle röportaj yapmak istediklerini söyleyen bir eposta geldi. “Punk rock çok önemli!” şeklinde cümleler vardı. Punk rock, ortaya çıktığı dönemde bizim için gerçekten önemliydi ama başka insanların bu konuda ne düşündüğü umurumuzda değildi. Orada dürüstlük vardı; yaptığınızı sadece kendiniz istediğiniz için yapıyordunuz. Punk’ın özü buydu: “Yapacak bir şey yok” demek yerine, “Yapmak istediğimi yaparım” diyorduk. Neden bu kadar kısa süreli bir müzik akımı böylesine etkili oldu? Çünkü işin içine insanları kattı. Fikri olan insanları bunu ortaya koyup gerçekleştirmeye yöneltti. Böylece insanlar kuyrukta beklemek yerine karar verici konumuna geldi. Bu büyük bir güçtü ve insanlar güçlerinin farkına vardı. Punk ilk ortaya çıktığında hiç ticari olmayan bir müzikti. Neden daha sonra reklamlarda bile kullanılır oldu? Garip olan şu ki, biz en ticari olmayan müziği yaparken, kendimiz reklam haline geldik... Punk döneminde ilk bağımsız single’ı yayımladınız. TeknoloPunk döneminden bu yana hâlâ müzik yapan ve konser veren bir müzisyen olarak, bugün bir mesajınız var mı? Kendinize karşı dürüst olun. Eski yıllarda çoğumuz yasalara karşı çıkardık. Aslında o dönemde düşündüğümüzden daha çok özgürlüğe sahiptik ve bu şaşırtıcıydı. Hiçbir şey için, yapamam, olanaksız demeyin; şarkı söylemek istiyorsanız çıkın söyleyin. Cesur olun! www.zulalkalkandelen.com Tarihçilerin duayeni Prof. Dr. Halil İnalcık’a onur madalyası apmak istediğimi yaparım’ Buzzcocks 1989’da yeniden bir araya geldi. Şu anda grup içinde hava nasıl? Her şey gayet iyi gidiyor. Bu yıl sonuna doğru stüdyoya gireceğimizi umuyorum. Yeni albüm mü kaydediyorsunuz? Ne zaman yayımlanacak? Evet, kaydedeceğiz. Umarım yaz sonrasında yayımlarız. Punk akımı ilk başladığında, 36 yıl sonra hâlâ onun hakkında konuşulacağını düşünmüş müydünüz? Hayır, biz bunun 36 dakika bile süreceğini düşünmemiştik. O zaman olup bitenler sizi de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Prof. Dr. Halil İnalcık. ‘Y ‘Hakikat anlatıcısı’ ANKARA (AA) Tarihçilerin duayeni Prof. Dr. Halil İnalcık, Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) onur madalyasını önceki gün törenle aldı. Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Kültür Bakanı Prof. Dr. Talat Sait Halman, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Törende konuşan Bakan Günay, İnalcık için “Dünyanın bütün üniversitelerinde kendisine, kitaplarına başvurulan, bir anlamda Osmanlı’nın ve Ön Asya coğrafyasının, Doğu Avrupa coğrafyasının bütün gerçeğini dünyaya öğretmekte ışık tutan bir büyük bilim insanı” dedi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin ilk talebesi, bir numaralı talebesi olduğunu söyleyen İnalcık ise “Talihin cilvesine bakın, o zaman bir genç olarak, bu kürsüde, bu sıralarda oturan bir öğrenci olarak Atatürk’ün huzurundaydım. Yıllar sonra, 75 sene sonra tekrar buraya geliyorum” dedi. İnalcık’ın tarihi ışık gibi aydınlatarak bugünlere geldiğini dile getiren Halman ise “İnalcık bir hakikat anlatıcısıdır. Hiçbir menfaati yoktur. Gerçek bilim insanı da böyle olur” diye konuştu. Konuşmaların ardından İnalcık’a Bakan Günay tarafından onur madalyası takıldı. Prof. Dr. İnalcık, elini öpen Bakan Günay’a sarılarak teşekkür etti. KÜLTÜR SANATSEN’DEN AÇIKLAMA ‘AKM’yi yıkımdan kültür ve sanat örgütleri kurtardı’ Kültür Servisi Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası (Kültür SanatSen), AKM’nin yıkılmayıp aslına uygun olarak onarılacak olmasını kültür ve sanat örgütlerinin mücadelesi sonucunda gerçekleştiğini bildirdi. Kültür SanatSen, yazılı açıklamasında “AKM’nin tadilat gerekçesiyle yıkılmayacak olması, basına yansıtıldığı gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başarısı değil, sendikamız, Mimarlar Odası ve çok sayıda diğer kültür ve sanat örgütünün kararlı mücadelesi sonucudur” ifadelerini kullandı. Açıklamada “2010 İstanbul Kültür Başkenti Ajansı 75 trilyonluk AKM tadilat parasının nereye gittiğini açıklayamadı ve AKM’yi teğet geçti! AKM’nin korunup korunmayacağı iktidar, Bakanlık ve ajans hatta bir kısım medya tarafından ısrarla tartışmaya açılıp aslına uygun yapılmasını isteyen sendikamız başta olmak üzere demokratik kitle örgütleri AKM’nin yapılamamasından dolayı sorumlu tutulmaya çalışıldı. Hatta daha ileri gidilerek mahkeme hedef gösterildi ve AKM panolarına ‘mahkemenin aldığı karar nedeniyle AKM yapılamamaktadır’ afişleri bile asıldı. AKM’nin geleceği için belleğimize, sanatımıza, hakkımıza sahip çıkmak için alandaki demokratik kitle örgütleriyle onlarca eylem gerçekleştirdik” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle