18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Türkiye KamuSen’e göre memurların yüzde 7’si açlık, yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında ücret alıyor Memur yoksullaşıyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA AKP’nin yaklaşık 10 yıllık iktidarı döneminde kamuda sözleşmeli ve taşeron firmalarda çalışan personelin sayısında patlama yaşandı. Sözleşmeli çalışanların sayısı 40 binden 250 bine, taşeronlarda çalışanların sayısı 10 binden 400 bine çıktı. 2002’de 72 bin olan ataması yapılmayan öğretmen sayısı 350 bine yükseldi. Türkiye KamuSen’in hazırladığı rapor, kamudaki personel tablosunu gözler önüne serdi. Memur maaşlarının AKP’nin iktidarda olduğu 9 yılda yüzde 30 eridiğine dikkat çekilen raporda şu değerlendirmelere yer verildi: ? Kamuda personele ayrılan kaynağın yetersizliği; ücretlilerin milli gelirden aldığı payın da yıldan yıla azalmasına neden oldu. 1999’da yüzde 8.83 olan personel harcamalarının milli gelirdeki payı 2006’da yüzde 7.43’e, 2011’de yüzde 6’ya kadar geriledi. ? Çıplak ücretler üzerinden hesaplamada en düşük ücretli memur ile ? Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 2002’de 72 bindi, bugün 350 bin. AB ülkeleriyle kıyaslanırsa Türkiye’de 300 bin dolayında öğretmen açığı var. ? Türkiye’de genç işsizlik oranı her geçen yıl artıyor. Bir milyona yakın ? Rapor, yaklaşık 10 yıldır iktidarda olan AKP’nin personel politikasındaki çarpıklıkları bir bir gözler önüne serdi. Taşeron işçisi olarak kamu hizmetlerinde çalıştırılanların sayısı 10 bini geçmezdi. Şimdi 400 bini geçti. Sözleşmeli sayısı 40 bindi, 250 bine fırladı. Maaşlar sürekli eridi. en yüksek ücretli memur arasında 6.5 kat fark var. Ödenen tazminatlarla bu fark 20 katına kadar çıkıyor. Oysa bu oran Finlandiya’da 2.5, Fransa’da 2.3, Hollanda’da 2.2 ve İsveç’te 1.9 katı kadar. üniversite, 750 bin meslek yüksek okulu ve yaklaşık 3 milyon lise mezunu işsiz. ? Kamuda sözleşmeli personel çalıştırılması istisnai bir durum olarak planlanmış. Son 10 yılda sözleşmeli lerin sayısı 40 binden 250 bine çıktı. AÇLIK ? Kamudaki, istihdam edilen taSINIRINDA şeron firma çalışanı sayısı 2000’li yılların başında 10 bindi, bugün 1990’da bir kamu işçisi ile 400 bini aştı. memurun net maaşı arasında ? TBMM’de görev yapan 4yüzde 33’lük fark varken; C’li personel bir yılda 11 ay 2010’da bu fark yüzde 49’a yük29 gün çalışırken, TÜİK’te 11 ay 21 gün, özelleştirme seldi. Dolayısıyla 19902010 arasında net memur maaşları, kamu kesikapsamında diğer kurummi işçi ücretleri karşısında reel olalarda yılda 11 ay çalışıyor rak yüzde 16 eridi. ve 1 ay maaş alamıyor. Kamu kesiminde ortalama net işçi ? Kamuda 100’den ücretleri, ortalama memur maaşının fazla farklı ödeme şekli 1.8 katı. Bir işçi maliyetine 3 memur var. Aynı işi görmekte çalıştırılıyor. olanlar arasında büyük üc Memurların yüzde 7’si açlık, yüzret farklılıkları var. de 80’i yoksulluk sınırının altında ? 2012’de tespit edilen fazücret alıyor. Yalnızca yüzde 13’ü yoksulluk sınırının üzela çalışma ücreti saatte brüt 1.35 rinde ücret almakta. Refah TL, ele geçen neti yaklaşık 1.10 ücreti seviyesinde maTL. ILO’nun 29 ve 105 sayılı sözaş alan memur yok. leşmelerine uyulmuyor. YÜZDE 7’Sİ Kendin Pişir Kendin Ye... Sanal piyasalar düzeninin insana aykırı kirli çıkar ilişkileri ekseninde, sanal demokratik düzeninde “Kendin pişir kendin ye” düzeni geçerli... İktidar ittifakları kendi içinden, kendi krizleri ile çökene kadar sürüyor... Sonra sistemin bir büyük krizinde giden gidiyor, sistem “kalan sağlar bizimdir” sloganı ile en ilkesiz kriterlerle yeniden kuruluveriyor. Türkiye sivil vitrinde, sandık demokrasisinin insana ters, en sanal hallerinin yaşandığı, gerçek evrensel insan hakları, demokrasi, laiklik, hukuk devleti ilkelerinin en boyutlu ayaklar altına alındığı, rejimi demokrasi olan ülkelerin başını çekmekte... Yeni düzen yandaşlarına göre Cumhuriyet döneminin demokratik olmayan yönetim anlayışı, Cumhuriyetçilere göre ise, emperyal düzene teslim olmuş demokrasi kaygısından uzak merkez sağ iktidarlar eliyle, askeri diktatoryal dönemler ile yarışan katılıkta sivil diktatorya ile yönetilmenin payları ağır basmakta. Doğal olarak ortaya çıkan en temel gerçek, kimi askeri, çoğunlukla sivil diktatoryal yönetim süreçlerinin bütününde toplumun gerçek demokratik kültürü, örgütlenme reflekslerinin zayıf kalması, güce, baskıya teslimi olma kültürünün yerleşmesi... Günümüz koşullarında askeri darbeler, daha uzun süreli baskıcı merkez sağ iktidarlar dönemlerinde ortaya çıkan çarpık demokratik yönetim anlayışının geçerli olmasında en büyük katkıyı sağlayan, ele geçirilmiş medya gücü. Çağımızda silahlı güçten daha etkin medya gücü, hele de 10 yıllık AKP iktidarlarında yandaşcemaat, teslim alınmış büyük medya... Üç ana grupta, çok büyük ağırlıkla iktidarın denetiminde... Sonuçta hani medyanın çok öne çıkardığı, çarkların iktidar elinde olması olgusu var ya... Yani gündemi; tek karar verici lider, Başbakan’ın belirlemesi, sonra medyada şok gelişmeler olarak tartışılması, sonra duruma göre, gündem değiştirilmesi... İşte bu çarkların dönme kuralları içinde işliyor... İktidar gücünü bütün kurumları ile ele geçiren, medya gücü ile kamuoyunu da güdülüyor... Sonra da bu güdülemenin oluşturduğu algılamalarla, kamuoyunun oluşmasında, elbet seçim sonuçları da biçimleniyor... Günümüzde klasik demokrasilerin demokratik seçim sonuçları ile iktidar değişimi çok da kolay gerçekleşemiyor. Bütün demokrasilerde yaşanan liderler sultası, zayıf muhalefet, sistemin en yaşamsal ayağı sivil demokratik örgütlenmelerin gücü, etkilerinin dibe vurması, çoksesliliğin, sağduyunun işletilememesi bundan... Sistemin kendi dinamikleri, kriz anlarında ancak büyük patlamaların yaşanması, ağırlıklı çok güçlenen merkez sağ iktidarların, büyük krizlerle sorunlu, zirvedeyken devrilmeleri, günümüz çarklarında eşyanın tabiatına uyan bir sonuç... ??? Özel yargının KCKMİT operasyonu üzerinden bir haftadır yaşadıklarımıza bir bakın hele... Son seçimlere katılan seçmenin yarısına yakınının oyunu almış iktidar cephesine oy verenler, baştan sona iktidar erklerinin çatışması çerçevesinde son olup bitenleri nasıl görüp algıladılar? Oy vermeyenler için iktidar içi çatışmanın ortalığa saçtığı kirli çamaşırlar, insan hakları, demokrasimiz, hukuk devleti düzenimizde gelinen çifte standartların, ağır hak ihlallerinin sayısız saklanamayacak, yoksa sayılamayacak birbirinden kirli, haksızhukuksuz vahim belgeleri... Krizden çıkış formülü, Başbakan’ın bal gibi de hukuk devleti düzeni, hak hukuk algılaması ile çatışmalı kişiye özel yetki yasası ile MİT operasyonunun durdurulması girişimi, pisliğin halı altına saklanmasına benziyor. Kabak soruşturmanın başındaki savcı ile operasyonlarda önde rol almış, görevden alınan polis yöneticilerin başlarında patladı. Asıl çatışmanın tarafları, çatışma gündemlerini de elden geldiğince kamuoyundan uzak tutarak, uzlaşma şovlarını öne çıkaran bir medyatik söylemharekette işbirliğine girdiler... Halk deyimi ile çekilmiş kılıçlar, yeniden kınlarına sokuldu görüntüsü öne çıktı... İktidara oy vermemiş seçmenin yarısının katında, son haftada yaşadıklarımız; yakınılan tüm sorunların, en yaşamsalı da hukuk devleti düzeninde çifte standardın, sivil iktidarın giderek diktatoryal eğilimlerle güç kazanmasının çok çarpıcı yeni kanıtları... İktidara oy vermiş seçmen katında durum çok daha anlaşılmaz, karmaşık... İktidar paylaşım kavgasında nedenleri tam kavranamamış, su yüzüne çıkmış büyük çatışmada, çatışan taraflar bir biçimde uzlaşabilmişlerse, rahat nefes almayı seçenler elbet çoğunlukta olabilirler. Ama gerçekten uzlaşıldığına güvenebilirler mi? Aynı taraf sözcüleri birkaç gün içinde o kadar kolay ak dediklerine kara dediler ki... Birbirlerini bizden daha insafsız vurup, sonra kol kola görünmeye çalıştılar ki... Akdeniz’de sular daha da ısınacak ANKARA Cumhuriyet Bürosu) Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), sözde münhasır ekonomik bölgesinde 11 Şubat’ta yeni bir arama ihalesine çıkmasına Türkiye sert tepki verdi. GKRY, yeni çıktığı ihalede bu kez yalnızca KKTC’nin değil “Türkiye’nin de kıta sahanlığı bölgesinde” arama yapmaya hazırlanıyor. GKRY’nin ilan ettiği 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı arama bölgeleri, doğrudan Türkiye ile ilgili. Dışişleri Bakanlığı, “Bu alanlarda, yabancı şirketlerin izinsiz petrol/doğalgaz faaliyetlerinde bulunmalarına hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini ve kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumak için gerekli her türlü tedbirin alınacağının” altını çizdi. GKRY’nin daha önce arama yaptığı 12 numaralı ruhsat sahası, yalnızca KKTC’yi doğrudan ilgilendiren bir bölgeydi. 2011’i çift haneli büyüme ile kapatacak olan inşaatta, 2012 öngörüsü yüzde 47 arasında Yapıda tempo düşecek ? Sektörün 2011’de 3. çeyrekte yüzde 12.7 büyüdüğünü belirten Yapı Endüstri Merkezi Genel Müdürü Barış Onay, büyüme eğrisinin yavaşladığını söyledi. Ekonomi Servisi Yapı Endüstri Merkezi (YEM) Genel Müdürü Barış Onay, yapı sektörünün 2011 yılının 3. çeyreğinde yüzde 12.7 büyüdüğünü açıkladı. Barış Onay, YEM’de düzenlenen toplantıda Türk Yapı Sektörü 2011 Raporu hakkında bilgi verirken “Sektör 2011’i yüzde 10’un biraz üzerinde çift haneli büyüme ile kapatacak. Fakat büyüme eğrisi yavaşlıyor. 2012’de yüzde 47 arasında bir büyüme öngörüyoruz” dedi. YEM ve Alman – Türk Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğiyle, 35. Yapı Fuarı Turkeybuild İstanbul “Konuk Ülke Almanya” projesinin tanıtımının yapıldığı toplantıda sunum yapan Onay şunları söyledi: ? 2000’den 2011 3. çeyreğine kadar Türkiye, 2009 ve 2001 krizleri dışında ortalama yüzde 6’lar düzeyinde büyüdü, ancak bu büyüme 2011’de dünyanın genel trendinden kopuk derecede yükseldi. Türkiye hızlı bir yavaşlama göstermek zorunda. ? Türk yapı sektörünün büyümesi ile Türkiye’nin büyümesi arasındaki marj kapanıyor. Bu iyiye işaret. Türkiye’de 2012 için öngörülen büyüme yüzde 24 arasında. Yapı sektöründeki büyüme de 47 bandında olur. ? Türkiye’nin cari açığı krizlerde kapanıyor, büyüdüğünde ise yükseliyor. Türkiye’nin üretim modeli değişmeli, modernize edilmeli. Daha fazla üreterek cari açık kapatılamaz, düşünülen önlemler de bunu ortadan kaldıracak kadar büyük etki yaratmayacak. Yabancıların gözü Mersin’de Ekonomi Servisi Enerji Bakanı Taner Yıldız, Akdeniz ve Kıbrıs’taki petrol ve doğalgaz arama çalışmaları konusunda Türkiye’nin Mersin açıklarında yapacağı petrol arama çalışmalarına 10’a yakın yabancı firmanın başvuru yaptığını açıkladı. Doğalgazda bir sıkıntı olmadığını savunan Yıldız, “Hazar Denizi’nin kıyıdan itibaren donduğunu ve platformların bundan etkilendiğini görüyoruz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen vatandaşımıza yansıttığımız bir sıkıntı yok. Biz kendimize bahar mevsimi muamelesi yapamayız. Kış ayındayız ve kar yağıyor. Kar yağdığında işletim şartları sıkıntıya düşebiliyor” dedi. Gençlere 1 TL’ye tablet Ekonomi Servisi Vodafone Türkiye, ‘Herkese mobil internet’ stratejisi doğrultusunda Türkiye’nin ilk operatör markalı tabletini Vodafone Grubu’yla aynı anda satışa sundu. Bu kapsamda Vodafone Türkiye, Vodafone Smart Tab 10 lansmanda önceliği mobil interneti kullanma isteği yüksek olan ve nüfusun yarısından fazlasını oluşturan 26 yaş altı gençliğe verdi. Dünden itibaren satışa başlanan Vodafone Smart Tab 10’u 26 yaş altındaki gençler, günde 1 TL (ayda 30 TL) ödeyerek ve 24 ay taahhütle, 3G’li Vodafone Smart Tab 10’a sahip olabilecek. Diğer Vodafone müşterileri ise marttan itibaren ayda 49 TL ödeyerek, 250 MB süper interneti ile yine 24 ay taahhütlü olarak bu tableti alabilecekler. Vodafone Smart Tab 10’un tanıtımında konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray, Yeni Müşteri Segmentleri Pazarlama Direktörü Fatih Uysal ve Terminal Bölüm Başkanı Tarık Akad, tabletin 10 ay gibi kısa bir sürede üretim ve dizaynının tamamlandığını açıkladılar. Vodafone Smart Tab 10, Android Honeycomb 3.2 işletim sistemi, 10 inç dokunmatik ekran, çift çekirdekli 1.2 GHz işlemci, 3G ve WiFi, 5 MP arka ve 2 MP ön kamera, sosyal ağlara erişim ve yeni nesil Swype klavye ile kolay yazı yazma özelliklerine sahip. Penti, yeni mağazalar açıp ciroyu katlayacak Ekonomi Servisi Türkiye’de yüzde 60’lık payla çorap pazarının önde gelen markası olan Penti; İtalya, İngiltere ve Almanya gibi modanın merkezi olan Avrupa ülkelerinde mağazalar açmayı hedefliyor. 2011 yılını 248 milyon TL ciro ve 38 milyon dolarlık ihracat ile kapatan Penti, 2013’te ise 100 milyon dolarlık ihracat ve yüzde 100 büyüme bekliyor. 2011 sonu itibarıyla Türkiye’deki mağaza sayısını 139’a çıkaran şirketin yurtdışındaki mağaza sayısı 26. Penti 2012’de her hafta bir mağaza açarak yurtdışındaki sayıyı da 45’e çıkaracak. Penti’nin 2013 yılı toplam ciro hedefi 500 milyon TL. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, Kosova, İran, Makedonya, Gürcistan ve Romanya gibi çok sayıda ülkede pazar lideri olduklarını belirtti. Arap ülkelerinin pazar dinamiklerinin kendilerini heyecanlandırdığını, bu doğrultuda şubat ayı içinde Suudi Arabistan’da 6 mağaza açacaklarını söyledi. Kariyo, Makedonya ve Arnavutluk’a da yeni mağazalar açarak yurtdışındaki satış ağını genişleteceklerini belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle