22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ŞUBAT 2012 SALI ekonomi@cumhuriyet.com.tr Ülkemizde gazete satışları belli. Kitap satışları da belli. Herkes yıllardan beri “okumuyoruz” diye şikâyet eder, ama ne gariptir gazeteciler vurulur, yazarlar tutuklanır, kitaplar toplatılır. Başbakanından savcısına kadar herkes başka sorun yokmuş gibi yazara, çizere kafayı takar. Bu hep böyle, ama bu sıralar iyice ayyuka çıktı. Başbakan Erdoğan konuşup birilerine kızmadığı zamanlarda sürekli gazete mi okuyor merak ediyorum. Çünkü ben mesleğim olduğu halde bu kadar yazarın ne yazdığına yetişemiyorum. Başbakan’ın gazetecileri, yazarları fırçalamasını nasıl değerlendirmek lazım çözemedim. Bir yandan gazetecileri, yazarları bu kadar önemseyip ciddiye aldığı için sevinmek mi lazım bilemedim. Yoksa nasılsa millet de bunları sevmez diye onları sevindirmek için mi söylüyor anlayamadım. Kendisini bizimle eşit görüyor ve o yüzden cevap verme ihtiyacı mı hissediyor diye düşündüm... Neredeyse en az izlenen TV programlarına bile bu kadar ilgi göstermesini çözemedim. Yoksa kendisi aslında okumuyor da danışmanları fazla mı ‘entel’ merak ettim. İşin içinden çıkamadım. ??? Bizim politikacıların garip bir alışkanlığı var zaten. Haklarında yazılan eleştirileri dava ediyorlar. Yalnızca kendilerini övenleri seviyorlar. “Belki delinin teki Yazıyor... Yazıyor... doğru bir şey yazıyordur, benim dediklerimi tekrarlayandan bir şey öğrenemem” diye düşünmüyorlar. İsviçre’de, Danimarka’da filan yaşasak anlayacağım. Nasılsa vatandaşın emekliliği garantide, çalışmasa işsizlik sigortası alıyor, çoluğunun çocuğunun geleceği için kaygı duymuyor, milli gelirden sıkı bir pay alıyor. Tatili, sosyal hakları güvencede. Hastaneye, mahkemeye, karakola düşersem başıma ne gelir diye derdi yok. Terör yok, kavga yok. Tarihimizle hesaplaşalım diye bir mesele yok. Sıkıntıdan, işsizlikten gazetecilere taktı diyeceğim. ??? Ülkede iktidar partisiyle muhalefet kanlı bıçaklı. Açılım diye başlayan barış süreci, hapse tıkılış süreci olmuş. Dindarlar, dinsizler tartışmasına kadar ayrışma gelmiş dayanmış. Genelkurmay Başkanı’na kadar hapse konulmuş. MİT Başkanı mahkemeye çağrılıyor. İktidar üyeleri bir yandan mahkemelere karışılmaz derken bir yandan iddianameyi görmeden kim suçlu, kim suçsuz ilan ediyor. Düşünce özgürlüğü konusunda artık buradakiler değil, yurtdışındaki yazarlar, gazeteciler her gün bir şey yazıyor. Muhalefet artık Meclis’te kürsüyü işgal eder hale gelmiş. Böyle bir ortamda insan gazetecilerle mi uğraşır? 2010’A GÖRE YÜZDE 65.3 ARTTI, 77 MİLYAR DOLARI AŞTI Türkiye 2011’i rekor cari açıkla kapattı dengesindeki 77.1 milyar dolarlık Ekonomi Servisi Türkiye açığa (cari açık) karşılık ve finans 2011’i de ciddi bir cari açık rekoru hesaplarında yaklaşık 65.6 milyar ile kapattı. Merkez Bankası dolarlık bir giriş görünüyor. tarafından açıklanan 2011’e ilişkin Sistemi dengeye getiren “net hata ödemeler dengesi verilerine göre, ve noksan kalemi”nde ise 12.5 Türkiye’nin cari işlemler hesabı milyar dolarlık “kaynağı belirsiz” açığı, 2011 yılında, 2010 yılına bir giriş göze çarpıyor. kıyasla yüzde 65.3 artarak 77 Sermaye girişinde dikkati çeken milyar 89 milyon dolar oldu. 2010 birkaç nokta şöyle: yılında cari açık 2011’e göre 30 ? Sermaye girişinde küçük bir milyar 446 milyon dolar daha artış var. 2010’da 58.9 milyar düşük olmak üzere, 46 milyar 643 dolar olan sermaye girişi 2011’de milyon dolar düzeyindeydi. 65.6 milyar dolar oldu. Türkiye ekonomisinin en Doğrudan yatırım girişi kırılgan noktasını yüzde 77.2 artarak 7.6 oluşturan cari açık Türkiye’nin milyar dolardan 13.4 rakamındaki tek cari işlemler milyar dolara olumu sayılabilecek hesabı açığı, 2011 yükseldi. Portföy nokta ise, son birkaç yatırımları da 16.1 ay içinde gözlenen yılında, 2010 yılına milyar dolardan “fren” çabalarının kıyasla yüzde 65.3 artarak 2011’de 22.1 kasım ayından 77 milyar 89 milyon dolar milyar dolara sonra belli belirsiz çıkmış gözüküyor. etkilerinin oldu. Bu rekoru ikinci bir gözükmesi oldu. rekor izledi; geçen yıl Yabancıya Aylık bazda ise Türkiye’ye yönelik kaynağı konut satışı aralıkta cari açık belirsiz para girişi yüzde 6.6 milyar dolar ile ? Yabancıya piyasa beklentisine gayrimenkul satışı 356 artışla 12.5 paralel gerçekleşti. da artıda gitmeyi milyar dolara Açık 2010 yılının sürdürüyor. 2011’de çıktı. Aralık ayında 7.5 milyar yabancıların Türkiye’de dolardı. gerçekleştirdikleri net Cari açığın kırdığı gayrimenkul alımlarından 2 rekorlarda dış ticaret açığının milyar dolar geldi. önemli rolü olduğu gözüküyor. ? Türkiye’ye yönelik kaynak 2011 yılında dış ticaret açığı 89.4 girişlerinde vade yapısı giderek milyar dolar olarak gerçekleşti. uzuyor. Aralıkta 116 milyon 2010 yılında bu açık 56.4 milyar dolarlı kısa vadeli sermaye girişi, dolardı. 4.1 milyar dolarlık uzun vadeli Öte yandan ödemeler kaynak girişi oldu. 12.4 milyar doların kaynağı belli değil 77 milyar doları aşarak yeni bir rekor kıran bir yıllık cari açık, yine 2011’e ait başka bir rekorla kısmen dengelendi. “Net hata noksan” kaleminde gözüken kaynağı belirsiz para girişi, 2011’de 2010’a göre yüzde 356 oranında (tam 9 milyar 728 milyon dolarlık artışla) 12 milyar 461 milyon dolara çıktı. Cari açığın yüzde 16.2’si işte bu kalemden karşılandı. Uzmanlara göre bu kadar büyük bir “kaynağı belirsiz” döviz girişinin bazı nedenleri var; örneğin turizm gelirleri, bavul ticareti gibi bazı kalemlerden tahminlerin üzerinde bir giriş söz konusu olabiliyor. Ayrıca Suriye ve Mısır dahil Ortadoğu’dan, çevredeki diğer istikrarsız ülkelerden Türkiye’deki eş dost ve ailelere yönlenen emanet paralarla yastık altından bozdurulmuş dövizler de kaynak gözükmüyor. Ancak her durumda, son iki yılda bu ölçüde artış kaydedilmesi normal gözükmüyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle