14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2012 SALI 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon PB Giresun PB Ankara K 7 3 9 10 13 11 10 6 9 13 15 10 5 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K 0 K 9 K 2 Y 16 Y 15 Y 10 PB 11 PB 13 PB 9 PB 11 B 2 B 2 B 11 HABERLER Oslo K 0 Belgrad B 1 Helsinki K 4 Sofya B 2 Stockholm K 0 Roma B 7 Londra Y 6 Atina Y 11 AmsterdamY 6 Zürih K 1 Brüksel Y 4 Moskova K 13 Paris Y 6 Aşkabat B 4 Bonn K 4 Taşkent PB 1 Münih K 0 Baku Y 6 Berlin K 2 Bişkek PB 4 BudapeştePB 1 Tiflis B 1 Madrid B 8 Kahire B 24 Viyana PB 1 Şam PB 16 Ülkemizin geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güney ve batısı, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı ve Orta Karadeniz ile Yozgat, Nevşehir, Kırşehir ve Aksaray çevreleri yağışlı geçecek. Yağışların; İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya çevrelerinde kuvvetli olmak üzere genelde yağmur ve sağanak, akşam ve gece saatlerinde İç Ege, İç Anadolu’nun kuzey ve batısı ile orta ve batı Karadeniz’in iç kesimlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Şubat GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada göre patronu RTE’ye verilecek yetkinin, asker ya da sivil “kritik üst düzey görevlileri” kapsayacak biçimde genişletileceğini söyledi. Böylece MİT derken RTE’ye, “kritik üst düzey görevinde bulunan, dindar yetişmiş nesillerden gelen bürokratları, AKP yandaşlarını” yasalar ve yargıya karşı himaye etmek yetkisini de veriyorlar. Bir gün iktidardan gittiğini görmek nasip olursa yayımlanan bilgi ve belgelere göre RTE’nin, terör örgütü ile ulusal yararları zedeleyen pazarlıklara girişen, bugün dokunmayın aslanıma diye üzerine kalkan olduğu MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile birlikte… ...PKK ile işbirliği, Kürdistan’a özerklik vaadinde bulunduğu için Yüce Divan’da hesap verecek. ??? Medya önerinin ha bugün ha yarın Meclis’te yasalaşmasıyla uğraşırken… …Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer; Atatürk adını ve ilkelerini silmeyi öncelikli görev biliyor. AKP Atatürk’ün adından bile korkuyor. RTE dikkat ediniz, asla Atatürk adını kullanmıyor. Daima Gazi Mustafa Kemal diye anıyor, Türklerin atası, babası anlamına gelen Mustafa Kemal Atatürk demeye dili varmıyor. Patronu bu kafada olduktan sonra, zaten Osmanlı’ya hayran, laik Cumhuriyetin artık sona erdiğine inanan Milli Eğitim Bakanı’nı tutabilene aşk olsun! MEB Teşkilat Yasası’nda, ardından MEB Milli Eğitim Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan yönetmeliklerden Atatürk adını, dindar nesiller yetiştirmek varken öğrencilerin çağdaşlığın temeli inkılap ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirmek ne demekmiş diyerek çıkardı. ??? Bu kafanın bir başka nüshası AKP Genel Başkan Yardımcısı, Gençliğe Hitabe’yi tartışmaya açmayı denedi. Hani yolunu, kolayını bulsalar, Atatürk’ün gençliğe Cumhuriyetin nasıl korunacağını vasiyet niteliğindeki ünlü söyleminin başka içerikte okunmasını uygulamaya koyacaklar... Cesaret etseler yandaşlarının, destekleyicilerinin, Amerika’dan güdümlü cemaat sürüsüne yakın anlayıştakilerin yazdığı yobaz bir metnin, Gençliğe Hitabe’nin yerine ders kitaplarına konulmasını, ezberletilmesini isteyecekler. İçimizdeki yobazların yazdığı, sağa sola dağıtılan “Din Ulemaları Yüce Heyetinin Genç Müminler Kutsal Cihat Hitabesi” bakın nasıl başlıyor: “…Ey Yüce Allah’ın genç nesilleri! Birinci göreviniz, şeriat ve hilafet ilkelerini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Unutma ki iman ettiğin bu yol, senin en kıymetli hazinendir. Gelecekte seni bu kutsal vazifenden Allah’a şirk koşarak mahrum etmek isteyecek dahili ve harici gafiller olacaktır…” ??? Medyadaki, siyasetteki “dahili gafiller” uyuyabilir. Örneğin RTE korkusuyla bacakları titreyen medyanın görmezden geldiği… …Atatürk bilinciyle yetişen gençliğin gerici hamlelere karşı uyumadığını kanıtlayan, birinci sayfalara layık şu haberi dün, yalnız gazeteniz Cumhuriyet yayımladı. İstanbul, Ankara, İzmir gibi gençliğin yoğun olduğu illerde değil, yurdun kuzeyinde bir ilde Ordu’muzda izlendi kıvanç verici olay. Ordu’da pazar günü OrdusporMedical Park Antalyaspor maçı sırasında anlamlı, gurur verici bir eylem gerçekleştirildi. Bir avuç insan değil, on binlerce taraftar ve seyirci, maçın başlamasıyla birlikte, 6 dakika hep bir ağızdan Gençliğe Hitabe’yi seslendirdi. Ordu, bu eylemiyle Atatürk gerçeğini gericilerin kafasına vurdu: Eski “Hüseyin Çelik”, yeni “Ömer Dinçer” gibi Milli Eğitim bakanları, bunları himaye eden Köşk’e çıkmış olanı, Başbakanlık’ı bir süreliğine daha mesken edinecek olan Atatürk karşıtları gelir geçer. Ama, Ordu’da sergilenen olay, onca gerici girişimlere karşın Atatürk adının, öngördüğü çağdaşlık ilkelerinin daima yaşayacağının canlı kanıtı. O denli açık ki kanıt, yadsınamayacağı kadar basit. Zira ölüsü, dirisinden de güçlü! “Sabah” ve “ATV”ye talip olan Murdoch’ların başında nurtopu gibi yeni bir skandal patladı… Geçen yaz; “News of The World” (NoW) gazetesinin kepenklerini indirdiği sırada bu sütunda “Murdochgate”ten bol bol söz etmiştik... “NoW” bünyesinde ortaya çıkan bir “telekulak skandalı” sonucunda, okurlar ve reklam verenler birden gazeteyi terk etmiş ve sosyal medyadan yükselen öfke seli sonucunda 3 milyon tirajlı gazete, bir haftada enkaza dönmüştü. Murdoch ailesinin gözbebeği konumundaki şirket CEO’su Rebekah Brooks hasar kontrolü adına seri biçimde feda edilmiş ve Murdoch’lar, ele geçirmeyi hedefledikleri İngiltere’ nin “BSkyB” dijital uydu projesinden çıkmak zorunda kalmışlardı. Skandalın, küresel medya imparatorluğunun itibarında açtığı yarayı bu önlemlerle sınırlamak hedefi güden Murdoch yöneticileri, çok arzuladıkları “BSkyB” teklifinden çark ederken, darbeyi “portföylerindeki yatırımları gelişmekte olan ülkelere çevirerek telafi edeceklerini” ileri sürmüşlerdi… Haberi o zaman, özetle; “(Murdoch’lar) hukuk devleti kurallarının geçerli olmadığı yeni Eldorado’lar aramaya koyuldu. Murdoch İmparatorluğu, İngiltere’de … küçülürken, ‘sadece güçlülerin yasalarının geçerli olduğu’ başka coğrafyalara sızacak! Murdoch’ların serüvenlerini, artık yakın sinemalarda izleriz…” diye yazmıştım. (Sağnak, 16/ 7/ 2011) Grubun, kıskaca alındıkları İngiltere’de daralırken Türkiye ve Hindistan gibi coğrafyalarda NoW skandalı sonuçlarıyla bağlantılı şekilde! genişleme stratejisini seçtiklerini bildiğim için Murdoch’ların ATVSabah grubuna gösterdikleri ilgi dikkatimi çekti. Tam “Acaba ne oldu o satış?” diye düşünürken, hafta sonu çok satan gazete “Sun” skandalı patladı…. dika Genel Sekreteri Michelle Stanistreet; “(Murdoch grubunda) gazetecilere karşı bir cadı avı başlatıldı. Rupert Murdoch, kendi şirket itibarını kelle vermek suretiyle kurtarmaya çalışıyor” diye isyan etti. Bu açıklamayla, Murdoch’un “çürük elmaları ayıklamak” manevrasıyla paçayı sıyıramayacağı ima edilmekteydi. “Rüşvet”, “telekulak” yasadışı telefon dinlemek ve bel altı vuruşlar için (aset savaşları misali!) “dosya düzenlemek” gibi etik ve yasadışı yöntemlerle skandal gazetecilikle ekol yaratan “NoW”, “Sun” gibi yayın organlarında en tepeden teşvik edilen bu yöntemler karşısında sorumluluğun münferit gazetecilere yıkılıyor olması tepki çekiyor. Londra’nın “İkitelli”si “Fleet Street”te tartışılan iki büyük sorudan biri şimdi bu: 1. Sorumluluk gazetecilerde mi yoksa Murdoch grubunda mı? 2. “NoW” gibi “Sun” da kapanır mı? Siyasi skandallar, üçüncü sayfa güzelleri, bol dedikodu malzemesiyle dünyanın en çok satan 10. gazetesi olan “Sun”ın encamı üzerinde ileri sürülen görüşler muhtelif. İngiltere’de başbakanları belirleyen bir yayın organı olarak nam salan “Sun” gazetesinin, “NoW”u yıkan çapta ve bir okur, reklam veren boykotuna kurban gitmesi bazı uzmanlara göre asla mümkün değil. Diğer bazı medya uzmanları ise kurulan özel parlamento komisyonu, polis tahkikatı ve adli planda yürüyen hukuki süreçle üç koldan yol alan soruşturma, inceleme ve davaların henüz başlangıç aşamasında olduklarını iddia ediyor ve “Sun” bir yana, grubun İngiltere’deki diğer etkili iki gazetesi “Times” ve “Sunday Times” gibi yayın organlarının bile okkanın altına gidebileceğini savlıyor. Türk medya piyasasına giderek daha çok nüfuz etmek için eşikte bekleyen Murdoch grubunu tanımamız için bu seri skandallar bir turnusol testi kıvamında. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Sorumluluk kimde?’ Küresel Medya Devinin İçyüzü lekulak olayı değil. Konu, Rupert Murdoch tarafından yönetilen şirket yönetişimin tam kalbine gidiyor”! İngiltere’de 2.75 milyonluk rekor tiraja sahip olan gazetenin çekirdek kadrosundan üst düzey beş gazeteci (genel yayın yönetmeni yardımcısı, dış haberler şefi, istihbarat şefi, fotoğraf/grafik bölümü şefi, muhabir ekipleri şefi) tutuklandı. Tutuklanan gazeteciler, sağladıkları bilgiler karşılığında devlet görevlilerine para vermek, yani “rüşvet” yedirmekle suçlanıyor… Gazetecilerle birlikte bir polis, bir asker ve bir savunma bakanlığı görevlisi de “rüşvet” kapsamında içeri alındı. Murdoch skandalı halkaları böylece savunma bakanlığı ile silahlı kuvvetler gibi kilit kurumlara doğru genişlemeye başladı. Ocakta da aynı operasyon bağlamında 4 Sun gazetecisi daha tutuklanmıştı. Bir buçuk ayda toplam 9 gazetecinin tutuklanması, İngiltere medyasında deprem etkisi yarattı. Uzun yıllar Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) başkanlığı yapmış olan Peter Preston, “Guardian”da yayımlanan köşe yazısında; “Bu iş böyle bu hızla gider, haftada ortalama 2 gazeteci tutuklanırsa, yıl sonuna dek Sun gazetesini çıkaracak gazeteci kalmaz!” diye yazdı. Gazetecilerin demir parmaklıklar ardına atılması İngiltere’de “vakayı adiye”den sayılmadığı için gazeteciler sendikası ayağa kalktı. Sen u gidişle Sun’da gazeteci kalmaz’ İngiliz İşçi Partisi Milletvekili Tom Watson’un ifadesiyle “Sun”daki skandal; “Bu defa salt bir te ‘B CHP’nin kurultaya hazırlık komisyonu, önerilerini netleştirmeye başladı Çarşaf listeye onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de 81 il temsilcisinin de katıldığı kurultay hazırlık komisyonu toplantısında “Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun MYK’deki çalışma arkadaşlarını bir dönem daha kendisinin seçmesi” isteği benimsendi. Genel merkez de ilk taslakta yer alan ve genel başkana “MYK’ye dışarıdan üye atama” yetkisi veren düzenlemeden vazgeçti. CHP il temsilcileri, PM üyeleri ve grup temsilcilerinden oluşan komisyon, genel merkezin hazırladığı tüzük taslağı üzerinde çalıştı. Örgüt temsilcilerinin, “önseçim, çarşaf liste ve örgütlerin görevden alınması uygulamalarına son verilmesi” isteklerini dile getirdikleri öğrenildi. MYK’nin oluşumu tüzükteki en tartışmalı maddeler arasında yer alıyor. Toplantının başında Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, MYK’yi genel başkanın ataması modelinin bir dönem daha uygulanması taraftarı olduğunu bildirdi. Bazı örgüt temsilcileri MYK’nin PM içinden seçilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi ancak çoğunluk “genel başkanın çalışma arkadaşlarını kendisi seçmesi konusunda özgür bırakılması için bir dönem daha aynı yöntemle devam edilmesi” eğilimini ortaya koydu. Genel başkana PM üyesi olmayan partililer arasından 3 genel başkan yardımcısı belirleme yetkisini tanıyan düzenleme de taslaktan çıkarıldı. Bu düzenlemenin Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olduğu ifade edilirken hazırlık komisyonuna sunulan taslakta çıkarılmış olması dikkati çekti. Netleşen değişiklik önerileri şöyle: ? 80 olan PM üye sayısının 60’a indirilmesi öngörülüyor. ? Birden fazla olağanüstü kongre çağrısı olması durumunda bu çağrıların gündemleri genel başkan tarafından birleştirilebilecek. ? Genel başkanlığa aday olabilmek için üye tam sayısının yüzde 20’si yerine yüzde 10’unun oyu yeterli olacak. ? PM seçimleri için çarşaf liste yöntemi esas oluyor. Ancak kurultay delegelerinin onda birinin önerisi ve delegelerin salt çoğunluğunun oyuyla blok liste yöntemi uygulanabilecek. ? Milletvekili aday belirlemede önseçim yöntemi öne çıkacak. Ancak merkez yoklaması seçeneği de kullanılabilecek. ? Bilgi Depolama ve İşleme Merkezi kurulacak. Sarıgül, Wowereit ile görüştü Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Berlin Eyaleti Başbakanı ve Belediye Başkanı, Sosyal Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Klaus Wowereit ile görüştü. Şehirlerin gelişmesi ve siyaset üzerine sohbet ettiklerini ifade eden Sarıgül, “Türkiye’de dar bölge ve tercihli oy sisteminin uygulanması gerektiği konusu üzerinde sohbetlerimiz oldu” dedi. Sarıgül, görüşmede bu yıl Şişli Belediyesi ve Şişli Vakfı olarak başlatacakları “Prof. Erdal İnönü Barış Ödülü”ne Wowereit’i aday göstermeyi de arzu ettiklerini kaydetti. (Fotoğraf: AA ERBİL BAŞAY) Yasaya aykırı ‘Maaş yok kredi çekin’ MAHMUT LICALI 5 kafatası daha çıktı DİYARBAKIR (AA) Diyarbakır’daki tarihi İçkale’de insan kemiklerinin bulunduğu bölgedeki kazılarda 5 kafatası daha bulundu. Kazılarda şu ana kadar bulunan kafatası sayısı 34’e yükseldi. Sur ilçesindeki tarihi İçkale’de, bir dönem “ceza ve tevkifevi” olarak kullanılan yapının yanındaki çevre düzenleme çalışmaları sırasında insan kemikleri bulunması üzerine, Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nce başlatılan soruşturma sürüyor. Olumsuz hava koşulları nedeniyle ara verilen kazılara yeniden başlandı. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, kazılarda bugün 5 kafatasının daha bulundu. Geçen hafta üç kafatası da bulunduğunu anımsatan yetkililer, yoğun kar yağışı nedeniyle kafataslarının zarar görmemesi için bulunduğu yerden dün çıkartıldığını belirtti. Bölgede yapılan kazılarda şimdiye kadar kadar 29 kafatası, çok sayıda insana ait kemik ile bir diş bulunmuştu. geçmişimize ışık tutan bir kitap haline getirmişler. Barış’lar önce tek tek samanlıktaki iğneleri çıkarmışlar, sonra da o iğnelerle kuyu kazmışlar. “Sızıntı, WikiLeaks’te Ünlü Türkler” başlıklı kitap bu şekilde özetlenebilir. WikiLeaks belgeleri iki yıla yakın süredir dünya gündemini zaman zaman yükselen dalgalarla sarsmaya devam ediyor. Belgelerde Türkiye’ye ilişkin bölümler de önemli bir yer tutuyordu. Amerikan büyükelçilerinin ülkelerine geçtiği kriptolardan oluşan belgeler bu ülke tarafından da genel hatlarıyla doğrulandı. Barış’lar binlerce sayfalık bilgibelge arasında bir seçki yapmışlar, deyim yerindeyse ham bilgiyi “fikir” haline getirmişler. ??? Kitap her bölümüyle ayrı ayrı ele alınabilecek konuları ve kişileri içeriyor. Sadece Ergenekon soruşturmalarına ilişkin bölüm bile hem pek çok soru işaretini ortadan kaldırıyor hem de pek çok yeni soruyu beraberinde getiriyor. Bugün beni doğrudan ilgilendiren bir boyutu sütuna yatıralım. Kriptolardaki cümlelerden de alıntılar yapılarak verilen bilgiye göre, Türk polisinden bir heyet iki kez Amerika Büyükelçiliği’ne giderek Ergenekon soruşturmalarıyla ilgili brifing vermiş. Büyükelçiliğin siyasi müsteşarı ve hukukla ilgili uzmanlarının da bulunduğu brifingde planlanan ve ilerlemekte olan Ergenekon dalgalarının hem içeriği hem de çapıyla ilgili bilgiler verilmiş. Eldeki delillerin sağlam olduğu vurgulandıktan sonra mevcut yargıçların nasıl hareket edeceği konusunda soru işaretlerine yer veriliyor. 21 Kasım 2008 ve 29 Mayıs 2009’da verilen bu brifingler Ergenekon dalgalarının çok tartışıldığı bir döneme karşılık geliyor. Yeniden altını çizelim; ele alınması gereken pek çok boyut var. Burada kitaba bir nokta koyup iddianame eklerinden 228. klasöre gelelim. Bu klasörün 13. sayfasında benim gözaltına alınmamın hemen öncesinde polisin benimle ilgili “bilirkişi değerlendirmesi” var. Şöyle diyor: “Cumhuriyet gazetesinin Ankara temsilcisidir. İlhan Selçuk’un talimat ve yönlendirmesiyle hareket etmektedir. Amerikan Büyükelçisi ile gizli ve kapalı toplantıya katılmıştır.” 1 Temmuz 2008’deki gözaltının öncesinde telefonlarımız dinlenmiş. Amerikan Büyükelçisi’nin gazetecilere verdiği bir öğle yemeği gizli ve kapalı toplantı olarak delillendirilmiş. O yemekte benim dışımda Zaman gazetesinin Ankara temsilcisi Mustafa Ünal, Milliyet gazetesinin Ankara temsilcisi Fikret Bila ve Referans gazetesinin Ankara temsilcisi Erdal Sağlam vardı. O dönem yandaş yayın organları salt bu bilgiye dayalı olarak olmadık başlıklarla haber yaptılar. Bu durumu Barış’ların kitabındaki bilgilerle birleştirirsek ortaya şu çıkıyor: Benim 3 meslektaşımla birlikte tamamen gazetecilik sınırları içinde öğle yemeği yememi suç delili olarak kayda geçirenler, aynı büyükelçiliğe gidip brifing vermişler. Nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzun küçük bir kesiti. ??? Barış’ların kitabından ortaya çıkan bir başka gerçek de şu: Ergenekon ve benzeri planlamalarla elde edilmek istenenlerin henüz tümüne ulaşılmamış. Deniz Baykal’ın haklı olarak sesini yükselttiği gibi hedefte pek çok kişi ve o kişilerin temsil ettiği kurum var. Bizler böylesine büyük bir kurgunun parçası olarak tutuklu yargılanıyoruz. Bu tablo “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganından öte bir durumdur. Sıra herkese gelmiş durumdadır. KAMU İHALE KURUMU Attığı molotofla yaralandı ? ADANA (Cumhuriyet) Adana’da terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinin yıldönümü nedeniyle yaklaşık 200 kişi korsan gösteri düzenledi. Barikat kurarak Obalar Caddesi’ni trafiğe kapatan göstericiler, panzerlerle bölgeye gelen polislere molotofkokteyli, havai fişek ve taş atarak saldırdı. Molotofkokteylini polise fırlatmak isteyen bir genç, şişenin içindeki benzin üzerine dökülünce alevler içinde kaldı. Molotofkokteyli ile tutuşan kimliği belirsiz genci yanındaki göstericiler müdahale ederek söndürdü. Yaralanan eylemcinin hastaneye başvurmadığı bildirildi. ANKARA TBMM Teşkilat Yasası’nın kabul edilmesinin ardından başka kurumlardan görevlendirmeyle gelen milletvekili danışman ve sekreterleri için eski kurumlarıyla ilişiklerini kesmeleri koşuluyla TBMM’de sözleşmeli olarak çalışmaları hükmü getirildi. TBMM Başkanlığı, bu konumdaki danışman ve sekreterlere ancak şubat ayında tebliğ yaptı. Çalışanlar, bu süre içinde kurumlarıyla ilişiği kesmemeleri üzerine bir aylık maaşlarını alamadı. 600’e yakın personel yargıya başvurmaya hazırlanıyor. Maaş alamayan personelin Emekli Sandığı’na primlerinin yatırılıp yatırılmayacağı da tartışmalı hale geldi. TBMM Genel Sekreterliği’ne başvuran çalışanlara “kredi çekin” önerisinde bulunuldu. TBMM Genel Sekreterliği mağdur olan personele maaş vermek yerine 2 bin 500 TL ile 5 bin TL arasında kredi çekme olanağı sağlandığını duyurdu. KİK’te operasyon: 23 kişi gözaltında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Emniyeti, Kamu İhale Kurumu’na (KİK) yolsuzluk operasyonu düzenledi. Operasyonda KİK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya ile iki raportörün de arasında bulunduğu çoğu işadamı 23 kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, kamu ihalelerine “fesat karıştırıldığı ve ihaleyi alamayan firma sahipleri lehine rapor çıkararak maddi menfaat sağlandığı” iddia edilen şebekeye yönelik çalışma başlattı. Gözaltına alınan şüphelilerin malvarlıkları da incelemeye alındı. KİK’ten yapılan açıklamada, “Sabah saatlerinde birkaç çalışanın odasında polis tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla arama yapıldı” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle