Katalog

SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B B B B B B B B B B K B B 7 1 4 4 11 8 10 3 3 4 3 3 2 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B B B B S 2 0 9 15 13 14 4 9 6 5 0 2 8 Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra B AmsterdamPB Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin PB Budapeşte B Madrid B Viyana B HABERLER 6 4 3 2 3 4 2 2 8 6 5 8 8 Belgrad K 7 Sofya Y 0 Roma Y 8 Atina Y 13 Zürih Y 7 Moskova K 14 Aşkabat Y 5 Taşkent B 6 Baku B 0 Bişkek B 1 Tiflis PB 3 Kahire PB 18 Şam PB 15 Ülkemizin kuzey ve güneybatı kesimleri çok bulutlu, Trabzon, Rize ve Artvin çevreleri kar yağışlı diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. İç ve doğu kesimlerde kuvvetli buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis bekleniyor. Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’da eğimin fazla olduğu alanlarda çığ tehlikesi bulunmaktadır. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Şubat GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Uludere’de hava saldırısında hayatını yitirenlerin yakınları çaresizlik ve ilgisizliğe isyanlarını mektuba döktü ? Baştarafı 1. Sayfada Devleti yönetecek kıratta adam olamıyor. Örneğin RTE, darbeleri ve darbecileri temizleyeceğim diye yola çıktı. Polise olağanüstü yetkiler verdi. Telekulak düzenini ihya etti. Araç ve gereç ile donattı. Özel savcılar ve mahkemeler kurdu. Kürt sorununu çözümleyeceğim diye MİT’i terör örgütü ile devlet adına pazarlık yapar konuma sürükledi. Kürt sorununun çözümünde MİT’i önemli bir merhale sayan ünlü kalemler (örneğin Hasan Cemal, Cengiz Çandar) destek yazıları döktürdüler... Yalaka, yandaş basın da desteğini esirgemedi. ??? Hakan Fidan’ın Oslo’da RTE’nin özel temsilcisi olarak PKK ile yaptığı gizli görüşmelerin medyaya yansıması, devlet yönetiminin yörüngesinden çıktığına ilk işaret! Derken efendim; bir sabah halkımızın yüzde 50’sinin ülkeyi başarıyla yönettiğine inandığı böyyük devlet adamı RTE’nin, yıllardır savunageldiği, ülkeyi binbir musibetten koruduğuna inandığı özel yetkili savcılardan biri, hatalar da yapsa harcamayacağını ilan ettiği MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı üstelik “şüpheli” kişi olarak savcılığa davet etti ve... ...sorular ve yanıtlar, korku belası aman dokunma yanarsın diye RTE’ye el bebek gül bebek muamelesi gösteren medyada boy göstermeye başladı. RTE ise aradı taradı. Müsteşarına savcı çağrısına uymama emrini verdi. Oysa genel yargı şöyle oluştu: RTE bal gibi yargı önünde hesap vermekten kaçıyor! RTE, ifade vermeye gitmesini engellerken, müsteşarını değil, kendisini koruyor. Generalleri, amiralleri, Genelkurmay başkanlarını, adı sanı bilinen aydınları, gazetecileri, özel savcı ve mahkemeler içeri attığında öne sürülen eleştirilere karşı, “Yargı önünde herkes eşittir. Rütbesi, sıfatı ne olursa olsun hiç kimse yargı önünde hesap vermekten kaçınamaz” diye kürsü kürsü, meydan meydan kükreyen RTE, MİT Müsteşarı söz konusu olunca sus pus kesildi! MİT’e verdiği buyruklar, izinler çerçevesindeki uygulamaların sorumluluğunun müsteşar kadar, hatta bizzat kendisinde olduğunun elbet bilincinde. Aslında Fidan’ı koruyor, sorgudan kurtarıyor görüntüsü altında RTE yargıdan kendini kurtarıyor. ??? Yandaşları, hele hukuktan ekonomiye, siyasete kadar her alanda derya deniz bilgi ve söz sahibi Nagehan adındaki biri var ki, önceki akşam CNN Türk’teki Dört Bir Taraf programında, Başbakan’ın dolaylı olarak ifadeye çağrılmasını kabul edilemez diye niteledi. RTE’yi, belgelerle ortaya saçılan rezaletten ayrı göstermek için “Hükümetin alanına giren girişimlere yargı karışmamalı… Bu ‘olay’ Ergenekon davasına zarar verir” diye adeta yırtındı. Yandaş medya, MİT olayı patlayınca manşetlerini, örneğin Yeni Şafak “Yargı skandalı” diye iri puntolarla süsledi. Ne ki şu yargıyı belleklerden de gündemden de silemeyecekler: Savcı+polis, hükümet desteğindeki MİT karşı karşıya! MİT’i yargıdan kurtarmak için RTE, özel savcıların yetkilerini kısıtlamaya hazırlanıyor. Yakında medyada boy göstereceğini umut ettiğimiz PKK ile yapılan 12 görüşmenin ses kaydıyla, MİTPKK ilişkilerini açığa çıkaracak... …örneğin MİT’in, Öcalan’la Kandil arasında kuryelik yapmasıözerklik bildirimin kökeninde MİT’in etkin rolükimi operasyonları engellemesiKCK’nin tamamlanmasına göz yummak, hatta kuruluşuna yardımcı olmaközerk Kürdistan mutabakatıMİT ajanlarının KCK eylemlerine fiilen katılmalarıeylemleri önceden haber vermemeleri gibi onlarca belgenin üstünü örtmeye çalışıyor. Ne yapsa nafile! Son olaylar, gelişmeler, belgeler, RTE elinde devletin tam bir keşmekeş içinde yönetildiğinin… …imam hatipten Başbakan olunuyor da, devlet adamı olunamadığının çarpıcı, somut ve de yadsınamaz kanıtı! ‘Gencecik fidanlara kıydılar’ ANKARA (ANKA) Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak Irak sınırına düzenlenen hava operasyonunda 34 sivil yurttaşın hayatını kaybettiği olayla ilgili inceleme yapmak için Uludere’nin Gülyazı köyüne giden milletvekilleri Ankara’ya yakınlarını kaybedenlerin yazdığı mektuplarla döndü. Cemal Encü’nün ablası Cahide Encü mektubuna “34 can, 34 fidan, 34 gencecik bedene kıydılar. Kimseye acımadan katlettiler” diye başladı. 17 yaşındaki kardeşi ile birlikte 10 akrabasını kaybettiğini anlatan Cahide Encü, “Hepsinin umutları, hayalleri vardı. Onlarla beraber hayallerini ve umutlarını da katlettiler. F16 savaş uçaklarıyla o gencecik bedenleri paramparça ettiler. O günden beri hiçbirimizin gözyaşları dinmiyor. Hepsi de yok ? Irak sınırında yaşamını yitirenlerin yakınlarının yazdığı mektuplarda çaresizlik ve adalet arayışı var. Kaçakçılığın bilinçli bir tercih değil, karınlarını doyurmak için tek çare olduğunu belirten Güyyazı köylüleri aradan geçen zamana karşın olayın faillerinin ortaya çıkarılmamasına tepkili. Yakınlarını kaybedenler, kaymakama saldırı konusunda olağanüstü hızlı çalışan yargının olayın faillerini bulmak konusunda en küçük bir adım atmadığına dikkat çekiyor. sulluklarından ve fakirliklerinden bu işi yapıyorlardı” dedi. Mektubunda üniversite sınavına hazırlanan lise son sınıf öğrencisi kardeşinin öğretmen olmak istediğini ama buna izin verilmediğini anlatan Cahide Encü şunları yazdı: “Hayallerini ve umutlarını katlettiler. Tertemiz ve dünya iyisi kardeşime bombalar yağdırarak katlettiler. Ne günahı vardı, ne istediler benim canım kardeşimden. Benim kardeşim sadece okul harçlığını çıkarmak için gitmişti. Sırf 50 lira için katledildiler. Biz sizden tazminat istemiyoruz. Biz sadece şehitlerimizin katillerinin bulunup cezalandırılmasını istiyoruz.” Uludere’de yaşanan olayda oğlu Şervan’ı kaybeden anne de mektubunda “Kaçakçılık, bebeklerimize bir emzik alabilmemiz için tek çare yolumuz. Kaçakçılık, çocuklarımıza bir ayakkabı alabilmek için son şansımız. Şimdi hangi katır taşır Şervan’ımın yükünü? Kim satın alacak yükünü Şervan’ımın? Şimdi sormayın bana mecbur muydunuz kaçakçılık yapmaya. Hayır değildik, olmamalıydık ama kaçakçılık yapmaya mecbur bırakıldık” dedi. Mektubunda Şervan’ın kaçakçılık yapmaması için İstanbul’a dayısının yanına gönderdiğini, önce 300 TL’ye bir fırında iş bulduğunu, daha sonra 350 TL’ye tekstilde çalıştığını, ardından garsonluk yaptığını anlatan anne, son çalıştığı işyerinde elindeki tepsiyi düşürüp kapı dışarı edilince köye geri döndüğünü anlattı. “Biz kimseden bir şey istemiyoruz, sadece failleri belli olsun ve yargılansın” diyen anne başka annelerin ağlamamasını, hiçbir ocağın sönmemesini istedi. Uludere’de ölen Nadir Alma’nın kardeşinin mektubunda da “Hiçbir canlı bu şekilde ölümü hak etmemiştir” denilerek şu ifadeler yer aldı: “Hata deyip duruyorlar. Sen normal bir sınıf başkanı mısın ki hata yapacaksın. Sen bir ülkeyi yönetiyorsun, hata yapma lüksün olamaz. Bu katliamın üzerinden 36 gün geçmesine rağmen tek bir suçlu bulunamadı. Bir kaymakama acı olaydan dolayı tepki gösterdiği için kaç kişi gözaltına alındı. Ama 34 kişi için daha bir kişiyi yargılanmadınız. Bu mu adalet, ben sizin samimiyetinize nasıl inanayım? Madem hata yaptın. Bu hatanın cezasını çekmek zorundasın. Bu olayda parmağı olan herkesin yargılanmasını istiyoruz. Tazminatla halkı susturabileceğini düşündün. Böylesine çirkin bir teklifte bulundun. Suçlular yargılanmadığı sürece yaramız hafiflemeyecektir.” TUTUKLANAN AVUKATLAR YERİNE KCK OPERASYONU Öcalan’a 400 avukat İstanbul Haber Servisi Aralarında Ercan Kanar, Bahri Bayram Belen, Kemal Aytaç, Ali Saydı, Murat Daşçı ve Abdulbaki Boğa’nın da bulunduğu değişik barolara mensup 400 avukat, tutuklanan 36 avukatın yerine Abdullah Öcalan’ın avukatlığını üstlendi. Avukatlar meslektaşlarının tutuklanmasını “hukuka yönelik ağır bir darbe” olarak nitelediler. 400 avukat adına Saydı, Aytaç, Kanar, Daşçı, Belen ve Boğa, dün Cezayir Restaurant’da basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı okuyan Ercan Kanar, Öcalan’ın avukatlarının tutuklanmasının savunma makamına verilen bir gözdağı olduğunu belirterek “Hak arama özgürlüğünün ve savunmanın temsilcisi avukatlara, müvekkillerinin siyasi kimliği nedeniyle tehdit ve engelleme niteliği taşıyan bu siyasi gözaltı ve tutuklamaları, savunma mesleği ve hukuk adına endişe verici siyasi bir süreç olarak görmekteyiz” dedi. Bu gelişmelerin tehlikeli bir geleceği işaret ettiğini vurgulayan Kanar, savunma hakkının olağanüstü durumlarda dahi engellenemeyeceğini söyledi. KCK soruşturmalarının hukuk ilkelerine aykırı olduğunu dile getiren Kanar, “Siyasi iktidar, bir canavar türetti, özel yetkililik canavarı” diye konuştu. Avukat Aytaç ise tutuklamaların siyasi iktidarın talimatı doğrultusunda yapıldığını ifade etti. Avukat Belen de tutuklamaları “yargıya müdahale” diye nitelendirdi. Çukurca’da önceki gün çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Onbaşı Metin Çetin için Rize’nin Güneysu ilçesi Merkez Camisi’nde tören düzenlendi. Adana’da 44 gözaltı SAVAŞ KÜRKLÜ Şehit sonsuzluğa uğurlandı ÖMER ŞAN RİZE Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit düşen 22 yaşındaki Jandarma Onbaşı Metin Çetin, memleketi Rize’de gözyaşları içinde toprağa verildi. Anne Havva Çetin’in oğluna yazdığı mektubu postaya vermek üzereyken şehit haberini aldığı öğrenildi. Çukurca’da önceki gün çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Onbaşı Metin Çetin için Rize’nin Güneysu ilçesi Merkez Camisi’nde tören düzenlendi. İlçe girişindeki tüm elektrik direklerine Türk bayrağı asılırken törene Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı, askeri ve mülki yetkililer, şehidin ailesi ve yakınlarıyla, yurttaşlar katıldı. ADANA Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu iddia edilen KCK’ye yönelik Adana merkez ve Ceyhan ilçesinde 40 ayrı adrese düzenlenen operasyonda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 44 kişi gözaltına alındı. Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dün sabah erken saatlerde Adana merkez, Ceyhan ilçesinde izinsiz gösteri düzenledikleri ve terör örgütüne yönelik çalışmalar yaptıkları iddia edilen zanlılara yönelik operasyon düzenledi. Özel Harekât ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ekiplerinin de destek verdiği operasyonda, 40 ayrı adrese baskın düzenlendi ve 44 kişi gözaltına alındı. Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde, jandarma 3 ay süren teknik takibin ardından terör örgütü propagandası yaptıkları ileri sürülen kişilere yönelik dün sabah operasyon yaptı. İlçe merkezi, Yukarı Göklü beldesi ile bazı köylere sabaha karşı düzenlenen baskında 12 kişi gözaltına alındı. Sanık Yarbay Ertaş, planın yazılma tarihinde AKP hükümetinin görevde olmadığını söyledi ‘Kurulmamış hükümete darbe’ HATİCE TUNCER BA ŞS AĞ LI ĞI Sumru Yağmurdereli’yi kayb ett ik. Yağmurdereli ailesine ve dostlarına başsağlığı dilerim. SARP KURAY Balyoz Harekât Planı davasında savunmalarını sürdüren tutuksuz sanıklar, yöneltilen iddiaların Gölcük’te bulunan dijital verilere dayandığına dikkat çekerek, “Bu verilerin manipülatif olduğu ortaya konulmuştur” dedi. Tutuksuz sanık Yarbay Kürşad Güven Ertaş ise hakkındaki belgelerin yazılma tarihleri ile Türkiye siyasi tarihinin örtüşmediğini anlattı. Hâkim Ömer Diken başkanlığındaki İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 75. duruşması yapıldı. Tutuksuz sanık Deniz Kuvvetleri Lojistik Seferberlik Şube Müdürü Yarbay Ertaş, Gölcük’te bulunan “rapor03” adlı Word dosyasını Ekim 2002 tarihinde kendisinin oluşturduğunun iddia edildiğine dikkat çekerek, bu tarihte Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümetin görevde olduğunu belirtti. Ertaş, “Henüz se çilmemiş ve göreve başlamamış bir hükümet için darbe hazırlığı iddiası söz konusu olamaz. Hele hele bu sözde faaliyetleri aylar sonra yazılacak sözde Balyoz ve Suga planlarına ilişkilendirmek trajikomiktir” diye konuştu. Tutuksuz sanık, emekli albay, lak imzamın bulunmadığı, elektronik ortamda hazırlanmış, fakat hangi şart ve ortamda kim tarafından hazırlandığı bilinmeyen dijital datanın ceza hukuku bakımından delil değeri bulunmamaktadır. Bir bilgisayar mühendisi olarak dijital data üze ? Balyoz davasının sanıklarından, bilgisayar mühendisi ve emekli Albay Sefer Kurnaz, “Dijital data üzerinde veri yolları dahil her türlü değişiklik yapılabilir. Ceza hukukunda delil değeri yoktur” dedi. Bahçeşehir ve Beykent üniversitelerinin bilgisayar mühendisliği bölümlerinde öğretim üyesi Sefer Kurnaz, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda bulunan dijital verilerde adı geçtiği için yargılandığını ifade ederek suçlamayı reddetti. Albaylığa 1999 yılında terfi ettiğini, dijital belgede unvanının hatalı olarak “Hv.Müh.Alb” yazıldığını, doğrusunun “Hv.Yük. Müh. Kd. Alb.” şeklinde olması gerektiğini söyleyen Kurnaz, “Isrinde veri yolları dahil her türlü değişikliğin yapılabileceğini söylemek istiyorum” diye konuştu. NATO görevi nedeniyle Portekiz’in başkenti Lizbon’dan savunma yapmak üzere dönen Kurmay Albay Mehmet Aygün dijital verilere dayanılarak Suga Harekât Planı’na göre İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı’nda irtibat subayı olarak görevlendirildiğinin iddia edildiğine dikkat çekerek, “Ben hayatımda İstanbul Jan darma Bölge Komutanlığı’na hiç gitmedim ve hâlâ yerini dahi bilmiyorum” diye konuştu. Tutuklu sanık Deniz Kurmay Albay Ümit Metin, meslek hayatının 31. yılında imzasız dijital verilerle suçlandığını belirterek, “Uzun süre hapiste kalmaya bir asker olarak katlanabilirim ama darbeyle suçlanmayı asla kabul edemem” diye konuştu. Aksaz Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Ahmet Aksoy’u takip ettiği ve ettirdiği iddialarını reddeden Metin “Seyir halinde ve Kıbrıs’ta iken Aksaz’daki bir amiral takip edilebilir mi” diye sordu. Sancaktepe’de patlama: 1 ölü Sancaktepe’de bir kadın, çantasındaki patlayıcı maddenin infilak etmesi sonucu hayatını kaybetti. Canlı bomba olabileceği ihtimali üzerinde durulan 25 yaşlarındaki kadının cesedi inceleme için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Sancaktepe Akpınar Mahallesi İmamıazam Caddesi Temel Sokak’ta perşembe gecesi saat 23.30 sıralarında meydana gelen patlamada bir kişi öldü. Olayda parçalanarak hayatını kaybeden kişinin Yasemin Ç. olduğu belirlendi. Yasemin Ç’nin daha önce yasadışı sol bir örgüte üye olduğu iddiasıyla gözaltına alındığı öğrenildi. Olay yerinden motosikletle uzaklaştığı iddia edilen bir kişinin yakalanması için çalışma başlatıldı. (Fotoğraf: AABAYRAM AKCAN) ‘Hastanede sorgularız’ Başkan Ömer Diken, tutuklu sanıklar emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Cem Çağlar’ın ambulans ile duruşmaya getirilmesi için yazı yazdıklarını ancak getirilmediklerini belirterek, “Getirilmezlerse bizim hastaneye girmemize doktorlar izin verirse biz gider savunmaları alırız” diye konuştu. C MY B C MY B