23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Ne yapsalar ‘kabahat’ Sorun Orada Değil ki! Herkes de bu kadar şaşkın ördek misali kıçın kıçın dalar mı? Vatandaş ya birbirine soruyor ya da gazeteciye... Gazeteci ne yapsın? Hukukçuya soruyor, kimi Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’na başvuruyor, kimi İstanbul Barosu’nun eski başkanı Turgut Kazan’a... Hukukçu ne yapsın? O elindeki tek enstrümana, hukuka başvuruyor. Hukukun bittiği yerde hukuktan medet ummak şaşkınlık değil mi? Esas dram burada; hukukçunun hukukun bittiği yerde bile hukuktan başka çaresi yok. Artık herkes aynı soruyu soruyor: Peki şimdi ne olacak? “Ne olacak?” sorusuna yanıt vermek için, “ne oluyor?”un cevabını bulmak gerek. İşin hukukçası kaldıysa eğer, şu: Özel yetkili ağır ceza savcısı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı şüpheli sıfatıyla ifade vermeye çağırıyor. Daha önce aynı yöntemle, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da çağrılmış, gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Oysa onun yargılanma yeri Yüce Divan’dı ama dinleyen kim? Sayın Sabih Kanadoğlu, Hakan Fidan’ın şüpheli sıfatıyla çağrılması halinde CMK 250. maddesi gereğince gitmesi gerektiğini söylüyor. Aksi takdirde yargı çağırmış, MİT yasaya uymamış olacak. ??? Bir de kılıfına uydurma yolu var: HSYK, Adalet Bakanı’nın çağrısı üzerine toplanır, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin, iktidardan çok cemaate yakın kimi savcı ve yargıçlarının görev yerlerini değiştirir. Olur mu, “ben yaptım oldu “ türünden, alaAKP bir çözüm olarak, neden olmasın? Daha önce de olmadı mı? İlhan Taşcı, Turgut Kazan’a başvurmuş. Ünlü hukukçu, politik tanıyı şöyle koymuş: Yarattıkları canavar onları vuruyor. Yaratılan canavar, CMK 250, 251, 252. maddelerindeki özel yetkili ağır ceza mahkemeleridir. 4.12.2004 tarihinde 5271 No’lu CMK kabul edilirken, yalnız 100. ve 101. maddelerdeki tutuklukla ilgili hükümler değil, aynı zamanda özel yetkili ağır ceza mahkemeleri düzenlenmesi konusunda da titizlikle uyarılmıştı AKP iktidarı. Aradan geçen zaman süresince uygulama bunların DGM’lerden de askeri mahkemelerden de daha ürkütücü, hukuk devleti ve insan haklarına daha ters olduklarını gösterdi. Turgut Kazan bu konuda şunları söylüyor: Yargılamada geniş, istisnai, olağanüstü yetki olmaz, olmamalıdır. ??? Kazan, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bu gerçekleri dile getirdiğini, kimsenin güvence altında olmadığını söylediğini anımsatıyor ve önerisini yapıyor: Yapılacak iş derhal, CMK’nin 250, 251 ve 252. maddelerini kaldırmaktır. İktidar bu konuda çok uyarıldı, çoktan yapmalıydı. Ama hukukun bu şekilde kullanılmasından yarar umdukları için vazgeçmiyorlardı özel yetkili ağır ceza mahkemelerinden iktidarın sahibi olan veya olduklarını sananlar. Ama sonunda öyle bir noktaya gelindi ki, artık devlet devlete posta koymaktadır. Ne var ki, sonunda iktidar hukukun kendisi için de gerekli olduğunu anlamıştır. Şimdi bıçak kemiğe dayanmıştır. Derin devlet sığ devlet birbirine karışmış, alt alta üst üste vuruşmaktadır. Yıllardır şu gerçeği bıkmadan usanmadan haykırıyoruz: Derin devlet, gözümüzün önünde... Her şey ayan beyan oluyor, bu durumda “Sığ devlete bak! Başka derin devlet arama!” Bakalım, devlet içindeki çekişme nasıl sonuçlanacak? Bu arada, iktidar şaşkın ördek misali, yasamada muhalefetin sesini kısma peşinde. TBMM’de kavga gürültü yumruklar konuşuyor. Devlet bunalımı doruğa çıkmış TBMM’de iktidar muhalefet yumruk yumruğa. Bak şu şaşkın ördek iktidara! Ayol sorun orada değil ki!.. MEHMET MENEKŞE SİVAS Sivas katliamı anması nedeniyle Sivas Valiliği’nin şikâyetiyle haklarında dava açılan Madımak katliamını anma komitesi üyelerine şimdi de 17 Ocak’taki duruşmaya gitmeden önce Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen Madımak Oteli önünde basın açıklaması yapıp, karanfil bıraktıkları gerekçesiyle Kabahatler Kanunu kapsamında 169 lira para cezası kesildi. Sivas’ta katledilenler için yıllardır yapı lan anma törenlerine geçen yıl valilik tarafından izin verilmemişti. Buna karşın Alevi örgütleri anma etkinliğini gerçekleştirdi. Sivas Valiliği’nin şikâyeti üzerine Madımak katliamını anma komitesi üyelerine “2911 sayılı gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet” suçundan Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Cezaya itiraz edeceklerini belirten Anma Komite Başkanı Hidayet Yıldırım, “Ne yapsak kabahat. Sözüm ona ileri demokrasi diyorlar. Karanfil bırakılmasını suç da saysa biz gitmeye devam edeceğiz” dedi. Hükümet, düzenlemeleri uygulamaya geçirmek için kolları sıvadı! BAYKAL TALEP ETTİ Vah emekçiye Kıdem tazminatı düzenlenecek Esnek çalışma modeli Bölgelere göre asgari ücret MUSTAFA ÇAKIR Brifinge suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde verilen brifingde, kendisinin “rüşvet aldığına” ilişkin iddialarda bulunan “emniyet görevlileri” hakkında suç duyurusundu bulundu. Toplantıya katılan emniyet yetkililerinin bulunması ve cezalandırılmasını isteyen Baykal, kendisine yönelik rüşvet iddiasının da araştırılmasını istedi. Baykal, WikiLeaks belgelerine göre brifingde geçen, hakkındaki rüşvet iddialarıyla ilgili belgelerin 3 gün içinde savcılıklara verilmemesi durumunda suç duyurusunda bulunacağını söylemişti. Ancak 3 günlük süre sonunda herhangi bir adım atılmadı. Bunun üzerine Deniz Baykal, hakkındaki iddiaları ortaya atan görevlileri yargıya havale etti. Baykal’ın avukatı Muzaffer Yılmaz, dün Ankara Adliyesi’ne giderek iki sayfalık suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdi. Dilekçede, yazılı ve görsel basında, 24 Kasım 2008’de Washington’a yazdığı kriptoda ABD Büyükelçiliği Müsteşarı Daniel O’Grady’nin, “Türk polisinin 21 Kasım 2008’de ABD Büyükelçiliği’ne ‘Ergenekon’ hakkında brifing verdiğini, Baykal’a ödenen rüşvetin kanıtlarının bulunduğunun kendilerine bildirildiğini” belirttiği yönünde haberlerin yer aldığı anımsatıldı. ANKARA Hükümet, kıdem tazminatı, özel istihdam büroları, bölgesel asgari ücret ve esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması gibi çalışma hayatını baştan aşağıya değiştiren düzenlemeler öngören, emekçilerin kazanımlarını yok ettiği için sert tepki gösterdikleri “ulusal istihdam stratejisini” kısa bir süre içerisinde hayata geçirmek için çalışmalarına hız verdi. Hazırlanan taslağı konfederasyonlara sunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 23 Şubat’a kadar görüş istedi. AKP, ilk olarak 8 Haziran 2010 tarihinde yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında, konfederasyonlara uygulamaya geçirmek istediği “Ulusal İstihdam Stratejisi” ile ilgili sunum yapmıştı. Bu sunumda öngörülen düzenlemeler emek dünyasında büyük tepki çekmişti. Sendikalar eylemlerle tepkilerini dile getirmişlerdi. Tepkiler üzerine hükümet, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde strateji üzerindeki çalışmalara ara vermişti. Hükümet yeni yılla birlikte stratejiyi uygulamaya geçirmek için çalışmalarını hızlandırdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işçi ve işveren konfederasyonlarının katılımı ile hafta içi yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında stratejiyi yeniden masaya getirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de, çalışmaları ulusal istihdam stratejisinin yayımlandığı bir noktaya taşımak istediklerini söyledi. Taslakta, esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılması, kıdem tazminatı, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi, asgari ücrette değişiklik gibi sendikaların tepki gösterdikleri düzenlemelere yer verildi. ıdem tazminatı yüksek’ İşgücü piyasasındaki katılıkların Türkiye’nin rekabet gücünü ve istihdamı olumsuz etkilediği savunulan strateji taslağında, “Özellikle belirli süreli sözleşmelere ilişkin kısıtlamalar ile kıdem tazminatının yüksekliği öne çık ‘K maktadır” denildi. Strateji taslağında “işgücü piyasasında güvence ve esnekliğin sağlanması politikaları” başlığı altında yapılacaklar şöyle sıralandı: “Yasal düzenlemesi bulunan ancak yeterli uygulama alanı olmayan esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliği arttırılacaktır. Türk mevzuatında düzenlenmemiş olan esnek çalışma biçimleri için yasal düzenlemeler yapılacaktır. Ekonomik koşullara uygun olarak asgari ücretle ilgili düzenlemeler yapılacaktır. Aktif işgücü piyasası ted birlerinden faydalandırılmak suretiyle esnek çalışanların istihdam edilebilirliği arttırılacaktır. Tüm işçilerin erişebilirliğini güvence altına alan bir kıdem tazminatı reformu yapılacaktır.” Toplantıda Türkİş, kıdem tazminatı, esnek istihdam, bölgesel asgari ücret ve özel istihdam bürolarına ilişkin düzenlemelere karşı çıktı ve taslaktan çıkarılmasını istedi. “Belirli süreli sözleşme, kısmi süreli sözleşme” gibi sonuçları olan esnek çalışma modelleri, çalışma saatlerini arttırdığı, güvenceyi ortadan kaldırdığı, işverene geniş haklar verdiği, “ucuz ve kolay işten çıkarmaya” olanak sağladığı için sendikalar tarafından tepkiyle karşılanıyor. Hükümet ve işverenler, kıdem tazminatı konusunda değişiklik yapılmasını istiyor. Ancak işçi konfederasyonları kıdem tazminatındaki değişiklikler karşısında “genel grev” yapacaklarını belirtiyor. Özel İstihdam Büroları’na işçi kiralama yetkisi veren düzenlemeye, sendikaların, “işçi simsarlığına yol açacağı; işçinin alabildiğine sömürülmesi sonucunu doğuracağı; sendikal örgütlenmeyi engelleyeceği; toplusözleşme hakkından yararlanmayı kısıtlayacağı; grev hakkının kullanımını etkisiz hale getireceği” itirazları bulunuyor. Sendikalar, bölgelere göre farklı asgari ücret belirlenmesini öngören “bölgesel asgari ücreti” de kabul etmiyor. Konfederasyonlar 23 Şubat’a kadar taslak ile ilgili görüşlerini hazırlayarak bakanlığa sunacak. CHP’Lİ NİHAT MATKAP: İK TİDAR OL AMAMAMIZDA İÇ ENGELLER VAR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP 16. olağanüstü tüzük kurultayı hazırlıkları için oluşturulan komisyon çalışmalara başlarken, Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap “Partimizin iktidar olamamasında, iç işleyişinden kaynaklanan engeller var. Bunları ortadan kaldıracağımıza inanıyoruz” dedi. CHP Genel Merkezi’nde dün 81 ilden gelen temsilcilerle genel başkan yardımcıları Atilla Emek, Perihan Sarı ve Sezgin Tanrıkulu, PM üyeleri Atilla Sav, Alaattin Yüksel, Turgut Dibek ile milletvekilleri Uğur Bayraktutan ve Bülent Tezcan’dan oluşan komisyon çalışmalara başladı. Matkap toplantının açılışında yaptığı konuşmada, tüzüğün partinin anayasası olduğunu, aksayan ve işlemez hale gelen kimi yanlarını düzeltmek için bir çalışma yapacaklarını söyledi. CHP’nin uzun bir dönemdir enerjisini iç tartışmalara harcadığını ve 33 ilde milletvekili bulunmadığını vurgulayan Matkap, CHP’nin iktidar olamamasında iç işleyişinden kaynaklanan engeller olduğuna dikkat çekti. Matkap, partinin güçlü olmadığı yerlerde sonuç alınması için ağırlıklı olarak merkez yoklaması yönteminin tercih edilmesi yönündeki önerinin de değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. CHP Diyarbakır kayyumda DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Merkezi tarafından Dersim tartışmalarındaki ifadeleri nedeniyle görevden alınan eski CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer, karara itiraz ederek mahkemeye başvurmuştu. Değer’in başvurusu üzerine Diyarbakır 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada CHP Diyarbakır İl Başkanlığı’na kayyum atandı. Mahkeme yeni il başkanı atamasının geçersiz olduğuna hükmederek, 7 kişilik kayyum atadı. Kayyum CHP Diyarbakır İl Başkanlığı’nı 45 gün içinde seçime götürecek. ABD’den yorum yok Haber Merkezi ABD Dışişleri Bakanlığı, tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan ile Barış Terkoğlu’nun yazdığı “Sızıntı” kitabıyla gündeme gelen ve Türk polisinin, Ergenekon soruşturması ile ilgili Ankara’daki ABD Büyükelçiliği yetkililerine brifing verdiği iddiaları hakkında sessiz kalınacağını açıkladı. Hürriyet’te dün yer alan habere göre Bakanlık sözcülüğü, gazetenin yazılı sorusuna verdiği yanıtta, “ABD hükümetine ait dışarıya sızdırılan belgelerle ilgili yorum yapmıyoruz” diyerek konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunmayı reddetti. WikiLeaks’in açıkladığı belgelerden Türk emniyetinin Amerikan Elçiliği’ne 2008 ve 2009 yılında iki kez Ergenekon brifingi verdiği anlaşılıyordu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle