16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2012 CUMA 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale S İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop B Samsun Y 7 3 5 9 10 8 10 6 9 9 HABERLER TÜRKİYE Trabzon Y Giresun Y Ankara PB Eskişehir PB Konya PB Sivas K Antalya B 7 8 2 2 2 1 16 Adana Mersin Erzurum Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B K PB PB PB PB B B K 16 16 2 9 11 8 10 2 5 3 Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin PB 8 1 8 8 6 9 11 5 0 2 DIŞ MERKEZLER BudapeştePB 0 Madrid Y 11 Viyana B 2 Belgrad B 4 Sofya B 0 Roma Y 15 Atina B 13 Zürih Y 6 Moskova K 10 Aşkabat PB 4 Taşkent B 0 Baku Y 3 Bişkek K 6 Tiflis Y 8 Kahire B 19 Şam PB 16 Tahran Y 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada isteyenleri; tazyikli su ve biber gazı sıkarak durdurmaya çalışıyor. Halk sabahın ilk ışıklarıyla sokakta. Mahkeme heyeti ise gecikerek başladı duruşmaya. İlk dakikalarda dışarıdaki protesto, mahkeme başkanı avukatlara söz vermeyince içeriye de yansıdı. Bu bekleyiş kalabalıkların üzerinde olumsuz, kışkırtıcı etki yaptı. Olaylara gebe bir gün. “Bir ihtimal daha var” diye başlayan şarkı, Silivri’de bir değil birçok olasılığa dönüştü. Bir gün önce Silivri’deki meslektaşlarını ziyaret eden gazeteciler heyetine Tuncay Özkan’ın dediği gibi, “Savcı kendisine verilen 15 günlük süreyi yetersiz olduğunu öne sürerek ek süre isteyebilir ve mütalaasını okumayı Balyoz davasının gerekçesinin açıklanmasından sonraya bırakabilir (di)”... Savcının mütalaasını okuyup okumayacağı, dışarıdaki ve içerideki gerginliğin gölgesinde tartışılmaya devam edildi. Oysa, kamuoyunda giderek güçlenen, ne ki TV’lerdeki oturumlarda da birçok hukuk adamının dile getirdiği ortak yargı, merakla beklenen savcı mütalaası ve kararlarla ilgili bir başka olasılığı yanıtlıyor: “Hangi sanığın beraat edeceğine, tahliye olacağına ya da kaç yıl cezaya çarptırılacağına çoktaaan karar verildi.” Bu açıdan bakıldığında savcının mütalaası sanıklara hangi hukuksal gerekçeyle ne kadar ceza kestiğini içermesi açısından merakla beklendi. Ne var ki, savcıdan bağımlı yargıyı sarsacak bir dizi mütalaa beklentisi zayıf bir olasılıktı. Bu, bir olasılık da değil: Kamuoyunda yerleşik bir kanı, bir yargı! ??? Dört buçuk yıldır mahkeme tabelasından inmeyen “Ergenekon” adı, bu davanın neresinde mi? “Bugüne dek 153 tanık dinlendi. Bir kişi bile ‘Ergenekon Örgütü’ diye bir şey duyduğunu söylemedi. MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü örgütün varlığını kanıtlayan bir rapor göndermedi. Sadece gizli bir tanık ‘Ergenekon’u duymadım ama Ergene Nehri’nden bahsedildiğini işittim’ dedi. (Mustafa Balbay)” Her şeye karşın kafa ve vücut sağlığını koruyan Balbay; gerçekleri alaya alan üslubunu bırakmıyor: “Aziz Nesin hikâyelerinde geçse abartılmış denilecek yaklaşımlar, bu son derece önemli davanın duruşmalarında sergilendi” diyor. Duruşmalara bakarak örnekler veriyor. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan 5 ayrı şekilde şehit edilmiş. Eşref Bitlis Paşa da hayatını 7 ayrı şekilde kaybetmiş! Cinayet romanı yazarlarına duyurulur. Okkan cinayetinden 5, Eşref Paşa’nın yaşamını yitirmesini konu olan gizemli uçak kazasından 7 ve çok ilgi çekici yapıtlar çıkarabilirler! ??? Ergenekon davası talihsiz bir dava. Halk diliyle adlandırmak istersek piç bir dava. Zira Ergenekon terör örgütünün babası, 1 numara kimdir, belli değil. Ha, Ergenekon adı verilen çocuğu evlat edinen var elbette. Başbakanlık’ta oturuyor. “Baba kim, belli oldu mu?” diye sormuşlar. Balbay’ın yanıtı; Silivri duvarlarında çınlamış: “Bizde numara çokk!” ??? Beraat veya tahliye çıkar mı? Söylendiğine göre, Balyoz davası örnek ise.. zayıf olasılık. Bu dava uzun soluklu bir dava. Hiçbir sonuç, bu iktidarla ve bağımlıya dönüştürdüğü yargıyla savaşımı sona erdirmeyecek. Gazetecisiyasetçi Balbay örnek. Her karara bağışıklık içeren bir irade sergiliyor. Tahliye olsa da kalemiyle, İzmir milletvekili olarak parlamentoda, yıllarca yattığı hücrenin, adaletsizliğin hesabını sormak için iki eli bu iktidarın yakasında olacak! ??? Silivri’yi ziyaret eden gazeteciler heyetinin ortak saptamasına göre: “Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Soner Yalçın hayli sağlıklı görünüyorlar… Zihinleri zinde… Ancak renkleri sarı… Uzun süre güneşi görmemek teni sarartıyor…” ama… …onlar güneşli günler göreceklerine inanıyorlar. ??? “Güneş ufuktan (er veya geç bizim içinde) doğar; yürüyelim arkadaşlar” diyorlar birbirilerine. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e parlamento büro şefimiz Ayşe Sayın ile birlikte yaptığımız ziyarette dört konuyu görüştük. Silivri’deki tarihi duruşma, yeni anayasa, dokunulmazlıklar ve Meclis’e cemevi kurulması talebine verdiği olumsuz yanıt. Çiçek’in açıklamalarına dün ve bugün haber sayfalarımızda yer verdik. Sözlerinin satır aralarına gelince... Tutuklu milletvekillerinin tahliyesine imkân verecek yasal düzenleme için herkesin ‘bir araya gelmez’ dediği üç muhalefet partisini Çiçek bir araya getirmeyi başarmış ancak oluşan mutabakat başbakanı aşamamıştı. O yüzden Silivri’deki mahkemeden “Tanıdığımız insanlar için hayırlı sonuç çıkması” beklentisi dışında bir şey gelmiyor elinden. Milletvekili tutukluluğu ve dokunulmazlık gibi gündemdeki tartışma konularının yeni anayasa ile çözülebileceğine vurgu yapmakla birlikte bu sürece ilişkin umutların azaldığının o da farkında. AKP’den gelen ‘başkanlık’ sistemi modeli ve diğer partilerin parlamenter sistemde ısrarcı önerileriyle anayasa yazım sürecinin en kritik aşamasından geçildiği düşüncesinde. Kendi benzetmesiyle ‘Seçilecek araba BMW mi Mercedes mi olacaksa ona göre yedek parça temin edilecek.’ Çalışmalar için başbakan gibi “yıl sonu” diye bir sınırlama getirmiyor ama seçim atmosferine girilmesinin çalışmayı sonuçsuz bırakacağından endişe duyuyor. Sistem konusunda mutabakat sağlanabilirse sürecin başarıya ulaşma olasılığının yükseleceğine inanıyor. Tek Başkanın Kaygıları beklentisi ise “Herkesin kolaylaştırıcı çaba içinde olması.” ??? Çiçek konumu gereği açıkça söyleyemese de dokunulmazlıklar konusunda hem başbakanın hem de CHP’nin takındığı pozisyondan farklı düşünüyor. Tabii ki BDP’li vekillerin teröristlerle kucaklaşma görüntülerinden o da rahatsız. Bunların halkta tepki topladığına inanıyor ancak dokunulmazlıkların kaldırılmasının beraberinde yeni sorunlar getirebileceği düşüncesinde. Zaten daha tartışmalar başlarken fezlekelerin dönem sonuna bırakılması şeklinde yerleşmiş Meclis geleneğinin devamından yana olduğunu açıklamıştı. Hele hele CHP’nin istediği şekilde sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılacak bir düzenlemenin parlamenter sistemin işleyişinde ciddi sorunlar yaratabileceği kanaatinde. O makamda oturmasa belki de “Kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılacağına hiç kaldırılmasın daha doğru olur” diyecek. Sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı bir dokunulmazlık uygulamasında, milletvekillerinin dışarıda söyledikleri sözler nedeniyle tecrübesiz savcılar tarafından soruşturma konusu edilebileceğinden kaygı duyuyor. Böyle bir olasılığın hem siyasetin ve siyasetçinin itibarını zedeleyebileceği hem de yasama faaliyetlerini güçleştirebileceği düşüncesinde. ??? Cemevi tartışmasında ise tek başına karar almak yerine partiler arası ve toplumsal bir uzlaşı arıyor. Bunu görse kişisel kanaati yönünde belki de izni verecek. Nitekim daha birkaç hafta önce Meclis’te düzenlenen ilk muharrem iftarına izin verdi ve katıldı. Gelecek yılki iftara ev sahipliği yapacak. Hıristiyanların Noel, Musevilerin Hanuka bayramını kutluyor ancak Aleviler konusunda kolay yolu seçerek yetki sınırını esnetmeksizin yargı kararıyla yetinmeyi tercih ediyor. Belki de ilk açılımı iktidardan bekliyor. AİHM KARARINI AÇIKLADI Askerin yaşam hakkı ihlal edildi MUĞLA (AA) İstanbul’da askerlik yaparken intihar ettiği iddia edilen Lütfi Volkan Akıncı’nın ailesinin başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), olayla ilgili “yaşam hakkı ve etkili soruşturma ihlali olduğu” yönünde karar verdi. Lütfi Volkan Akıncı’nın, 6 Haziran 2002’de görevi sırasında korumakla görevli olduğu yüzbaşıya ait evde intihar ettiği öne sürülmüştü. Akıncı’nın ölümünün hemen sonrasında, “MP5” olarak bilinen silahın odadaki masanın üzerinde bulunması ve silahta parmak izi bulunmadığı yönünde bilgiye ulaşan Akıncı’nın ailesi, ihmal iddiasıyla askeri mahkemeye başvurdu. Askeri mahkemenin ihmal bulunmadığı yönündeki kararının ardından Akıncı ailesi, avukatları aracılığıyla davayı 23 Haziran 2004’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı. Ailenin “Çocuklarının psikolojik durumunun göz önüne alınarak askerlik hizmetinden muaf tutulmaması ve ölüm sonrası yetkililerin etkili soruşturma yapmamasının insan hakları ihlali teşkil ettiği” iddiasıyla açtığı dava, 11 Aralık 2012’de sonuçlandı. AİHM, davayla ilgili “Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı ve etkili soruşturma hakkıyla ilgili maddelerini ihlal ettiğine” hükmetti. Mahkeme, başvuru sahiplerinin talepte bulunmaması nedeniyle tazminata gerek görmedi. Akıncı’nın babası Halil Yüksel Akıncı, kararın ardından yaptığı açıklamada oğluna şehitlik unvanı verilmesini isteyerek “En büyük isteğim oğlumun mezarına Türk bayrağı dikebilmek” diye konuştu. BAHÇELİ: KAÇMAYA BAHANE ARIYORLAR Dün gazetecilerle kahvaltılı basın toplantısı düzenleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yeni anayasa konusunda Cemil Çiçek’e destek verirken dokunulmazlıklar konusunda CHP ile yakın çizgide durdu. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun önemli çalışmalar yürüttüğünü belirten Bahçeli, MHP’nin sonuna kadar çalışmada yer alacağını vurguladı. Erdoğan’ın başkanlık taleplerini ve ‘yıl sonunda bitecek’ şeklindeki baskısını “anayasa masasından kaçma bahaneleri arayışı” olarak görüyor Bahçeli. Dokunulmazlıklar konusunda Çiçek’ten ayrılarak “Kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılsın” yaklaşımı sergileyen Bahçeli, CHP’den temel farklarını ise “BDP’lilerin dokunulmazlıklarının hemen ve öncelikle kaldırılması” talebiyle ortaya koydu. MHP’nin AKP’ye destek olduğu yorumlarına şiddetle karşı çıkan Bahçeli, hükümetin özellikle de Kürt sorununa yaklaşımını topa tuttu. Atılan adımların Türkiye’yi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını belirten MHP lideri atılacak yeni adımların bağımsız Kürdistan kurulmasına katkı yapacağı kaygısını paylaştı. Dış politikada ise Batılı güçlerin Suriye’ye müdahale hazırlığında olduklarına dikkat çeken Bahçeli, “Türkiye’nin önce ben gireyim yaklaşımı doğu olmaz. Konuyu BM nezdinde, uluslararası platformda çözebilecek diplomatik faaliyetlere öncelik verilmeli” uyarısı yaptı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bağdat’tan gelen daveti kabul etmesini de eleştiren Bahçeli, “İç meselelerin bir başka ülke tarafından kullanılmasına yönelik bir davete alet olmamak lazım” dedi Pınar Selek’in yeniden yargılandığı davada yargıçtan şaşırtan açıklama Direnme kararı yokmuş HİLAL KÖSE TRT’de sansüre garip savunma MAHMUT LICALI ANKARA Siirt’te şehit olan 17 asker için Diyarbakır’da 11 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen cenaze törenini canlı yayınlayan TRT, törene katılan vali, bakan ve diğer kişilerin isimlerini 4 kez anons etmesine karşın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini söylememesi tepki çekmişti. CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın soru önergesini yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, törenin başlangıcında, Kılıçdaroğlu dahil törene katılan protokolün isimlerinin tek tek sayıldığını ifade etti. Arınç, sonraki bağlantılarda töreni mekânın daha uzak bir noktasından anlatmaya devam eden diğer görevli muhabirin canlı yayın heyacanının da etkisiyle Kılıçdaroğlu’nun ismini söylemeyi sehven unuttuğunu ifade etti. Arınç, muhabire dikkat çekme cezasının uygulandığını dile getirdi. ? KOCAELİ (Cumhuriyet) Kandıra ilçesi Çarşı Mahallesi’nde işsiz olan Hasan K. ile evlere temizliğe giderek evin masraflarını çıkardığı belirtilen eşi M.K. arasında tartışma çıktı. Zaman zaman eşine şiddet uyguladığı da ileri sürülen Hasan K’ye sinirlenen M.K. eline geçirdiği ekmek bıçağını Hasan K’nin karnına sapladı. Ameliyata alınan ve hayati tehlikeyi atlatan Hasan K.’nin tedavisi sürerken eşi M.K. ise sevk edildiği mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. ? İstanbul Haber Servisi Mekke’nin temizliğinden artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) sorumlu olacak. Lahor, Kahire ve Yemen’den sonra İBB, şimdi de Mekke Belediyesi arasında imzalanan protokolle, İSTAÇ aracılığıyla, katı atık yönetimi konusunda, “daha sonra belirlenecek bir ücret karşılığında” teknoloji ve sistem hizmeti verecek. Kocasını bıçakladı Mısır Çarşısı’nda 9 Temmuz 1998’de meydana gelen patlamaya ilişkin davada, sosyolog Pınar Selek hakkındaki beraat kararına direnmekten vazgeçen mahkeme heyeti, dünkü duruşmada, aslında, dosyadan el çekmeyi gerektiren bir direnme kararının olmadığını belirtti. Selek’in avukatlarının reddi hâkim talepleri reddedildi. Avukatların itiraz edeceklerini söylemeleri üzerine dava 24 Ocak 2013’e ertelendi. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden yapılan yargılamada, 9 ay sonra, Selek hakkındaki beraat kararına direnmekten vazgeçmişti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki oturuma Selek’i savunmak için 60 avukat katıldı. Avukatların bir çoğu davayı ayakta takip ederken, bazıları ise sanık sandalyesinde yer bulabildi. Selek hakkında beraat kararı veren ve beraat kararında direnilmesine hükmeden Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, dünkü duruşmaya da raporlu olduğu için katılmadı. Heyete, mahkeme üyesi yargıç Mehmet Hamzaçebi başkanlık yaptı. Selek’in avukatları, beraatta direnme kararından dönen mahkeme yargıçlarını reddetmişlerdi. Hamzaçebi, avukatların bu taleplerinin reddedildiğini açıkladı. Hamzaçebi, mahkemenin beraat hükmü kurmadığını, direnme kararı verileceğine dair ara karar aldığını belirtilerek, “1. celse alınan direnmeye ilişkin ara karardan yargılama devam ettiği sürece her zaman vazgeçilmesi mümkün görülmüştür. Rutin bir dosya heyet tarafından incelenerek usuli bir eksikliğin bulunduğunun fark edilmesi üzerine direnme kararından vazgeçilmiştir. Kural olarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına direnme hakkımız da yok” dedi. Yargıtay ‘Zulüm dağıtıyorlar’ Duruşma öncesinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve oyuncu Deniz Türkali, Pınar Selek’e destek için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde birer konuşma yaptı. Tanrıkulu, “Biz yargıya, yargıçlara ‘Adalet dağıtsınlar’ diye yetki verdik ama onlar zulüm dağıtıyor. O zulümden bir tanesi de Pınar Selek davası” dedi. Türkali ise “Her ne kadar hukuki olarak devam etse de bu davanın aslında simgesel, siyasi bir dava olduğunu çok iyi biliyoruz” diye konuştu. (Fotoğraf: PINAR AKBAŞ) SENDİKACIYA DAVA AÇILDI Ceza Genel Kurulu’nun, ceza verilmesini öngören bozma kararına itiraz eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebini reddettiğini anımsatan Hamzaçebi, “Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu konudaki görüşünü bu şekilde açıklamıştır. Aynı konuya ilişkin yeniden değerlendirme yapıp, ilk kararının aksine bir karar vermeyeceği, mahkememizce başvurulsa bile direnme talebinin reddedileceği, yerleşik Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihatlarından anlaşılmaktadır. Kaldı ki, mahkememizin direnme hususunda verdiği ve dosyadan el çekmeyi gerektiren bir kararı da bulunmamaktadır” dedi. Hamzaçebi, reddi hâkim konusundaki kararı, üst mahkeme olarak değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de yerinde bulduğunu belirtti. Görüşü sorulan Savcı Nuri Ahmet Saraç da Selek’e ceza istediği eski mütalasını tekrarladı. Selek’in avukatlarından Akın Atalay, “Mahkeme reddi hâkim talebimizi reddetti. Bu karara itiraz edeceğiz. İtiraz sonuçlanana dek yargılama yapamazsınız. Davayı erteleyin. Heyetin tarafsızlığını yitirdiği yönündeki şüphelerimiz endişe olmaktan çok öte noktaya geçti” dedi. Mahkeme heyeti de avukatlara itiraz süresi vererek davayı 24 Ocak’a erteledi. Heyet, sanık avukatlarına esas hakkında savunmalarını hazırlamaları için de 24 Ocak’a kadar süre verdi. Aklandı ama yargılanıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) EğitimSen Bergama Temsilcisi Hasan Hüseyin Kuşçu hakkında, müfettiş raporlarıyla aklanmasına karşın, Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürü İlyas Duman’ın odasına izinsiz girerek “işyeri dokunulmazlığını ihlal ettiği” savıyla dava açıldı. Olay 7 Haziran’da yaşandı. Osman Nuri Ersezgin İlköğretim Okulu’nun, 4+4+4 sisteminin ardından yeniden yapılandırılmasının gündeme gelmesi üzerine, Kuşçu velilerle birlikte Duman’la görüşmek istedi. Duman tarafından kabul edilen veliler, bölünmenin ardından çocuklarının daha uzaktaki bir okulda eğitim görecek olmasından duydukları endişeyi paylaştılar. Görüşmenin ardından savlara göre Duman, kamu hizmetinin aksadığı gerekçesiyle İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden müfettiş isteyerek, Kuşçu hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini öne sürdü. Ancak müfettişler olumsuzluk görmeyerek, sendika temsilcisini akladı.Bunun üzerine Duman savcılığa başvurarak, işyeri dokunulmazlığının ihlal edildiğini savundu. Savcılık da sadece Kuşçu hakkında iddianame hazırladı ve Bergama Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın dün gerçekleşen ilk duruşması, tanıkların dinlenmesi için 21 Şubat’a ertelendi. Akkiraz’a tazminat cezası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, Sivas katliamı davasında görüş sunan ve davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesi gerektiğini kaydeden Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel’e Twitter üzerinden “Yezid” diyerek hakaret ettiği gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkum oldu. Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmada Hâkim Mustafa Satış, davayı kısmen kabul ederek 10 bin lira manevi tazminata hükmettiğini bildirdi. Ünal’dan teşekkür ziyareti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye’de 3 ay hücrede tutulduktan sonra CHP’nin girişimiyle serbest bırakılan gazeteci Cüneyt Ünal dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ziyaretinde bulundu. Ünal, Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşme konusunda bilgi vererek, “Kendisi iş bulmama yardımcı olacağını söyledi” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın ilgisinden memnuniyet duyduğunu, kendisinin de her konuda yardıma hazır olduğunu kaydetti. Mekke’yi İBB temizleyecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle