16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SAVCI MÜTALAASINI SUNMADI, DARBE KOMİSYONU’NDAN RAPOR İSTEDİ ? 67’si tutuklu 275 sanıklı davanın dünkü kritik duruşmasına CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Oramiral Alaettin Sevim, emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un da aralarında bulunduğu 42 tutuklu sanık katıldı. Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun da aralarında bulduğu 29 tutuksuz sanık da duruşmaya geldi. ? Son savunmalarına kadar duruşmalardan men cezası olan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük duruşmaya katılamadı. Geçen günlerde oğlunu yitiren eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, GATA’da tedavi altında bulunan Orgeneral Nusret Taşdeler’in de aralarında bulunduğu toplam 14 tutuklu sanık duruşmaya gelmedi. 7 Rüzgâr Eken... Sadece İstanbulSilivri arasındaki yol değil, Trakya’nın başka beldelerinden de Adalet Bakanlığı’nın o, kuş uçmaz kervan geçmez arazide oluşturduğu mahkeme+cezaevi kampusuna giden yolları da tıka basa dolduran dünkü taşıt trafiğinin anlamını düşündünüz mü Bay Erdoğan? Elinde “adam” aramak için gündüz bile fener ile dolaştığı anlatılan Sinoplu Diyojen’le örtüşen bir yolculuktu binlerce Anadolu insanının Silivri için oluşturdukları dünkü konvoy. Çünkü onlar da ülkelerinin en az güvenilen kurumu olan adaleti aramak umuduyla çıkmışlardı bu Trakya soğuğundaki yolculuğa. Dün o yerleşkede beş cezaevi binasının yanında oluşturulmuş iki mahkeme salonunun en büyüğünde Ergenekon davaları adındaki duruşmanın 270’incisinde 27’si tutuksuz; 53 şüpheli hakkında cumhuriyet savcılarının “Esas Hakkındaki Görüşleri”açıklamaları için belirlenmiş saat 10.00 olmalıydı. Ancak dışarıda salon önüne konulmuş barikatları aşıp böylesine önemli bir davada tarihe tanıklık etmek için yerleşke önüne gelmiş binlerce kişi, ellerinde cop ve biber gazı kutuları bulunan Robokop ve jandarma güçleri arasında çıkan tartışmalardan ve bolca biber gazından yine nasiplendi. Dünkü 270’inci duruşmayı yürüten yargıçların önünde 1. ve 2. Ergenekon, Poyrazköy ve İrtica ile Mücadele adını taşıyan, klasörlerindeki sayfa sayısı 1 buçuk milyonu aşarak her halde Guinness Rekorlar kitaplarında yer alacaktır. Bu kadar astronomik ölçüdeki tutanakları satır satır okumaları gereken savcı ve yargıçların uykuya ayırdıkları zaman dışında kaç bin saate gereksinme duyduklarını belirlemek mümkün değildir. Duvarları arkasında birbirlerinden tecrit edilmiş, beslenme olanakları yok sayılacak kadar kötü koşullarda adalet beklentisi içinde olan kimi parlamenter, kimi eski Genelkurmay başkanı ile apoletlerinde sırmalar ve yıldızlar sıralanmış üst düzey komutanlar; yıllarca terörist karşısında savaş vermiş olan subaylar, sizin adınıza halkın haber alma hakkının peşinde koşan gazeteci meslektaşlarım, bu davanın sanıklarıdır. Duruşma başlayacağı sırada salona alınan sanıkları alkışladığı için oturacak yer bulamayanlar ve duruşmayı ayakta izlemek zorunda kalan avukatları mübaşir aracılığı ile salon dışına çıkaran Mahkeme Başkanı, sükuneti sağlamakta neden böylesine zorluk çektiğini de sanırım dün gece başını yastığa koyduğu sırada düşünme fırsatı bulmuştur... Duruşmayı izlemek için gelen 40 Cumhuriyet Halk Partili parlamenter adına açıklama yapan Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin sözleri, dün olan bitenlerin özetlenmesiydi: “Bu topraklar ilk kez böyle bir mahkemeye tanıklık ediyor. Savcısı AKP, sanığı PKK, yargılanan Türkiye’dir” İnce’nin iznini almadan bu sözlerinden ne anladığımı söyleyeyim. Daha başlangıçta kendisinin Ergenekon savcısı olduğunu söyleyen Erdoğan, onun gizli kamu tanığı olarak dinlettiği; ancak kimliğini açıklamaktan çekinmeyen Şemdin Sakık’tır. 105 kilometrelik yolu geçilmesi zor hale getiren taşıt trafiği ile Silivriye akın akın gelen yurttaşlar da “Yargılanan Türkiye Cumhuriyet’nin temsilcileri olarak dün nöbet tutmuştur. Dün bu tarihi davanın ilk duruşması sürerken internet ekranlarına düşen şu kısa bilginin ne anlama geldiğini de yine size soralım Bay Erdoğan: “Bir yıl içerisinde TSK’den kendi istekleri ile ayrılan subay sayısı 1067’dir!” Ne düşünürsünüz bu korkunç sayı karşısında. Yoksa siz de merhum halefiniz Adnan Menderes gibi “Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim” diye mi düşünüyorsunuz? Bir ülkenin savunma gücünü etkileyecek o rakamlar “rüzgâr ekenin fırtına biçtiğini” söyleyen atalarımızı hatırlatmıyor mu? ??? İzmirli okurlarıma: Kalbur Saman İçinde adlı kitabımı bugün saat 14.0017.00 arasında Alsancak’ta Arma Kitabevi’nde imzalayacağım. Adalet kıyameti koptu Mahkeme başkanı yeni bir iddianame okumak isteyince, söz verilmeyen sanık avukatları isyan etti HATİCE TUNCER Ergenekon davasında esas hakkında mütalaasını açıklaması beklenen savcı Mehmet Ali Pekgüzel mütalaasını sunmadı. Pekgüzel iddia makamının dosyada eksiklikler bulduğunu belirterek bazı talepleri olduğunu açıkladı. Pekgüzel, TBMM’ye yazı yazılarak Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun rapor ve eklerinin dosyaya gönderilmesini talep etti. Duruşmada, mahkeme başkanının yeni birleştirildiği açıklanan 22. iddianameyi okutmak istemesi üzerine mahkeme kilitlendi. Sanık avukatları, yeni okunan belgeler ve iddianamenin birleştirilmesine ilişkin söz hakkı istedi. Avukatlara söz verilmemesi üzerine izleyiciler alkışlı protesto gösterisi yapınca dışarı çıkarıldılar. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese duruşmada “Savunma söz hakkı istiyor” diye slogan atan avukat Vural Ergül’ün salondan çıkarılmasını istedi. Sanık avukatları Ergül’ün çevresini sararak çıkarılmasını engelledi. Ergül’ün direnmesi üzeri ne duruşmaya ara verildi. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “Kıyamet bekleniyordu olmadı. Bugün burada ‘adalet kıyameti’ koptu” diye bağırdı. Andıç dosyası Ergenekon ile birleştirildikten sonra duruşmalara hiç katılmayan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ dün ilk kez duruşmaya katıldı. Avukatların protestosu nedeniyle duruşmaya sık sık ara verildi. ? Dosya sayısı 22 oldu Oturumu açan Başkan Özese, Genelkurmay’dan gönderilen harddisklere ilişkin bilirkişi raporunun tamamlanmadığını ancak naip hâkim Hüsnü Çalmuk tarafından mahkemeye bir ön rapor sunulduğunu belirtti. Özese, Emniyet, MİT, Genelkurmay, savcılıklar ve GSM şirketlerinden gönderilen cevabi yazıların dosyaya konulduğunu söyledi. Başkan Özese, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ergenekon’un tutuklu sanıklarından Sedat Peker ve arkadaşlarının yargılandığı davanın Ergenekon ile birleştirilmesi için muvafakat istendiğini açıkladı. Özese ayrıca Ergenekon davası ile daha önce birleştirilen “Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan’a 2 adet Glock marka silah temin edilmesi”ne ilişkin dosyanın 4 sanığı hakkında mahkemenin suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ek bir iddianame hazırlandığını anlattı. Özese, tutuklu sanıklar Kenan Özay, Aykut Mete Şükre, Selçuk Özkan ve Erkan Ayyıldız hakkında “Terör örgütüne silah temin etmek” suçlamasına ilişkin davaya bakan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyanın Ergenekon ile birleştirilmesine muvafakat istediğini ifade etti. Özese, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Alparslan Arslan’a silah temin edilmesine ilişkin 4 sanıklı yeni davanın birleştirilmesine, 10 Aralık 2002 tarihinde karar verdiğini açıkladı. Böylece Ergenekon davasında birleştirilen dosya sayısı 22’ye çıkarken, aynı sanıklar hakkında açılan dava olması nedeniyle sanık sayısında bir değişiklik olmadı. Avukatlar da duruşmada öğrendi Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin “Birleştirilen iddianamenin okunmasına geçilecek” sözleri üzerine Vural Ergül, İlkay Sezer, Hüseyin Ersöz, Celal Ülgen, Ahmet Çörtoğlu, Dilek Helvacı, Ramazan Bulut, Zeynep Küçük’ün de aralarında bulunduğu avukatlar söz istedi. Başkan Özese, taleplerin yazılı alınacağını, iddianamenin okunacağını söyledi. Avukatların ayağa kalkarak mikrofon olmadan söz hakkı ısrarı üzerine Özese, “Böyle duruşmaya devam edemeyiz. Lütfen oturun” diye uyardı. Avukat Vural Ergül’ün “Oturmuyorum” diyerek bağırmayı sürdürmesi üzerine Başkan Özese, “Bizi yapmak istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda bırakmayın” dedi. Avukatlar yerlerinden kalkarak söz talepleri konusunda ısrar ederken izleyici sıralarından alkışlı protesto sesleri yükseldi. İzleyicilerin salondan çıkarılması talimatını veren Özese, duruşmayı saat 10.45 sıralarında erteledi. Duruşma 11.30 sıralarında yeniden başladığında Başkan Özese iddianameyi okutmak isteyince avukatlar yeniden söz istedi. Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin söz verdiği avukat Celal Ülgen, “Bu kargaşaya hiç gerek yoktu. Bunun bir şablonunu oluşturalım. Bize ne yapacağınızı söyleyin” diye konuştu. Özese, iddianamenin okunacağını ardından da Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen harddisklere ilişkin naip hâkim Hüsnü Çalmuk tarafından hazırlanan ön raporun okunacağını belirtti. Özese, “Bunun ardından savcıya davanın genişletilmesine ilişkin bir taleplerinin olup olmadığını ya da davaya ilişkin görüşünü açıklayıp açıklamayacaklarını soracağız” diye konuştu. Diğer sanık avukatlarının da söz istemesi üzerine Başkan Özese, “Celal Ülgen’e temsilci olarak söz verdim” diyerek diğer avukatlara söz verilmeyeceğini söyledi. Her zaman söz verilmez kopmadı, bugün burada adalet kıyameti koptu” diye bağırdı. Salondan çıkmayan Vural Ergül, güvenlik güçlerinin zorla çıkarmak için üzerine gelmesi üzerine, diğer avukatlarla birlikte salondan çıktı. Başbuğ: Yargılamayı görün Bu sırada avukat Vural Ergül, sanık avukatlarına söz verilmediğinin tutanaklara geçirilmesini istedi. Başkan Özese’nin oturmasını söylemesi üzerine Ergül, “Savunma söz hakkı istiyor” diye slogan atmaya başladı. Başkan Özese, Ergül’ün salondan çıkarılması talimatı verdi. Ancak Ergül, “Dışarı çıkmayacağım. Beni zorla dışarı çıkaramazsınız” diye bağırdı. Güvenlik güçleri Ergül’ün yanına gittiği sırada avukatlar Ergül’ün çevresini kuşattı. Bu arada basına ayrılan bölümde oturan bazı milletvekilleri de ayağa kalkarak avukatların bulunduğu bölüme doğru “Ayağa kalkın tepki gösterin” diye seslendi. Mübaşir tarafından duruşmaya 13.30’a dek ara verildiği açıklandı. Mustafa Balbay salondan çıkarken “Kıyamet bekleniyordu, ama Avukat Ergül çıkarıldı İddianame okunurken avukatların masalara vurarak tepkilerini sürdürmesi üzerine Başkan Özese, Veli Küçük’ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük’e söz verdi. Zeynep Küçük şunları söyledi: “İddianamenin okunmasına ilişkin kararı kendi başınıza aldınız. Bu konuda avukatlara bir şey sormadınız. Birleşme konusunda söz hakkı vermediniz. Yeni kanuna göre yeni bir dava dosyasının bu dava ile birleştirilmesi mümkün olmadığı halde kabul ettiniz. Ek iddianameyi 10 Aralık’ta veriyorsunuz 7 günlük itiraz süresini beklemeden burada iddianameyi okuyorsunuz.” Zeynep Küçük, “Duruşma salonuna jandarma dizerek avukatlara gözdağı veriyorsunuz. Avukat Vural Ergül’ü robokoplarla salondan çıkarmak istiyorsunuz. Dışarıdaki yüz bini yok sayıyorsunuz, korkuyorsunuz, nereye kadar gideceksiniz?” diye bağırınca Başkan Özese mikrofonu kapattırdı. İtirazlar üzerine duruşmaya saat 14.30 sıralarında ara verildi. Zeynep Küçük’ün tepkisi Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde birleşen yeni iddianamenin okunmasına geçildi. İddianame Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından okunurken avukatlar, sıraları yumruklayarak tepki gösterdiler. Başkan Özese ise söz vermeyeceğini bir kez daha açıkladı. Salonu terk eden Başbuğ basın mensuplarına dönerek “Yargılamayı görün” dedi. Duruşmaya saat 15.15’te yeniden başlandığında Başkan Hasan Hüseyin Özese, yeni iddianamenin okunmasına ara verildiğini açıkladı. Özese, İnternet Andıcı ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın hazırlandığı iddia edilen Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’ndeki bilgisayarların hardiskleri inceleme ön raporunun okunmasına geçileceğini açıkladı. Rapor, okunmaya başladığında avukatlar bağırarak önce kendilerine söz hakkı verilmesini istediler. Başkan Özese “Sabahtan beri tepki gösteriyorsunuz. Rapor okunduktan sonra söz vereceğim” dedi. Ancak avukatlar protestolarını sürdürünce Başkan Özese “Avukatlara her duruşmada söz verilmez” dedi. Özese’nin sözleri tepkiyi daha da yükseltti. vermiyorum Savcıya da söz Bu sırada savcı Mehmet Ali Pekgüzel söz isteyince avukatlar savcıdan, duruma ilişkin mütaala alınması gerektiğini söylediler. Başkan Özese, “Savcı Bey’e söz vermiyorum” diye konuştu. Tartışma büyüyünce saat 15.28’de duruşmaya yeniden ara verildi. Duruşma saat 16.23 sıralarında yeniden başladığında Özese, bilirkişinin Genelkurmay’dan gelen hard disklere ilişkin bilirkişi raporunun ve dosyaya gelen evrakın okunmasından sonra iddia makamına ve avukatlara söz verileceğini açıkladı. Raporun sonuç kısmı kısaca okunduktan sonra üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu, dosyaya katkısı olacağı düşünülen konulmasında gerek görülen evrakı okudu. Sedat Sami Haşıloğlu, “Soruşturma şüphelileri eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın savcılık ifadelerinin dosyaya konulmasına karar verildi” şeklinde açıklama yaptı. Haşıloğlu ayrıca, 1. Ergenekon davası dosyasına MİT’ten gönderilen 6 CD’nin ve bazı bölümleri üstü kapatılan şemanın kasaya konulduğunu belirtti. Daha sonra Başkan Özese, talepler ve dosyaya gelen evrak konusunda iddi makamının görüşünü sordu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, kendisi ile savcılar Nihat Taşkın ve Murat Dalkuş’tan oluşan iddia makamının dosyadaki eksiklikler konusunda talepleri olduğunu belirtti. Pekgüzel, Alparslan Arslan’a Glock marka tabanca teminine ilişkin yeni iddianameye ilişkin beyanda bulunmaları için avukatlara süre verilmesini istedi. Pekgüzel, Sedat Peker ve 4 arkadaşı hakkında “Delillerin yok edilmesi, gizli tanığın tehdit edilmesi” suçlamalarıyla açılan davanın, birleştirilmesine muvafakat verilmemesini istedi. Pekgüzel, savunmanın talep ettiği tanıkların dinlemesinin dosyaya katkı sağlamayacağını ifade etti. Savcı Pekgüzel, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporun istenmesini talep etti. Başkan Özese daha sonra avukatlara söz verdi. Duruşmaya bu sabah devam edilecek Orgeneraller İlker Başbuğ, Tolon ve Iğsız sonraki saatlerde duruşmaya döndü. Duruşmaya 2 koruması tarafından tekerlekli sandalyede, oksijen tüpüyle getirilen tutuksuz sanık emekli Albay Arif Doğan söz alarak çeşitli hastalıkları olduğunu, sorular varsa yanıtlayacağını söyledi. Başkan Özese, Doğan’a “Muzaffer Tekin’i tanıyıp tanımadığını” sorarak Tekin’den ayağa kalkmasını istedi. Arif Doğan’ın “görmüyorum” demesi üzerine Tekin, Arif Doğan’a iyice yaklaştı. Doğan, Tekin’i tanımadığını söyledi. Arif Doğan soru üzerine tutuksuz sanık Hayrettin Ertekin’in Beşiktaş’taki kuyumcu dükkânına bir kez gittiğini, kendisini oraya bir itirafçının götürdüğünü anlattı. Çok sayıda sanık avukatının usule ve taleplerine ilişkin söz almalarının ardından duruşma kaldığı yerden devam edilmek üzere ertelendi. Duruşmaya bu sabah devam edilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle