16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2012 SALI 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak Y Sinop PB Samsun Y 12 8 13 14 13 15 13 10 21 13 HABERLER TÜRKİYE Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sivas Antalya Y Y Y Y Y K B 14 12 8 8 9 3 16 Adana Mersin Erzurum Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y K Y Y Y Y K K K 18 17 1 8 12 7 8 4 4 7 Oslo PB Helsinki K Stockholm B Londra B AmsterdamPB Brüksel PB Paris B Bonn K Münih K Berlin K 8 1 2 4 5 3 4 1 2 0 DIŞ MERKEZLER Budapeşte B Madrid PB Viyana Y Belgrad K Sofya K Roma B Atina PB 1 12 2 3 2 11 16 Zürih K 0 Moskova Y 3 Aşkabat PB 15 Taşkent Y 12 Baku Y 10 Bişkek K 6 Tiflis Y 8 Kahire PB 18 Şam Y 15 Tahran Y 9 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada İktidara yakınlığıyla ünlü gazetede bu manşeti gördükten sonra; geçenlerde “Gün gelir, devran devir değişir. Bugün olmaz, olamaz dediğiniz darbe olabilir” diye yazdığım için bende şafak atmadı desem yalan söylemiş olurum. Zira söylemin sahibi öyle böyle biri değil. 2023’te Türkiye’nin dünyanın gelişmiş 10 ülkesi arasına gireceğini ve hatta 2071’lere dek kurduğu “yıkılası” düzenin süreceğini ilan eden adam, üstelik başbakan! Üstüne üstlük kaygılanmayı kanıtlayacak durum önümüzde. İP’nin genel başkanı Doğu Perinçek’in dün özetlediği gibi; adam, adı var, örgütü olmayan uydurma Ergenekon davasında “hem savcı, hem polis, hem yargıç, hem infaz memuru”. Perinçek; RTE’nin, Ergenekon davasının savcısı olduğunu, Silivri’de özel mahkeme kurduğunu, “onları” (aydınları, gazetecileri) içeri tıktığını, Ergenekon operasyonunda yargıyla uyum içinde çalıştığını içeren konuşmalarından alıntılar yaparak “durumu” özetliyor. ??? Bilinen bu gerçeklere bakarak şu soruyu sorabiliriz: Ayın 13’ünde Silivri Mahkemesi’nde esas hakkında görüşünü açıklayacak savcı; hangi savcı? Silivri Mahkemesi’nde görevli savcısı mı?… ...yoksa Ergenekon davasının savcısı olduğunu, yargıyla uyum içinde çalıştığını gizlemeyen, Ergenekon operasyonlarını emrindeki polisle gerçekleştirdiğini, hatta Silivri’de özel amaçlarla sorgulama ve yargılama yaptıklarını açıklayan RTE mi? Bu koşullarda 13 Aralık’ta Silivri’den adalet içeren esas hakkında mutalaa, sanıklar lehine karar beklemek abesle iştigal! ??? Yukarıdaki AKP’li, BDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırma girişimine geçmişten örnekler vererek tepki gösterirken, “Kendimizi çıkmaz sokağa itmeyelim” dedi. Oysa Cumhuriyet çıkmaz sokakta. “Darbeyi hayal etmenin bile” suçlanacağı, böyle bir düşünceyi söyleyen ya da yazanların tutuklanarak mahkemelerde hesap verecekleri bir dönem açtıklarıyla övünen bir Başbakan! Bu Başbakan’ın, belge değil, nitelik ve içeriğiyle sadece bir TV dizisini bahane ederek; “ecdadınız böyle değil” demesinin hemen ardından iktidarındaki milletvekilinin Osmanlı’yı gerçek yüzüyle anlatacak senaryolara yasak getiren yasa önerdi ve... ...iddiasına göre, Muhteşem Yüzyıl dizisini, merakla, beğeniyle izleyen sadece halkımızı değil, çeşitli ülkelerdeki 150 milyon insanı da “zıvanadan” çıkarıyormuş! Başbakan’ın yasakçı kafasıyla, yasakçı milletvekilinin kafası arasında milim fark yok. Asıl çıkmazı yaratanlar… …bu ülkeyi 10 yıldır zorbalıkla yöneten, uydurma nedenlerle güya çağdaşlığı muassır medeniyeti yakalayacağını söyleyen, Doğu’ya koşarken Batılı olduğunu iddia eden, övünen bu Başbakan ile emrindeki kadro ve her dediğine şapka çıkaran AKP Meclis Grubu! ??? Yalnız Ergenekon,Balyoz davaları değil, gazetelere düşen kimi kısa haberler demokratik rejimin,toplumun içine düştüğü çıkmaza yeni örnekler sunuyor. Gerçeği söylemek bile suç. Ünlü piyanist besteci Fazıl Say’ın, üç yıl hapisle cezalandırılması isteniliyor. Neden? “Saçma sapan mahkeme” dediği için? Yalan mı? Mektuplar bile tutsak Kocaeli F Tipi Cezaevi’ndeki siyasilerin mektupları milletvekillerine gecikmeli olarak postalanırken, gazetecilere ise hiç gönderilmiyor Haber Merkezi Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ndeki siyasi tutuklu ve hükümlülerin mektuplarının milletvekillerine gecikmeli olarak gönderildiği, gazetecilere ise hiç gönderilmediği iddia edildi. Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalan mahkumların, maruz kaldıkları haksızlıkları kamuoyuna duyurmak için “aylık halk gaspları” başlığı altında rapor haline getirerek sırayla milletvekillerine ve gazetecilere gönderdikleri öğrenildi. Kasım ayı başında bir önceki ayın raporunu içeren mahkumlardan Bülent Özdemir’in mektubu, okuma komisyonunda “sakıncalı” bulunarak disiplin kuruluna sevk edildi. Disiplin kurulu, 6 Kasım’da verdiği kararda, mektubun CHP Milletvekili Özgür Özel’e yollanabileceğini belirtti. Özdemir mektubunda, mahkumların ekim ayında maruz kaldığı hak gaspları sıralanarak mektupların milletvekillerine 70 gün gecikmeli gönderildiği, gazetecilere hiç gönderilmediği belirtildi. Milletvekilleri Özgür Özel, Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Aygün, Dilek Akagün Yılmaz, Malik Ecder Özdemir, Ayşe Nur Bahçekapılı, Ayhan Sefer Üstün, Sırrı Süreyya Önder’e yollanan mektuplar 2.5 ay sonra iletildi. Gazeteci Derya Sazak, Özgür Gündem gazetesi, Atılım gazetesi ve Yürüyüş dergisine yazılan mektuplara el konuldu. Birçok mektubun da “örgütsel dayanışmaya yönelik ifadeler içerdiği”, “fotoğrafıyla örgüt propagandası yaptığı” gerekçesiyle yasaklandığı kaydedildi. Erdoğan’a ‘İslamcı’ Manken “Erdoğan’ın ikinci Muhteşem Yüzyıl çıkışını yaptığı Türkiye İnovasyon Haftası bir skandala sahne oldu” diyordu haber: “Başbakan’ın gelişi öncesi fuardaki moda ürünleri ve çıplak, cansız mankenler aşırı müstehcen oldukları gerekçesiyle kaldırılırken ürünlerin sergilendiği cansız mankenlerde Başbakan’ın huzuruna çıkarmadan önce değişiklik yapıldı. Mankenin kafası, kolları ve bacakları kesilirken üzerilerine kumaş giydirildi… Çıplak, cansız mankenler üzerinde sergilenen ürünler TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından müstehcen bulundu ve ziyaretinden hemen önce, Başbakan’ın huzuruna çıkmaya uygun hale getirildi. Mankeni hazırlayan sanatçı durumdan haberdar edilmedi.” Sadece “Taraf”ta gördüğüm bu haber, “Erdoğan’a bacaksız, ‘edepli’ manken” başlığı ile birinci sayfadan kullanılmış. Duruma karşılık gelen başlık oysaki tam yukarıdaki gibi “Erdoğan’a ‘İslamcı’ manken” ya da “İran molla usulü manken” olmalıydı… Kadın mankenlerin orasını burasını testereyle keserek ucubeleştirmek; tabiri caizse “iğdiş etmek”… şimdiye dek sade şeriat ülkesi İran’da görülen bir yöntem çünkü. “Türkiye asla İran olmaz!” iddiasındakiler; bu yaşananlara gözlerini kapayadursun, İran tarzı pratikler hayatımıza girdi bile. Girmekle de kalmadı, geniş oranda kanıksandı. Baksanıza, Taraf dışındaki hiçbir gazete, haberi kullanmadı… Kadın fobisine ve kadın düşmanlığına tavan yaptıran bu molla vahşeti hakkında birkaç yıl önce hüzünlü bir İran belgeseli izlemiştim... Belgeselin yapımcısı gazeteci Firuze (Khosrovani) Hüsrevani’yi de bizatihi İran’da yaşayan bir dost aracılığıyla tanıdım. Festivallerde ödül üzerine ödül toplayan 2007 yapımı “Rough Cut/Kaba Kesim” isimli belgeselinin Hüsrevani bir “metafor/gönderme” olduğunu söylüyordu: Cinselliğinden, hatlarından arındırılan “İran usulü kafasız, kolsuz, göğüssüz kadın mankenler”; dinci rejimin kadın düşmanı politikalarının somut birer dışavurumuydu. Mollaların, cansız mankenlere açtığı amansız savaşı ilk kez böyle Firuze’den öğrenmiştim. İran’a gitmişliğim vardı. Ancak çarşı pazar gezerken tesettür vitrinlere yakın plan göz atmadığım için fark etmemişim. İran rejimi meğerse sokaktaki kadınlar gibi, vitrinlerdeki cansız kadın mankenlere de sayısız yasak getiriyormuş. Kadın mankenlerin tesettürsüz kullanımı yasak olduğu gibi, kadın vücuduyla da doğrudan örtüşmesi/dişilik çağrışımı yapması engelleniyormuş. Kadın vücudunun mankenlerle somut temsili zira, erkeği şehvete teşvik edip günaha sokuyormuş. Yozlaştırıcı Batı etkisinin aracı olarak görülen mankenlerin uzuvlarının, arhayâ duygularını korumak adına kesilmesi alabildiğine yaygın ve sıradanmış... İran’daki cansız mankenlere böyle resmen “şişme bebek etkisi” yaratır endişesiyle toptan sakatlama uygulandığını Firuze’den öğrendiğimde ağzım bir karış açık kalmış, dehşet yaşamıştım. “İnovasyon Haftası” olarak anılan trend yaratıcı bir fuarda, ülkemde de bu molla yöntemlerine başvurulacağı nereden aklıma gelsin? İnovasyon Haftası böylelikle sahici bir inovasyon niteliği kazandı ve molla usulü inovasyona konu oldu. Muhteşem Yüzyıl’a sansür seferberliğinden sonra, molla yöntemleri damardan devreye girdi. Firuze’nin “Kaba Kesim” belgeselini, yaptığımız sohbetin üstüne izledim. Cansız mankenlerin akıl dışı serüvenini konu alan belgesel, rejimin konjonktürel gelgitlerinin özeti gibiydi. Açılım dönemlerinde kurallar gevşetildiğince mankenler “kadınlaşıyor”; sertleşme dönemlerinde kafasız, göğüssüz canavarlara / hayaletlere dönüşüyordu… Firuze Hüsrevani, bilhassa sakatlanan bu ürkütücügrotesk kadın manken vücutların üretildiği atölyeleri ziyaret ediyor, mankenlerin “iğdiş ediliş şekillerini” inceliyordu. Manken uzuvlarının testereyle kesiliş sahneleri özellikle etkileyiciydi… Göğüsler kâh yerlerinde yuvarlak delikler bırakacak şekilde oyuluyor, kâh iki göğüs birleştirilerek sürreel “raflara” dönüştürülüyordu… İran’da gösterimi yasak belgeselin bu görüntüleri, insanda kadın deşen Jack misali; rejim onayı ile yapılan seri canavarlık izlenimi yaratıyordu… Türkiye’deki film festivallerine Hüsrevani’yi davet etmek artık farz oldu. Bu canavarlık ne yazık ki bundan böyle bizim dünyamızın da parçası. “Rough Cut/Kaba Kesim”e denk düşerseniz sakın kaçırmayın. ‘Fetvalı’ savunma TBMM, Meclis’te cemevi açılamayacağına ilişkin mahkemeye gönderdiği savunmada sık sık Diyanet’in görüşlerine yer verdi ALİCAN ULUDAĞ İran olmayız diyene duyurulur 17 ülkede ‘zehirden arının’ eylemi Dünyanın 17 ülkesinde yaklaşık 700 Greenpeace eylemcisi, geçen hafta sonu Levi’s mağazaları ve kent sokaklarına astıkları afişlerle firmayı zehirli kimyasallardan arınmaya çağırdı. Viyana’dan İstanbul’a, Meksiko City’den Paris’e şehir sokaklarını ve Levi’s mağazalarını sokak sanatından ilham alan afişlerle donatan eylemciler Levi’s’tan tüm ürünlerinin ve tedarik zincirinin zehirli kimyasallardan arınmasını istedi. Greenpeace 20 Kasım’da, Detox kampanyası kapsamında yayımladığı raporda dünyaca ünlü 20 giyim markasının ürünlerinin zehirli kimyasal içerdiğini ortaya koymuştu. Toplanan 350 bin imzanın ardından Zara firması, 2020 yılına dek ürünleri ve tedarik zincirinden kimyasalları arındıracağının garantisini verdi. Zara’yı Mango ve Esprit takip etti. ABD’nin 2030 ‘kıyamet’ senaryosu ‘Kürdistan genişleyecek’ Haber Merkezi ABD hükümetinin çatı istihbarat örgütü Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından hazırlanan “Küresel Egilimler 2030” raporunda, “Kürdistan’ın yükselişi Türkiye’nin bölünmezliğine bir darbe vuracak ve çevresindeki komşularıyla büyük bir ihtilaf riskini artıracak” öngörüsünde bulunuldu. Raporun “Cin Şişeden Çıkınca” başlıklı bölümünde, bölgesel güçlerin başlarına gelebilecek senaryolar sıralanırken Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda karşılaşabileceği bölünme riskinden bahsedildi. Raporda yer alan bir tabloda sıralanan, dünyayı etkileyecek altı kötü durum senaryosundan birinde “Kürdistan” topraklarının genişleyeceği ve Ortadoğu’da sınırların yeniden çizileceği” öngörüsünde bulunuldu. Raporun sorumlusu Ulusal İstihbarat Konseyi yetkilisi Mathew Burrows, “Bu elbette sadece Türkiye için değil bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyecek bir gelişme. O yüzden bunun olmaması için güçlerin bir araya geldiğini göreceğiz. Bu sadece bazı durumlarda en kötü senaryoyu ele alan bir doküman. Bu da Ortadoğu için en kötü senaryo. Gerçekleşmeyecek olmasından emin olmalıyız” dedi. Kömür ocaklarında kaza: 1 ölü ? KARAMAN (AA) Ermenek ilçesine bağlı Pamuklu köyünde özel bir kömür ocağında çalışan Mustafa Güler (42), tünel içinde ilerlerken kömür vagonu ile duvarın arasına sıkışarak ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Güler, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Aynı köydeki bir başka kömür ocağında yeni tünel açmak için yerleştirilen dinamitin patlaması sonucu 3 işçi yaralandı. ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da düzenlenen uyuşturucu operasyonu kapsamında gözaltına alınan 19 şüpheliden 16’sı tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Operasyonda gözaltına alınan aralarında ‘ak sakallı dede’ rolüyle tanınan dizi oyuncusu Köksal Engür ve eşinin de olduğu 3 kişi ise serbest bırakıldı. ? MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’in Anamur ilçesinde dere kenarına vuran bir varilde silah olduğunu fark eden vatandaşlar durumu polise bildirdi. Varilde 4 Kalaşnikof, 2 Uzi marka uzun namlulu silah ve bu silahlara ait 23 şarjör ile 1500 mermi bulundu. Silahların PKK’ye ait olabileceği bildirildi. ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 3 kişi 165 bin 439 lira kazandı. Numaraların; 5, 6, 12, 13, 16, 18, 20, 21, 24, 29, 32, 35, 45, 56, 57, 62, 64, 65, 71, 72, 74 ve 77 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler bin 926 lira, 8 bilenler 96.15 lira, 7 bilenler 17.90 lira, 6 bilenler 2.85 lira hiçbir numarayı tutturamayanlar ise 2.35 lira alacak. Köksal Engür serbest ANKARA CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Meclis’te cemevi talebinin reddedilmesi üzerine açtığı dava kapsamında savunma gönderen TBMM Başkanlığı, “Alevilik, İslam kültür tarihi içerisinde yer alan tasavvufikültürel yorumlardan biridir. Cemevi ve benzeri yerler ibadet yeri kapsamında değerlendirilemez” dedi. TBMM, bu görüşü için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İslam dininde “cami ve mescit” dışında herhangi bir yerin ibadethane olarak kullanılamayacağına yönelik “fetvasından” destek aldı. Oysa aynı TBMM, geçen haftalarda Alevilerin tuttuğu muharrem ayı orucu için yemeklerinde düzenleme yapmış, etsiz mönü çıkarmış ve iftar verilmesine de izin vermişti. Aygün, 7 Mayıs’ta TBMM’ye başvurarak Alevi inancına sahip yurttaşların ibadetlerini yapabilmesi amacıyla Meclis içinde cemevi açılmasını talep etti. Meclis Başkanlığı, bu talebi 6 Temmuz’da Diyanet’ten aldığı görüş kapsamında reddetti. Aygün de ret kararının iptali istemiyle dava açtı. Ankara 6. İdare Mahkemesi’nde görülen davada, TBMM Başkanlığı savunma içeren bir dilekçe gönderdi. Nevşehir’deki Hacıbektaş Veli Külliyesi’nde ibadethane olarak caminin bulunduğu, cemevinin olmadığı aktarılan dilekçede, “Aynı şekilde vatandaşların yaşadığı birçok yerleşim yerlerinde ibadethane olarak caminin kullanıldığı da ülkemizin bir gerçeğidir” iddiasında bulunuldu. Diyanet’in “Cemevleri ibadethane değildir” görüşlerine sıkça yer verilen dilekçede, “Sonuç olarak İslamın bir alt yorumu olan Aleviliğin, İslamın ortak ibadet yeri olan cami ve mescitler dışında ayrı bir ibaet yerinin olamayacağı, cemevi ve benzeri yerlerin ibadet yeri kapsamında değerlendirilmesine imkân bulunmadığından davanın reddi gerekir” ifadesi kullanıldı. Dilekçede, Tekke ve Zaviyeler Yasası’nın cami ve mecsit dışında başka bir yeri ibadethane olarak kabul etmediğine de değinildi. ‘Molla inovasyonu’ Seri katil canavarı gibi Günaydın: İstanbul’da büyükşehir ve 19 ilçeyi partimize katacağız Dere kenarından cephane çıktı CHP yerel seçimde iddialı Haber Merkezi CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, yerel seçimlerle ilgili olarak ülke genelinde yapılan bir anket açıkladı. Partisinin önümüzdeki seçimlerde tarihi rekor kıracağını kaydeden Günaydın, İstanbul’da Büyükşehir ve 19 ilçeyi, İzmir’de Büyükşehir ve 30 ilçenin tamamını alacaklarını söyledi. Günaydın, partisinin İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, seçim öncesi aday ve strateji belirlemek için ülke genelinde 100 noktada anket yaptırdıklarını, İstanbul’da CHP’li 12 belediyede hiçbir sorun yaşanmazken aralarında Beyoğlu, Beykoz, Çekmeköy’ün de olduğu yedi ilçeyi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’ye katacaklarını savundu. Günaydın, “Trakya açısından tarihi bir rekorun gelmekte olduğunu söyleyelim. Manisa, Balıkesir, Uşak ve Denizli’nin CHP’li belediyelere katıldığı bir sürecin içindeyiz. Balıkesir’de CHP, MHP, AKP at başı. Bu düzen CHP lehine değişecektir. Akdeniz’de Antalya’nın kentsel ve kırsalında açık farkla öndeyiz. Mersin’de üç partili yarış var. Orada MHP’nin de oyu var. İç Anadolu Bölgesi’nde Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen ile doğru yönetim var. Ankara’da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oyları, parti oylarının 20 puan gerisindedir” dedi. Karadeniz’de Artvin, Ordu, Zonguldak, Sinop’ta da başarılı bir performans sergilediklerini kaydeden Günaydın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çok çalıştıklarını ancak hak ettikleri oy düzeyine henüz ulaşamadıklarını kaydetti. Günaydın, İzmir’de 12 ilçede 250 bin katılımıyla yaptıkları ankete göre büyükşehir ve 30 ilçenin CHP’li başkanlar tarafından yönetileceğini belirterek “Elde ettiğimiz başarıyı daha yukarıya çekmek çabası içindeyiz” dedi. 3 kişiye 165 biner lira
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle