15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2012 SALI 12 en önemli etkendir. Bu sayı, “dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu” rekorunun sahibi yapmıştı onu. Ünlü sanatçılar Fransız azar günü Ankara Ticaret Catherine Deneuve (89) ile Odası’nın ne demekseİtalyan Sophia Loren’in (82) “congresium”unda düzenlenen filmlerinin “toplamı” 171 idi. “kitap fuarında” ilginç bir Türkan Sultan, şimdilerde “Bir rastlantı yaşandı. Zamanlar Osmanlı: Kıyam” TV İlk katta, Türkan “Sultan” dizisinde Hatice Sultan Şoray kitabını imzaladı. rolünde… Osmanlı Bildiğiniz gibi ünlü sanatçımızın İmparatorluğu’nda Patrona Halil kızının adı Yağmur… isyanı için, “Burası Osmanlı: Sır Üst katta Gülşah (sultan) Kanunu 1711” adı ile bir dizi Balbay da, yıllardır Silivri’de öngörüldü. TRT Genel Müdürü, tutsak olan eşi Mustafa’nın yanı bunun “dizi” değil, “belgesel” sıra Tuncay olduğu Özkan’ın, gerekçesiyle Soner Yalçın’ın kabul etmedi. kitaplarını Değişiklikler imzaladı. yapıldı, 12 Gülşah’ın kızı Mart’ta TRT’de Yağmur da gösterime girdi. annesi ile Hatice Sultan, birlikte idi. doğmadan Gazeteciliğe makaslanmıştı! Cumhuriyet’te Gülşah, 1960’ta Türkan Sultan Yağmur (DHA) yaklaşık dört başladığım yıl, yıldır Türkan Hanım Mustafa’nın tutsaklığı nedeniyle, da Yelilçam’a adımını atmıştı. Yağmur ve oğlu Deniz ile çok “Türkan Sultan” unvanını acı günler geçiriyor. hakkıyla aldığını daima takdir Günümüzün padişahlık etmişimdir. heveslilerine karşı, Atatürkçülük Türkan Sultan Ankara’da adına tutsak Balbay hakkında olağanüstü ilgi gördü. Önünde önümüzdeki haftalarda karar verilecek. Balbay ve arkadaşlarının serbest bırakılmaları, padişahlık heveslilerinin amaçlarının çökmesine neden olacak. “Muhteşem Süleyman” dizisindeki kurgulara bile tahammül edemeyen padişahlık heveslileri, şimdi de Hurrem Sultan’ı “türbana” soktular. Bu YağmurGülşah (Foto: N. Savaş). oluşumlara karşı mücadele eden Mustafa’nın; eşi kuyruklar değil, çoğu kadın olan Gülşah (sultan) ve Yağmur yığınlar vardı. İlgi, gösteriye türbansızlar. dönüştü. Güvenlik önlemleri Hurrem Sultan’ın yetersiz kaldı. Sultan, zaman “türbanlaştırılması” sürecini, zaman gözyaşlarını akıttı. yarın Hatice Sultan’ın, ertesi Yığınlar, Türkan Sultan’ı rahat günü Türkan Sultan’ın, Yağmur bırakmadı, bir ara bayıldı. İmza alanından uzaklaştırıldı. Kendine Sultan’ın da türbana sokulmaları izleyecektir. Dünkü gazetelerde gelince yeniden imza vermeye Türkan Sultan’ın İstanbul ve başladı. Yine olmayınca, büyük Ankara’da kitap imzalaması toplantı salonuna gidildi. haberlerinin yanı sıra magazin Türkan Şoray, 2010’da sayfalarına da Yağmur Sultan’ın UNESCO’nun “iyi niyet elçisi” ikinci sevgilisi ile el ele seçildiğinde “Sevgiyle dolaşmaları yansıdı. Yağmur’a yapılamayacak bir şey yoktur, mutluluk, annesine sağlıklı uzun diye düşünüyorum. Gücü, ömürler dilerim. sevgiyle birleştirirsek birçok Acaba bugün özgürce sorunun üstesinden gelebiliriz” yaşayan Türkan Sultan, Güldemişti. şah’ı (sultan); Yağmur Sultan da Bu seçimde hiç kuşku yok ki küçük Yağmur’u arayıp hiç bugüne değin çevirdiği 222 film geçmiş olsun dediler mi? DIŞ HABERLER [email protected] Riyad, mahkumlara Suriye’ye gitmeleri karşılığında serbest bırakılma sözü veriyor iddiası Sultan’lar! Yağmur’lar! P ‘Ya idam ya cihat’ Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan yönetiminin idam cezasına çarptırılmış mahkumlara “Suriye’de cihada gitme” karşılığında serbest bırakılmaları yönünde anlaşma sunduğu öne sürüldü. Suriye’nin resmi SANA ajansının dünkü haberinde, Yemenli bağımsız internet sitelerinde yayımlanan gizli Suudi resmi belgesinin Riyad iktidarının uyuşturucu, cinayet ve tecavüz suçundan idam cezasına çarptırılmış yüzlerce mahkumu Suriye’ye gidip silahlı terör gruplarına katılmaları karşılığında serbest bıraktığını gösterdiği savunuldu. Söz konusu belgörüntülerinde bu kez çocuklar da yer aldı. İnternet sitelerinde yayımlanan bir videoda muhalif Özgür Suriye Ordusu’nun sorumlu olduğu savunulan bir infaz görüntüsünde tutsak alınan bir kişi elleri bağlı, yere yatırılmış bir şekilde görülüyor. Videoda bu kişinin Suriyeli bir sivil olduğu belirtiliyor. Ardından eline kılıç verilen küçük bir çocuk yerde yatan kişiye yaklaşarak başını kesiyor. Vahşetin ardından militanlar kesik başı cesedin üzerine koyarken tekbir getiriyor. Suriye’de muhalif güçlerin çocukları savaş ve diğer askeri amaçlarla kullandığına ilişkin uyarılar geçen ay sonunda İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden gelmişti. Vahşette çocukları kullanıyorlar genin, Suudi yetkililerle Arap ve yabancı uyruklu mahkumlar arasında, idam cezasının iptal edilmesi ve Suudi Arabistan’daki ailelerine maaş bağlanması karşılığında serbest bırakılarak Suriye’ye gitmeleri konusunda anlaşma yapıldığını ortaya koyduğu kaydedildi. SANA’nın haberine göre belgede, 254 Suriyeli, 212 Suudi Arabistanlı, 203 Pakistanlı, 194 Mısırlı, 105 Yemenli, 96 Sudanlı, 82 Ürdünlü, 68 Somalili, 44 Kuveytli, 32 Afgan, 23 Iraklı, 21 Filistinli mahkumun adı geçiyor. Belgede, söz konusu kişilerin eğitilerek cihat için Suriye’ye gönderileceklerinin belirtildiDış Haberler ğine işaret Servisi edildi. Suriye’den vahşet Rusya’dan sert çıkış ‘Suriye Libya olmayacak’ Dış Haberler Servisi Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye’de öncelikli olanın tarafların çatışmasına son vermek olduğunu, ancak bazı devletlerin önceliğinin insan hayatı değil Beşşar Esad’ın görevinden ayrılması olduğunu söyledi. Moskova’da önceki gün düzenlenen “Rusya ve Değişen Dünya” başlıklı toplantıdaki konuşmasında Batılı kimi devletlerin Suriye konusunda varılan Cenevre anlaşmasından uzaklaştıklarını belirten Lavrov, söz konusu devletlerin Esad’ın görevden ayrılması için “yol aradıklarına” dikkat çekti. Ülkesinin, Esad’ın geleceğine ilişkin kimseyle görüşmediğinin altını çizen Lavrov, Suriye’nin kimyasal silah kullanma niyetinde olmadığını belirterek bu konudaki asıl tehlike kaynağının direnişçiler olduğunu ileri sürdü. Suriye’deki önceliğin tarafların çatışmalara son vererek görüşme masasına oturmalarının sağlanması olduğunu kaydeden Lavrov “Uluslararası toplumun da önceliği buysa buna destek olmalı. Ancak bazı devletler insan yaşamını değil Esad’ın ayrılmasını öncelikli iş görüyorlar” dedi. Rusya Dışişleri Bakanı, Suriye’de Libya senaryosunun gerçekleşmesine izin vermeyeceklerini de belirtti. Rusya Dışişleri Bakanı, üç gün önce Dublin’de ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Lahtar İbrahimi’yle görüşmesinde önerilen, özel temsilcilerin de katılacağı dışişleri bakanları yardımcıları düzeyindeki Suriye konulu toplantıya “Esad’ın görevini bırakması konusunun gündeme gelmemesi koşuluyla” katılabileceklerini kaydetti. Suriye Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin kimyasal silah kullanıldığı iddiasını kendilerine karşı kullanacağı endişesini BM’ye gönderdiği iki mektupta dile getirdi. Cumartesi günü yollanan mektupta, Şam daha önce dile getirdiği sahip olsalar bile kimyasal silah kullanmayacağı görüşünü yeniledi. Mektupta ABD yönetiminin bir yıldan fazla bir süredir sürekli olarak Suriye’nin kimyasal silah kullanacağı ihtimaline ilişkin bir kampanya sürdürdüğüne yer verilerek kimyasal silahların terör grupları tarafından Suriye halkına karşı kullanılması tehlikesi konusunda uyarıda bulunuluyor. MURSİ KARARNAME YAYIMLADI Orduya sivilleri tutuklama yetkisi Müzesi’nde sandıkları açılıyordu. Törene Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, basın, pek çok kişi davetliydi. Tek davetli olmayan kişi, hazine için çeyrek yüzyılını veren bendim! 1990’da gündeme getirdiğim “Yorgun Herkül” heykeli geçen yıl Antalya’ya getirildiğinde herkes davetliydi. Bir ben davet edilmemiştim! Çünkü “Yorgun Herkül’ü” özel uçağıyla geri Erdoğan’ın Özel Uçağı! arun Hazinesi” Ankara’ya alanda uluslararası uğraşıyı başarıyla sürdüren bir avuç 1993’te geldiğinde “ K görevliden hiç söz ediliyor mu? Anadolu Medeniyetleri GünayOrfeus. getirme onuru Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verilmişti. Son olarak da Urfa’dan Dallas Müzesi’ne kaçırılan Orfeus (Türkçede Orpheus değil) Mozaiği geri getirildi. Başbakan Erdoğan’ın bu sefer neden özel uçağını göndermediğini, gazetelerde fotoğrafları görünce anladım. Bu kez bunun onuru Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a verilmişti. Bu mozaiği gündeme taşıyan, iki yıldır uluslararası kampanya sürdüren “Aktüel Arkeoloji Dergisi’nden” hiç kimse davet edilmemişti. Ben, bu tür davranışlara alışığım. Ancak gençleri teşvik etmek gerekirken bu derginin çabasına uygulanan nankörlüğü aklım almadı! Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum! Yurtdışından geri getirilen tarihsel eserler konusunda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nde, perde arkasında kalan, bu Basında onların resimlerini görebiliyor musunuz? Kuşkusuz Günay’ın bu konuda çalışanlarına verdiği “açık çeki” takdir etmemek elde değil. 1986’da gündemine getirdiğim “Boğazköy Sfenksi” ile ya da 1990’da dikkati çektiğim “Yorgun Herkül” konusunda, o günlerden sonra hiçbir bakan ya da genel müdür parmaklarını oynatmadılar. Günay ve Genel Müdür Osman Murat Süslü el attılar. Parsayı Erdoğan ve Günay toplarken bu kadar yıl sonra raflarda tozlanan dosyaları indiren, esas 56 meçhul kahramanın hiçbirini bu resimlerde göremedik. Acaba bu kişilere en azından birer “takdirname” sicillerine işlendi mi ya da birkaç maaş “ikramiye” verildi mi? Bakan, tanıtım konuşmasında mozaik hakkında “vasat bir eser” diyor! Keşke hiç uğraşılmasaydı da Dallas Müzesi’nde “olağanüstü mozaik” tanımlamasıyla sergilenseydi! Bu arada ilginç bir basın uygulaması yaşanıyor. Karun Hazinesi için 16 ve Elmalı Definesi için tüm bilgi ve belgeleri toplamak için 2 yıl sabırla bekledim. Erken haberleştirmek ters tepki yaratabilirdi. Son zamanlarda gerek Türkiye ve gerek Amerika’daki kaynaklarımdan gelen haberleri görüşmeleri olumsuz etkilememesi için sabrederek önceden yayımlamıyorum. Ama bakıyorum bazı üst yetkililer bu haberleri kendilerine pay çıkarmak için anlaşmadan önce sızdırıyorlar! Dış Haberler Servisi Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, orduya sivilleri tutuklama yetkisi verdi. Muhalefetin karşı çıktığı 15 Aralık’ta yapılacak anayasa referandumu öncesinde, orduya ülkede güvenliği sağlama ve devlet kurumlarını koruma emri veren Mursi, anayasa referandumunun sonuçları açıklanıncaya kadar alınacak önlemlerin sürdürülmesini istedi. Yeni bir kararname yayımlayan Mursi, güvenliğin sağlanması amacıyla ordunun polisle işbirliği yapmasını da emretti. Mursi, kendisine olağanüstü yetkiler veren 22 Kasım’da yayımladığı kararnameyi, muhalefetin protestolarının ardından iptal etmiş, ancak anayasa referandumundan vazgeçmemişti. Anayasa taslağına karşı çı Şam: Ya bize karşı kullanılırsa... Başkanlık sarayının etrafı askerlerin denetiminde. (AFP) kan muhalefet bugün için “milyonluk gösteri” çağrısı yaparken, Mursi taraftarları da yine bugün “milyonluk gösteri” düzenleyeceklerini duyurdu. Bütün muhalif grupların anayasa referandumunu boykot edip etmeyeceği henüz netleşmedi. Muhalifler, anayasa taslağının Mursi’nin müttefikleri tarafından hazır landığı ve İslamcı unsurlar içerdiği görüşünde. Mısır’da Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinin ardından polisin güç kaybettiği ve olaylara müdahale etmekte yetersiz kaldığı belirtilirken, ordunun başkent Kahire’de özellikle Başkanlık Sarayı önünde güvenlik önlemlerini artırdığı gözleniyor. Orhan Pamuk da imzaladı AB tartışmalara yol açan Nobel ödülünü dün aldı Yazarlardan Esad’a istifa çağrısı Para göçmen çocuklara Dış Haberler Servisi Avrupa Birliği’ne (AB) iki dünya savaşının ardından bölünmüş Avrupa’ya on yıllardır barış ve demokrasinin getirilmesindeki katkılarından ötürü verilen Nobel Barış Ödülü’nü, dün Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen bir törenle AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz birlikte aldı. Törenlere tüm Avrupa’yı temsilen aralarında 12 yaşındaki bir İspanyol kızı ile 21 yaşındaki Polonyalı genç bir kadının da bulunduğu dört Avrupalı genç de katıldı. AB, yaklaşık 1 milyon Avro tutarındaki para ödülünün göçmen çocukların eğitiminde kullanılacağını açıklarken verilen ödüle tepkiler de sürüyor. AB’nin Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmesine en sert tepkiyi kendisi de aynı ödülü alan insan hakları aktivisti Güney Afrikalı rahip Desmond Tutu gösterdi. Tutu, AB’nin ödülü hak etmediğini iddia etmişti. Dış Haberler Servisi Aralarında Orhan Pamuk’un da bulunduğu dünyaca ünlü altı yazar ve aydın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a açık mektup yazarak, “İstifa et, yoksa sonun Saddam ve Kaddafi gibi olacak” uyarısı yaptı. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Orhan Pamuk, İsrailli yazar David Grossman, İtalyan yazar Claudio Magris, Cezayirli yazar Bualem Sansal, Alman yazar Martin Walser ve Alman kökenli Fransız siyaset ve toplum bilimci Alfred Grosser tarafından imzalanan mektup dün Fransız Liberation gazetesinde yayımlandı. Mektupta, Esad’a “Suriye halkını kurtarmak için” istifa etme çağrısında bulunuldu ve Suriye’de çatışan tarafları BM çatısı altında müzakereye davet etmesi istendi. Esad’a Cezayir’e gitmesi tavsiye edilen mektupta şu ifadeler yer aldı: “Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih gibi ailenizle birlikte gidişinizi müzakere edebilirsiniz. Ruslar ve Çinliler sizi misafir etmeyi kabul etmezlerse Cezayir’e gidin. Cezayirliler bellek sahibi insanlardır. Kahramanları Emir Abdülkadir’e, Suriye’nin kucak açtığını unutmadılar. Emir Abdülkadir, Fransa tarafından yenildiğinde dostu haline gelen Üçüncü Napolyon tarafından Suriye’ye gidip yerleşmesine izin verilmiş, Fransız sömürgesinden kaçan binlerce Cezayirli de kendisiyle birlikte oraya gitmişti.” Esad’ın kendisi, ailesi, dostları, bölge ve dünya için “tek gerçek çözüm yolunun” istifa olduğu belirtilen mektupta daha sonra, “İstifa dışında ne yazık ki sizi ve ailenizi bekleyen tek yol var: Saddam Hüseyin veya Kaddafi gibi ölüm. Ya da Lahey’de mikropsuz bir hücrede ömür boyu hapis” denildi. AB liderleri Oslo’daki törene katılırken yaklaşık bin kişi de ödül töreninin düzenlendiği bina dışında protesto gösterisi yaptı. (Fotoğraf: REUTERS) Kadına tahammül yok Dış Haberler Servisi Afganistan’da bir kadın hakları savunucusu daha katledildi. Kadın işleri bakanlığının Langhnam bölgesi vilayet müdürü Nadya Sıdıki dün işe giderken uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Olayın arkasında Taliban’ın olduğu sanılıyor. Sıdıki, Langhnam’daki kadın hakları masasındaki görevine, temmuzda bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren Hanifa Safi’nin yerine 5 ay önce getirilmişti. Safi’nin kocasının da hayatını kaybettiği patlamada, aralarında kızının da olduğu 11 kişi yaralanmıştı. Köktendinci örgüt geçen ekim ayında Pakistan’da kız öğrencilerin okumasını savunan 15 yaşındaki Malala Yusufzay’ı da başından vurarak ağır yaralamıştı. Tutu eleştirmişti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle