16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 DIŞ HABERLER CUMHURİYET 10 ARALIK 2012 PAZARTESİ [email protected] İtalya’da siyasi kriz Dış Haberler Servisi Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin siyasi istikrarı korumasına ve reformlara ilişkin somut adımlar atması konusunda uyardığı İtalya yeni bir siyasi krizle karşı karşıya. Eski başbakanlarından Silvio Berlusconi’nin Özgürlükçü Halk Partisi’nin (PDL) Mario Monti başkanlığındaki teknokratlar hükümetinden desteğini çekmesinden sonra, önceki gün cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesinden yapılan açıklamada Monti’nin istifasını sunma niyetinde olduğunu duyurması krizin derin Berlusconi’nin desteğini çekmesiyle zor durumda kalan başbakan istifa edebileceğini açıkladı ? Eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin partisi Özgürlükçü Halk Partisi’nin Monti başkanlığındaki teknokratlar hükümetinden desteğini çekmesiyle başlayan krizde seçimlerin erkene alınma ihtimali belirdi. Seçimlerde aday olacağını açıklayan Berlusconi, kamu hizmetine geri döneceğini söyledi. Monti’nin cumhurbaşkanına, Özgürlükçü Halk Partisi’nin genel sekreteri Angelino Alfano’nun önceki gün temsilciler meclisinde yaptığı konuşmasını hatırlatarak bütçe yasasının onaylanmasının ardından istifasını sunma niyetinde olduğunu dile getirdiği aktarıldı. ha önce 10 Mart tarihi gündeme gelse de, bu siyasi atmosfer sebebiyle seçim tarihinin biraz daha öne çekilebileceği ve şubat ayı ihtimalinin öne çıktığı ifade ediliyor. Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, 2013 yılının Mart ayında yapılacak seçimlerde başbakanlık için aday olacağını açıkladı. Berlusconi, TGCOM24 televizyon kanalına yaptığı açıklamada, “Kamu hizmetine üzülerek geri dönüyorum. Bunu yapmamın nedeni, duyduğum sorumluluk hissidir” diye konuştu. Putin’in Ziyareti, Ankara’nın Esnek Yaklaşımı Putin’in geçen hafta Türkiye’ye gelişi AKP hükümeti ve Moskova açısından ilginç bir durum yarattı: Bir yandan Suriye ve İran “sorunlarında” karşı karşıya durduğu görülen ( ya da sanılan) Ankara ve Moskova yönetimleri var. Ancak öte yandan gelişen ikili ekonomik ilişkiler ve orta vadeli ve çok iddialı program hedefleri bulunuyor. Yeni 11 anlaşma imzalandı, 20122015 dönemini kapsıyor. Ticaretten nükleer santral yatırımına kadar uzanan kapsamlı uygulamalar, “reel politiğin bir gereği olarak” fiilen yürütülüyor. AnkaraMoskova ilişkileri, Türkiyeİsrail ilişkilerini anımsatıyor; ancak asimetrik bir biçimde! Ankara ve Moskova, Suriye ve İran sorunlarında “karşı karşıya görünüyorlar” ancak bu karşıtlık Türkiye ile Rusya arasındaki iktisadi ilişkilerin gelişmesine hiç etki etmiyor, ilişkiler derinleşiyor. Ankara Telaviv ile, “Batı kampı içinde beraber olmasına karşın” sanki aralarında büyük bir kavga varmış izlenimi veriyor. Ama iktisadi ve askeri işbirliği, hiçbir şey yokmuş gibi ilerlemesini sürdürüyor. Masanın üstünde oynanan oyun ile masanın altında sürdürüldüğü sanılan kavga, fiili gidişatı pek etkilemiyor. Çünkü üç ülke de bölgede birbirlerine muhtaç durumdalar. Ankara hükümeti, tabanı tatmin için İsrail ile kavga eder görülüyor. Oysa her ikisi de ABD’nin bölgedeki stratejik ortakları ya da uzantıları. Rusya, Asya kampının patronlarından biri; Ankara, Batı kampının sadık üyesi; Ortadoğu fay hattında karşıt ülkeler gibi pozisyon almaları, “aralarında giderek artan işbirliğini hiç mi hiç engellemiyor”. Bu bir anlamda yeni küresel düzenin bir gereği. Cepheler artık ideolojik kamplar olmaktan çıkmışlar. Pragmatik ve ekonomik güdüler ön planda. Her ülke iktisadi olarak durumunu güçlendirmeye; küresel ve bölgesel pasta paylaşımında altta kalmamaya çaba gösteriyor. Bu köşede ısrarla savunduğum gibi, artık Asya’nın büyükleri de “küresel sistemle bütünleşebilmek için yarış içindeler”. ABD ve Çin masanın altındaki kavgalarına karşın masanın üzerinde reel politiğin iktisadi gereklerini yerine getiriyorlar. Çin ve Hindistan geleneksel düşmanlıklarından çoktan vazgeçmişler, işbirliği içine girmişler. Japonya ise soğuk savaş döneminde izlediği Asya politikasını değiştirmiş. 10 yıldır “Asya açılımını” sürdürüyor. Rusya sisteme entegre olma çabası içinde. Bu nedenle bölgedeki “önemli komşusu” Türkiye ile iyi geçinmek zorunda. Üstelik Türkiye doğalgaz ve nükleer enerjide Rusya’ya bağımlı hale gelirken. Putin’in geçen hafta Türkiye’ye gelerek işbirliğinin devamı konusunda Erdoğan’la mutabık kalması doğal bir gelişmedir. Çünkü iki ülke arasında önemli “tamamlaşmalar” bulunuyor; Türkiye doğalgazın büyük bölümünü Rusya’dan alıyor, bağımlı. Ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması öngörülüyor. Nükleer enerji santralında 20 milyar dolara ulaşacak bir yatırım hacmi söz konusu. İlk dilimler başlamış bile. Vizeler karşılıklı kalkmış, Türk firmaları Rusya’da önemli etkinliklerde bulunuyorlar; Rusya pazarı Türk işadamları için vazgeçilemez hale gelmiş. Türkiye’ye en fazla turist Rusya ve Almanya’dan geliyor. Rus işadamları kıyı bölgelerimizi mesken tutmuşlar. Reel politiğin bu gereksinimleri yürürken Rusya ve Türkiye’nin Suriye ve İran yüzünden aralarının açılmasını beklememek gerekir. Radar kalkanı ve Patriot füzeleri bile TürkiyeRusya ilişkilerindeki gelişmeyi engelleyemiyor. Çok çelişkili görünse bile bölgenin gerçekleri bunu zorunlu kılıyor. Berlusconi aday leştiğinin habercisi olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden yapılan ve “Bütçe yasasının kısa sürede onaylanmasını takiben başbakan, istifasını sunma niyetinde” başlığıyla kamuoyuna duyurulan açıklamada, Özgürlükçü Halk Partisi senato ve temsilciler meclisinde ekonomi politikalarıyla ilgili yapılan iki güven oylamasına da katılmayarak hükümete verdiği desteği fiilen sona erdirmişti. Normalde 2013’nün Nisan ayında yapılması gereken genel seçimler için da Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin tepki çeken yetki kararnamesini iptal etmesi muhalifleri ikna etmedi Geri adım da yetmedi Dış Haberler Servisi Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, kendisine olağanüstü yetkiler veren anayasa kararnamesini iptal etmesi muhalefet tarafından yeterli bulunmadı. Muhalefet, 15 Aralık’ta yapılacak anayasa referandumunda ısrar eden Mursi’ye karşı yine eylem çağrısında bulundu. Önceki gün bazı muhalefet temsilcileriyle düzenlenen diyalog toplantısının ardından yapılan açıklamada, Mursi’nin 22 Kasım’da yayımladığı kararnameyle kendisine tanıdığı geniş yetkilerden vazgeçtiği duyuruldu. Büyük tartışmalara ve protestolara yol açan kararname Mursi’ye ulusal güvenliğin tehlike altında olduğuna inandığı koşullarda, gerekli gördüğü her türlü adımı atma yetkisi veriyor ve kararlarına yargı denetimi yolunu kapatıyordu. Muhalefet, 15 Aralık’taki anayasa referandumuna ise anayasa taslağının İslamcı düzenlemeler içerdiği gerekçesiyle karşı çıkıyor. En büyük muhalif gruplar Ulusal Kurtuluş Cephesi ve 6 Nisan Hareketi ile liberal gruplar, referandum iptal edilene kadar sokak gösterilerine devam edeceklerini duyurdular. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanı Muhammed el Baradey başkanlığındaki Anayasa Partisi, eski cumhurbaşkanı adayı ve Nasırcı Kerame Partisi lideri Hamdin Sabbahi’nin de aralarında bulunduğu muhalifler dün düzenledikleri toplantıdan sonra yaptıkları açıklamada başkanlık sarayına yürüyeceklerini bildirdiler. Dün başkent Kahire’de olağanüstü güvenlik önlemleri alındığı görüldü ve Tahrir Meydanı’na çıkan yollar trafiğe kapatıldı. Ordu önceki gün bir açıklama yaparak, hem iktidara hem muhalefete uzlaşma çağrısı yapmış ve “ülkenin karanlık bir tünele girmesine izin vermeyeceğini” bildirmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da önceki gün Mursi’yi telefonla arayarak son gelişmeler hakkında bilgi almıştı. Erdoğan’ın görüşmede, Mısır’daki gelişmelerin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini belirterek, Mısır’ın “köklü tecrübesiyle” sorunları aşabileceğini söylediği öğrenilmişti. Yardımcısı Maduro ile basın toplantısı düzenleyen Chavez, kendisine bir şey olması durumunda seçimlere gidileceğini söyledi ve Maduro’ya destek verilmesini istedi. (Fotoğraf: AFP) Yeni düzenin gereği mi? Chavez yine tedavi görecek Dış Haberler Servisi Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez yeniden kansere yakalandı. Chavez, vücudunda tekrar kötü huylu kanser hücrelerine rastlandığını ve bununla ilgili en kısa zamanda ameliyat olması gerektiğini açıkladı. Başkent Caracas’ta, devlet başkanlığı sarayında basın toplantısı düzenleyen Chavez, bugün Küba’ya gideceğni ve birkaç gün içinde ameliyat olacağını söyleyerek “Hepinize iyi haberler vermeyi umuyorum” dedi. Chavez, ilk kez, kendisine bir şey olması durumunda, devlet başkanlığı koltuğuna, yardımcısı ve aynı zamanda dışişleri bakanı olan Nicolas Maduro’nun geçmesini de istedi. Sağlığının daha da kötüleşmesi halinde seçimlere gidileceğini duyuran Chavez, taraftarlarını böyle bir durumda Maduro’ya oy vermeye çağırdı. Chavez, “Maalesef yorucu testlerin sonunda aynı bölgede yeni kötü huylu hücreler buldular. Yeniden cerrahi müdahale zorunlu” diye konuştu. Geçen ekim ayında üçüncü kez devlet başkanı seçilen Chavez, geçen yıl bir çeşit leğen kemiği kanserine yakalanmış ve tedavi görmeye başlamıştı. Geçen cuma günü Küba’dan dönen, bir yıl içinde 3 kez ameliyat olan 58 yaşındaki lider, kanserden tamamen kurtulduğunu açıklamıştı. Haziran 2011’de kanser teşhisi konan Venezüella Devlet Başkanı, geçen şubat ayında da ameliyat olmuş, radyoterapi ve kemoterapi görmüştü. Hedef başkanlık sarayı Mandela hastaneye kaldırıldı Dış Haberler Servisi Güney Afrika’da ırk ayrımcılığına karşı mücadelenin sembolü, eski Devlet Başkanı Nelson Mandela hastaneye kaldırıldı. Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma, Mandela’yı hastanede ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, tıbbi testlerden geçirilen 94 yaşındaki Mandela’nın sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi ancak ayrıntılı bilgi vermedi. Zuma açıklamasında, “Tıp ekibine, özgür ve demokratik Güney Afrika’nın aziz kurucu cumhurbaşkanına gerekli bakımı vermeleri ve rahatını sağlamaları için her türlü desteği vereceğiz” dedi. Zuma’nın sözcüsü tarafından yapılan yazılı açıklamada da Mandela’nın ilerlemiş yaşıyla ilgili sorunlar nedeniyle tıbbi bakıma alındığını söyledi. Güney Afrika’da ırkçı beyaz rejime karşı mücadelenin önderi olan Mandela, ömrünün 27 yılını hapishanede geçirdi. 1994’te ülkenin ilk siyah devlet başkanı seçilen Mandela, 1993’te Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü. 2004 yılından beri, çok ender olarak kamuoyu önüne çıkan Mandela, zamanının büyük bölümünü doğduğu yerin yakınlarındaki Kunu köyünde geçiriyor. Mandela, geçen şubat ayında karın rahatsızlığından dolayı bir gece hastanede kalmıştı. İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ’nin 64. Yılı’nı Kutluyoruz! Herkesin (...) kendisine herhangi bir suç yüklenirken tam bir “eşitlikle bağımsız ve yansız” bir “mahkeme” tarafından “hakça” ve “açık” bir yargılanmaya hakkı vardır. (Madde: 10) ‘Türkiye’ye kimyasal saldırı spekülasyon’ Dış Haberler Servisi Almanya Federal Parlamentosu, Türkiye’ye Patriot füze bataryaları gönderilmesine ilişkin tezkereyi bu hafta ele almaya hazırlanırken, Berlin’deki Dış İlişkiler Konseyi’nin güvenlik uzmanı Kevin Francke, “Alman askerleri, Patriot tesislerine veya Türkiye’ye bir saldırı olursa harekete geçecek. Bu Alman birliklerinin Suriye’ye saldırması ile ilgili değil” dedi. Deutsche Welle radyosuna konuşan Francke, Suriye’nin Türkiye’ye kimyasal silahlarla saldıracağı yolundaki haberlerin “spekülasyondan ibaret” olduğunu söyledi. Francke, Alman ve Batılı istihbarat örgütlerinin Suriye’de kimyasal silahların varlığının farkında olmadığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, ABD yönetiminin Irak’ta kitle imha silahları bulunduğu iddialarını sürekli dile getirerek işgali teşvik ettiğini, oysa daha sonra bu iddiaların gerçek olmadığının anlaşıldığını belirtti. BD, AB, Asya üçgeninde Türkiye Türkiye bu üçgen içinde oynamak zorundadır. Soğuk savaş dönemindeki gibi yapay gerginlikler en fazla bölge ülkelerine zarar veriyor. Türkiye bölgede, iktisadi çıkarlarını önde tutan bir politika izlemek durumunda. Suriye politikasında bu konuda hata yapıldı, faturası çok büyük oldu. Türkiye’nin Ortadoğu’daki iktisadi çıkarları büyük zarar gördü. Rusya ile ilişkiler konusunda Ankara’nın daha akılcı bir tutum içinde olduğunu görüyoruz. İran konusunda da aynı hassasiyet sürmektedir. Türkiye’nin Rusya politikası, Almanya’nın bu ülkeye yönelik politikasına benzemektedir. Batı (ve AB) içinde olan Almanya, iktisadi olarak Rusya ile çok kapsamlı ilişkiler içindedir; adeta örtülü stratejik ortak gibiler. A Kendisine suç yüklenen herkesin “savunma”sı için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı bir açık yargılanmaya hakkı vardır. (Madde: 11) ‘Esad’ın gidişi konuşulmadı’ KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesinin Suriye konusundaki tutumunu yumuşattığı yolundaki yorumların doğru olmadığını söyledi. Lavrov, Esad’ın geleceği konusunda kimseyle bir görüşme yapmadığını da vurgulayarak “Esad’ın görevini bırakması gibi bir konu gündeme gelmemeli” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle