27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2012 PAZARTESİ 6 SAĞLIK Sağlık uzmanları, bilinçsiz ilaç kullanımının özellikle bebekleri tehdit ettiği konusunda hemfikir Kararı hekim vermeli SİBEL BAHÇETEPE Gül, Kıs Kıs Gülüyor mu? Erdoğan, Berlin’e gitmeden önce Çankaya’ya çıktı, Gül ile 1.5 saat kadar özel görüşme yaptı. Haftalık geleneksel görüşmeymiş. Öyle mi? Bu görüşme, Ulus’taki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları konusunda ikisi arasındaki tutum farklılıkları ve aralarındaki polemiğin ardından gerçekleşti. Erdoğan iki açıklama yaptı: İlkini, Çankaya’daki bayram kabulünde yaptı: “Emine Hanım ile Hayrünnisa Hanım arasında herhangi bir anlaşmazlık yok, boşuna sorun çıkarmaya ve aramaya çalışmayın.” İkinci açıklama, Gül ile görüşmesinden sonra geldi: “İkimiz de aynı şeyi söylüyoruz, devlette çift başlılık yok ve olamaz, bu konuda da sorun aramayın.” Buraya kadar tamam. İki hanım arasında sorun var mı, bilemem, varsa toplumu ilgilendiren tarafı ancak şu olabilir: Liderlerin birbirleriyle ilişkilerini ve kariyer tırmanışlarındaki kararlarını etkiler mi... Varsa, bu olasılığı gelecek öngörülerine bir parametre olarak sokmak durumundayız. İlk açıklama tamam, ama ikinci açıklaması çok sorunlu! Küçük sorun, Gül ile aralarında hiçbir sorunun olmadığına bizi inandırmaya çalışıyor olması. Çalışsın, ama konunun bizle doğrudan ilgisi yok! Muhatabı Gül’ü inandırsın! Biz gözlemciyiz… Bu saptamadan sonra, açıklamanın büyük sorunlu yanına gelelim: ??? RTE, devamla, “yönetimde çift başlılık yok ama bu sorunun kesin çözümü, Çankaya’da başkanlık, yarı başkanlık, bunlar olmazsa partili başkanlıkla çözülür” dedi! İki lider Çankaya’da ne konuştular bilmiyoruz. Ama Erdoğan’ın açıklamasından anlaşılıyor ki meselenin özüne ilişkin bir çözüm, konuşma yok. “Medyanın diline düşmeyelim” falan demiş olabilir Erdoğan. Önerdiği çözümlerin üçü de Erdoğan’ın “kariyeri” ile ilişkili! Çankaya’ya çıkmak istiyor, bir. Çıkarken de başkanlık yarı başkanlık sistemi istiyor, iki. Bu şu demek: Cumhurbaşkanlığı yetkileri üstüne Başbakanlık hükümet yetkileri... Başbakanı atayacak ve onun yoluyla hükümeti kuracak ve faaliyetlerini yönlendirecek! Partisini de yönetecek... İstediği zaman hükümeti görevden alacak, yenilerini atayacak... Yani ülkeyi her noktadan yönetecek! Nerede bu yağma! Yemede yanında yat! Böylece, devlet içindeki sözde “çift başlılık” sorununu temelden çözecek! RTE, bir çift başlılık sorunu yaratıyor. Sonra da onu bütün yönetim sistemini değiştirecek çözüm öneriyor... Yersen, yutarsan tabii... Bu en tehlikeli girişim olur! Erdoğan’ın bu hırsı için minicik bir umut varsa bile engellenmelidir! Bütün yetkileri elinde toplayacak bir diktatörü, bu ülke yaratamaz, kaldıramaz! (*) Önerdiği üçüncü çözüm olan “partili cumhurbaşkanı” da hemen hemen aynı yola çıkar. Çankaya’dan partisini yönetecek. Bu yolla hükümete başbakan atayacak, Bakanlar Kurulu’nu oluşturacak. ??? RTE’nin her 3 çözümü de üç katlı ekmek kadayıfıdır, tabii kendisi, bütün siyasi geleceği ve makamları için. Yakın arkadaşlarını belediye başkanlıklarına falan yolluyor. Beş yıl sonra yeniden siyasete dönmek üzere! Ölme eşeğim ölme! Dışarıdan ithal ettiği Kurtulmuş falanı hooop yerlerine geçiriyor ve onlara ikbal kapılarını açıyor. Bu RTE planlarında, Gül’e yer yok. Daha doğrusu şöyle olabilir: “Bütün yetkiler bana geçerse ben de seni belki Başbakanlık’a atayabilirim ama benim başbakanım olarak ve benim siyasetimi uygulamak, dediklerimi yapmak koşuluyla. Yoksa sana ekmek yok!” Merak ediyorum: Gül, Çankaya’dan bütün bunlara kıs kıs gülüyor mu? Bu arada bilir bilmez kişiler “Gül’ün şansı yok” diye fikir ileri sürüyorlar. Köprünün altından akan suları görmüyorlar!.. Not: RTE’nin Başkanlık şansı nedir? Partinin önde gelenleri için RTE’yi “düz cumhurbaşkanı” olarak Çankaya’ya çıkarmaları, kendi siyasi kariyer ve yararları için en iyi çözüm mü, ne dersiniz? Gündemimde bunlar var... ??? (*) Baksanıza adım adım biçimlendiriyor Türkiye tasarımını: İdamları da geri getirecek. Şüphesiz, şu idam meselesi, tamamen MHP’ye atılmış bir yem veya kancadır! Hem anayasaya başkanlık sistemini sokuşturmak hem de Cumhurbaşkanlığı seçimini garantilemek için, MHP ile bir ittifak arayışı/girişimidir! RTE, MHP desteği olmadan ne başkanlık değişikliği yapabilir ne de büyük olasılıkla cumhurbaşkanı seçilebilir! RTE, giderek daha fazla MHP’leşecektir! Hem Kürt hem de diğer meselelerde! 2011 genel seçimlerinde de MHP’yi çökertmek, Meclis dışına itmek amaçlı kaset operasyonu boşuna piyasaya sürülmemişti! “Ben olsam APO’yu asardım” seçim lafını da bu amaçla dile getirmişti. Bunu başarsaydı, anayasayı Meclis’te değiştirecek çoğunluğa ulaşırdı! Allah korudu veya istemedi, farkında değil mi?! RTE şimdi aynı idam yolundan gidiyor! MHP’yi kafakollaması mümkün mü, ne kadar, ne karşılığı? Şiddete en fazla doktorlar uğruyor ? ANKARA (AA) Türk SağlıkSen Genel Başkanı Önder Kahveci, sağlık çalışanlarının çalışma hayatındaki sorunlar araştırmasını TBMM Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu’na sundu. 62 ilde yapılan araştırmaya göre, sağlık çalışanlarının 3’te 1’i sözlü ve fiziksel şiddete uğradı. Yüzde 30’u birkaç kez, yüzde 14’ü birçok kez, yüzde 9’u bir kez şiddete maruz kaldı. Yüzde 8.5’i ise sayısını hatırlayamadığı kadar şiddete uğradı. Sağlık çalışanları arasında en fazla şiddete uğrayanlar doktorlar. Doktorların yüzde 78’i şiddete maruz kaldı. Hemşireler yüzde 69 oranında şiddete uğrarken, memurlar yüzde 44 oranında şiddete maruz kaldı. Endometriozis yıllarca sürebilir ? İstanbul Haber Servisi Çoğu kez kronik karın ağrısı ve inatçı bir kısırlık sebebi olarak belirti veren endometriozis’in doğru teşhisi kimi zaman yıllarca sürebiliyor. İstanbul Medipol Hastanesi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. C. Gürkan Zorlu, hastalığın her bireyde aynı şekilde görülmediğini belirterek, “Kimisinde çok az, kimisinde şiddetli olabilir ve yarattığı değişiklikler farklı olabilir. Bunun sonucunda da hastadan hastaya yarattığı sorunlar da değişmektedir” dedi. Bebeklerimize ilaç verirken dikkatli olmamız gerekiyor, aksi halde fazla dozda verilen soğuk algınlığı şurupları, ateş düşürücü ilaçlar ya da vitaminler bile zehirlenmelere, hatta ölümlere yol açabiliyor. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları, her ilacın yan etkisinin farklı ortaya çıkabileceğini belirterek “Eksik bilgi her konuda büyük zararlar verebileceği gibi ilaç kullanımında da çok önemlidir. İlaçlar hekiminizin önerdiği süre ve dozlarda kullanılmalıdır” dediler. Özel Selimiye Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Alper Bıçkıcı, bebeklerde ilaçları metabolize edecek enzimlerin tam gelişmediğini, bu nedenle ilaçların etkilerinden ziyade yan etkilerinin görülme ihtimalinin daha fazla olduğunu söyledi. Bıçkıcı “Bu nedenle bebeklere çok gerekmedikçe ilaç verilmesi önerilmez. En sık ateş düşürücü ilaçlar, antibiyotikler, öksürük şurupları, soğuk algınlığı şurupları ve vitaminler kullanılır ve tüm bu ilaçlar fazla dozlarda zehirlenme yapar” dedi. Zehirlenme bulgularının da ilaç türüne göre değiştiğini anlatan Bıçkıcı “Kusma, ishal, uykuya meyil, gözlerini bir noktaya dikme, ağzından köpük gelmesi, ka ? Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları, her ilacın yan etkisinin farklı ortaya çıkabileceğini belirterek “Eksik bilgi her konuda büyük zararlar verebileceği gibi ilaç kullanımında da çok önemlidir. İlaçlar hekiminizin önerdiği süre ve dozlarda kullanılmalıdır” dedi. Eksik bilgi zarar verir Bıçkıcı, özetle şunları söyledi: “Eksik bilgi her konuda büyük zararlar verebileceği gibi ilaç kullanımında da çok önemlidir. Suçiçeğinde aspirin verildiğinde organ yetmezliklerine neden olan Reye sendromu ortaya çıkabilir. Ağrı kesici ilaçlar her karın ağrıdığında verilirse önemli cerrahi acil belirtileri maskeleyebilir ve tanı konmasını geciktirebilir. Ailelerin büyük kısmı bunun gibi bir çok tıbbi noktayı bilmemektedir. Eczane çalışanlarının verdiği ilaç ve doz önerilerine uymak hem gereksiz ilaç kullanımına hem de tanıda gecikmeye ve tehlikeli sonuçlara neden olabilmektedir. Önerimiz basit şikâyetlerde 24 saati geçmeyecek sürede doğal yöntemleri deneyin, devam eden veya artan hastalık belirtilerinde çocuğunuzu mutlaka hekime götürün. Tanı hekim muayenesi, gerekirse tetkiklerle konmalı ve ilaçlar hekiminizin önerdiği süre ve dozlarda kullanılmalıdır.” sılmalar, ateşin fazla düşmesi (hipotermi), morarma, gözbebeklerinde belirgin büyüme ya da küçülme şeklinde olabilmektedir” diye konuştu. “Antibiyotiklerin fazla doz verilmesi ateş düşürücüler kadar tehlikeli olmaz” diyen Bıçkıcı, bebeğe ilaç verildikten birkaç dakika sonra kaşınma başlaması ya da kızarıklık oluşmasının “ilaç alerjisi” olarak adlandırıldığını anlattı. Bıçkıcı “İlaç alerjileri küçük bir kaşıntıdan, larenks ödemi (boğazda şişlik, nefes alamama), anaflaktik şoka kadar giden bir dizi tehlikeli olayların sorumlusu olabilir. İlacı bir daha kullanmamalısınız. Doktorunuz yerine başka tür tedavi seçenekleri önerecektir” dedi. Yaşın ilerlemesi kemik erimesini tetikliyor Sinüzit başarıyı olumsuz etkiliyor İstanbul Haber Servisi Çocuklarda sık görülen bir enfeksiyon olan sinüzit, uyku düzeninin bozulmasına ve okul başarısının olumsuz yönde etkilenmesine yol açıyor. Medipol Hastanesi KBB Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi’nden Yrd. Doç. Dr. Özmen Öztürk, nadiren de olsa sinüzitin menenjit ve göz küresi enfeksiyonu gibi daha ciddi problemlere yol açabileceğini söyledi. Öztürk, hastanın yaşam kalitesinin aktif enfeksiyon süresince belirgin olarak bozulacağını anımsattı. SİBEL BAHÇETEPE Uçuk güzelliğinizi bozmasın ? İstanbul Haber Servisi Kadınların çoğu zaman en büyük sıkıntılarından biri olan uçuk, artık büyük bir problem olmaktan çıkıyor. Üzerine ruj ve makyaj uygulanabilen StopEver Herpes Patch gizli uçuk plasteri, içerdiği doğal bileşenlerle uçuğun iyileşmesine yardımcı oluyor. Bu özel plaster kaşınma, yanma ve ağrının giderilmesine de destek oluyor. Çok ince olan ve uçuğu gizleyen bu şeffaf plaster makyaja da engel olmuyor. Sağlıkta self servis dönemi başlıyor ? İstanbul Haber Servisi Sağlıkta artık evinize bırakılan mobil cihazlarla kendi ölçümlerinizi yapacağınız veya cep telefonumuza düzenli olarak gelecek mesajlarla doktorumuzla irtibat halinde olacağımız “self servis” bir sağlık hizmeti dönemi başlıyor. Türkiye’de Acıbadem Mobil Sağlık’ın öncülüğünü yaptığı mobil sağlık hizmetleri sayesinde checkup’tan psikolojik danışmanlığa kadar birçok sağlık hizmetini evimizden ve işyerimizden alabileceğiz. PROSTAT KANSERİ Erken teşhis hayat kurtarıyor İstanbul Haber Servisi Dünyada her yıl 679 bin erkeğe, prostat kanseri teşhisi konuluyor. Türkiye’de akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü olan prostat kanserinin yaşama mal olmaması için erken teşhis çok önemli bir yer tutuyor. Ancak utangaçlık, hastalığın geç teşhisine neden oluyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabili Dalı Öğretim Üyesi ve Üroonkoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal, ürolojik şikâyetleri olan kişilerin tıbbi yardıma başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli nedenleri arasında utanma ve semptomların belirlenmemesinin yer aldığını vurguladı. Çal, kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24.1’inin prostat kanseri olduğunu belirtti. Yaşın ilerlemesi ile birlikte hem erkeklerde hem kadınlarda kemik kaybı artıyor. Yapılan araştırmalara göre yaklaşık 2 milyon erkekte kemik erimesi bulunuyor. Hekimler, kemik kitlesini artırmak için yürüyüş, dans, tenis gibi kemiğe ağırlık aktaran egzersizlerin yapılması gerektiğini vurguluyor ve “Kemik erimesi başlangıçta herhangi bir şikâyete neden olmayabilir. İlerleyen dönemde en sık şikâyet kemik ağrısıdır. Omurgadaki kırıklara bağlı sırtta ağrı gelişebilir. Kırık dışında omurgada oluşan deformiteler ve kas zorlanması da sırt ağrısına yol açabilir” uyarısında bulunuyor. Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Elçin Aykutoğlu, erkeklerde kemik erimesi gelişmeyeceği inancının yanlış olduğunu vurgulayarak “70 yaş üstü tüm erkekler ve belirgin al kol kullanımı, sigara kullanımı, hormonal bozukluklar, kronik hastalık ve kortizon kullanımı gibi risk faktörleri varsa 5070 yaş arası erkekler kemik erimesi açısından değerlendirilmelidir” dedi. Kemik kitlesini artırmak için en iyi egzersizin yüzme ve bisiklete binme olduğunu anımsatan Aykutoğlu, “Egzersizler kalp ve eklemler için yararlıdır ancak kemik kitlesine etkisi yoktur. Kemik kitlesini artırmak için haftada 3 gün 45 dk veya 5 gün 30 dk yürüyüş önerilir. Vücut ağırlığıyla yapılan aktiviteler ayağın yere temas ettiği anda kemikte bir güç yaratır ve bu kemiği uyararak kemik kitlesinde artışa neden olur” diye konuştu. Uzun süre kortizon kullanımının kemik kitlesini azalttığını anlatan Aykutoğlu, “Kortizon kullanması gereken hastalarda kalsiyum ve D vitamini takviyesi kemik kaybını önleyebilir” dedi. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR “Bütün üniversitelere ve tıp fakültelerine sesleniyorum. Gelsinler öğrensinler. Tedavisi yok diyorlar, iyileşmez, düzelmez diyorlar. İşte biz o çaresiz denilen hastalıklara çare buluyoruz. 55 bin dosya var elimizde. İşte karşımda oturuyorlar. Tansiyonu var, düzelmiyor; halbuki sebep böbrek damarlarındaki darlıktır. Biz o damarları açıyoruz ve iyileştiriyoruz. İşte bir başkası felç geçirmiş hasta, Ömer Kahveci, sağ tarafı hareketsiz, hiç kımıldatamıyor. Bizim damar açıcı ilaçlarımızla düzeliyor, şimdi 5 kilometre yürüyor. Nefise Demirkan’ın diyabeti vardı, dizleri şişti, beli tutmuyordu, kanda iltihap oluyordu. Günde 5 defa insulin yapılıyordu. Çünkü şeker Ekranlarda Devlete Meydan Okuma hastalığı damarları tıkıyor. Bir yıl içinde bütün damarları açıldı. Bin yıllık tedaviler bunlar ama bilmiyorlar. 3040 yıllık tedavileri uyguluyorlar. Şu hanımın beyninde tümör buldular. 6.5 santim büyüklüğünde, 2 ay ömrü var dediler. Tümör küçüldü ve kayboldu. İsmet Bey’in de mide kanseri vardı, iyileşti ama o denizde karada ve havada yürüyen motosiklet yapacaktı, her şey hazırdı, önlediler. Birçok insanı üstün başarılarından dolayı arıyorlar ve kutluyorlar. Bizi niçin cumhurbaşkanı, başbakan aramıyor ve kutlamıyor? Doktorlar, üniversiteler neden ilgi göstermiyorlar? Gelsinler, onlara öğretelim; boşuna hastaları çaresi yok diye umutsuzluğa düşürmesinler.” Dr. Mustafa Eraslan çok sayıdaki TV kanalından hemen her gün böyle sesleniyor topluma ve Sağlık Bakanlığı’na, üniversitelere, tıp fakültelerine, tabip odalarına meydan okuyor. Gelin öğreteyim size, sizin çaresiz dedikleriniz nasıl tedavi edilir görün diyor. İlaçlarını pazarlamak için telefon numaraları veriyor. Çeşitli numaralar bunlar. Geniş bir teşkilat kurduğu açık. Ben de aradım kendimi tanıtmadan. Yaşlı bir insan olduğumu, çeşitli şikâyetlerim olduğunu söyledim. 399 lira göndermemi, bunun bir aylık ilaç olduğunu bildirdiler. Doktor bey beni görse, teşhis koysa dedim. Lüzum yok, binlerce insan var, nasıl görebilir dediler. Zaten ilaçlar her derde deva, o nedenle teşhise gerek yok. Genetik bir hastalığı (miyotonik distrofi) olan hastamdan, yine iyileştirme vaadi ile 500 lira göndermesini istemişler. Ona 3 çeşit ilaç göndereceklerini söylemişler. Binlerce insanın aradığına kuşku yok. Eraslan’ın büyük ilaç satışı yaptığına da şüphe yok. Son derecede ilginç. Sanırım Cumhurbaşkanı, Başbakan, Sağlık Sakanlığı, tabip odaları, üniversiteler, tıp fakülteleri sağlık alanında mucizeler(!) yaratan bu hekime lakayt kalamayacaklardır. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle