19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR ANİ ÖLÜMÜ SANAT DÜNYASINI YASA BOĞMUŞTU 15 İş Sanat’tan Meriç Soylu’ya Kültür Servisi İş Sanat, klasikten caza, dünya müziğinden dans gösterilerine uzanan 13. sezonunu önceki akşam açtı. İş Sanat çatısı altında 6 yıldır hazırladığı etkinliklerle sanatseverlerin sevgi ve takdirini kazanan, Temmuz 2012’de ani kaybıyla sanat dünyasını yasa boğan Meriç Soylu, kendi imzasını taşıyan sezonun ilk konseri öncesinde anıldı. Ekrana yansıyan fotoğraflarının önünde konuşan İş Sanat Müzik Danışmanı Serdar Yalçın; “Bu sezonda ve daha uzun süre Me riç’in hazırladığı etkinlikleri izleyeceksiniz” diye konuştu. Konserin ilk yarısında Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile sahne alan ve “Piyanonun Şeytani Meleği” olarak anılan Emre Şen, Sergey Rahmaninov’un iki nolu Piyano Konçertosu ile yoğun istek üzerine Ahmet Adnan Saygun’un 1. Etüt’ünü yorumladı. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, konserin ikinci yarısında Johannes Brahms’ın 1. Senfonisi’ni seslendirdi. Eskişehir’e Gidecek Olanlara Bazı Uyarılar Bugünlerde Eskişehir’e gitmeye niyetiniz varsa, bu yazıyı okumadan yola çıkmayın. Aslında Eskişehir’e gitmeyin, yoldan çıkmayın demek istiyorum ama illa gitmek istiyorum, sorumluluk benim diyorsanız, yapacak bir şey yok. Buyrun güle güle gidin Eskişehir’e. Gidin de benim uyarılarımı da göz ardı etmeyin lütfen. Efendim eski bir Eskişehirli olarak öncelikle şehre gece gitmemenizi salık vermek durumundayım. Olur a, yalnızca Eskişehir’e mahsus bir grup olan travestiler çıkar karşınıza! Onlar adamı ham yaparlar! Ne bileyim sonra eşcinsellerle filan karşılaşabilirsiniz, onlar da sizi “düz” yolunuzdan, değil mi efendim, çevirmeye kalkarlar! Bu da ne, gecenin 10’unda üniversiteli bir kız sokakta geziyor, yok mu şu Eskişehir’in Mardin’deki gibi ahlak ve namus abidesi bir Yeşilay başkanı? Sonra iki tane kılıksız oğlan, kafayı da mı çekmişler ne, bir de üniversiteli olup topluma örnek olacaklar! Yok yok, bu Eskişehir çok değişmiş çok, hiç eskisi gibi değil! Bir büyükşehir belediye başkanı var, Yılmaz Büyükerşen, herkes “hoca” diyor, oraya buraya tuhaf tuhaf heykeller kondurmuş kendi yaptığı, koskoca başkanın uğraştığı şeye bak! Ya Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’a ne demeli, halk eğlensin diye etkinlikler yapıyor, gençlerin Eskişehir’ini yaratmak için çırpınıyor, olur mu efendim, öğrencilere, gençlere bu kadar da yüz verilir mi? Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı da başka işi gücü yok gibi geleneği yaşatmaya çalışıyor. Bu başkanlar geleneği de şimdiyi de geleceği de düşünüp yaşatmaya kararlı görünüyorlar. Sanki bunlarla “peynir gemisi” yürürmüş gibi! Neyse hayırlısıyla sabah oldu da içimiz... O da ne, Porsuk kıyısında el ele tutuşmuş genç kızlar delikanlılar geziyor, nehirde kayıklar yüzüyor, kayıkların içinde çiftler var, şimdi bunlar, “bir tenhada can cananı bulunca” dediği gibi Neşet Ertaş’ın, tövbe tövbe... Ne opera binası mı, tiyatro salonu mu, senfoni orkestrası mı? Allah’ım sen benim aklıma mukayyet ol! Şu karşıdan ilahiler mırıldanarak gelen adamın adı neydi, çoook eski bir adam, Yunus Emre, evet okul kitabında görmüştüm. “Yaradılanı hoş gördük Yaradan’dan ötürü” diyor yanımdan geçerken. Bana bir şey mi demek istiyor acaba? Şuna bak, koskoca adam eşeğe ters binmiş geliyor, hem de kahkahalar atarak gülüyor. Nasrettin Hoca mıydı neydi adı, hoşgörünün, güler yüzün simgesiymiş! Gülecek hal mi bıraktı Eskişehir bizde? Bunlar da kim? Sennur Sezer, Enis Batur, Tuna Kiremitçi, Hüseyin Atlansoy, Rahmi Emeç... Eskişehirli şairlermiş, aman benden uzak olsunlar, bu şairlerin sağısolu belli olmaz! Eskişehir çok tuhaf! Sakallısı, takkelisi, başörtülüsü de var, kravatlısı, mini eteklisi, başı açığı da! Burası bana göre değil, ben ufak ufak gideyim. Bu görüp anlattıklarımdan sonra hâlâ Eskişehir’e gitmek istiyorsanız da gidin, ne haliniz varsa görün! Ben daha da gitmem! ESKİŞEHİR TEPEBAŞI’NDA ‘ATİLA ÖZER KARİKATÜRLÜ EV’ AÇILDI 57 KASIM TARİHLERİ ARASINDA MSGSÜ’DE Fotoğraflar: CAN HACIOĞLU ‘Ölüm, Sanat ve Mekân Sempozyumu’ Kültür Servisi “Ölüm, Sanat ve Mekân Sempozyumu”nun üçüncüsü, bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Fındıklı Kampusu’nda başlıyor. Sempozyum, her yıl olduğu gibi bu yıl da kökeni pagan inanışlara dayanan ve ölülerin tekrar dünyaya geldiğine inanılan “Halloween/Cadılar Bayramı” dönemine denk getirildi. Bu yıl “Sinema ve Televizyon Dizilerinde Nekrofili”, “Antik Dünyada Ölüm Algısı ve Sanattaki Yansıması”, “Bauhaus’ta Ölüm”, “Roman ve İntihar” gibi başlıklar altında ölüm kavramının gerek birey ve toplumun yaşamındaki, gerekse sanat yaratımındaki yeri ve önemini felsefe, toplum bilimleri, mimarlık ve çeşitli sanat dalları üzerinden irdeleyerek bir kez daha vurgulayacak sempozyum, Gevher Gökçe Acar öncülüğünde düzenleniyor. Sempozyumda bildiri sunacak isimler arasında Levent Şentürk, Fatih Danacı, Barış Özgen Şensoy, Erdem Ceylan, Zeynep Sayın, Melih Başaran, Tuna Erdem, Ercan Kesal, Can Denizci, Filiz Özer ve Eva Aleksandru Şarlak yer alıyor. Film gösterimlerinin de yapılacağı sempozyumda Yusuf Benli, Kumru Dilber ve Makbule Oral’ın da ağıt icraları dinlenecek. “Ölüm, Sanat ve Mekân Sempozyumu”, 7 Kasım’a kadar sürecek. ‘Çizdikçe çoğalacağız’ CEREN ÇIPLAK ESKİŞEHİR Eskişehir Tepebaşı’ndaki kiremit fabrikası bacaları arasında, perili ev misali küçük bir ev var ama bu bir “Karikatürlü Ev”. Karaburun, Milas, İskenderun ve Küçükkuyu’nun ardından, Türkiye’deki beşinci “Karikatürlü Ev” olma özelliği taşıyan “Atila Özer Karikatürlü Ev”, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Dünya Başkenti olmasının heyecanını yaşayan Eskişehir’de, Tepebaşı Belediyesi’nin desteğiyle, Kurt Kiremit Fabrikası’nın yapılarından birinde açıldı. “Atila Özer Karikatürlü Ev”in mimarıysa, gazetemiz çizeri Kamil Masaracı. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Atila Özer’in eşi Vicdan Özer, gazetemiz yazarımimar Oktay Ekinci ile Kamil Masaracı’nın yanında pek çok Eskişehirlinin katılımıyla gerçekleşen açılışta konuşan Ahmet Ataç, Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kuran ve karikatür sanatına önemli katkılar sağlayan karikatürist Prof. Atila Özer’in adının bu karikatür evinde yaşatılacağını, çocukların karikatür sanatını sevmelerinin sağlanacağını ve yeni karikatüristlerin yetişmesine öncü olunacağını söyledi. Kamil Masaracı ise şu ifadeleri kullandı: “Çizdikçe çoğalacağız çoğaldıkça çizeceğiz, istediğimiz dünyayı çizeceğiz. Yeryüzündeki çizgilerin bir kısmıyla karikatür çizelim. Düşüncelerimizi, duygularımızı, beklentilerimizi, eleştirilerimizi bir bir çizelim. İnsanın hayvanın eşyanın karikatürlerini çizelim, çizdikçe gülelim, güldürelim, gülenler çoğaldıkça dünya da gülsün.” Eskişehir’de karikatür denince akla gelen ilk isimlerden, pek çok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi Özer’in adını taşıyan Karikatürlü Ev’de çocuklarla atölye çalışması yapacak ve bu çalışmalar sergilenecek. Kamil Masaracı’nın öncülüğünde çalışmalarını yürütecek “Atila Özer Karikatürlü Ev”e, Atila Özer’in ödüllü karikatürlerinden oluşan bir de sergi eşlik ediyor. ? ‘Karikatürlü Ev ’in m “Çizdikçe çoğalaca imarı Kamil Masaracı, ğız, istediğimiz dünyay çoğaldıkça çizeceğiz; ı çizeceğiz. Yeryüzün deki çizgilerin bir kısmıy la karikatür çizelim . Düşüncelerimizi, du yg ul ar ım ız ı, beklentilerimizi, el eştirilerimizi bir bi r çizelim” diyor. COSTA GAVRAS ‘KAPİTAL’LE SELANİK’TE ‘Kapitalizmin köleleriyiz’ ASLI SELÇUK ‘Avrupa kökleri Anadolu’dan beslendi’ çılışın ardından Kent ve Kültür Söyleşileri kapsamında Oktay Ekinci, Zübeyde Hanım Kltür Merkezi’nde arkeolog Prof. Fahri Işık’ı ağırladı. Işık, söyleşide “Uygarlık Anadolu’da Doğdu” kitabından kesitler sundu. Avrupa uygarlığının antik Yunan’da kök saldığı tezinin doğru olmadığını arkeolojik belgelerle açıklayan Işık, Yunan uygarlığının da Anadolu kökenli olduğunu, Avrupa’nın kültür köklerinin Anadolu’dan beslendiğini anlattı. A SELANİK Yunan kökenli Fransız yönetmen Costa Gavras, son filmi “Kapital”le, 53. Uluslararası Selanik Film Festivali’nde. Stéphane Osmont’un romanından uyarladığı sosyal dramında protest sinemacı çağdaş canavar kapitalizmi sorguluyor. “Kapitalizmin köleleriyiz. Kapitalizm sarsılınca bizler de sarsılıyoruz. O gelişip yeni zaferler kazandıkça da kutlamalar yapıyoruz. Bu canavardan bizi kim kurtaracak? Kendi kendimizi mi özgür kılacağız? Kapitalizmin kime, nasıl yaradığını kesinlikle çözmemiz gerekiyor” diyen Gavras, etik değerleri derinlemesine tartışıyor. Dünyanın 47 ülkesinde 104 bin 700 işçisi olan Phenix Bankası’nın yeni CEO’su Marc Tourneuil’ün engellenemeyen yükselişini anlatan “Kapital”, günümüzde artık tek değerin para olduğunu vurguluyor. “Parayı ne kadar iyi yönetirsen sana o kadar iyi hizmet eder” diyen açgözlü, hırslı Marc saygınlığını ancak daha çok para kazanarak koruyacağını düşünür. Tüm ilişkilerini para ve çıkar üstüne kuran genç işadamı Fransız kapitalizminin yok olduğunu, küreselleşmeyle birlikte tüm dünyada kovboy kapitalizminin hüküm sürdüğünü söyler. Ona göre günümüzde tek patron paradır; lüks Costa Gavras yaşamaksa salt varsılların hakkıdır. Matisse’in, Modigliani’nin tablolarının sanatsal değerleri değil, kaç para ettikleri önemlidir. Zenginleri daha da zenginleştiren, yoksulları daha da yoksullaştıran Marc Tourneuil kendini çağdaş bir Robin Hood olarak algılar. Ona göre bu bir oyun; büyüklerin, güçlülerin oynadığı bir oyundur. İşlerini, saygınlıklarını yitirenler içinde bu bir oyun mudur? ‘Kapital’ Alper’in filmine Fransa’dan destek ? Kültür Servisi Özcan Alper’in yeni film projesi “Rüzgârın Hatıraları” 34. Akdeniz Film Festivali kapsamında düzenlenen CİNEMED Senaryo Yarışması’nda Fransa Ulusal Sinema Fonu’nun (CNC) verdiği Senaryo Yarışması ödüllerinde birincilik ödülünü kazandı. Alper’in üçüncü filmi “Rüzgârın Hatıraları”, bir sınırda aşk ve ölüm teması üzerine geçen bir film.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle