25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’li Aslanoğlu, ellerini zincirleyerek tutuklu vekiller için çözüm istedi 5 Cinayetten hüküm giyen katiller, faşolar salıverilirken Sarp Kuray hâlâ zindanda yatıyor. İşte bu yüzden isyan ediyorum! Toplumun duyarsızlığından, açlık grevlerinin genç bedenleri toprağa gömeceğinden... Devletin körebe oynayışından... Temel hak ve özgürlüklerin, hukukun üstünlüğü ve adalette eşitliğin olmadığı bir ülkede demokrasimiz gelişebilir mi? ??? Çığlıklar zindanların çatlak, küflü, sararmış duvarlarında, hücrelerin mazgallarında kalıyor. 50. gününü dolduran açlık grevleri, umursamazlığın zirvesine taşınıyor. İnsani duygular nerede? Sarp Kuray ve Zeynep Kuray... Baba ve kızı... Baba hüküm giymiş, kızı tutuklu yargılanıyor... Sarp Kuray 12 Mart ve 12 Eylül’de üç yıl hapis yattı... Bir süre önce AİHM Sarp Kuray’ın yargılanmasına ilişkin karar verdi. Kararın özü şu: “Sarp Kuray adil yargılanmadı... Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin altında imzası bulunan Türkiye yargılama süresince bunu birçok kez ihlal etti.” Bu nedenle AİHM, Türkiye’yi davacıya on bin Avro tazminat ödemekle cezalandırdı... Bunlar siyasi iktidarı pek ilgilendirmiyor... Türkiye’de yargıçlar, savcılar hukuk dışı uygulamalar yapıyor. 68 yaşında 68’li bir devrimci, sanki 12 Eylül döneminin tüm suçlarını işlemiş, Balgat ya da Bahçelievler katliamını o düzenlemiş, Doğan Öz’ü o öldürmüş... ??? Bir fotoğrafa bakıyorum, gülümseyen bir kız. Düşleri, umutları allak bullak olmuş ama yürekli... Bir fotoğrafa bakıyorum, 68 kuşağının 68’lik delikanlısı baba... Saçlarına kar yağmış... Dışarıda masmavi bir gökyüzü. İçimde yaralı bir kuş, bir yürek acısı... Yeryüzünün o suskun tortusu, avuçlarımızın içinden kaçıp giden umutlarımız, özlemlerimiz... Kelepçeli isyan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun dünkü çalışmalarına tutuklu vekiller damga vurdu. Salona ellerini zincirleyerek gelen CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu , Meclis’te “cumhurun temsil edilmediğini” belirterek “Ciğerimiz yanıyor, isyan ediyoruz” dedi. Aslanoğlu’na yanıt veren Meclis Başkanı Cemil Çiçek ise konuyla ilgili bugüne kadar çok çabaladığını anlatırken “Aksini söylemek günahımı almak olur. 10 defa, 15 defa söylemek fayda etmiyor. Lafın tamamı deliye söylenir” dedi. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve bazı kurumların bütçeleri görüşüldü. CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, tutuklu milletvekillerinin durumuna dikkat çekmek için komisyonun öğleden sonraki bölümüne ellerini kelepçeleyerek geldi. Aslanoğlu, daha sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi: İçimde Yaralı Bir Kuş... Vicdanlar körelmiş, yürekler nasırlaşmış... Yaşamın bir ırmak, orman, deniz olduğunu unutmuş... Bakın şöyle bir onlara... Neler konuşup neler yazıyorlar... İçlerinde bir acı duyumsamazlar! 50. gününü dolduran açlık grevlerini umursamazlar! Bataklıkların unutkanlığı o kördüğüm duvarlar arasında aşağı yukarı alaca bir karanlığa dönüşürken yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgiyi görmek istemezler. Gün onların günü! ??? Cumhuriyet’in dün birinci sayfasında bir babanın çığlığı vardı, Ankara Sincan F Tipi zindanında... 68 kuşağının önemli adlarından birisi olan Deniz Teğmeni Sarp Kuray’dı o... 68 yaşında bir 68’liydi o... Yiğit bir bahriyeli. 30 yıl önceki eylemlerindeki işlevi iddiasıyla 16 yıl süren yargılama sonucu hüküm giydi. 4 Şubat 2009’da cezaevine girdi... Hukuka aykırı bu durum sürerse, Sarp Kuray 2016 yılında zindandan çıkacak. 68 kuşağının 68 yaşındaki yiğit bahriyelisi Sarp Kuray’ın gazeteci (Birgün muhabiri) kızı Zeynep Kuray, “silahlı örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklu olarak KCK davasından yargılanıyor İstanbul’da. Sarp Kuray, CHP Cezaevi Komisyonu üyesi milletvekilleriyle görüştü. Sarp Kuray ne diyor: “Kızım hep ezilenlerin yanında oldu. Kürtlerin sorunlarını yazar ama asla örgüt üyesi olamaz...” ??? Baba zindanda, kızı Zeynep zindanda. Sarp Kuray “16 Haziran örgütünü kurup yönetmek, örgüt adına öldürme, yaralama, bombalama” eylemlerine katıldığı savıyla 16 yıl süren davada yaşam boyu hapis cezası aldı. ? Aslanoğlu, Meclis’te “cumhurun temsil edilmediğini” belirtirken Meclis Başkanı Cemil Çiçek konuyla ilgili bugüne kadar çok çabaladığını “Aksini söylemek günahımı almak olur” sözleriyle anlattı. “Kelepçeyle konuşacağım, derdimi ancak böyle anlatabilirim. Ağzımı da bağlayın, olabilir. Cumhuru arıyorum ben, nerede cumhur? Meclis’te yok. Demokrasiyi arıyorum, nerede? Yok, göremiyorum. Cumhurun iradesi her şeyin üzerinde değil. Millet iradesini bulamıyorum. Tutuklu milletvekillerine yöneltilen suçlarla suçlanan Meclis’te başka milletvekili yok mu? Siz Meclis Başkanı olarak hiçbir konuda tavır almadınız. Seçilmiş vekiller hapiste olamaz. Milletin iradesi diyorsunuz, gelin milletin iradesini ortaya koyalım.” Aslanoğlu’nun konuşmasını tamamlamasının ardından eleştirileri yanıtlayan TBMM Başkanı Çiçek, konunun üç farklı boyutu olduğunu belirterek bunları insani, hukuki ve siyasi boyutlar olarak sıraladı. İnsani açıdan insanların özgürlüklerinden mahrum kalmasını kimsenin istemeyeceğini anlatan Çiçek, sorunun konunun siyasi ve hukuki boyutlarının örtüştürülememesinden kaynaklandığını söyledi. ‘Deliye söylenir’ Çiçek, “10 defa, 15 defa söylemek fayda etmiyor. Fayda edecekse her sabah toplanalım söyleyelim” dedi. Muhalefet sıralarından gelen “Söyleyin efendim” itirazları üzerine de Çiçek, “Lafın tamamı deliye söylenir” diye ekledi. Bu konuda kendisinin çok çaba sarf ettiğini, tersini söyleyenin günahını alacağını vurgulayan Çiçek, “Adına Ergenekon davası denilen bu konuyla ilgili AİHM’ye iki başvuru oldu. Buradan bizim te mennimizi doğrulayan kararlar gelmedi. Beklentimizi karşılamak yerine, tam tersi iki ayrı görüş çıktı” dedi. Tartışmanın seçimlerden önce başladığını anımsatan Çiçek, bu konuda kuralların değişmediği için sonucun da değişmediğini söyledi. Çiçek, parlamentoda grubu bulunan tüm partilerin bir araya gelerek çözüm için adım atmaları gerektiğini de belirtirken “Bohçanın dört tarafı bir araya gelmeyince çıkın yapmak mümkün olmuyor” dedi. Çiçek, Meclis bütçesi ile ilgili sunumunda da milletvekillerinin dünyanın en zor işini yaptıklarını, buna karşın statülerinin belli olmadığını savunarak “Her siyasi partimiz bir köşesinden tutarak önümüzdeki bu sıkıntıları aşabiliriz. Milletvekilleri ile ilgili bir düzenleme olduğu zaman kıyamet kopuyor. Azıcık şartları iyileştirecek bir düzenleme olduğunda attığımız, atacağımız adıma bin pişman oluyoruz. Onun için şu statüyü belirlememiz lazım” dedi. BOR MADENİ CHP MYK TOPLANDI Yabancı şirketlere kapı açıldı MUSTAFA ÇAKIR ‘Barikatları halk kaldırdı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Ulus Meydanı’nda polis barikatlarının kaldırılmasına ilişkin değişik açıklamalar yapıldığını belirterek “Ne cumhurbaşkanı ne başbakan. O barikatları millet kaldırdı” dedi. CHP MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Koç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın meydanda toplananları “illegal örgüt üyesi” olarak nitelendirdiğini anımsatarak “Başbakanın kafasındaki illegal kavramı nedir? Kolu, beş kaburgası kırılan Hasibe Teyze mi illegal örgütün temsilcisi” diye sordu. Koç, açlık grevleriyle ilgili olarak “Cezaevindeki her yurttaşın hayatından hükümet sorumludur. Bu işin bir an önce sağduyuyla çözümlenmesi gerekir” dedi. Koç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Erdoğan’ın atışması üzerine başlayan tartışmalarla ilgili “siyam ikizleri” tanımlaması yaparak “siyam ikizlerinin aynı genetik yapıdan geldiğini, aynı gövdeyi paylaştığını, ancak iki başlı olduğunu” söyledi. ANKARA TBMM Sanayi Komisyonu’nda kabul edilen Bor Yasa Tasarısı ile gelecekte petrolden daha önemli hale geleceği belirtilen bor sahalarına yabancı şirketlerin girmesinin önü açılıyor. Yasa değişikliği ile yabancı şirketler de cevher çıkarımı, paketleme, nakliye yapabilecek. CHP önceki gün TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen “Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Maddeleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı”na muhalefet şerhi yazıyor. Tasarıyla yürürlükteki yasanın “Devlet eliyle işletilecek madenler” başlıklı, “Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiştir” maddeye şu fıkra ekleniyor: “Bu madenlerin ruhsat sahaları ve rezervleri devletin mülkiyetinde kalmak ve elde edilecek ürün ve atıkların satışı devlet eliyle yapılmak kaydıyla, dekapaj, cevher çıkarma, eleme, ayıklama ve yıkama, paketleme, tahmiltahliye, nakliye ile temizlik ve benzeri diğer işler ihale yoluyla üçüncü sahıslara gönderilebilir.” Değişiklikle; cevher çıkarma ve diğer işler “hizmet alımı” yöntemi ile şirketlere yaptırılacak. Aralarında Petrolİş Sendikası’nın da bulunduğu sendika ve meslek örgütlerinin oluşturduğu platform, değişiklikten vazgeçilmesini istemişti. Tasarı bu haliyle komisyondan geçti. Polis, vekilin boğazına yapışmış Ulus’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına müdahale sırasında bir polisin, CHP Genel Sekreteri ve Denizli Milletvekili Adnan Keskin’in boğazına yapıştığını gösteren fotoğraf ortaya çıktı. 1. Meclis önünden Anıtbakir’e yapılmak istenen Cumhuriyet yürüyüşüne polisin müdahalesi sırasında çıkan olaylarla ilgili Ankara Başsavcılığı’nın soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında Emniyetin elinde CHP milletvekili Adnan Keskin’in ve bir korumasının polise fiziki müdahalede bulunduğuna ilişkin görüntülerin olduğu belirtilmişti. Ancak dün sosyal medyada çarpıcı bir fotoğraf yer aldı. Fotoğraf karesinde, yüzü görünmeyen bir kişinin, kalabalık arasında bulunan Adnan Keskin’in kravatından tutarak, kendisine engel olmaya çalıştığı görülüyor. Ezidiler geri dönmek istiyor BATMAN (Cumhuriyet) Batman’ın Beşiri ilçesine bağlı köylerden yıllar önce bazı olumsuz koşullar yüzünden Avrupa’ya göç eden Ezidiler, geri dönmek istiyor Nedim Erkiş, Salih Baran, Kahraman Çelikçer ve Hikmet Erkiş, düzenledikleri basın toplantısında, 1992 yılında 100 haneli Kuşçukuru köyünü emanet olarak yöre halkına teslim ettiklerini köylerinin kendilerine geri verilmesini istediklerini belirtti. Batman’da 1970’lerde 10 bin Ezidi yaşarken bu sayının bugün 500’ün altına düştüğünü belirten Erkiş, “Avrupa’da yaşayan Ezidiler de topraklarına dönmek istiyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle