19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çeşitli cezaevlerinde süren açlık grevi Öcalan’ın talimatıyla sonlandırıldı 5 ‘81 kişi hastanelere kaldırılacak’ İmralı için römorkör PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla yakınlarının her türlü hava koşulunda ulaşımını sağlayacak yeni deniz aracının, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden tahsis edilen römorkör olduğu ileri sürüldü. Gemlik ile İmralı arasında ulaşımı sağlayan ‘Tuzla’ kosteriyle, hava koşulları ve arızalar nedeniyle zaman zaman İmralı’ya gidilemiyordu. Adalet Bakanlığı’na tahsis edilen ve daha önce gemi kurtarmada kullanılan römorkör, 31 Ekim günü Mudanya’ya getirildi. ‘Hükümet dikkat etsin’ MUŞ (AA) BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Açlık grevleri sonlandırıldığına göre hükümetin dikkatli bir şekilde sürece yaklaşması lazım” dedi. Demirtaş, Muş’un Bulanık ilçesinde partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, açlık grevlerinin ölümler yaşanmadan sonlandırılmasının sevindirici olduğunu söyledi. “Açlık grevleri sonlandırıldığına göre hükümetin dikkatli bir şekilde sürece yaklaşması lazım” diyen Demirtaş, hükümetin ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın meseleyi daha ciddi şekilde ele alması gerektiğini ifade etti. Demirtaş, bu saatten sonra sorunların siyasetle çözülebileceğine dikkati çekerek, “Siyaset çözüm rolünü oynayabilir. Silaha, gözyaşına gerek olmadan sorunları çözelim. Çağrımız bu kadar nettir. Oturalım ve konuşalım, elbette ki uzlaşma noktası bulacağız” diye konuştu. Haber Merkezi Türkiye genelinde bazı cezaevlerinde 12 Eylül 2012’den bu yana açlık grevini sürdüren tutuklu ve hükümlüler, grevi bıraktı. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın önceki gün İmralı Cezaevi’nde görüştüğü kardeşi Mehmet Öcalan aracılığıyla açlık grevi eylemlerine son verilmesi çağrısının ardından açlık grevleri de son buldu. Çağrının ardından önceki gün akşam saatlerinden itibaren 68. gününe giren cezaevlerindeki açlık grevleri sonlandırıldı. Öncelikle İzmir, Diyarbakır, Ankara kadın cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler, cezaevi yönetimine dilekçe vererek açlık grevini sonlandırdıklarını bildirdi. Grevi bırakan tutuklu ve hükümlüler, cezaevi doktorları tarafından tek tek sağlık kontrolünden geçirildi. Cezaevi doktorları, eylemcilerin çok ciddi sağlık sorunları bulunduğunu tespit ederse, kararlarının olumlu olması halinde bu kişilerin tedavilerinin hastanede yapılmasına karar verebilecek. Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana da TBMM’deki odasında 14 Kasım 2012 tarihinden bu yana sürdürdüğü açlık grevini bitirdi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır E Tipi Cezaevi önüne gelen BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, cezaevlerinde açlık grevine giren tutuklu ve hükümlülerle görüştüklerini belirterek açlık grevlerinin sona erdirildiğini açıkladı. Sağlık ekiplerinin ilk muayenelerinden sonra hastane sevklerini yapacağını anlatan Kışanak, Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde açlık grevinde olanların sayısı ile ilgili soruya, “Açlık grevinde olanların sayısı 447. Ancak ikinci grupta başlayıp olanlar var. İçlerinde kronik hasta olanlar var. Kronik hastalıkları nedeniyle sağlık durumları iyi olmayanlar var” karışlığını verdi. Diyarbakır D Tipi Cezaevi önünde soruları yanıtlayan BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, ilk etapta Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden 15, E Tipi Cezaevi’nden ise 9 kişinin hastanelere naklinin yapılacağını, toplamda ise 81 tutuklu ve hükümlünün hastanelere kaldırılmasının planlandığını bildirdi. Fotoğraf: AAMAHMUT SERDAR ALAKUŞ 68. günde bitti Bakan’ın Esprisi ‘Sinir Gazı’ Etkisinde... Tekirdağ’da tıbbi destek yasak! Haber Merkezi Açlık grevlerinin sona ermesinin ardından eylemcilerin hastanelere sevk işlemleri başladı. Ancak Tekirdağ 2 No.lu F Tipi Cezaevi’nde yatan ve 45 gündür açlık grevinde olan 21 tutuklu ve hükümlünün hastaneye sevklerine izin verilmediği ortaya çıktı. Avukat Sinan Zincir, çözüm için Adalet Bakanı ile görüşeceklerini belirterek, “Cezaevinde doktorlar, eylemcilerin hastaneye sevk edilmelerine gerek yok demiş” dedi. Siirt’te 5 kadın hastaneye kaldırıldı. (Fotoğraf: AAZEKERİYA GÜNEŞ) Ulus’ta 29 Ekim Cumhuriyet yürüyüşünde polisin “biber gazı”ndan nasibini alan CHP’liler, Meclis’te İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde ilginç bir eyleme imza attılar. CHP’lilerin pankart açıp “biber gazı süsü” verilmiş parfüm sıktığı görüşmelerde, bir CHP’li yanlışlıkla “biber gazı” kullanınca, ortalık karıştı. Tabii muhalefet milletvekilleri ve gazeteciler, biber gazına alışkın ama AKP’liler komisyonda bir “ilk”i yaşamış oldular. Daha önce biber gazının genizde bıraktığı o muhteşem “acı”yı bilmeyen AKP milletvekilleri ise panikledi. Öyle ki AKP’li Ekrem Çelebi, gazdan korunmak için CHP’li Mevlüt Aslanoğlu’nun önünde duran bardaktaki suyu kendi üzerine boca etti. Görüşmeler sırasında konuşan AKP’li vekiller, biber gazından dolayı Aslanoğlu’nu suçladı. Aslanoğlu ise kendi sıktığının biber gazı değil, parfüm olduğu konusunda AKP’lileri bir türlü ikna edemedi. “Gaz eylemi” sonrasında salona gelen İçişleri Bakanı idris Naim Şahin, ise hâl salonda etkisini sürdüren biber gazından hiç mi hiç etkilenmedi. “Gazı kim sıktı” tartışması sürerken, dünya yıkılsa dağına “kar yağmayan” Şahin, Aslanoğlu’na “Belki polisler sıkmıştır” diye espiyle karışık sataştı. Ancak kendisine yöneltilen haksız suçlama nedeniyle canı burnunda olan Aslanoğlu’nda bu sözler tam anlamıyla “sinir gazı” etkisi yarattı: “Dalga mı geçiyorsunuz.? Herhalde gaz sıksaydım rahatsız olurdunuz. Ben bir şey yapsam yiğitçe yaparım!” Daha önce bir eylem sırasında polisin yüzüne biber gazı sıkması nedeniyle hastanelik olan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da Şahin’e sitemlerini gönderdi: “Bu ülkenin İçişleri bakanının bir telefon etmesini beklerdik. Ama bakan, böyle bir nezaketi göstermedi. Kolluk kuvvetleri de bundan cesaret alıyor. Musalla taşına gittiğimizde imam der ya, er ya da geç... Ben de diyorum ki er ya da geç siz de biber gazını tadacaksınız.” Şahin oralı bile olmadı, “Uymadı hiç” deyip, mevzuyu kapattı. Halktan Gizlenen Ne? TRT, geçen yıl aldığı bir kararla TBMM Genel Kurul faaliyetlerini “canlı” olarak kamuoyuna yansıtan Meclis TV yayınlarına, kim bilir ne zamandan kalma “protokolü” bahane ederek sınırlama getirdi. Birdenbire “spor aşkı” depreşen kurum, Meclis TV’nin frekansı üzerinden yayın yaptığı TRT3’ü spor kanalı haline getirdi ki reytingi merak konusudur... Şimdi Meclis TV sadece saat 15.0019.00 arasında canlı yayın yapabiliyor. Ama gelin görün ki, Meclis bu saatlerde henüz esas “gündem”ine bile geçmiş olmuyor. İşte o nedenledir ki, muhalefetin hükümet hakkında verdiği “gensoru” görüşmeleri, “4+4+4” düzenlemesi ya da çok çok tartışmalı yeni “Büyükşehir Yasası”yla ilgili tartışmalar, kamuoyunun gözünden, kulağından rahat rahat kaçırılabiliyor. Ancak ortaya çıktı ki, Meclis TV yayınlarına getirilen sınırlama, Meclis faaliyetlerini sadece yurttaşa değil, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bile kapatmış. Gül, geçen hafta Büyükşehir Yasası’nın sakıncalarını anlatmak için kendisini ziyaret eden CHP’lilere, “Yasa’nın Meclis’teki görüşmelerini Meclis TV’den de izledim, ama tabii saat 19.00’a kadar...” diye yakınmış. Geçen hafta MHP’nin hükümet hakkında verdiği gensoru görüşmeleri sırasında da konu gündeme geldi. AKP’lilerin pek de “hazzetmediği” MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan Meclis TV yayınlarına getirilen sınırlamaya bir kez daha dikkat çekip bu kısıtlamanın “anlamı”nı Meclis TV’nin canlı yayında olduğu saatlerde şöyle anlattı: “İktidar partisi, TRT 3’ün TBMM yayınını verdiği saatleri kısıtlamakta, Genel Kurul görüşmelerini Meclis televizyonunun yayında olmadığı saatlere denk getirmektedir. Hükümet, böylece, kanunlardaki yanlış ve eksikliklerin kamuoyuna duyurulmadan gece yarıları çıkmasına ve muhalefetin sesinin kısılmasına çanak tutmaktadır. Hayati konularda yasalar görüşülüyor, ama siz bu yayınları keserek, halkın en kolay iletişim alacağı kanaldan, televizyondan halkın bu hakkı almasını engelliyorsunuz. (....)Taraflı yapılan haberler sayesinde vatandaşlar Meclis’te olan biten konusunda yanlış bilgi sahibi olmaktadır. Hayati meseleler hakkında çok önemli kanun görüşmelerinin yapıldığı Genel Kurulda, Meclis TV yayınlarının erken saatlerde kesilerek, perde arkasında vatandaşlardan gizli işler yapıldığı algısının yayıldığı bir imaj yaratılmakta, bu da bizleri rahatsız etmektedir. Şimdi sormak istiyorum: Neden ve niçin Türkiye Büyük Millet Meclisi yayınlarını akşam belirli saatlerde kesiyoruz? Amaç nedir? Ülkede birçok duyarlı insanımız, seçtiğim, beni temsil eden milletvekilim Meclis’te neler yapıyor, bunu bilmesinin ne sakıncası var ki yayın kapatılıyor?” ‘Sevinçle karşıladım’ MANİSA (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, cezaevlerindeki açlık grevlerinin bu sabah itibarıyla sonlandırılmış olmasını sevinçle karşıladığını söyledi. Arınç, Manisa Öğretmenevi’nde, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sonlandırılmış olmasını sevinçle karşılıyorum. Grevlere dayanak olarak gösterdikleri konuların, Türkiye’de demokratik haklar konusunda, her zaman görüşülebileceğini, tartışılabileceğini ifade ettik. Bu tutuklu ve hükümlülere verdikleri karardan dolayı teşekkür ediyorum. Doğru yaptılar, isabetli yaptılar, Türk halkını üzmediler” dedi. Bu tür eylemlere gerek olmadığını ifade eden Arınç, “grevlerin dışarıdan kışkırtma ile başlamış olduğuna” ilişkin soru üzerine şunları söyledi: “BDP’li milletvekilleri bir süredir greve başlamışlardı. Onların da iddiaları, ‘Siz grevden vazgeçin, biz sizin yerinize oruç tutalım veyahut greve gidelim’ şeklindeydi. Bu aşamada kimin ne söylediği önemli değil. Çünkü olayı siyasi boyuta taşımak, kan üzerinden, ölüm üzerinden, siyaset yapmaya çalışmak, birtakım haksızlıklara veya yersiz talepleri bu grevin arkasından dolandırmak birileri için amaç haline gelmiştir. Ama eyleme son verenler, bu amaçlara alet olmadıklarını gösterdiler. Ben yine söylüyorum, bu kararı veren de eylemden vazgeçen de içerideki tutuklu ve hükümlülerdir. Doğru hareket etmişlerdir. Biraz geç olmuştur, üzülmüşüzdür. Böyle bir sonuçla karşılaşmak, halkımızı çok rahatlatmıştır.” Önder: Tahrir cezaevidir DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Açlık grevlerinin son erdirilmesinin ardından BDP’li milletvekilleri Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak ve Sırrı Süreyya Önder Diyarbakır Belediyesi Konukevi’nde basın toplantısı düzenlediler. Tuğluk, “İmralı ve Kandil’e rağmen bir çözüm çabasının sonuç vermeyeceği ortaya çıkmıştır. Ortaya koydukları talepler barış talebiydi, müzakereydi” dedi. Önder de “Bugün Türkiye’de olan Tahrir’in bizzat kendisidir fakat Tahrir cezaevidir. Kürt evlatları cezaevlerini Tahrir’e döndürmüşlerdir” dedi. CHP’DEN SİLİVRİ VE BAKIRKÖY KADIN CEZAEVLERİ RAPORU: Askerlerin önünde AYŞE SAYIN ANKARA Cezaevlerindeki açlık grevleri sona ererken, geçen cuma günü Bakırköy Kadın Cezaevi ile Silivri 8 No.lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde incelemelerde bulunan CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri, eylemcilerin başta “makattan kan gelmesi, bağırsak sorunları, sıvı ve hap almada problem” olmak üzere “ciddi sağlık sorunları” ile karşı karşıya olduğu saptamasına yer verdiler. CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri Veli Ağbaba, Özgür Özel ve Nurettin Demir’den oluşan heyet, 76 kişinin açlık grevinde olduğu Bakırköy Kadın ve Silivri 8 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde incelemelerde bulundular. Heyetin hazırladığı raporda, eylemcilerin doktor kontrolünü reddetmeleri nedeniyle 20 gündür tartılmadıkları için kilo kayıplarının tam bilinemediğine işaret edildi. Raporda, bazı eylemcilerin ifadeleri şöyle: Zeynep Kuray (Birgün gazetesi muhabiriSarp Kuray’ın kızı): Bakırköy Cezaevi’nden kadınların hastanelere muayeneye gittiklerinde “bilinçli” bir şekilde askerlerin önünde soyunmaya zorlandığını ve birçok hasta kadının bu nedenle doktora gitmediğini söylemiştir. Fatma Koçak (DİHA editörü): Gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandığını, Venezüella’ya gidip gelmesini örgüt toplantısı olarak değerlendirip aleyhinde delil olarak gösterdiklerini ifade etmiştir. Ayşe Orman (Özgür Gündem Haber Müdürü): Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle suçlandığını, muhabirlerle yaptıkları telefon ve MSN görüşmelerinin kanıt olarak gösterildiğini, kardeşiyle yaptığı telefon görüşmelerinin ve Süleymaniye ve Erbil’den yaptığı haberlerin ve ülkeye giriş çıkışlarının bile aleyhinde delil olarak kullanıldığını belirtmiştir. Fotoğraf: ALİ AÇAR soyunmaya zorluyorlar ‘Grup Yorum’a özgürlük’ İstanbul Haber Servisi Grup Yorum üyeleri Selma Altın ve Ezgi Dilan Balcı’nın ev hapsi cezası almasına ilişkin “Grup Yorum hapsedilemez” başlığıyla gerçekleştirilen eylemin 2.’si dün Okmeydanı’ndaki İdil Kültür Merkezi önünde gerçekleştirildi. Grup Yorum üzerindeki baskıların sona erdirilmesi istenen eyleme CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu, sanatçılar İsmail Hakkı Demircioğlu, Niyazi Koyuncu, Hilmi Yarayıcı, Bilgesu Erenus, Mehmet Esatoğlu, Haluk Çetin, Adile ve Grup Yorum üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı. Burada Yorum adına konuşan Cihan Keşkeş, “Hapishaneler yetmedi şimdi de evleri hapishaneye çevirmeye çalışıyorlar” dedi. Cihaner de “İktidar ülkeyi cezaevine çeviriyor. Bunun en somut örneği Grup Yorum ile ilgili alınan ev hapsi yasağı. Kuşkusuz bu bir mahkeme ve hâkim tarafından verilmiş bir karar gibi görünüyor, ama bu, iktidarın yargı politikasının yansıması. Grup Yorum’un evi sadece buradaki adres değil, tüm Anadolu ve Türkiye’dir” diye konuştu. Özel Kalemde ‘Maç Bileti Görevlisi’ TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde milletvekilleri bakanlıkla ilgili sadece “eleştiride” bulunmadılar. Komisyon üyeleri ve “işi olan” milletvekilleri, Bakan Suat Kılıç’tan kendi illerinde yapılan spor tesislerine ilişkin yatırım sözü almaya çalışırken bazıları da illerindeki öğrenci yurdu taleplerini ilettiler. Ancak Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçe görüşmesinde milletvekillerinin talepleri “spor tesisleri” ve “öğrenci yurtlarıyla” sınırlı kalmadı. CHP İstanbul Milletvekili Müslüm Sarı, Bakan Kılıç’tan Galatasaray ile Manchester United’ın yarın İstanbul’da yapılacak şampiyonlar ligi maçı için bilet istedi. “Galatasaray Manchester United maçına bilet bulamadım. Yardım edin” diyen CHP’li Sarı’ya Bakan Kılıç’ın verdiği yanıt pek çok milletvekilinin benzer taleplerde bulunduğunu gösterdi. Milletvekillerinin bu gibi talepleri bulunduğunu belirten Bakan Kılıç, maç bileti taleplerini zamanında iletmeleri halinde milletvekillerine yardımcı olunduğunun “müjdesini” verdi. Bakan Kılıç’ın “müjdesi” bunlarla da sınırlı değildi. Milletvekillerinin “bilet talepleri” için özel kalem müdürlüğünde bir kişi bu iş için görevlendirilmiş. Kılıç, hizmetin “altın vuruş”unu ise milletvekiline, stadyuma girişten koltuğuna yerleştirilene kadar bir görevlinin “refakat etmesi” olarak açıkladı. Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle