19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 KASIM 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Eti yurtdışına açıldı ? 11 yılda 1 milyon çocuğa ücretsiz ulaşan Eti Çocuk Tiyatrosu, Üsküp’te 300 çocuğa Çizmeli Kedi oyununu oynadı. Hedef yıl sonuna kadar 120 çocuğu tiyatro ile buluşturmak. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA İhracat yaptığı her yerde üretimi hedefleyen Eti, önce Üsküplü çocuklarla buluştu Saygı ve Kızgınlık Geçen hafta 10 Kasım sabahı İstanbul’da Ortaköy’den Beşiktaş’a doğru yürüyordum, saat 09.05’te sirenler çalmaya başladı, birkaç vatandaş saygı duruşuna geçtik. Baktım, bazı gençler yürüyüşlerini sürdürdü, yaşlı kişilerin saygı duruşuna geçişini umursamadılar. Özel arabalar, taksiler siren sesini duymazlıktan, saygı duruşuna geçmiş kişileri görmezlikten gelerek yollarına devam ettiler. O zaman kesitinde yol kenarına çekilerek aracından inerek saygı duruşuna geçen tek bir sürücü dahi göremedim. Bu tip duyarsız, saygısız, sözde vatandaşlara karşı tepki göstermemek, kızgınlık duymamak elimden gelmedi. Minnet duygusu genelde insancıl bir duygudur. Bu duygu belki diğer bazı canlılarda da olasıdır. İnsancıl davranış gösterisinde bulunan, yaşanan bazı olaylara insani düşüncelerde tepki veren kişiler, nasıl olur da Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarına, Bağımsızlık Savaşı’nda şehit düşenlere, çarpışanlara saygı, minnet duymazlar, gerçekten anlamak zor. İnsani duyguları pek gelişmemiş olan kişilerin, yaşanan bazı olaylara insani açıdan tepki veriyormuş gibi görünmeleri, gerçekten inandırıcı olmuyor. Kişilerin sözleri, yazıları değil davranışları, karakterleri konusunda belirleyici oluyor. Her vatandaşın ülkenin bağımsızlığına, saygınlığına sahip çıkarak, ülkeye bir şeyler katmaya çalışarak, bağımsızlık savaşı yapanlara karşı minnet borcunu ödemesi gerektiğini düşünürüm... Son yıllarda vatandaşların ulusal bayramlarda davranışları ve Atatürk’e bağlılık ve saygı gösterileri umut veriyor. Ülke tümüyle sahipsiz değil, duygusunu uyandırıyor. Ülkede değişik görüş inanışları olan, farklı davranışlarda bulunan insanların varlığı doğaldır. Aynı tornadan çıkmış izlenimini veren kişilerin oluşturduğu bir toplum herhalde sıkıcı ve durağan olurdu. Farklı düşüncelere içtenlikle sahip kişilerle aynı görüşte olunmasa bile, onlara kızgınlık duyulmaması gerekir. Asıl sorun, taşıdıkları etiketlere, kendilerine uygun gördükleri sıfatlara karşı, tutarlı davranış göstermeyenlerdir. Kaygusuz Abdal’dan alıntı yapayım; karnını yarsanız bir cin çıkmayacakların gazete köşelerinde, TV kanallarında, sözde bilimsel toplantılarda, demokrasi, insan, insan hakları etiketleri altında tafra satmaları, ahkâm kesmeleri tahammül sınırlarını aşan davranışlar oluyor. Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” öğüdü, bu tipler için geçerli değil. Yeri geldikçe kendilerini liberal, demokrat, insan hakları savunucusu, Müslüman, solcu diye tanımlıyorlar, ama davranışları, tutumları taşıdıkları sıfatlarla uyumlu, tutarlı olamıyor. Bir kişisel beklenti, bir çıkar hesabı yatıyor davranışlarının ardında veya böyle bir izlenim bırakıyorlar. Bu tipler, ister gazeteci, ister politikacı, ister bürokrat, ister sözde bilim adamı olsun iç ve dış odaklarca sesyayar olarak kullanılıyor. Bazı iletiler telkinler, aşılamalar bu kişiler aracılığı ile kamuoyuna veriliyor, kazip şöhretler yaratılıp, bunlardan yararlanılıyor. Bu tipleri çeşitli görüntüler altında ne yazık ki toplumumuzda sıkça gözlemliyoruz. Asıl kızgınlık duyulacak olanlar, yanıltıcı etiketler kullanan bu kişilerdir. Bazen gereken tepkiyi vermemekle bu kişilere karşı aşırı nazik, çekingen mi davranıyoruz diye kendimi sorguluyorum. Herkesin anlayacağı dille konuşulması gerektiği öğütlenir. Bu kişiler hakkında gerçek değer yargımız yarı cahil, çıkarcı, sesyayar, kişiliksiz, niteliksiz, yalaka ise bu düşünceyi açıklamak aşağılama sayılır mı? Yoruma açık, diye düşünülebilir. Ama bu ülkede bazı maskelerin de düşürülmesi gerektiğine inanıyorum. Bazı vatandaşlara karşı saygı ya da kızgınlık duyuyorsak, gerçek duygumuzu çekinmeden açıklayalım. Etkili olur mu? Kuşkuluyum. Yatırımı Düşünüyoruz B ÜSKÜP Üretim için yurtdışında yalnız Balkanlar’ı değil bugün satışın olduğu her yeri düşünen Eti, yurdışına üretimden önce 11 yıldır sürdürdüğü sosyal sorumluluk projesi Eti Çocuk Tiyatrosu ile açıldı. 2001’den bu yana çocukların kişisel, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla ücretsiz tiyatro oyunları sergileyen Eti Çocuk Tiyatrosu, sınırlarını Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) dışına taşıdı. Şimdiye dek Türkiye’yi sekiz kez, KKTC’yi altı kez dolaşan ve 1 milyonu aşkın çocuğa ulaşan Eti Çocuk Tiyatrosu, bu yıldan itibaren Türk nüfusunun yoğun olduğu ülkelere de açıldı. İki binden fazla gösteri Makedonya Halk Tiyatrosu’nda gerçekleşen gösterime ev sahipliği yapan Eti Yönetim Kurulu üyesi Gülden Kanatlı Derbil, sosyal sorumluluk olarak uzun süreli işler yapmak istediklerini dile getirerek, “Eti Çocuk Tiyatrosu’nu şimdi de Türk nüfusunun yoğun olduğu ülkelere götürüyoruz. Tiyatro sayesinde Türkiye’deki milyonlarca çocuğumuz dünya klasiklerini yaşadığı kentte ücretsiz izleme şansı buldu. Ancak yurtdışında yaşayan Türk çocuklarımızın hiç Türkçe çocuk ti Bu çalışmanın ilk durağı olarak 15 Kasım’da Makedonya’yı ziyaret eden Eti Çocuk Tiyatrosu, başkent Üsküp’te yaşayan Türk çocuklarına bir dünya klasiği olan Çizmeli Kedi oyununu sergiledi. Üsküp’teki Tefeyyüz İlköğretim Okulu ve Penko İlköğretim Okulu’nda öğrenim gören yaşları 610 arasında değişen yaklaşık 300 Türk öğrenci, oyuna büyük ilgi gösterdi. Gülden Kanatlı Derbil, yurtdışını planlarken Türklerin yoğun olduğu yerlere baktıklarını ancak önceliğin gereksinim olduğunu söyledi. “Berlin’de de çok Türk var ancak burada tiyatro ile buluşma sıklığı Berlin’e göre daha az olacağı için burayı tercih ettik” dedi. ir grup gazeteciyle sohbet eten eden Eti Yönetim Kurulu üyesi Kanatlı Derbil ve Eti Pazarlama Grup Başkanı Şule Atabay Şamlı, üretim ve yatırım için de artık yurtdışını düşünmeye başladıklarını belirttiler. “Üretim için yalnız Balkanlar’ı değil, bugün Eti ürünlerinin satıldığı her yeri düşünüyoruz” diyen Atabay Şamlı, üretime başlama tarihi hakkında kesin bir bilgi vermezken düşünmeye başlamakla karara varmak arasında çok uzun bir mesafe olmadığını söyledi. 81 ilin tümünde oynadılar yatrosu izleme şansı yok. Bu adımın ilk durağı olarak bugün, Makedonya’nın başkenti Üsküp’te yaşayan Türk çocuklarımıza ‘Çizmeli Kedi’ ile merhaba diyoruz” dedi. Türkiye’nin ihtiyacına yönelik, uzun soluklu, sürdürülebilir projeler ile toplumun her kesimi için fayda yaratmaya özen gösterdiklerini belirten Gülden Kanatlı Derbil, sosyal sorumluluk projeleri ile bugüne kadar 1.5 milyon çocuğun hayatına dokundukları nı dile getirdi. Gülden Kanatlı Derbil, “Eti olarak milyonlarca çocuğun hayatında olumlu değişiklik yapmak için bir kapı aralamayı ve sosyal iyileştirmelere katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda geleceğin mimarı çocuklarımıza yatırım yapmayı da özellikle benimsedik” diye konuştu. Kanatlı Derbil, bu yıldan itibaren Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkeleri de ziyaret etmeye başlayacaklarını ifade etti. ? Verilen bilgiye göre, Türkiye’de 81 ilin tamamına giden Eti Çocuk Tiyatrosu’nu bugüne kadar yaşları 5 ile 14 arasında değişen 1 milyonu aşkın çocuk izledi. ? Çocukların yaşları doğuya doğru gidildikçe büyüyor. ? Ücretsiz olarak izlenen oyunların ilki Bisküvi Adam’dı. ? Genellikle dünya klasiklerinden seçilen eserler, uzman bir kadro ile yeniden elden geçirilerek barış, sevgi ve dostluk mesajları içerecek bir şekilde yeniden düzenleniyor. ? Eti Çocuk Tiyatrosu ile 10 kişi ilgileniyor. ? Türkiye’de oyun Yüksekova ve Hakkâri de dahil tüm illeri dolaştı. İnci Akü’ye en rekabetçi ödülü Ekonomi Servisi Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından düzenlenen 8. Rekabet Kongresi’nde Yılın Rekabetçi Şirketi Ödülleri kapsamında İnci Akü, ödül aldı. İnci Akü Yönetim Başkanı ve CEO’su Göksel Paker, değerlendirmesinde “Fark yaratmanın çok önemli olduğunun bilincindeyiz. ArGe Merkezi belgesi ödülü hak etmemizde önemli bir paya sahip” dedi. Rekabet Gücü Ödülü kongre kapsamında 2010’dan bu yana veriliyor ve Capital Dergisi’nce “Türk İş Dünyasının En Prestijli Ödülleri” listesinde 2. sırada yer alıyor. Gülden Kanatlı Derbil Suriye’den hayvan kaçakçılığı iddiası Ekonomi Servisi Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Suriye’deki savaş koşullarından yararlanan birtakım kişilerin ucuza aldıkları hayvanları kaçak yollarla ülkeye soktuklarını iddia etti. Yetkin, düzenlediği basın toplantısında, kaçak hayvan girişinde son günlerde artış yaşandığını ileri sürerek, kaçak girişlerin birçok risklerinin bulunduğunu söyledi. Son günlerde Suriye’den özellikle küçükbaş hayvan getirildiğini anlatan Yetkin, Şanlıurfa hayvan pazarında araştırma yaptıklarını, geçen yıl üreticinin 500600 liraya sattığı koyunu şu anda 300350 liraya satamadığını ileri sürdü. Yetkin, son günlerde hastalıkların yaygınlaştığını ve “üç gün hastalığı”nın arttığını da belirterek, “Büyükbaş hayvanlar arasında da son dönemde Adana, Mersin, Osmaniye, Diyarbakır’da yaygınlaşan ve binlerce hayvanın ölümüne yol açan üç gün hastalığı, yeni bir hastalık olmasa da ilk kez bu boyutlara ulaştı” dedi. Yetkin, Et ve Balık Kurumu’nun piyasada önemli bir görev üstlendiğini, bu nedenle kuruma verilen desteğin artırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle