19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA @cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER dishab 9 Hesap denetçilerine göre, haftada 800 milyon dolar kayıt dışı olarak yurtdışına çıkarılıyor Irak’ta dev para kaçağı Dış Haberler Servisi Irak’tan her hafta 800 milyon doların kayıt dışı olarak yurtdışına çıkarıldığı öne sürüldü. Irak’ın yeniden yapılandırılmasından sorumlu ABD Özel Denetleme Dairesi’nin raporuna göre, Bağdat’taki hesap denetçileri her hafta 1 milyar doların yüzde 80’inin gerekli kayıtlar tutulmadan ülkeden çıktığından kaygı duyuyor. AP ajansının haberine göre, dev para aklamanın gerçekleştiği kaygılarını gözler önüne seren raporda, Irak’ta bankaların, merkez bankasından dinar karşılığında dolar aldığı, daha sonra bu dolarları müşterilere komisyonla sattığı, Erdoğan’ın Ülkesi Gözlerin Ulus’a çevrildiği 29 Ekim günü İstanbul’da dudak uçuklatan bir skandal yaşandı. Ankara’daki kutlama krizinin gölgesinde kalan skandalın merkezi, İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nun önüydü. Konsolosluk kapısı ve bahçesi dışında bulunan nöbetçi kulübesine, güvenlik görevlileri bir Atatürk posteri ile bayrak asıyor. Sen misin asan? Haddini bilmez Suudi Başkonsolosu; yaz kış, gecesi ve gündüzüyle mendil kadar kulübe içinde nöbet tutarak kançılaryasının güvenliğini sağlayan memura, o bayrak ve o posteri oradan derhal indirmesini talep ediyor. Ancak emri sökmüyor. Güvenlik noktasından sorumlu polis emeklisi Turgay Şentürk çetin ceviz çıkıyor. “Hayır efendim!” diyor: “Burası kaldırımdır ve siz bizim kaldırımımıza karışamazsınız!” Ağzım açık Fox TV’de izlediğim haberde olaya tanık olan mahalleli de konuştu. Kameralar önünde söz alan herkes Suudi diplomatın terbiyesizliği, densizliği karşısında şoke olmuştu. TV’de konuşan herkes Şentürk’e teşekkür etti. Orada bulunsam Turgay Bey’e; “Bu bayrak ve bu poster buraya ilk kez mi asılıyor” diye sorardım. Önceki yıllarda da eminim ki, Atatürk fotoğrafları, posterleri ve Türk bayrakları oraya; şehrin çeşitli noktalarında gördüğümüz benzeri güvenlik kulübelerinde olduğu gibi olanca doğallıyla asılıyordur. Ama şimdiye değin hiçbir diplomat, kapı dışındaki bir mekândan; “bayrağı indir!” demek cüretini kendinde bulmamış/bulamamış. Bugün buluyor! Niye? Çünkü TC artık başka bir şekil aldı ve başka bir şey oldu. Başkonsolos belli ki artık burayı bildiğimiz “Atatürk Cumhuriyeti” olarak değil yeni deyimle “Erdoğan’ın ülkesi/R.T.C. Recep Tayyip Cumhuriyeti” olarak görüyor. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in Cumhuriyet Bayramı arifesinde gündeme gelen sözlerini anımsayacaksınız... Ne diyordu ABD’li komutan: “Orası Erdoğan’ın ülkesi!” Demek ki ABD’den Suudi Arabistan’a dek Türkiye’yi bundan böyle bir “R.T.C” şeklinde görmek eğilimi var. Suudi diplomat da, bizi harbiden böyle gördüğü; böyle algıladığı için; “İndir bakayım oradan o sabık rejimin simgelerini!” demek cesaretini kendinde buluyor. Nereden bakarsanız bakın, böyle bir temel siyasi algı değişikliği olmasa hiçbir diplomat bu hadsizliği yapamaz. Yaptığı anda büyük skandal olur. Bildiğim kadarıyla resmi düzeyde Türkiye’de bu skandala hiçbir tepki gösterilmedi. TC’nin onurunu aslanlar gibi tek başına Turgay Şentürk korudu. Şentürk’e mahallelileri gibi biz de teşekkür ederiz. ? ABD Özel Denetleme Dairesi’nin raporunda, Iraklı hesap denetçilerine dayanılarak, düzmece belgelerle ülke dışına dolar çıkarıldığı ve miktarın inanılmaz boyutlara ulaştığı vurgulandı. müşterilerin dolarları yurtdışına transfer etmeden önce bankalara belge vermesi gerektiği, ancak Iraklı hesap denetçilerinin, bu işlemlerin çoğunun düzmece belgelere dayandırıldığını bulduğu belirtiliyor. Özel Denetleme Dairesi, Iraklı baş hesap denetçisi Abdülbasit Türki’nin iddia edilen kara para aklamanın boyutuyla ilgili bulguları geçen ay Amerikalı yetkililerle paylaştığını bildirdi. Türki’nin ayrıca “mezhepçilik, yolsuzluk ve şiddet üçgeni olarak adlandırdığı döngüdeki ögelerin her birinin, devletin esenliğini tehdit ettiğini” söylediği kaydedildi. Türki’nin bürosu, Irak merkez bankası ve bu kurumun dinarı dolarla takas ettiği günlük satışları hakkında soruşturma başlatmıştı. Bu yılın başlarında Irak merkez bankasının yönetici yardımcısı Muhammed Salih, ülkede ABD Doları’nın satışına yönelik yükseliş olduğu uyarısında bulunmuştu. Bundan da halihazırda uluslararası yaptırımların hedefindeki İran’daki müşterilere yüksek fiyattan dolar satmak amacında olan Iraklı aracıları suçlamış, ayrıca Suriye krizine de işaret etmişti. Irak Merkez Bankası Başkanı Sinan el Şibabi, banka yöneticilerinin dolar satışlarını suiistimal ettiği suçlamalarının ardından geçen ay hükümet tarafından görevden alınmıştı. Kimi çevreler bu adımı eleştirerek hükümetin merkez bankasının özerkliğini yok etme amacında olduğunu öne sürmüştü. Ardından da El Şibabi ve bazı diğer yetkililer hakkında tutuklama kararı çıkarıldığı duyurulmuştu. El Şibabi’nin yerine Abdülbasit Türki’nin vekâleten görevlendirildiği de basına yansımıştı. El Şibabi istifa etmişti Diplomat nasıl cesaret buldu? ÖSOKÜRT ÇATIŞMASI Barzani müdahil olabilir BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) bazı grupları ile Suriyeli Kürtler arasıda patlak veren çatışmaları Ankara yakın takibe alırken olayların Kamışlı ve Irak sınırına yakın bölgelere kayması durumunda, Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesud Barzani’ye bağlı peşmergelerin çatışmalara müdahil olması ihtimali güçleniyor. Iraklı kaynakların verdiği bilgiye göre, ÖSO ile Suriye’deki Kürtler arasındaki gerginliğin işaretleri, geçen aylarda ortaya çıktı. İlk sıkıntı, Suriyeli Kürtleri bir araya getiren Erbil anlaşmasının uygulanması konusunda kendini gösterdi. Suriye Yüksek Kürt Konseyi Erbil anlaşmasının uygulanması için son tarih olan 15 Ekim’e kadar bir adım atılmamasını gerekçe gösterip, PKK destekli PYD’yi Barzani’ye şikâyet etti. Konsey, PYD’nin Şam yönetimine yakın tutumundan ötürü, ÖSO’nun, kısa süre içinde Kürtlere karşı operasyona girişebileceği uyarısında da bulundu. Irak ve İran’da Suriye ordusuna para karşılığı savaşacak kişilerin alındığına bunlar için büro kurulmuş olduğuna dikkati çeken Kürt konseyi, Barzani’nin devrede olmasını istedi. Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra PYD’nin silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri ile ÖSO militanları arasında gerginlik başgösterdi. ÖSO Halep’in Kürt mahallesine bir operasyon düzenledi. Iraklı kaynaklar, ÖSO ile PYD arasındaki gerginliğin kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, Suriyeli muhaliflerin PYD’ye yönelik operasyonunun arkasında Türkiye’nin olduğu yönünde Kürt kamuoyunda bir algının olduğuna dikkati çektiler. Olayların büyümesi, Kürt yerleşim birimlerinin radikal İslamcı militanların eline geçmesi olasılığının güçlenmesi durumunda Barzani’nin devreye girmesine kesin gözüyle bakan Iraklı kaynaklar, bu noktada da Türkiye ile Barzani’nin resmen karşı karşıya geleceğine vurgu yaptılar. Genelkurmay yine yalanladı ? Bir Amerikan askeri heyetinin, Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nda incelemelerde bulunduğu bildirilirken, Genelkurmay ‘Haberler gerçekdışı’ dedi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Suriye’deki gelişmelerde NATO’nun merkez üs olarak kullanacağı belirtilen Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’na giden ABD’li 20 kişilik askeri heyetin incelemede bulunduğu ileri sürülürken, Genelkurmay Başkanlığı bu yöndeki haberleri yalanladı. uriye’de Suriye ile gerilen ilişkilerin arçatışmaların dından Türkiye’nin NATO nezardı arkası dinde başlattığı girişimler çerçekesilmezken, vesinde bir ABD heyetinin, 29 İdlib kentinde Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlabir bombalama maları sırasında Diyarbakır’da anı objektiflere bulunan Türkiye’nin iki büyük hayansıdı. va kuvvetinden biri olan 2. Hava (Fotoğraf: AA) Kuvvet Komutanlığı’nda kapsamlı incelemelerde bulunduğu yetkililerden konuyla ilgili bir açıkla kaydedildi. Genelkurmay, daha önce bildirildi. Amerikan heyetinin, Türk ma yapılmadı. de Suriye sınırına Amerikan özel birHava Kuvvetleri Komutanlığı’na Ancak bu yöndeki haberler, Genel likleri gönderildiği yolundaki haberleri bağlı CASA tipi nakliye uçağıyla kurmay Başkanlığı tarafından yalan yalanlamıştı. Ankara Etimesgut’tan, Türkiye’nin landı. Genelkurmay Başkanlığı’nın ABD Genelkurmay Başkanı ve Avdoğu hava sahasını koruyan kuvvetin internet sitesinde yer alan yazılı açık rupa’daki Amerikan kuvvetlerinin kokarargâh merkezi konumundaki Di lamada, bazı basın yayın organların mutanı ise haberi doğrulayan açıklayarbakır’da bulunan 2. Hava Kuvvet da, ABD silahlı kuvvetlerine mensup malar yapmışlardı. Komutanlığı’na geldiği, 2 gün süreyle 20 kişilik bir askeri heyetin, 2. Hava Bu arada, Diyarbakır’daki 2. Hava inceleme yaptıktan sonra kentten ay Kuvveti Komutanlığı’na intikal ede Kuvvet Komutanlığı’na bağlı 8. Ana nı uçakla ayrıldığı belirtildi. ABD’li rek incelemelerde bulunduğuna yö Jet Üssü’nden önceki gün kalkan 4 askerlerin üssün pisti başta olmak üze nelik haberler yer aldığı ifade edildi ve adet F16 uçağının Suriye sınırında re teknik özellikleri ile kapasitesi söz konusu haberlerde yer alan iddia keşif uçuşu yaptığı belirtildi. Suriye konusunda incelemeler yaptığı öne sü ların tamamının gerçekdışı olduğu tarafından atılan bombayla Akçakarüldü. ABD’nin Avrupa Kuvvetleri le’de 5 kişinin ölümünün ardından SuKomutanlığı’nda görevli oldukları riye’ye ilişkin tezkere Meclis’te belirtilen askerlerin Diyarkabul edilmiş, üsse geçen ay Çin Dışişleri Bakanı Yang Cieçı, Suriye bakır’daki temasları 40 savaş uçağı göndemeselesinin siyasi yollarla çözümü için dört maddelik gizli tutuldu ve rilmişti. S Çin’den 4 maddelik öneri BARAK’TAN ‘İRAN NÜKLEER GÜÇ OLURSA’ TAHMİNİ öneri paketi açıkladı. Bakan Yang’ın önerileri, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El Ahtar el İbrahimi ile görüşmesinde açıkladığı bildirildi. Buna göre Yang, taraflara ateşkes yapılması, şiddetin durması, siyasi değişimin erken tarihte başlaması ve insani yardımın artırılması yönünde çağrıda bulundu. “Suriye’deki durum kritik bir aşamada ve bu durum Suriye halkı ile Ortadoğu’nun barış ve istikrarı için önemli” diyen Yang, “Siyasi çözüm Suriye için tek pragmatik seçenektir” dedi. Yang, uluslararası topluma, diplomatik arabuluculuğu destekleme ve işbirliği yapma çabalarını esirgememesi çağrısında da bulundu. ‘Riyad haftalar içinde, Ankara birkaç yılda’ Dış Haberler Servisi İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, İran’ın “şimdilik” nükleer silah eşiğinden geri adım attığını söyledi. İran’ın nükleer silah sahibi olmasının Ortadoğu’da bir silah yarışını tetikleyeceği uyarısı yapan Barak’ın şu sözleri ise dikkat çekti: “Suudi Arabistan haftalar içinde, Türkiye de birkaç yılda nükleer silaha sahip olur. Yeni Mısır da takip etmek zorunda kalır.” Barak, Tahran’ın sessizce nükleer bomba üretme hırsından geri adım attığını, böylece geçen yaz bir krizin önlendiğini ancak bunun sadece geçici bir durum olduğunu savundu. İran’ın geçen yaz orta seviyede zenginleştirilmiş uranyumu sivil amaçlarla kullanmaya karar vererek nükleer silah üretebileceği anı ertelediğini, bu gelişmenin krizi ancak 810 ay geciktirdiğini ifade etti. Düğünde maganda ateşi Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan’da bir düğün eğlencesi sırasında çıkan yangında aralarında çocukların da olduğu en az 25 kişi yaşamını yitirirken 30 kişi de yaralandı. Ülkenin doğusunda Abkaik bölgesindeki Ayn Bedir kasabasında önceki gece yüzlerce kişinin katıldığı, bir evin avlusunda düzenlenen düğün kutlaması sırasında davetlilerin içinde olduğu bir çadır alev aldı. Bazı yerel kaynaklar Suudi Arabistan’da bir düğün evinde yangının, düğüne katılanlardan bi çıkan yangında 25 kişi hayatını kaybetti. rinin açtığı “kutlama ateşi” sonucu çıktığını duyurdu. Davetlinin silanun kutlamanın yapıldığı çadırların buhından çıkan kurşunların yakındaki yük lunduğu avludan tek çıkışı sağlayan mesek gerilim hattına isabet ettiği, elektrik tal kapıya devrildiğini, kurbanların elekkablosunun koptuğu belirtildi. Kimi trik akımına kapılarak yaşamlarını yikaynak ise açılan ateş sonucu kablo tirdiklerini kaydetti. Erkek bakanlar ayrımcılık dersinde Dış Haberler Servisi Fransa’da sosyalist hükümet kabinedeki 38 erkek bakanı “cinsiyet ayrımcılığını önleme kursu”na yollama kararı aldı. Fransız L’Express dergisinin haberine göre şu ana kadar 12 bakan kursu tamamladı, 26 bakan da önümüzdeki günlerde kurstan geçecek. Kararın gerekçesinin söz konusu bakanların cinsiyetçi söylemlerindeki artış olduğu belirtildi. Kararın alınmasında Kadın Hakları Bakanı Najat VallaudBelkacem’in etkili olduğu, erkek bakanların ayrımcı söylemlerinden ve meclis toplantılarında kadın bakanların giysileri nedeniyle erkeklerin ıslıklı tacizlerine uğramalarından ötürü öneriyi ortaya attığı ifade edildi. Karara yol açan gerekçelerden birinin de Sosyalist Partili politikacı ve eski IMF Başkanı Dominique StraussKahn’ın New York’da bir otel odasında kadın görevliyi taciz ettiği iddiaları sonrası yaşananlar olduğu kaydedildi. Suudi başkonsolosunun cüret ettiği “bayrak indir!” dayatmasıyla 29 Ekim kutlamasını ilk Meclis’te yapmak isteyenlere barikat çekilmesi arasında bire bir paralelik var. İki olay da “R.T.C paradigmasının” ürünleri... Başbakan’ın, barikatın yıkılmasına bunca hiddetle sinirlenmesinin temel nedeni bu. Her zamanki “Dediğim dedik çaldığım düdük!” tavırının ötesinde, barikatların aşılmasını yedi düvelde kabul gören R.T.C paradigmasına bir meydan okuma olarak algıladı Başbakan. Bu sebeple dört koldan olayın peşine düştü. Başta Gül olmak üzere “yeni paradigmanın”; “tek başlılığını” olanca gücü ve yalınlığıyla ilan etmek hamlesine girişti. Tazyikli subiber gazı sınavından sonra barikatların yıkılmasını ve on binlerin coşkuyla Ata’ya koşmasını sevinçle izledik. Ancak olayın akabinde yaşananlar, bu sevinci kursağımızda bıraktı. Barikat krizinin heyhat! burada bitmeyeceğini, giderek sertleşen bir tırmanışa doğru yol aldığını endişeyle gördük. Başbakan’ın 29 Ekim olayları ile ilgili olarak Gül’e “yerini bil!” ayarı vermesi; göstericilere “illegal örgüt/terörist” muamelesi çekmesi, barikat dehşetini eleştiren gazetecilere “Bu ne had bilmezliktir?” hiddetiyle saldırması ve bu çıkışları izleyen saatlerde yürüyüşe soruşturma açılması kaygı veren bir tırmanışın işaretleri. Tehlikeli tırmanışı engelleyebilecek dengefren mekanizmaları; 12 Eylül referandumundan bu yana bu köşede düzenli olarak yazdığım gibi ne yazık ki artık tümüyle devre dışı. Öyle olduğu için zaten Başbakan yeni “R.T.C paradigmasını” bu fütursuzlukla sahiplenip savunabiliyor. İş o noktaya geldi ki; Gül’ün taktik adımlarından medet umar olduk. Bir de galiba artık yalnız o eski Anadolu sözünden: “Zulmün artsın ki zeval bulasın!” Zulmün artsın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle