19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y Ankara B 21 19 24 20 23 25 24 21 19 21 20 21 21 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B Y PB PB PB B B B B B B Y 21 19 18 25 29 27 22 24 20 23 18 16 14 Oslo Y Helsinki B Stockholm PB Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid PB Viyana PB 4 8 9 10 13 9 11 10 10 8 15 13 10 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y Y Y PB Y B Y PB Y PB PB 14 14 18 24 10 2 20 24 22 23 18 29 29 13 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Kasım GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada takvimlerde göründüğü gün; RTE’nin yasakçı doğası ortaya çıkıyor. AKP’li cumhurbaşkanıyla türbanlı eşinin, AKP’li başbakan ile bakanların, AKP’lileştirilmeye çalışılan ordunun, AKP hükümetince atanan komutanlarının yer aldığı devlet kadroları, o günleri kutlayacak ve fakat halk kutlamaları ancak ekranlardan izleyecek! O günlerde sokak, sokakta Türk bayrakları ile İstiklal Marşı’nı, 10. Yıl Marşı’nı söylemek, Atatürk posterlerini taşımak yassak! Şimdi sormak gerekiyor: Cumhuriyet Bayramı’nda halkın sokaklarda yürüyüş yapmasını, bayramlarını dilediği gibi kutlamasını yasaklayan RTE kafasıyla, özgürlüklerin ileri demokrasilere yaraşır biçimde kullanılmasını sağlayacak bir anayasa hazırlanabilir mi? Güldürmeyin insanı! ??? Yeni bir anayasa, Kürt ve terör sorunlarına, sayıları giderek artan AKP modeli başka bir sorun eklendi. Çözümlenemeyen, gizemini hâlâ muhafaza eden sorunlar… Bir dizi muamma! Uludere’de halkımızın jetlerle bombalayarak öldürülmelerini emreden kimdi? Suriye kıyılarında jetimiz düştü mü, düşürüldü mü? Afyonkarahisar’daki mühimmat deposu nasıl veya kim ya da kimler tarafından patlatıldı? Sorular hâlâ yanıtsız. Gerçek içerikleri bilinmiyor. 29 Ekim’de halkın Anıtkabir’e yürüyüşünü engelleyecek barikatları kimin kaldırmayı emrettiği son muamma. Son demeçler, barikat muammasını renklendiriyor. Almanya’ya giderayak Başbakan RTE, dedi ki, “Barikatları ben kaldırmadım”. İçişleri Bakanı da aynı havada. Oysa günlerdir bir soru dolaşıyor: Peki o değil bu değil. Yahu barikatları kim kaldırdı, sorusuna siyaset de medya da yanıt arıyor. Elbette haklı olarak diyeceksiniz ki, Çankaya’daki AKP’linin 29 Ekim’den iki gün önce Ankara valisine; “Bayram coşkusunu gölgeleyecek ortam doğmasına müsaade etmeyin. Esneklik gösterin, izin verin gitsinler” diye talimat verdiğini, Çankaya’daki resepsiyonda Cumhurbaşkanı’nın izniyle danışmanı Ahmet Sever açıkladı. Yetmez mi barikatı kimin kaldırdığı sorusunu yanıtlamaya? Yetmiyor çünkü Başbakan “Cumhurbaşkanı valime talimat verdi mi, haberim yok” dedi. Hayda! Buyrun yeni bir muammaya. Zira, cumhurbaşkanı valiye coşkuyu engellemeyin, hatta bırakın gitsinler dediğini açıklıyor. Hükümet başkanının Cumhurbaşkanı’nın bu davranışından haberi yok!. Üstelik bu açıklamalar Başbakan’la bağlantılı tuhaf bir durumun ortaya çıkmasına da vesile oluyor. RTE, vali ile olaylardan sonra konuştuğundan, bilgi aldığından söz ediyor velakin, valiye Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı gibi şu talimatı verdi mi diye sormak gereğini görmüyor. ??? Başbakan’ın kimi söylemleri bu ne perhiz ne lahana turşusu özdeyişini doğrulacak nitelik ve içerikte. Hem Cumhurbaşkanı’nın valiye talimatından haberi olmadığının altını çiziyor. Hem de Cumhurbaşkanı’nın valiye talimat verdiğini doğrulayan açıklamalar yapıyor. “Durumdan vazife çıkarma” kuralını anımsatarak doğrudan Çankaya’yı hedef alan, üstüne görev olmayan davranışlara girişme demeye gelen söylemlerle Çankaya’yı adeta uyarıyor: Devlette ikibaşlılık olmaz!.. ??? Peki, Cumhurbaşkanı talimat vermedi. Başbakan kaldırın demedi. Kim kaldırıverdi barikatları? Devlet ve demokrat olmakla övünen bu adamlar.... ...Cumhuriyet’e, Atatürk’e sevdalı halkın; Anıtkabir’e yürüyüşünü engelleyen barikatları kaldırdığını itiraf edemiyorlar... Oysa gerçek, bu adamları kıskandıracak ölçüde, sade ve harikulade muhteşem! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Berlin’de Alman Şansölyesi Angela Merkel ile buluştuğu saatlerde Almanya Adalet Bakanı Sabine LeutheuserSchnarrenberger de Ankara’da TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüşüyordu. Görüşmelerinde uzun tutukluluk süreleri ve tutuklu gazeteciler ile milletvekillerinin durumunu gündeme getirdi. Konuk bakan, ziyareti sırasında bir araya geldiği gazetecilere tutuklu vekiller konusunda “Ben Almanya siyasetinde böyle bir uygulama yaşandığını anımsamıyorum. Belki dokunulmazlığı kaldırılarak yargılananlar olabilir ama tutukluluk durumuna hiç şahit olmadım” diye konuştu. Alman bakan, üçüncü yargı paketinde olumlu unsurlar olduğunu ancak Türkiye’de ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, uzun tutukluluk süreleri ve toplu davalar gibi sıkıntılar Almanya Adalet Bakanı’ndan ‘Tutuklu Vekil’ Sitemi: ‘Bizde Böyle Bir Uygulama Yok’ bulunduğuna dikkat çekerek “Toplu davalarda gazeteciler ve avukatlar uzun süredir cezaevinde tutuklu. Diyarbakır’daki KCK davasında yargılanan İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı avukat Muharrem Erbey 30 aydır tutuklu. Almanya’daki avukatların meslek örgütleri bu konudan hoşnutsuzluk duyuyor ve eleştiriyor. Daha bu yıl Avrupa Avukatlar Birliği kendisini İnsan Hakları Ödülü’ne layık gördü. Onun durumunu da Türk makamlarına ilettim” diye konuştu. Alman bakan Türk vatandaşlarına vize serbestliği getirilmesi konusunda bir gelişme olup olmadığına dair ise, “Bu konuda asıl sorumlu bakan ben değilim. Ancak bir ilerlemeden bahsedemeyiz” yanıtını verdi. “Bu hayır anlamına mı geliyor?” sorusuna da LeutheuserSchnarrenberger, gülerek, “Öyle” demekle yetindi. Başbakan Erdoğan’ın “PKK’nin destek gördüğü ülkelerin başında Almanya geliyor” sözlerine karşı da Alman bakan şu yanıtı verdi: “Alman ceza hukukuna uygun şekilde PKK ile mücadele ediyoruz. Soruşturmalar var. Almanya, PKK’nin saklanacağı veya faaliyet göstereceği bir ülke değildir ki, zaten Almanya’da yasaklıdır. Alman yasaları kapsamında PKK’nin kara para aklama gibi finans kaynakları konusunda da soruşturmalarımız, yakın takibimiz sürüyor. Bir ucundan tutuyoruz ancak onlar başka bir yöntem bulup yine karşımıza çıkıyorlar. Ancak yasaklı örgüt ve ona para aktarılmasıyla ilgili mücadelede kararlıyız.” KAMPANYAYA BÜYÜK İLGİ imza kampanyası İstanbul Haber Servisi Su Hakkı Platformu, temiz su kaynaklarının hızla kirlendiğine ve tükenmenin eşiğine geldiğine dikkat çekerek herkesin yaşamsal faaliyetini sürdürebilecek miktar ve kalitede suya ücretsiz ulaşımı sağlanmasının anayasal güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla imza kampanyası başlattı. Suyun korunmasının ve gelecek kuşaklarla birlikte tüm canlıların sudan faydalanmasının ancak suya erişimin temel haklar arasında sayılması ile mümkün olacağına dikkat çeken Su Hakkı Platformu, yaptığı yazılı açıklamada her bireyin ve canlının yeterli miktar ve kalitede suya erişim hakkı olduğunu vurguladı. Bu hakkın sağlanmasının devletin en temel görevlerinden biri olması gerektiği ifade edilen açıklamada, “Sosyal devlet ilkesi gereği su hizmetleri kamu hizmeti olarak kabul edilmeli; herkesin yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilecek miktarda ve kalitede suya ücretsiz ulaşması sağlanmalı, erişim hakkını kısıtlayan bütün yasal düzenlemeler ve uygulamalar kaldırılmalıdır” denildi. Bu gerekçelerle “Kâr için değil, yaşam için Su” sloganıyla platformun başlattığı imza kampanya büyük ilgi gördü. İlk aşamada CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Şafak Pavey, CHP parti meclisi üyesi Ercan Karakaş, BDP milletvekilleri Emine Ayna, Hasip Kaplan, yazarlar Ahmet İnsel, Aydın Engin, Murathan Mungan, avukat Ergin Cinmen, oyuncular Lale Mansur, Müjde Ar’ın da bulunduğu 100 isim imza verdi. ALMANYA İÇİN DENİZ FENERİ GÜNCEL DEĞİL İslami yardım kuruluşlarının topladığı paraların usulsüz harcanmasına ilişkin Deniz Feneri dosyası ilk kez Almanya’da açılmış, 2008 yılında Frankfurt mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararlarıyla sona ermişti. Davanın Türkiye ayağında ise aradan geçen beş yıl boyunca dava açılamadığı gibi soruşturmayı yürüten savcıların yargılanması jet hızıyla başlatıldı. Almanya Adalet Bakanı’na dosyanın Türkiye ayağında yaşananları nasıl değerlendirdiği sorulduğunda, “Bu konu Alman siyasetinde güncel bir konu değil. Türkiye ile ilişkilerde bizi meşgul eden diğer meseleler var. Ama temaslarım çerçevesinde bu konuyu da gündeme getirmeye çalışacağım” demekle yetindi. Ergenekon ve KCK dava süreçlerine ilişkin eleştirilerini rahatça ifade eden Alman bakanın Deniz Feneri konusunda ise bu tutumuyla çelişen biçimde “Bu konu Türk mahkemelerinin sorumluluğunda. Yabancı bir bakan olarak benim yorum yapmam doğru olmaz” yanıtı vermesi dikkat çekti. Alman bakanın ‘Türkiye ile ilişkilerimizi bizi meşgul eden konular’ dediği ziyaret gündeminde ise, “sünnet operasyonlarını yasal zemine çekmek için çıkardıkları yeni yasayı” ve “Türk vatandaşlarını da hedef alan aşırı sağcı saldırılara karşı alınan önlemleri” anlatmak varmış... SIRADA 10 KASIM VAR Atatürkçü Düşünce Derneği geleneksel Cumhuriyet Balosu’nu önceki akşam Gazi Üniversitesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Bir gün önceki UlusAnıtkabir güzergâhındaki muhteşem Cumhuriyet yürüyüşünün kutlaması gibiydi gece. ADD Başkanı Tansel Çölaşan da bu havayı “Ankara Cumhuriyeti’ne sahip çıktı. Daha önceki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarımızı hak ettiğimizi düşünmüyorum. Ama bu geceki kutlamayı gerçekten hak ettik. Dün sahadan galip ayrıldık. Artık nice Cumhuriyet bayramlarını böyle coşkuyla kutlayacağımıza inanıyorum” sözleriyle kayda geçirdi. Bu arada Çölaşan’dan öğrendiğime göre, Cumhuriyet yürüyüşünü organize eden ADD ve diğer sivil toplum örgütleri 10 Kasım’da da Atatürk’ü benzer bir coşkuyla anmak için kolları sıvamışlar bile. Organ nakilleri durdu Çift kol ve bacak nakli yapılan hastanın ölmesi üzerine iptal edilen ruhsatını geri alan Hacettepe Hastanesi’ne talep gelmiyor. Bakanlık yetkilileri ise hastanenin faaliyet izni olmadığı için nakil yapamayacağını savunuyor SİNAN TARTANOĞLU Darbe sorgusu hastane odasında ALİCAN ULUDAĞ ANKARA 12 Eylül davasının sanıkları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın telekonferans yoluyla verecekleri ifadelerin, tedavi gördükleri GATA hastanelerinde alınacağı öğrenildi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sesli ve görüntülü sistemin kurulması çalışmalarına başlandı. Duruşma salonuna LCD ekran televizyonlar yerleştirildi. İfade sırasında iki sanığın yüzünün, salonda bulunan televizyon ekranını ikiye bölecek şekilde yerleştirileceği öğrenildi. 20 Kasım’daki duruşmada iddianamenin okunacağı, 21 ve 22 Kasım’da ise ifade alma işlemine geçileceği bildirildi. Evren, Ankara GATA’da, Şahinkaya da İstanbul Haydarpaşa GATA’da tedavi görüyor. Hastane odalarına kamera kurulacak ve televizyon yerleştirilecek. ANKARA 27 yaşındaki Şevket Çavdar’ın ölümüyle sonuçlanan iki koliki bacak nakli ameliyatından sonra başlayan tartışmalar sırasında “Organ nakillerinin durmaması gerekir. Tartışmalarda dikkatli olalım” yönünde uyarılar yapılmasına karşın korkulan oldu. Ameliyatın yapıldığı Hacettepe Hastanesi’ne yeni organ nakli talebinin gelmediği öğrenildi. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, “Ruhsatı iade ettik ancak Hacettepe yeni nakil yapamaz” derken ameliyatı yapan Doç. Dr. Serdar Nasır, “Şu anda ameliyatı yapabiliriz ama talep yok” dedi. Hacettepe Hastanesi’nde çift kol ve çift bacak nakli yapılan Şevket Çavdar yaşamını yitirmişti. Sağlık Bakanlığı, Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu, Hacettepe Üniversitesi’nin kompozit doku (kol, bacak, yüz) nakli ameliyatı ruhsatını iptal etmişti. Hacettepe Üniversitesi’nin başvurusu üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi iptal kararının yürütmesini durdurdu ancak esas hakkındaki kararını henüz vermedi. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, “Ruhsatı iade ettik ancak Hacettepe yeni nakil yapamaz. Mahkeme sadece ruhsatın iptali ile ilgili karar verdi. Bilim Kurulu’nun faaliyet izninin iptali kararı hâlâ geçerli. Merkezin ruhsatı olsa bile faaliyet izni bulunmadığı için yeni nakil yapılamayacağını üniversite idaresine de bildirdik.” Ancak ölümden sonra başlayan yoğun tartışmalar sırasında hem Sağlık Bakanlığı yetkililerinin hem de uzmanların, “Tartışmaların organ nakillerinde güveni azaltması ve giderek nakillerin durma noktasına gelmemesi için dikkatle yürütülmesi” yönündeki uyarıları gerçek oldu. Doç. Dr. Nasır, yürütmenin durdurulmasından sonra kompozit doku nakli ameliyatı yapabileceklerini söyledi. Nasır “Ama hasta gelmiyor. Bize başvuran hasta yok. Sağlık Bakanlığı’na başvuran hasta da yok. Belki de bakanlık engelliyor ama bekliyoruz” dedi. Vicdanı hür doktor ‘Hata var’ diyemez En başından beri çok yalnız bırakıldığını ve hâlâ yalnız olduğunu söyleyen Doç Dr. Nasır, “Vicdanı hür bir doktor yaptıklarımıza bakarsa, burada tıbbi veya mesleki hiçbir hata olduğunu söyleyemez. Buradaki sorun cerrahi değil, dahili. Tırnağın ucu kadar bir şüphemiz olsa yapmazdık bu ameliyatı. Beni çok kötü yargıladılar. Kalbi durduktan sonra nakle devam etmişsin diye sordular. Bırakın doktoru insan olan yapmaz bunu. 4 uzvu neden aynı ameliyatta naklettin dediler. Ayrı ayrı yapılmasına ilişkin bilimsel bir veri yok elimizde. Reklama ihtiyacım olsa, zaten yüz naklini yapmıştım bu yeterdi” dedi. İlçe sağlık müdürüne saldırı ? İstanbul Haber Servisi Sultangazi İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne önceki gün bilgi almak için gelen sağlık güvencesi olmayan bir kişi, ertesi gün yanına aldığı 5 kişi ile birlikte müdürlük önünde beklemeye başladı. Merkezin Müdürü Dr. Ahmet Molla’nın makamına girmesiyle birlikte hep birlikte içeri giren kişiler Molla’ya saldırdı. Olay esnasında 2 sağlık çalışanı daha yaralandı. Dr. Molla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Karısını vurup intihar etti ? GAZİANTEP (AA) Gaziantep’te kendine ait kamyonetiyle şehir içinde nakliyatçılık yapan Sinan Benzer, bir süredir şiddetli geçimsizlik yaşadığı 4 çocuğunun annesi eşi Şenay Benzer’le tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine öfkeli koca evde bulunan pompalı tüfekle eşi Şenay Benzer’i göğsünden vurduktan sonra aynı silahı kendi göğsüne dayayarak ateşledi. Polisler, kapıyı kırıp içeriye girdiğinde Benzer çiftinin cansız bedenleriyle karşılaştı. BİNLERCE KİŞİNİN UMUDU OLDULAR İstanbul Haber Servisi Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, hastalara sunduğu rehabilitasyon ve bakım hizmetlerinin yanında, çok sayıda projeye ve etkinliğe de imza atıyor. DMD (Duchenne Muscular Distrofi) adlı kas hastalığıyla ilgili “Düşümdeki Uçurtma” adlı belgesel film hazırlayan dernek, ayrıca İstanbul’da 20 pilot okulun engelli öğrenciler açısından erişilebilirlik Prof. Dr. çalışmasını yaptı. Prof. Dr. Coşkun Özdemir başkanlığında, merkezi İstanbul Yeşilköy’de bulunan Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, yaklaşık 100 bin kas hastasının daha kaliteli yaşam sürmelerini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’nden Yakup Sayın koordinatörlüğünde, 4 kişilik ekip tarafından çekilen “Düşümdeki Uçurtma” adlı belgesel, kaslarda erime ve zayıflığa yol açan, her 3 bin 500 erkek çocuk doğumundan birinde ortaya çıkan DMD (Duchenne Muscular Distrofidüşem) adlı kas hastalığını anlatmak üzere yapıldı. Diyarbakır Belediye Başkanı danışmanı Dr. İlhan Diken, Sağlık İşleri Daire Başkanı Nedim Yaşlı, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nebahat Taşdemir ve aynı fakültede öğretim üyesi psikolog Yunus Ayna ile çok sayıda kişi ve kurumun destek verdiği çalışmalarda, ailelerin ihtiyaç duydukları akülü sanÖzdemir dalyeler ile psikolojik ve rehberlik desteğin verilmesi için etkinlikler yapıldı. İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ile ortak proje yürüten Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, geçen yıl “Engelsiz Fırsat Okulları Projesi” ile 20 pilot okulda engelli öğrenciler açısından erişilebilirlik çalışması yaptı. Okullardaki engellerin durumu, bahçe ve bina girişi, rampa, asansör, engelli tuvaletleri, merdivenler ve diğer alanların durumununun engelli çocuklar için tespit edildiği çalışmada, okullar için mimari çözüm projeleri ve çözüm önerileri üretilmiş ve bu öneriler hem okul yöneticileriyle hem de yetkili makamlarla paylaşıldı. Çalıştığı bankayı soydu ? ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya’da geçen hafta içerisinde bankanın bir başka şubesine tayin edilen operasyon görevlisi U.Z, şubedeki son mesai günü olan 24 Ekim’de ATM’lere koyması gereken ve banka kasasında bulunan 500 bin lirayı alarak bankadan ayrıldı. Bunun üzerine şube müdürü Ü.T. polise bilgi verdi. Kayıplara karışan banka çalışanının yakalanması için çalışma başlatıldı. Anaokulu inşaatında kemik ? BİLECİK (AA) Bozüyük ilçesi Tekke Mahallesi’nde Şehir Zafer İpek Anadolu Lisesi bahçesinde anaokulu için temel kazılırken çok sayıda insan kemiği ve kafatası ortaya çıktı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü yetkilisi Ercan Kocagöbek, anaokulu inşaatının yapıldığı alanın Osmanlı döneminde mezarlık olduğunu ve yapılan kazıda çıkan insan kemiklerinin toplanarak belediye mezarlığına defnedileceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle