23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2012 PERŞEMBE 6 Açlık grevini bırakan yok ? İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe açlık grevlerinin sonlandırıldığı yönündeki bilgilerin gerçeği yansıtmadığını, yalnızca destek amaçlı eyleme girenlerin grevlerini sonlandırdığını söyledi. Efe hekimlerin cezaevlerine girmesinin ve avukatların B1 vitamini götürmesinin engellendiğini de iddia etti. Efe geçmiş yıllardaki açlık grevlerinde bilinçleri kapananlara B1 vitamini verilmeden, damar yolundan direkt glikoz enjekte edildiğini, bu nedenle çok sayıda insanın bilinçli sakat kaldığını, WernickeKorsakoff hastası olduğunu anlattı ve “Geri dönüşümsüz sürece girilmiştir” açıklamasını yaptı. HABERLER Açlık grevindeki 64 kişinin durumu kritik ‘Oğlum ölürse kendimi yakarım’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Altı sivil toplum örgütünün oluşturduğu Ankara Cezaevleri İzleme Heyeti, Adalet Bakanlığı’na başvurarak cezaevlerindeki açlık grevlerini yakından takip etmek ve incelemelerde bulunmak amacıyla izin istedi. Örgütler adına ortak açıklama yapan Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Özden Şener, 51. güne girilen açlık grevlerinde “çok kritik günlerin” yaşandığını belirterek “Cezaevlerinden her an tabutlar çıkabilir” uyarısında bulundu. Şener “Sadece su, tuz ve şekerle beslenme şimdiden iç organlarında geri dönülmez komplikasyonlara, sakatlıklara, bozulmalara yol açabilir. Bazı hapishanelerdeki insanlık dışı uygulamalar riski daha da artırıyor. Bu hapishanelerde açlık grevine girenler tek kişilik hücrelere atılıyor, su, tuz, şeker ve B1 vitamini verilmiyor, musluk suyuyla açlık grevi yapıyorlar. Kiminde kusma, bulantı, ishal, iç organlarda kanamalar, halsizlik, algılama güçlüğü vb. baş göstermiş. Kan kusanlar, vücudu artık sıvıya dahi intolerans gösterenler var” dedi. Basın toplantısına, açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin anneleri de katıldı. Oğlu açlık grevinde olan Sakine Avcı çocuklarına sahip çıkılmasını isterken, “Bir çocuğumuzun ölüsü çıkarsa, cezaevinin önünde kendimizi yakarız. Hiç affetmeyiz. Çocuklarımız orada açlıktan ölüyor, Tayyip Erdoğan, “Onlar yalan söylüyor” diyor. Bu nasıl bir vicdan? Çocuklarımız erimiş bir halde” diye konuştu. Çift Başlılık Olmaz Bu sözü Başbakan sarf etti, biliyorsunuz. 29 Ekim’de Ulus’taki “yasak” gösteride, polis barikatını kimin kaldırdığı ve yürüyüşe izin verildiği tartışmasına, RTE bu sözlerle noktayı koydu. Valilik, İçişleri Bakanı’na ve Başbakan’a dayanarak, gösteriyi yasaklamıştı. Ama yürüyüşe izin verilmesiyle iktidarın yumuşadığı sanılırken Cumhurbaşkanı’nın resepsiyonunda anlaşıldı ki, Gül valiyi bir gün önce çağırmış ve gösteride çatışmalara meydan verilmemesi konusunda ricada bulunmuş. Sonuçta, Ulus’ta önce gazlandı millet ve Başbakan’ın sert tutumu yansıtıldı; ama sonra da barikatların aşılmasına izin verildi ve Cumhurbakanı’nın da ricası yerine getirildi. Sonuçta Gül’ün çatışma olmasın dileği gerçekleşti. Talimatın kaynağını Emniyet MüdürüVali, ikisinde arayın! ??? RTE, “Polis görevini yapmadı” dedi: “Barikatların kaldırılması noktasında, sonra da alanda atılan adımlarda olsun, polisimizin olayı daha ciddi tutması gerekirdi. Orada bir zafiyet göstergesi var.” RTE bu sözlerle aslında olası büyük ve kanlı çatışmayı göze aldığını, herkesi terörist, illegal örgüt üyesi, holiganlar ilan ederek gözü karalığını belli ederken konumuz açısından önemli sözler söyledi: “Başbakan olarak benim görevim bellidir, Sayın Cumhurbaşkanımızın da görev alanı bellidir. Kimse de böyle bir gayretin içerisine girerek durumdan vazife çıkarmasın.” Gül’e, işime karışma diyor. Ulus gösterisi, iki siyasi lider arasında yönetim felsefesindeki farklılığı ve rekabeti net gösterdi. Bu ve önceki farklı siyasetler, iki yıl sonra ortaya çıkacak yeni durumun habercileridir. RTE, Çankaya’ya çıkmayı başarırsa, Gül’e hükümeti oluşturma yolunu açacak gözükmüyor. RTE, başkanlık sisteminin gerçekleştirilmesine öncelik veriyor. Böylece “iki başlı yönetim” de engellenmiş olacak. Tabii, kendisi hem Başkan hem de fiili başbakan olarak! ??? Peki Gül? İki yıl sonra ne yapacak? Temel soru budur. Aynı zamanda, düğümü çözecek soru da... Birileri sanıyor ki, “İşte bir şeyler yapar anlaşırlar, onlar kardeş...” Eğer “kardeşlik” ise konu, RTE, Köşk’e çıkarken hükümeti de Gül’e bırakır. Ama hepsini kendisine istiyorsa, orada kardeşlik falan yok, siyaset var, kariyer hırsı var, tekelcilik var, “kardeşi yok sayma” var! Ülke yönetimini kimin üstleneceği konusunda “kardeşçe paylaşım” olabileceği gibi siyaset ve iktidar dışı bir zırvalığı, siyaset literatürüne sokmayalım! Peki Erdoğan, iki yıl sonra hükümeti Gül’e bırakır mı? Olabilir. Zoru görünce, başkanlığı hukuki ve reel olarak gerçekleştiremeyeceğini... veya Gül’ün önemli bir atılımla RTE’yi açmaza düşüreceğini görünce... Hükümeti Gül’e bırakırsa, Gül tamamen kendi iktidarını kurar. Bu iktidarın bileşimi ve yönetimi de, politikası da, Erdoğan’dan farklı olur. Erdoğan da seyreder! RTE, seyretmeyi kabul edebilir mi?! ??? Herkes kendi siyasi geleceğini inşa ediyor. RTE, Cumhurbaşkanlığı’na çıkmak istemesiyle, siyasette “topal ördek” durumuna düştü. Ya anayasa değişikliği ile Başkan olarak çıkmayı deneyecek... Bu çok zor... Herkes engelleyecektir! Partisi dahil! Ya da oradan, hükümeti hukuken olmasa da fiilen yönetecek bir “sistem” kuracaktır. Bir emanetçi politikacı... Bu iki olasılığı da deniyor. Bu iki olasılık içinde, Gül’e yer yoktur! Ama başkanlık ne kadar imkânsızsa, emanetçilik de o kadar zor ve sürdürülebilir değil. Gül ne yapar? Mesela Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını yeniden koyar. Bu hakkı olduğunu danışmanı Ahmet Sever’e açıklattı. Ama koyar mı? Olasılık çok az. Şimdiden siyasi olaylar karşısında aldığı tutumlarla, RTE’den farklılıklarını ortaya koyuyor, adeta bir siyasi program ve kişilik inşa ediyor kendisine... Devamını bekleyelim. Gül’ün önündeki olasılıklardan biri, siyasetten çekilmektir. Bunu yapar mı? Yapmaz. Niye yapsın? “Kardeşi”nin kellesini almasına neden izin versin? Siyaseti bırakma konusunda hiçbir işaret almadım. Tam tersi durum var. Diğer olasılık: Başbakanlığı, RTE’nin elinden çekip alması... Bu, parti içinde değişecek dengelerle ilgili. Dengeler değişir mi, tabii ki; siyaset tam da budur. RTE Çankaya’ya çıkarsa, her şey değişir. Bu dengelerde, cemaatin de Gül’e destek vermesi büyük olasılıktır. Gül’ün partiyi yönetmesi (ele geçirme!) mümkün. AKP’yi sahada bir arada tutacak bir başka lider şimdilik gözükmüyor. Eğer bu olmazsa... RTE Gül’ü dışlarsa, parti kontrolünü de bırakmazsa... Gül, AKP içinden ikinci bir parti bile çıkartabilir. Bu parti, şüphesiz ki, bugün kayıp olan eski merkez sağın (veya ona yakın) partisi olur. Yeni bir kanla. Bu fikir geniş destek bulur. Gül’ün arkasında ABD ve Avrupa da olacaktır! Bugünkü verilerle olasılıkları tartışıyorum. Hepsi bu. ‘Devlete kalkan el kırılır’ B1 kullanımı engelleniyor “WernickeKorsakoff’lular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi” adına açıklama yapan Eyüphan Başar ise “Alınan bazı bilgilere göre hapishanelerde B1 kullanımı engelleniyor. Önümüzdeki günlerde ölüm haberleriyle yüreklerimiz dağlanacak” dedi. e yapalım Allah bizi Kürt yaratmış’ Hakkâri Yüksekova’dan gelen Perişan Geylani de iki çocuğunun Diyarbakır Cezaevi’nde açlık grevinde olduğunu belirterek “Oğlum, Kürtlere uygulanan zulüm ve zorbalığa karşı bu eylemi yapıyor. Ne yapalım Allah da bizi Kürt olarak yaratmış” dedi. ‘N Vali ateşe benzin döktü LEVENT GENCELLİ ‘Üç ay önceki yemekten nemalanıyor’ Kışanak sert çıktı: Terbiyesizlik Güneydoğu’da tansiyon düşmüyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR 12 Eylül’de başlatılan açlık grevi 50. gününü geride bıraktı. 64 kişinin durumunun kritik eşiğe geldiği öğrenilirken geçen yıl KCK operasyonunda tutuklanan Derik Belediye Başkanı Çağlar Demirel de dün tutuklu bulunduğu Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevine başladı. Terör örgütü PKK’nin cezaevleri sorumlusu Deniz Kaya ise “En ufak bir müdahale karşısında kıyameti koparacağız. Eylemimizi, on bin kişiye çıkaracağız” dedi. Açlık grevlerine destek için yapılan eylemlerde çıkan olaylar nedeniyle 122 kişinin gözaltına alındığı, 7 kişinin tutuklandığı belirtildi. Öte yandan Hakkâri Üniversitesi’nin rektörlük binasına giren göstericiler camları kırıp içerideki eşyaya büyük zarar verdi. Zagros İş Merkezi’nde bazı işyerleri kurşunlandı. Fatih Sultan Mehmet ve 23 Nisan ilköğretim okulları taş ve molotofkokteylleri nedeniyle zarar gördü. Mardin’in Nusaybin kaçırılan lise müdür yardımcısı Mehmet Ali İnan ve okul hizmetlisi Sabahattin Doğan serbest bırakıldı. DİYARBAKIR / ANKARA (Cumhuriyet) BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, kendisinin de aralarında bulunduğu BDP’li milletvekillerinin yemek yerken çekilen fotoğrafına değinerek partilerini eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Kışanak, “Üç ay önce Mardin’de bir vekilimizin evinde kadınların yaptığı yemeği yemişiz. 3 ay önce bir köy sofrasında yediğimiz yemek üzerinden nemalanmak terbiyesizliktir, ahlaksızlıktır. Bunun üzerinde 50’nci güne dayanan açlık grevlerinin üstünü örtmek vicdansızlıktır. Bu kadar rezalet olamaz” dedi. Bazı cezaevlerinde açlık grevlerinin bırakıldığına dair haberlere de tepki gösteren Kışanak, “Adalet Bakanlığı’nın bunlar üzerinden psikolojik savaş yapması vicdansızlık ve terbiyesizliktir. Diğer tutuklu ve hükümlüler destek vermek için süreli ve dönüşümlü açlık grevleri yapmıştı. ‘Bıraktı’ denilenler bunlardı” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda BDP’nin açlık grevine ilişkin Meclis araştırma önergesinin gündemin ön sırasına alınmasına ilişkin grup önerisi üzerinde yapılan konuşmalar tartışmalı geçti. AKP’li Ramazan Can’ın “Kuzu kebaplarıyla âlem yapanların cezaevlerindeki yandaşlarına ölüm diyorlar” demesi gerilimi artırdı. BDP’li Sırrı Sakık, “Bizim çocuklarımız onurlu bir mücadele içerisindedir. Ey yoksul Anadolu çocukları, sizin çocuklarınız her gün ölüme gidiyor, AKP’lilerin çocukları Amerika’da, Avrupa’da eğitim görüyor, Türkiye’yi parsellemişler. Bizim çocuklarımız kimliklerinden dolayı iş yapamaz intihar eder, işte aramızdaki fark budur” diye konuştu. BURSA Bursa’nın Yıldırım ilçesinde açlık grevlerine dikkat çekmek isteyen BDP’lilerin eylemine sağ görüşlülerin saldırmasıyla pazar gecesi başlayan gerginlik üç gündür sürüyor. Önceki gece yaşanan gerginlikte bir kişi silahla vurularak bir kişi de atılan taşlarla yaralandı. Bölgede 2 bin polis görevlendirilirken Vali Şahabettin Harput, “Devlete ve vatana kalkan el kırılır. Hiçbir suçun cezasız kalmayacağını herkes bilsin” dedi. Harput, sosyal medyada yapılan yorumların dikkatle izlendiğini söyledi. Pazar gecesi şehit babası Emrullah Vatansever’in iki grubu da yatıştırmasıyla önlenen olaylar pazartesi gecesi çoğunluğunu Erzurumlu ve Karadenizlilerin oluşturduğu 500 kişilik grubun BDP ilçe binasına yürümek istemesiyle alevlendi. Salı gecesi de gerginlik yaşandı. Ellerindeki taş, sopa ve baltayla saldırıp polis barikatını aşan iki grup ça tıştı. Bu sırada Erzurumlu İlker Kaya başından vurularak bir kişi de taşlardan yaralandı. MHP İl Başkanı Hasan Toktaş, “MHP olarak biz bu oyunun içersinde olmadık, olmayacağız” dedi. Yıldırım Halkevleri’nden yapılan açıklamada ise “Irkçı grup, polisin himayesinde ve desteğiyle mahalleliye saldırdı. Emniyet güçleri bir iç savaş yaratmak için var gücüyle çabalıyor. Bursa Valiliği’nin ve Emniyeti’nin bu tutumu devam ettiği sürece yeni Maraş’lar, Sivas’lar oluşması an meselesidir” denildi. Olaylarla ilgili pazartesi gecesi gözaltına alınan 4 kişi serbest bırakılırken polis dün akşam bölgede operasyon yaptı. Ara sokakları tarayan polis ekipleri taşkınlık yaptığı belirlenen 20’dan fazla kişiyi gözaltına aldı. Emniyet’e ait sesli yayın aracından halka tahriklere kapılmamaları yönünde uyarılarda bulunuldu. 20’den fazla gözaltı ODTÜ karıştı ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) Ankara çevik kuvvet ekipleri, artık her basın açıklamasında, yürüyüşte gaz bombası kullanıyor. Son olay dün akşam saatlerinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) giriş kapısında yaşandı. Yaşam tehlikesi sınırına gelen açlık grevlerine destek vermek için AKP Genel Merkezi’ne yürümek isteyen öğrencilere polis müdahale etti. Polisin attığ gaz bombaları kampusun ve Eskişehir Yolu’nun duman altı olmasına yol açtı. Üniversitenin önünden geçen yurttaşların gazdan etkilendikleri görüldü. Öğrenciler de polise taş, şişe ve sapanlarıyla attıkları misketle karşılık verdi. Giriş kapısındaki güvenlik kulübesi ateşe verildi. Öğrenciler daha sonra kampus girişine çöp konteynırları ile kurdukları barikatı da ateşe verdi. Bazı öğrencilerin yaralandığı öğrenildi. Olaylar sırasında çevik kuvvetin kullandığı gaz bombalarının bitmesi üzerine geriye çekilen polislerin bir kovanın içinden çıkardıkları bombaları hazırladığı görüldü. Ek bombaların da bitmesi üzerine polis telsizinden “Artık gaz atmayın, içeride ne olduğunu görelim” anonsu yapıldı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Adalet Bakanı Ergin: 683 kişi açlık grevinde göndereceğiz “Diğer fezlekelerin gördüğü muamele bunlar için de uygulanacaktır” dedi. Ergin, “Terör unsurlarının ayrıştırılmadan ve milletin gözünün içine bakarak yapılan o eylem, bütün kamuoyunu yaralamıştır” dedi. Fezlekeyi henüz görmediğini, Adalet Bakanlığı üzerinden Başbakanlık’a, oradan da parlamentoya gönderileceğini kaydeden Ergin, “Diğer fezlekelerin gördüğü muamele bunlar için de uygulanacaktır” diye konuştu. Fezlekeyi Meclis açlık grevi için devreye giriyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, cezaevlerinde devam etmekte olan açlık grevlerine el attı. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün başkanlığındaki cezaevlerini inceleme alt komisyonu üyeleri, bugün Bolu F Tipi Cezaevi ile Kapalı Cezaevi’ne gidecek. Heyet, burada, açlık grevi yapan 6 PKK’li mahkum ve cezaevi yöneticileriyle görüşerek, açlık grevi eylemlerinin sonuçlandırılması için çaba gösterecek. Başkanlığını AKP Çorum Milletvekili Murat Yıldırım’ın yaptığı cezaevleri alt komisyonunda, AKP Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız, AKP Kilis Milletvekili Ahmet Salih Dal, AKP Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, MHP İstanbul Milletvekili Atilla Kaya ve BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü yer alıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, şu anda 66 ayrı cezaevinde, 683 kişinin açlık grevi eyleminde olduğunu belirterek “Sorumluluk noktasında olanların sorumsuz açıklamalarıyla bu süreci sabote etmemeleri, istismar etmemeleri önemli” dedi. Ergin, Van Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin, 17 Ağustos’ta Şemdinli’de teröristlerle buluştuğu belirlenen BDP’li 10 milletvekili hakkında hazırladığı fezlekeye ilişkin de Öğrenciler kampus içine çekilirken ODTÜ Rektörlüğü çevik kuvvetin kampusa girmesine izin vermedi. Havanın kararması ve rektörlüğün müdahaleyi reddetmesi üzerine olaylar sona erdi. Öte yandan bir grup Boğaziçi ve Galatasaray Üniversitesi öğrencisi, Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampusu’nda çadır kurarak cezaevlerindeki açlık grevine destek vermek için dönüşümlü açlık grevine başladı. ektörlük polisi Rkampusa sokmadı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle