19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2012 PAZARTESİ 8 İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir PB Manisa B Denizli PB Zonguldak Y Sinop B Samsun Y Trabzon Y Giresun Y B Ankara 25 26 27 25 27 28 27 23 24 25 25 24 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B Y PB Y Y Y B B Y Y Y Y 24 25 21 25 24 25 27 26 26 27 20 19 18 Oslo Y Helsinki Y Stockholm PB Londra Y AmsterdamPB Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih B Berlin Y Budapeşte B Madrid B Viyana PB HABERLER 11 11 11 14 13 15 16 14 15 13 17 28 15 Belgrad B 17 Sofya Y 17 Roma PB 24 Atina PB 27 Zürih B 14 Moskova Y 8 Aşkabat Y 30 Taşkent B 24 Baku B 26 Bişkek B 24 Tiflis PB 25 Kahire B 30 Şam B 27 Ülkemiz geneli parçalı ve yer yer çok bulutlu, İç Anadolu’nun doğusu, Göller Yöresi dışında Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Rize, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Konya, Karaman çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçmesi bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ekim ERDOĞAN’DAN TEZKERE YORUMU ‘Savaşa hazır olmak zorundasın’ SİBEL BAHÇETEPE Başbakan Tayyip Erdoğan, TBMM’de alınan son tezkere kararı ile CHP’yi eleştirerek “Sen her an gerekirse savaş edecek gibi hazır olmak zorundasın. Sen buna hazır değilsen zaten devlet değilsin. Biz orada kalkıp da Sayın Kılıçdaroğlu’nun keyfini bekleyeceğiz...” dedi. Erdoğan, dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin resmi açılışını gerçekleştirdi. Konuşması sırasında kavonozlara konuşmuş kirli ve temiz suları gösteren Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Bak bu suyu artık İstanbul’da kullanıyoruz. Çevrecilik nedir diye öğrenmek istiyorsan İSKİ’nin rahlei tedrisinden geçmen lazım” dedi. Suriye ile savaşın eşiğine gelmemize neden olan top mermisi düşmeden önce, Ankara’daki yabancı diplomatların birinci önceliği Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP kongresinde yaptığı konuşma ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 24 saat sonra TBMM’de yaptığı yasama yılı açış konuşmaları arasındaki dikkat çekici farklılıklardı. Yazarımız Emre Kongar hafta içinde iki konuşma arasındaki 6 önemli farkı; Cumhurbaşkanı’nın AB vurgusuna karşılık Başbakan’ın İslam âlemine yönelmesi; ifade ve basın özgürlüğü konusunda Erdoğan’ın yasaklardan, Gül’ün özgürlüklerden yana olması; Erdoğan’ın tutuklu milletvekillerini içeride tutma arzusuna karşı Gül’ün onların TBMM’de olması gerektiğini vurgulaması; Başbakan’ın başkanlık sistemi arzusuna Gül’ün kuşkulu ve mesafeli duruşu, Erdoğan’ın kaldırılmasını istediği BDP’li vekillerin dokunulmazlığı konusunda Gül’ün karşı duruşu ve Erdoğan’ın çatışmacı dış poltikasına karşı Gül’ün temkinli duruşu olarak özetledi. Büyükelçiler de buna benzer karşılaştırmaları önemle not ederek başkentlerine ilettiler. ABD Büyükelçisi Ricciardone: Gül’ün özgürlük vurgusu anlamlı ve önemli ‘Ö ilk destek de ABD’den geldi. ABD Büyükelçisi Riccardone, Gül’ün konuşmasını nasıl bulduğunu sorduğumda açık desteğini şu yanıtıyla gösterdi: “Cumhurbaşkanı Gül geçmişte düzenli olarak yaptığı gibi, o gün parlamentoda da çok net ve güçlü ifadelerle demokrasi ve özgürlükleri savundu. Türkiye’nin cumhurbaşkanı olarak özellikle ifade özgürlüğü konusundaki vurgusu önemli ve anlamlıydı. Bu sözleri sadece Türklere değil, bölgedeki diğer halkalara da muhakkak esin verecektir.” GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘CHP’nin tavrı anlaşılabilir değil’ Suriye tezkeresi üzerinden CHP’ye yüklenen Erdoğan, “Bizim 5 tane kardeşimiz, şehit oluyor. Ya onların yanında mısın, zalim Esad’ın yanında mısın? Efendim bu tezkere niye gelmiş? Savaş olur mu olmaz mı? Sen orayı geç. Bizi bu işlerden kaçar noktaya kimse sokmasın. ‘Bir savaş başlarsa ne olur?’ Kardeşim sen hazır ol. Tezkeren elinde olsun. Gerekirse gerektiğinde gereği yapılır” dedi. elir gelmez eleştirmişti İki konuşmayı yakından takip eden isimlerden biri de ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone. Türkiye’ye atandığı günden bu yana basın ve ifade özgürlüğü alanındaki eksiklere dikkat çekerek bunların giderilmesi için teşvik edici açıklamalar yapan bir diplomat G Ricciardone. devirmeye kalksalar anlardık. Bu tespiti yapmakla yetinmedi Ankara’ya atandığı 2011 Ama sadece sevimsiz şeyler ABD Büyükelçisi. Bir de önemli başında gazetecilerle ilk söyledikleri için hapse beklentisini dile getirdi. Gül’ün buluşmasında “Türkiye muhalif atılmamaları gerekir” ifadelerini eksikliğine vurgu yaptığı de olsa özgür basın istiyor. Ama de kullanmıştı. demokratik hak ve özgürlüklerin bir yandan basın özgürlüğü yeni anayasada güvence altına nemli ve denirken diğer yandan alınmasını da istedi yorumunun gazetecilerin gözaltına alınmasını anlamlı sözler’ ikinci bölümünde: anlayamıyorum” dediğinde “Parlamento Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanı Gül’ün kıyamet kopmuştu. ikinci yüzyılı için Türkiye’nin yeni konuşmasında tutuklu Bu sözleri nedeniyle hükümet milletvekilleri ve basın anayasasını yazıyor. Hepimiz tarafından “acemi büyükelçi” Meclis’teki bu çalışmanın özgürlüğüne ilişkin uyarılarının ilan edilmesine aldırmadan, Cumhurbaşkanı Gül’ün hükümet kanadında gazetecilerle bir yıl sonraki konuşmasındaki mesajı, ifade hoşnutsuzluk yarattığını bizzat buluşmasında tutuklu özgürlüğünün açık ve güçlü Başbakan Erdoğan ortaya gazeteciler sorunundan biçimde anayasal güvence altına koymuştu. duyduğu rahatsızlığı bir kez alınması şeklinde tercüme Yurtiçinde pek çok kesimden daha şu sözlerle kayda geçirdi: etmesini umalım...” destek alan Gül’e yurtdışından “Bir yıl önce anlamıyorum, ??? Türkiye’nin en anlayamıyorum önemli müttefiki ABD, demiştim, şimdi bunu HOŞ GELDİN SOL Ankara’daki temsilcisi yine tekrarlıyorum.” Ricciardone’nin bu Ricciardone aynı sözleriyle, demecinde, sadece Emeğin, özgürlüklerin, eşitliğin ve barışın Cumhurbaşkanı Gül gazetecilerin değil, yanında; sömürünün, zulmün, hukuksuzlukların ile Başbakan tutuklu bulunan ve savaşın karşısında olan kitlelerin sesini Erdoğan’ın kamuoyu iktidarın sayısı, on aydınlar, öğrenciler ve televizy duyuran gazete ve önünde ilk kez ayrı siyasetçilerin ifade her türlü baskı ve yasaklamasına rağmen düştükleri demokrasi günlük bir yeni özgürlüklerine de sahip artmakta. Geçen hafta aramıza ve özgürlükler çıkarak “Bu kişiler gazete daha katıldı: soL. tartışmasında tarafını bomba atmış olsalar, bulunan Hazırlayan ve yayınına katkıda açık biçimde hükümeti şiddetle meslektaşlarımıza içten bir “hoş geldin” diyoruz. belirlemiş gözüküyor. nayasal güvenceye bağlanmalı’ ‘A DİYARBAKIR EMNİYET MÜDÜRÜ GÜVEN: Ölen teröriste ağlayamayan insan değildir DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’a yeni atanan Emniyet Müdürü Recep Güven, “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz. Eline silah almış, çoluk çocuk demeden insan katleden, canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz” dedi. Diyarbakır’daki basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Güven, 1990’lı yıllarla ilgili özeleştiride bulundu. 1991 ve 1996 yılları arasında Diyarbakır’da görev yapan 20 yıllık istihbaratçı Güven, “Keşke yaşanmasaydı, hiç olmasaydı” denilen bir süreçte Diyarbakır’da hizmet vermeye çalıştığını anlattı. Güven, “Boşaltılan her köyün aslında geleceğimizde tehdit olduğunu biliyorduk. Meçhule giden insanların herhangi bir sisteme tabi olamayacağını da biliyorduk. Belki bir mecburiyetti, belki acil bir karardı. Bugün yaşadığımız sorunun temelinde bu var. Şimdi toparlanmaya ve normalleşmeye çalışıyoruz. Sadece güvenlikçi yaklaşımlarıyla bu işin çözülmeyeceğini en iyi bilenlerden biriyim” dedi. Bir konferansta yaptığı bir konuşmaya da değinen Güven, şunları anlattı: “Konferansta salondakilerin büyük ünlemlerle bakmasına sebep olan bir cümle kurdum. ‘Ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz’ demiştim. Benim yitik evladım dağa çıkmış; keşke ulaşabilseydim, onun terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Ağlarım, her teröriste de içim ezilir.” Geçiş serbest MUSTAFA KEMAL ERDEMOL TSK’nin ‘Suriye’ye geçiş kontrol altında’ açıklamasına karşın ihlaller sürüyor Traktör mayına çarptı: 1 ölü 1 yaralı ŞIRNAK (AA) Uludere’ye bağlı Şenoba beldesinden Bave Yaylası’na odun toplamaya giden köylüleri taşıyan traktör, PKK mensupları tarafından yola döşenen mayına çarptı. Meydana gelen patlamada traktörün üzerinde bulunanlardan Nizar Babat (17) öldü, Hasan Babat (32) ise yaralandı. Bingöl’de de polis aracına roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Olay sırasında yoldan geçen bir yurttaş yaralandı. Öte yandan güvenlik güçlerinin Kandil ve Hakhurk’ta PKK’ye yönelik yoğun bir bombardıman başlattığı iddia edildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın Akçakale sınırından Suriye’ye geçişlerin kontrolleri altında olduğunu açıklamasına rağmen, sınır ihlalleri sürüyor. Suriye’den muhalifler, Türkiye’den de siviller diledikler zaman sınırı geçiyorlar. Asıl adı Ahmet olan ama bölgede Hafız olarak tanınan bir Akçakaleli, “denetimler olsa da sınırların delineceğini” söyleyerek kendisinin de Suriye’nin Tel Abyad kentine hem de sık sık geçtiğini belirtiyor. MHP’li olduğunu ama tezkereye destek veren partisine kızgınlık duyduğunu ifade eden Hafız, yaptığı sınır ihlalini “suç” saymıyor. Neden sürekli sınırı geçip Suriye’ye gittiğini sorduğumda, “Rakka kasabasında akrabalarım ve ikinci eşim var. Zor durumda oldukları için onlara yardım götürüyorum” yanıtını veriyor. “Niye onlar da diğer Suriyeliler gibi gelip Türkiye’ye sığınmıyorlar” sorumu da “Gelmezler, çünkü çoğu Esadcı” diye yanıtlıyor. Raşid Amonak kazada tüm medya mensuplarının en bü yük yardımcısı. O da sınırın denetlenmesinin çok güç olduğunu belirterek “Yöre insanı nereye nasıl girileceğini çok iyi bilir” diyor. YİNE BOMBA DÜŞTÜ! alkın kafası karışık Hafız’ın durumunda olan çok sayıda Akçakaleli var. Bu nedenle kamplarda yaşamayan, ama kazadaki yakınlarının yanına yerleşmiş çok sayıda Suriyeli olduğu söyleniyor. Valiliğin halkla anlaştığı, bu nedenle kentten ayrılmaların durduğu söylenmesine rağmen kazadan 3 bine yakın kişinin Urfa dışındaki illere, özellikle İskenderun’a göç ettiği belirtiliyor. Suriye konusunda Akçakalelinin kafası “karışık”. Hem Suriye yönetimine ateş püskürüyorlar hem de sığınmacılara öfke duyuyorlar. H Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine dün de Suriye tarafından iki havan mermisi düştü. Mermilerin Akçakale sınır kapısının hemen yanındaki Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bahçesine isabet ettiği, olayda ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi. Mermilerin Tel Abyad kentini ellerinde tutuğu belirtilen Özgür Suriye Ordusu’na karşı büyük bir saldırıya geçen Suriye ordusuna ait olduğu belirtilirken, Suriye ordusunun kentteki muhaliflere karşı “çok büyük” bir tank harekâtına başladığı kaydedildi. Çatışmalarda yaralanan bazı Suriyeliler sınırdan geçirilerek tedavi için Akçakale’ye getirildi. Öte yandan Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Hacıpaşa beldesi Çarşamba Çiftliği mevkisine de dün 18.50 sıralarında havan topu mermisi düştüğü bildirildi. Merminin düştüğü yerin yerleşim birimi olmadığı, ölü ya da yaralının bulunmadığı öğrenildi. Suriye tarafından atılan 2 topun Akçakale’ye düşmesinin ardından, polis araçları ve belediye hoparlörlerinden yurttaşlara dışarı çıkmamaları, sınır bölgesinden uzaklaşmaları yönünde uyarı anons yapıldı, bölgedeki evlerde yaşayanların üst katlardan alt katlara inmeleri istendi. Türkiye’nin misilleme atışı ile karşılık verdiği olay sonrası ilçede tedirginlik hâkim. ‘Dışarı çıkmayın’ uyarısı Aile görüşlerinin yeri, önemi, anlamı ayrı. Bir de bakanlıktan ya da savcılıktan özel izin alınarak yapılan ziyaretler var. CHP milletvekillerimizle bu yöntemle görüşebiliyoruz. Yazı aramızda ziyaret sayısı iki elin parmaklarını geçen milletvekillerinin bende özel bir yeri oluştu. Görüş salonu buluşmalarında “özledik” diyerek birbirimize sarılıyoruz. Ana gündem konularımız belli. Onların dışında mesleklerden söz ediyoruz. Mesleklerin özelliklerinden toplumsal çıkarımlar yapmaya çalışıyorum. Bazen tam yerine oturuyor. ??? İstanbul milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, diş hekimi. Ağustostaki aylık olağan görüşmemizde takıldım: “Muhallebi yerken diş nasıl kırılır?” Güldü. “Onun deyimi var ayrı konu, ama gerçekten muhallebi yerken diş kırılır” dedi, devam etti: “Diş içten içe çürümüştür. En üstte incecik bir tabaka kalmıştır. An gelir, küçücük bir baskıda kırılır...” Kimi kurumlar hatta toplumsal katmanlar gibi yani... “Peki, Sevgili Öğüt” dedim, “bir dişin diyelim yüzde 80’i çürümüşse ama kök sağlamsa kurtarılabilir mi?” “Elbette kurtarılabilir” dedi, devam etti: “Biraz uğraştırır ama mutlaka yapılabilir. Çürük temizlenir. Köklerde iltihap varsa onlar da giderilir ve diş kazanılır.” O zaman kurumsal, toplumsal çürümelere bakıp umudu kesmemeli. Emek harcayınca mutlaka yapılacak bir şey vardır. Asıl olan başarmak için yola çıkmak. Sordum: “Diş doktoruna ne zaman gideriz?” Yüzünü biraz ekşitip cevap verdi: “Çoğunlukla ağrımaya başlayınca. Hatta hemen başlayınca da değil. Ağrı şiddetlendikten sonra. Çünkü Türk toplumunun ağrıya dayanma gücü yüksektir. Artık dayanılmaz hale gelince doktora gideriz.” İşte bu da bir başka toplumsal gerçek. Karşılaştığımız sorun iyice canımıza tak edecek ki çözüm arayışına girelim. Sordum: “Tedavi için sizden ilk istenen ne?” Bu kez hafif gülümseyerek karşılık verdi: “Kestirmeci çözüm. Çek dişi gitsin, köprü yap bitsin, diyorlar. Oysa biraz uğraşınca dişi kurtarmak mümkün.” Al bir toplumsal gerçek daha. Kolayı neyse onu yapalım, daha iyi olsun diye uzun uzun uğraşmayalım. Öğüt’le bu sohbetimizi yazı konusu yapmaya karar verince, özgürlükte diş tedavilerini nasıl yaptırdığımı düşündüm. Ankara’da diş hekimi “vefa”lı bir dostum vardı. Birkaç dolguyu tamamladıktan sonra ağzıma alüminyuma benzer bir kâğıt koyup çenemi kapatmamı istemişti. Alt ve üst dişlerin birbirine basınca izlerini çıkartmış, yüksekliklerin aynı düzeyde olup olmadığını kontrol etmişti. “Bu denge tam olmazsa işini görmekten çok başını ağrıtır” demişti. Bir araştırmada okumuştum; Türkiye’de 55 milyon kişinin ağzında 400 milyon kadar çürük diş var. Sorun da çözüm de ağzımızın içinde. ??? 1 Ekim Pazartesi günü PEN Yazarlar Birliği Türkiye Temsilciliği’nden avukat Sabri Kuşkonmaz ziyaretime geldi. Söze, “Yeni yasama yılının başlangıcını burada kutlayalım” diye başladı. Sohbet konumuz temsil ettiği kurumun da etkinlikleri çerçevesinde hapisteki aydınlardı. Bu konuda bir duyarlılık yaratmaya çalıştıklarını, toplumun bu soruna neredeyse “alışmış” olmasından rahatsızlık duyduklarını anlattı. Aklıma ilk “diş ağrısı” geldi. Toplum, ne yazık ki ağrılarıyla birlikte yaşamaya alışabiliyor, hissetme duygusunu azaltmanın yollarını arıyor. Diş işlerinden ne işlere geldik... Diş hekimi dostum tedaviden sonra uyarmıştı: “Bazen insanlar, alışkanlık yapar sadece bir tarafla çiğner. O zaman ağız ve çene yapısı bozulur. Sağ ve sol iki tarafı da eşit kullanmak gerek.” Çözüm ağzımızın içinde. Ağzımızı temiz tutmak gerek. Gerektiğinde dişimizi sıkmak, ama çoğunlukla onu sağlıklı tutup iyi kullanmak gerek. Badireleri aşmak için dişli bir toplum olmak gerek. BARZANİ‘DEN SIĞINMACI AÇIKLAMASI: avaş istemiyorlar Savaş olmasını istemiyorlar, ama tezkerenin parlamentodan geçmesini olumlu buluyorlar. CHP İl Saymanı Ahmet Yürüboğa bile “Tezkere çıktığından beri” artık Suriye tarafından gelen saldırıların kesildiğini söylüyor. S Silahlı eğitim veriyoruz Dış Haberler Servisi Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Kuzey Irak’a sığınan Suriyeli Kürtlerin arasından bazılarına silahlı eğitim verdiklerini ve Suriye’nin kuzeyinde de Irak’taki gibi bir yapılanma olmasını istediklerini söyledi. Fransız dergisi L’Essentiel’e röportaj veren Barzani, Türkiye ile ilişkilerin hiçbir zaman bozulmasını istemediklerini anlattı. Türkiye dahil her yerde Kürtlerin haklarını elde etmelerinden yana olduklarını, silahlı çözüm ve kan dökülmesine karşı olduklarını söyleyen Barzani, “Üzerimize düşeni her zaman yapmaya hazırız” dedi. Barzani, denetimleri altındaki bölgede Suriye’den gelen 15 bine yakın, çoğu erkek sığınmacı bulunduğunu bunların bir kesiminin silahlı eğitim gördüklerini anlattı. 3 BDP’liye gözaltı BDP İstanbul il örgütünün, Taksim Meydanı’nda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın cezaevi şartlarının düzeltilmesi, anadilinde savunma hakkı ve müzakerelerin yeniden başlatılması istemiyle 12 Eylül’den bu yana açlık grevi yapan PKK’li mahkumlara yönelik destek eyleminin ardından polise taş atan gruba müdahale edildi. Tarlabaşı’nın ara sokaklarına kadar süren kovalamacada 3 kişi gözaltına alındı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle