19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EKİM 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Tam 15 kez düştü havan ve top mermisi... Bu kez bir evi vurdu, bir anne, üç çocuk ve bir genç kız yaşamını yitirdi. Elbet Türkiye egemenlik haklarını ve sınırlarını korumak için askerlerimizi bölgede konuşlandıracaktır. Türkiye haklı olarak misilleme yaptı. Top atışları sabaha dek sürdü... O zaman tezkereye gerek var mıydı? Hükümetin Suriye’ye “sınır ötesi” askeri operasyon istemesi, ÖSO ile birlikte Esad güçleriyle savaşmak anlamına gelmez mi? ??? Bugün Türkiye tek başına kaldı... Bakmayın siz ABD’nin ve NATO’nun açıklamalarına... Türkiye’nin oturup düşünmesi gerekir. Esad, iç savaş yaşarken Türkiye’yle çatışmayı göze alamaz! Akçakaleli yurttaşlarımızı dinleyin... Hatay’da CHP Milletvekili Hurşit Güneş ve Süleyman Çelebi’nin içeriye sokulmadığı kampa bakın. Türkiye’den giden El Kaide militanlarının Halep’te savaşırken öldüklerini, Suriye sınırımızın “yol geçen hanı”na dönüştüğünü bir düşünün... ABD yapacağını yaptı, Türkiye’yi bir güzel kullandı; Esad’ı devirmenin şimdilik olanaksız olduğunu görünce, tıpkı İsrail ve İngiltere gibi kenara çekildi. Obama ne dedi anımsayın: “Ortadoğu’da askeri bir planım yok!” Buyrun buradan yakın! Bakın bakayım şu Suriye Özgür Ordusu’na... İçinde yok yok! Köktendinciler orada... İskenderun ve Hatay’da yabancı istihbarat ajanları cirit atıyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil! 100 bin Suriyeli sığınmacı... Kimdir bunlar? ??? AKP iktidarı önce bu sorulara yanıt vermeli ve yaptığı hatadan geri dönmelidir. Efelenerek dış politika yapılmaz... 25 kuruşa simit yok Tayyip Bey! Önce biz kendi sınırlarımızı yol geçen hanına neden çevirdik, neden? Bu soruma kim yanıt verecek? Kimse!.. ‘Savaş ittifakı’ Hükümetin Suriye gerekçesi ile tüm dünyaya asker gönderme yetkisi istediği tezkere, AKP ve MHP’nin evet oylarıyla Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi HÜKÜMET: AYŞE SAYIN/ MAHMUT LICALI Savaş Değil Barış!.. Önce Mısır, Tunus ardından Libya ve Suriye... Adına “Arap Baharı” diyorlardı, oralara demokrasi ve özgürlükler gelecek, halklar baskıcı rejimlerden kurtulacaktı. ABD, İngiliz ve İsrail yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk ayağı Irak’tı... ABD ve İngiltere “kukla devleti” kurduktan sonra pılıyı pırtıyı toplayıp zor kaçmışlardı. Baskıcı liderlerin sonu ölümle bitiyor, yakın tarihimize bakınca. Irak’ta Saddam, Libya’da Kaddafi öldürüldü... 30 yıl ABD’ye hizmet eden, bir dediğini iki yapmayan, Mısır’a açılan Gazze kapısını kapatan Mübarek’i iki oğluyla demir kafeste yargılanırken gördük. Sanıyorlardı ki Suriye ve Esad’ın sonu onlar gibi olacak... Ya bir ülkeye sığınacak ya da öldürülecek!.. İkisi de olmadı yaşanan süreçte. Rusya ve Çin, Suriye’ye yönelik yaptırım kararını veto edince, olayın yönü değişti... Esad güçleri az fireyle, yutulacak kolay bir lokma olmadığını gösterdi. Rusya ve İran tam destek veriyor çünkü Esad’a... Kürtler de Esad’ın yanında... ??? Türkiye’nin dış politikası iflas etti... Bir savaş uçağımız Güney Akdeniz’de düşürüldü... Kim vurdu? Suriye’den öğrendik... Aylardır Hatay, İskenderun, Samandağı ve Akçakale’den Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarının Suriye topraklarına girip savaştıklarını, akşam Türkiye’ye döndüklerini “cümle âlem” bilmiyor mu? Biliyor! Türkiye, ÖSO’yu eğitmiyor mu? Eğitiyor! Silahların büyük bölümünün Türkiye’den gittiğini, ÖSO karargâhının Hatay’da olduğu, para desteğinin Suudi Arabistan ve Katar’dan yapıldığını da televizyonlarda yapılan tartışma programlarından, yabancı medyadan öğreniyoruz. Gelelim Akçakale’ye... Sınırımız ötesinden Akçakale’ye ilk kez havan ya da top mermisi düşmedi. Amaç savaş değil caydırma AKP kulislerinde, tezkerenin hemen “savaş” anlamına gelmeyeceği ifade ediliyor. Tezkere daha çok, Türkiye’nin “kararlılık” vurgusunu ortaya koyması ve elinde her an, her olasılığa karşı “tezkere” kozunu bulundurma, Suriye’ye dönük bir anlamda “gözdağı” olarak nitelendiriliyor. Hükümet kaynakları, saldırının “kimden geldiği bilinmiyor” yönündeki eleştirilere ise “Saldırı Suriye ordusu tarafından gerçekleştirildi” değerlendirmesini yapıyorlar. Türkiye’nin “tek başına” ve uluslararası gücün desteğini almadan herhangi bir operasyona gitmeyeceğini ifade eden hükümet kaynakları, “uluslararası camia ile birlikte hareket önceliğimiz” görüşüne yer veriyor. Meclis kulisinde muhalefet milletvekillerinin “Savaşa mı gideceğiz” sorularıyla karşılaşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “Amaç caydırıcılık. Suriye’nin toprak bütünlüğüne biz de saygılıyız. Ancak elimizde bu caydırıcılık kozu bulunmalı” dediği öğrenildi. CHP’nin tezkerenin “kapsamının genişliğine” ilişkin eleştirilerine de hükümet kanadı, 2001 ve öncesine ilişkin “tezkere hazırlama usulüne dönüldüğü” savunması yapıyor. Hükümet kaynakları, tezkere metnini hazırlarken anayasanın 92. maddesindeki ifadelerin aynen alındığını, 2001 ve öncesi tezkerelerde de aynı yöntemin izlendiğini dile getiriyorlar. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise bunun bir “savaş tezkeresi olmadığını” savunarak “Türkiye’nin menfaatlerını koruma, ilerde muhtemel gelişmelerde ihtiyaç olursa kullanmak üzere diye bakmak lazım. Caydırıcılık özelliği vardır. Türkiye’nin bu tür konularda hakkını, hukukunu iyi koruması önemlidir. Suriye kendi yaptığını kabul ediyor ve özür diliyor” diye konuştu. ANKARA Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde Suriye tararafından atılan top mermisi ile 5 yurttaşın yaşamını yitirmesinin ardından hükmetin jet hızıyla gece yarısı Meclis’e sevk ettiği yabancı ülkelere asker gönderme tezkeresi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP “ittifakının” oylarıyla gizli oturumda kabul edildi. CHPBDP blokunun 129 “hayır” oyuna karşılık AKP ve MHP’den 320 “kabul” oyu geldi. Oylamada, “evet” cephesi, AKP ve MHP’den katılmayan milletvekilleri nedeniyle 54 fire verdi. CHP’liler “ucu açık ve kapsamı son derece geniş” olan tezkereyi “savaş tezkeresi” olarak nitelendirdi. TBMM, Suriye tezkeresi nedeniyle olağanüstü yoğun bir trafik yaşandı. Hükümetin gece Bakanlar Kurulu’nun imzasına açtığı tezkere Meclis’e saat 01.50’de ulaşıp gelen evrak kaydına girdi. Meclis’teki özel gündemli toplantı nedeniyle dün yapılacak tüm basın toplantıları ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, parlamento muhabirlerine vereceği kahvaltılı basın toplantısını iptal etti. Gece boyunca gelişmeleri izleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sabah Genel Kurul toplantısı öncesinde partisinin grubunu toplayarak “hayır” tavrını belirledi. Ancak bağlayıcı grup kararı alınmadı. TBMM Genel Kurulu’nda hükümet tezkeresi nedeniyle sert tartışmalar yaşandı. Usul görüşmelerinin ardından yapılan gizli oturum 3 saat 20 dakika sürdü. CHPBDP blokunun 129 “hayır” oyuna karşılık AKP ve MHP’den 320 “kabul” oyu geldi. (Fotoğraf:NECATİ SAVAŞ) ‘Siz bu tezkereyle cihan savaşı yapabilirsiniz’ TBMM Genel Kurulu’nda hükümet görüşmelerin “gizli oturumla” yapılmasını isteyince usul tartışması yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Niye milleten saklayacağız bunu? Bu ülkeyi savaşa soktuğunuz zaman sizin çocuklarınız mı savaşa gidecek, fakir fukaranın çocukları mı?” diye konuştu. Hangi AKP milletvekili ve bakanın çocuğunun savaşa gideceğini soran İnce, “Bu millet savaşa çocuklarını gönderecek ama ne için göndereceğini bilmeyecek. Bu doğru değil” dedi. Muhalefet partileri CHP ve BDP tezkereye tavrını baştan “hayır” dan yana koyarken MHP, kapalı toplantı yapıp Genel Başkan Devlet Bahçeli açıklama yapana kadar tavrını açıklamaktan kaçındı. Ancak Meclis kulisinde çok sayıda milletvekili gazetecilere “hayır” diyeceklerini ifade etmelerine karşın isim vermekten kaçındı. MHP yönetimi tezkeredeki “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi” ifadesinin çok geniş ve ucu açık bir yetkiyi kapsaması nedeniyle tereddüt yaşadı. Ancak AKP’liler, tezkerenin, yürüttüğü temaslar sonrasında MHP yönetimi tezkereye “evet”e ikna oldu. Bahçeli, desteğini “Türkiye Cumhuriyeti devletinin elini güçlü kılmak için hükümete yetki verme taraftarıyız” diyerek açıkladı. Tezkere için Genel Kuru’da yapılan görüşmeler usul tartışması ile başladı. Görüşmelerin açık yapılmasnı isteyen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin sert eleştirilerinin ardından söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türk dış politikasının Türkiye’ye tehditleri ortadan kaldırmak yerine tehditleri Türkiye’ye nasıl yönlendirdiğini belirterek “Dış politika başarısız olmuştur, iflas Fotoğraf: AA BÜLENT UZUN ahçeli ‘kafalarını’ netleştirdi B ‘Sınırı belli değil’ Tezkerenin sınırının belli olmadığını kaydeden İnce, “Siz bu tezkereyle cihan savaşı yapabilirsiniz” dedi. sını istiyoruz, taşeron bir ülke olmasını istemiyoruz” dedi. AKP sıralarına dönen İnce, “Ben size soruyorum: Türkiye’den mi yanasınız, Obama’dan mı yanasınız?” dedi. AKP’nin Türkiye’yi ABD’nin jandarması, taşeronu yaptığını ifade eden İnce, “Siz emperyalistlerin çıkarlarını düşünüyorsunuz. Esad’ı düşündüğümüz falan yok” dedi. İnce’nin konuşmasını bitirmesinin ardından CHP ile AKP’li vekiller arasında tartışma çıktı. AKP’li Soner Aksoy, “3 aydır konuşmadın dilin şişmiş” diye laf attı. Bunun üzerine CHP’li vekiller, “Ahlaksız, terbiyesiz adam” diye tepki göstermeye başladı. CHP’li Aytuğ Atıcı ve Aykut Erdoğdu ayağa kalkarak tepki göstermeye devam etti. CHP’li Koç, “Sen konuşma. Ceylan derisinde oturmak kolay. Ceylan derisinde savaş kararı” diye bağırdı. TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın görüşmelere 5 dakika ara vermesinin ardından da tartışmalar devam etti. CHP’li vekiller laf atan AKP’li Çağatay Kılıç’a da tepki gösterdi. etmiştir” demesine karşın kürsüden oyunun rengini belli etmedi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan da, kendilerine bilgi verilmeden tezkerenin getirilmesini eleştirerek şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da savaş tezkeresine “hayır” diyeceklerini ifade etti. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise gizli oturum gerekçesini, “Açık olursa sadece millet değil, bütün dünya izleyecek. Milletten değil ama başkalarından saklamamız gereken şeyler var” sözleriyle savundu. BDP ‘Hayır’ dedi ASKER SURİYE’YE GİRECEK Mİ YOKSA ŞAM’A GÖZDAĞI MI? irbirlerini dinlemediler Verilen aranın ardından gizli oturuma geçildi. 3 saat süren gizli oturumda hükümet adına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bilgi verdi. Genel Kurul’daki görüşmelerde Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP ve BDP sözcülerini dinledikten sonra salonu terk etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu da buna tepki olarak AKP adına konuşan Volkan Bozkır’ı dinlemeyerek Genel Kuruldan ayrıldı. Kılıçdaroğlu, çıkışta yaptığı açıklamada, “Salonu bilerek ve özellikle terk ettim” diyerek tepkisini gösterdi. 3 saat 20 dakika süren gizli oturumun ardından tezkere kabul edildi. B Tezkere sonrası seçenekler belirsiz BAHADIR SELİM DİLEK sad’ın canı cehenneme’ Yeniden söz alan CHP’li İnce ise kendi saflarının belli olduğunu ifade ederek “Esad’ın canı cehenneme. Biz bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nden yanayız. Biz bu ülkenin onurlu bir ülke olma ‘E İktidar partisi aynı kapsamdaki tezkereyi 11 yıl önce tehlikeli bulmuştu Gül’lü AKP karşı çıkmıştı ERDEM GÜL ANKARA AKP hükümetinin TBMM’den aldığı yetkide en çok tartışılan Suriye ya da tek bir ülkeyi tanımlamayıp “yabancı ülkeler” ifadesinin tıpa tıp aynısı 12 Ekim 2001 tarihinde Bülent Ecevit hükümetinin tezkeresinde de yer alıyordu. Bu ifade denemde TBMM’de AKP adına konuşan Abdullah Gül, tarafından sert şekilde eleştirilmişti. 11 yıl önceki tezkerede, “Sürekli Özgürlük Harekâtı ve devamının icrası kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi, yabancı silahlı kuvvetler unsurlarının Türkiye’de bulunması ve hükümetçe verilecek izin ve belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için hükümete izin verilmesinin gereğini” deniliyordu. Ancak dönemin hükümetinin getirdiği tezkeredeki bu ifadeler o dönem yeni kurulmuş olan muhalefetteki AKP tarafından çok sert ifadelerle eleştirilmişti. Tezkerenin o za man açık yapılan oturumunda AKP adına Kayseri Milletvekili Abdullah Gül kürsüye çıkarak şu eleştirileri yöneltmişti. Sınırı belirsiz: Kapsamı, sınırı ve zamanı, süresi belirsiz. Böyle bir yetkiyi almak, aslında, hükümet için de tehlikelidir; çünkü, bu işin nereye gideceğini hükümet de bilmiyor. Ayrıca anayasanın da buna tam yetki vermediği kanaati bizde hâkim; çünkü TBMM’nin temel fonksiyonlarından biri, adeta, bir çarşaf liste gibi bir çarşaf yetkiye devredilmektedir. Halk karşı: Bu konuda yapılan kamuoyu anketlerine baktığınızda, iki bağımsız kuruluştan biri olan KONDA’nın anketinde, Türk halkının yüzde 71’i böyle bir olayı şu anda tasvip etmiyor. ANAR’ın anketinde de Türk halkının yüzde 86’sı böyle bir olayı yanlış buluyor. Bizler de bu sorumluluğu taşıyoruz ve bu kadar geniş, kapsamı belli olmayan, sınırı belli olmayan, süresi belli olmayan bir yurtdışına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gönderilmesini uygun bulmuyoruz. ANKARA Akçakale’ye düşen top mermisiyle patlak veren krize ilişkin başkentteki hareketlilik sürerken Suriye’deki çatışmaların neden Türkiye sınırına yakın bölgelerde yoğunlaştığı da tartışılıyor. AKP hükümetinin uluslararası arenada destek verdiği Suriye Ulusal Konseyi tarafından yeniden yapılandırılan silahlı güçler, kendi aralarındaki koordinasyonu yitirdi. Müslüman Kardeşler örgütü de 25 Eylül’de yaptığı toplantıda muhalefetten silahlı desteğini çekip kendi başında hareket etmeye başladı. Bunun üzerine sıkıntı yaşayan muhaliflerin kuzeye çekilmesiyle çatışmalar da Türkiye sınırına taşındı. Başbakanlık tezkeresi sonrasında, Suriye konusunda Türkiye’nin seçenekleri ise belirsizliğini koruyor. Ankara’da bundan sonra nasıl bir süreç işleyeceği sorusuna yanıt aranıyor. Bu seçenekler ise şöyle: ? Üzerinde durulan en önemli seçenek, Tel Abyad çevresinde tampon bölge kurulması ve Suriye ordusunun Türk sınırına ateş açamayacağı mesafeye çekilmesinin zorlanması. Ancak bu seçenek, Suriye’ye resmen savaş ilanı anlamı taşıyacağı ve Suriye ordusunun karşılık vermesine neden olacağı için uygulanabilirliği tartışılıyor. ? Bir başka seçenek ise Türk askerinin, Suriye ordusunun olası bir ateşine karşılık bu ülke topraklarına girip tepki vermesi için sınır ötesine geçmesi olarak değerlendiriliyor. Ancak bu seçenek de tampon bölge seçeneğinde olduğu gibi, Suriye’ye savaş ilanı anlamına gelme riskini taşıyor. ? Üçüncü ve uygulanabilir seçenek ise AKP hükümetinin tezkere ile Şam’a gözdağı vermesi olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin tezkereyle Suriye’ye gözdağı verip Suriye’nin sınırdaki ve Tel Abyad bölgesindeki hareketlerini sınırlamayı amaçladığı değerlendirmeleri yapılıyor. Krizin perde arkası Krizin patlak vermesinden sonra Türkiye’nin yaptığı misilleme atışları sabah 06.45’e kadar sürerken, ilk bombardımanın yapıldığı sıralarda Suriye’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na Suriye’yi sert bir dille kınayan protesto notası iletildi. Ankara’nın girişimleri sonucu Fransa, BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırdı. Fransa, ABD’den tampon bölge konusunun yeniden değerlendirmeye açılmasını da istedi. Ayrıca hükümet, Katar’ın gündeme getirdiği Arap Birliği ile Türkiye’nin ortak müdahale önerisini ilk kez değerlendirme kapsamına aldı. Olayın hemen sonrasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi El Ahder el İbrahimi’yi aradı. İbrahimi, daha sonra Davutoğlu’na Suriye’nin, Türkiye’deki bir noktayı istemeden vurduğunu iletti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle