19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2012 CUMA 4 soruyor. Dün TBMM’de görüşülen tezkere ile iktidarın bu alanda girişimlerinin önü açılmıştır. Hiç kuşku yok, Türkiye’nin son bomba olayına tepkisiz kalması beklenemez. Zaten kalmadı da, uçak olayından sonra değişen angajman kuralları gereği otomatik tepki kendiliğinden geldi. Ama önemli olan olayın daha geniş çaplı bir çatışmaya dönüp dönmeyeceğidir. Burada önemli olan soru, bu kararı verecek iradenin nerede olduğudur. Bunun yanıtı da iki ülke çekişmesini tetikleyen iradenin odağının neresi olduğudur. O bakımdan, yanlışa düşmemek, TBMM, tezkere, Erdoğan, Davutoğlu gibi yanlış odaklara gözü dikmemek, şu doğru soruyu sormak gerek: ABD, Suriye ile şu anda topyekun bir sıcak çatışmaya girmemizi istiyor mu? ??? Başlangıçta yanıt açıktı. Frenklerin deyimiyle yeni politikası kestaneleri ateşten başkasına çektirmek olan Washington, Erdoğan’ı Suriye’deki taşeronu tayin etmişti. Erdoğan, bu politikanın hem politik hem mali külfetini de sırtlanmıştı. Ama zamanla durum değişti. Seçim öncesi Obama, Suriye’de dolaylı da olsa, ABD veya müttefiklerinin dahil olacağı bir çatışmayı istemiyordu. ABD’nin tetiklemesiyle olaya girmiş ve artan ölçüde angaje olmuş olan Erdoğan yavaş yavaş, ofsayta düşmeye başlamıştı. ABD Genelkurmay Başkanı, son zamanlardaki açıklamalarıyla yalnız sıcak bir çatışma ihtimalini bertaraf etmekle kalmıyor, Ankara’nın tampon bölge isteğini de karşılayamayacaklarını söylüyordu. Washington, son zamanlarda halk arasında yüzde 60 dolayında desteği olan Esad’ın ani gidişi halinde doğacak boşluğun nasıl doldurulacağı konusunda kuşkuya düşmüştü. Esad gitmeliydi, ama sonrası hazırlanarak, bu durum da kaosa yol açabilecek, ani çöküşe neden olabilecek olan müdahaleleri arzulanmaz kılmıştı. AKP, TBMM’de MHP’nin desteğini almış bulunuyor. Ama bu stepnenin fazla kıymeti harbiyesi yoktur. Asıl soru şudur: ABD, Türkiye Suriye sıcak çatışmasını istiyor mu? Siz ne dersiniz? HABERLER Hükümet ‘Akçakale’ye bomba’dan dünyanın her yerine asker gönderme yetkisi çıkardı ABD Savaş İstiyor mu? Akçakale’ye Suriye’den gönderilmiş bombalar düşüyor, ilçe halkı TC kaymakamlığına yürüyor. Şaşkınlık mı? Bombanın kendisi gibi, bombaya gösterilen tepkide de hedef şaşırma mı? Hayır. Tepki doğru hedefe yönelmiştir. Suriye’nin iç çekişmesinin, iç savaşa dönüşmesini sağlayan, sonra da o savaşı bir Türk Suriye çekişmesi haline dönüştüren kim? ErdoğanDavutoğlu “diplomasisi”. “Diplomasi” sözcüğünü basiretsizlik diye de okuyabilir ve tepkinin doğru hedefe yöneldiğini söyleyebiliriz. Tabii ki, Ortadoğu’nun gergin ve girift yapısı içinde, Suriye’de olanın Türkiye’yi hiç etkilememesi düşünülemezdi. Ama Türkiye herhalde durumu izlemek ve kendi tedbirini almakla yetinmeli, savaşa, asilerden yana tavır koyup onları fiilen destekleyerek, balıklama dalmamalıydı. Bu tavır Esad rejiminin desteklenmesi anlamını taşımazdı, ama kendi muhtacı himmet dede Türkiye, Suriye’deki özgürlükler meselesini kendi özgürlüklerinin ve selametinin de önüne almamalıydı. Tabii ki, Ortadoğu’da yeni oluşumlar, gelişmeler karşısında Türkiye’nin uyanık ve hazırlıklı olması gerekirdi. Ama bu tüm bölgeye yalnızca Sünni gözlüğüyle bakmanın basitliğine ve yanlışlığına düşülmesini gerektirmiyordu. ??? Bir yanlışa düşmemek gerek. Bölge büyük bir değişim ve oluşumun içindedir. Tek başına Türkiye’nin iradesi, hiçbir şey olmamışçasına, her şeyin eskisi gibi devamını sağlamaya yetmez. Yeni yepyeni, politikaların oluşturulması ve uyanık olunması şarttır. Ama başkalarının dolduruşlarıyla yanlış ataklar yarar değil, zarar verir. Şimdi, olayların vardığı bu noktada herkes son bomba olayı üzerine Türkiye ile Suriye’nin sıcak bir çatışmanın eşiğine gelip gelmediğini AKP tezkerede ‘Suriye’ demedi ? Yurtdışına asker göndermek için düzenlenen tezkerelerde daha önce ilgili bölgeyi açıkça belirten hükümet, Suriye gündemiyle alelacele hazırladığı tezkerede bu yöntemi kullanmadı. Böylece bir yıllığına dünyanın her yerine asker gönderme yetkisi almış oldu. BARKIN ŞIK Kuzey Irak için her şey çok net Terör örgütü PKK’nin Kuzey Irak’taki varlığına yönelik sınır ötesi operasyon düzenlemek için çıkarılacak tezkere ise şöyle: “Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, PKK teröristlerinin Irak’ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve ülkemize yönelik terörist saldırılara son verilmesini sağlamak amacıyla askeri faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, siyasi ve diplomatik girişimlerini ve uyarılarını sürdürmektedir. Türkiye’ye yönelik olarak devam eden terörist saldırılara ve tehdide karşı, terörizmle mücadelenin bir parçası olarak uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe belirlenecek şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Irak’ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla, sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak’ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi ve görevlendirilmesi için TBMM’nin 17 Ekim 2007 tarihli ve 903 sayılı kararıyla hükümete verilen ve son olarak 5 Ekim 2011 tarihli ve 1005 sayılı kararı ile bir yıl uzatılan izin süresinin, 17 Ekim 2012 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasını anayasanın 92. maddesi uyarınca arz ederim.” ANKARA Irak’ın kuzeyine sınır ötesi operasyon düzenlemek için TBMM’den istediği yetkide, bunu açıkça yazan hükümet, Suriye ile ilgili tezkeresinde bu netlikte davranmadı. Dün TBMM’den geçen tezkerede “Suriye” veya “Suriye’nin kuzeyi” gibi bir ifade kullanılmayarak “yabancı ülkelere” şeklinde çok geniş bir ifade kullanıldı. Yetkiyi alan hükümet 1 yıl boyunca dünyanın istediği bölgesine asker gönderebilir. TBMM’de dün kabul edilen tezkere şöyle: “Suriye’de devam etmekte olan krizin bölgesel istikrar ve güvenliğe olduğu kadar, ulusal güvenliğimize menfi etkisi giderek artan şekilde görülmektedir. Suriye Arap Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri’nce yürütülen askeri harekâtlar kapsamında, 20 Eylül 2012 tarihinden itibaren ül Meclis’teki kapalı oturum öncesi Bakanlar Kurulu’na ayrılan bölümde bakanların hararetli tartışmaları dikkat çekti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) kemiz topraklarına da saldırgan eylemler yönelmiş ve müteaddit uyarılarımıza ve diplomatik girişimlerimize rağmen bu eylemler devam etmiştir. Ülkemiz topraklarına yönelik söz konusu saldırgan eylemler silahlı saldırının eşiğindedir. Bu durum, ulusal güvenliğimize ciddi tehdit ve riskler oluşturan bir aşamaya ulaşmıştır. Bu itibarla, ülkemize yönelebilecek ilave risk ve tehditlere karşı zamanında ve süratle hareket etmek ve gerekli tedbirleri almak ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu çerçevede, hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ‘yabancı ülkelere’ gönderilmesi ve görevlendirilmesi ile bununla ilgili gerekli düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için bir yıl süreyle izin verilmesini anayasanın 92. maddesi uyarınca arz ederim.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle