27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EKİM 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ‘Tarihimize yakışmayan bir 29 Ekim yaşadık’ dedi 7 Türkiye’nin yüz karası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulus’taki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında polisin biber gazı ve basınçlı suyla müdahale ettiği sırada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Birinci Meclis’in önünde bulunuyordu. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki çok sayıda milletvekili, korumaların yönlendirmesiyle Birinci Meclis’in arkasındaki askeri gazinoya girerek gazın etkisinden kurtulmaya çalıştı. Kılıçdaroğlu, Meclis bahçesinden yurttaşlara, “Tarihimize yakışmayan bir 29 Ekim yaşıyoruz. Bu tablo Türkiye’nin yüz karasıdır” diye seslendi. Kılıçdaroğlu saat 11.00’de alkışlarla Ulus Meydanı’na geldi. Kılıçdaroğlu ile birlikte Umut Oran, Emine Ülker Tarhan, Bihlun Tamaylıgil, Adnan Keskin, İzzet Çetin, Gökhan Günaydın, Süleyman Çelebi ve Kamer Genç polis barikatına kadar ilerledi. Bir grup milletvekili Kılıçdaroğlu için barikatı açmaya çalışınca polis de barikatın önünde mevzilendi. Bu arada Baruthane Kavşağı’ndan Birinci Meclis önündeki ana kitleye katılmak isteyen gruba polis tazyikli suyla müdahale etti. Kılıçdaroğlu ve milletvekilleri Emniyet amirleri ile görüşmek üzere bu gruba doğru ilerledi. Burada polislerle müzakere yürüten Kılıçdaroğlu ve milletvekilleri, polis barikatını aşıp kalabalığa karışmak istedi. Barikatın açıldığı sırada polisler bir iki adım geri çekilince yurttaşlar barikatı yardı. Cumhuriyet Caddesi üzerinden ana gruba doğru koşan yurttaşlar, burada da polis engeliyle karşılaştı. Polisler iki grubun arasında kalınca, esas müdahale burada gerçekleşti. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun korumaları ile polis arasında yumruklaşmaya varan bir kavga yaşandı. Müdahale sırasında Kılıçdaroğlu korumaların yönlendirmesiyle Birinci Meclis’in bahçesine girdi ve burada yurttaşlara, “Tarihimize yakışmayan bir 29 Ekim yaşıyoruz. Bu tablo Türkiye’nin yüz karasıdır. Bayramlarımızı halktan koparmak istiyorlar. Daha düne kadar diyorlardı ki ‘Stadyumlarda bayram kutlanmaz, halkla beraber kutlamak lazım’. Halk burada, onlar stadyumda. Halk kutlamak istiyor, AKP engelliyor. Böyle bir tabloyu içimize sindiremiyoruz. Polisle, baskıyla, biber gazıyla, copla bayram mı kutlanır?” dedi. Cumhuriyetin Bekçisi Halktır Atatürk yaşasaydı, kurduğu Cumhuriyetin bugün sivil yurttaşların sağlam bekçiliğine bir kez daha tanık olacaktı. Gizlisi saklısı olmayan bir gerçek, bugünkü siyasi iktidarın başının, Cumhuriyetle yönetim şekline karşı olmadığı; ancak o rejimin kurucusuna sevgi duymadığıdır. Kendi merhum babası ile annesinin Karacaahmet’teki kabirlerini her cuma günü ziyareti bir görev sayan Erdoğan, dün ülkenin “en büyük bayramı”nda Mustafa Kemal’in çocukları olarak Anıtkabir’e gitmek isteyenler için yasak getirmek istemiştir. O isteği çok kurnaz bir metod ile “alınan istihbarat gerekçesi” bahanesi sayesinde Ankara Valisi’ne uygulatmaya kalkışmış; öylelikle Alâaddin Yüksel’i milyonlarca vatandaş karşısında ateşteki kestaneleri elleri ile almaya yöneltmiştir. Cumhurbaşkanı olmak için Çankaya’ya çıkma hazırlıklarına iki yıl kaldığını düşünerek, ülkede başkan olursa nasıl bir Türkiye ve dahası nasıl bir Cumhuriyet Bayramı kutlaması olacağının da öylece provasını gerçekleştirmeyi düşlüyordu. Öylelikle ülkenin önemli aydınları ile komutanlarının Ankara ve Silivri cezaevlerinde tutsak olarak tutulduğu bu 89. yılda Atatürkçü Cumhuriyetçilere tam bir gözdağı verilecekti. Ankara Hipodromu’nun tribünleri ile sınırlı ve çoğunluğu resmi zevattan oluşan bir kitle ile otokratik rejimlere özgü ulusal bayram törenleri dönemi yeniden açılmış olacaktı. Oysa, mütevazı bütçesi ile Cumhuriyetin Onuncu Yılını Gazi’nin yakınında kutlamak için eşi ve 7 yaşındaki oğluyla bir trenin 3. mevki kompartımanında Ankara’ya giden Edirne Defterdarı Fehmi Birgit’in duyduğu heyecanı günümüzde de yaşatan milyonlarca yurttaş, hayatta ve ayaktaydılar. Onlar, en büyük bayramlarında Anıtkabir’i ziyareti bir evladın ihmal edilmez görevi sayarak başkent yolculuğuna hazırlandıklarını duyurunca, Ankara Valisi Alâaddin Yüksel, aldığı talimatı ifa ederek alınmış olan bir duyumdan söz etti. Ve Ankara’nın tüm giriş çıkış yollarını güvenlik güçleri ile kapatmaya yöneldi. Kimi “Yetmez ama evet”çilerin de şaşkın bakışları arasında seyahat özgürlüğünün önüne barikatlar konuldu. İşgüzar başka mülki idare amirleri de, kendi illerinden başkent kutlamalarına katılmak isteyen halkın seyahat hürriyetlerini yasaklamaya kalkarak anayasal suç işlediklerini düşünemeyecek kadar emir kulu olmaya rıza göstermiş oldular. Daha geçen yıllarda Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışını kutlamak için yapılan 19 Mayıs törenlerini engellemek amacıyla ulusal bayramların stadyumlardan çıkarak halkın katıldığı törenlere mal edilmesini savunan Başbakan, ne dediğini unutmuş olmalıydı. Ama koymak istediği yasak; dün, 29 Ekim 2012’de Cumhuriyetin ilan edildiği Birinci Büyük Millet Meclisi’nin önünden Anıtkabir’e kadar uzanan o büyük halk yürüyüşünün önünde kurumuş bir sonbahar yaprağı gibi savruldu gitti. Umarım Başbakan’ın koymak istediği bu tarihsel yasağın nasıl başarı ile uygulandığını izlemek amacıyla polis helikopteri ile başkent semalarında uçmayı göze alan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin gözlemlediği o inançlı, kararlı, silahsız, sivil yurttaşlar ordusunun yürüyüşünü ilk Bakanlar Kurulu toplantısında, Başbakanına bütün görkemi ile anlatır. Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da Antalya’daki eleştirileri aynı toplantıda yineler. Ve Ankara Valisi Bey... Ne oldu o düzmece istihbaratınıza? O sade yurttaş deyimi ile, sizi kim açmaza getirdi? Onca geçmişinizi, hem de bir ulusal bayram gününde kara bir örtü altına alarak kim sizi AKP’nin maşası haline soktu? Tamaylıgil ve Keskin başta olmak üzere CHP’li vekiller polis barikatını aşmaya çalıştı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Otobüslere engel Yurt genelinden Ankara’ya giden araçlar durduruldu. Ceset torbası bulunmaması ve evrak eksikliği gibi gerekçelerle gidişlere izin çıkmadı Yurt Haberleri Servisi Cumhuriyet Bayramı nedeniyle 1. Meclis’e yapılacak yürüyüşe katılmak için yurt genelinden hareket eden otobüsler durduruldu. “Evrak eksikliği” gerekçesiyle otobüslerin Ankara’ya gitmelerine izin verilmedi. İSTANBUL: İstanbul’dan Ankara’ya gitmek isteyen CHP, ADD, ÇYDD, TGB’nin de aralarında bulunduğu sivil toplum örgütlerinin otobüsleri kentin çeşitli noktalarında sudan nedenlerle polis tarafından engellendi. Otobüslerde “ceset torbası ve fahri yolcu sigortası” bulunİstanbul ‘Bayrak açanlar tekmelendi’ CHP lideri, İstanbul’a hareketinden önce Cumhuriyet tarihinde ilk kez 29 Ekim’in bütün yasaklara ve engellemelere karşın halk tarafından kutlandığını dile getirerek “Polis barikatları vardı, on binlerle diğer on binlerin arasında mesafe vardı, o mesafeyi aradan kaldırdık, onları buluşturduk. Buluşturduğum için de son derece mutluyum. Beni üzen sadece şu, Türk bayrağı açmak istiyor gençler, ama bazı polisler onları tekmeliyor. Bayrak açmanın tekmelendiği bir bayramı yaşadık biz. Taşkınlık yaptılar mı, insan dövdüler mi? Hayır. Sadece ve sadece ellerinde bayraklar marş söylüyorlar, türkü söylüyorlar, eğlenmek istiyorlar. Orada kim engel oluyor? Bir süre önce söyledikleri ‘Stadyumlarda bayram kutlanmaz, halk kutlamalıdır’ denilen yerde halkın üzerine baskı kurarak ‘Siz niye bayramınızı kutluyorsunuz?’ diyorlar” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, “Gözünüzde bir çizik var. Olaylar sırasında mı oldu?” sorusu üzerine, “Hayır, problem yok” dedi. Kılıçdaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada ise “Artık bütün açıklığı ile ortaya çıkmıştır ki AKP’nin baskısı, şiddeti, zulmü arttıkça, hukuk ayaklar altına alındıkça, ona karşı demokratik direniş de artacak ve halk AKP’ye ‘dur’ diyerek onu da geldiği gibi gönderecektir. Çünkü bu halk Cumhuriyetten yanadır, Cumhuriyet karşıtları dün olduğu gibi bugün de kaybetmeye mahkumdur” ifadelerini kullandı. maması, gerekçe olarak gösterildi. TGB üyesi 200 kişilik grup, Ankara’ya gitmelerinin polis tarafından engellenmesini önceki gece Taksim Meydanı’nda protesto etti. Eyleme CHP ve bazı sivil toplum kuruluşlarının üyeleri destek verdi. İstanbul’un diğer bölgelerinden Ankara’ya gitmek için toplanan Eğitimİş Sendikası üyeleri de polis tarafından engellenmelerini Taksim’de eylem yaparak kınadı. Ankara’ya gitmek isteyen tiyatro sanatçıları Ali Erkazan, Füsun Demirel ve Suzan Aksoy da uygulamayı protesto etti. Avcılar’da da 4 otobüs ve 3 minibüsün yola çıkmasına izin verilmedi. Durumu protesto eden gruba CHP’li Süheyl Batum da destek verdi. Grup daha sonra Taksim Meydanı’na giderek protesto gösterisi yaptı. Eskişehir Ankara ‘Kaybetmeye mahkumlar’ AA HALİL SAĞIRKAYA İZMİR: Önceki gece otobüslere binerek Ankara’ya gitmek isteyen yurttaşlara, polis izin vermedi. Otobüslerin ceset torbası bulundurmadığı, şoför ehliyetinin olmadığı gibi gerekçelerle seyahate engel olan polisin tutumu İzmirlileri isyan ettirdi. Olayın duyulmasıyla birlikte İzmir Valisi Cahit Kıraç ile temasa geçen CHP İzmir milletvekillerine, valinin, seyahate çıkılması konusunda sorun olmadığı bilgisini verdiği öğrenildi. Valinin bu söylemine karşın sorun giderilemedi ve Ankara yolculuğu gerçekleşmedi. İzmirliler, Türk bayraklarıyla, kent merkezinde yürüyüşe geçtiler. Olayı protesto ettiler. MERSİN: Valilik, Ankara’ya gitmek isteyen otobüsleri Gözne gişeleri ve Kazanlı kavşağında durdurdu. ADD yetkilileri, olayı protesto etti, bir grup genç MersinAnkara yolunu kapattı. Polisin biber gazı kullanması üzerine bazı dernek üyeleriyle polis arasında arbede yaşandı. YALOVA: ADD, CHP, İP ve TGB üyelerinin otobüslerinin kalkışı engellendi. Kiraladıkları otobüslerin sahiplerine ve seyahat firmalarına baskı yapıldığını belirten ADD Yalova Şube Başkanı İsmail Bayraktar, CHP’li Koru Belediye Başkanı Kamil Yaman ile belediye önünde yaptığı açıklamasıyla olayı protesto etti. İSKENDERUN: Beş otobüs, İskenderunAdana otoyolunun Erzin turnikelerinde durduruldu. Yurttaşlar GBT taramasından geçirilirken otobüsler arandı. 5 saat süren işlem sonrası polis otobüsleri eskort eşliğinde dün sabah saat 03.00 dolayında İskenderun ve Antakya’ya geri gönderdi. ADANA: Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanan Birleşik Kamuİş Sendikası üyeleri Ankara’ya gidişlerinin İçişleri Bakanlığı tarafından engellendiğini belirtti. MALATYA: CHP ve ADD üyelerini taşıyan iki otobüs kentin batı çıkışında durduruldu. Otobüslere “Evrak eksikliği” gerekçesiyle izin verilmedi. ESKİŞEHİR: 150 kişilik grubun bulunduğu 4 otobüs Eskişehir çıkışında durduruldu. Yurttaşlar, Ankara’ya yürüyüşe geçerken CHP’li Kazım Kurt’un araya girmesi ile Ankara’ya gidiş izni verildi. GAZİANTEP: ADD, CKD, Eğitimİş, CHP ve İP üyelerini taşıyan 5 otobüsü polis durdurdu. Polisler, şoförlerin ehliyetlerine el koydu. “Hanım biber gazını yedik ama bu hükümete halkın asla yılmayacağını da gösterdik” derken düşünüyorum: Koca 89. yıllık Cumhuriyetin geldiği noktada utanmadan bunu da denediler. Halkın bayramında halkın üzerine biber gazı sıktılar. Ama tutmadı. Türkiye dün önemli bir eşikten daha geçti. Anıtkabir’e seferberlik yürüyüşüne yapılan sert müdahale “Cumhuriyetten geriye ne kaldı?” sorusunu yeniden gündeme getirmeli. Ve bir soru: Aynı kalabalık aynı inanç ve aynı yılmazlıkla Balyoz, Ergenekon, KCK, Odatv gözetmeksizin “haksız tutukluluk süreleri” için Silivri’ye yürüse ne olur? Denemeye değmez mi? BAKAN GÜNAY’DAN ‘KRİZ’ YORUMU Kamu görevlileri yönetmeliği okumuyor ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kutlamaların nasıl yapılacağına dair hazırlanan yönetmeliğin kamu yöneticileri tarafından okunmadığı için kriz çıktığını söyledi. DHA’ya konuşan Günay, “Üzüntüyle görüyorum ki, bu yönetmeliğe göre bayram kutlamalarını yönetecek bazı kamu görevlileri, yönetmeliği dikkatle açıp okumadan, gazete haberlerine göre uygulamalar yapıyor. Alışılagelmiş, bir tür milli gelenek haline dönüşmüş bazı ritüelleri yönetmelikte yazdığı iddiasıyla yasaklamaya kalkıyorlar. Arkadaşlar yönetmeliği dikkatle okudukları zaman göreceklerdir ki, bazı şeyler, bazı ritüeller zorunlu olmaktan çıkarılmıştır. Gönüllü olarak bütün bunların kutlama komiteleri tarafından programa alınması, yapılması katiyen yönetmelik tarafından yasaklanmamıştır. Yöneticiler bunlara her zaman izin verebilir” dedi. ÖZLEM YÜZAK Ulus’ta Atatürk heykelinin tam dibindeyiz... Saflar giderek daha sıklaşıyor. Güneş altında ilerlemeye çalışıyoruz. İnsanlar ellerinde bayraklar, flamalar ile bekliyor. AKP hükümetinin yürüyüş yasağına duyulan öfke bile henüz Cumhuriyet Bayramı’nın coşkusunu tam gölgelememiş... Çocuklar, pusetlerinde bebekler, yaşlılar aramızda... Tepemizde helikopterler... Utku Çakırözer ve Bekir Coşkun’la karşılaşıyoruz tesadüfen. Beraber ilerliyoruz. Bakıyoruz, Can Dündar karşımızda. Hafif sola doğru yönelerek devasa bir Türk bayrağının altına giriyoruz. Tamam, burası gölge en azından. “Barikat Biber gazını yedik ama... çok sıkı. Aşmamıza izin vermeyecekler” diyor Utku. Can Dündar’la tam “Gözleri ne kadar kara olabilir?” sohbetini yaparken birden bir dalgalanma oluyor kalabalıkta.. Öksürerek gözlerinden yaşlar gele gele bize doğru ilerliyor insan dalgası. Gaz anında bizi de etkisi altına alıyor. Merdivenlere doğru geriliyoruz. Coşku seli hızla öfke seline dönüşüyor. Yuh sesleri tüm meydanı kaplıyor; yetmiyor ta Gençlik Caddesi’ne, Necatibey’e, Ankara Garı’na taşıyor. Ara sokaklardan ilerleyerek bu kez Gençlik Parkı’nın önüne geliyoruz. Kimse pes etmiyor. Tabii Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) gençlerinin hakkını vermek gerek. Önde dimdik durdular. “Arkadaşlar, aramızda yaşlılar, çocuklar var. Kimsenin zarar görmemesi için birlikte hareket edelim” anonslarını sürekli olarak yinelediler. Birden çelik kuvvet ekiplerinin önümüzden koşarak geçtiğini görüyoruz. Set çözülüyor ve arkadaki kalabalık akıyor meydana. Birlikte Anıtkabir’e doğru yola koyuluyoruz. Hemen yanımda duran 80’ine merdiven dayamış Mehmet Amca elini sıkı sıkıya tuttuğu eşine dönüp C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle