19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2012 PAZARTESİ [email protected] 12 DIŞ HABERLER Suriye’nin başkenti Şam’da, İbrahimi ile Esad ateşkesi konuşurken bomba patladı Müzakere dinlemediler Dış Haberler Servisi Suriye’de çatışan taraflara Kurban Bayramı süresince ateşkes yapmaları çağrısında bulunan BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Lahtar İbrahimi’nin dün Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’la gerçekleştirdiği görüşme sırasında Şam bombalı saldırıyla sarsıldı. Kentin Hıristiyan mahallesi Bab Tuma’da bir polis karakolunun önünde bombalı araçla gerekleştirilen saldırıda biri kadın on kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı. İbrahimi, Suriye’de rejim güçlerine ve muhaliflere çağrıda bulunarak bayram süresince ateşkes yapmalarını istemişti. Şam’da basın mensuplarına açıklamalarda bulunan ve ateşkes çağrısının “kişisel girişimi” olduğunu kaydeden İbrahimi, “Bu çağrı sokakta, köyde, ordu içinde ya da karşısında savaşan tüm Suriyelileredir. Bu düşmanlığı durdurun” dedi. Yurtiçinde ve dışında yaşayan muhalif politik liderlerle ve ülke içindeki silahlı gruplarla temasa geçtiğini de bekirten özel temsilci, müzakere konusunda tarafları olumlu bulduğunu da belirterek “Bayramdan sonra yine Şam’a geleceğiz. Bayram süresince sakinlik sağlanabilirse görüşmelere devam edeceğiz” şeklinde konuştu. İbrahimi, Suriye resmi haber ajansı SANA’ya verdiği demeçte de Esad’ın “yabancı müdahale olmadan krizin çözülmesi için yapılacak tüm barışçıl önerilere açık olduğunu” sözlerine ekledi. Bazı kaynaklar Suriye hükümetinin yanı sıra muhalif grupların da ateşkes çağrısına olumlu yanıt verdiklerini ileri dürdü. 12 Nisan’da ilan edilen ateşkes kısa sürede bozulmuş, şiddet seviyesi yükselerek sürmüştü. İbrahimi’nin ziyaretinden hemen önce Suriye’de şiddet yeniden tırmanışa geçti. Önceki gün Şam’ı Halep’e bağlayan otoyol boyunca şiddetli çatışmaların ya Biz mi? Onlar mı? Üçüncü Ülkeler mi? Kim Kazançlı? 1963 Ankara Antlaşması, sonra Katma Protokol ve nihayet 1999’daki adaylık. Türkiye 1963 Ankara Antlaşması ile Yunanistan’la birlikte zaten aday ülke olmuştu. Özal 1987 yılında, aday ülke olan Türkiye’nin tam üyeliği için AB’ye başvurdu. Brüksel 1989’da Türkiye’nin tam üyelik talebini reddetti. Türkiye, tam üyeliği reddedilen aday ülke olmayı sürdürdü. Ve 1997 Lüksemburg doruğundan sonra Ankara’nın rest çekmesi sonucu Brüksel telaşa kapıldı. Himayesi altına almaya başladığı Türkiye’yi elinden kaçıracağı korkusu ile 1999 Helsinki doruğunda bir daha aday yaptı. Ankara ile Brüksel arasında “ucu tamamen açık” “görüşmeler süreci” başlayacaktı ama Türkiye “herkesten farklı bir aday olacaktı”, bu da ifade edildi. Ortadoğu’da BOP başlarken, yeni Asya büyükleri ile küresel kavganın doruğa tırmanma sinyalleri verilirken Türkiye Batı’nın himayesi altında tutulmalıydı. Asya’ya kayarsa dengeler bozulurdu. Öyle görüşme koşulları hazırlandı ki, “Türkiye’nin nasıl üye yapılmayacağı” ayrıntılarına kadar belirlendi. (*) AB’nin ticari olarak Türkiye piyasasını tamamen ele geçireceği bekleniyordu. Ancak 6 Mart 1995’te imzalanan tek yanlı Gümrük Birliği anlaşması AB’den çok, AB dışındaki ülkelere yarar sağladı. Özellikle AB ile ikili ticari anlaşmaları imzalayan üçüncü ülkeler, Türkiye pazarına çok düşük vergilerle girmeye başladılar. Çin, Hindistan, Japonya ve ABD, Türkiye pazarında etkinliklerini artırdılar. Türkiye’nin dış ticaretinde AB’nin payı düşerken üçüncü ülkelerin oranı artıyordu. Üstelik, AB yeni üyelerle genişlerken. şandığı belirtilerek, çatış Suriye Devlet Başkanı ile BMArap Birliği Temsilcisi İbrahimi Şam’da maların Maaret El Numan görüşürken, bombalı araçla saldırı düzenlendi. (AFPREUTERS) ilçesinde yoğunlaştığı bildirildi. Bir haftadan beri muha en büyük şehri Halep ve başkent açık kalabilmesinde önemli rol liflerin elinde olan ilçe, Suriye’nin Şam arasındaki tedarik hattının oynuyor. Kaddafi’nin oğlu öldü Dış Haberler Servisi Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin, daha önce sağ yakalandığı bildirilen en küçük oğlu Hamis Kaddafi’nin, Beni Velid kentinde öldüğü açıklandı. Libya Ulusal Konsetiğini söyledi. Daha önce yapılan açıklamalarda Hamis Kaddafi’nin sağ yakalandığı belirtilmiş, bazı kaynaklar ise ağır yaralı olarak ele geçirildiğini ileri sürmüştü. Libya ordusu, Muammer Kaddafi’yi yakalayan Umran Şaban ’ın öldürülmesi üzerine Bin Velid’de operasyon başlatmış, uzun süren kuşatmanın ardından kentin ileri gelenleriyle varılan anlaşma sonucu Beni Velid’e girmişti. Hamis Kaddafi’nin, daha önce de devrik rejime karşı isyanlar sırasında düzenlenen bir NATO saldırısında hayatını kaybettiği bildirilmiş, ancak cesedinin bulunamaması hayatta olduğu spekülasyonlarına yol açmıştı. Tahmin edilmeyenler (REUTERS) Lübnan’da tansiyon yükseliyor Dış Haberler Servisi Lübnan İstihbarat Şefi Tuğgeneral Vissam el Hasan’ın bir suikast sonucu hayatını yitirmesinden Suriye sorumlu tutulurken, El Hasan dün başkent Beyrut’ta binlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi. Generalin ölümünden Suriye’yi sorumlu tutan kesimlerce istifası istenen Hizbullah destekli Başbakan Necip Mikati görevinden ayrılmayacağını açıkladı. Suikasttan kendisinin de sorumlu tutulmasının “adil” olmadığını belirten Mikati, Lübnan için “çok şeyler” yaptığını belirttiği Hasan’a “hayran” olduğunu da kaydetti. Lübnan’ın en etkili politikacılarından Dürzi İlerici Sosyalist Partisi Başkanı Velid Canbolat da Hasan’a yapılan suikastta Suriye’nin parmağı olduğunu ileri sürdü. El Hasan’ın cenaze töreninde konuşan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, saldırıda ölen Hasan’a “Sen Lübnan’ın en büyük komutanısın” diye seslendi. Süleyman, saldırının komplo olduğunu ve aydınlatılacağını ifade etti. Cenaze töreninden çıkan bir grup ise Başbakanlık Sarayı’na girmeye çalıştı. Bunun üzerine polisle göstericiler arasında çatışma çıktı. Çatışma sırasında çok sayda kişinin yaralandığı bildirilirken, AA Beyrut Temsilciliği binasına gaz bombası isabet etti. yi Resmi Sözcüsü Ömer Ahmidan, Hamis Kaddafi’nin, Beni Velid kentinde çıkan bir çatışmada öldüğünü duyurdu. Ahmidan, Hamis Kaddafi’nin çatışma sırasında ağır yaralandığını, daha sonra Misrata kentine nakli sırasında hayatını kaybet TC BAKIRKÖY 1. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2011/29 Satış Taşınmazın; Tapu Kaydı: İSTANBUL ili, GÜNGÖREN ilçesi, Osmaniye mah Yeni Londra asfaltı üzeri mevkii, 69/1 pafta, 808 ada, 574 parsel, 92/4019 arsa paylı, 92 m2, zemin kat, 2 bağımsız bölüm no’lu mesken vasıflı taşınmazın ortaklığın giderilmesi yolu ile satışına karar verilmiştir. Özellikleri: Güngören ilçesi, A.Nafiz Gürman Mah. Ahmet Kutsi Tecer Cadde tapunun 69/1 pafta, 808 ada, 574 parsel numarasında caddeden 3 dış kapı numarası alan 802,00 m2 miktarlı kat mülkiyetli, kargir Yıldız Saray Apt.’nda 92/4019 arsa paylı, zemin kat, 2 bağımsız bölüm no’lu meskenin tamamıdır. 2 bodrum kat+zemin kat+9 normal katlı, B.A.K tarzda, bitişik nizamda inşa edilmiş olan elektrik, sıhhi tesisat, doğalgaz tesisatı ile asansörü mevcut ana binanın zemin katında ve yoldan bakışa göre arka bahçe cephesinde yer alan daire, girişte salon, koridor, aydınlık cephesinde mutfak, koridor devamında bir tanesi aydınlık cepheli olmak üzere üç oda, banyo, WC mahallerinden ibaret, 92,00 m2 alana sahip, salon ve oda zeminleri marley, diğer kısımlar karo mozaik döşemeli, duvarları sıvalı ve boyalı, pencere ve kapı doğramaları ahşap ve yağlıboyalı, mutfakta sabit beton tezgâh ile evye, banyosunda sıhhi tesisat armatürleri mevcut olup, merkezi sistem kalorifer ısıtmalıdır. Halen çorap depo dükkânı olarak kullanılmaktadır. İmar Durumu: 18.02.2005 tasdik tarihli Güngören revizyon imar planında T+H+K sahasında kalmakta olup KAKS: 1.25, Hmax: 15.50 m irtifa yapılanma şartlarına haizdir. l.Satış Günü: 14/12/2012 2.Satış Günü: 24/12/2012 Satış Saati: 13.30 13.40 Arası Satış Yeri: Bakırköy Adalet Sarayı Bakırköy 16. İcra Müdürlüğü 4. Blok B138 Muhammen Bedel: 160.000,00TL Satış Şartları: 1Satış, yukarıda belirtilen birinci satış gününde, satış saatleri arasında satış yerinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin yüzde 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla yukarıda belirtilen ikinci satış gününde aynı yer ve saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcıya istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde memurluğumuza bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve yüzde 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları gerekmektedir. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 03/10/2012 (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 65889) TC ERZURUM l. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA İLANI 2012/2907 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Aşağıda yazılı taşınmazın açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilmesine karar verilmiş, ilgililerinin adreslerine tebligat gönderilmiş olup, ilgililerinin adreslerinde tebligat yapılamaması halinde veya adresi bilinmeyenler için satış ilanının ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. Tapu Kaydı ve yeri: Erzurum,Yakutiye Ceferiye Mah. Cumhuriyet ve Hacıhurşit Cad. mevkii, 639 ada, 15 parselde kayıtlı, 1.150,62 m2. yüzölçümlü iki katlı bodrum dahil beş katlı betonarme bina ana taşınmaz niteliğindeki, 1. bodrum kat 21 bağımsız bölüm nolu işyeri bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz Ceferiye Mahallesi’nde bulunan Korukçu İş Merkezi 1. Bodrum katında yer almaktadır. Özellikleri: Taşınmazın bulunduğu yapı 2. bodrum kat, 1. bodrum kat, zemin kat ve 3 normal kat olmak üzere toplam 6 katlı yapıdan oluşmaktadır ve tamamı işyeri olarak kullanılmaktadır. Brüt alanı 63,84 m2’dir. Döşeme imalatları; tamamında betonarme şap üzeri seramik kaplama, duvarlar ve tavanlar kaba sıva üzerine ince sıva üzerine plastik boya yapılmıştır. Doğraması alüminyum doğrama olup, ısınması kalorifer sistemi iledir. Beyan: Taşınmaz üzerinde (AT Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi sınırları içerisinde kalmaktadır.) şerhi mevcuttur. Kıymeti: Bilirkişilerin dosyada mevcut raporunda, taşınmazın şehir merkezinde oluşu, yapılaşmanın kısmen tamamlandığı, bulunduğu bölge Erzurum ilinin en yoğun caddesi olan Cumhuriyet Caddesi’ne cephesi olması, Belediyenin tüm altyapı ve üst yapı hizmetlerinden faydalanır olması nazara alınarak kıymetinin 63.765,25 TL.olduğu tespit edilmiştir. Satış şartları: 1Satış 03.12.2012 Pazartesi günü saat: 14.0014.10 arasında Erzurum Adalet Sarayı l. kat l. İcra Müdürlüğü önünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 13.12.2012 Perşembe günü aynı yerde ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Damga resmi, % 18 KDV, tapu harcının yarısı ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tapu harcının yarısı ile tellaliye resmi ihale bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde Dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği verilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/2907 sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 15.10.2012 (İc.İf.K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 65555) AB Türkiye’yi, içeri almadan kendi koşullarına uydurarak ve yeni taleplerde bulunarak siyasi, idari ve kültürel alanda sonuçlar almaya başladı. Lozan’a aykırı bazı kanunlar çıkmaya başladı. Öte yandan AB ile tek yanlı ilişkiler (ve Gümrük Birliği) iktisadi ve ticari olarak üçüncü ülkeleri Türkiye pazarında etkin hale getirdi. Birkaç yıl önce dostum Andrew Mango’ya “AB AKP’ye nasıl bakıyor?” diye sormuştum. O da bana, “AKP, Avrupa için ehveni şer” demişti. Bugün Türkiye’de AKP çevrelerine veya muhalefete aynı soruyu yöneltirsek nasıl bir yanıt alırız? Bana göre “her iki taraf da” Andrew Mango’nun AB için söylediğini tekrar edecektir; “Avrupa bizim için ehveni şer” diyecektir, Bir tanesi destek aldığı için Diğeri ise beterin beteri var diye düşündüğü için. AB’nin Türkiye’yi, taa 1963’ten beri, içine almadan, “dışarıda ve himayesi altında tutabilmesinin” arkasındaki iki temel neden de budur. İçerde her iki taraf da AB’yi ehveni şer olarak görmektedirler. Burhan Kuzu’nun ilerleme raporunu çöpe atmasına gelince; herkes “gösteri” olarak görse de ben farklı düşünüyorum; Kendine göre “şer” kısmını çöpe atmıştır. “Ehven” olanını kafasında saklı tutmuştur. Ben bir bilim insanıyım ve uygulamalara bakarım; bütün uygulamalar beni doğruluyor. Bütün kusurum bunları açık açık yazmaktan kaynaklanıyor. Yoksa herkes, “kendi penceresinden haklı” ama sadece kendisininkinden. (*) Hayatım Avrupa içinde bütün bunlar ayrıntıları ile açıklanmıştır; belgeleriyle birlikte. (Cumhuriyet Kitapları, 2008) AB’nin kazancı mı? ‘AKP hükümeti değil AKP rejimi’ MİNE ESEN Almanya Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say hakkında dava açılmasına tepki gösterirken bunun sadece Say’a açılan bir dava olmadığını, tüm aydınlara, hukuk devleti, demokrasiden taraf olanlara açılmış bir dava olarak örnek teşkil ettiğini söyledi. Dağdelen “Bu ılımlı İslamla birlikte AKP hükümeti değil, AKP rejimi dememiz lazım aslında. AB’nin bu rejimden desteğini çekmesi gerek” diye konuştu. Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) düzenlediği Ortadoğu Konferası’na katılan Dağdelen, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğündeki eksikliklere vurgu yapan siyasetçi, 100’ün üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğunu, sadece Kürt olduklarından dolayı binlerce siyasi tutuklunun bulunduğunu, sendikacıların hapse atıldığını belirtti. Dağdelen, “AKP rejimi Türkiye’ye daha fazla demokrasi değil tam tersine daha da az demokrasi ve bazı yönleriyle 12 Eylül öncesinden de daha kötü bir duruma getirdi” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle