19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÖNDER’DEN ANAYASA ÖNERİLERİ 9 Dink’in yem olduğunu savunan Çelik, ‘Amaç kaos yaratmaktı’ dedi ‘İsteyen vekil dini yemin edebilsin’ ERDEM GÜL ‘Hedeflenen AKP’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili ilginç bir açıklama yaparak, “Dink yem olarak seçilmiştir. Hedef AKP’dir” dedi. Dink cinayetiyle ilgili devlet içinde eksik ve yanlış bulunduğunu, ancak AKP’nin asla bunları himaye edici davranmadığını söyleyen Çelik, dönemin İstanbul Valisi ve AKP Mardin Milletvekili Muammer Güler ile Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e de sahip çıktı. Çelik, düzenlediği basın toplantısında, “Olayın savcısı diyor ki, ‘bu Ergenekon örgütünün Trabzon şubesidir’. Vicdanen, aklımla ve hislerimle Hrant Dink’i katledenlerin Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi birkaç kişiden ibaret olmadığına ina ‘KOMPLO TEORİLERİ ÜRETİLİYOR’ Çelik, BDP Genel Başkanı Demirtaş’ın, Başbakan Erdoğan’a yönelik, Uludere’de yaşananlara ilişkin “Efendim 50 kişilik bir grup var. Bunlarla ilgili ne yapalım dendiğinde siz vurun demediniz mi?” sözlerine de “Sayın Başbakan ‘Bu ifade hem yalan hem iftiradır. Ben böyle bir şey demedim’ diyor” dedi. Çelik 4 saatlik Heron görüntülerinin mahkemelere verilmediğine ilişkin iddiaları da yalanladı. Çelik, Uludere’de 6 teröristin de öldürüldüğüne yönelik iddialara da “Böyle bir bilgi söz konusu değildir. Bazı çevreler komplo teorileri üretiyor” dedi. ayrılalı tam 2.5 yıl oldu” dedi. ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin, “Gazetecilerin içerde olmasını ben anlamıyorum” sözlerine de Çelik, “Anlamaması normal, o dava dosyasının hepsine vakıf olduğu kanaatinde değilim” yanıtını verdi. Çelik, gazetecilerin tutuklanmasını savunurken de ilginç benzetmeler yaptı: “Otelcilik saygın bir iştir ama orada fuhuş yaptırılırsa polis orayı basar. Kimse, ‘otelcilerden ne istiyorsunuz’ diyemez. Bir taraftan basın kartı taşıyacak, ama bir taraftan da terör örgütleriyle koyun koyuna olacak. Bu dünyanın her yerinde adli idari kovuşturmaya sebep olur.” Fotoğraf: AA SEFA KARACAN Geçmiş Travması Bazı insanlar gibi bazı toplumlar da geçmişin travmalarından kurtulamıyor bir türlü. Tarihle hesaplaşmak, geçmişimizle yüzleşmek sözcükleri bana hiçbir zaman çekici gelmez. Nedeni de bu hesaplaşmaların çoğu zaman birilerinin, düşman saydıklarından intikam almasına yarayacak bir araç olarak kullanılacağı düşüncesi... Üstelik geçmişle hesaplaşma dediniz mi, gelecekte yeni bir hesaplaşmanın da tohumlarını atmış oluyorsunuz. Temiz toplum operasyonu, intikam operasyonuna dönüşünce yeni mağdurlar yaratılıyor, yeni tartışmalar başlıyor. ??? Kişisel hayatlarımızda bile böyle değil mi? İnsanlar eşleriyle, geçmişin hatalarını didikleyip durarak tartıştıkça bir yere varabilirler mi? İş arkadaşlarınızı, dostlarınızı geçmişleriyle yargılayarak, onlara size göre geçmişteki yanlışlarını sürekli hatırlatarak bir sonuç alabilir misiniz? Tümüyle haklı bile olsanız bu türden suçlamalara kim uzun süre katlanır? Ama kişisel hayatlarda dostlarınızı seçip eleme şansına sahip olabilirsiniz. Toplumsal hayat böyle değil. ??? Türkiye gibi farklı etnik kimliklerin, farklı inanışların, farklı ideolojik yapıların, aralarında uçurumlar olan farklı gelir gruplarının bir arada yaşadığı ve sınırlı olanaklara sahip ülkelerde geçmiş defterlerin karıştırılıp durması, yüz yaşında insanları mahkemelere çıkararak güya hesap sorulması, olur olmaz herkesin hapishanelere tıkılması barış içinde yaşamaya katkı sağlayamaz. Bizim gibi ülkelerde geçmişle hesaplaşmak tek bir yolla olmalı. O da, her ne düşünceden, kökenden, inançtan olursa olsun herkesin adalete güvenebilmesi, devletin herkese karşı eşit mesafede durduğuna emin olması... Topluluklar arasında çok uzun tarihsel süreçlere dayanan çatışmaları ve hesaplaşmaları bir de devletin körüklemesi, çatışmaları, şimdilik su yüzüne çıkmasa bile derinleştirmekten başka bir şeye yaramaz. Büyükelçiye yanıt ANKARA Darbe dönemi anayasası yerine “özgürlükçü” hedefle yürütülen yeni anayasa için gelen öneriler arasında “Din derslerinin halen ortaöğretimlerde zorunlu olması yetmez. Tüm okullarda zorunlu olsun” istemi dikkat çekti. İmam Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği (ÖNDER), yeni anayasada, “Cumhurbaşkanı ve milletvekillerine dini yemin hakkı tanınmasını”, “Laiklik ilkesinin çakarılarak inançlara saygının yazılmasını”, “Türbanın ilköğretim ve kamuda da serbest bırakılmasını” istedi. ÖNDER Genel Başkanı Hüseyin Korkut tarafından 31 Aralık’ta TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e iletilen ve öneriler arasında öne çıkanlar özetle şöyle: Laiklik yerine inançlara saygı: Türkiye’de çoğulcu demokratik toplumun oluşmasını engelleyen, milliyetçilik ve laiklik ilkeleri Cumhuriyetin nitelikleri arasından çıkarılmalı. Zorunlu din dersi sürekli: Objektif ve tarafsızlık ilkelerine uygun, belli bir din ve inanca dayanmayan, din kültürü ve ahlak dersi, eğitimin her kademesinde, herkes bakımından zorunlu hale getirilmeli. Türban her yerde ve daima: Din ve inanca dayalı kılık ve kıyafet her bakımından bir hak olarak tanınmalı ve hayatın her safhasında serbest olmalı; kamu görevlileri ve öğrenciler için kılık ve kıyafet uygulamaları, inançların gereğini yerine getirmeye engel olmayacak şekilde düzenlenmeli. Cumhurbaşkanı dini yemin etsin: Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri için isteklerine bağlı olarak dini yemin tanınmalı. nıyorum. Tetikçi ve azmettiricinin bu şahıslardan ibaret olmadığına inanıyorum” diye konuştu. Çelik, AKP’yi iftiraların ve saldırıların hedefi haline getirmek isteyenler bulunduğunu belirterek, “Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi, Rahip Santoro cinayeti, amacı ve şekli itibarıyla aralarında maddi, somut bir bağ olmasa bile, hedef, amaç ve kurgulanma itibarıyla birbi riyle akraba olan, birbirine benzeyen cinayetlerdir. Hedef Dink’tir. Dink, yem olarak seçilmiştir ama asıl hedef AKP’dir. Türkiye’de bir kaos yaratılmak istendi” dedi. Çelik, Kılıçdaroğlu’nun, “Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü şu anda Ankara’da istihbarat daire başkanıdır” dediğini anımsatarak, “Akyürek, İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan ‘Fuhuşla’ savundu LOJMAN CİNAYETİ DAVASI SANIĞI GÖKALP Mahkemeyle pazarlık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski SHP Milletvekili Erol Güngör’ün oğlu Mustafa Güngör’ün 1991’de TBMM Lojmanları’nda öldürülmesine ilişkin davaya devam edildi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, cinayetin zamanaşımına uğramasına iki gün kala itirafta bulunarak, dosyanın açılmasını sağlayan tutuklu sanık Abdullah Gökalp’in hâkimler ile yaptığı pazarlık damgasını vurdu. “Yağmacılık” suçlamasıyla Kütahya’da yargılandığını ve 12 yıl hapse mahkum olduğunu anımsatan Gökalp, dava dosyasının yeniden incelenmesini, ailesine can güvenliğinin sağlanmasını talep etti. Gökalp, aksi durumda elinde bulunan delilleri sunmayacağını, olayla ilgili konuşmayacağını kaydetti. Gökalp, cinayetin arkasında bir siyasi parti liderinin olduğunu iddia etti. Savcının, sanığın anlattığı konuların “çelişkili” olduğunu belirtmesi üzerine Gökalp, “Bilinçli olarak yanlış beyan ettim. Mahkeme taleplerimi karşılamazsa bildiklerimi anlatmaktan vazgeçeceğim” dedi. Gökalp, şöyle devam etti: “Dönemin İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş, bu olayın arkasındaki gerçekleri biliyordu. Eğer anlatmazsa ben onu anlatmak zorunda bırakacağım.” ‘Sözleşmeli’ basınla tanıştı Terörle mücadele kapsamında Doğu’da görevlendirilmek üzere Isparta İç Güvenlik Eğitim ve Tatbikat Merkez Komutanlığı’nda eğitim alan ilk grup sözleşmeli erlerin eğitim çalışmaları gazetecilere gösterildi. Piyade Albay Yaşar Aladağ, personelin savaşçı ruhunu geliştirmek maksadıyla özel eğitim verildiğini belirterek hedeflerinin sözleşmeli erleri, sarp ve eğimli arazilerde 34 gün kesintisiz sürdürülecek operasyonda asgari 3040 kilometre yürüyebilecek, teröristler ile temas sağlandığında onu etkisiz hale getirebileceğine inanacak, verilecek her türlü görevi başarabilecek eğitim seviyesine ulaştırmak olduğunu anlattı. Din subaylığı Dernek, yeni anayasa önerileri arasında yer vermemekle birlikte resmi internet sitesinde “din subaylığı” adıyla bir proje de geliştirdi. Proje için, “Bu subaylar din eğitiminin yanında askeri eğitim de alarak ordulara katılmaktadırlar. Hiyerarşik yükselmeleri ise generalliğe kadar olabilmektedir” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle