19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özel izinle Türkiye’ye gelen yazar Musa Anter’in oğlu vatandaşlık için tekrar başvuracak 5 meçhuller aydınlanacak mı?” Kimse 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı sormuyor “gerçekten yargılanacaklar mı” diye... Çünkü biliyorlar ki ikisi de “laf olsun torba dolsun” diye yargılanacak. 90’lı yıllar tüm gizemiyle aydınlatılmadan Türkiye’de istediğiniz anayasayı yapın hiç fark etmez. Önce kafalarımızdaki sorular yanıtlanmalı... Her şey tüm çıplaklığıyla gün ışığına çıkmalı, devlet içinde silahlı çeteler, PKK itirafçıları birlikteliği aydınlatılmalı. ??? Uğur Mumcu, yasadışı köktendinci terör örgütü Hizbullah’ı 1983 yılından beri yazıp çiziyor, peşini bırakmıyordu. Uğur, hem PKK’nin hem de Hizbullah’ın iç ve dış bağlantılarını, para kaynaklarını anlatıyordu yazılarında. 1993 yılında dönemin Batman Valisi Zeki Şanal, Hizbullah’a ilişkin görüşlerini açıklarken şöyle diyordu: “Bölgede kendiliğinden bir tepki oluştu PKK’ye karşı... Bu tepkiyi yaratanlar bölgede yaşayan dindar ve sıradan insanlardır.” Ben de bu köşede şu soruyu sormuştum Vali Zeki Şanal’a: “Sıradan vatandaşlık tepkisi nedir? Yörede Hizbullah adlı köktendinci terör örgütü yok mudur?” Yetkililerin yanıtı ise ilginçti: “Yaptığımız çalışmalar sonucu böyle bir örgüt şeması ele geçiremedik...” ??? Uğur Mumcu cinayetinin ardından TBMM harekete geçti... Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu kuruldu... Komisyon çok kapsamlı bir araştırma yaptı... Sonuç ne oldu? Rapor TBMM Genel Kurulu’na bugüne değin inmedi, indirilmedi... Bunun nedenini bilen var mı? Olmaz mı! Devlet içindeki derin güçler Meclis’i ve kimi siyasi partileri etkiledi gerçeklerin ortaya dökülmemesi için... Hani o çok sık değindim duvardan tuğla çekme hikâyesi var ya! Tuğla bir çekilse duvardan, siz seyredin gümbürtüyü... O duvarın altında kimler kalacak kimler! ‘Burası benim vatanım’ Babasının ölümünün üzerinden 20 yıl geçtiğini aktaran Anter, dönemin yetkilileri hakkında dava açacağını söyledi. O Duvarın Altında... İçimizdeki derin sızıları iyileştiren, umutla umutsuzluğu birbirinden ayıran nedir sizce? Yaşama sımsıkı sarılmak mı? Özlemleri sona erdirmek mi? Aydınlık yarınlara yelken açmak mı? Çocuklarımızı, gençlerimizi sevip onlara güvenmek mi? Umutlu bir gelecek bırakmak mı? Soruları çoğaltabilirim... Sabahın sesini dinlerken bir umut rüzgârının esmesi, yaşadığımız coğrafyada insanlığın gelişmesi, kördüğümlerin çözülmesi... Neden yakın tarihimizle yüzleşemiyoruz, niçin olup bitenleri unutuyoruz? Bu soruyu çok soruyorum bu köşede... Bıkmadan usanmadan! Hayatın suyundan, doğanın güzelliklerinden söz ediyorum, talanı vurgunu yazıyorum, kimi zaman ironi yapıyorum. Anlayan anlıyor elbet! ??? Kurumuş gitmiş dallar, sessizliğin içinde dolaşan insanlar. Yağmurlu bir öğle vakti kıyı kasabasında kahvede oyun oynayan emekliler, sandallarını onaran balıkçılar... Bugün okuduğunuz yazım dünün devamıdır... Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız. Türkiye kendi tarihiyle yüzleşmeli, 90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerin arkasındaki güçleri ortaya çıkarmalıdır. Türkiye’nin çağdaşlaşıp çağdaşlaşmadığını, demokrasi ve özgürlüklerin bir yaşam biçimi olarak görülüp görülmediğini o zaman anlayacağız. Bu yapılmadığı sürece daha çok gazetecimizi, yazarımızı, bilim insanımızı, yurttaşımızı karanlık ölüm tuzaklarında yitiririz. ??? Bu ülkede çok sayıda insan kaygıyla yaşıyor... Umutları giderek azalıyor! Yargıya yönelik eleştiriler, tutukluluk sürelerinin uzunluğu, adalete olan güvenin yitmesi... Kiminle karşılaşsam hep aynı soru: “Gerçekten Türkiye’de faili Çelik: Kabul edilecek AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, dün düzenlediği basın toplantısında Musa Anter’in oğlu Anter Anter’in başvurması halinde Türk vatandaşlığına kabul edileceğini kaydetti. NUSAYBİN (AA) Diyarbakır’da 1992’de öldürülen Kürt aydın ve yazar Musa Anter’in öldürülmesinden 20 yıl sonra özel izinle Türkiye’ye gelen oğlu Anter Anter, yeniden vatandaşlığa geçmek için başvuruda bulunacağını belirtti. Anter Anter, 1 aylık özel izinle geldiği Türkiye’de, Nusaybin’e bağlı Akarsu beldesindeki baba ocağında hasret gideriyor. Anter, Türkiye’deki siyasal çatışmalar nedeniyle 11 Nisan 1969’da babası tarafından İsveç’e gönderildiğini, 1972 yılında da hâlâ öğrenemediği nedenden dolayı vatandaşlıktan çıkarıldığını anlattı. 1992 yılının yaz ayında bir gece babasının kendisini telefonla aradığını ve yapılan tehditler ile takiplerden söz ettiğini belirten Anter Anter, “Babamla arkadaş gibiydik, her şeyimizi konuşurduk. Bazen o bana ‘Ne haber enişte’ derdi. Ben de ona ‘İyi be ağabey’ derdim. Böyle şakalaşırdık. Bir akşam Türkiye’den bilgi almak için uydu yayını almıştım. Gece tam 22.00 haberleriydi, bir baktım ilk haber ‘Musa Anter öldürüldü’ diye verildi. Şaşırdım, şaka gibi. Dondum. Bana en çok dokunan, en çok üzüldüğüm olay, aradan 24 saat geçmeden annem ve kardeşlerim morg önünde beklerken askerler nezaretinde babamın naaşı getiriliyor, köye atıyorlar. Bunu bir türlü kabullenemiyorum. Babamın cenazesine gelemediğim için hâlâ o burukluğu yaşıyorum. 1997’ye kadar 3 defa Türkiye’ye geldim ve her defasında hiçbir gerekçe gösterilmeden tekrar geri gönderildim. İsveç benim vatanım değil, orada vatandaşım. Tekrar vatandaşlığa geçmek için başvurum olacak. Burası benim vatanım. Bizi bölmek için ellerinden geleni senelerdir yapıyorlar. Bozamadılar, bozamayacaklar” diye konuştu. Anter’in daha önce yaptığı birçok vatandaşlık başvurusu reddedilmişti. CHP’li Tanrıkulu ‘Gizlilik kararı var, uluslararası kurallara uyulup uyulmadığını bilmiyoruz’ dedi Kazılar için 3 öneri ? Tanrıkulu, TBMM’de kayıplar ve faili meçhullerle ilgili bir araştırma komisyonu kurulması, faili meçhuller bakımından zamanaşımı sürelerinin kaldırılması ve kayıp yakınlarının DNA örneklerinin hazır bulunduğu bir veri bankası kurulması gerektiğini söyledi. TÜREY KÖSE BDP, ULUDERE’Yİ ULUSLARARASI MAHKEMEYE TAŞIDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP, Uludere’de 34 sivilin öldürülmesi olayını, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıdı. BDP adına başvuruyu Eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak yaptı. BDP’nin, Uludere için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurduğunu, BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan TBMM’de düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Kaplan, Uludere ile ilgili BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne yaptıkları başvurunun ardından, olayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne de taşıdıkları bilgisini verdi. Bölgede 16 baronun da mağdurlar adına ulusal ve uluslararası hukukyargı sürecini işlettiğini anlatan Kaplan, olay yerinde çekilmiş fotoğrafları da göstererek, “Utanç verici bu fotoğrafın sorumlularının peşindeyiz” dedi. Kaplan, Irak ve Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tarafı olmamaları ve ilgili sözleşmeyi imzalamamalarıyla ilgili olarak da, “Ancak bu, sorumluluktan kurtulma sonucunu doğurmuyor” görüşünü dile getirdi. Çocuklarını, yakınlarını kaybeden ailelere tazminat ödeneceğiyle ilgili hükümet açıklamalarına karşı da Kaplan, yakınlarını kaybedenlerin “önce failleri bulun” dediklerini aktararak “bu çok anlamlıdır, anlayana” ifadesini kullandı. ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’daki kazılarda kafataslarının çıkmasıyla ilgili olarak “Gizlilik kararı olduğu için ne oluyor bilemiyoruz. Kazılarda Adli Tıp uzmanları var mı, uluslararası toplu mezar açma kurallarına uyuluyor mu bilmiyoruz. Türkiye’nin yeraltı kaynakları arasına maalesef toplu mezarlar eklendi” dedi. Diyarbakır’daki kazılar tartışma yaratırken; JİTEM karargâhı olarak 1990’lı yıllardaki cinayetlerden İstiklal Mahkemeleri’ne ve Roma devrinden kalma olduğuna dek bir dizi sav ortaya atıldı. Tanrıkulu, İstiklal Mahkemeleri ve Roma devrinden kalma savlarıyla ilgili olarak “Bunlar bugüne, bugün kayıplarını arayanların yaşadığı travmayı tarif eden açıklamalar değil. Daha eski zamanlardan da kalmış olabilir. Her kemik ortaya çıktığında insanlar travmayı yaşıyor. Bir tek kişi olsa önemli. Onlarca, yüzlerce kayıptan söz ediliyor. Bu kazının arkasında ne siyasi ne de adli irade var” dedi. Tanrıkulu kazılarda kemikleri çıkanlar arasında kendisinin de yakınları olabileceğini kaydetti. JİTEM’in sorgu merkezi olarak kullanılan kazı alanının yakınında bulunan tarihi Hz. Süleyman Camisi’nin açılışını Arınç, Eker ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir yaptı. Arınç ve Baydemir, cuma namazını da camide birlikte kıldı. (Fotoğraf: NURTEN ASLANAA) emikler çıkıyor, failler nerede?’ Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet Bakanlığı’na sordum, Adli Tıp uzmanları var mı kazılarda, her aşaması fotoğraflanıyor mu, diye. Minnesota Protokolü ve Kızılhaç’ın toplu mezar açma kurallarına uyuluyor mu? Kamuoyu bilgilendirilmeli. İnsan Hakları Derneği’nin yaptığı bir çalışma var toplu mezarların haritasıyla ilgili. Bunların bir an evvel bulunup sahiplerinin tespit edilip bizim geleneklerimize uygun bir biçimde defnedilmesi lazım. 1990’lı yıllarda yaşananlar ortada. Bu iş tesadüflere, ihbarlara bırakılmayacak kadar önemlidir. Bu nedenle eşzamanlı olarak yapılması gereken 3 şey var. Birincisi, Meclis’te bu işin özüne uygun, derinliğine uygun bir çalışma yok. Kayıplar ve faili meçhuller konusunda araştırma yapacak özel bir komisyon kurulmalı. İkincisi acilen bizim Meclis’e sunduğumuz faili meçhuller bakımından zamanaşımı sürelerini ortadan kaldıran öneri hemen çıkarılmalı. Kemikler çıkıyor da failler nerede? Kemikler tesadüfen çıkıyor, toprak tesadüfen çıkartıyor, failler nasıl çıkacak? Üçüncüsü, veri bankası kurulmalı. Kayıp yakınlarının DNA örnekleri hazır elde bulundurulmalı. Bunlar için Meclis’te bütün siyasi partilerin ortaklaşa iradesi gerekiyor.” ‘K Arınç ve Eker, 20 metre ilerideki kazı alanına gitmedi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Diyarbakır’da tarihi İçkale mevkisinde bulunan 23 kişiye ait kafatası ve kemiklerin İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilenlere ait olabileceği iddiasının ardından 1925 Kürt ayaklanmasının lideri Şeyh Said’in torunu Diyadin Fırat, Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı başvuruda bulunarak kimlik tespiti yapılmasını talep etti. Kazılar dün de kötü hava koşulları nedeniyle yapılamadı. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve çok sayıda bölge milletvekili dün Saraykapı semtindeki İçkale bitişiğinde bulunan ve restorasyonu yapılan tarihi Hz. Süleyman Camisi’nin açılışını yaptı. Arınç ve beraberindekilerin, JİTEM’in sorgu merkezi olarak kullanılan kazı alanında incelemelerde bulunacağı sanılıyordu. Ancak Arınç ve milletvekilleri 20 metre ötedeki kazı alanına gitmedi. KCK’de 3 yıl sonra 5 kişiye tahliye MAHMUT ORAL DİYARBAKIR KCK Türkiye Meclisi ana davasının dün yapılan 41. duruşmasında İhsan Seviktek, Adnan Bayram, Seyithan Şen, Abdurrahman Tanrıverdi ve Veysi Akar tahliye edildi. Yaklaşık 3 yıldır devam eden davanın dünkü oturumunda, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey ile ilgili ev ve işyerlerinde arama, delil toplanmasına yönelik hazırlanan tutanaklar ve aramalara ilişkin mahkeme kararlarını açıklayan Heyet Başkanı Menderes Yılmaz, sanık avukatlarının, aramaların, usule uygun olmadığı gerekçesiyle bunların dosyadan çıkarılması yönündeki taleplerin reddine karar verildi ğini bildirdi. Söz alan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, “Çifte standartlı bir yargılama yapıldığına dair şüphemiz kalmadı” dedi. Sanık Erbey ise Kürtçe olarak “Söyleyecek sözüm yok” dediği sırada mikrofon kapatıldı. ‘Her talebimiz reddediliyor’ Sanık avukatlarından Feride Laçin ise İHD’de yapılan aramalar sırasında, 49 fotoğrafa el konulduğunu belirterek “Bu fotoğrafların çoğu da ölen kişilere ait. Çünkü başvuru yapan ailelerin teşhis edebilmesi için arşiv yapılıyordu” dedi. Sanık avukatlarından Reyhan Yalçındağ Baydemir de “Sayın başkan, her talebimizi reddediyorsunuz, ancak bu doğru değil” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle