19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 S&P’nin dokuz ülkenin birden notunu düşürmesi, ‘notların daha düşük olması gerektiği’ yorumlarına yol açtı Avrupa’da not depremi Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s, Avro bölgesindeki 9 ülkenin notunu kırmasının ardından moraller bozuldu. Avro bölgesindeki 17 ülkeden sadece 4’ü AAA notuna sahipken, ‘Doktor Kıyamet’ olarak anılan yatırım grusu Mark Faber, kıtadaki birçok ülkenin notunun daha düşük olması gerektiği yorumlarında bulundu. Avrupa’da önceki gece yaşanan darbe gibi not depreminin yankıları sürüyor. Doktor Kıyamet olarak bilinen ünlü yatırım gurusu Mark Faber, S&P’nin Avrupa’da dokuz ülkeyi not indirimiyle sarsmasının ardından, kıtadaki birçok ülkenin notunun Eğitim Düzeyi Eğitim düzeyi, iddialı bir başlık; gözlemlere dayanarak genelleme yapmak belki hatalı da olabilir. Yine de eğitim düzeyi hakkında bir görüş verecek gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım. Test ağırlıklı eğitimin, sınavların gençlerin yetişmesi açısından yararlı olmadığını düşünürüm. Klasik olarak nitelendirilebilecek, elli altmış yıl öncesine benzer, o dönemin alışagelmiş tarzında eğitim yapmaya çalışırım. Test şeklinde sınav yapmam, öğrencinin görüş ve düşüncelerini de yansıtmasını beklediğim yazılı, sözcük yerindeyse makale tipi sınav yapmaya özenirim. ??? Üniversite son sınıfta, hatta lisansüstü eğitimde, öğrencilerin düşüncelerini, bilgilerini düzgün cümlelerle, hatta uygun sözcüklerle aktaramadıklarını, ülkenin geleceği açısından kaygı ile gözlüyorum. Kesik kesik cümleler, bağlantı kurulmadan, tutarlılık sağlanmadan, bağdaşımsız (insicamsız) gelişigüzel sayfa doldurma çabası... İfade özründen de önemli yazım (imla) hatalarının varlığı. Bu konunda yanlışlardan bazı örnekler vereyim. Tahfil (tahvil) itaalat (ithalat), müdale (müdahale), süspansiyon (sübvansiyon) şeklinde sözcükler yazılıyor, devalüasyon sözcüğünü doğru yazabilen öğrenci sayısı sayılı. Düşük not alan öğrencileri yanlışları, eksiklikleri konusunda da kendilerini ikna etmek çok zor, belki de olanaksız. Yanlışları, eksikleri göstermeye, anlatmaya çalışıyorsunuz. “Konuyu biliyorum yazmışım, o anlama da gelir, daha ne yazayım, notlar öyle” gibi yanıtlar alıyorsunuz. Öğrencilerimizin büyük bölümünde kitap almak, okumak gibi tutku bir yana, alışkanlık yok. Önerilen kitaplar okunmuyor. Genelde fotokopi ağırlıklı eğitim yaygın. Derse girip not tutan bir ya da birkaç öğrencinin notu çoğaltılıyor. Not tutma, notu algılama da, çocukken oynadığımız telefon oyununa benziyor. Hani başlangıçta bir sözcük söylersiniz, iletişimin son halkasından ilgisiz bir sözcük ya da tekerleme duyarsınız. İşte ders notlarının fotokopisi de öyle. Siz servet vergisi diyorsunuz bu, yanıtlarda senet vergisi şekline dönüşüyor. ??? İletişim teknolojisindeki gelişmelerin eğitim üzerine etkileri de ciddi olarak araştırılması gereken bir konu. Bu bağlamda belki de önemli görülmeyecek gözlemlerimi aktarayım. Öğrencilerin çoğunda yeni kuşak, çok amaçlı cep telefonu var. Öğrencilerin bir bölümü, derste, cep telefonları ile oynuyorlar. Kimi SMS atıyor, kimi gelen SMS’leri okuyor, internet bağlantılı olanlar ilgilendikleri programları izliyor, müzik dinleyenler çoğunlukta, anlatılanları dinlemedikleri gibi sorulara yanıt vermiyorlar, ilgilenmiyorlar, dikkatleri de dağıtıyorlar. Bu nedenle genelde sınıftan çıkış serbestisi tanırım. Öğrenciler sıkıldıklarında, cep telefonu ile oynamak istediklerinde sınıftan çıkabilirler, hatta sınıfa gelmeyebilirler. Cep telefonları avareliğin, SMS yaygınlığı da yazım bozukluğunun bir nedeni olabilir. İnternet kullanımı konusunda da izlenimlerimi aktarayım. İnternet bir iletişim aracı, verdiğinizden daha fazlasını alamazsınız. Çıktının kalitesi, girdinin kalitesine bağlıdır. Teknolojinin geldiği aşamada, tüm yazılı kitapları, makaleleri internetten yayımlıyamıyoruz. Başlangıçta bir seçim, bir ayrım yapılıyor. İnternetten çıktı alanların da bunu değerlendirecek altyapısı olması gerekiyor. İnternet yoluyla çok eksik, hatta yanlış, yanlı bilgi edinilmesi olası. ??? Öğrencilere, özellikle de yüksek lisans öğrencilerine, dönemi başına bir inceleme, araştırma yapma görevi veriyorsunuz. Akademik jargonla ‘paper’ yazmalarını istiyorsunuz. Öğrenciler çoğu kez, dönem sonunda internette gezinerek konuyla ilgili bir makaleyi, araştırmayı indirip ödev yapmış gibi veriyorlar. Araştırma yapılmadan, konu hakkında bilgi sahibi olunmadan indirme yapıldığında, doğal alarak çıktı yetersiz oluyor. Hatta bazen insan, internetten edinilen çıktı karşısında dehşete de kapılıyor. Bu tür internet kolaycılığını veya kopyacılığını önlemek için öğrenciden kendi el yazısı ile yapılmış bir ödev ‘paper’ istiyorsunuz. Bu da bir çözüm değil. Bu konu ile ilgili olabilecek bir anımı aktarayım. Osmanlı Bankası’nda danışmanlık yaptığım yıllarda insan kaynakları yönetimi ile ilgili genel müdür yardımcılığını Dr. Demirhan Tokel yapıyordu. Demirhan, İşletme Enstitüsü’nde hocalık yaptığından aramızda yakın bir iletişim kurulmuştur. Demirhan, bankada görev almak isteyenlerle bir öngörüşme yapardı. Bir adayla arasındaki görüşmeyi şöyle aktardı: “Yabancı dil biliyor musunuz?” “Orta derece”, “Yabancı dilde okuyup anlama?”, “Orta derece”, “Konuşma?”, “Orta derece”, “Yazma?”, “Çok iyi”, “Nasıl olur? Asıl yabancı dilde yazmak zordur”, “Verin bir kitap, yazım da güzeldir, görün”. İnternetten yararlanarak el yazısı ile de olsa ödev yapmayı, yukarıdaki olaya benzetebiliriz. Tüm bu gözlemlerden sonra şu soruyu yanıtlamamız gerekiyor. Kurumlar oluşturuyor, üniversiteler açıyor, eğitime kaynak ayırıyoruz. Niçin? Amaç görüntü vermek mi? Yoksa kişilikli, bilgili, düzgün insan yetiştirmek mi? ? Avurpa’da yaşanan darbe gibi not indiriminin ardından, aslında bölgedeki birçok ülkenin notunun BB+ yerine CCC, ABD’nin notunun da daha düşük olması gerektiği ileri sürüldü. CCC, ABD’nin notunun da AA değil BBB olması gerektiğini söyledi. Faber gerekçe olarak, geri ödenmemiş borçların dikkate alınmasını gösterdi. Faber, Fransa’nın notunun indirilmesinin ardından, ülkenin çok da büyük bir kredi riski taşımadığını, S&P’nin bir not indiriminin yetersiz olduğunu ifade etti. Avro bölgesinin en güçlü ekonomisi Almanya’da işlerin iyiye gittiğini söyleyen Faber, yine de Almanya’nın da fonlayamadığı borçları olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda yatırım danışmanı olarak da kabul edilen Faber, Fransa tahvillerini almayacağını, ABD tahvillerini de tercih etmeyeceğini ifade etti. Faber, ABD’nin not indirimi gibi, Fransa’nın notunun kırılmasının küresel piyasalar üzerinde çok da olumsuz etki yaratmayacağına dikkat çekti. Faber, “Piyasa olası not indirimlerini zaten fiyatladı” dedi. Ya tırım uzmanı, not indiriminin Avro üzerindeki etkisi üzerine bir soruyu da, “Avro zaten düşme eğilimde yoluna devam ediyor” dedi. S&Poor’s’un, 9 ülkenin notunu kırmasının ardından bölgede 17 ülkeden sadece 4’ü AAA notuna sahip kaldı. Kurum, önceki akşam Avro bölgesinde dokuz ülkenin notlarını düşürdüğünü açıklamıştı. Bu puanlamayla bölge ülkelerinin yarısından fazlasının notu düşmüş oldu. En yüksek nota sahip diğer ülkeler Finlandiya, Lüksemburg ve Hollanda’nın not görünümleri ise negatif. Bir başka deyişle şimdilik krizde notunu koruyan sadece dört ülke kaldı. AB’NİN YILDIZLARI BİR BİR SÖNÜYOR Fransa: AAA’dan AA+’ya düştü. Avusturya: AAA’dan AA+’ya indi. İtalya: A’dan ‘BBB+’ya düştü. İspanya: AA’den ‘A’ya geriledi. Kıbrıs Rum Kesimi: BBB’den BB+’ya çekildi. Malta: A’dan A’ye indi. Portekiz: BBB’den BB’ye düştü. Slovakya: A+’dan A’ya geriledi. Slovenya: AA’den A+’ya indi. Yabancı enerjiye yöneldi Ekonomi Servisi “Elektrik, su ve gaz” yatırımlarında geçen yılın 11 ayında yabancı sermaye girişinde adeta patlamaya yaşandı. OcakKasım 2011 döneminde, sektör yatırımlarına yabancı sermaye girişi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 559 artışla, 2 milyar 775 milyon dolara ulaştı. AA muhabirinin, OcakKasım 2011 Dönemi Uluslararası Doğrudan Yatırım Verileri Bülteni’nden derlediği bilgilere göre, 2011 yılı Kasımı’nda Türkiye’ye 510 milyon dolar düzeyinde uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti. Sermaye girişinin 78 milyon doları elektrik, gaz ve su sektörüne, 68 milyon doları da imalat sektörüne gerçekleşti. Kasım 2011’de 323 milyon dolar olan nakit sermaye girişinin 262 milyon dolarlık bölümü AB ülkelerinden geldi. Açlıkla boğuşan Somali’ye yaptığı 600 milyon TL’lik destek Afrika’nın sempatisini kazandı Yardım ticareti katladı ? Türkiye, bölgeyle ticaret hacmini geçen yıla göre en az ikiye katlayarak 22 milyar dolara çıkardı. Çivi dahi çakılmamış Somali’ye yatırım için bekleyen işadamları, merkezi bir hükümetin kurulmasını bekliyor. MURAT GÜLDEREN Açlık ve sefaletle boğuşan ülke Somali’ye 600 milyon TL ile en büyük maddi desteği sağlayan Türkiye’ye minnettar kalan Afrika, Türkiye ile ticaret hacmini her ay büyük oranda katlıyor. 2011 genelinde bir önceki yıla göre Mozambik’e yüzde 121, Kamerun’a yüzde 119, Angola’ya yüzde 104, Tanzanya’ya yüzde 90 ihracat artışı gerçekleştiren Türkiye en büyük atılımı geçen kasım ayında yaptı. Bu dönemde Etiyopya’ya yüzde 311, Güney Afrika’ya yüzde 229, Angola’ya yüzde 206, Nijerya’ya yüzde 199, Gana’ya yüzde 172, Kenya’ya yüzde 142 ihracat artışı sağlayarak iki kıta arasındaki ticaret hacmini 22 milyar dolara kadar yükselten Türkiye’nin en geç 2015’e kadar bu rakamı 30 milyar do lara çıkaracağı öngörülüyor. Türk Afrika İş Konseyi Başkanı Tamer Taşkın, “Hiçbir ticari çıkar beklemeden büyük yardım yapan Türkiye, tüm Afrika’nın büyük sempatisini kazandı. Kimse bunu görmezden gelemedi ve ticari ilişkiler neredeyse iki kat arttı. En geç 2015’e kadar da 30 milyar dolarlık iş hacmine ulaşırız. Afrik 1 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip bir kıta. Öngörümüz birkaç yıla kadar en büyük ticaret hacminin Türkiye ile gerçekleşeceği yönünde. Çünkü Türkiye hem müteahhitlik, hem gıda teknolojileri konusunda çok başarılı olduğu gibi insani yönüyle de dünyanın dikkatini yeterince çekiyor” dedi. 5’ten 40 milyon dolara çıktı Düzenli bir merkezi hükümetin kurulması ve güvenlik sorununun çözülmesiyle Somali’deki tüm alt ve üst yapı hizmetlerini de Türk işadamların gerçekleştireceğini kaydeden Taşkın, “Çünkü Somali Türkleri çok seviyor ve tüm ticari işbirliklerini bizimle gerçekleştirmek istiyor. Orada çok büyük bir ticari potansiyel var. Ancak asıl sorun şu an Somali’nin elinde yatırım yaptıracak finansal kaynağın olmaması. Bu da zamanla oluşacaktır” diye konuştu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de Somali’nin merkezi devlet yönetiminin 1991’den beri çöktüğünü, işleyen bir devlet mekanizmasının olmadığını anlatarak şu bilgileri verdi: “O bölgeye ticaret imkânlarımız çok sınırlı olmasına rağmen ihracat hacmimizde geçen yıla göre ciddi artışlar yaşandı. 2010 sonunda Türkiye’nin Somali’ye ihracatı 5 milyon dolar iken bu yılın ilk 10 ayında bu rakam 39 milyon dolara çıktı. Bu yüzde 788 artış ve çok büyük bir sıçrama demek. Türkiye’nin Afrika’daki etkinliği son derece yüksek ve artmaya da devam ediyor. Türkiye’nin Sahraaltı Afrika ülkelerine ihracatında bu yıl yüzde 56’lık bir artış var. Türklerin dışında o bölgede iş üstlenecek başka ülkeler mevcut değil. Türkiye her türlü altyapı projelerine hizmet veriyor.” Fotoğraf: VEDAT ARIK Kriz Türk turizmine yarayacak OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA EMITT turizm Dünyanın en büyük 5. turizm fuarı olan ve Ekin Fuarcılık tafuarında 60 rafından bu yıl 16.’sı düzenülkeden 4.500 lenen EMITT, bu yıl geniş katılımcının yer bir katılımla 912 Şubat alması bekleniyor. 2012’de Beylikdüzü TÜGöstergeler Türkiye’nin, YAP’ta gerçekleştirilecek. Geçen yıl 4000 cikrizle parası azalan ve varında katılımcı ve 52 bazı ülkelere öfkesi artan bini aşan zirayetçiye ev Avrupalının yanı sıra sapihliği yapan fuarın bu yılki katılımcılarının ortaVenezüella ve Arjantin ya koyduğu tablo, krizle gibi ülkelerin de parası azalan ve özellikle gündeminde Yunanistan’a öfkesi artan Avolduğunu rupalının Türkiye’yi daha çok tercih edeceğini gösteriyor. Kogösteriyor. Hacer Aydın nuya ilişkin bilgi veren Ekin Fuar Genel Müdürü Hacer Aydın, EMITT’nin 2011’de yüzde 11.4’lük bir oranla, TÜYAP’ı zorlayan bir büyüme yakaladığını belirtti. Aydın’a göre, Avrupa ekonomik krizi Türkiye turizmi açısından önemli avantajlar sağlıyor. Suriye, Yemen ve Ürdün gibi politik krizin yaşandığı bölgeden katılımcıların, bu yıl gelmediği bilgisini veren Aydın ancak buna karşılık pek çok ülkenin Akdeniz çanağına hitap eden bu fuarda ilk kez yer aldığını, bunun da hem ülke hem de bölge açısından gayet olumlu gelişmelere yol açacağını dile getirdi. “Türkiye altında politik kriz, üstünde ekonomik krizin çökerttiği bir coğrafyada. Ancak, politik krizin kaybı, öyle görünüyor ki diğer ülkelerden karşılanacak. Zira, Venezüella, Arjantin, Malezya ve Kazakistan gibi ülkeler ilk kez katılıyor. Bu, hem Türklerin bu ülkelere daha çok gideceği hem de bu ülkelerden hem Türkiye’ye hem de Akdeniz çanağındaki diğer ülkelere turist geleceği anlamını taşıyor” diyen Aydın, Yunanistan’a öfke duyan diğer Avrupalıların Türkiye ve diğer ülkeleri daha fazla tercih edeceğini belirtti. Gala kokteyli Samatya’da Bu yılın önemli farklarından birinin de fuarın gala kokteylinin fuar alanın ya da başka bir kapalı mekân yerine Samatya Meydanı’nda yapılması oluşturuyor. Mey Rakı’nın sponsorluğunda yapılacak meydan partisiyle, yurtdışından ve Anadolu’dan gelecek katılımcılara İstanbul gecesi yaşatılacak. Aydın’a göre, soğuk olursa varillerde ateş yakılacak, yağmur yağarsa tenteler çekilecek. ANMA Ailemizin değerli büyüğü çok sevgili kıymetli annem GÜNÜN İÇİNDEN Sabiha Yıldız Esener toprağa verildi Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın kayınvalidesi ve İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı’nın annesi Sabiha Yıldız Esener’in (77) cenazesi İstanbul Ulus Mezarlığı’nda toprağa verildi. Nesibe Tokdil’i kaybedişimizin otuzüçüncü yılında saygı ve özlemle anıyoruz. Mercedes’ten İETT’ye 221 belediye otobüsü MercedesBenz Türk, İETT tarafından açılan 221 adetlik alçak tabanlı, körüklü belediye otobüsü ihalesini kazandı. Eylül 2012’ye kadar teslim edilecek MercedesBenz Conecto 5 yıl garantili olacak ve bu süre boyunca bakımlarını şirket yapacak. Küresel pazarda rekabetçi bir strateji izleyerek 1.9 milyar dolarlık hacme ulaşan kozmetik sektörünün bu yıl yüzde 20 büyümesi öngörülüyor. Eyüp Sabri Tuncer Yönetim Kurulu Başkanvekili Engin Tuncer, “Sektör iç pazarda da hızla büyümesine rağmen hâlâ kişi başı tüketim AB’nin dörtte birine denk geliyor” dedi. ÂZADE TOKDİL C MY B C MY B Kozmetik pazarı 2 milyar dolar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle