22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 30 EYLÜL 2011 CUMA 6 Tutuklu asker babasını göremedi HABERLER stanbul Haber Servisi Hasdal Cezaevi’nde tutuklu bulunan Deniz Kurmay Albay Murat Unlu’nun babası Korkmaz Unlu, oğlunu son kez göremeden önceki gün yaşamını yitirdi. Korkmaz Unlu bugün Küçükyalı Merkez Camisi’nde kılınacak namazın ardından toprağa verilecek. Unlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz, Unlu’nun babasını son kez görebilmesi için yapılan başvuruların bu konuda yasal bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini belirtti. Odatv Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul’un eşi Güngör Yurdakul ile görüşemediğini anımsatan Ersöz, “Doğan Yurdakul olayında olduğu gibi yaşanan bu trajedi, bu konuda yasal bir düzenlemeye ivedilikle ihtiyaç olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur” dedi. ODATV DD ANAMES NE TEPK Müyesser Yıldız: Yurdun dört bir yanından yola çıkan yurttaşlar bugün Silivri’de tutuklu milletvekillerine destek verecek rademi serbest bırakın Haber Merkezi Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması istemiyle çok sayıda yurttaş ve sivil toplum örgütü yöneticisi bugün Türkiye’nin dört bir yanından Silivri’ye gelerek tutuklu bulunan milletvekillerine destek verecek. Ankara’dan CUMOK’un organizasyonunda Silivri’ye otobüs kaldırılırken; Zonguldak’tan da 20 otobüs sabah erken saatlerde İstanbul’a hareket edecek. Balbay Dostları’nın topladığı 1 milyonu aşkın imza ise CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan tarafından TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e teslim edilecek. Ergenekon davasında tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ve MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın serbest bırakılması istemiyle binlerce kişi İstanbul’un çeşitli ilçelerinden otobüslerle ve kendi araçlarıyla Silivri’ye gidecekler. Milletvekillerinin serbest bırakılması istemiyle imza kampanyasına destek veren ve Silivri Cezaevi önündeki eyleme katılacak olan Güz Demiral, “Burada yalnızca CHP’li milletvekillerinin değil, tüm tutuklu vekillerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Çünkü özel yetkili mahkemelerde AKP’ye muhalif olanlardan hesap soruluyor. ‘Milli iradeden’ bahseden Başbakan, milletin iradesini yok sayıyor. Bu dava siyasidir ve öç alma davasıdır. Silivri’deki hukuksuzluğa bir an önce son verilsin ve tutuklu milletvekilleri serbest bırakılsın” dedi. Damla Arabacıoğlu ise Türkiye’nin demokrasi ayıbını yaşadığını vurgulayarak “Türkiye’de gerçek anlamda insan hakları ve özgürlüklerden bahsedeceksek özel yetkili mahkemelere son verilmeli. Özel yetkili mahkemeler eliyle tutukluların yargılanma süreci giderek uzuyor. Bu demokrasi ayıbıdır” diye konuştu. Dilsiz şeytan olmayacağım İstanbul Haber Servisi Odatv yazarı tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız (48), Facebook sayfasına, “Müyesser Yıldız’ın Karşı İddianamesi Dilsiz Şeytan Olmayacağım” başlıklı bir yazı gönderdi. Odatv operasyonuyla “muhalif gazetecilik yapılamaz” denildiğini savunan Yıldız, “Katalog suçları gibi, ‘katalog haberler’ listesi oluşturulmak suretiyle tüm gazeteciler, ‘her an siz de bu katalog haberler kapsamında suçlanabilirsiniz’ diye uyarılmaktadır” dedi. Yıldız, iddianamede kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerinde bulunmakla suçlandığını ancak hangi yazısıyla bu suçu işlediğine dair tek bir örneğin bile verilmediğine dikkat çekti. Cemil Çiçek’in şehit ailesinin telefonuna çıkmamasını, PKK’yle yapılan pazarlıkları haberleştirdiğini dile getiren Yıldız, şöyle devam etti: “Hanefi Avcı ile de kitabı nedeniyle tanıştım. Görüşmemizi haberleştirdim. Savcılardan öğreniyorum ki, Soner Yalçın, ‘Müyesser Hanefi’yle ilgilensin’ şeklindeki ‘sözde talimatı’ 8 Eylül’de bana göndermiş, ben de okuyup, 9 Eylül’de bilgisayarıma kaydetmişim. İyi de ben Hanefi Avcı’yla 3 Eylül ve öncesinde görüşmüşüm. Ne kadar öngörülü bir insanım ki, daha ‘talimat’ yola bile çıkmadan gereğini yapmışım. Açık söylüyorum veya itiraf ediyorum; ben suç aletleri alfabenin 29 harfi olan tek kişilik bir ‘örgütüm’.” Savcı Zekeriya Öz’e dava açmasına yol açan 2007 tarihli telefon konuşmalarının da iddianamede yer aldığını belirten Yıldız, “Bu iddianamenin içinde Sayın Öz’ün ruhu, üzerinde de gölgesi vardır. Hakkında dava açmam sebebiyle intikam almak için fırsat kolladığına inanıyorum” dedi. Yıldız, “Benden önce başkalarının sorgulanması ve yargılanması gerekiyor. Bu yapılmadan 22 Kasım 2011’de mahkeme huzuruna çıkıp, söz konusu iftiralar, komplolar için savunma yapmak, sonuç ne olursa olsun, bu gayri meşru süreci meşrulaştırmak, o ‘deli gömleğini’ giymeye rıza göstermek olacaktır” ifadelerini kullandı. ZM RL LER S L VR ’YE G TT yürüyecek Zonguldak Ankara’ya CHP ve Zonguldak’taki sivil toplum kuruluşları Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Balbay ve Haberal’ın serbest bırakılması için bugün 20 otobüsle Silivri’ye gidecek. Önümüzdeki hafta ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nunda katılacağı imza kampanyası başlatılacak. Toplanan imzaları TBMM’ye teslim etmek üzere Ankara yürüyüşü başlatılacak. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, “Sivil toplum örgütleriyle birlikte Haberal’ı, Balbay’ı ve bütün gazetecileri sahipleneceğiz. Zonguldaklılar ülkenin demokrasi özlemine sahip çıkıyor” dedi. ‘Balbay’ı da alıp döneceğiz’ EMRE DÖKER 5 BDP’li 2 CHP’li, 1 MHP’li vekil hapiste TBMM 8 ‘eksik’le açılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’nin yarın yapılacak açılışında 8 milletvekili tutuklu olduğu için katılamıyor. Yemin etmeme direnişini sürdüren Mersin Milletvekili İsa Gök, “dayanabildiği kadar” protestosunu sürdüreceğini vurgularken tutuklu milletvekilleri konusunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in aktif tavır sergilemediğini söyledi. TBMM bürokrasisi Meclis albümüne koymak üzere CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın fotoğraflarını istedi. Bir milyondan fazla imza Balbay Dostları’nın topladığı 1 milyonu aşkın imza CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan tarafından TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e verilecek. İZMİR Gazetemiz Yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın bugünkü duruşmasını izlemek ve milletvekillerine sahip çıkmak amacıyla dün akşam saatlerinde yüzlerce İzmirli Bornova’dan Silivri’ye hareket etti. CHP İzmir il ve ilçe örgütleri kaldırdıkları otobüslerle Silivri’ye giden yurttaşlar, “Balbay’ı da alıp döneceğiz” dediler. Silivri’ye giden İzmirlilerden bazılarının görüşü şöyle: Soner Hepbaşaran: Milletvekilimizi bu kadar zamandır, hiçbir hukuka sığmayacak, mantıklı açıklaması olmayacak şekilde, siyaseten içerde tutuluyorlar. Hukuka aykırı bir durum. Orada onlara umut ve destek vermek istiyoruz. Tahliye talebiyle birlikte olumlu yanıt alınırsa, ülke, hak hukuk adına sevinmek istiyoruz. Ayfer Mete: Silivri’ye gidiş amacımız vekilimiz Mustafa Balbay’ın kazanmış olduğu hakkın kendisine verilmesini sağlamak. Hükümet yeri geldiği zaman ‘halk iradesi’ diye ortada dolaşırken, İzmirlilerin iradesini hiçe sayarak Balbay’ı hapiste tutuyorlar. Ve hapiste tutmasının tek nedeni de bu kişinin Atatürk ilke ve devrimlerini savunması. Devrim Yaşar: İzmirliler olarak AKP hükümetinin yargıya ve İzmir’e yaptığı baskılara boyun eğmemek için Silivri’de olacağız. Milletvekilimiz Balbay’ı da alarak İzmir’e dönmek istiyoruz. Balbay’a ve haksız olarak Silivri zindanlarında tutulanlara dayanışma duygularımızı ileteceğiz. Onlara ‘yanınızdayız’ diyerek güç vereceğiz. Öz’ün ruhu iddianamede TEĞMEN ONUR ÖZDEM R: lbümde var Meclis’te yok TBMM bürokrasisi tutuklu 2 milletvekilinin fotoğraflarını isterken, CHP grubu da partili milletvekilleriyle ilgili olarak hazırlanan albüm için ailelerden fotoğraf istedi. TBMM internet sitesinde Balbay’ın fotoğrafı ve özgeçmişi konuldu. Haberal’ın ise henüz fotoğrafı ve özgeçmişi konmadı, sadece odası ve telefon numaralarına yer verildi. İnternet sitesinde MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın da fotoğrafı ve özgeçmişine yer verildi. Meclis’e cumartesi günü gelip yemin edecek olan BDP’den de Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Van Milletvekili Kemal Aktaş, Şırnak Milletvekilleri Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ile Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan tutuklu bulunuyor. Yemin etmedikleri için albüme özgeçmiş ve fotoğraf da vermeyen BDP’lilerin, Meclis’e gelmeden önce özgeçmişlerini ileteceği bildirildi. Meclis’in internet sitesinde BDP’lilerden sadece eski milletvekillerinin fotoğraf ve özgeçmişi yer aldı. A ‘Delil paniği yaşıyorlar’ Deniz Feneri soruşturmasından alınan savcı Türkaslan, HSYK müfettişine ‘Alışık olunmayan müdahalelerle karşılaştık. Soruşturma bertaraf edilmeye çalışılıyor’ dedi AL CAN ULUDAĞ Şahin’i tanımam HAT CE TUNCER Gök: Direneceğim Balbay ve Haberal’a destek için yemin etmeme eylemini sürdüren İsa Gök, bugün duruşmaya gideceklerini, bütün dileğinin Balbay ve Haberal’ın tahliye edilmesi ve Ankara’ya birlikte gelip yemin etmek olduğunu söyledi. Gök, “Tahliye olmazsa, bir hafta on günlük süreçte ne kadar dayanabilirsem direneceğim. Tutuklu milletvekillerine destek vermek, hukuk dışılığı, demokrasi dışılığı duyurmaya çalışacağım. Cumartesi geleceğim, genel kurula gireceğim, protestomu sürdüreceğim” dedi. ANKARA Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürütürken görevden el çektirilen savcılar, HSYK müfettişlerine verdiği savunmalarda 3 yıllık sürecin perde gerisinde yaşadıkları zorlukları ve karşılaştıkları “alışık olunmayan müdahaleleri” anlattılar. Savcılardan Nadi Türkaslan’ın, HSYK başmüfettişine verdiği savunmasındaki, “Şikâyetçiler yürütülen soruşturmada ulaşılan delillerin paniğini yaşamaktadırlar” değerlendirmesi dikkat çekti. Cumhuriyet’in ulaştığı 12 sayfalık savunmada Türkaslan’ın şu değerlendirmeleri öne çıktı: Mahkemeye itiraz etmediler: Hakkımda yapılan bu şikâyet hak arama ya da yanlışı düzeltme amacına yönelik olmayıp tamamen şahsımı ve soruşturmayı etkileme amacına yö‘Sonuç bertaraf neliktir. Şikâyetçiler mahkeme kararının kapatıldıediliyor’ ğını en geç 18 Mart Şimdi soruşturmada varılan 2010’da bildikleri halsonuç bertaraf edilmeye çade 27 Temmuz lışmakta, soruşturmadaki 2011’e kadar beksonuçlar hakkında konuşlemelerinin hiçbir mak yerine soruşturmanın gerçekçi izahı özüyle hiç ilgisi olmayan ve yoktur. aslında soruşturmada varıUygulalan sonuca etkisi de olmama aleyyacak olan bir yönden bu hine yasa şikâyet yapılmıştır. yoluna gitme BAKANLIKTAN FENER SAVUNMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Deniz Feneri soruşturmasından alınan Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tamöz’ün geçen yıl bakan ile görüştüğünde “ikna” olduğuna ilişkin açıklaması üzerine, Adalet Bakanlığı “Söz konusu görüşme, öne sürüldüğü gibi 2010’da değil, konunun kamuoyunda duyulmasından sonra 2011 yılında yapılmıştır. Bu şikâyetlerin öncesinde Adalet Bakanı’nın konuya ilişkin hiçbir bilgisi bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı. yen şikâyetçilerin bu şikâyeti, tutuklanmalarından sonra yapmaları dikkat çekicidir. Böyle bir uygulamanın yanlış olduğunu düşünen vekillerin bu karar aleyhine itiraz etmeyerek yapmaları gereken görevi yapmadıklarını kapatmak için tarafımı şikâyet yoluna gitmişlerdir. Bu da şikâyetçilerin, bu şikâyetteki amaçlarının iyi niyetli olmadığını göstermektedir. Delillerin paniğini yaşıyorlar: Şikâyetçiler yürütülen soruşturmada ulaşılan delillerin paniğini yaşamaktadırlar. Sırf soruşturmayı etkilemek, soruşturmayı yürüten savcıları baskı altına almak ve dikkatleri başka yöne çekmek için bu şikâyeti yapmışlardır. Yürütülen bu soruşturmada, soruşturmanın bu aşamaya gelişine kadar, soruşturmalarda görülmeye alışık olunmayan pek çok zorluk ve müdahale ile karşılaşılmış bu zorluklara rağmen, hukuki kurallardan ayrılmayarak soruşturma sabırla, tamamen hukuka uygun bir biçimde bu aşamaya kadar getirilebilmiştir. Müfettiş de biliyordu: Soruşturmasını yürüttüğüm 2008/2111 sayılı soruşturma evrakı 2010 yılında yapılan olağan denetimde Adalet Müfettişi tarafından denetlenmiş, bu soruşturma evrakı ile ilgili hiçbir tenkit ya da tavsiyeye yer verilmemiştir. Aynı denetim sırasında Av. Şule Yıldız’ın 05 Mart 2010 tarihli (..) dilekçesinde tarafımdan yazılan açıklamanın bulunduğu yerde müfettiş tarafından incelemenin yapıldığına ilişkin “işaret” konulmuş, ancak denetimi yapan Adalet Müfettişi, içeriği itibarıyla çok önemli ve kritik bu dilekçede yer alan “...mağduriyetlerin yaşandığı” ile neyin kastedildiğini sormamış ya da bu durumu tenkit ya da tavsiye olarak göstermemiştir. Amaçları gerçekleşti: Hakkımda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçenin ekindeki dilekçe, tedbir nedeniyle yaptığım işlem nedeniyle mahkemeye itiraz edildiği, bu itiraz üzerine verilen kararı dahi uygulamadığı izlenimi yaratmaya ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nı etkilemeye yöneliktir. Ancak tarafınızdan hakkımda yapılan inceleme ve soruşturmada da tespit edildiği üzere bu dilekçe ne 3. Sulh Ceza’ya ne de bir başka mahkemeye verilmemiştir. Hiç işleme konulmamış dilekçenin varmış gibi resmi bir makama verilen dilekçenin ekine konulması şikâyet edenlerin şikâyetlerinin ne kadar maksatlı, iyi niyetten uzak, soruşturmayı etkilemeye yönelik, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçede talep edildiği üzere soruşturmadan alınmamıza yöneliktir. Nitekim henüz bu savunmamı sunmadan önce 26.08.2011 tarihi itibarıyla soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının tümü de bu soruşturmadaki görevlerinden alınmışlar, böylece amaç gerçekleşmiştir. İkinci Ergenekon davasına, İbrahim Şahin’den elde edilen listede yer alan isimlerden Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve eski Genel Sekreter Kazım Genç’e suikast yapacağı iddia edilen S1 yapılanmasında ismi bulunan tutuksuz sanık Teğmen Onur Özdemir’in savunması ve çapraz sorgusuyla devam edildi. Tuncay Özkan’ın “Alevilere bir düşmanlığınız var mı” sorusu üzerine sanık Onur Özdemir “Savunmam ile ilgisi yok ama ben Aleviyim” diye konuştu. Silivri Cezaevi bitişiğinde görülen davanın 137. duruşmasında Özdemir, birlikte okudukları ve yakın arkadaş oldukları tutuksuz sanık Cihan Arık’ın “Genelkurmay’da terörle mücadelede yeni bir yapılanmaya gidiliyor. Sen de katılmak istersen isimlerimizi bildireceğim” sözleri üzerine TC Kimlik No, kan grubu gibi bilgilerini Arık’a verdiğini anlattı. Tuncay Özkan’ın “Susurluk kazasıyla ilgili ne biliyorsunuz? İbrahim Şahin adı size ne ifade ediyor” soruları üzerine Özdemir, şu yanıtı verdi: “Susurluk ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. İbrahim Şahin adını ilk kez gözaltına alındığında duydum.” İbrahim Şahin söz alarak “Ben Onur Özdemir’i tanımıyorum. Sanıkların isimleri benim evimde bulundu. 2008 KasımAralık ayında terörle mücadelede yeni kurulacak birim için Ankara’ya çağrıldım. Bir saat bekledim, kimse gelmedi. ‘Beni kandırıyorlar’ diye konuşmalarım var zaten.” Tutuksuz sanık Teğmen Emre Baltacı da Şırnak’ta tanıştıkları üsteğmen tutuklu sanık Taylan Özgür Kırmızı’nın kendisini 13 Kasım 2008 tarihinde arayarak Genelkurmay’a bağlı terörle mücadelede yeni birlik kurulacağını söylediğini belirtti. Baltacı “‘Varım’ dedim. Ama kimlik bilgilerimi vermedim. S1 listesindeki bilgilerimin nasıl elde edildiğini bilmiyorum. Telefonda ‘Ergenekon’dan almasınlar’ diyorum. Şaka yapıyorum. Bu kayıtlar dinlenirse görüşme daha iyi anlaşılır” diye açıklama yaptı. Baltacı, İbrahim Şahin ismini gözaltına alındığında duyduğunu söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle