19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 30 EYLÜL 2011 CUMA 14 Ocak 1961! Saraçhane vergiyi kaldırmak için çalışmalar Tiyatrosu açıldı. Kongo başlatıldı, ama sonuçlanmadı. Başbakanı Patrice Lumumba Ödenmeyen vergilerin tahsil öldürüldü. Yassıada duruşmaları hükümlerini düzenleyen 6183 devam ediyor. İstanbul’da atlı sayılı Amme Alacaklarının Tahsil arabalara plaka verilmemesi Usulü Hakkında Kanunu’nun kararlaştırıldı. John F. Kennedy yürürlülük yaşı ise 58. ABD başkanlığı görevine En yeni vergi kanunlarımız; başladı. 193 sayılı Gelir Vergisi 1985’te uygulanmaya başlayan Kanunu ile 213 sayılı Vergi Katma Değer Vergisi Kanunu, Usul Kanunu, Resmi Gazete’de 2002’de uygulanmaya başlayan yayımlandı… Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Evet, bugün hâlâ 2006’da uygulanmaya başlayan uyguladığımız, vergi sitemimizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi temelini oluşturan bu iki kanunun Kanunu. 50 yıllık geçmişi var. Ancak yarım Özetle şuraya gelmek kanunun kaldırılacağını defalarca yüzyıla karşın, bu ve benzeri istiyorum… ifade etmişler. Ancak, kaldırmak bir kanunların “anlaşılabilirliği” hâlâ Son dönemde ülkemizde pek çok yana, kanunu anlaşılır ve basit hale ciddi sorun. yapısal düzenlemeler oldu. Yeni getirmek için bile çalışma Bunun içindir ki; 193 sayılı Gelir Ticaret Kanunu, Yeni Borçlar yapılmazken, 54 adet genel tebliğ ve Vergisi Kanunu bugüne kadar Kanunu kabul edildi. Hayatımızın her 19 adet sirküler ile uygulanmaya yüzlerce değişikliğe uğramış, 78 alanında baş döndürücü gelişmeler devam ediliyor. geçici madde eklenmiş ve kanunu var, teknolojik ve bilimsel gelişmeler 1959’da yürürlüğe giren 7338 sayılı açıklamak için 279 adet genel tebliğ, iktisadi ve ticari hayatımızı her an Veraset ve İntikal Vergisi 78 adet sirküler yayımlanmış. değiştirmekte. Kanunu’nda durum vahim. O da Aynı durum 213 sayılı Vergi Usul Bütün bu gelişmeler yaşanırken, yamalı bohçaya dönmüş, üzerinde Kanunu için de geçerli. Kanuna 28 vergi sistemimizin temelini hâlâ pek çok değişiklik yapılarak günün adet geçici madde eklenmiş, kanunu “yaşlanmış ve yorulmuş” bu koşullarına uydurulmaya çalışılmış. açıklamak için 409 adet genel tebliğ, kanunların oluşturması kabul Bir ara ivazsız intikaller yani 50 adet sirküler yayımlanmış. edilemez. Bazen bir kelime, bazen “bağışlamalar” üzerinden alınan Ancak tüm bunlara bir cümle, bazen de karşın anlaşılması bir paragraf eklenen yine de çok zor. ya da çıkartılan ve EMEKLİ OLANLAR YETİM AYLIĞI ALABİLİR Mİ? Üstelik diğer vergi adeta “yamalı kanunları için de bohça”lara dönen bu 1948 doğumlu, SSK emeklisiyim. benzer durum söz kanunlar Türkiye’ye 1997’de boşandım, 2002’de ise SSK konusu. yakışmıyor. Yapılacak emeklisi babamı kaybettim. Kız kardeşim Örneğin 488 sayılı şey bellidir; bu tarihi Sorularınız için çalışıyor, annem ise hayatta ve maaş Damga Vergisi kanunlardan malicozum ism alıyor. Yetim aylığı alabilir miyim? Emel Kanunu 1964’te vazgeçmek ve mmo.org.tr adGülsoy resine mail atayürürlüğe girmiş. yenilerini yapmak. bilirsiniz. Tüm Kendi çalışmanızdan dolayı emekli Yetkili ağızlar, Çağrımız açık: sorular eposta olduğunuz için yetim aylığı hakkınız ile tek tek cekâğıtların Katkımız olacak vaplanacaktır. yoktur. imzalanmasından noktada biz elimizi vergi alınmasının taşın altına koymaya yanlış olduğunu, hazırız. Türkiye’ye Bu Kanunlar Yakışmıyor! Malul Çocuklu Annelere Kolaylık Şüphesiz sosyal güvenlik reformuyla emekçilerin birçok hak kaybı oldu. Yine de bazı maddelerde çalışanların yararına düzenlemeler var. Bunlardan biri de, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunan kadın sigortalıların emeklilik haklarına ilişkindir. Emekliliğini isteyen kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir. Tek şart bu durumu belgelendirmesidir. Bu hak 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki süreler için verilir. Ayrıca, prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, emeklilik yaş hadlerinden de indirilir. ki Baba, ki Feryat! Mektuplar bin şükür ki, yüreği yanmış babalardan değil, eli yüreğinde bir öğretmen ve bir asker babasından. Dün Diyarbakır Valisi, “PKK’nin kaçırdığı 8 öğretmenden 3’ünün kadrolu, 5’inin ücretli öğretmen” olduğunu açıkladı. Vali Bey “menşe nedenlerini” açıklamadı. İnşallah, kadro konusu uzmanı eski Çalışma, yeni Milli Eğitim Bakanımız açıklar. Öğretmen babası okurumuz M. Rıza Erdem yazmış: Yüz binlerce işsiz öğretmen dururken, ne demektir “ücretli öğretmen?” O ücretli öğretmenler, neden kadrolu değil de ücretli?.. Dağ köylerinde öğrencilere özel bale dersi mi veriyorlardı? Terör bölgelerinde, kadrolu değil de ücretli öğretmen atamak neyin nesi? İnşallah, ölürlerse ailelerine maaş bağlamaktan kurtulmak gibisinden aşağılık bir hesap nedeniyle değil! 45000 ‘FB’li Kadına Çağrı! MER Ç VEL DEDEOĞLU K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] 0535 636 59 11 0535 270 56 84 [email protected] C MY B C MY B Geçen haftanın gündemini oluşturan olaylardan biriydi, salı günkü FenerbahçeManisaspor karşılaşmasının yalnızca “kadınlar” tarafından izlenmesi. Ancak onon beş bin izleyici olur diye düşünürken, “45000” Fenerbahçe tutkunu kadınımız dolduruvermişti Saraçoğlu Stadı’nı. Kimileri “elli bin” diyorsa da tam “kırk” yıllık doğuştan Fenerbahçeli Burçin Şabooğlu, kırk beş bin demişse o zaman öyledir. Kuşkusuz “FB”li kadınlar daha önce de kulüplerine “destek”lerini esirgemiyorlar, maçlara bu denli yoğun olmasa dagidiyorlardı. Ne var ki, izlenmesi kendilerine özgülenmiş bu karşılaşmada öne çıkan “destek”, Başkan A. Yıldırım içindi. O gün (20.09.2011), Kadıköy sokaklarından, ünlü Bağdat Caddesi’nden, FB forması giymiş genç kadınlar, genç kızlar, ellerinde Başkan Yıldırım’ın resimleriyle sloganlar atarak, akın akın Saraçoğlu’na doğru çoğalıp taşarak akıyorlardı. Bu kez onları üstelik içleri giderek izleyenler, babalar, eşler, oğullar, ağabeylerdi. Bunları o haftanın cuma günü, Prof. Dr. Server Tanilli Hoca ile “2. Ergenekon” duruşmalarını izlemek için Silivri’ye giderken anımsadım; çünkü Başkan A. Yıldırım’ın kendine yüklenen “suç”a karşı haykırışını, bu yoğun isyanın “nedeni”nin Ergenekon davalarında da yer aldığını düşünüyordum. Bu haklı isyanın “nedeni”ni A. Yıldırım’ın: “Lütfen hakkımdaki dava dosyasına bakın; Fenerbahçe adına şike suçu işlemiş miyim? Ne şikesi? İddialara göre ruhsatlı tabancamla “silahlı örgüt kurmak”la suçlanıyormuşum!” diyerek ortaya koyduğu bildiriliyordu. Üstelik “dedesinden kalma antika tüfekle!” Bu açıklama bir bakıma“kulüp başkanlığı görevi”nin “silahlı örgüt kurmak” suçlaması aracılığıyla “sorgulandığı”nı da ortaya koyuyor. Böylece, Fenerbahçe tutkunu “45000” kadın yurttaşımızın bu eylemsel tutumu, Ergenekon davalarıyla iyice temelleştirilen bu “yöntem”e de karşı koyuş oluyor. Anımsanacağı gibi, Ergenekon duruşmalarında insanlar, çoğu kez, “görevlerinin, mesleklerinin” de sorgulanıp yargılandığını hep dile getirdiler. Örneğin Balbay; sanal Ergenekon “terör örgütüne üye” suçlaması aracılıyla “gazeteciliğinin”, “gazeteciliğin” sorgulandığını, altını çizerek birçok kez ortaya koydu. “Balyoz Davası”nda da askerler ordu komutanları sözde “darbe” suçlamasına dayanılarak, “görevleri”nin ayrıntılı bir biçimde “sorgulandığını”; dahası her ülkenin askerlik bağlamında yer alan kimi “gizli” görevlerin, görevlilerin böylece “açığa” çıktığını, çıkarıldığını (!) “üzüntü” ile belirttiler; H. Atilla Uğur olayında olduğu gibi... Dolaysiyle; Fenerbahçe tutkunu “kadınlarımız”ın, kulüplerinin “başkan”ına verdikleri “kitlesel desteği”, Silivri’de yargılananlardan “da” esirgemeyeceklerine yürekten inanıyoruz. Ayrıca duruşmalar izlenerek sağlanacak “destek”le birlikte, haklı bir “eylem”e de destek verilebileceklerdir. Mahkemenin hemen karşısındaki alanda “gecegündüz” kesintisiz sürdürülen bu “eylem”; hukuk tarihimizde “kara” bir “leke” olan “Devlet Güvenlik Mahkemeleri”nin bir “eşi” olan “Özel Yetkili Mahkemeleri”n (ÖYM) kaldırılması için bir çağrıdır. Silivri’deki yargılamaların, “adalet”in yeni bir “kara lekesi” olacak bu “ÖYM”de, “özel” yetkili “yargıç”larla, “savcı”larla yapılması, “insan sabrını”nı aşan boyutlara tırmanmasına neden olmaktadır. Bu bakımdan; yargılanan askerlerin, ordu komutanlarının “eşleri”nce başlatılıp sürdürülen bu “eylem”e kısa süreyle de olsa katılmak onlara güç verecektir. Dolaysiyle “Silivri çıkartması”, bu “eylem”i daha da etkili yapabilir. Bu arada şunu da belirtelim ki, “kırk beş bin” demiyoruz; böyle olabilse, yalnız Silivri ilçesinin değil, Türkiye’nin havası değişir, ne dersiniz? Başlangıçta, hiç olmazsa; bu sayının yüzde “iki”sinin, “üç”ünün ilk adımı atması, devamını da getirir diyelim. Biz, “Kadın Araştırmaları Derneği”nin desteğindeki “Simgesel Eylem Grubu” olarak, Silivri’ye gidiyoruz. Bizle gelmek isterseniz, aşağıda “not”ta bildirilen telefonlara başvurabilirsiniz. Silivri’de buluşmak üzere! Not: Başvuru için: Bir başka baba (A. Osman Yıldız) ise asker babası. O öğretmen babası gibi öfkeli ve kırgın değil. Sadece soruları ve önerileri var: TBMM’ye ve Jandarma asıllı Genelkurmay Başkanı’nın dikkatine alenen “sunmak” üzere bu köşeye yazmış: “Üniversite mezunu olan oğlumu kısa dönem askerlik görevi için kışlasına uğurladık. Önce Kastamonu 5. Jandarma Alayı’nda üç haftalık eğitime alındı. Daha sonra da kendisini ‘Allah’a emanet’ ederek ‘Jandarma Er’ olarak görev yapacağı Tunceli’ye, Elazığ üzerinden yolcu ettik. Eli yüreğinde yüz binlerce asker babasından birisiyim. Bu sıfatıma ek olarak askerliğini Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında yapıp jandarma asteğmeni sıfatıyla tezkere almış bir vatandaşım.” “Vatan hizmeti” ve özellikle de “jandarmalık görevi” üstüne yazdıklarının TBMM’de ve jandarma asıllı ilk Genelkurmay Başkanı Org. Sayın Necdet Özel nezdinde yankı bulacağı umuduyla yazdığını söylüyor... Sorularını, kaygılarını sıralıyor: Askerlik yapan bir vatan evladı bu hizmetinin ne kadarlık süresini gerçek bir askerlik eylemi içinde geçiriyor?. Fasulye ayıklamak, patates soymak, bulaşık yıkamak, mıntıka temizliği, garsonluk türü işler, “vatan hizmeti” kapsamından çıkarılamaz mı? Paralı/maaşlı askerlik yerine “vatan görevi” sayılan bazı hizmetler dışarıdan satın alınamaz mı? Başta TBMM, bir kamu kuruluşu lokanta ve yemekhane hizmetlerini dışarıdan satın almıyor mu?.. Askeri temel eğitimin verildiği merkezlerde bina ve altyapı yetersizliği had safhadadır. Tıpkı sınır boylarında, her gün saldırıya uğrayan karakol binalarımız gibi. Askere kabul ve toplama merkezlerimize TOKİ el atamaz ve askeri yurtlar inşa edemez mi? Binlerce askerin sığınmacılar gibi toplandığı askere kabul ve toplama merkezlerindeki kargaşa ve sefalet önlenemez mi? Mahkemelere tutuklu eskortluğu yapmak, cezaevlerinde bekçilik, yollarda trafik kontrolü gibi işlerin, “vatan savunması” ile ilgisini Jandarma kökenli Genelkurmay Başkanımız bir kez daha düşünebilir mi? Bu tür hizmetlerin “sivilleştirilmesi” özellikle gençler arasındaki işsizliğe belli bir çözüm sağlamaz mı?.. Başbakanımız Arap illerinde “vatandaşınıza kulak verin!” edebiyatı yapıp duruyor. Hiç değilse bizim illerde de öğretmen ve asker babalarına kulak verebilse... Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Genellikle 1 bir çiftçinin yanında çalışan 2 işçi. 2/ İnsanın 3 kendine karşı 4 duyduğu say5 gı... Süryani takviminin se 6 kizinci ayı. 3/ 7 Ahşap direkler 8 üzerine çakılan çıtalar ya da 9 kamışlar üzerine sıva 1 2 3 4 5 6 7 8 9 vurularak yapılan du 1 A L T I N B A Ş var ya da tavan. 4/ 2 L A R İ A Y E T Bayrağın uçkurluk 3 T T A Ş L AMA karşısındaki kenarı... 4 I R A K A A V Balık yakalama aracı. 5N İ Ş U L A L 5/ Hüseyin Rahmi 6B A L A L A Y K A Gürpınar’ın bir roA Y N A manı... Mimarlıkta 7 A Y A 8Ş EMA K A N A silmelerin ince ve düz T A V L A A S bölümlerine verilen 9 ad. 6/ Tıpta en gelişmiş görüntüleme tekniğinin kısa yazılışı... Güzel sanat... Arap abecesinde bir harf. 7/ Halk dilinde nisan ayına verilen ad... Beygir. 8/ Halk dilinde termometreye verilen ad. 9/ İri ve siyah taneli sofralık bir üzüm cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Su buharının soğuyarak sıvı hale dönüşmesi. 2/ En kısa zaman süresi... Pamuğu çekirdeğinden ayırmaya yarayan aygıt. 3/ Yüzü sünger taşıyla parlatılarak hafif kadifemsi bir görünüş kazandırılmış sığır derisi... Hatay ilinde bir ırmak. 4/ Kuytu ve sıcak yer... Zayıf, kuru, sıska. 5/ İri taneli bezelye. 6/ Birçok efsaneye konu olan ünlü Frigya kralı... “Eğlenecek bulaman/Gönlümdeki köşk olmasa” (Âşık Veysel). 7/ Kurumuş ama devrilmemiş ağaç... Radyum elementinin simgesi. 8/ “ herşeydir/Sil beni” (İlhan Berk)... Elektrik donanımında bağlantıların yerleştirilmesine yarayan kutu. 9/ Kasımpatı çiçeğine verilen bir başka ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle