17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 35. yılını kutlayan Maçka Sanat Galerisi’nin kurucusu, yöneticisi, emekçisi, ağır işçisi Rabia Çapa Don Kişot kadınlardan biri... Beethoven’in ‘kayıp’ bestesi gün ışığına çıkıyor Kültür Servisi Ünlü klasik müzik bestecisi Ludwig van Beethoven’in daha önce gün yüzüne çıkmamış bir bestesi yaklaşık 200 yılın ardından ilk defa müzikseverlerle buluşacak. Beethoven’in, 1799 yılında bestelediği “Yaylı Çalgılar Dörtlüsü Op. 18 No. 2” adlı eserinin bir bölümü olan, ancak daha sonra eserden çıkarılan “yavaş bölüm”den geriye kalan notları birleştiren müzikologlar, “kayıp” parçayı yeniden yapılandırmayı başardı. Parça, Beethoven’in defterlerinde yer alan 74 ölçü temel alınarak yeniden düzenlendi. Bölümün tamamlanmış hali, bu hafta Manchester’da “Quatuor Danel” yaylı dörtlüsü tarafından seslendirilecek. Beethoven’ın yazdığı “yavaş bölüm”, değiştirilmeden önce, ünlü bestecinin o dönem himayesinde çalıştığı Prens Franz Joseph Maximilian von Lobkowitz’a teslim edilmişti. Parçanın tam metnini bir daha gören olmamıştı. Anımsıyorum: Yıl 1976’ydı… “İstanbul’da yeni bir galeri açılıyor, Maçka’da” sözü nicedir biz sanatla uğraşan gazetecileri tatlı bir telaşa sürüklemişti. O zamanlar sanat olayları tüm gazetelerin meselesiydi ve henüz “magazin haberleri”yle iç içe yoğrulmamıştı; dedikodu faslı değil, eleştiri, yorum ve değerlendirme ağır basardı… Anımsıyorum: O galeriyi ilk gördüğümde önce mimarisine vurulmuştum. Mimar Mehmet Konuralp’in elinden çıkmaydı. Bahçeye, sokağa açılan minicik mekân, içinde yeni dünyalara açılma gücünü, işlevselliği, bölünebilmeyi, çoğalabilmeyi içeriyordu. Ama aynı zamanda bir evyuva sıcaklığını barındırıyordu. Galerinin o gün bugün simgesine dönüşecek olan logosu Mengü Ertel’in yüreğinden kopmuştu. Galerinin ışık tasarımı ise Şazi Sirel’e aitti. Anımsıyorum: İlk sergi, sanat eleştirmeni Sezer Tansuğ’nun “Beş Gerçekçi Türk Ressamı” kitabının izini sürüyordu. Açılış sergisi, ustalarlaydı: Turgut Zaim, Nuri İyem, Cihat Burak, Neşet Günal ve Nedim Günsür… Galeriyi açan iki genç, güzel, dinamik kız kardeşti: Rabia Çapa ve Varlık Sadıkoğlu! Aradan tam 35 yıl geçti. Maçka Sanat Galerisi, sanat dünyamızın öncü galerilerinden biri oldu. Galeri olmak için yola çıkmıştı, galeri olarak kaldı. Farklı işlevler yüklendi. En yeni sanat akımlarına kucak açtığı gibi, kavramsal sanatın sözcülüğünü de yaptı. Maçka Sanat Galerisi şu sıralar 35. yıldönümünü görkemli etkinliklerle, gençlerle buluşmalarla kutluyor. (Bu etkinliklerin ayrıntılarını bu sayfalarda okuyorsunuz, tekrarlamayacağım. Onun yerine dünden bugüne uzanan anılar labirentinde dolaşacağım…) Rabia Çapa, Bedri Rahmi Eyüboğlu’yla resim çalışmıştı Güzel Sanatlar Akademisi’nde. Resim yapmayı değil, resme yönelenlere bir platform kazandırmaya yöneldiğinde ne denli güç bir işe giriştiğini ne denli biliyordu doğrusu pek emin değilim. Ama kesin bildiğim şu: Çok çalışkandı, inatçıydı, azimliydi. Tuttuğunu koparacaktı… Ömer Uluç’tan Mehmet Güler Bir Sanat Düşünürü: Beklan Algan Beklan Algan “öleli” bir yıl olmuş! Yani, onun gibiler için “ölmek” ne demekse, o olalı aradan bir yıl geçmiş. O hayatta iken de kimi zaman aklıma düşen bir soruydu: Beklan Algan için en iyi nitelendirme ne olabilir? Gidişini izleyen bir yıl boyunca ise bu soruyu çok daha sık sormaya başladığımı fark ettim. Ve geçenlerde, sabaha bağladığım gecelerden birinde, “Bir Kalemden Kalanlar” başlıklı anılarımı yazarken verdiğim bir arada, sorunun yanıtı sanki kendiliğinden geliverdi: Beklan Algan, ancak bir “sanat düşünürü” diye nitelendirilebilirdi. Anlatılabilirdi. Yalnızca tiyatroyla sınırlandırılmaksızın. Hele oyunculuk ile örtüşüp örtüşmediğine hiç bakılmaksızın. Çünkü o, tiyatroyu her zaman sanatın bütünlüğü içerisinde kavradı ve o bütün içerisinde yeri doğru saptanmamış bir tiyatro kavramıyla hiç işi olmadı. “Oyu”’ ve “oyunculuk” kavramları ile de. Beklan Algan’a göre her kavram, doğru içeriğini ancak hangi alana ait ise o alan en geniş bağlamıyla çıkış noktası yapılabildiği takdirde doğru içeriğini kazanabilirdi. Ayla ve Beklan Algan tarafından TAL’da (İstanbul Şehir Tiyatroları Tiyatro Araştırma Laboratuvarı) çalışmam için davet edildiğimde, Beklan Algan kurumun ben gelene kadarki çalışmalarını özetledikten sonra şöyle bir soru yöneltmişti: “Hocacım” – (ister karşı karşıya, ister telefonda konuşalım, bana hep böyle hitap ederdi) – “Sizce TAL’da başka ne gibi yeni çalışmalar yapılabilir?” Bu soruya hemen: “Burada ‘kavram çalışmaları’ başlığı altında bağımsız bir çalışma başlatalım. Çünkü bu ülkenin düşünce hayatı, deyiş yerindeyse eğer, ‘kavram özürlü’… Kavramları kullanmaktan yana bir sıkıntımız ya da çekingenliğimiz yok, hatta bazen fazlasıyla, gerekli gereksiz kullandığımız bile söylenebilir. Ama asıl sorunumuz, kavramları genellikle içeriklerini yeterince bilmeden, üzerlerinde düşünüp içeriklerini kendi zihnimizde netleştirmeden kullanmaktayız. Bu nedenle asıl işlevi düşünsel düzlemde doğru ve eksiksiz iletişimi sağlamamak olan kavramlar, bizim düşünce iklimimizde bu işlevi yerine getiremiyor. Taraflar çoğu kez aynı kavramı kullanmalarına rağmen, farklı şeyler anlayabiliyorlar…” TAL’de oybirliğiyle benimsenen kavram çalışmalarının başlamasından sonra, Beklan Algan’ın gerçek düşünür yanıyla tanışacaktım. Beklan Algan, ele alınan bir kavramın peşini, gidebildiğimiz en son noktaya varılmazdan önce bırakmamıza asla izin vermiyordu. Bu bağlamda eleştirel düşünmekten ve düşündürtmekten hiç vazgeçmediği için, üzerinde tartıştığımız her kavram zihinlerimizde çok net bir anlam çatısı niteliğiyle yerini alıyordu. Bu arada, “tartışma” sözcüğünü de Beklan Algan’ın önerisiyle bir “kavram” olarak ele almıştık. Çünkü şöyle demişti Beklan Algan: “Bir ‘tartışalım’ lafıdır gidiyor! Oysa tartışma, tartışma adına yapılmaz; ele alınan bir konu üzerinde önce çalışılır ve ancak ondan sonra bu çalışmaların sonuçları tartışılır!” Evet, bence Beklan Algan için kullanılabilecek en doğru tanım, onu bir “sanat düşünürü” diye nitelendirmektir. Ama sanat eğitimi veren kurumlarında bile sanat kavramı düşünsel düzeyde yeterince tartışılmadan sanatın “nasıl yapılacağı”nın öğretilmeye çalışıldığı ülkemizde, Beklan Algan gibi bir sanat düşünürünü anlayabilecek kuşakları ne ölçüde yetiştirebildiğimiz, gerçekten “tartışmalı”dır! Rabia Çapa ve kız kardeşi Varlık Sadıkoğlu. ‘Yüksek Derece’ Maya Sahnesi’nde Kültür Servisi Tiyatro topluluğu gnlev’in ilk oyunu “Yüksek Derece”, 16 Ekim’de Maya Sahnesi’nde sahnelenecek. Oyun, 30 Ekim ve 132027 Kasım tarihlerinde de Maya Sahnesi’nde izlenebilecek. Turgay Doğan ile “FAHRENHEIT” yazı ekibinin yazdığı oyunu Turgay Doğan yönetiyor. Dünden Bugüne… yüz’e; Füreya’dan Mengü Ertel’e; Komet’ten Gülsüm Karamustafa’ya nice sanatçının en önemli sergilerini burada izledim… Araştırmaya, denemeye her zaman açık, toplumsal yaşamımızla iç içe geçmiş sergileri de öyle (Serhad Kiraz, Su Yücel). Bugüne dek 136 kişisel sergi, 30 karma sergi düzenlendi burada. Hangi birini ansam ki… Kavramsal Sanatın hem Türkiye’deki hem de yurtdışındaki gelişiminin sıkı bir takipçisi oldu Maçka Sanat Galerisi. Öncü bir işlev benimsedi. Her sergiye eşlik eden bilgilendirici ve özenli broşürleri; her açılışta serginin “ruhuna” uygun giysileriyle konukları karşılayan Rabia Çapa ve akşamüstleri sanat konuşulduğu, sanat tartışıldığı toplantılar; gençlere yönelik konferanslar… Bunlar eksilmez parçaları oldu galerinin. 35. yılda düşler gerçekler GÜ LDE REN TÜR KER Seni her an ve her zaman unutmuyoruz, unutmayacağız. Eşin Çocukların ve Torunların Rabia Çapa, benim için Adalet Cimcoz, Melda Kaptana gibi kahraman, Don Kişot kadınlardan biri. Yola birlikte çıktığı kız kardeşinin erken aramızdan ayrılışı, ardından eşini kaybetmesi, bir süre galeriyi kapatmasına neden olduysa da yoluna devam etti. Öncülüğünden, niteliği savunmasından, ilkelerinden hiç ödün vermeden… Maçka Sanat Galerisi’nin kurucusu, yöneticisi, emekçisi, ağır işçisi, kısaca her şeyi oldu. 35 yıldönümünde neler hissettiğini sorduğumda şöyle yanıtladı: “İnsan sevdiği, heyecanlandığı bir işi yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Zaten sanatla uğraşmak yalnız zamanı değil, bugün dünyada ve etrafımızda olan bütün pislikleri de örtüyor. Ben de iyi ki sanat var ve iyi ki sanatla uğraşıyorum, diyorum. Bu 35 yıl içinde hem çok güzel geçen günlerim hem çok üzüldüğüm günlerim oldu. Hepsini yaşamış olmaktan mutluyum. Çok güzel ve özel insanlar tanıdım. Onlarla dost, onlarla arkadaş oldum. Onlar, galerimin ve benim bir parçam oldular. Beni çok zenginleştirdiler. Ve onlar hâlâ benim içimde, benim galerimde, benimle beraber yaşıyorlar.” İleride bu özel dostlarla söyleşilerini, anılarını bir kitaba dönüştürecek Rabia Çapa. Peki düşlerini gerçekleştirebildi mi? “Düşlerin sonu yok ve iyi ki de yok. Benim hep büyük düşlerim oldu. Büyük düşleri ayağa kaldırmak zor, kimini gerçekleştirdim, kimini fikir hırsızlarına kaptırdım, kimini de kıskançların duvarına çarptırdım. Ama geçen 35 yılın sergilerine göz atılırsa MSG’nin bir yığın ilke imza atmış ve çok güzel sergiler açmış bir galeri olduğu görülür. Benim daha bir sürü düşüm var ve hepsini sırayla gerçekleştireceğim.” Hiç kuşkum yok gerçekleştirecektir. Kutluyorum ve 35 yıl için teşekkür ediyorum. M LL P YANGO ÇEK LD 1.5 milyon TL: 466668 150 bin TL: 082843 10 bin TL: 432514 Bin TL: 008355 176211 248120 348200 441223 300 TL: 001554 005328 025591 031370 042885 045881 046954 047235 051740 059683 061021 062608 062940 069120 072456 074201 081258 085691 096314 098676 099611 109922 112664 113860 142421 145114 149821 150723 152356 155500 160751 161160 166471 173224 179501 180572 190934 200515 207031 214978 220499 223201 249157 249877 254407 267883 282647 294623 297683 303311 312769 320530 322705 331080 344159 348489 352367 355934 371597 375653 380730 381668 394708 395939 402245 402696 414495 432209 437102 438382 447352 461002 464268 464677 468495 477341 486566 486682 489346 493095 497064 517581 519002 520966 523820 525702 527203 527296 536708 541027 543737 544778 549811 555752 573463 578409 582668 584202 588794 594302 200 TL: 002579 004249 010824 012582 024612 028150 028196 039406 039428 044094 055019 057287 060793 062961 063860 070120 070228 079651 081124 098821 102568 107120 107300 111993 112836 121960 123376 124218 129407 133170 133481 133514 137715 142384 150010 150537 151528 154177 158480 159215 160051 160878 163339 170216 173561 174012 177064 181488 182132 191627 192781 192809 198866 199670 210872 216815 222159 222483 224295 227973 232798 234006 234880 238925 240195 241491 244516 246862 247079 253408 256090 257233 258547 271499 274217 274912 278193 279609 285416 287415 290544 291774 291935 295862 296871 297399 301685 311007 311354 317111 320821 321053 322317 325475 326882 327622 334197 340343 341192 345793 352220 352559 360191 369424 373328 381757 382572 386660 388908 402716 405014 413982 420430 421267 422786 423770 424331 426421 450138 453043 453832 462408 463953 474396 484489 489945 490485 491813 495350 502007 513823 517941 520243 528685 529191 543241 548623 556714 556873 558701 559713 559846 562854 566500 570138 576098 578126 586150 588166 598251 100 TL: 00520 03837 05409 05954 07017 07123 07656 07819 09325 09446 14307 14647 15009 16182 16983 17909 18024 22243 25031 25203 25373 25630 27320 32725 32782 35015 36200 38206 41420 42819 42856 44515 52371 54069 54227 54239 57867 58931 59136 66373 67279 67749 71801 71815 81538 82109 82712 82980 94508 97689 80 TL: 0246 0500 1804 1827 2328 2580 2846 3271 3959 4605 5299 5318 5354 6635 7997 8390 8784 8806 9060 9957 40 TL: 100 198 251 308 362 576 914 922 929 943 24 TL: 05 32 53 69 97 Amorti: 1 ve 9 Ev ve Ofis Taşımacılığı Tel: 0216.575 91 22 0532.564 17 17 0555.302 66 34 Sizin için taşınmayı sorun olmaktan çıkarıyoruz... C MY B C MY B ZÜLFİKAR NAKLİYAT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle