Katalog

SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 26 28 25 26 29 29 29 21 22 24 22 22 24 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B PB PB PB PB B B Y 22 24 21 33 33 32 29 31 27 29 22 19 19 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki Y Stockholm PB Londra B AmsterdamPB Brüksel PB Paris B Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid B Viyana B 22 14 20 25 24 24 27 23 22 23 25 29 22 Belgrad B 23 Sofya B 23 Roma B 27 Atina B 28 Zürih PB 24 Moskova Y 12 Aşkabat B 26 Taşkent B 25 Baku PB 23 Bişkek Y 17 Tiflis Y 22 Kahire PB 32 Şam A 32 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ve Doğu Karadeniz kıyıları akşam saatlerinden sonra Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz kıyılarının yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. 29 EYLÜL 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Eylül GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Yüksek Mahkeme’nin kuruluş yıldönümlerinde veya yeni bir üyenin ant içme törenindeki konuşmalarında yasama ve yürütme erkine direktifler vermeyi, hatta diğer yüksek yargı organlarını paylamayı, adeta kendine bahşedilen kutsal bir görev sayıyor. Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı koltuğuna oturduğundan beri Sayıştay gibi anayasa hukukuyla ilgili olmayan sorunları ele alan bir kurumdan.. anayasal konularda kararlar veren yüce bir kurumun başına gelmesi ve başkanlık görevine getirilmesi sürekli eleştirildi. Haşim Kılıç’ın Sayıştay’dan Anayasa Mahkemesi üyeliğine nasıl geldiği ayrı bir öykü. Turgut Özal, Cumhurbaşkanı iken Kılıç’ı Yüksek Mahkeme üyeliğine hangi nedenlerle atadı? Kimine göre Özal; Kılıç’ı eşi başı türbanlı, evine TV almayan kişiliği nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne üye seçti. Başka iddialar da hâlâ belleklerde. Örneğin Haşim Kılıç’ın Yüksek Mahkeme’ye başkan olabilmek için üyelerden birine Osman Paksüt’e başkanvekilliğine getireceğini vaat ettiği hâlâ konuşuluyor. Başka bir iddiaya göre Özal, Anayasa Mahkemesi’nin bünyesini değiştirmeyi tasarlıyordu. Göçtü dünyadan. Yıllar sonra Özal’ın tasarılarını gerçeğe dönüştüren bir parti, AKP geldi iktidara. Anayasa Mahkemesi’nin bünyesini kendi kalıplarına uyacak biçimde değiştirdi ve yeni üyelerin oyçokluğuyla Haşim Kılıç, ikinci kez başkanlığa seçildi. Kılıç, sonucu kişisel zaferi gibi yorumladı: “Yeniden başkanlığa seçilmem; benim anayasayı bilmeyen bir başkan olduğumu iddia edenlere en güzel yanıttır!” İşte böyle bir başkan Haşim Kılıç. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç; görevini aşan siyasal kimi açıklamaları, konuşmaları nedeniyle gündemden düşmüyor. AKP’ye kimi dava konularında yol gösterdiği iddialarını bir yana bırakalım. Bu kez WikiLeaks; Haşim Kılıç’ın ziyaret ettiği ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’i, ilgili olduğu alanın çok dışında kalan “memleket meseleleri üzerinde bilgilendirdiğini” açıkladı. Büyükelçiyi, Demokratik Toplum Partisi’ni neden kapattıklarından başlıyor bilgilendirmeye.. çorap söküğü gibi arkası geliyor açıklamaların... Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasından tutun da parti kapatmalara karşı olduğunu, anayasanın değişmesi gerektiğine kadar ne istersen var elçiye anlatımlarında. WikiLeaks belgesini CHP eski milletvekili, Kılıçdaroğlu’nun harcayarak parti dışına ittiği Şahin Mengü açıkladı. Tabii gürültü koptu. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ABD Büyükelçisi’ne bilgi taşıması istifa etmesini gerektirir diyen demeçler yayımlandı. Açıklama yapması beklenen Kılıç’tan ses çıkmadı. Sustu üç gün. Eleştirileri sindirmiş olacak ki, açıklamayı gazeteci Fikret Bila’ya yaptı. “Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak bir büyükelçiye ya da herhangi birine bilgi sunmak, rapor vermek, arz etmek gibi kavramlarla ifade edilebilecek bir konumum ve üslubum olamaz. Bunu onursuzluk sayarım” dedi. Dedi ama; Büyükelçi Jeffrey’den (veya ABD’den) WikiLeaks belgesine yalanlama gelmediğine göre Kılıç’ın açıklaması tek taraflı bir savunma anlamı taşıyor. Üstelik Haşim Kılıç, Bila’ya büyükelçiye neler söylediğinin içeriğini de açıklamıyor. Bilgi verdiği konuları özenle gizliyor ve: Açıklamadaki altı çizilerek okunacak şu ifade: “…Büyükelçi ile ‘iç ve dış meseleler’ konusunda sohbet ettik…” ifadesi, bir bakıma WikiLeaks belgesinde yazılanları doğrulamıyor mu? Bu ifade, itiraf gibi savunma diye değerlendirmelere kapıyı aralamıyor mu? Amiraller isyan etti Balyoz davası tutuklusu subaylar, kamuoyuna Türk donanmasının iç ve dış odaklarca bilinçli olarak çökertildiğini anlatan bir mektup yazdı BARKIN ŞIK ANKARA Kendilerini “Sürgün Denizci” olarak adlandıran Balyoz davasından tutuklu subaylar, eşleri tarafından hazırlanan “Vardiya Bizde Platformu”nun internet sitesi aracılığı ile bir mektup yayınladı. Mektupta, son dönemde Akdeniz’de yaşanan gerilime atıf yapılarak, “2008 yılında Doğu Akdeniz’de, torunlarımızı haklarını gasp etmeye yönelik GKRY faaliyetlerine engel olunması üzerine, 2009 AB Türkiye İlerleme Raporu’nun 36’ncı sayfasında Türk Deniz Kuvvetleri’nin şikâyet edilmesi halkımızı hiç mi ilgilendirmez?” diye soruldu. 2009 AB İlerleme Raporu’nda, “Türk donanması, rapor döneminde, birçok kez Güney Kıbrıs Rum Yönetimi için petrol arayan sivil gemileri engellemiştir” ifadesi yer almıştı. Balyoz davasından tutuklu olarak Hasdal, Silivri ve Maltepe cezaevlerinde yatan Deniz (AA) Kuvvetleri personeli, “27 Eylül Preveze Deniz Zaferi’nin 473. Yıldönümü” nedeniyle bir mesaj yayımladı. Mesajda, Türk donanmasının Barbaros Hayreddin Paşa’dan bu yana en güçlü dönemini yaşadığı vurgulanarak şunlar kaydedildi: “Bu başarılı süreci sindiremeyen iç ve dış odaklar, 2008 yılından bu yana kendi hükümet ve parlamentosunun gözü önünde Cumhuriyet donanmasına emperyal bir kur ‘Tasfiyemiz amaçlandı’ guya dayalı saldırıya geçmişlerdir. Bu baskının farkı amacına gemi batırarak değil en iyi denizcilerini, gelecek 50 yıla hükmedecek yetişmiş amiral ve albaylarını tasfiye ederek amaçladığıdır. Bugün Doğu Akdeniz’de yaşanan Kıbrıslı Rumların petrol araştırma ve çıkarma faaliyetleri ile 2002 yılından bu yana mücadele edenler, 12 Mart 2002 tarihinde Rumlar adına Doğu Akdeniz’de sinsice bizim yetki alanlarımızda araştırma yapan Norveç gemisini sahamızdan ‘Sahte davalarla tutsak edildik’ Kendilerini “Sürgün Denizci” olarak adlandıran amiraller mektupta şu ifadelere yer verdi: “Dış destekli olduğu artık ayyuka çıkan sahte davalar ile Cumhuriyet donanmasının 25 muharip amirali, sayıları 70’i bulan en seçkin komodor albayları ile fırkateyn, hücumbot, denizaltı komutanları ve SAT komandoları, helikopter ve deniz karakol uçağı pilotları 50 kuruşluk sahte CD’ler ve sahte deliller ile Hasdal’da, Silivri’de ve Maltepe’de kendi ülkelerinde tutsak edilmişlerdir.” kovanlar, 2008 yılında Kıbrıs güneyinde KKTC haklarını gasp ederek araştırma yapan bir başka gemiyi bölgeden sürerek uzaklaştıranlar, Akdeniz Kalkanı isimli ulusal harekâtımızı planlayan ve icra ettiren seçkin amiral, komodor ve gemi komutanlarının tümünün Hasdal’da, Maltepe’de ve Silivri’de tutsak olmaları Türk halkını hiç mi rahatsız etmez? 2008 yılında Doğu Akdeniz’de, torunlarımızın haklarını gasp etmeye yönelik Kıbrıs Rum araştırma faaliyetlerine engel olunması üzerine, 2009 AB İlerleme Raporu’nun 36’ncı sayfasında Türk Deniz Kuvvetleri’nin ismen şikâyet edilmesi halkımızı hiç mi ilgilendirmez? Bugün çevre denizlerimizde bir deniz savaşı kaçınılmaz olursa bu savaşı yürütebilecek en seçkin amiral, komodor ve gemi komutanlarının Hasdal’da esir tutulduğunu, Türk halkı hiç mi görmek istemez?” Nasıl Oldu da Bu Duruma Geldik? Bir ara neredeyse durma noktasına gelen terör ne oldu da tırmanışa geçti? Artık çocukları bile hedef görmeye başlamış eylemler devam ederken uzlaşma görüşmeleri ve açılımdan söz etmek ne kadar anlamlı olabilir? Geçmişte de terörle mücadelede yabancı deneyimler incelendi. Mutlaka geçmişte de gizli tutulan görüşmeler yapıldı. Birtakım ekonomik düzenlemelere gidildi. Yıllar öncesinde askerler bile terörün yalnızca askeri önlemlerle çözülemeyeceğini söylüyordu. Ama geçmişteki hükümetlerin bir başka çıkmazı vardı. On yıl önce bile, bugünkü gibi bir gizli görüşme kaydı ortaya çıksa kıyametler kopardı. Terörün önünü kesmekte fazla bir etkisi olacağına başından beri inanmadığım kültürel haklar, Kürtçe TV, dil eğitimi gibi konulardan bile söz etmek kolay değildi. Bugünse bütün bu yollar deneniyor. Çeşitli görüşmeler yapılıyor ve buna gelen tepkiler de geçmişteki gibi yüksek değil. Toplumun genelinde bu savaşın bitmesi için bir talep var. Şahinler artık pek konuşmuyor. Aşırı milliyetçi olarak görülen partinin sözcüleri bile sivillere dönük eylemlerde dahi dikkatli davranıyor, kışkırtıcı olmamaya çalışıyor. Aydınlar hükümetin açılım politikalarında bir araya gelip bir anlamda destek veriyor. Söylenenlere göre uluslararası istihbarat paylaşımında bir sorun yok. Ama belki hepsinden önemlisi, geçmişteki gibi orduyla hükümet arasında bu anlamda bir çatışma yok. En azından görünürde bu konuda eskisi gibi keskin tavır alan bir ordu yok. Bölgedeki olağanüstü hal kalkmış. Geçmişle ilgili şikâyetler, geçmişte yapıldığı söylenen infazlar, yanlış uygulamalar araştırılıyor. Devlet eskiden her ne olursa olsun arkasında durup savunduğu kendi adamlarını yargılayıp içeri atıyor, yıllar öncesine hesap sormaya çalışıyor. Peki, buna rağmen nasıl oluyor da terör kesileceğine giderek artıyor? Artmakla kalmayıp artık kentlere, sivillere açıkça yöneliyor? O zaman durup bu politikadaki yanlışları ve onu oluşturan saptamaları yeniden gözden geçirmek gerekmiyor mu? Belki de, çok taraflı sorunları çözmek yalnızca gücü elinde tutanların kabul edeceği hakları vermekle olmuyor. ENG N ÇEBER DAVASI ‘Katillere tahliye yolu açıldı’ LHAN TAŞCI Komutanlardan vali ziyareti İstanbul Haber Servisi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, kuvvet komutanlarıyla birlikte İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu makamında ziyaret etti. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman’ın, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu makamında ziyaret ettiği belirtildi. Orgeneral Özel ve beraberindeki heyetin, tören mangası tarafından karşılandığı ifade edilen açıklamada, Orgeneral Necdet Özel’in, valilik büyük salonunda şeref defterini imzaladığı, hatıra fotoğrafı çektirildiği bildirildi. Açıklamada, Vali Mutlu’nun, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) milletin göz bebeği, gururu ve iftihar vesilesi olduğunu ifade ettiği belirtildi. ANKARA Gözaltına alındıktan sonra Engin Çeber’i işkenceyle öldürdükleri iddiasıyla cezaevi müdürü ve üç gardiyanın müebbet hapis cezasını Yargıtay 8. Ceza Dairesi usulden bozdu. Daire kararını, her bir sanık polis, jandarma ve gardiyan grubunun yalnızca birer avukatla temsil edilmesini “aralarında menfaat çatışması bulunanların aynı avukat tarafından temsil edilemeyeceği” kuralının ihlal edildiği gerekçesine dayandırdı. Bozmaya dayanak olan usul hatasına neden olan karar, dönemin mahkeme başkanı, şimdiki HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer’in başkanlığındaki heyet tarafından alınmıştı. Çeber’in avukatı Taylan Tanay, bu duruma davanın başladığı 3 yıl önce itiraz etmelerine karşın mahkemenin yok sayarak yargılamayı sürdürdüğünü vurgularken 2 yıl içinde dava bitirilemeyeceğinden Çeber’in “katillerine” tahliye yolunun açıldığını söyledi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin bu kararıyla birlikte Engin Çeber davasında zamanaşımı ihtimali belirdi. Ayrıca 5 yıldan fazla tutuklu kalınamayacağı hükmü uyarınca tutuklu sanıkların iki yıl içerisinde davanın karara bağlanamaması halinde tahliyeleri de gündeme gelecek. WikiLeaks’te ‘Akkuyu’ ortaklığı ‘AKP kapatılsın’ başvurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, AKP hakkında kapatma davası açılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Genç, “Tayyip Erdoğan ve yönetimi Laik Türkiye Cumhuriyetini islamcı bir yapıya dönüştürmeye yönelik her türlü eyleme devam etmektedir” dedi. ‘Anlaşmaya Ruslar bile şaşırdı’ MURAT KIŞLALI Törene Bilgel, (sagda) Yiğit (sol 2) ve Bostanoğlu da (solda) katıldı. (Fotoğraf: AA AHMET DUMANLI) Albay Özyurt tutuklandı İstanbul Haber Servisi “Balyoz Planı” soruşturması kapsamında Albay Hasan Özyurt tutuklandı. Özyurt’un ifadesini savcı Hüseyin Ayar’ın adliyede olmaması nedeniyle, “Ergenekon” soruşturmasını yürüten Cihan Kansız aldı. Özyurt, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Santrala karşılık doğalgaz jesti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Moskova yönetimi, Akkuyu Nükleer Santralı’na karşılık Türkiye’ye Mavi Akım’dan gelen doğalgazda yaklaşık 1.6 milyar dolarlık bir jest yaptı. Ancak bu sübvansiyon, Türkiye’ye fiyatta fiilen yansımıyor. Kulislerde, Rusya’nın Türkiye’nin elini rahatlatmak için böyle bir karar aldığı konuşuluyor. ANKARA WikiLeaks’e sızan bir belgede, Rusya’nın Türkiye ile yaptığı nükleer santral anlaşmasına Rus yetkililerin bile şaşırdığı ortaya çıktı. ABD’nin büyükelçilik uzmanları da anlaşmanın “Türkiye’nin Rusya’ya olan bağımlılığını arttıracağı ve Türkiye’nin fiyat pazarlığını çok düşüreceği” yorumunda bulundu. WikiLeaks belgesinde, Rusya’nın uluslararası nükleer santral üreticisi Atomstroyexport (ASE) firmasının faaliyetleri yer aldı. Belgede şu ayrıntılara yer verildi: Gül’ün ziyaretiyle başlamış: “Türkiye Cumhurbaşkanı Gül’ün Moskova ziyaretinin ardından ASE’nin Birinci Başkan Yardımcısı Türkiye’deki dört santral için bir yapişletdevret düzenlemesi önerisinde bulundu” denildi. ‘Rusya yeni mevzi kazanacak’: Belgede “ASE’nin Dış İlişkiler Bölüm Di rektörü, anlaşmanın bu alandaki ilk YİD olmakla kalmayıp, Rusya’nın faaliyette kaldıkları sürece reaktörlere de sahip olacağını söyledi” ifadesi yer aldı. ‘Türkiye’nin pazarlık payı kalmayacak’: Belgede, “Rusya bu santrala sahip olur ve işletirse, Türkiye’nin 15 yıl için elektrik fiyatında çok düşük bir pazarlık payı kalır” denildi. Bağımlılık derinleşecek: Belgede, “Türkiye’nin Rusya’ya olan bağımlılığını derinleştirir” denildi. Rus uzman ihalenin iptalini beklemiş: Belgede “Doğal Tekel Problemleri Enstitüsü Başkan Yardımcısı Bulat Nigmatulin ihalenin iptal edilebileceğini söyleyerek iptaldeki en olası nedenin Rusya’nın üretilecek elektriği Türkiye’ye satarken uygulayacağı yüksek fiyat veya ekonomik olmayan 15 yıllık fiyatlama yapısı olduğunu ifade etti” denildi. lk büyük Çin yatırımı yolda Haber Merkezi Çin, Türkiye’deki en büyük doğrudan yatırımını Ege’de yapacak. Çin’in Zhejeing eyaletinin devlet şirketi Zhejiang Enerji Grup, Polat Madencilik ile birlikte Soma’da kömür ocağı işletmesi ve termik santral için 1 milyar doların üzerinde yatırım yapacak. Polat Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Polat, “Toplam yatırım tutarı 1 milyar doların üzerinde olan proje ile ilk etapta 2 bin daha sonra 3 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor” diye konuştu. Tutuklu komutan ağabeyini uğurladı İstanbul Haber Servisi Amirallere Suikast davası kapsamında Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Koramiral Deniz Cora, pazartesi günü ölen ağabeyi Mehmet Yüksel Cora’nın cenazesine özel izinle katıldı. Cenazede, tutuklu Koramiral Cora’nın suikast düzenleyeceği iddia edilen emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit’in de bulunması dikkat çekti. Yaklaşık 10 gün önce kardeşi Deniz Cora’yı ziyaretinin ardından kalp krizi geçirerek, kaldırıldığı hastanede ölen M. Yüksel Cora (60) için, Fenerbahçe Camii’nde öğleyin cenaze töreni düzenlendi. Törene özel izinle, sivil iki görevli eşliğinde katılan Cora, camiye Merkez Komutanlığı’na bağlı sivil bir araçla geldi. Törene Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, Donanma Komutanı Koramiral Nusret Güner, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Bülent Bostanoğlu da katıldı. Cora, sivil görevlilerin eşliğinde sivil plakalı otomobile binerek, cenazenin toprağa verileceği Yalova’ya gitti. C MY B C MY B