02 Şubat 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 29 EYLÜL 2011 PERŞEMBE dishab@cumhuriyet.com.tr 12 DIŞ HABERLER KKTC’nin eski Dışişleri Bakanı, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş gelişmelerden endişeli Sıcak çatışma uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KKTC’nin eski Dışişleri Bakanı, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Piri Reis’in Rumların Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmasına başladığı 12. parselde araştırma yapmasının sıcak çatışma olasılığını da Serdar beraberinde getirdiği uyarıDenktaş. sında bulunurken, “Sadece gemiyi göndermek, Piri Reis’i göndermek siyasi bir sonuç vermez. Askeri sonuç yaratabilir” dedi. Denktaş, Rumların sondaja başlamasının ardından Türkiye’nin Piri Reis’i bölgeye gönderilmesine ilişkin gelişmeler konusunda Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Türkiye’nin münhasır ekonomik bölge sınırlandırması konusunda Lübnan ile anlaşma yapmasını beklerken, Rum tarafının Lübnan’ı tatmin etmeye çalışmaya başladığına işaret eden Denktaş, “Hukuki ve diplomatik girişimler gerekiyor diye düşünüyorum her şeyden önce. Verilen mesaj iyi aslında Amerika’da KKTC ile Türkiye arasında yapılan anlaşmayla. ‘Bizim muhatabımız KKTC’dir’ mesajını verdiler” dedi. Serdar Denktaş, “Türkiye’nin, ‘sen ararsan ben de ararım’ sürtüşmesi neticede sıcak çatışmaya taşıyaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Piri Reis’in çalışmasına ilişkin çelişkili açıklamalar yaptı. Erdoğan, “Piri Reis şu anda Güney Kıbrıs’ta sondaj çalışması yapmaya başladı” derken, Yıldız ise Erdoğan’ın tam tersine, “Altını kalın çizgilerle çizerek şunu söylüyorum: Bu çalışma sondaj çalışması değildir, sismik arama çalışmasıdır ” açıklamasını yaptı. Piri Reis’le ilgili ilk açıklamayı Bakan Yıldız yaptı. Yıldız, il başkanları toplantısı için geldiği AKP Genel Merkezi’nde gazetecilerin soruları üzerine, “Başbakanımız çok açık ve net bir şekilde kabilir işi” uyarısında bulunurken “Bu noktada sanırım diplomatik ve hukuki girişimler daha en azından paralel sürdürülmeli. Deniz hukukundan, ekonomik bölgeler ile ilgili anlaşmazlıkların çözümü açısından bugüne kadar örneği olmadığı için herhangi bir şey yok. Uzmanların söylediği, açılacak bir davada sunulacak belgeler ışığında çıkacak diyor ortaya” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin uzmanların bu konuyu iyice Çarlar ve Sultanların Dansı “Anlamını yitirmeyen bir söylem var” diyor son yazım için Moskova’dan yazan bir okurum: “ ‘Her toplum layık olduğu idare ile yönetilir!’ Rusya da bu söylemin sözlük karşılığı (‘yönetilebilir demokrasi’ babında) ‘yönetilir tıpkı Rusya’da olduğu gibi’dir! Bu durumun savunulacak hiçbir yanı yok. Rus insanı mutlak otoriteye olumlu gözle bakıyor. Bugün Çarlık yeniden kurulsa Müslüman ahali ki onlar da milli kimlik olarak Rusluğu benimsiyor dahil birçok Rus sevincinden ne yapacağını şaşırır! İşte Rus halkının bu özlemini Çar Putin fazlasıyla yerine getiriyor, gerisi hikâye! Ama devlet bizdeki gibi ‘sekter’ değil, ben hâlâ TC vatandaşlığından vazgeçmedim, seçimlerde oy vermek dışında her Rus vatandaşına verilen haklardan yararlanıyorum. Rus Ortodoks eşimle Türkiye’de yaşabileceğimi bir an için hayal bile edemiyorum, mahalle baskısı nedeniyle! İki ‘demokrasi’ arasındaki fark da bu! Kafa kâğıdında ‘Müslüman’ yazan bir Türk vatandaşı ile evli olan karım ki onun kafa kâğıdında dini yazılı değil, kimseyi rahatsız etmediği gibi, ben de kimseyi rahatsız etmiyorum yani kimse bizim bu konumumuzu dert etmiyor! Bu olgu ki biz ‘istisna’ değilizgerçek ‘sekülerlik’ değil mi? Ve de evrensel demokrasilerin olmazsa olmaz koşulu toplumun seküler olması değil miydi? Rus anayasasının 8. maddesi ‘Rus devleti sekülerdir’ yazar ve bu RTE’nin ‘laik TC’si’ gibi takıyye de değil yani sapına kadar doğru ama yönetim biçimi (Rusya’da ‘ileri demokrasi’(!)nin diğer adı olan) ‘sovereign/egemen demokrasi’! Bu temelinde ‘yıkışık’ gibi görünen olgunun nedenlerini belki siz daha iyi çözümlerseniz dışardan biri olarak!” Hükümette sondaj çelişkisi muoyuyla bunu paylaştı. Kıbrıs Rum kesimi bu aramadan vazgeçmediği takdirde veya aramalarda tespit ettiği bütün değerleri, kaynakları, petrol veya doğalgazı bütün Kıbrıs’la beraber KKTC’deki vatandaşlarımızla beraber, paylaşmadığı takdirde bu tür faaliyetlerimiz devam edecek. Ama bunlardan herhangi bir tanesinde bir açıklama gelirse biz de bunun karşılığında araştırması, irdelemesi gerektiğine işaret eden Denktaş, “2003’ten bu yana yapılması gerekiyordu aslında. 2003’te çıkmıştı bu ortaya, Mısır’la yaptığı anlaşmayla. O zaman uyarmıştık. Devam eder, Yunanistan ile de yapar bu anlaşmayı Rum tarafı ve Türkiye, karasularına hapsedilir diye uyarmıştık” görüşünü dile getirdi. O günle bugün arasında bu konunun, Akdeniz’de sınırı olan her ülkeyle Türkiye ta değerlendireceğiz” dedi. Yıldız, “Bölgeden gelen çalışmalar ne aşamada” sorusuna karşılık olarak, “Sondaj çalışmalarına başlandı, deniyor. Israrla altını kalın çizgilerle çizerek şunu söylüyorum: Bu çalışma sondaj çalışması değildir, sismik arama çalışmasıdır. O nedenle sismik aramalara da devam ediyoruz” dedi. Erdoğan ise yarım saat sonra “Piri Reis şu anda Güney Kıbrıs’ta sondaj çalışması yapmaya başladı. Onun için oraya gönderdik. Bu bir iradedir. Bu bir varlığımızın orada olduğunu ortaya koymaktır” diye konuştu. Bakan Yıldız da kendisini yalanlayan Başbakan’ı sessizce dinledi. rafından ele alınmamış olmasını eleştiren Denktaş, “Kapalı kapılar ardında yapılmışsa bilmiyorum. Ama basından takip ettiğimiz kadarıyla hayır” dedi. Denktaş, Piri Reis’in orada olmasının bir sonuç vermeyeceğine de vurgu yaparak “Sismik araştırma yapmak, hemen öyle sonuç verecek bir şey değil zaten. Sadece gemiyi göndermek, Piri Reis’i göndermek siyasi bir sonuç vermez. Askeri sonuç yaratabilir” diye konuştu. BAHREYN Muhaliflere müebbet onaylandı Dış Haberler Servisi Bahreyn hükümeti, aralarında ülkenin önde gelen siyasetçilerinin de bulunduğu 21 muhalif hakkında verilen hapis cezalarını dün onayladı. Cezası onaylananlar arasında Şii politik liderlerinden Hasan Muşhama ve Abdülcelil elSingaci ile insan hakları aktivisti Abdülhadi alHavaca da bulunuyor. Muhaliflerden 8’i ömür boyu hapis cezası almıştı. Karar uluslararası insan hakları örgütleri tarafından kınandı. Cezaları onaylanan muhalifler, yönetimi elinde bulunduran Sünni kraliyet ailesini devirmeye çalışmakla suçlanıyordu. Suudi Arabistan destekli Bahreyn güvenlik güçleri, tüm ülkede yayılan geniş çaplı Şii gösterilerini bastırmak için şiddet kullanmış, çok sayıda muhalifi gözaltına almıştı. Ancak yönetimin tüm sert önlemlerine rağmen, ABD’nin 5. Deniz Filosu’na ev sahipliği de yapan ülke muhalif gösterilerle çalkalanmıştı. Ülke nüfusunun yüzde yetmişini oluşturan Şiilerin sistematik ayrımcılığa uğradığı ve siyasi, askeri alanlarda yükselme şansı bulamadığı belirtiliyor. Sünni yönetim, reformlar yapma konusunda muhaliflere çağrı yapmasına rağmen, sokak gösterilerine sert müdahalede bulunmayı sürdürüyor. Yönetim karşıtı gösterilerin başladığı şubat ayından bu yana ülkede 30’dan fazla kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. ran’dan ABD’ye gözdağı EKBER KARABAĞ AnkaraMoskova kriterleri MoskovaAnkara kriterlerini, yaşam pratiği üzerinden karşılaştıran okurumuz; Moskova’nın Ankara’ya göre daha özgürlükçü olmasa da nispeten daha “seküler” olduğunu söylüyor. Azımsanmayacak bir fark. “İlave olarak insanı bunaltan mahalle baskısı burada yok!” demeye getiriyor… Ankara kriterlerinden “mahalle baskısını” eksilttiğimizde, “Moskova kriterlerini” de böylelikle demek ki üç aşağı beş yukarı tasavvur edebiliriz. “Moskova kriterleri”; bazı alanlarda kuşkusuz Ankara kriterlerinden çok daha sert uygulanıyor. Medya özgürlükleri söz konusu olduğunda mesela, “kırmızı kart” gösterilen gazeteciyi Moskova’da gereğinde vuruyorlar. Bizde “kodese gönderme geleneği” görece ağır basıyor. Halihazırda hapisteki 57 gazetecisiyle ülkemiz, “yerküre üzerinde hapiste en çok gazeteci bulunduran ülkeler arasında” başı çekiyor. Baskı yöntemleri ve çeşitleri farklı olsa da iki ülkede de özde; “özgürlükler” kendi başına önemsenen değer kabul edilmiyor. BBC’de Rusya’yı boydan boya kat eden bir belgesel izlemiştim. Belgeselin sonunu İngiliz gazeteci tam böyle bağlamıştı: “Demokrasi ve özgürlük Rusya’da, Avrupa’daki gibi aranan ve talep edilen bir ‘değer’ değildir. Rus insanın önemsediği bir numaralı konu ‘güvenliktir’!” “Kopenhag Kriterleri’nin”, başka deyişle Rusya’da hiçbir karşılığı yok. Hal böyle olunca, “çarların dansı” olarak adlandırılan PutinMedvedev sisteminin 2024’e; giderek 2036’ya dek yerinde kalacağının ilanı Rus kamuoyunda isyan çıkartmıyor. İlginç değil mi? Arap dünyasında öyle ya da böyle “Arap Baharı” denen olguyla yıllanan diktatörler bir bir koltuklarından olurken kuzey komşumuzda “çarlar” yerlerini sağlamlaştırıyor. ‘Erdoğan, Hatay’dan yaptırım açıklayacak’ konuşan Suriye Ulusal Konseyi üyelerinden Ausama Monajed, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’den kaçanların kaldığı Hatay’daki kampı ziyaret edeceğini ve oradan Suriye rejimine karşı bir yaptırım paketi açıklayacağını söyledi. Suriye yönetimine yeni yaptırımlar için ngiltere, Fransa, Almanya ve Portekiz’in sunmayı planladığı tasarı ise Çin ve Rusya’nın veto tehdidi karşısında muhaliflerin SuriyeliAnkara’da bir gelecek hafta büro açacağı bildiriliyor. ngiliz Guardian gazetesine değiştirildi. Şam yönetimine karşı acil yaptırım öngören ilk tasarı, Suriye’de muhaliflere karşı şiddet uygulanmasına son verilmemesi halinde yaptırım uygulanacağı şeklinde değiştirildi. Suriye’nin Humus kentinde rejim karşıtı gösteriler sürerken, muhalif kaynakların bildirdiğine göre, son 5 günde güvenlik güçleri 69 göstericiyi öldürdü. ABD’nin Şam Büyükelçisi Robert Ford ise muhaliflerin Libya’ya olduğu gibi Suriye’ye müdahale beklememelerini söyledi. (Fotoğraf: REUTERS) BULGAR STAN ‘Romanlar Kralı’na gözaltı Dış Haberler Servisi Bulgaristan’da “Romanlar Kralı” olarak bilinen Kiril Raşkov’un gözaltına alındığı bildirildi. Yetkililer Raşkov’un “ölüm tehdidinde bulunmak” suçlamasıyla önceki gece gözaltına alındığını açıkladı. Suç ihbarının Filibe kentinde bir minibüsle ezilerek ölen 19 yaşındaki gencin ailesi tarafından yapıldığı ifade edildi. BulgaristanTürkiye sınırında gözaltına alınan ve Raşkov’a yakın isim olarak tanınan minibüsün şoförü Simeon Yosifon’un da cinayet suçundan yargılanacağı bildirildi. Filibe kentine bağlı Katunitsa köyünde minibüs kazasının ardından bölge sakini kimi Bulgar olayın önceden tasarlandığını belirterek tepki göstermişti. Romanlar ile Bulgarlar arasında geçen hafta sonu çıkan olaylarda bir genç kalp krizi geçirerek ölmüş ardından ülkede ırkçı saldırılar patlak vermişti. Kosova gerginliği görüşmeleri erteletti Dış Haberler Servisi Kuzey Kosova’nın Yarinye sınır kapısında Sırp yerleşim birimlerindeki barikatları kaldırmak isteyen Kosova Barış Gücü (KFOR) askerleri ile Sırp göstericiler arasında önceki gün çıkan çatışmada 1’i ağır, 4 KFOR askeri ile 11 gösterici yaralandı. Askerlerin Sırp göstericilerin attığı el bombasıyla yaralandıkları belirtildi. Sırp göstericilerin AB Kosova Hukuk Düzeni Misyonu’na ait iki aracı ateşe verdikleri de duyuruldu. Kosova ile Sırbistan arasında AB gözetiminde dün yapılması gereken görüşmeler, KosovaSırbistan sınırında yaşanan gerginlik nedeniyle ertelendi. AB’nin görüşmelerdeki aracı diplomatlarından Robert Cooper, Sırp delegasyonunun hazır olmaması nedeniyle gerçekleşemediğini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, “KFOR’un Sırp nüfusa karşı şiddet girişimi özellikle endişe vericidir” denildi. TAHRAN Füze, uzay ve nükleer çalışmalarıyla sık sık adından bahsettiren İran, son bir yıl içinde aralarında Akdeniz ve Kızıldeniz’in de bulunduğu dünyadaki bazı uluslararası sulara açılarak denizde de iddialı olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Habibullah Seyyari, İranIrak savaşının başlayışının 31. yıldönümü törenleri sırasında yaptığı konuşmada, ABD karasuları sınırının yakınına savaş gemisi yollayacaklarını söyledi. Seyyari, “Batılı güçler nasıl ki bizim karasularımızın yakınında bulunuyorsa biz de ABD’nin karasularına yakın yerlerde güçlü bir şekilde varlık göstereceğiz” dedi. İranlı komutan, İran gemilerinin ne zaman bu bölgeye gideceği hakkında ayrıntı vermedi. İran, temmuz ayında Atlas Okyanusu’na açılmayı hedeflediğini bildirmişti. Seyyari, konuşmasında Atlas Okyanusu’na donanma gönderme planlarının hâlâ gündemde olduğunu ifade etti. İran’da ayrıca deniz kuvvetlerinin “Kadir” adlı Cruise tipi füzelerle donatıldığı kaydedildi. Seri imalatına geçilen yerli yapım Kadir’lerin kıyı bölgeleri ve savaş gemilerini 200 kilometre uzaklıktan vurabilme kabiliyetine sahip olduğu aktarıldı. Batı demokrasileri için ‘skandal!’ Bu Rusya’da acayip “anakronistik” bir durum sayılmıyor. “Çarların” aralarında dönüşümlü anlaşması yadırganmıyor. Almanya’da bu çok çarpıcı noktaya dikkat çeken “Süddeutsche Zeitung” gazetesi; “Başka bir ülkede” (Bir Batı ülkesinde!) diyor: “Dev bir skandal olarak değerlendirilecek (PutinMedvedev paktı!); kararnamelerle yönetilen Rusya’da olağan karşılanıyor!” Devlet zirvesinde “düet” şeklini alan “güç ittifaklarının” olağan bulunduğu tek yer gördüğümüz gibi Rusya değil. PutinMedvedev anlaşması, telaffuz edildiği andan itibaren bizde de heyecan yarattı. Gazeteler formülü derhal manşete taşıdı. Köşe yazarları olayın “demokrasi” boyutunu sorgulamadan anında; “PutinMedvedev paslaşması Ankara’dan dikkatle izleniyor. Gül ve Erdoğan da yer değiştirebilir. Neden olmasın?” yazıları kaleme almaya başladı. O yazarlar ki AB süreci boyunca “Kopenhag Kriterleri’ne” övgü yağdırıyordu. AB hedefi derin dondurucuya kaldırılınca; “Arap Baharı” gündeme geldi. Aynı meslektaşlar bu defa; “Arap diktatörlerine” ayar yapan Erdoğan’ın sağa sola verdiği “demokrasi derslerine” konsantre oldu. Şimdi de “çarların dansından” ilham alınabilecek bir olası “sultanlar valsine” tempo tutuyorlar. Zigzagların hızına ve keskinliğine bakar mısınız? Araziye uyum sağlamakta maşallah bizden hızlısı yok. Rusya hiç olmazsa neyse o! Bukalemun gibi halden hale girmiyor. ‘Saldırı riski arttı’ (AFP) Fransa’nın BM Büyükelçisi Gerard Araud ise, İran’ın nükleer konusundaki tavrını sürdürmesi halinde askeri saldırı riskiyle karşı karşıya olacağını söyledi. Araud, halihazırda “bilinen bazı ülkelerin” İran’ın nükleer silah sahibi olmasını kabul etmeyeceğini vurguladı. Fransız elçi “Eğer uzlaşmayı başaramazsak askeri eyleme ilişkin güçlü bir risk var” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle