17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EYLÜL 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER S.Arabistan’da kadına oy hakkı Dış Haberler Servisi Suudi Arabistan Kralı Abdullah, kadınların bir sonraki oturumda, danışma kurulu olarak görev yapan ve üyeleri Kral tarafından atanan Şura Konseyi’nin tam üyesi olacaklarını ve gelecek yerel seçimlerde aday olmalarına izin verileceğini açıkladı. Kral Abdullah, kadınların yerel seçimlerde oy kullanma hakkına sahip olacaklarını da duyurdu. 9 Eroğlu, doğalgaz aramalarını karşılıklı askıya alma dahil 4 maddelik bir öneri sundu KKTC’den BM’ye yeni teklif NEW YORK (AA) KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aramalarına ilişkin olarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ne 4 maddelik yeni bir öneri sunduklarını açıkladı. New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Kimun ile görüşmesinin ardından BM’de Türk ve yabancı gazetecilere bir açıklama yapan Eroğlu, Ban’a bir çıkış yolu olarak somut bir öneride bulunduklarını, öneriyi hem sözlü hem de yazılı olarak ilettiklerini söyledi. Öneriyi madde madde sıralayan Eroğlu, şunları söyledi: “1Gelin tüm bu petrol ve gaz arama çalışmalarını eşzamanlı olarak kapsamlı çözüme değin askıya alalım. 2 Bu olmayacaksa, o zaman iki toplumlu, iki halka ait, iki halkın temsilcilerinden oluşan bir komite kuralım. Bu komiteye de şu yetkileri verelim: Bu gibi araştırmalar, anlaşmalar ve ruhsatlar her iki tarafın yazılı onayına bağlı olsun, iki tarafın da müspet, yaFotoğraf: AA Nepal’de uçak kazası Dış Haberler Servisi Nepal’de turistleri Everest Dağı’na tura götüren bir uçağın dün başkent Katmandu yakınlarındaki bir dağa çarpması sonucu 13’ü turist 19 kişi hayatını kaybetti. Kazada, 3 Nepallinin yanı sıra 10 Hindistan, 2 ABD ve 1 Japon vatandaşı ile mürettebattan 3 Nepalli öldü. Budha Havayolları’na ait uçağın ağaçlık bölgeye düşerek birkaç parçaya bölündüğü belirtildi. Nepal’de ucuz ve teknik donanımı yetersiz uçaklarla yapılan bu tür uçuşlarda sık sık benzeri kazalar yaşanıyor. KKTC Cumhurbaşkanı, BM Genel Sekreteri Ban’la bir araya geldi. zılı onayı olsun. İkinci olarak da bulunacak zenginliğin paylaşım oranlarını müzakere edip anlaşalım. 3 Elde edilecek geliri kapsamlı çözümdeki finansman ihtiyacı için kullanalım. Ancak anlaşarak bir başka maksat için kullanacaksak da hiçbir biçimde silahsızlanma ya da benzeri faaliyetler için kullanmayalım. 4 Bu plana göre planın kabulü tarafların pozisyonlarına halel getirmeyecektir.” KKTC Cumhurbaşkanı, adada hem Kuzey’de hem de Güney’de petrol ve doğalgaz araması yapabileceklerini de vurgulayarak “Bizim de petrol ve doğalgaz aramasına yönelik araştırma yetkimiz Kıbrıs’ın kuzeyinde, güneyinde, her yerdedir” dedi. Eroğlu, Yunanlı bir gazetecinin, Rum lideri Dimitris Hristofyas’ın Rum tarafının petrol ve doğalgaz aramalarından elde edilecek gelirin “tüm Kıbrıs halkına verileceği” yönündeki açıklamasını hatırlatması üzerine de “Buna inanmak için çok saf olmak lazım. Sayın Hristofyas bu olayı yumuşatmak için siyasi taktik uygulamıştır” diye konuştu. KKTC Cumhurbaşkanı’nın daha sonra görüştüğü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri’ne ilettiği yeni öneriyi desteklediklerini belirterek “Bu çok yapıcı bir öneri; biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bu öneriyi destekliyoruz, bu önerinin şu anda yaşanmakta olan krizi engelleyici nitelik taşıdığını, bu krizin tırmanmasını ortadan kaldıracağını, aksine son derece olumlu bir atmosfer oluşturacağını düşünüyoruz” dedi. Akdeniz’deki Krizin Altındakiler Akdeniz’deki doğalgaz arama krizi yıllar öncesinden geliyorum dedi. Rumlar Mısır, Lübnan ve İsrail ile ortak girişimleri, yaptıkları ikili anlaşmalarla 2003’ten beri yürütüyorlardı. 2004’te Kıbrıs Cumhuriyeti olarak adanın tümünü temsilen AB’ye katılan Rumlar Brüksel’i arkalarına aldılar ve AnkaraBrüksel görüşmelerinde patron olarak Türkiye’nin karşısına oturdular. Deniz dibi aramalarda ABD şirketleri ile anlaşmalar yaparak Washington’ı da arkalarına aldılar. Kıbrıs adasının çevresi ve Doğu Akdeniz’de Ankara’nın karşısında AB, ABD, İsrail ve bazı Arap ülkeleri bulunmaktadır; buna karşılık, “yanında hiç kimse yoktur”. İsrail ile yaratılan kriz bölgede, “İsrail, Rum ve Yunanistan işbirliğini Türkiye’ye karşı güçlendirdi. ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri Obama’nın İsrail, Yunan ve Rum lobilerine gereksinimini iyice arttırıyor. Dolayısıyla Ankara hükümeti bu bölgede yalnız kalmıştır. Suriye’deki iç kavga “sadece İran’a karşı ve Sünni iktidarı getirmek için değildir”; Kuzey Irak Kürdistanı’nın Akdeniz’e, Suriye üzerinden bağlanmasını sağlamak içindir. Ankara bu kavgada mutlak bir taraf olmuştur. Dolayısıyla Ankara Doğu Akdeniz’de, yeni rakiplerle de karşı karşıya kalacaktır. Erbil’in Akdeniz’e bağlanması bugün mevcut olmayan farklı sorunları devreye sokacaktır. Barzani 23 Ekim 2011’de baklayı ağzından çıkardı: “Nihai hedef, birleşik Kürdistan” dedi. Yukarıdaki gelişmelere füze kalkanı (radar ağı) meselesini eklediğimiz zaman Türkiye, İran (ve Şii dünyası) ile de Ortadoğu’da karşı karşıya gelmiş olmaktadır. ABD’DEK YAHUD LOB S ‘Türkiye’nin hamlesi savaş sebebi olur’ ATİNA (AA) ABD’deki Yahudi sivil örgütleri başkanı Richard Stone, Türkiye’nin, Akdeniz’deki sondaj çalışmalarını engelleme girişiminde bulunmasının bir savaş hareketi sayılacağını ileri sürdü. Stone, Yunan Kathimerini gazetesinde yer alan açıklamasında, ABD’nin konuyu dikkatle izlediğini belirterek, Türk savaş gemilerinin sondaj çalışmalarını engellemesi olasılığı hakkında “Umarım bunu yapmazlar. Bu bir savaş hareketi olur” ifadesini kullandı. Araştırmaları yürüten şirketin bir Amerikan şirketi olduğunu anımsatan Stone, bu şirkete karşı bir saldırının, Amerika’ya karşı bir saldırı sayılacağını savundu. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulmasına ilişkin olarak da “Türkiye geçmişteki aynı ülke değil. Erdoğan, Batı’dan uzaklaşarak, Doğu’ya doğru bir yol izliyor. Ancak ne Arap, ne de Pers olduğunun farkına varsa iyi olur” diye konuşan Stone, Türkiye’nin konuksever olmayan bir bölgede olduğunu öne sürdü. Türkiye’nin Tel Aviv’deki Kültür ve Tanıtma Müşaviri Hasan Sarıtepeci ise İsrail’de yayımlanan Yedioth Ahronoth gazetesine, Türkiye’nin İsrailli turistleri beklediğini, ilişkilerin 23 ay içinde normale döneceğine inandığını söyledi. Yemen’de 3 ölü Dış Haberler Servisi Yemen’de önceki gün 40 kişinin hayatını kaybettiği olayların ardından dün de güvenlik güçlerinin başkent Sana’da muhaliflere ateş açması sonucu 3 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Yemen’de Suudi Arabistan’da tedavi gören Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in geçen cuma günü ülkesine dönmesiyle olaylar alevlenmişti. Irak’ta başkent Bağdat’a 80 kilometre uzaklıktaki Kerbela kentinde hükümet binası önünde meydana gelen dört ayrı patlamada 16 kişi öldü, 34 kişi de yaralandı. Kent, polis yetkilileri genellikle nüfus cüzdanı ve pasaport işlemlerinin yapıldığı binanın önünde ilk olarak bomba yüklü bir aracın havaya uçtuğunu, ilk patlamanın ardından üç patlama daha meydana geldiğini belirtti. ABD güçlerinin bu yılın sonunda çekilmeye Kerbela hep hedefte hazırlandığı ülkede 20062007 yılları arasında yoğun olarak yaşanan mezhep çatışmalarında azalma olmasına karşın, El Kaide ve Şii militanları saldırılarını sürdürüyor. Şiiler için kutsal kabul edilen Kerbela kenti sık sık Sünni islamcı militanların saldırısına uğruyor. Geçtiğimiz perşembe günü de Şiilere, Kerbela yolu üzerinde düzenlenen bir intihar saldırısında 4 kişi ölmüş, 17 kişi de yaralanmıştı. (Fotoğraf: AP) ANMA Türkiye’ye füze kalkanı radarı yerleştirilmesine Tahran’dan bir tepki daha ran: Sessiz kalamayız GÜLŞAH (SEVGİ) EMRE AKKAN GÖZYAŞLARIMIZ KURUMADI... Canım annem, Canım babam... Canımız yavrularımız... Aramızdan ayrılışınızın üçünçü yılında hâlâ içimiz yanıyor... Tarifi imkânsız hasretiniz her geçen gün daha da büyüyor. Sizi bitmeyen bir özlem, hasret ve sevgiyle anıyoruz. Özlüyor özlüyoruz... Nur içinde yatın... Kızınız Nehir AKKAN Babanız Avni AKKAN Anneniz Ayla AKKAN Ablanız Pınar AKKAN ŞEHRİ Enişteniz Murat ŞEHRİ ve Sevgi Ailesi Türkiye’nin halen Brüksel ile yürütmekte olduğu süreç hiçbir aday ülkenin müzakere sürecine benzememektedir.Türkiye AB ile ilişkilerinde, fiilen ve hukuken “özel bir statü içine sokulmuştur”. Anlaşmalar yapılırken, Ankara’ya karşı “Kıbrıs koşulu sürekli monte edilmiştir.” 6 Mart 1995’teki tek yanlı Gümrük Birliği anlaşmasından 10 gün önce AB Konsey Başkanlığı, “Biz Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti olarak almak üzere derhal görüşmelere başlıyoruz” açıklamasını yaparak Ankara’ya politikasını bildirmiştir. Dediğini yapmış ve 2004 yılında Rumları, adanın bütününü temsilen, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak AB’ye almıştır. AB’ye derinleşerek ve tek yanlı bağlanmakta olan Türkiye, “bütün kozlar Rumlara verilerek onların karşısına oturtuldu”. Rumlar 2004’ten itibaren AnkaraBrüksel ilişkilerinde,Türkiye’ye istediklerini yaptıracak, görüşmeleri kesecek, “her türlü şantajı hukuken işletebilecek” bir konuma geldiler ve işlerini çok başarılı bir biçimde sürdürüyorlar. Ankara Rumların ada çevresindeki faaliyetlerine siyasi veya askeri bir zarar verdiği takdirde BrükselAnkara ilişkilerini istedikleri gibi sabote edebilirler; mevcut ticari ilişkileri Türkiye aleyhine değiştirebilecek mekanizmaları kullanabilirler, bütün kozlar ellerinde bulunuyor. AB içinde Fransa başta olmak üzere, Rumların bu tür girişimlerine gönüllü destek verecek ülke sayısı sanıldığından çok daha fazladır. Bu gerçekler göz önüne alındığında Ankara hükümetinin Rum girişimlerine karşı önleyici ve caydırıcı siyasi ve askeri önlemler alması sadece bir koşulda söz konusudur; Ankara, Brüksel ile süreci (ve ilişkileri) gözden çıkarmalıdır. Bu ise fiilen imkânsızdır; kurulu düzenin altüst edilmesi sonucunu doğurur. Bunu ne hükümet, ne iş çevreleri ve ne de diğer etkili çevreler ister. En başta, hükümet bunu göze alamaz; arkasındaki AB desteğinin kaybolması anlamına gelir. ABD’ye verilen radar rüşveti bütün bu olumsuzlukları karşılayacak düzeyde değildir. Ayrıca AB ve İsrail faktörleri ABD’nin jestlerini engeller. Tayyip Erdoğan’ın 22 Eylül 2011’de BM’de yaptığı zehir zemberek konuşma, Ankara’nın çıtayı yükselttiğinin sinyallerini veriyor. Akdeniz, doğusuyla ve batısıyla yeniden biçimlendirilmektedir. Fas’tan Körfez’e kadar geniş bir alanın, yeni aktörlerle sisteme entegrasyonu operasyonu yürütülmektedir. İşin patronları ABD ve AB’dir. Türkiye şimdilik yardımcı aktörlerden birisi durumunda bulunuyor. AB süreci ve Kıbrıs Dış Haberler Servisi Türkiye’nin topraklarına, NATO hava savunma sistemi erken uyarı radarının konuşlandırılmasına onay vermesine bir tepki de İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Mohammad Kovsari’den geldi. Kovsari, İran’da yayımlanan Tehran Times’da yer alan değerlendirmesinde, kararı “büyük bir stratejik hata” ve “çifte standart” olarak niteledi. Radarın Türkiye’ye yerleştirilmesi için “NATO ve ABD adına bir çaba” diyen Kovsari, Türk yetkililerinin defalarca “Siyonist rejime karşı olduklarını ve Gazze filosuna saldıranlar için en büyük cezayı talep ettiklerini”, buna karşın İsrail’i “korumayı amaçlayan” radar sistemine izin verdiklerini belirterek “Türkiye’nin hassas dış politika konularındaki çifte standardının net bir örneği” diye yazdı. İskenderun Demir ve Çelik AŞ Çalışanları Yardımlaşma Sandığı Vakfı’ndan ‘Hükümete etkisi olur’ Kovsari daha sonra yazısına şöyle devam etti: “Bölgedeki başka ülkeler de Türkiye’nin adımını sert biçimde eleştirdiler ve bu adımın, Türkiye’nin İslami hükümeti için ciddi etkileri olacak. Türk yetkililer, sert eleştiriler karşısında kararın İran veya başka komşu ülkeler için bir etkisinin olmayacağını söylese de İran, o kadar belirleyici bir kararın karşısında sessiz kalamaz. Çünkü bu adım, İran’ın füze kabiliyetini azaltmaya yöneliktir.” DUYURU Kesinleşen Yargı kararlarına göre; Erdemir tarafından Vakfa devredilen %11 nispetindeki bedelsiz hisseden yararlanacak kişilerin İsdemir’in Erdemir’e devrine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun karar tarihi olan 08.02.2001 tarihinin esas alınması gerektiği hususu netleşmiştir. Bu kapsamda; Vakfımızın 18.12.2010 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulunda; 1 01.06.200214.12.2002 tarihleri arası çalışanlar esas alınarak 6.701 kişiye yapılan dağıtımın iptal edilmesine, 2 İsdemir’de 08.02.2001 tarihinde çalıştığı tespit edilen 10.765 ve 235 kişi de provizyon olmak üzere 11.000 kişi esas alınarak %11 bedelsiz hisseden yararlanma hakkına sahip olduğuna dair belgelerin bastırılmak suretiyle dağıtılmasına, 3 08.02.2001 tarihinden sonra işe giren ve hisse alan 948 kişinin bedelsiz hisselerinin ellerinden alınmasına, 4 Hisseleri ellerinden alınmakla birlikte bedelli sermaye artırımına katılan 506 kişinin bedelli yatırdıkları miktar ile bedelliye isabet eden bedelsiz hisselerinin uhdelerinde kalmasına, karar verilmiştir. Banka Iban numarası, adres, iletişim bilgileri ve nüfus cüzdanı fotokopisini vermeyen veya kendilerine ulaşılamayan bedelsiz hisse hakkı sahipleri ile, Vakıf Olağanüstü Genel Kurulunda alınan karar doğrultusunda; 08.02.2001 tarihinde İsdemir’de çalıştığı halde bedelsiz hisse hakkı alamayanlar, çalıştıklarını ispatlayan belgeleriyle birlikte, Banka Iban numarası, adres, iletişim bilgileri ve nüfus cüzdanı fotokopisiyle birlikte basımı yapılmış yararlanma hakkını gösterir belgelerini almak üzere Vakfımızın bürosuna müracaat etmeleri önemle duyurulur. Adres : İsdemir A.Ş. Genel Müdürlüğü Binası FZ koridoruKarayılan/İskenderun/Hatay Tlf : 0 326 758 39 96 Fax : 0 326 758 53 60 ERDOĞAN: OBAMA’YA 2 TEKL F YAPTIM Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde önceki gece İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile bir araya geldi. Önceki gece gerçekleşen görüşmede, öncelikli olarak PKK terör örgütü ve Suriye konusunun ele alındığı öğrenildi. Basına kapalı yapılan görüşme, yaklaşık bir saat 45 dakika sürdü. ABD dönüşü Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulunduktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Predator’lar ne zaman gelecek” sorusunu, “Ben Sayın Obama’ya iki teklif yaptım. ‘İster satın alma, isterse kiralama her ikisi de olabilir’ dedim. Bunun kararını kendileri verecekler. Olumlu bakışlarını ben ifade ettim Amerika’da. Bu olumlu bakışı da şu anda Dışişleri teşkilatımız takip edip bir an önce inşallah neticeye kavuşturacağız” diye yanıtladı. Erdoğan, Suriye’ye yönelik yaptırımlar konusunda ise “Bunların zamanlamasını belirleyip açıklamasını yapacağız” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle