17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EYLÜL 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 Adana Altın Koza Film Festivali’nden En İyi Film de dahil üç ödülle dönen Onur Ünlü Bazen yazının başlığı içeriğini tam olarak yansıtır, bazen dolaştırır, bazen de Farsça sevdiğim bir söz olan “men çe guyem tamburem çe guyed”, ‘ben ne diyorum tamburum ne çalıyor’ benzeri bir hal olur, yazıyla başlık başka telden çalarlar. Girişte bu uzun cümleyi, başlığın bir ‘metafor’ olduğunu düşünmeyin diye yazdım. Çünkü memleketin hali, olup bitenler, olup bitmeyenler ‘sirkhane’ diye adlandırılmayı fazlasıyla hak ediyor. Ediyor da bazen metaforla gerçeğin birbirine karıştığı, aynılaştığı, hatta birbirlerinin yerine geçtiği olmaz mı? Olmaz olur mu? Üstelik öyle olur ki metafor gerçekliğin yerini tümüyle alır. Şaire, yazara, sanatçıya da yeni bir sanat felsefesi, yeni bir sanat dili oluşturmak için uğraşmak kalır. Aslında bugün düşünmedim bunu. Belki hiç düşünmedim bile demeliyim, çünkü hayatın biraz da okumak ve yazmaktan mürekkep olduğunu bilen herkesin doğal olarak aklına gelmiştir, benim de yıllar önce aklıma geldiydi. Gelince de şöyle bir şey yazdıydım: “mecaz şehirde geçmiyor/şiddetli bir gerçek var/ki hece bile istemiyor:/ Gerçek olan tek şey gerçek/para eden tek şey para/şehirde aruz geçmiyor/başkası kâr etmiyor.” Mecaz, metafor. İnsan ‘eşrefi mahlukat’sa, yaratılmışların en şereflisi ise bu ‘şerefli’nin de hayvanlarla, doğayla birlikte bu onuru paylaşması, sürdürmesi gerekmez mi? Türcülüğün tehlikeleri ve hiyerarşinin zararları ortada. Ve insan bir kezliğine geldiği dünyayı, madem ki hayat kısa anlayışıyla, bir ‘sirkhane’ye çevirme çabasında, en azından buna ya ortak oluyor ya da seyirci kalıyor. Pişmanlık ve özeleştiri vakti. Tel cambazlarının gösterileriyle büyümüş bir çocuk olarak ben de geçen yıl bu ‘eğlence’ye seyirci kaldım! O yıllarda henüz Kemal Burkay’ın “Belki şehre bir film gelir” dizeleri yoktu dilimizde, varsa da henüz okumamıştım. Şehre film de gelirdi, Eskişehir’de mahallemizin açıkhava pazarında cuma akşamları film de gösterilirdi, yılda iki kez de tel cambazları konuk olurdu mahallemize, bize biraz yukardan bakarak! O kadar da yukarıdan baksınlar, biz aşağıda hem nefeslerimizi tutardık hem de büyüklerimizin ellerini. Bursa’dan Rifat Telgezer, Eskişehir’den Karagülle kardeşler bildiğim en ünlü cambazlardı. O zamanlar şehre sirk gelmezdi, en azından taşraya gelmezdi diyelim. Sokaklardan ayı oynatanlar geçerdi, biriki kez izlemiştim onları da. Geçen yıl, kızım Nar, üç yaşındayken onu sirke götürmek suçunu işledik! Bir anlık aymazlık mı demeli duyarsızlık mı yoksa çocuğumuz sirk eğlencesini görsün diye hiç düşünmeden yaptığımız ‘safdil’ bir eylem mi? Sabah erken bir saatte pek ünlü bir Avrupa sirkine girmek üzereyken birden yakaladım kendimi: Ben ne yapıyorum? Tam o anda da sirkin kapısında bildiri dağıtan, sanırım ‘Hayvan Özgürlüğü İnsiyatifi’ üyelerine de yakalanmış oldum: ‘Siz de mi?’ dedi gözlüklü bir genç. Gözlük ve sakalımdan doğru beni birisine benzetmiş olmalıydı. ‘Ya... Aslında... Arkadaşlar... Bilet... Çocuklar...’ filan diye kekeleyip bin utançla girdik çadırın kapısından. Suçu çocuğuma atmıştım, oysa Nar üç yaşındaydı ve elbette bizim seçimimizdi sirk. Sonrasını ‘Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi’nin bildirisinden özetleyeyim: “Sirkler hayvanlar için eğlenceli değildir! Sirkler, hayvanlara yapılan zulüm, zorlama ve tutsaklık nedeniyle birer işkence merkezidir. Zorlamayla, işkenceyle, şiddetle eğitilen hayvanlar, zorunlu çalışma sisteminde, cinnetin eşiğinde olan toplumun kargaşasında ufalanan, yaşamayı, gülmeyi unutmuş insanları eğlendirmek için adeta ‘tüketilecek’ mal muamelesi görür. Bu hayvanların doğal ortamlarına hiçbir şekilde uymayan daracık alanlarda ve ortamlarda, çok kısıtlı temel gereksinimleri sağlanarak sadece yaşamalarına izin verilir. İstenildiği gibi eğitilmeleri için aç bırakılır. Eğitimlerde çivili sopa, kırbaç, elektroşok çubuğu, kanca gibi işkence aletleri kullanılır. Kafesler içinde sürekli bir tutsak hayatı yaşarlar. Bu zalim sektöre destek olmayın!” Bu ‘gösterinin sürmesi’ne seyirci olmayalım, hayvanlara yapılan işkenceye sessiz kalmayalım! Sirkhane ‘Hikâye yok, insan var’ ÖZLEM ALTUNOK ADANA Sıkıcı bir taşra kenti, anayasa hukukçuları, yalanlar, Celal Tan, ailesi, bir ceset, ihanet, görmek, inkâr etmek… Onur Ünlü dördüncü uzun metraj filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”nde yine “tuhaf” bir hikâyeye el atıyor. “Leyla ile Mecnun” dizisini bilenler bilir, “saçma”nın yardımıyla insanın karanlık yanlarıyla, aile ve ahlak kavramıyla uğraşan Onur Ünlü ve ekibi Altın Koza’dan En İyi Film, En İyi Senaryo ve tüm oyunculara değer görülen Jüri Toplu Performans Özel Ödülü ile döndü. Bir tiyatro kumpanyası gibi çalışan ekipte kimler yok ki; Selçuk Yöntem, Güler Ökten, Bülent Emin Yarar, Tansu Biçer, Ezgi Mola… Onur Ünlü’yle Adana’da “onlar”ı konuştuk. ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’nin derdinizi en iyi anlattığınız film olduğunu düşünüyor musunuz? Düşünüyorum. Hatta yazdığım en iyi şey olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok fazla karakter var hepsi ayrı ayrı, güzel çalışıyor, güzel ilişki kuruyorlar, bir sürü detay var, meselesini iyi anlatıyor, farklı yerlere sert bir şekilde gidiyor ama dağılmıyor... Bütün bunlar kendi kendime söylediğim şeyler, yanlış anlamayın. Başardım anlamında değil de, metin üzerine düşündüğümde bunları görüyorum. Mesela herkesin her şeyi gördüğü bir durumla başlıyoruz filme ve ondan sonra bir yere doğru gidiyoruz. Genelde filmlerin sonunda gördüğümüz şeyi başta göstermek kolay değil. Bunu belirli ölçüde kıvırabil ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’nin yönetmeni, “Ben anlar üzerine yazıyorum, hikâyeye inanmam” diyor, “Sinemada karakterler, durumlar, imajlar vardır. nsanı zaaflarıyla, kötülüğüyle beraber seversin.” diğimi düşünüyorum. Birkaç tane fikirle bir çeşit meydan okuma senaryosu haline geldi benim için Celal Tan ve Ailesi. Peki hikâye nasıl çıktı? Gerçekten bir gün ailemizden biri sinirle eve girdi. Biz de ona gerçekten doğum günü sürprizi yapmak için hazırlanmıştık, ev karanlıktı. “Aha” dedim “şimdi o sinirle karanlıkta birini öldürse ne olur!” Bu kadar basit hikâyesi... Elbette bu bir fikir, senaryo yapmaya yetmez ama kıvılcımı ateşler. Ondan sonra aile meselesi, ahlak sorgulaması devreye girdi. Ben anlar üzerine yazıyorum, hikâyeye inanmam. Bence sinema hikâye anlatmaya uygun bir form değil, sinemada karakterler, durumlar, imajlar vardır. Bunları mümkün mertebe tatlı ve toplamda bir tek şey söylemek üzere organize etmek meselesidir. Celal Tan ve ailesinin tuhaf hikâyesini izlerken “saçma” üzerinden aslında aileyi, hukuk sistemini, çıkar ilişkilerini de anlatıyorsunuz. Üstelik bunu neredeyse hiçbir şey demeden, insanın karan lık yanlarını göstererek yapıyorsunuz… Zaten iddia da burada, evet “saçma” bir yerden girip “saçma” şekilde ilerleyip ama sonunda insanın kendisiyle ilgili bir yere varabilme iddiası. İnsandan çıkıp insana konmak zorundasın, yoksa olmaz. Dağılır gider. İnsanın acziyetiyle ilgileniyorum. Karakterleri yaratırken de insanın en berbat kötü tarafını alıp ortaya koymak hoşuma gidiyor. İnsanı zaaflarıyla, kötülüğüyle beraber seversin. Çünkü trajik olana en yakın o. Edebiyatta, sinemada “kara” dediğimiz şey suç, ceset ayrılmaz parçasıdır bu işin. Bir insanın suç işleme anı, buna günah diyebilirsin, ne dersen de, o anın büyüleyici ve insana en yakın an olduğunu düşünüyorum. Karakterleri de oralarda dolaştırdığım zaman insanla ilgili daha fazla veri aldığımı düşünüyorum. Bir tiyatro kumpanyası gibi ekibiniz, yeniler katılıyor, hep beraber düşünüyor, kafa yoruyor, eğleniyor gibi görünüyorsunuz.. Samimiyetle söylüyorum o ekibin parçası olmak, bizden “onlar” diye bahsedilmesi çok hoşuma gidiyor. Bir püf noktası varsa herkesin fikrini işin içine katmaya çalışıyorum. Benimkinden daha iyi bir fikri niye dışarıda bırakayım ki? Hep beraber dahil olmaya çalışıyoruz. ALTIN KOZA F LM FEST VAL VE BÜYÜK ÖDÜL GECES NDEN ZLEN MLER En yi Kadın Oyuncu Ödülü Aslan ve Yeltan’ın En İyi Film: “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi” (Yönetmen: Onur Ünlü) En İyi Yönetmen: Cemil Ağacıkoğlu (“Eylül”) En İyi Senaryo: Onur Ünlü (“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”) Jüri Özel Ödülü: “Aşk ve Devrim” (Yönetmen: Serkan Acar) SİYAD En İyi Film: “Gelecek Uzun Sürer” (Yönetmen: Özcan Alper) Yılmaz Güney Ödülü: “Gelecek Uzun Sürer” (Yönetmen: Özcan Alper) En İyi Görüntü Yönetmeni: Feza Çaldıran (“Gelecek Uzun Sürer”) En İyi Erkek Oyuncu: “Durukan Ordu” (“Gelecek Uzun Sürer”) En İyi Kadın Oyuncu: Hatice Aslan (“Vücut”) ve Görkem Yeltan (“Eylül”) En İyi Sanat Yönetmeni: Adalı Aksoy (“Aşk ve Devrim”) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Tuna Orhan (“Memleket Meselesi”) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Şeyla Halis (“Vücut”) Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Hakan Kurtaş (“Vücut”) ve Gün Koper (“Aşk ve Devrim”) Umut Veren Genç Kadın Oyuncu: Deniz Denker (“Aşk ve Devrim”) En İyi Kurgu: Taner Sarf (“Eylül”) Jüri Oyunculuk Özel “Toplu Performans” Ödülü: “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”nin bütün oyuncuları. En İyi Müzik: Mustafa Biber (“Gelecek Uzun Sürer”) Adana İzleyici Jürisi Ödülü: “Simurg” (Yönetmen: Ruhi Karadağ). Ses Tasarımı: Burak Topalakçı (“Kaybedenler Kulübü” ve “Eylül”) Bu yıl festival daha canlı ve renkli geçti. Yerli ve yabancı 238 film gösterildi. Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması festivalin en çok ilgi gören bölümüydü. Dayanışma Gecesi’nde sinema emekçileri ve yeni yüzleri halkla buluştu. SAVAŞ KÜRKLÜ Piyanist Alantar’ı kaybettik Haber Merkezi Dünyaca ünlü ressam Erdal Alantar’ın eşi piyanist Sevinç Alantar Paris’te yaşamını yitirdi. İstanbul Amerikan Kız Lisesi’nden mezun oluktan sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ni kazanan Sevinç Alantar eğitim yıllarında tanıştığı ressam Erdal Alantar’la hayatını birleştirdi. Birlikte Gâzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olan çift aynı yıl İtalya’dan burs kazanınca 1 yıl Floransa’da kendi branşlarında eğitim aldı. 1959’da ise Paris’e geçen Sevinç Alantar, Cachan Konservatuvarı’nda 30 yıl solfej öğretmenliği yaptı. Alantar, Türkiye’nin ilk soyut ressamı olan Erdal Alantar’la birlikte 51 yıl Paris’te yaşadı. Sevinç Alantar’ın cenazesi İstanbul’a getirildikten sonra hafta sonu Büyükada’da toprağa verilecek. ADANA Uluslararası Altın Koza Film Festivali, sinemanın Jüri Oyunculuk Özel “Toplu Performans” Ödülü’nü “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”nin bütün oyuncuları adına Selçuk Yöntem aldı. kazananlarının açıklandığı “Büyük Ödül Gecesi” ile sonlandı. mar Sinan Açık Hava Tiyatrosu’nu dolduran binBu yıl 18. kez gerçekleşen festival, önlerce sinemasever tarafından dakikalarca alcekilere göre daha canlı, coşkulu ve renkışlandı. kli geçti. Bunda, Nuri Bilge Ceylan, Altın Koza Film Festivali’de bu yıl bir ilk yaDerviş Zaim, Ali Özgentürk, Yılmaz şandı. Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film FesErdoğan gibi ünlü sinema adamları ve tivali’nden ödülle dönen “Bir Zamanlar AnaMuzaffer İzgü gibi yazarların katılımı dolu’da” adlı filmi Türkiye’de ilk kez Adanave “Onur Ödülleri Gecesi”, “Sinema lı sinemaseverlerle buluştu. Dayanışma Gecesi”, “Adanalılar Gecesi”, “Sinema Müzesi”nin açılışı giıfat Ilgaz’a saygı bi etkinliklerle, sanatçıların halkla adeÜnlü yazar Rıfat Ilgaz, “Rıfat Ilgaz 100 Yata kucaklaştığı “Sevgi Korteji”nin roşında” söyleşisiyle anıldı. Oğlu Aydın Ilgaz ve lü büyüktü. yönetmen Yusuf Kurçenli, “Hababam SınıFestivalde, yerli ve yabancı 238 film, fı”nın yazarıyla olan anılarını aktardılar. dört ayrı salonda 714 gösterimle ücret“Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması” ise fessiz olarak halka sunuldu. tivalin en çok ilgi gören bölümüydü. Jüri BaşBir dizi panel, sergi, söyleşi, kongre En yi Yönetmen ve konserlerin de gerçekleştirildiği fes Ödülü’nü ‘Eylül’ kanı yönetmen Reis Çelik, katılan filmlerin konularının zenginliğinin çok iyi olduğunu betivalin, “Sinema Okullarda” bölümünfilmiyle Cemil de binlerce öğrenci film izleme olanağı Ağacıkoğlu aldı. lirttikten sonra ödül kazananları açıkladı. Buna göre, kurmaca dalında Bilgi Üniversitesi’nden buldu. Can Eren’in “Baydara Edra’nın Kaderi” adlı Adana’nın dillerden düşmeyen, “yazfilmi en iyi film seçilirken, jüri özel ödülü İstanlık sinema” geleneği ise Optimum Alışbul Kültür Üniversitesi’den Veysel Cihan Hızar’ın veriş Merkezi ile Çukurova Üniversite“Adem’in Kuyusu” adlı filmine verildi. Belgesel si Amfi Tiyatro’da sürdürüldü festival bodalında ise, Selçuk Üniversitesi’nden Canan Alyunca. Ayrıca, işitme engellilere yönelik tunbulak’ın “Bir Avlu Bir Kent” filmi ödülü alır12 ayrı filmden oluşan, “Uluslararası ken, Erciyes Üniversitesi’nden Mustafa Çağlar Engelsiz Film Festivali Seçkisi” gösteİlim ve Hasan Basri Özdemir’in “Toruk” filmi rimi de gerçekleştirildi. jüri özel ödülüne layık görüldü. Festival kapsamında, MazharFuat18. Uluslararası Adana Altın Koza Film FestiÖzkan, Haluk Levent, Kubat, Funda vali, Merkez Park Amfi Tiyatro’da düzenlenen görArar, Alişan ve Leman Sam’ın sahne kemli bir geceyle sona erdi. Onur Ünlü’nün yöaldığı konserler ise festivalin ayrı bir rennettiği, “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Higi oldu. kâyesi” en iyi film ödülüne değer görülürken, Yılakikalarca alkış maz Güney Ödülü Özcan Alper’in “Gelecek Adana zleyici Nebahat Çehre ve Kadir İnanır ile Jürisi seçimini Uzun Sürer” adlı filmine verildi. En İyi Yönetmen Ödülü ‘Eylül’ filmiyle Cemil yönetmen Ali Özgentürk’e geleneksel Ruhi Karadağ’ın Ağacıkoğlu’nun olurken, Adana İzleyici Jürisi se“Yaşam Boyu Onur Ödülleri”nin veyönettiği çimini Ruhi Karadağ’ın yönettiği “Simurg”dan rilmesiyle başlayan festivalde “Sinema “Simurg”dan Dayanışma Gecesi”nde sinemanın emek yana kullandı. yana kullandı. Yarışmada Hatice Aslan “Vücut”, Görkem çileri ve yeni yüzleri halkla buluştu. Yeltan ise “Eylül” filmlerindeki rolleriyle En İyi Aralarında Şerif Sezer, Altan Günbay, Yusuf Sezgin, Nur Sürer, Yılmaz Köksal, Tijen Par, Kadın Oyuncu ödülünü paylaştı. En İyi Erkek Oyuncu Süleyman Turan, Mine Soley, İrfan Atasoy, Kuzey ödülü ise “Gelecek Uzun Sürer”deki rolüyle Durukan Vargın, Nuri Alço, Yüksel Arıcı, Cengiz Sezici, Ay Ordu’nun oldu. Festival jürisi ayrıca “Celal Tan ve Aiten Unucuoğlu, Tuğrul Meteer, Nazan Ayas ve Ya lesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi” oyuncularına toplu vuz Karakaş gibi isimlerin bulunduğu sanatçılar Mi performans ödülü verdi. R D C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle