17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 25 EYLÜL 2011 PAZAR 4 HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu, İstanbul programı kapsamında gazetemizin Şişli’deki binasını ziyaret etti Damak Şairinin Türk Mutfağı Sevgili, Şimdiki bilgisayar çocuklarının kitap ile ilişkileri nedir, daha ne zamana kadar kitap olacak, kitap okumak bir gün bitecek mi, kitap bitse bile içinde bilginin kodlandığı başka bir şey yerini almayacak mı? Bunların yanıtları, bu konuda öngörüler vardır. Ama ben bilmiyorum. Sona eren bir dönemin grubunda, dönülmez akşamın ufkunda, tümünü göremeyeceğim yeni bir dönemin şafağındayız. Ama benim kitap ile ünsiyetim, sanırım senin de öyle olmuştur, resimlerine bakmakla başlar. Onun için de resimli kitapları severim. Yaşamımda en sevdiğim kitap da yine resimli, hem de yazarı tarafından resimlenmiş bir kitap olan “Küçük Prens”tir. Saint Exupery’nin şiirsel duyarlığı yalnızca sözcüklerine değil, şeffaf tenli Küçük Prens’i resmettiği çizgilerine de yansımıştı. Bugün sana, yine yazarı tarafından resimlenmiş, üstelik çok güzel resimlenmiş bir kitaptan, dostum Daniel Colagrossi’nin “Alafranga Türk Sofrası”ndan söz edeceğim. Ama dilersen Daniel’in kitabından önce, kendisinden söz edeyim biraz. Edeyim de nereden başlayayım? Şairliğinden mi, ressamlığından mı, fotoğrafçılığından mı, aşçılığından mı? Bu pek kendine özgü dostum aynı zamanda eski bir rugby oyuncusudur ama bu yanının konumuzla pek ilgisi yok, tıpkı her zaman eleştirecek ve hır çıkaracak bir şey bulmakta üstat olması gibi... Dilersen bir fikir vermek üzere, Türkçesi Özgür Mumcu’nun olan aşağıdaki dizelerine birlikte göz atalım: “Ben yasak meyvanın incisi olmadan cennetin cismi Kabuklarımın hesabı tuzludur amma, çiğnemeden zevk yutulur karşılığında... Ve bahsetmiyorum boğulan Havva’nın dişine sıkışmış olan elma çekirdeğinden...” 20. yüzyıl Fransız sanatında seçkin bir yeri olan Roland Topor’un aziz dostu Daniel, 17 yıldır bir ayağı Türkiye’de yaşıyor, İstanbul’u en az âşığı olduğu Paris kadar seviyor. Ama mutfakta hünerin eskiyi en iyi şekilde taklit olarak algılanmasını eleştiriyor ve eski bir profesyonel aşçı olarak, bize dost katkısı olmak üzere “Alafranga Türk Sofrası” kitabını sunmuş bulunuyor. Hem metin hem de resim olarak çok ilginç bulacağına emin olduğum kitabı (Boyut) mutlaka alıp, tarifleri denemeni tavsiye ederim. Bunlardan tattığım, çok beğendiğim, “anasonlu çiğ sardalye filetoları”nı kısaltarak anlatayım: “16 sardalye kılçıkları ayıklanıp temizlenir. 15 tane karabiber, 2 yıldız Çin anasonuyla, 5 dakika boyunca hafif ateşte ısıtılmış ve ılıtılmış zeytinyağa yatırılır. Marine olmaya bırakılmış sardalyeler, 2 saat sonra süzülür. İkişer sarı, kırmızı biber küçük küpler halinde doğranır. 1.5 demet saplarından ayrılıp, ayıklanmış maydanoza 3 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 çorba kaşığı balzamik sirke, tuz ve biber eklenir, bunlar orta boy bir tabağa maydanozlar, biberlerle karıştırılarak, ortada kubbe oluşturacak şekilde koyulur, süzülmüş sardalyeler bu kubbenin üstüne dizilir ve kızarmış ekmekle birlikte servis yapılır..” Ben tarifi yer darlığından, kısaltarak yazdım. Yalnız çok önemli bir uyarı var ki ihmale gelmez. Bu tarif ancak sardalyelerin çok taze olması halinde geçerlidir, yok balık taze değilse, zinhar denemeye kalkma! ‘Kalkan olmak istemiyoruz’ İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Zeytinburnu İlçe Teşkilatı’nın “İsrail Kalkanına Hayır” adlı imza kampanyasına destek verdi. Kılıçdaroğlu, “Bu bölgede barış, huzur içinde, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ne birilerine kalkan ne birileri için silah bulundurmak istiyoruz. İstediğimiz, barışı bu bölgede egemen kılmaktır” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, AKP’nin ülke yönetimini “sıfır terörle” devralmasına karşın, son dönemde Türkiye’de tırmanan şiddet olaylarını da eleştirdi. Kılıçdaroğlu, İstanbul programı kapsamında gazetemizin Şişli’de bulunan binasını ziyaret ederek yöneticiler ve yazarlarla sohbet etti. Odatv davası kapsamında halen cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Nedim Şener’in kendisiyle telefonda yaptığı “başsağlığı” görüşmesinin dava dosyasında yer almasına ilişkin Kılıçdaroğlu, “Bakalım HSYK duyarlılığını gösterip, gereğini yapacak mı? HSYK, ‘bu görüşmenin dava ile ne ilişkisi var?’ diyebilecek mi? Hiç sanmıyorum. Tam aksine HYSK, bunu yapanların sırtını sıvazlayacaktır” dedi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın BDP’li milletvekillerinin 1 Ekim’den önce TBMM’ye gelmeyerek yemin etmemeleri durumunda “istifa etmeleri, etmezlerse azledilmelerinin gerektiği” yönündeki açıklamasına da Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Milletin iradesi ile seçilmiş vekilleri ancak millet azleder. Böyle bir yasal süreç kesinlikle yoktur. Herkes had Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazı neydi? Devlet memuru olduğu 1974’te dönemin başbakanı Süleyman Demirel’i ağır bir dille eleştiren bir yazı kaleme aldığını ve söz konusu yazının gazetemizde yayımlandığını anlatan Kılıçdaroğlu, 2011 yılında ise bir devlet memurunun başbakanı eleştirmesinin söz konusu olamayacağını, bu durumun da Türkiye’deki demokrasi anlayışının en önemli göstergesi olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemizin Şişli’deki merkezini Gehnel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, stanbul Milletvekili Aydın Ayaydın ve l Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, Genel Yayın Yönetmenimiz brahim Yıldız , Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Güray Öz, Haber Müdürümüz Hakan Kara, yazarlarımız Şükran Soner, Leyla Tavşanoğlu ve Hikmet Çetinkaya ile gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ( Fotoğraf: VEDAT ARIK) GAZETEM ZDE GÜNDEM YORUMLADI dini bilecek. Millet nasıl seçtiyse, öyle götürmeyi de bilir” dedi. Kılıçdaroğlu, “İsrail Kalkanına Hayır” imza kampanyasına destek vermek için Zeytinburnu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hiçbir zaman egemen güçlerin taşeronu, sopası, ağzı, dili, kulağı olmasını istemediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, halka yalan söyleyen bir siyasal iktidar da istemediklerini vurgulayarak “Halka yalan söylüyorlar, kandırıyorlar. Bizi İsrail’in avukatı olmakla suçladılar. Şimdi onlara so Herkes haddini bilecek Halka yalan söylüyorlar ruyorum; mayınlı arazileri 44 yıllığına, üstelik ihalesiz kime vermek istediniz? Buna kim karşı çıktı? CHP. Kim Anayasa Mahkemesi’ne götürdü? CHP. Kimse CHP’yi birilerinin avukatı olarak suçlayamaz. Biz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının avukatıyız” dedi. Esnafa destek Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında Arif Polat isimli bir yurttaş da, “Hukuk dışı bir işlem var” diye seslenerek Zeytinburnu Sanayi Sitesi’nde geçtiğimiz günlerde yapılan yıkımı protesto etti. Kılıçdaroğlu, Po lat’a “Hukuk dışı bir işlemin olduğunu biliyorum. Yargı kararına karşın da yıktıklarını biliyorum. CHP’nin Zeytinburnu ve İstanbul örgütü sizin yanınızda olacak. Siz çalışıyorsunuz, alınteri döküyorsunuz, emek harcıyorsunuz. Bize düşen bir görev var sizi desteklemek” dedi. Kampanyaya Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Tekin ile CHP İstanbul Milletvekilleri Aydın Ayaydın ve Süleyman Çelebi de katıldı. Bu arada Kılıçdaroğlu, kalabalık nedeniyle kampanya için imza atamadan meydandan ayrıldı. AKP bize yanıt vermek zorunda Parlamentoda CHP’nin birçok konunun tartışılmasını sağlayacağını ve soruların muhatabı olan AKP iktidarı yöneticilerinin artık kaçamayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, “Çıkıp sorularımıza yanıt vermek zorunda kalacaklar. Zaten bu tartışmalar yüzünden Meclis TV kapatılmak isteniyor. Recep Tayyip Erdoğan ‘Meclis TV şov yeri oldu’ diyerek bu isteği gözler önünü sermiştir. Başbakan’ın bu cümlesine en büyük tepkiyi, Meclis Başkanı vermeliydi. Ama sıfır. Başbakan parlamentonun ne olduğunu dahi bilmiyor ki” dedi. Kılıçdaroğlu, tutuklu vekillerle ilgili iktidar kanadının tutukluluk sürelerinin uzunluğu konusunda çalışma yaptığını anlattı. Sıfır terörle devraldılar Kılıçdaroğlu, hükümetin terör konusunda başarısız olduğunu belirtirken Rum Kesimi’yle sondaj krizi için de ‘Dededen kalma Piri Reis’le bu işin çözülmez’ dedi Kılıçdaroğlu, İstanbul’a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin soruları üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın teröre karşı İran’la ortak adım atılacağına ilişkin açıklamasını şöyle değerlendirdi: “Terör konusunda hükümetin girişimleri maalesef başarısızlıkla sonuçlandı. Sıfır terörle devraldılar, şimdi terör Türkiye’nin en temel sorunlarından birisi haline gelmiş durumda. Yeni bir politika izliyorlar, öyle anlaşılıyor. İran ile ortak operasyon yapacaklar, 1990’ların başına yeniden dönüp özel güvenlik güçleri yetiştirecekler. Silahla bu işin çözülemeyeceğini öteden beri söylemiştim. Siyaset kurumunun terörü sonlandırma konusunda politika, çözüm üretmesi lazım. Bu konuda gerekirse bütün siyasi partilerin, kamuoyunun desteğini almak gerekiyor. Eğer böyle bir adım atılırsa CHP olarak her türlü desteği vermeye hazırız.” ‘Teslimiyet’ Kılıçdaroğlu, Akdeniz’de Rum Kesimi’nin sondaj çalışmalarına karşı hükümetin politikalarını nasıl bulduğunun sorulması üzerine de, “tam bir teslimiyet” dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Önce karar aldılar, ‘doğalgaz, petrol arayacağız’ diye. Ses çıkmadı. Ufaktan işte ‘asarız, keseriz, savaş ilan ederiz’ dediler. Karşı taraf ‘hiçbir şey yapamazsınız, biz bildiğimizi okuruz’ dedi. Bizim yaptığımız ise çok eskilerden kalma, dedelerden kalma bir Alman gemisi Piri Reis’i çıkarmak oldu. Eğer Piri Reis ile bu iş çözülecekse ve bunu umuyorlarsa, bu işin çözülmeyeceği belli. Öte yandan Sayın Erdoğan, Amerika’ya bir güvence verdi.” Utancı miras bırakacaklar Kılıçdaroğlu, kamuoyunda HSYK’nin taraflı olarak atandığının tartışıldığı yargıçlar hakkında ise “Onlar yargıç falan değil. O yargıçların çocuklarına bırakacakları en büyük miras utançtır. Onlar iktidarın güdümündeki devlet görevlileri” diye konuştu. Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara da değinen Kılıçdaroğlu, “Gazetelerin ekonomi sayfalarına baktığınız zaman her şey güllük gülistanlık. Türkiye’de devalüasyon yaşandı. Bunun faturası, önümüzdeki birkaç ayda halka çıkacak” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, kadın ve gençlerin CHP’ye üye olmasını istedikleri için kadın ve gençlere yönelik “kota” uygulaması başlattıklarını anlattı. SP’DEN ERGENEKON ÇIKIŞI ‘ABD karşıtları temizleniyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SP Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk, partinin Ergenekon konusundaki politikalarına ters bir çıkışta bulunarak, “Ordudaki Amerikan karşıtları temizleniyor. Ordunun Amerikan karşıtlığı yok ediliyor” dedi. Asiltürk, partinin il başkanları ve il müfettişleri toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Ergenekon davasıyla ilgili sürpriz açıklamalarda bulundu. Asiltürk, şunları söyledi: “Bugün görevde aynı şeyi birlikte yapan insanlar var. Niye bu grup alınıyor. Çünkü bu grup aynı zamanda Amerikan karşıtı. MGK bir beyanatta bulunmuştu. ‘Rusya, Çin, İran ile bizim görüşmeler yapmamız, yeni ittifaklar arayışı içerisinde olmamız lazım’ dedi. Ergenekon’dan hesap veriyor. Yalnızca Amerikan karşıtları hesap veriyor. Birbirleriyle ilişkileri de yok. Kimi mukaddesatçı, kimi solcu, kimisi milliyetçi. Bunlar bir araya gelmiş de değil. Bir tek ortak noktaları bu. Bunların hepsi bu memleketi biz Amerika’nın istediği şekilde, Amerika’ya hizmet eder şekilde ordunun kullanılmasına engel olan Amerikan karşıtları, onlar temizlendi. Niçin? İran’a saldırıldığı zaman, ordunun bütün gücüyle Amerika’nın yanında olmasını sağlamak. İstekleri, hedefleri, yöneldikleri gaye bu.” ‘Görüşmem hangi gerekçeyle iddianamede’ Kılıçdaroğlu, stanbul’daki temaslarının ardından akşam da Orhan Kemal Müzesi’ni ziyaret etti. Müzeye giriş sırasında gazetecilerin “Nedim Şener ile telefon konuşmalarınız Odatv iddianamesi’ne girmiş” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Gazeteciyle yaptığım telefon görüşmesi iddianamede yer alıyor. Hangi gerekçe ile yer alıyor? Ben anlamakta zorluk çekiyorum. Herhalde HSYK’nin dikkatini çekmiştir” dedi. (Fotoğraf: AA TOLGA ADANALI) Genelkurmay’ın Ergenekon zanlılarında ele geçirilen belgelerle ilgili raporu hazır Gücümüz halkın gücü AKP iktidarını halka şikâyet eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Onları halka şikâyet ediyorum. Çünkü çözümün adresi halktır. Gücümüzü halktan alacağız. Onlara söz verdik, halka yalan söylemeyeceğiz. Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayın. Dik durun, onurlu durun. Bir kişi bile kalsa bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Sakın pes etmeyin, korkmayın, sakın ola ki ‘Daha da üstümüze gelirler’ diye düşünmeyin. Bedel ödemek varsa, o bedeli en başta ben ödeyeceğim.” Medyanın susturulduğuna ve otosansür uygulandığına da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, bedel ödenmeden aydınlığın yakalanamayacağını, gerekirse bedelin ödeneceğini vurguladı. ‘TSK belgelerinde tahrifat var’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da aralarında olduğu 12’si tutuklu 14 şüpheli hakkında açılan davanın ek klasörlerinde Genelkurmay’ın şüphelilerde ele geçirilen belgeler hakkındaki hazırladığı rapor yer aldı. Genelkurmay, Ergenekon dosyasındaki TSK belgelerinde tahrifat yapıldığını tespit etti. Ek delil klasörlerinde yer alan yazışmalara göre soruşturma savcılığı, sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan’da bulunan belgeleri Genelkurmay’a gönderdi. Savcılık, Genelkurmay’dan söz konusu belgelerin “devletin güvenliğine ilişkin belgeler BALYOZ’DA 4 ASKERE DAHA TUTUKLAMA stanbul Haber Servisi Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilen ve aralarında Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek’in de bulunduğu dört muvazzaf subay tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne gönderildi. Bir asker serbest bırakıldı. Beş asker önceki gün soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından sorgulanarak nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. sinin TSK’ye ait olmadığı, 9 tanesinin güncelliğini yitirdiği belirtildi. 4 belgenin ise gizlilik derecesine sahip olduğu ve gizliliklerinin kalkmadığı belirtildi. 16 tane belgenin TSK’ye ait olmadığının belirtildiği raporda, gönderilen belgeler arasında TSK’ye ait bazı belgelerin bulunduğu ancak bu belgeler üzerinde tahrifat yapılarak sahte olarak üretildiği vurgulandı. Genelkurmay, “Söz konusu belgelerin üzerinde tahrifat yapılmak suretiyle sahte olarak üretildiği tespit edilmiştir. Askeri savcılık tarafından soruşturma açılmış ve neticesinde olayın failleri hakkında kamu davası açılmıştır” dedi. olup olmadığını, gizliliklerinin kalkıp kalkmadığını ve belgelerin şahıslarda olmasında sakınca olup olmadığını” sordu. Savcılığın talebi üzerine gönderilen 29 adet belge incelendi. “İç tehdit unsurları”, “terörle etkin mücadele”, “Türkiye’deki aşiretlerle ilgili bilgiler”, “İs 16 belge TSK’ye ait değil Raporda 29 adet belgenin 16 tane C MY B C MY B rail devleti ve şirketlerinin GAP bölgesinde yaptığı çalışmalar” konulu belgelerin incelenmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na rapor gönderildi. Kamu davası açıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle