17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 25 EYLÜL 2011 PAZAR [email protected] 10 EKONOMİ 4C’li 5 aydır ‘aile ve çocuk yardımı’ bekliyor TürkBüro Sen Genel Başkanı Yokuş, aile yardımı verilmeyen tüm kamu çalışanlarının 1 Ocak’tan itibaren bu haktan yararlanmaya başladığını ancak 4/C’li çalışanların mağdur olduğunu belirtti. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Kamuda çalışan yaklaşık 47 bin 4C’li personel, hükümetin 5 ay önce açıkladığı, “4C’lilere de aile ve çocuk yardımı ödenmesi için Bakanlar Kurulu kararı hazırlıyoruz” sözünü tutmasını bekliyor. Türk BüroSen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, “47 bin 4C’linin ailesi yok sayılıyor. Böyle bir adalet olabilir mi?” dedi. Türk BüroSen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş mutabakat sonucunda, daha önce aile yardımı verilmeyen tüm kamu çalışanlarının 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren bu haktan yararlanmaya başladıklarını belirterek, “Ancak hükümet bu düzenlemeyi eksik yapmış ve 4/C’li çalışanlar maalesef kapsam dışı bırakılmıştır. Bu konuda sendikalarımızın açmış oldukları davalar devam etmektedir” dedi. Diğer yandan 4/C’li çalışanların ayrıma tabi tutulmasını öncelikle onların “statüsü farklı” diyerek savunmaya çalışan hükümet yetkililerinin bu anlayışın yanlışlığının farkına vardıklarını dile getiren Yokuş, bu kapsamda 19 Nisan 2011 tarihinde Toplu Görüşmelerden Sorumlu Devlet Bakanı sıfatı ile Hayati Yazıcı’nın “4/C’lilere de Aile ve Çocuk Yardımı ödenmesi için Bakanlar Kurulu kararı hazırlandığını” açıkladığını söyledi. Yokuş, bakanın açıklamasının üzerinden 5 ay geçtiğini, yaklaşık 45 bin civarındaki özelleştirme kapsamında çalışan 4/C’li ile TÜİK’teki 2 bine yakın 4/C’linin bakanın verdiği sözü ümitle yerine getirmesini beklediklerini kaydetti. Yokuş, “Hükümetin 4/C’liler için KHK yetkisini kullanmaması oldukça manidardır. Artık hükümet biraz insaflı olmalı, sayın bakan sözünün arkasında durmalı, 4/C’lilerin de ailelerinin ve çocuklarının olduğunu hatırlamalıdır” dedi. ç Tasarruf Açığı Türkiye ekonomisinin vurgulanmayan önemli sorunlarından biri de iç tasarrufların yetersiz olması nedeniyle, tasarrufyatırım dengesizliği ve açığın dış kaynaklarla fonlanmasıdır. Cari işlemler açığı iç tasarrufların yetersiz olmasının bir yansımasıdır. 20062011 dönemi için Ekonominin Genel Dengesinden bir kesit alarak iç tasarruf yetersizliği, iç tasarrufyatırım dengesizliğini kamu ve özel sektör ayrımı yapılarak rakamsal olarak tablo halinde aşağıda özetlenmiştir. TABLO I İç TasarrufYatırım Dengesi (Tasarruf Açığı) Cari Fiyatlarla (Milyar TL) 2006 I. Kamu Tasarruf Yatırım TasYat. Farkı II. Özel Tasarruf Yatırım TasYat. Farkı III. Toplam Yurtiçi Tasarruf TasYat. Farkı Açık/GSMGH (%) Yurtiçi Tas/GSYH 35.8 29.7 6.1 56.5 107.3 50.8 92.3 44.7 7.8 16.0 2007 20.3 33.1 12.8 110.3 147.4 37.1 130.6 49.9 6.0 15.5 2008 16.4 40.6 24.2 143.9 169.7 25.8 160.3 50.0 5.3 16.9 2009 8.2 42.3 50.5 133.3 103.2 30.1 125.1 20.4 2.2 13.1 2010 (1) 2011 (2) 8.7 52.3 43.6 129.7 142.6 13.2 138.4 56.8 5.2 12.6 9.2 51.3 41.9 153.7 174.8 21.4 163.2 63.0 5.2 13.4 K ÇOCUKLU A LEYE 150 L RA İki çocuklu ailelere yaklaşık 150 lira aile yardımı verildiğini belirten Türk BüroSen Başkanı Yokuş, şunları söyledi: “Hükümet peynir ekmek gibi KHK çıkarıyor. Bunu neden çıkarmıyor? Kamuda çalışan bütün memurlar bu yardımı alacak ancak 4/C’liler alamayacak. Böyle bir adalet olabilir mi? 47 bin 4/C’linin ailesi yok sayılıyor. 4/C’lilerin yüzde 90’ının eşi çalışmıyor. Kamuda en düşük maaşı alanlar da zaten 4/C’liler.” Yokuş, bütün illerde 4/C’lilerin kampanya başlatacaklarını, hazırlayacakları dilekçeleri Başbakanlık’a göndereceklerini, KHK çıkarma yetkisinin sona ereceği 3 Kasım’a kadar sorunun çözülmesini isteyeceklerini bildirdi. Türkİş Genel Başkanı, haklar konusunda geri adım atmayacaklarını söyledi Kıdemi kaptırmayız Kriz nedeniyle rekabet avantajını kaybeden AB’li kimya firmalarının tek tek pazarı terk etmesi Türk yatırımcıların iştahını kabarttı. Kumlu: Eğer konu bize rağmen mevcut hakların budanması biçiminde ete kemiğe bürünürse, bunu hazırlayanlar cevabı, hayatı durduran eylemlerle alacaktır. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, kıdem tazminatının işçinin hayali olduğunu, hayallerden vazgeçilemeyeceğini belirterek “Eğer konu bize rağmen mevcut hakların budanması biçiminde ete kemiğe bürünürse bunu hazırlayanlar cevabı, hayatı durduran eylemlerle alacaktır” dedi. Tükİş’e bağlı Limanİş Sendikası’nın Genel Kurulu, Türkİş Genel Merkezi’nde toplandı. Kurulun açılışında konuşan Kumlu, esneklik, kıdem tazminatı, özel istihdam büroları, bölgesel asgari ücret, işsizlik sigortası fonu konularında, çalışanlar aleyhine düzenlemelerin yeniden gündeme taşınmamasını istedi. Kumlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıdem tazminatı konusunun dillere pelesenk edilmesi son derece üzücüdür. Evet, konu hükümet programında, fon yaklaşımıyla yer almaktadır. Ama hükümet programında yer alan her konunun gerçekleştirilemediği de yıllardır kurulan hükümetlere ve onların programlarına bakıldığında görülecektir. Sayın bakanlarımız konuşuyor, çünkü kamuoyu kıdem tazminatında yapılmak istenen değişikliklere alıştırılmak isteniyor. Ama biz alışmayacağız... Kırmızı çizgimiz, kazanılmış haklarımızdır, aynı hakların hem şu anda çalışanlar için hem de yeni sigortalı olacaklar için muhafaza edilmesidir. İtirazımız, herhangi bir modelle bu hakların geriye götürülmesi, budanmasına yöneliktir. 50 yıldır buna izin vermeyen Türkİş, bundan sonra da vermeyecektir. Eğer konu bize rağmen mevcut hakların budanması biçiminde ete kemiğe bürünürse, bunu hazırlayanlar cevabı, hayatı durduran eylemlerle alacaktır.” (1) Gerçekleşme Tahmini (2) Program GSMHG (Gayrisafi Milli Harcanabilir Gelir) GSYH (Gayrisafi Yurtiçi Hasıla) Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Türkiye KamuSen’den ‘dilekçe eylemi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye KamuSen, 4/C’li çalışanların aile yardımından faydalanması ve kadro sorunlarına çözüm bulunması için Türkiye genelinde dilekçe eylemi başlattı. Türkiye KamuSen’den yapılan açıklamada, uygulamalara bakıldığında kamuda büyük bir ayrımcılık yapıldığının görüldüğü belirtildi. Açıklamada, yaşanan adaletsizlikleri ve 4/C’li personelin durumunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a anlatmak ve verilen sözleri anımsatmak üzere dilekçe kampanyası başlatıldığı belirtildi. Buna göre bir dilekçe metninin kaleme alındığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Türkiye KamuSen yöneticileri, Türkiye çapında tüm 4/C’li personele ulaşarak hazırlanan dilekçeleri imzalatacak ve Başbakan’a gönderecek. Dilekçe eylemiyle 4/C’li çalışanların sorunlarına dikkat çekilmesi ve bu kapsamdaki personelin aile yardımından faydalanması, kadroya geçirilmesi ve durumlarının iyileştirilmesi için gerekli çalışmalara bir an önce başlanması hedefleniyor. Dilekçe eyleminin başarılı olabilmesi için Konfederasyon, Türkiye genelinde 400’ün üzerinde Şube Başkanına bir yazı göndererek, durumun önemine ve yapılması gerekenlere dikkat çekti. Eylem kapsamında Türkiye KamuSen’e bağlı şube başkanları bulundukları bölgelerdeki 4/C’li personele ulaşacak ve kendilerine gönderilen dilekçe örneklerini imzalatarak, toplayacaklar. Ardından dilekçeler toplu halde Başbakan’a gönderilecek ve illerde yapılacak basın açıklamalarıyla da konuya dikkat çekilecek.” Tablo I, yatırımtasarruf farkını, iç tasarruf açığını, açığın gayri safi milli harcanabilir gelire oranını cari fiyatlarla göstermekle beraber, yıllık fiyat artış hızlarının farklı olması nedeniyle, yıllar itibarıyla anlamlı karşılaştırmalara, oranlar dışında olanak vermemektedir. Bu nedenle reel değişmeleri ortaya koyabilmek, yıllar itibarıyla daha anlamlı karşılaştırmalar yapabilmek için aynı tablo sabit fiyatlarla da (1998 fiyatlarıyla) düzenlenmiştir. TABLO II İç TasarrufYatırım Dengesi (İç Tasarruf Açığı) 1998 fiyatlarıyla (milyar TL) I Kamu Tasarruf Yatırım TasYatırım Farkı II Özel Tasarruf Yatırım TasYatırım Farkı III Toplam Yurtiçi Tasarruf TasYatırım Farkı 2006 5.6 4.0 1.6 10.0 14.9 4.9 15.6 3.3 2007 4.8 4.3 0.5 15.8 21.9 6.1 20.6 5.5 2008 4.2 4.7 0.5 17.5 20.9 3.4 21.7 3.9 2009 2.0 4.7 2.7 14.9 13.2 1.7 16.9 1.0 2010 (1) 2011 (2) 3.6 6.6 2.0 16.3 17.6 1.3 19.9 3.3 3.9 5.2 1.3 17.2 26.0 2.8 21.1 4.1 Kimyacı şirket avında MURAT GÜLDEREN İtalya’ya satışlarımız artıyor.” Finansman sorunu çeken büyük şirketlerin iş yapamama durumuna gelmesini fırsat bilen Türk kimya firmaları, Yunanistan başta olmak üzere Avrupa’da şirket avında. Kimyacıların bir yıl içinde en az 50 şirket satın alması bekleniyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şu an AB’de yaşanan krizin Türk ihracatçıları açısından ciddi bir fırsat yarattığını belirterek “Başta kozmetik, ambalaj ve plastik olmak üzere hemen her sektörde büyük fırsatlar var” dedi. Akyüz şöyle devam etti: “Avrupalı şirketler artık bizimle rekabet edemez duruma geldi. Firmalar artık pazardan çekiliyorlar. Almanya, Yunanistan ve Fabrikaları Türkiye’ye taşırız Avrupa’da satın alınan fabrikaların artık Türkiye’ye gelmesinin de lojistik anlamında çok kolaylaştığını anlatan Akyüz, hatta bu noktada ilgili bakanlıkların teşvik de verdiğini ifade etti. Akyüz, son yıllarda kimya ihracatının diğer büyük sanayi sektörlerine oranla daha arttığını anlatarak şunları söyledi: “2007’de 7.4 milyar dolarlık ihracat yaparken 2008’de 13.7 milyar dolara ulaştı. 2009’da azaldı, ardından yine artışa geçti. Bu yıl ilk 6 ayda 8 milyar dolar. Hedef 2050’de 50 milyar dolar.” Akyüz, kimyanın geçen ay 1.5 milyar dolarlık ihracatla tekstilden sonra en fazla ihracat yapan ikinci sektör olduğunu da anımsattı. Kaynak: DPT (1) Gerçekleşme tahmini (2) Program Tabloların ortaya koyduğu Türkiye’nin iç tasarruf oranı, yurtiçi tasarruflar/gayrisafi yurtiçi milli hasıla oranı genelde düşük olup, özellikle 2002 yılından itibaren de yıllar itibarıyla dalgalanmakla beraber düşme eğilimi göstermektedir. 2002 yılında yüzde 20.0 dolayında olan İç Tasarruf Oranı/GSYH oranı 2010 yılında cari fiyatlarla yüzde 12.6’ya değin düştükten sonra 2011 programına göre yüzde 13.4 oranında oluşması beklenmektedir. Türkiye’de giderek artan cari işlemler açığının boyutu da bir yerde iç tasarruf yetersizliğinin göstergesi olmaktadır. İç tasarruflar yetersiz olduğu, göreceli olarak düşme eğilimi gösterdiği gibi, reel olarak, tutar olarak da belirgin bir artış göstermemektedir. Türkiye’nin ekonomik büyüme rekorları kırdığından söz edildiği 2011 yılında dahi iç tasarruflar salt tutar olarak 2008 düzeyinin altındadır. Krizin teğet geçtiğinin savunulduğu 2009 yılında, iç tasarruflar salt tutar olarak yüzde 22.1 oranında azalmıştır. İzleyen yıllardaki artışa karşın, 2008 düzeyine henüz ulaşılamamıştır. Türkiye sabit sermaye yatırımlarının yetersizliğine karşın; iç tasarruflarla yatırımlar fonlanamamakta, iç tasarrufyatırım farkı, dengesizliği sürmektedir. İç tasarrufyatırım açığının, gayri safi harcanabilir milli gelire oranı 2010 ve 2011 yıllarında dahi yüzde 5.2 düzeyindedir. Günümüzde dış açık sorununun çözümü konusunda daha ciddi, etkili önlemler ileri sürülmeye başlanmıştır. Türkiye’de sanayinin üretim yapısının değişmesinin yanı sıra sabit sermaye yatırımlarının artması ve iç tasarrufyatırım farkının daralması hatta dengelenmesi gerekir. Bir ülkede tasarruflar (1) hane halkında, (2) sosyal güvenlik kurumları dahil tasarrufçu kuruluşlarda, (3) kamuda, (4) özel işletmelerde oluşur. Ülkemizde hane halkının tasarruf oranı düşüktür. Genel bir oran verilirse hane halkı harcanabilir gelirinin yüzde 85.0’ını tüketmektedir. Bu yüksek bir orandır. Bankalarda yeterli mevduat artışının olmaması da mevduat/GSMH oranının düşüklüğü de bir yerde hane halkı tasarruf yetersizliğini yaratmaktadır. Türkiye’de, sosyal güvenlik kurumları tasarrufçu değil tersine açık veren kuruluşlardır. Özel emeklilik fonları, hayat sigorta şirketleri yeterince gelişmemiştir. Kısa sürede hane halkının tüketim eğilimini, tüketim kalıplarını değiştirme olanağı sınırlıdır. Tasarrufçu kurumları geliştirmek, en azından bir orta vade gerektirir. Bu koşullarda kısa vadede tasarruf oranının yükseltilmesi kamu gelirlerinin arttırılarak kamuda en azından tasarrufyatırım dengesinin sağlanması, özel işletmelerde de, içsel kaynak yaratma oranının yükseltilmesi, işletme kaynaklarının tüketime dönük kullanılmasının kısılması ile olanaklıdır. İç tasarrufları arttıralım demek doğrudur, ancak bunun yollarını da önermek gerekir. Görüşmeler tıkandı Birinci aşamada tarafların kimler olacağı konusunda anlaşmazlık çıktı Memurlar ile hükümet arasında süren görüşmeler, toplusözleşmenin yöntemi konusunda uzlaşmaya varılmasına karşın, masada memurları kimin temsil edeceği noktasında tıkandı. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Memur konfederasyonları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’nda yapılacak değişiklikler üzerinde süren görüşmeler, masada memurları kimin temsil edeceği noktasında tıkandı. TEŞEKKÜR 01.09.2011 tarihinde vefat eden, 02.09.2011 tarihinde defnedilen, Av. Bedia Muazzez Çörtelek ve Y. Müh. Mithat Çörtelek’in değerli anneleri ile, Av. Bedia Ayşegül Tansen’in sevgili anneannesi, T.C. Maliye Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Takdir Komisyonu Reisliği’nden emekli, 1921 doğumlu, 7 9. Y ILIN DA D İL B AY R A MI Hüseyin Haydar Konuşmacılar Sunan Memur konfederasyonlarının başkanları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik önceki gün Üçlü Danışma Kurulu’nda yeniden bir araya geldi. Yaklaşık 5 saat süren toplantıda toplusözleşmenin yöntemi konusunda yaklaşım ortaklığı sağlandı. Buna göre, toplusözleşme 3 çerçeveli olacak. Birinci çerçevede konfederasyonlar ile hükümet toplusözleşme masasına oturarak genel ücret zammı, yan ödemeler, kamu çalışanlarını ilgilendiren yasa ve yönet melikleri ele alacak. Genel çerçeveyi belirleyecek. İkinci çerçevede, her işkolunda, o işkolundaki sendikalar kurumlarla masaya oturacak, işkoluna özgü sorunları ele alacak. Üçüncü çerçevede de, sendikalar belediyeler ile özel bütçeli kuruluşlar da toplusözleşme görüşmeleri yapacak. Ayrıca KESK’in önerisi ile toplusözleşmenin kapsamına “diğer mali sosyal haklar ve çalışma şartlarına ilişkin koşullar” da eklendi. ALİYE FİKRET TEYMUR (ÇÖRTELEK)’in Cenaze merasimine iştirak eden, taziyelerini bildiren, çelenk gönderen, hayır kurumlarına bağışta bulunan, evimize kadar gelerek acımızı paylaşan, yanımızda yer alan tüm aile yakınlarımıza, dost ve arkadaşlarımız ile; İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetimine, Disiplin Kurulu Başkanı ve Üyelerine; İlgilerini esirgemeyen avukat meslektaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Gülsen Tuncer Ahmet Ercan A.İlhan Gülek Kemal Akan Tarih: 25 Eylül 2011 Saat: 21.00 Temsilde anlaşmazlık Toplusözleşmenin yöntemi üzerinde uzlaşmaya varılırken konfederasyonlarla hükümet arasında genel ücret zammının belirleneceği birinci aşamada tarafların kimler olacağı konusunda anlaşmazlık çıktı. MemurSen, sadece yetkili konfederasyonun bulunmasını istedi. Türkiye KamuSen ile KESK bu öneriye karşı çıktı. Şu anda MemurSen yaklaşık 515 bin üyesi ile yetkili konfederasyon konumunda. Türkiye KamuSen’in 400 bin, KESK’in 232 bin civarında üyesi bulunuyor. İki konfederasyon kendi üyelerinin toplamının MemurSen’i geçtiğini, yaklaşık 630 bin olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Türkiye KamuSen ile KESK, yaklaşık 2 milyon memurun, 515 bin üyesi bulunan MemurSen tarafından temsil edilemeyeceğini kaydetti. İki konfederasyon kendi üyelerinin MemurSen tarafından temsil edilmesini asla kabul etmeyeceklerini belirtti. Bakanlık kanadı, konfederasyonlar arasındaki tartışmalara karışmazken, dinlemekle yetindi. Toplantı perşembeye ertelendi. TSK ve Emniyet’te görev yapan sivil personel de dahil olmak üzere sendika üyesi olamayacak memurlar konusunda her konfederasyonun kendi önerisini iletmesi de benimsendi. KESK’in önerisi doğrultusunda işyeri sendika temsilcilerine sağlanan güvencelerden sadece yetkili sendikanın değil bütün sendikaların temsilcilerinin de yararlanması konusunda uzlaşmaya varıldı. ULUSAL KANAL Kızı Oğlu Torunu : Av. Bedia Muazzez Çörtelek : Y. Müh. Mithat Çörtelek : Av. Bedia Ayşegül Tansen BEŞ KTAŞ ŞUBES ad db es i k ta s @g m a il . c om C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle