23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA HABERLER Şiddete uğrayan kadın anlatmaya korkarken 7 yılda 4 bin 187 kişi cinayete kurban gitti 3 Ama daha da kötüsü, teröre maruz kalanlar da onların bu “kimlik iddiasına” destek veriyor ve hangi kimlik adına terör yapılıyorsa, o kimlik sahiplerini suçluyor. Batı’da Müslümanlara karşı gittikçe artan olumsuz duygular, ülkemizde Kürtlere karşı oluşan tepkiler hep bu “mal edilme” fiilinin bir sonucudur… Ve yanlıştır… Ne dünyadaki bütün Müslümanlar teröre destek verir ne de Türkiye’deki bütün Kürtler! Ama genel siyaset dinci veya etnikçi çizgide yapılmaya devam edildikçe, bu siyasetin aşırı uçları mutlaka etnikçidincimezhepçi kimlikle ortaya çıkacak ve bu “kimlik sorunundan” dolayı terörü önlemek de çok zorlaşacaktır. Kadınlar korkuyor İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin 2005 2011 yılları arasında kadına yönelik “Kadına şiddet raporu” verilerine göre, 7 yıllık sürede 4 bin 187 kadın öldürüldü, 307 kadın tecavüze uğradı. 2011’in ilk 8 ayında ise 143 kadın erkek şiddetine maruz kalarak yaşamını yitirdi. Raporda, kadın cinayetlerinin nedenleri arasında ilk sıralarda “namus”, “yoksulluk”, “işsizlik”, “aldatma”, “evi terk etme,” “boşanma”, “cinsel ilişkiye direnme” yer alıyor. İHD İstanbul Şubesi’nde raporu açıklayan şube sekreteri Ümif Efe, raporun İHD’ye başvuru, kadın örgütlerinin araştırmaları ve basında çıkan haberlerden derlendiğini söyledi. Efe, Türkiye’deki kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarının en az yüzde 64’ünde, mağdurların tehdit altında olduğu, aileleri, akrabaları, arkadaşları ve çevrelerince durumun bilindiği ifade etti. 7 yıllık süreyi kapsayan raporda çarpıcı veriler özetle şöyle: “Kadına yönelik hak ihlalleri en fazla 2009’da yaşandı ve 1126 kadın öldürüldü, 652 kadın tecavüze uğradı, 624 kadın da tacize maruz kaldı. 2011’in ilk 8 ayında 143 kadın öldürülürken 68 kadın tecavüze, 83 kadın da tacize uğradı. 2005’te 164 kadın öldürüldü, 488’ine tecavüz edildi. 2006’da 663 kadın öldürüldü, 528’i tecavüze uğradı. 2007’de 1011 kadın öldürüldü, 473’üne tecavüz edildi. 2008’de 806, 2010’da da 27 kadın öldürüldü.” Siyaset Çizgisi, Bombalar ve Bir Kitap Doğu ve Güneydoğu’dan gelen şehit haberlerine yenileri eklenirken bir de Ankara’nın göbeğinde patlatılan bombanın yol açtığı ölümler toplumu yeniden sarstı. Bir toplumda, hangi temel rejim, hangi temel ideoloji egemense, hangi çizgide siyaset yapılıyorsa, o toplumdaki aşırı uçlar da o çizgide oluşur. Örneğin mevcut rejimin ve ideolojinin paralelindeki siyaset etnik çizgide ise, siyasetin aşırı uçları da etnik teröre kadar gidebilir. Bir rejim, bir ideoloji ve bunlara bağlı olan siyaset dincimezhepçi eksende ise, o zaman aşırı uçların dincimezhepçi teröre kadar uzandığı durumlar ortaya çıkabilir. Nitekim bütün dünyada ve ülkemizde yaşanan terör olaylarının altında böyle etnikçi veya dincimezhepçi aşırı uçların etkilerini görmemek olanaksızdır. Etnikçi veya dincimezhepçi terörün arkasında “kimlik” sorunu olarak takdim edilen bir “tarihsel ve toplumsal varlık” vardır: İntihar eylemcileri veya en iğrenç cinayetleri işleyenler bile bu eylemlerini “kendi tarihlerinin ve toplumlarının önünde kahraman olmayı amaçladıkları” için yapar… Bu psikoloji ve bu psikolojiyi doğuran siyaset çizgisi anlaşılmadan, derinliklerine inilmeden ne dünyadaki ne de ülkemizdeki terör eylemleri önlenebilir. Dünyayı tehdit eden ve ülkemizde de eylem koyan dincimezhepçi terör ne yazık ki İslama mal edilmekte, İslami kimlik adına yapılmaktadır. Ülkemizi doğrudan tehdit eden güncel etnikçi terör ise yine çok üzüntü verici bir biçimde Kürtlere mal edilmekte, Kürt kimliği adına yapılmaktadır. Bu “mal edilme” sözünü sadece terörü uygulayanlar için kullanmıyorum: Evet, terörü yapanlar bunu bir etnik grup, bir din, bir mezhep adına yaptıklarını belirtiyorlar… ‘KADIN EV NE DÖNMEL ’ Katillerin 4’te biri çocuk İHD raporunda kadınların katilinin 4’te birinin çocuk yaştaki erkekler olduğu tespiti de yer aldı. ‘Korunması gereken aile kurumu’ SEV L ARINAN ARKADAŞI TÜFEĞ GET RD , O VURDU Dini öldürdü BARIŞ YAMAN KONYA İki çocuk annesi Dürdane Duran (23), dini nikâhla birlikte yaşadığı ve bir süre önce terk ettiği Yusuf G. (26) tarafından, tüfekle vurularak öldürüldü. Konya’da özel bir hastanede hemşire olarak çalışan Duran, şiddetli geçimsizlik nedeniyle, Yusuf G.’yi 2 ay önce terketti. İddiaya göre Duran ayrıldıktan sonra çocuklarını babaları Yusuf G.’ye göstermemeye başladı. Bunun üzerine Yusuf G., eşiyle aynı hastanede çalışan ortak arkadaşları F.B.’den arabuluculuk yapmasını istedi. Duran, Yusuf G. ile dışarıda konuşmayı kabul etti. Duran, Akıncılar Parkı’na kız kardeşi ve eniştesiyle, Yusuf G. de F. B. ve Tahsin adlı arkadaşıyla geldi. Konuşmaya başlayan çift arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Yusuf G., arkadaşı Tahsin’e arabadaki tüfeği getirmesini söyledi. Arkadaşı getirerek Yusuf G.’ye verdi. Önce havaya bir el ateş eden Yusuf G., daha sonra Duran’ı gögsünden vurarak öldürdü. Direndiler ama olmadı... Zeytinburnu Belediyesi zabıta ekipleri, ilçedeki vakıf arazisi üzerinde bulunan oto sanayi sitesindeki 41 işyerini, site girişini kapatan esnafa karşın dün yıktı. Zabıta ekipleri dün yıkım kararını uygulamak üzere Seyit Nizam Sanayi Sitesi girişine geldi. Geceyi işyerlerinde geçiren esnaf da görevlilerin siteye girişini engellemek için girişte barikat kurdu. Ayrıca bir su tankeri ve çok sayıda otomobille yolu kapattı. Bunun üzerine olay yerine takviye çevik kuvvet polisi çağrıldı. Gazla enafa müdahele eden polis, belediye görevlilerine yolu açtı. Siteye giren belediye ekipleri de iş makineleri yardımıyla sitede bulunan 150 işyerinden mahkemece yıkım kararı çıkartılan 41’ini kullanılamaz hale getirdi. (Fotoğraf: AA AHMET BAHADIR ÇALIK) Karısının boğazını kesti Bolu’nun Karaçayır Mahallesi’ndeki Köroğlu Sitesi’nde yaşayan Samet K. (26), eşi Seher K. (23) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Samet K. banyoda eşini boğazını bıçakla keserek öldürdü. ANKARA HSYK’nin tartışma yaratan “Tecavüze uğrayan tecavüzcüsüyle evlensin” önerisinin bir benzerini SHÇEK’ye bağlı sığınmaevi yöneticileri getirdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in düzenlediği toplantıda konuşan erkek yöneticiler, “mağdur kadınların eşiyle barıştırılması” önerisinde bulundu. Şahin, sığınmaevlerinin yeniden yapılandırılması için SHÇEK, belediye ve sivil toplum örgütlerinin sığınmaevi yöneticileriyle bir araya geldi. Yöneticiler kadın yerine ailenin korunmasına dikkat çekip, “aile birliğinin bozulmaması için mağdur kadınların kocalarıyla barıştırılması, evine dönmeleri” konusuna sık sık değinip, önerilerde bulundu. Toplantıda sığınmaevi yöneticilerinin dile getirdiği diğer görüş ve sıkıntılar şöyle: Sığınmaevlerinin yeri çabuk deşifre oluyor. Gizlilik sağlanamıyorsa, güvenlik önlemleri alınsın. Mağdurlar 12 yaşındaki oğlu sığınmaevine alınmadığı için evlerine dönmek zorunda kalıyor. Kamu görevlileri, özellikle polislerin tavrı bizi yıldırıyor. Şahin toplantı öncesinde sığınmaevlerinde eksiklikler olduğunu dile getirdi. Şahin, “Bir taraftan yasal altyapıyı güçlendirirken diğer taraftan da kadının sığınmaevlerinden ayrılışından sonraki sürecini takip etmeliyiz. Kadını, kurumdan çıktığında sorunlarını çözebilecek kapasiteye ulaştırmalıyız” dedi. Pek doğal olarak, bir kimlik adına terör yapıldığı zaman onu önlemenin en doğru, kolay ve kesin yolu, adına terör yapılan kimliğin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik temsilcilerinin bu terörü lanetlemesidir. Ama bu hiç de kolay bir iş değildir. Çünkü “kimlik siyaseti” son derece karmaşık ve tehlikeli bir siyasettir: Genellikle “zulüm” ve “düşman” kavramları üzerine dayanır… Bu kavramlar ise psikolojik ve sosyal psikolojik olarak şiddet doğurmaya elverişli kavramlardır… “Nefret söylemi” denilen son derece tehlikeli bir üslup ortaya çıkar... Bu süreç içinde kim demokratik siyaset yapıyor, kim teröre destek veriyor, birbirine karışır! Bu yazıda, dünyada büyük bir sorun olarak algılanan, İslam adına yapıldığı öne sürülen terör olayına ışık tutabilecek çok önemli bir kitaba dikkat çekmek istiyorum: “Diğer Müslümanlar” adıyla Remzi Kitabevi’nin bastığı, on yazarın makalelerinden oluşan ve Zeyno Baran tarafından derlenmiş olan bir kitap. Müslüman kimliğinin “İslami terör” anlayışından nasıl ayrıştırıldığını gösteren mükemmel bir çalışma. Dilerim bir gün Kürt yazarlar da Türkiye’de böyle bir kitap yayımlar. Kayıp çocuk ölü bulundu ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, pazar günü kaybolan 4 yaşındaki Abdülkadir Y’nin cesedi boş bir binada çuval içerisinde bulundu. Küçük çocuğun bıçaklanarak öldürüldüğü belirlendi. Seferihisar sahilinde 4 ceset İZMİR (AA) İzmir’in Seferihisar Doğanbey Körfezi Sakızlık mevkisinde ceset olduğunu fark eden vatandaşlar jandarmayı aradı. Olay yerine gelen ekipler, kıyıda 4 kişinin cesedi buldu. Boğuldukları belirlenen kişilerin üzerlerinde kimlik tespit edebilecek belge çıkmadı. Cesetlerin yasadışı geçiş yapan kaçaklara ait olabileceği ve teknelerinin batmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Tatlıses’e el robotlu tedavi İstanbul Haber Servisi Romatem Darüşşafaka Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezin’de tedavisi devam eden sanatçı İbrahim Tatlıses’in el robotuyla rehabilitasyon çalışmalarına dün başlandı. “Armeo Spring” adlı el robotunun tanıtımına ilişkin dün düzenlenen basın toplantısında konuşan hastanenin Yönetim Kurulu Başkanı Köksal Holoğlu, robotun Türkiye’de bir ilk olduğunu belirtti. Tıbbi Koordinatör Tunç Alp Kalyon da seans ücretinin 200 TL olduğunu söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle