17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 EYLÜL 2011 SALI 4 HABERLER Demirtaş, AKP’nin yarattığı ‘çözüm yok’ algısını kırmak için mücadele edeceklerini söyledi 11 Eylül’ü Doğru Okumak PAR S 11 Eylül’de Fransız televizyonları ve gazeteleri de, bütün dünya televizyon ve gazeteleri gibi, 2001 yılında New York İkiz Kuleleri’nin vurulması olayını andılar. Birçok kanalı ve yayın organını mümkün olduğunca dikkatle izlemeye çalıştım, hem düş kırıklığına uğradım hem de bir kadim dostum ve Cumhuriyet yazarı dolayısıyla onur duydum. Batı genelde, 11 Eylül’ü “Batı merkezci” bakış açısıyla değerlendirirken, kimi noktaları ıskaladı. Taliban tartışmaların odağındaki konulardan biriydi. Ama ABD tarafından kurulduğu, “Le Monde”un çizeri Plantu dışında çok kimse tarafından hiç anımsanmadı. Dünya Ticaret Merkezi’nin vurulmasından sonra, Amerikan politikasında meydana gelen değişiklikler anlatıldı ve savunuldu. Ama çok kişi, “Neo Con”ların bu yeni saldırgan politikalarının ana hatlarının daha Clinton iktidardayken, İkiz Kuleler saldırısından çok önce çizildiğini, planları içeren raporların Geoge W. Bush’un selefinin masasına konduğunu nedense görmezden geldiler; tıpkı, Bin Ladin ile Bush aileleri arasındaki yakın ilişki, silah ve petrol şirketleriyle Bush yönetimi arasındaki çıkar birlikteliği konusunun hiç gündeme gelmemiş olması gibi... Nihayet ABD’nin gelecekteki en büyük düşmanının terör ve gayri muayyen savaş olacağı konusunun 20. yüzyılın dördüncü çeyreğinin ortalarından itibaren belli olduğunu ve Washington’ın politikalarını bunun üzerine bina ettiğini de herkes unutmuş göründü; tıpkı, terörist şüphesiyle yakalananlara yapılan işkenceler gibi... Tabii on yıl önceye, “Batı merkezci” bir açıdan bakınca, bugünkü gelişmeleri de yanlış değerlendirmek kaçınılmaz oluyor. Nitekim 11 Eylül üzerine bir de kitap yazmış olan Fransız araştırmacı yazar Dominique Simonet, 11 Eylül’den 10 yıl sonra patlak veren ve pek art niyetli bir şekilde “Arap Baharı” olarak adlandırılan gelişmelerin, Arap ülkelerinde Batı tipi toplumlar oluşturmaya yönelik olduğu safsatasını fütursuzca ileri sürebildi. 11 Eylül olayları bütün kanallarda gün boyu en ince ayrıntılarına kadar didik didik edilerek anlatıldı. Ama kimse, yükselen terörün ardındaki nedenleri, dünyanın itilmiş kakılmışlarının ruh hallerini dile getirmeye tenezzül etmedi, Filistinlileri anan olmadı. New York’tan dünyaya naklen verilen “Ground Zero”daki törende, 11 Eylül 2001’de ölenlerin adları teker teker okundu da, Irak’ta ölenlerin adları ağza bile alınmadı. Bu arada, geçmişte, zaman zaman benim de katıldığım, “Fransız TV 5 Monde” kanalının, Paris’teki yabancı gazetecilerin yer aldığı “Kiosk” programında gazetemiz yazarı Mine Kırıkkanat’ın çok güzel konuşmasını, hem kendisinin bir dostu, hem bir Türk gazetecisi hem de bir Cumhuriyet mensubu olarak, onur duyarak izledim. Programın animatörü, Philippe Dessaint’nin sorusuna Mine Kırıkkanat, “Türklerin olayı büyük şaşkınlıkla karşıladıklarını, çünkü, olayın onuncu yıldönümünde, terörist bir suikastın ABD’deki kurbanlarının hayatları için gösterilen saygıdeğer tepkinin, aynı şekilde terörist bir savaşın masum kurbanı Iraklılar için de gösterilmiş olmasını Türk halkının beklediğini” çok yerinde bir şekilde anlattı. Burada şaşırtıcı olan, Lübnanlı gazeteci Antoine Sfeir’in Irak savaşının meşruiyetini savunmaya kalkmasıydı. Neyse ki programın animatörü, dostum Philippe Dessaint, Afganistan konusunda BM kararı olmasına karşın, Irak konusunda olmadığını hatırlatarak, bu müdahalenin meşru olmadığını vurguladı. Mine ABD’ye karşı duyulan ve yıllar içinde hiç de azalmamış olan öfkede Filistin davasının rolünü de vurgulamayı unutmadı. Kısacası, 11 Eylül 2011 günü yapılan yayınlarda, Batı ve Fransa genellikle 2001 olayını doğru okuyamadı. Benim tanık olduğum yazılarda, tek doğru tanıyı bir Türk gazeteci dostumun koymuş olması çok sevindiriciydi. Bu doğru tanının nedeni ise, Mine’nin olaylara bölge halkının gözlüğüyle bakmasıydı. Ama Lübnanlı Antoine Sfeir örneğinde görüldüğü gibi, bunu her zaman bölge gazetecileri de başaramayabilip, Batı gözlüğüne başvurabiliyorlar. Ne yazık! ‘Savaşa karşı güç birliği’ AYŞE SAYIN ANKARA BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis’e dönüp dönmeme kararını yarın Diyarbakır’da Meclis grubu ve blok milletvekillerinin katılacağı grup toplantısında karara bağlayacaklarını söyledi. BDP’nin 4 Eylül’de yapılan kongresinde yeniden genel başkanlığa seçilen Demirtaş, yeni döneme ilişkin eylem planları ve olası kara operasyonu konusundaki tutumları ve Meclis’e dönüş süreci konularında sorularımızı yanıtladı: Ülke genelinde eylem planı: AKP’nin çözüm yok algısıyla, barış sağlanması konusunda yarattığı umutsuzluk algısını kırmak için ülke genelinde bir eylem planı düşünüyoruz. Bu bütün kentlerde yürüyüşler, açıklamalar şeklinde olabilir. Sadece DoğuGüneydoğu değil, tüm ülkeyi kapsayan bir eylem yapmayı planlıyoruz. Bu, “ideolojik” güçbirliği değil, tüm kesimleri içine alan savaşa karşı “güçbirliği” yapılması amacıyla BDP Genel Başkanı Demirtaş, Meclis’e dönüş konusunu Diyarbakır’da yapacakları grup toplantısında karara bağlayacaklarını söyledi. Kürt sorununun çözümü konusunda AKP’nin “PKK’ye karşı Öcalan’a tecrit şantajını” kullandığını söyleyen Demirtaş, askeri harekât olmadan çözüm sağlanabilir düşüncesini örgütlemek için eylem planı hazırladıklarını belirtti. planlanan bir eylem. Meclis’e dönüş koşulu: Meclis’e dönüş konusu ve tüm bu eylem planlarımızı görüşmek için çarşamba günü (yarın), blok milletvekilleri ve parti grubumuzu Diyarbakır’da toplayacağız. Tabii Meclis’e dönüş konusunda hafta sonu belirlenen yeni MYK’miz grup kararının arkasında olma kararı aldı. Meclis’e dönersek sonuçları ne olur diye parti meclisimizde de MYK’mizde de tartıştık. Açıkçası, eğer Meclis’e dönersek, hükümetin bu yaşanan gerilimi düşürmesi konusunda geri adım atabilir mi, biz dönersek bu kara operasyonu ertelenebilir mi, vazgeçer mi? Bunları tartışıyoruz. Tabii biz bu adımı attığımızda, hükümet bundan vazgeçecek ya da gerilim düşecek gibi bir garantisi yok. Seçmenimize soruyoruz tabi. Bize “Hatip Dicle’nin durumu ortada, giderseniz kendimizi yakarız” diyen gençler var, “Gitmezseniz biteriz” diyen de... PKK düşmanlığı yapmamız isteniyor: Biz karşılıklı olarak silahların susmasını istiyoruz. Ama AKP bizim dönmemizi istiyormuş gibi yaparak aslında dönüşümüzü zorlaştırıyor. “Tıpış tıpış gelecekler” derken de bunu ifade ediyorlar. Biz karşılıklı silahların susması çağrısı yapıyoruz. Ama illa PKK düşmanlığı yapmamız isteniyor. Kılıçdaroğlu’ndan randevu: CHP’nin son dönemdeki söylemi çok önemli. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan randevu istemeye, Aktütün ziyareti sonrasında yaptığı “Bu sorun şiddetle çözülmez” açıklamasından sonra karar verdim. Bu söylem çok önemli. Büyük Gemlik Yürüyüşü: Avukatları Abdullah Öcalan’la 48 gündür görüşemiyor. Bu yasalara, hukuka aykırı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le bu konuda telefon görüşmesi yaptım. “Şiddetli rüzgâr” diyor. 48 gündür nasıl bir şiddetli rüzgâr ki bir türlü bitmiyor. Başbakan Gazze’ye donanmayı göndereceğim diyor, ama İmralı’ya hava koşulları nedeniyle bir koster gönderemiyor? Hükümet, PKK’ye karşı “Öcalan’a tehdit şantajı”nı kullanıyor. Yani “Sen eylem yaparsan, ben de görüştürmem” diyor. BDP ve DTK olarak bu konuda “Büyük Gemlik Yürüyüşü” adı altında bir eylem düzenlemeyi planlıyoruz. Çiçek, tutukluların da başkanı: Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e grup olarak hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Nezaketen iadei ziyaret yapması gerekirdi. Eğer ziyarette bulunursa, kendisine 8 tutuklu milletvekiliyle ilgili girişimde bulunmasını isteyeceğiz. Kendisi o milletvekillerinin de başkanıdır. MÜCADELE REHBER TBMM BAŞKANI Ç ÇEK ‘ şkence yapma, hukuka uygun ol’ Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından hazırlanıp terörle mücadelede aktif rol alan birimlere dağıtılan rehberde, “Özel yaşama saygılı ol, orantılı güç kullan” gibi uyarılar yer aldı. FIRAT KOZOK ‘Yemin edin anayasa yapalım’ Cemil Çiçek, BDP’lilerin yeni anayasa çalışmalarına katılabilmesi için önce yemin etmesi gerektiğini ifade etti. Acılı annenin feryadı Karayılan: srail özür dilesin MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki üst düzey yöneticisi Murat Karayılan, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın PKK ile temas kuracağı yönündeki iddialara yanıt verdi. Karayılan, “Eğer İsrail devleti PKK ile ilişki kurmak istiyorsa önce PKK önderliğini uluslararası bir komployla teslim alıp Türkiye’ye verilmesinde oynadığı rolden dolayı PKK ve Kürt halkından özür dilemesi gerekmektedir” diye konuştu. Fırat Haber Ajansı’na röportaj veren Karayılan, Öcalan’ın 1.5 aydır avukatlarıyla görüştürülmemesine tepki göstererek AKP’nin “savaş kararı” aldığını söyledi. Karayılan, “AKP’den daha soğukkanlıyız. Yoksa şimdi her şeyin önünü açarsak neler olmaz ki? Devleti ele geçiren AKP daha fazla devletçiulusalcıiktidarcı ve devletin elindeki şiddetle her şeyi yapabileceğine inanan bir noktaya gelmiş bulunuyor” dedi. Eylem çağrısı yapan Karayılan, “Gün, eylem günüdür” diye konuştu. ANKARA Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından hazırlanan “Terörle Mücadele ve İnsan Hakları” rehberinde, ilgili birimlere insan hakları konusunda uymaları gereken ilkeler sıralandı. Başta terörle mücadelede aktif rol oynayan kurum ve kuruluşlara dağıtılan kitap, AİHM kararları ve Avrupa Konseyi’nin insan hakları konusundaki mevzuat ve ilkeleri ışığında hazırlandı. “Terörle mücadele etmek her devletin hakkıdır” denilen kitapta, bu mücadelede bulunulurken insan haklarının da ihmal edilmemesi üzerinde duruyor. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’ın önsözünü yazdığı rehberden bazı başlıklar şöyle: nsan hakları mutlaktır: Terörle mücadelede insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve gerektiğinde uluslararası insani hukuka saygı yalnızca mümkün değil, aynı zamanda mutlak surette gereklidir. şkence yapma: Her koşulda, özellikle de bir kişinin terör eylemlerinden dolayı şüpheli veya hükümlü olduğu durumlarda, bu eylemin niteliğinden bağımsız olarak, yakalanması, sorgulanması ve tutuklanması esnasında işkence, insanlık dışı muamele ya da cezalara başvurulması mutlak surette yasaktır. Özel hayata keyfi müdahale etme: Özel hayata müdahale oluşturan terörle mücadele tedbirleri (özellikle üst arama, ev arama, gizli dinleme, telefon dinleme, iletişimin takibi ve gizli ajanların kullanılması) kanunca öngörülmüş olmalıdır. Bu tür tedbirler yargısal denetime konu edilebilmelidir. Orantılı güç kullan: Alınan tedbirlerin, mümkün olduğu ölçüde, öldürmeye yönelik güç kullanımına başvurmayı asgariye indirecek şekilde yetkili makamlarca planlanması ve denetlenmesi gerekir. Bu çerçevede, güvenlik güçlerinin silah kullanması, kişilerin hukuka aykırı şiddetten korunması amacıyla veya hukuka uygun olmalıdır. Şemdinli’de Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen saldırıda şehit olan polis M. Eyüp Darendelioğlu’nun Kahramanmaraş’ta oturan ailesi, şehit polisin evinin bulunduğu Kayseri’ye geldi. Anne Darendelioğlu, Kayseri’deki taziye çadırına giderken zorlukla ayakta durabildi. Acılı anneyi şehit polisin meslektaşları sakinleştirmeye çalıştı. (Fotoğraf: TEVFİK IŞIK AA) Yakmaya çalıştılar Şemdinli’de düzenlenen saldırılarda 2’si şehit 5 kişi yaşamını yitirdi. dil’de ise öğretmenevi hedef alındı MAHMUT ORAL YUSUF Z YA CANSEVER DİYARBAKIR/VAN Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde terör örgütü PKK tarafından ilçe emniyet müdürlüğü ile jandarma komutanlığına yapılan saldırılarda 1 asker, 1 polis şehit oldu, 3 sivil yurttaş da yaşamını yitirdi, 7’si asker 10 kişi de yaralandı. Şırnak’ın İdil ilçesinde maskeli bir grup Öğretmenevinemolotof kokteylleri ve taşlı saldırıda bulundu. Binadaki 50 kadar öğretmen, bü yük panik yaşadı. Saldırganların “Terk edin gidin. Burada sizi istemiyoruz. Sizi yakarız” diye bağırdıkları bildirildi. Şemdinli’de aralarında yaklaşık 100 metre mesafe bulunan ilçe emniyet müdürlüğü ve ilçe jandarma komutanlığına önceki gece saat 22.00 sıralarında teröristlerce eşzamanlı saldırı düzenlendi. İki ateşin arasında kalan amca çocukları Necdet ve Tayyar Güreli düğünden çıkıp evlerine giderken Osman Erbaş ise düğün sırasında kurşunlara hedef oldu. İlçe merkezindeki çatışmalar yaklaşık 2 saat sürdü. Bu çatışmalar sırasında ise er Serkan Dumann (20) ve polis Mustafa Eyyüp Darendelioğlu şehit oldu. 2 terörist de öldürüldü. Çatışma sırasında bir halı sahada yapılan düğüne katılan yaklaşık 200 davetli mahsur kaldı. İdil’de ise, yüzleri maskeli bir grup PKK sempatizanı öğretmenevi binasına molotof kokteylleri ve taşlarla saldırdı. Öğretmenevi’nde kalan birçok öğretmen, hayatlarının en büyük korku sunu yaşadıklarını dile getirdi. Kaza: 1 şehit Öte yandan Kars’ta Jandarma Komando Er Celal Kızılkan, kendi tüfeğinin kaza sonucu ateş almasıyla şehit düştü. Kızılkan Konya Ereğli’de toprağa verildi. Bu arada Van’da PKK’ye yönelik 9 kişinin yakalandığı operasyonda PKK’nin askeri kanadının eski sorumlusu Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin’e yakın bir isim o lan M.S.A’nın da yakalandığı açıklandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin liderlerine yeni anayasa için davet mektubunu TBMM’nin 1 ekimde açılmasından sonra göndereceğini belirtirken BDP’nin yemin etmedikçe anayasa çalışmalarına katılamayacağına vurgu yaptı. Çiçek, Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil’e iadei ziyarette bulundu. Çiçek, Yargıtay’dan ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine, şunları söyledi: Sayın Başkan’ın zaten adli yıl açılış konuşmasında anayasa ile ilgili olarak açıklamaları oldu. Bu süreçte biz yargı kurumlarından da en aktif bir şekilde bu sürece katılmalarını ve bize bu manada destek vermelerini, katkı vermelerini beklediğimizi bu vesileyle de ifade ettim.” Çiçek, “Yeni anayasa çalışması için partilere bir mektup gönderecek misiniz” sorusuna, “Göndereceğiz. Ayın 19’unda anayasa hukuku hocalarımızla bir toplantı yapalım ondan sonra” yanıtını verdi. Çiçek, “Meclis açıldıktan sonra mı göndereceksiniz” sorusunu ise “Tabiatıyla. Yemin etmeyen parti grubu, milletvekilleri var. Anayasa ile ilgili çalışma bir yasama faaliyetidir. Yasama faaliyetine katılabilmek için de yemin etmek gerekiyor” diye yanıtladı. DIŞ ŞLER BAKANLIĞI MÜSTEŞARI S N RL OĞLU’NUN Z YARETLER Erbil’e kapsamlı PKK planı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun, Irak’taki bölgesel Kürt yönetimine kapsamlı bir PKK planı götürdüğü ileri sürüldü. Kürt kaynaklar, iki aşamalı ortaya konan planın, peşmergelerin kontrolü altında terör örgütü militanlarının geri çekilmesi ve ortaya çıkacak olumlu siyasal iklimin ardından Türkiye’nin siyasi adım atmasını kapsadığını dile getirdi. Kürt kaynaklar, Sinirlioğlu’nun Bağdat ve Erbil ziyaretine ilişkin bilgileri sızdırmaya başladı. Sinirlioğlu’nun Öcalan’ın başka bir cezaevine nakledilmesi için Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’ye olumlu görüş bildirdiği yönündeki haberleri doğrulamayan Kürt kaynaklar, görüşmede Öcalan’ın hapis koşullarının iyileştirilmesinin “barış sürecine” katkı sağlayacağı değerlendirmesinin yapıldığı görüşünü ileri sürdü. Kürt kaynakların verdiği bilgilere göre Türkiye’nin planını ve öneri paketini de Barzani’nin önüne koyan Sinirlioğlu, söz konusu öneri çerçevesinde peşmerge güçlerinin sınır güvenliğinde daha etkin olmasını istedi. Bu çerçevede Irak tarafındaki sınır karakollarının güçlendirilmesi ve burada peşmergelerle Türk özel kuvvetlerinin görev yapmasını isteyen Sinirlioğlu, Kürt tarafının, PKK’nin Türkiye’ye sızmasının sorumluluğunu da üstlenmesini istedi. Sinirlioğlu, bölgesel önlem alınmaması durumunda Türkiye’nin sınırdan içeri 57 kilometrelik bir bölümde operasyon yaparak güvenli noktalar oluşturacağını da anlattı. Görüşmelerde stratejik önemdeki Çaykurna bölgesinde askeri üs kurulması ya da bu bölgenin Türk askerlerinin de katkı vereceği peşmerge birliklerince denetim altında tutulması istendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle