17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 11 EYLÜL 2011 PAZAR 4 HABERLER Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun İsrail’in avukatlığını yaptığı görüşünü yineledi 11 Eylül 2001 PARİS Sevgili, Bugün her yerde olduğu gibi, Paris’te de ana konu 11 Eylül 2001 olayları. Gazeteler, dergiler, televizyon kanalları, bir hafta boyunca hep bundan söz ettiler. On yıl önce bugün, Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri, terörist saldırılarıyla yerle bir olunca, yalnız ABD değil, tüm dünya şok yaşamıştı. 11 Eylül 2001’de olanları değerlendirmek için öncesine şöyle bir bakmakta yarar var. On yıl önce, 1991 19 Ağustos’unda, Gorbaçov’a karşı sokağa inen tanklarla yürütülen ayaklanma bastırıldıktan sonra, Sovyet sisteminin sonu görünmüştü. Nitekim aynı yılın aralık ayında çöküş büyük gürültüyle gerçekleşti. İki büyük imparatorluğa dar gelen dünya, Sovyet İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte, tek başına ABD’ye kalmıştı. Yani 11.9.2011 tarihinde güneş Sam Amca’nın ülkesinin üzerine doğduğunda, rakipsiz imparatorlukta her şey yolunda görülüyor, doğrusu ya saldırıların düzenleyicileri (kimi komplo teorilerinin savunucularına göre, bunlara bir de, olaylardan önceden haberdar olan ABD gizli servislerine bağlı “iyi saatte olsunlar”ını eklemek gerek) dışında kimse olumsuz bir gelişme beklemiyordu. Oğul Bush ile birlikte silah tacirleri ile petrol lobisinin güdümündeki “Neo Con” (Yeni Muhafazakârlar) iktidara gelmişlerdi. Tüm dünyada, küreselleşme rüzgârları esiyor, kapitalizm pupa yelken gidiyordu. Ama o sabah, birden bire ABD, kısa tarihinde ilk kez, can evinden vuruluyordu. Bütün dünyanın maç izler gibi, naklen yayından seyrettiği “İkiz Kuleler saldırısı” büyük bir şok yarattı. Sanırım olaylar sonrasında en çok kullanılan cümle şuydu: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Neden hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı? Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, çünkü ABD ilk kez, evinde vurulup, çaresiz kalmıştı. Bu görüş, kısmen doğru olduğu kadar, yanlıştı da. Bu ABD’nin kısa tarihindeki ilk yenilgisi, ilk umarsızlığı değildi. 36 yıl önce, 30 Nisan 1975’te Saygon’da, ABD kısa tarihinin ilk yenilgisini tadıyordu. Birçok kişinin fark etmemekte direndiği olay açık seçik, bir yenilgiydi. Vietnam yenilgisi, “Amerikan rüyası”nı da örselemiş, Vietnam sendromu kuşaklar üzerinde derin etkiler bırakmıştı. Evet ABD, rakipsiz büyük güç iken, ideolojik olarak küreselleşen dünyada, büyük sermayenin önündeki bütün engellerin kalktığı anda, her şeyin tıkırında gittiğinin sanıldığı bir anda para mabedinde vurulmuştu. “Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı”nı söyleyen Yeni Muhafazakârlar takımı, durumdan yararlanıp, dünya haritasını yeniden çizmek üzere kolları sıvadı. Her zaman olduğu gibi, bu kez de olayların istenen bölümü halka yansıtıldı. Hiç kimse değilse bile, çok az kişi, “Neo Con” ekibin tasarılarını yansıtan raporların saldırıdan çok önce, Başkan Clinton’ın masasına kadar ulaşmış olduğunu vurguladı. Doğrusu “Neo Con”lar durumdan yararlanmayı iyi bildiler, faturayı da başta Iraklılar olmak üzere, dünya halklarına ödettiler. Bugün bu konular tartışılacak, ama belki de esas üzerinde durulması gereken husus, 20. yüzyılın tartışmasız egemeni olan Amerikan İmparatorluğu’nun, 21. yüzyılda en büyük darbeyi 2001’de değil de, piyasanın gizli elinin her şeyi düzelteceği efsanesinin çöktüğü büyük 2008 krizinde yemiş olduğudur. Bu darbe aynı zamanda Amerikan imparatorluğunun en büyük dayanağı olan piyasa ekonomisinin de büyük bozgununun ilanı olmuştur. O kriz, bütün dünyada hâlâ devam ediyor ve nasıl sonuçlanacağı ise bilinmiyor. Tam böyle bir ortamda, dünyanın dört bir yanında insanlar, kendi yedikleri darbeyi unutup bugün yine tekrar tekrar yıkılan İkiz Kuleler’in görüntüsünü izleyecekler. Ben okurlarıma bir kez daha asıl şokun öyküsünü anlatan Alev Coşkun’un “Liberal Ekonominin Çöküşü – Küresel Kriz” adlı yapıtını okumalarını salık veririm. Tam bugün okunacak kitap! ‘Bu iş sana mı kaldı?’ Başbakan Erdoğan, CHP liderine “Bu tertemiz alnımı senin o lekeli dudaklarına sürdürmem” diye seslendi. RECEP BULUT CHP L DER NDEN SERT AÇIKLAMA KAYSERİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail konusundaki açıklamaları nedeniyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu’nun “Gemiyi, hücumbotlarımızı vesairemizi Gazze’ye götürürse alnından öperim” sözlerini anımsatan Erdoğan, “Kusura bakma, ben bu tertemiz alnımı senin o lekeli dudaklarına sürdürmem. Biz yaptığımız işi niçin yaptığımızı biliriz” dedi Başbakan Erdoğan, Kayseri’de sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası yetkililerine Mirado Del Lago Otel’de seslendi. Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun İsrail’in avukatlığını yaptığını savunarak, “Sana mı kaldı bu iş? Bırak orada zaten Türkiye’ye vurmak isteyen var. Sen de mi aynı şeyi yapıyorsun? Onun avukatlığını yaptığın zaman oylarının artacağını mı zannediyorsun veya sana onun bir güç katacağını mı zannediyorsun?” diye konuştu. ‘Lieberman boyunu ve haddini aştı’ Fotoğraf: AAYAS N BÜLBÜL Başbakan Erdoğan, açılışlar için geldiği Kayseri’de Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi ziyaret etti. Belediyeye yürüyerek giden Erdoğan, yolda bazı yurttaşlardan sigarayı bırakma sözü aldı. Kılıçdaroğlu’nun “Gemiyi, hücumbotlarımızı vesairemizi Gazze’ye götürürse alnından öperim” sözlerini anımsatan Erdoğan, “Kusura bakma, ben bu tertemiz alnımı senin o lekeli dudaklarına sürdürmem. Buna ihtiyacımız yok, biz yaptığımız işi niçin yaptığımızı biliriz” dedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Somali yardımları konusundaki yaklaşımını da eleştiren Başbakan Erdoğan, “MHP’nin Genel Başkanı çı kıyor, ‘Somali ile şurayla burayla uğraşacağına PKK ile uğraş’ diyor. Bunların ne kadar küçük düşündüğünü görebiliyor musunuz? Biz büyük bir devletiz, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın bakiyesi üzerine kurulmuş bir devletiz. Bizi öyle küçük, kısır bir zihniyetle tanımlamaya Sayın Bahçeli senin gücün yetmez, buna müsaade etmeyiz. Biz PKK ile de mücadelemizi sürdürürüz, ama dışarıda da yardım elimizi, yardım eli uzanmayan kardeşlerimize de uzatırız” dedi. Mısır, Tunus, Libya’yı ziyaret edeceğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün 400500 bin kişi şu anda Kahire’de hareket halinde ve İsrail’i telin ediyorlar. Bunların bir sebebi var. Bunun altında yatan bir ruh var, bir uyanış var. Otokratik rejimlerden, otokratik sistemlerden demokrasiye, özgürlüğe, hakka bir dönüş ve yürüyüş var. Sen neyi savunuyorsun? Sen neyin avukatlığını yapıyorsun?” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın Türkiye’yi cezalandırmak için PKK’ye yardım planı içinde olduğuna yönelik iddiaya tepki göstererek “İsrail Dışişleri Bakanı son demeciyle boyunu ve haddini aşmıştır. Türkiye, tehdit edilecek ve tehditlere boyun eğecek bir devlet değildir” dedi. Kılıçdaroğlu, yazılı bir açıklama yaparak Lieberman’ın, Türkiye’yi cezalandırmak için terör örgütü PKK’ye askeri yardım yapma ve İsrail’in, 1915 Ermeni tehcirinin soykırım olarak tanınması için uluslararası alanda çaba gösterme planlarına sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Bu tavır İsrail’i terörist devlet yapar. İsrail hükümetin acizliğini fırsat bilerek Türkiye’nin hassasiyetlerini kaşımaktan kaçınmalıdır. Çünkü bunun altında kalır” dedi. ‘Başarılı dış politika bu mu?’ CHP Basın Birimi’nden yapılan açıklamaya göre ayrıca Kılıçdaroğlu, Twitter’daki hesabından hükümetin dış politikasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “İran ve Suriye, İsrail’e düşmandı. Şimdi İran, Suriye ve İsrail, Türkiye’ye düşman. Başarılı dış politika bu mu? Dost değil, daha fazla düşman kazanmak mı?” CHP’li Gürsel Tekin’den, Erdoğan ve Davutoğlu’na ağır suçlama ‘ HH’yi jurnalledin mi? Tekin, “perdenin önünde başka, arkasında başka” dediği Erdoğan’nın HH Başkanı Yıldırım’ı srail hükümetine “jurnallediğini” iddia etti. İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım’ı İsrail hükümetine “İran Servisi’nin adamıdır. Benim ona sözüm geçmiyor” diye “jurnallediğini” iddia etti. Tekin dün İstanbul İl Örgütü’ndeki basın toplantısında İsrail ile ilgili son gelişmeler, füze kalkanı ve Erdoğan’ın İsrail ile ilişkiler konusunda CHP’ye eleştirilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan ile ilgili, “Perdenin önünde başka adamdır, perdenin arkasında bambaşka bir adamdır” diyen Tekin şöyle devam etti: “Perdenin önünde Mavi Marmara’yı sahiplenirken perde arkasında, İsrail’e şirin görünmek için bu yardım faaliyetini organize eden İHH Başkanı’nın ‘İran Servisi’nin adamıdır. Benim ona sözüm geçmiyor’ diyerek İsrail hükümetine jurnalledin mi jur CEM L Ç ÇEK TKP 91 YAŞINDA Türkiye Komünist Partisi, kuruluşunun 91. yılını Kartal’da düzenlediği etkinlikle kutladı. “Sosyalizm için görev başındayız. Umut Sosyalizmde” temasıyla yapılan etkinlikte Ufuk Karakoç, Emin güs, Gülsen Tuncer, Levent Ülgen, Metin Coşkun, Orhan Aydın ve Ender Yiğit’in hazırladığı sinevizyon gösterimi sunuldu. Daha sonra TKP Merkez Komite üyesi Aydemir Güler de bir konuşma yaptı. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) ‘Sorumsuz açıklamalar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın PKK kozunu öne sürdüğü iddiasına TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten sert tepki geldi. Çiçek, 12. Uluslararası Beypazarı ve Yöresi Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, isim vermeden Lieberman’ın Türkiye’ye yönelik C planı iddialarını değerlendirdi. Kandan, kinden, şiddetten, dehşetten, vahşetten, insanlık dışı yol ve yöntemlerden medet umanların bakan sıfatıyla, devlet yöneticisi sıfatıyla açıklamalar yaptığına şahit olunduğunu kaydeden TBMM Başkanı Çiçek, şunları söyledi: “Bunlar sorumsuz açıklamalar, bunlar tarihi ilişkilere gölge düşürür. Tarihte yaşadığımız ve insanlık adına yaptığımız dostluğa karşı verilmesi gereken cevaplar değil, tam bir sorumsuzluk örnekleridir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin uğraştığı sadece etnik bölücü terör, onların kandırarak dağa çıkardıkları değildir. Şimdi bunların arkasında kimlerin olduğu, kimlerin olacağı da bu açıklamalarla ortaya çıkıyor.” nallemedin mi? Sayın Bülent Yıldırım’ı MOSSAD’ın önüne yem attın mı, atmadın mı?” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na BM’nin “Mavi Marmara” raporunun kaç sayfalık layikası (eki) olduğunu soran Tekin, “Bu layika tamamlanıncaya kadar neden görüşme masasından kalkmadınız? İşlem tamamlansın, İsrail Gazze ablukasını meşrulaştıran hukuki belgeye sahip olsun diye mi? Hangi avukat ya da kaç avukat İsrail’e böyle bir hizmet sunabilirdi? Bu şartlarda İsrail’in avukatı kim oluyor, siz mi biz mi?” dedi. “Başbakan ErdoğanYahudi cesaret ödülü olan ‘Davut Boynuzu’ ödülünü 2004 Ocak ayında ABD’de almıştır” anımsatmasında bulunan Tekin, “Bu ödül tarihinde ilk kez bir Türk’e verildi. Şimdi Başbakan’ın hak ettiği iki ye ni ‘Davut Boynuzu’ ödülü daha var. Bunlardan birisi ‘Gazze’ye abluka uygulamak İsrail’in hakkıdır’ kararının çıkmasına neden olduğu içindir. Diğeri ise İsrail’in güvenliğini sağlamak için Türkiye’de füze kalkanı kurulmasına izin verdiği içindir. Kabul etmek lazım ki Başbakan kadar Sayın Davutoğlu da, ‘Davut Boynuzu’nu almaya hak kazanmıştır” diye konuştu. HEDEFTEK SRA LL KONUŞTU Bakandan uzun tutukluluk çıkışı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye Gazeteciler Federasyonu 35. Başkanlar Konseyi Toplantısı İzmir’de gerçekleştirildi. Toplantıya katılan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım gazetecilere yönelik açılan davaların gündeme gelmesi üzerine şunları söyledi: “İster gazeteci ister sade vatandaş olsun, uzun tutukluluk sürelerinin bir hükme, infaza dönüşmemesi lazım. Bu durumdan hepimizin vicdanı kanıyor.” MYK, kadın ve gençlik kolları yönetimleriyle birlikte toplanacak CHP’de ‘tüzük’ tartışması TÜREY KÖSE ‘Haberlerin tümü asılsız’ TEL AVİV(AA) İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, önceki gün İsrail’in Yedioth Ahronot gazetesinin Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye karşı plan hazırlığı içinde olduğu yolundaki haberini yalanladı. Kanal 2 televizyonuna konuk olan Lieberman’a, “bakanlığı döneminde hem Türkiye hem de Mısır’dan büyükelçilerin kovulduğuna” işaret edilerek haberin doğruluğu soruldu. Haberi yalanlayan Lieberman sunucunun, “Açıkça söyleyin, PKK terör örgütüne silah vs. sağlama gibi, yardım etme konusu konuşuldu mu” sorusunu “Hayır, kesinlikle konuşulmadı” şeklinde yanıtladı. Lieberman, ilişkilerin normalleştirilmesinin sağlanacağı umudunda olduğunu da kaydetti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mısır’da dün yaşanan gelişmelerle ilgili yaptığı toplantıda, “Türkiye ile ilişkilerin kötüleşmesini istemiyoruz. Gerilim bizim tercihimiz değildi” dedi. Cumartesi Anneleri adalet istedi İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri ve İHD üyeleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle 337. kez Galatasaray Meydanı’nda biraraya geldi. 12 Eylül’ün ilk kayıplarından Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır, “Giydiğimiz ateşten gömlektir” dedi. Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin de toplumun tüm kesimlerine seslenerek “Onlara sahip çıkın, akıbetlerini sorun” dedi. ‘Cezaevleri bu ülkenin aynası’ İstanbul Haber Servisi İHD, TUAD ve TUYAB üyeleri cezaevlerindeki, “işkence ve tecrit” uygulamalarını protesto etti. Galatasaray Meydanı’nda toplanan eylemciler adına yapılan açıklamada Başbakan Tayyip Erdoğan’a seslenilerek, “Bu ülkedeki cezaevleri, ülkedeki iktidarın insan haklarına bağlılığının, demokratlığının aynası değil midir?” diye soruldu. ANKARA CHP’de tüzük tartışması sürerken; MYK’nin 13 Eylül günü kadın ve gençlik kolları yönetimleriyle yapacağı ortak toplantıda önerilerin değerlendirilmesi kararı alındı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, son Parti Meclisi (PM) toplantısında yöneltilen, “Tüzük taslağını parti üyesi olmayan kişiler hazırlıyor” eleştirilerine, “Bu, bir kişinin hazırladığı metin değil, arkadaşlarımızın görüşleri yansıtıldı. Asıl taslak MYK ve PM’den çıkacak” karşılığını verdi. İzmir’de toplanan PM’de MYK değişikliği, tüzük çalışmaları, BDP kurultayına temsilci gönderilmesi ve Van’da bir BDP’li için taziye ziyaretine gidilmesi eleştiri konusu oldu. Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ve Mersin Milletvekili İsa Gök, yeni tüzük taslağı çalışmalarının Prof. Dr. Metin Feyzioğlu tarafından yürütülmesini eleştirirken “Partimizde onlar masına tepki göstererek PM toplantısına katılmadı. Kılıçdaroğlu’nun eleştirilere, “Bu, bir kişinin hazırladığı metin değil. Çeşitli kesimlerden, örgütlerden görüşler alındı, bunlar da yansıtıldı. Örgütlerden 15 Eylül’e kadar gö Tüzük kurultayının zamanlaması da tartışma konusu oldu. . yılımız köklü reform yılı olmalı’ Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Üç günlük bir kurultay toplarız. İlk gün tüzüğü değiştiririz, daha sonraki günler genel başkan ve PM seçimi yapılır” dedi. PM üyelerinden Ercan Karakaş ise, “Önce tüzük kurultayı olmalı ve yeni tüzüğün kurallarına göre il, ilçe kongreleri yapılmalı ve arkasından kurultaya gidilmeli. Partimizin 88. yılını örgütte köklü reform yılına dönüştürmeliyiz” dedi. Bu arada, 13 Eylül günü MYK ile kadın ve gençlik kolları MYK’leri ortak toplantıya çağrıldı. ‘88 CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Bu, bir kişinin hazırladığı metin değil arkadaşlarımızın görüşleri yansıtıldı. Asıl taslak MYK ve PM’den çıkacak” dedi. ca hukukçu varken, parti üyesi bile olmayan birine tüzük hazırlatılması doğru değildir” görüşünü dile getirdi. Tüzük Komisyonu Başkanı Atilla Sav da, kendisinin görevlendirilmesine karşın ayrı bir taslak hazırlatılrüşler gelecek, onlar da yansıtılacak. Daha sonra MYK ve PM’de tartışılacak ve ondan sonra taslak ortaya çıkacak. PM’de sadece tüzük gündemli bir toplantı yapacağız” yanıtını verdiği öğrenildi. C MY B C MY B Netanyahu’dan olumlu sinyal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle