17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 11 EYLÜL 2011 PAZAR 12 PAZAR YAZILARI Mezarlıkta S tur atmaya ne dersiniz? on birkaç yıldır mezarlıklara değinen çok sayıda kitap yayımlanması dikkatimi çekti. Fransız tarihçi Philippe Arliès’nin (19141984) İtalyancaya “Batı’da Ölümün Tarihi” /Rizzoli, İtalyan yazar Giuseppe Marcenaro’nun “Mezarlıklar. Gözyaşı ve Çılgınlık Öyküleri” / Mondadori, B. Akunin ve G. Tchkhattichvili’nin birlikte kaleme aldıkları “Zamansız Şehirler Mezarlık Öyküleri” / Frassinelli, Fabio Giovannini’nin “Avrupa Mezarlıkları Rehberi”/ Stampa Alternativa kitabevlerinin raflarında okuru öteki dünyaya yolculuğa çıkaran kitaplardan yalnızca birkaçı. “Zamansız Şehirler” kitabının Rus yazarları, “Moskova’nın ruhunu kavramak için tarihi Donskoe Mezarlığı’nı ziyaret edin” diye öneriyor ve diyorlar ki, “Sevgili ziyaretçi, iç dünyanız sizi çevreleyen mezarlık ortamı ile bire bir uyum içindeyse daha önce gerçekleşen ve gelecekte meydana gelecek olanın bir parçası gibi hissedeceksiniz kendinizi. Kulağınıza bir ses fısıldayacak, Doğum ve ölüm birer duvar değil, ama iki kapı…” Her iki Rus yazarı mezarlıkları odak alan bir kitap yazmaya iten, zaman ve yaşam kavramları üzerinde durup düşünmek isteği. Geçmiş nereye doğru yol alıyor sorusuna yanıt arıyorlar. Denemeci Tchkhattichvili ile roman yazarı Akunin, bu sorudan hareket ederek dünya başkentlerinin tarihi mezarlıklarını ziyaret ediyor. Artık aramızda olmayanların izlerinin en çok kaderine terk edilen gözden ırak mezarlıklarda sürüldüğüne dikkat çekiyorlar. Moskova’nın Donskoe, Londra’nın Highgate, Paris’in Père Lachaise, New York’un GreenWood ve Kudüs’ün Musevi mezarlığından türeyen nice öykü, öteki dünyaya çıkılan yolculuktan ayrıntılarla baş başa bırakıyor okuru. “Mezarlıklar. Gözyaşı ve Çılgınlık Öyküleri” adlı kitabın girişinde Georges Clemenceau’nun “Mezarlıklar yerleri doldurulamaz kişilerle dolu” sözüne yer veren M LANO Giuseppe Marcenaro, mezarlıkların sessiz doğası, nice anılar ve düşüncelerin döküldüğü mezar taşlarının izinde ASLI KAYABAL tanımadığımız kişilerin yaşamları ile buluşturuyor okuyucusunu. Fabio Giovannini’nin “Avrupa Mezarlıkları Rehberi” de bir anlamda geleneksel kültürel turların dışında kalan, farklı bir coğrafyaya pencere açan bir rehber kitap. Tarih, sanat ve kültür çerçevesinde mezarlıkları inceleyen bu rehber, dünyanın en tanınan mezarlıklarının yanı sıra, mezar tipolojileri, tarihi ve çağdaş mezarlıklar gibi ayrıntılar ve bu konunun meraklıları için temel bir kaynakça da sunuyor. Fransız tarihçi Philippe Ariès’nin “Batı’da Ölümün Tarihi” başlıklı kitabı doğrudan mezarlıkları konu almasa da yaşamın son durağı ölüm olgusuna farklı açılardan ışık tutuyor. İlk bölümde yazar “ölüm karşısında takınılan tavır” konusuna odaklanırken, ikinci bölüm 19661975 yılları arasında farklı kültürlerde ölümün nasıl algılandığına değiniyor. Geçen bahar Milano’daki Ospedale San Maggiore’deki kilisenin taban altında 16. yy.’dan kalma 500 bin kişinin gömüldüğü bir mezarlık ortaya çıkarıldı. Bu hastane mezarlığında o dönemde Avrupa’da kitlesel ölümlere neden olan veba salgınında ölenler de bulunuyor. Bu tarihi mezarlıktaki gömüleri antropolojik açıdan inceleyen ekibi, Milanolu genç adli hekim ve antropolog Cristina Cattaneo yönetiyor. Bu arkeolojik mezarlığın da araştırmalar sonrası ilgi çeken bir kitaba konu olacağına şüphe yok. Yolu Milano’ya düşecek olanların bir mezarlıktan çok sanat tarihi açısından birbirinden güzel heykellerle çevrili Cimitero Monumentale’yi (Anıtsal mezarlık) ziyaret etmesini öneririm. Trieste’de ise bir Osmanlı mezarlığı olduğundan “mezarlık”larla ilgili okurken haberdar oldum, bu mezarlığın öyküsünü de başka bir yazıya saklıyorum. Mezarlıkları barındırdıkları tarih, gelenek, kültür, mimari nitelikleri çerçevesinde ziyaret etmeye karar verirseniz mezar taşlarına düşülen notlardan artık aramızda olmayan kişilerin anısına kadar birçok ayrıntıyı keşfetmek dikkatli ziyaretçiye kalıyor... [email protected]º Okullar, ziller ve çanlar... aylık yaz tatilinden sonra Belçika’da öğrenciler 1 Eylül’de tekrar ders başı yaptı. Yeni öğrenciler ise okulda ilk gün heyecanını annebabaları ile paylaştılar. Okula başlayanların sayısında artış görülürken özellikle anaokuluna başlayan miniklerin sayısı fırladı. Ülkeyi yönetenler artan eğitim giderlerini dizginlemek için maliyeti fazla olduğu gerekçesiyle ilk ve ortaöğretimde sınıfta kalmayı kaldırmak gibi akla hayale gelmeyecek çözümler önerirken, veliler de okul masraflarını ağır bir okul çantası gibi sırtında hissediyor. Her ne kadar Türkiye’deki gibi diplomaya haciz olaylarına henüz rastlanmasa da eğitimin Belçika gibi bir refah devletinde bile velilere bir yükü var. Öğrencilerin okul masrafları konusunda Leuven Üniversitesi’nin geçen yıllarda yaptığı bir araştırma masrafların lise ile birlikte tırmanışa geçtiğini gösterdi. Lise birinci sınıf öğrencisi ortalama 806 Avro, ikinci sınıf 955 Avro ve üçüncü sınıf öğrencisinin ise 1000 Avro’dan fazla masrafı oluyor. Meslek lisesi öğrencilerinin masrafı normal liselere göre daha fazla. Anaokulda çocukların masrafı 260, İlkokul 14 sınıflarında 338 ve 5. ve 6. yılda ise 393 Avro. Maliyetler hesaplanırken ulaşım, gezi, okul partileri ve sınıf fotosu gibi ek etkinlikler de dikkate alındı. Belçika’da 2 federal eğitim bakanı yok. Fransızca konuşan çok daha zor. Sokakta Fransızca, evde Türkçe toplum Zorunlu Eğitim Bakanı Marieve okulda Flamanca ile dünyayı anlamak ve Dominique Simonet uluslararası pisa2009 kendini anlatmak zorunda kalıyor. Allahtan araştırmasında sınıfta kalmanın yasak olduğu öğretmeni yüreğimize su serpiyor. Bu yaşta ülkelerin, öğrencilerin bilgileri ve yetenekleri çocuklar sünger gibiler, duyduklarını hemen konusunda sınıfın tekrarlandığı ülkelere göre kapıyorlar. Öğretmene, “çocukların hemen daha başarılı olmalarını gerekçe gösteriyor. hemen hepsi yabancı kökenli. Aynı Bakan, 2012 yılında deneme projesi olarak düzeydeki çocukları bir arada tutmak için ilkokullarda sınıfta kalmayı kaldıracak. Sınıfta bunu özellikle mi yaptınız? Yerli Flaman kalma oranının yüzde 5’leri oranı arttırılsa daha iyi olmaz zorlaması ve bundan edinilecek mıydı?” diye bilgiç bir soru BRÜKSEL tasarruffun eğitim bütçesini yöneltiyorum. Genç öğretmen, rahatlatması da diğer bir gerekçe. “yerli Flaman öğrenciyi kim Flaman eğitimcileri ise sınıfta kaybetmiş de biz bulalım” kalmanın kaldırılmasına şimdilik anlamına gelen “artık şansımıza, sıcak bakmıyor. Geçen salı bizim yeni kayıtlardan yerli Flaman ufaklığın anaokulunda velileri öğrenci olursa tabii ki sınıfa ERDİNÇ UTKU bilgilendirme günü vardı. Resmen katkısı olur” gibi bir yanıt veriyor. iki dilli Brüksel’de artık Fransızca “Acaba özel hoca mı tutsak diye” konuşan aileler de çocuklarını Flamanca öneriyoruz. Ek dil derslerinin bu yaş için okullara yazdırıyor. Annebabası Fransızca ya erken olduğunu söylüyor öğretmen. Çareyi da Türkçe, Arapça vb. dilleri konuşan, Emre’yi yüzme kursuna ve Flamanca olarak evlerinde ortak anlaşma dili “Fransızca” olan çocuklar için kültürel etkinliklere miniklere Flamanca öğretmek kolay olmasa göndermekte buluyoruz. Bakalım! gerek! Türkiye’de lise sona kadar Almanca Flaman Eğitim Bakanı Pascal Smet, “Anvers, öğrenmeye çalışıp, İngilizce eğitim yapılan bir Brüksel ve Gent’te yabancı kökenlilerin üniversiteyi bitiren ve sonrasında da yaşamı yoğun olarak bulunduğu 9 ilkokulda 2012ikinci dillerde sürdüren bir baba olarak bizim 2013 Öğretim Yılı’ndan itibaren Emre’yi çok iyi anlıyorum. Üstelik onun işi ‘öğrencilere daha iyi rehberlik yapma’ pilot projeleri başlatılacağını” açıkladı. Projelerin amacı “daha az şanslı” çocukların lise eğitimine daha iyi hazırlanması. Araştırmalar yabancı kökenli öğrencilerle yerliler arasındaki başarı farkının dünyanın hiçbir yerinde Flaman Bölgesi’ndeki kadar büyük olmadığını gösteriyor. Smet, “Özellikle büyük kentlerde yabancı kökenli öğrenciler farklı bir dil, din ve klasik homojen Flaman eğitimindekilerden farklı alışkanlıkları olduğu için zorluk çekiyorlar” diyor. Pilot projelerde dersler öğrencinin yaşam dünyasından yola çıkılarak verilecek. Smet “Sınıf geçme koşulları ve sınavlar değiştirilmeyecek. Yabancı kökenliler farklı bir ritimde ders alacaklar, daha fazla pedogojik destek verilecek” dedi. Özel ilgi gerektiren binlerce öğrenci, eğitim bütçelerinde maliyet denetimi, önümüzdeki yıllarda öğretmen açığı riski, okul binası açığı, Avrupa’da ön sıralarda yer alan Flaman eğitim seviyesinin düşmesi, eğitim bakanının öğretmenleri 19. yüzyıl kafasında olmakla suçlaması... Belçika’da 20112012 öğretim yılı bu sorunlar ve sorularla açıldı. Ziller öğrenciler için çaldı, ama çanlar Belçika eğitim sistemi için çalıyor! [email protected] Danimarka’da heyecansız seçim rtan ekonomik krize ve AB Seçimlerden sonra Meclis ile yaşanan gerginliğe bir gündemine gelecek ve 800 çare bulamayan milyon Kronluk tasarruf içeren Danimarka’da 15 Eylül’de yasa paketinin çıkarılması için erken seçime gidiliyor. işbirliği yapacaklar. Anlaşma Sağcı, liberal hükümetin sağlandığı öne sürülen bazı Başbakanı Lars Lökke yasa maddelerine göre, Rasmussen, “Yeni yasama göçmenlerin Danimarka’da döneminde, bütçe ve büyüme emekli olmalarına yeni hedeflerini kısıtlamalar getirilecek, gerçekleştirebilmek için, emeklilik için Danimarka’da sayısal çoğunluğa sahip güçlü kalma süresi 40 yıldan 47 yıla bir hükümete gereksinmemiz çıkarılacak. Yabancıların, ilaç var” dedi. Aynı topluluk içinde ve tedavi yardımı almaları yer almalarına karşın zorlaştırılacak. Erken emekli temmuzdan beri komşuları olanlar, Danimarka ve AB İsveç ve Almanya’ya gümrük dışındaki bir ülkede ve pasaport kontrolü yaşıyorlarsa maaş alamayacak. uyguluyor. Rasmussen, seçim Seçimlerde, Türk kökenli kampanyasını sürdürürken adaylar da milletvekili ülkede sayıları 70 bini olabilmek için yarışacak. bulan Halen belediye meclisi üyesi Türkleri olan Bünyamin Şimşek ile de Fatma Yeliz Öktem Liberal unutmadı. Venstre Partisi’nin Odense Arhus listesinden aday bölgesinde olacaklar. Aynı bölgeden bir Türk halen milletvekili olan ailesini ziyaret etti. 3 haftalık Hüseyin Araç, Avrupa bir süreye sıkıştırılan seçim Parlamentosu’na aday olacağı kampanyası, heyecansız ve için bu seçimlere katılmayacak. sönük geçiyor. Kamuoyu Yıldız Akdoğan ile yoklamalarında, Sosyal İkram Sarwar, Sosyal Demokrat Parti ve Demokrat Parti’nin Sosyalist Halk Partisi’nden Kopenhag listesinden aday. oluşan muhalefetteki Sosyalist Halk Partisi’nden “Kırmızı blok” yüzde 51.7 Özlem Çekiç de aynı oyla önde görünüyor. bölgeden aday İktidardaki gösterildi. Bilal İnekçi Liberal Parti ve ile Serdar Benli de KOPENHAG Muhafazakâr Sosyalist Halk Parti’nin “Mavi Partisi’nin Yshöj ve Bloku”nun Gladsaxe bölgelerinden oylarının ise seçime girecekler. yüzde 48.3’te Öte yandan, kalması ALİ HAYDAR Danimarka’daki bazı bekleniyor. Anket NERGİS radikal İslamcı gruplar, sonuçlarının göçmen kökenli seçime de adayları seçim yansıması halinde Sosyal Demokrat Parti’nin yarışından çekilmeleri için Başkanı Helle Törning tehdit ediyor. Türk kökenli Schmidt, Danimarka’nın ilk milletvekili adayları Çekiç ve kadın başbakanı olacak. İktidar Akdoğan’ı seçime girmemeleri ve muhalefet liderleri çıktıkları için telefonla tehdit eden ilk televizyon programında radikal İslamcılar, bu beklenen coşkuyu yaratmadı. adayların seçim afişlerinin Liderler “kozlarını üzerine de “Demokrasi bir paylaşmak” yerine, benzer riyakârlıktır; riyakârlığın görüşleri dile getirmekle cezası yetindiler. Düş kırıklığına cehennemdir. Kanunları uğradıklarını anlatan göçmen yapmak Allah’a mahsustur” kökenli seçmenler şunları şeklinde sloganlar yazdılar. söylediler: “Her iki lider de Kopenhag’da başlatılan bize ‘cambazı göstermekte’ engelleme çabaları, Tingnjerg, yarıştılar. Danimarka’nın Brönshöj, Nörrebro küresel paylaşımda ve Bellahöj bölgelerinde de yüklendiği rolü sürdürüldü. Adaylardan sürdüreceklerini söylediler. Kamal Qureshi, eylemlerden Yabancılar ve emeklilerle radikal İslamcı Hizb utTahrir ilgili olumlu bir şey örgütünü sorumlu tuttu. söylemediler, yabancı Örgüt, suçlamaları kabul düşmanlığında yarıştılar. etmedi. Suriye kökenli Kime oy vereceğimizi milletvekili adayı Naser bilemiyoruz.” Khader, radikal İslamcı Partiler, seçim kampanyalarını örgütlerden aldığı tehditler sürdürürken Information üzerine Danimarka gazetesinin savları ortalığı karıştırdı. Gazeteye göre, erken Güvenlik Polisi tarafından koruma seçim kararı alınmadan önce iktidar ve muhalefet, yeni altına alındı. yasama döneminde çıkarılacak yasalar üzerinde anlaştılar. [email protected] A ransa’da uzun yıllardır yerleşmiş, siyasi ve sivil toplum örgütleri arasında giderek yaygınlaşan bir gelenek var: Yaz üniversiteleri (YÜ)... Genelde ağustoseylül mitingindeki bir başka François’nın aylarında düzenlenen bu adı büyük, (Mitterrand) söylevi hayat çizgisini kendi güdük “üniversite”ler belirleyecektir. Dört çocuğunun çoğunlukla hafta sonlarına denk gelir. annesi Ségolène Royal (2007 İçlerinde en kalabalığı her zaman olmasa bile Sosyalist Partisi’nin (SP) başkanlık seçimlerinde solun adayı sıfatıyla Sarkozy karşısında yenilgiye buluşmasıdır. Bu sene 2729 uğrayan) ile Ulusal İdarecilik Ağustos’ta YÜ’ye 23 yıldır olduğu Okulu’nda tanışacaktır. Daha gibi sevimli liman kenti La Rochelle sonraları Mitterand’ın, Fransa’nın tek ev sahipliği yapıyordu. Bütün üye, kadın başbakanı atayacağı Edith sempatizan ve basına açık Cresson ile Mitterrand’ın harika üniversiteyi biz de izledik. Özellikle çocuklarından Jacques Attali’nin son kamuoyu yoklamalarında desteğiyle 27 yaşında sosyalist cumhurbaşkanı adaylığının en güçlü cumhurbaşkanının ekonomi adayı gözüken François Hollande ve danışmanlığına terfi edecektir. diğer aday adaylarını biraz daha Uzlaşmacı tavırlarıyla dikkat yakından tanımak istiyorduk. çekmesine rağmen, alçakgönüllü Hatırlatmak gerekirse 916 Ekim’de kişiliğiyle hep geri planda kalmayı Fransızlar, hatta belli koşulları yerine tercih edecektir. Parti içi namıyla getirmek kaydıyla göçmenler “Kaplumbağa” doğrudan bir oylamayla SP’nin PAR S François’nın aslında cumhurbaşkanı adayını daha 2007’de seçecekler. Bakanlık, Devlet adaylığa niyeti Sekreterliği gibi üst düzey varmış. Fakat iktidar çomaklarına hiç tecrübeli dokun(a)mamış, fakat “Ağabey”ler 1988’den beri (9397 arası Dominique Strausshariç) Corrèze milletvekilliği, UĞUR HÜKÜM Kahn ve Laurent Belediye ve Bölge İdare Fabius, “Aldatılmış Kurulları başkanlıkları yapmış kadın” saldırganlığıyla yola çıkan “Camarade/Yoldaş François” Ségolène’nin varlıkları bu karizmasız, 2008’e kadar 11 yıl SP Birinci ancak sürekli gülen yüzü ve Sekreteri sorumluluğunu taşımıştı. tükenmeyen mizahıyla örgüt François Hollande, II. Dünya başneferini cumhurbaşkanlığı Savaşı’nda Mareşal Petain yanlısı, yarışından alıkoyacaktı. François sonraları aşırı sağ hareketlerde 2008’de partinin Birinci siyasete bulaşmış doktor bir baba ile Sekreterliği’ni biraz da isteksizce sol hassasiyetli sosyal asistan bir Martine Aubry’ye teslim ettiğinde annenin çoçuğu olarak 1954’te Rouen’de dünyaya gelir. 68 Mayısı’nı galiba kendisi ve yakınları Kafka’nın “Metaformoz”u gibi bir “Komünistlerin Fransa’yı işgalinin “Dönüşüm”ü tasarlamışlardı. Artık, birinci basamağı” diye yorumlayan uzun süredir birlikte yaşadığı gazeteci bir babanın oğlu olmasına karşın ilk Valérie Trierweiler’in varlığı mı, siyasi deneyimlerini Paris Hukuk yoksa cumhurbaşkanlığı arzusu Fakültesi ve lisansüstü çalışmalarını mudur bilemem. 2011’e girildiğinde yapacağı HEC ve Paris Siyasal karşımızda hicvi epeyce törpülenmiş, Bilgiler Enstitüsü yılları süresince siyasi çıkışları sosyal demokrat Fransız Komünist Partisi’ne yakın ölçülere uygun, her kesimi toparlayıcı Yeni UNEF öğrenci derneğinin yepyeni bir lider vardı. Ama sorumlu militanlığıyla yaşayacaktır. başrakipleri, StraussKahn gibi bir Fakat 1972’de izleyeceği, 100 bin kaplanla, arkasına parti örgütünü ve kişinin katıldığı Birleşik Sol F François [email protected] C MY B C MY B Fransa’nın son yarım yüzyılda en saygı duyduğu siyasi kişiliklerden babası Jacques Delors’u da almış dişi arslan Aubry’di. Kaplan kâğıttan çıktı. Uçkur uğruna hülyaları dağıttı. Dişi arslan o kadar kükredi ki, küçük düzenlerinin bozulmasından ürkenler tereddüte düştü. Kendini orta halli gören emekçi yığınlarının bir kesimi bu nedenle François’ya destek verebilir. Önümüzdeki dönemde SP’nin sağ kanadındaki Manuel Valls’in hiçbir şansı yok. Sol kanattan Montebourg ile Ségolène de olsa olsa düştükleri yeri yakarlar. François ve Martine, Fransız sosyalistlerini, nihayetinde Fransız solunu ve de 2012’de Fransa’yı, belki de Avrupa’yı, kim bilir düşleri biraz daha zorlarsak dünyayı etkileyebilecek bir değişimin ucunda duruyorlar. François 2012 seçimlerinin 2. turunda Sarkozy ile karşılaşırsa yüzde 57 ile baskın gözüküyor. Martine ise Sarkozy’ye karşı yüzde 53’lük bir üstünlüğe sahip. Sarkozy gericiliği yıkıldığı takdirde, Merkel tutuculuğunun sallanan kalesi haydi haydi düşecektir. 2010 Yaz Üniversitesi’nde gazetecilerin peşinde koşan Hollande’ın 2011’deki halini kendi gözlerimizle görmesek inanmazdık. 100’ü aşkın gazeteci başına üşüşmüştü. Cumhuriyetçi ve sosyalist II. François olmaya aday Hollande kimilerinin kâbusu düşünü şöyle anlatıyor: “... 18. Yüzyıl Aydınlanması’nın tasarladığı, 1789 Devrimi’nin çizdiği, Cumhuriyet’in temelini oluşturan, Direniş ve II. Dünya Savaşı sonrası kazanımlarla genişleyen ve yenilenen, 1981’de Mitterrand’ın zaferiyle yeni şekiller alan şu Fransız düşünü yeniden ele alalım. Fransa’yı canlandıracak toplumsal ilerleme, eşitlik, adalet, paylaşım, kolektif güç ve bireysel yaşamlar düşüne hep birlikte yeniden sarılalım...” Buralarda gerçekleşebilir düş görme özgürlüğü var... Darısı başınıza!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle