17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 1 EYLÜL 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER Jandarmanın cezaevlerinde arama ve müdahale etme yetkisi, üç bakanlığın ortak protokolüyle genişletildi Düşünebiliyor musunuz? Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, internet ortamına düşmüş olan bantlarla ilgili açıklama yaptı. Çok da iyi etti. Sayın Koşaner şunları söylüyor: Ses bantları bana ait, itiraf değil, özeleştiri. Önce bir noktayı belirtelim: Sayın Koşaner’in bantların kendisine ait olduğunu söylemesi, bunların elde edilme ve yayımlanmasının suç olmasını engellemiyor. Yine aynı şekilde bunların yasal olmayan biçimde elde edilmiş olmaları da Işık Koşaner’in bu konuda bir açıklama yapması gerekliliğini ortadan kaldırmıyordu. Burada yalnızca etik ve demokratik şu soru geliyor gündeme: Bu bantların kayda alınış ve yayımlanışları yasadışı olduğuna göre, biz basın olarak ne yapacağız? En doğrusu görmezden gelmek değil mi? Burada tam bir ikilem söz konusu; dikkate alırsak yasadışı dinlemeyi meşrulaştıracağız, almaz isek buna dayanarak yapılan saldırıları görmezden geleceğiz. İkisi de sakıncalı olan bu durumda, toplumsal zararın hangi ahvalde daha büyük olacağına bakarak karar vermemiz gerekir. Bu ilkeden hareketle konuyu görmezden gelmenin zararının daha büyük olacağını düşünerek olaya eğilmeliyiz. Şu noktaları belirtmek isterim: 1 Koşaner’in dile getirdiği bozukluklar, aksaklıklar karşısında şaşırıp, “Vaaay meğerse orduda da neler varmış, neler oluyormuş” demek büyük gaflettir. Ne sanıyordunuz yani? Bozukluk her yanı sarınca, ordu pirüpak, her şeyden masun mu kalacaktı, bileşik kaplar ilkesi burada geçerli olmayacak mıydı? TSK toplumun tümüyle dışında, ona yabancı bir organizma mıdır? 2 En yüksek komutanın da dile getirdiği bu eleştiriler, orduda, daha geç kalmadan düzeltilmesi gereken bazı aksaklıklar olduğunu göstermiştir. 3 Bu düzeltmenin, hatta reformun savsaklanmasının ne gibi yaşamsal tehlikelere yol açtığının acı örneklerini tarihimizde görmek mümkündür. 4 Yine tarihimiz göstermiştir ki, başka ülkelerde olduğu gibi bizde de reformlar ve yenilikler ordudan başlayarak, hayata geçmektedir. 5 Sayın Koşaner’in de belirttiği gibi, bu başkalarının da önünde dile getirilmiş bir özeleştiridir. En yüksek komutan aksaklıkları açık yüreklilikle eleştirdiyse, bu içtenlikli bir düzeltme iradesinin kanıtıdır. 6 Aynı zamanda Türkiye’nin tarihinde felaketler, ya ordunun siyasete ya da siyasetin orduya karışmasından doğmuştur. Demek ki, bu reformu yaparken, bu iki yanlışın ikisine de düşmemek gerekir. Türkiye’de şimdiye dek ordunun siyasete karışması büyük hata olmuştur. Aynı hatayı tersine çevirerek, reform adı altında altında orduya siyaset bulaştırılması da aynı derecede büyük zararlar doğuracaktır. Şu gerçeği kabul etmemiz gerekir: Türkiye demokrasisi hem asker hem sivil vesayeti altında inlediği için hastadır ve bu durum yüzünden hastalık hem askeri hem sivili sarmıştır. Şimdi herkes kendini bir yana bırakarak karşısındakini düzeltmek yerine kendine dönüp, öz eksikliğine bakmalıdır. Burada çok önemli bir noktayı daha gözden uzak tutmayalım: TSK’nin en üst komutanı, aksaklıkları, dudak uçuklatacak örneklerle ve de açık yüreklilikle dile getirmektedir. Salt bu davranış bile, içten düzelme isteğinin kanıtıdır. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup bir düşünelim: Hiç politikacılarımızın ya da onların sivil desteklerinin büyük yıkımlara yol açmış kendi hatalarını böylesine bir açık yüreklilikle dile getirdiklerine tanık olduk mu? Ben olmadım, olan varsa örnekleriyle açıklasın da, hepimiz öğrenelim! Siz hiç kendi mayınladığı yeri unutup, kendi mayınına basan politikacının sonra bunu dile getirdiğini duydunuz mu? İyi ya da kötü, eleştirilecek çok, ama çok fazla yanı olan ordu kendini eleştiriyor. Sivil politikacılarımızın aynı şeye tevessül edebileceklerini düşünebiliyor musunuz? ‘Kuvvetli şüphe’ yetecek AL CAN ULUDAĞ ANKARA Ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlü sayısının 124 bine ulaşarak rekor kırdığı bir dönemde, jandarmanın cezaevlerinde arama yapma ve gerektiğinde müdahale etme yetkisi genişletildi. Üç bakanlığın ortak hazırladığı protokole, soruşturma ve davalarda tutukluluğun devamına karar verilirken sık kullanılan “kuvvetli şüphe” ifadesi de eklendi. Bundan sonra jandarma “kuvvetli şüphe durumları”nda savcılıktan müdahale etme izni isteyebilecek. Eskiden sadece yazılı olarak başvurabilirken şimdi “sözlü” talepte bulunma kolaylığı da getirildi. Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, son 10 yılda cezaevlerinde kalanların sayısı iki katını aşarak 124 bin rakamına ulaştı. Bunların 70 binini hükümlüler, 54 binini ise tutuklular oluşturdu. Bu tabloda içinde Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıkları ceza infaz YEN ‘HAYATA DÖNÜŞ’LERE KAPIYI AÇIYOR Hazırlanan protokol “Hayata Dönüş” tarzı operasyonlara kapı aralıyor. 19 Aralık 2000’de, 20 cezaevine yönelik yapılan “Hayata Dönüş” operasyonlarında 30 tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirmişti. Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik operasyonun adınınsa “Tufan” olduğu ortaya çıkmıştı. “Tufan planı”nın da ölüm orucunun bitirilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı ile koordineli biçimde aydınların tutuklularla masaya oturduğu günlerde hazırlandığı anlaşılmıştı. Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyon sırasında görev sınırlarını aşarak 12 kişinin ölümüne sebep oldukları, 29 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettikleri öne sürülen dönemin 39 jandarma görevlisi, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Operasyonda Bayrampaşa’da görevli olan bir uzman çavuş, verdiği ifadede, “Bayanlar koğuş kapısını açmamızı istedi, ama biz bir şey yapmadık. Rütbeli arkadaşlar, yangına karşı attıkları yaş battaniyeleri suya değil, yanıcı maddelere batırdıklarını anlattı” demişti. kurumlarının yönetim, dış koruma, hükümlü ve tutukluların sevk ve nakilleriyle sağlık hizmetlerinin yürütülmesini yeniden düzenledi. “Üçlü protokol” adı verilen düzenlemede, hükümlülerin muayenelerine jandarmanın girişinin yasaklanması gibi birtakım olumlu yenilikler bulunuyordu. Ancak protokolün satır aralarında dikkat çeken bir değişiklik göze çarptı. Eski protokolün 15. maddesinde düzenlenen “Jandarmadan Gelecek Arama Talepleri” başlığı yenisinde 14. madde olarak “Jandarmadan Gelecek Müdahale ve Arama Talepleri” şeklini aldı. Eskisinde “İsyan, direniş, yangın, deprem gibi olağanüstü durumlarda veya firar teşebbüslerinin önlenmesi maksadıyla” “yazılı” olarak cumhuriyet başsavcılığına arama ve müdahale talebinde bulunulabileceği belirtiliyordu. Ancak bu şekilde sınırlandırılan maddeye “kuvvetli şüphe durumları” gibi muğlak bir ifade eklendi. Jandarmaya yazılının yanında “sözlü” başvuru kolaylığı da sağladı. Böylece jandarma, koğuşlardan herhangi birinde kuvvetli şüphe durumu gördüğü takdirde savcılıktan alacağı izinle arama yapabilecek, gerektiğinde müdahale edebilecek. Tartışma yaratan maddenin yeni hali şöyle: “İsyan, direniş, yangın, deprem gibi olağanüstü durumlarla firar teşebbüslerinin önlenmesi maksadıyla veya kuvvetli şüphe durumlarında jandarma tarafından vaki olacak sözlü veya yazılı arama ve müdahale talebi cumhuriyet başsavcılığınca değerlendirilir ve gerekli görülürse müdahale ve arama ceza infaz kurumu personeliyle birlikte yapılır.” Terör örgütü üyelerinin yerleri HA’larla belirlendi, helikopterler bomba yağdırdı GENEL KURUL 58 EYLÜL’DE PKK’ye gece baskını Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ PKK’li teröristler, kaçırdıkları bir taksiciyi, ‘devletle işbirliği yaptığı’ gerekçesiyle uzun namlulu silahla başından vurarak öldürdüler. Terörist keşif grubu ise helikopterlerle vuruldu. TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde 3 hafta önce bir köy korucusunu öldüren terör örgütü PKK, önceki gece Ovacık ilçesinde piknik yapan bir taksi şoförünü kaçırarak öldürdü. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde ise askeri üs bölgelerine saldırı için keşif yapan bir grup PKK’li insansız hava aracı (İHA) tarafından görüntülenince operasyon düzenlendi. Tunceli’nin Ovacık ilçe merkezinde taksicilik yapan İbrahim Ergil, 3 arkadaşı ile birlikte ilçe merkezine 2 kilometre uzaklıkta bulunan Aksu Deresi’ne piknik yapmaya gitti. Bölgede bulunan PKK’li teröristler “devletle işbirliği yapmakla” suçladıkları Ergil’i kaçırdı. Bunun üzerine Ergil’in 3 arkadaşı Ovacık’a dönerek durumu jandarmaya bildirdi. Bunun üzerine jandarma bölgede hava destekli operasyon başlattı. Jandarma timleri dün sabah saatlerinde TunceliOvacık karayolu üzerindeki bir köprünün yanında Ergil’in cesedini buldu. Uzun namlulu silahla başından vurularak öldürüldüğü belirlenen Ergil’in cenazesi savcının incelemesinin ardından Ovacık Devlet Hastanesi’ne getirildi. Ergil’in cenazesi daha sonra otopsi yapılmak üzere Elazığ Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken kaçan teröristlerin yakalanması için de bölgede operasyonların sürdürüldüğü bildirildi. Tunceli’de terör örgütü PKK üyeleri 3 hafta önce Nazimiye ilçesinde geçici köy korucusu olan ancak adliye binasında bekçi olarak çalışan Mustafa Akçiçek’i köyüne gittiği sırada kaçırıp öldürmüştü. Dünyanın yargıçları stanbul’da buluşuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünyanın dört bir yanından gelecek yaklaşık 300 yargıç ve savcı Türkiye’de buluşuyor. Uluslararası Yargıçlar Birliği’nin 54. Genel Kurul Toplantısı (IAJ), bu yıl 58 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. 1953 yılında Avusturya’nın Salzburg kentinde kurulan Uluslararası Yargıçlar Birliği’nin üyesi YARSAV, toplantıya ev sahipliği yapacak. İstanbul Conrad Hotel’deki toplantıya 74 ülkeden yaklaşık 300 yargıç ve savcının katılması bekleniyor. Bu yılki toplantıda çalışma komisyonlarının gündemi yoğun olacak. Komisyonlar, “Yargı bağımsızlığının fiziksel ve ekonomik koşulları”, “Artan küreselleşme sürecinde sınır ötesi konular Münferit olay senaryoları olarak yansımaları”, “Suç örgütleri: Tespit etme, zaptetme ve malların müsaderesi”, “İşsizlik maaşları” konularını tartışmaya açacak. YARSAV Başkanı Murat Arslan, bu toplantının hem dernekleri hem de Türk yargı sistemi adına son derece değerli ve kritik bir öneme sahip olduğunu kaydetti. Arslan, “Şu anda yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü ilkelerini yaşama geçirme noktasında tam bir kilitlenme ve kutuplaşma yaşayan bizler evrensel çözüm havuzundan yararlanmayı paha biçilmez değerde görüyoruz. Bu organizasyon uluslararası planda Türkiye’ye ve Türk yargısına prestij kazandıracak” dedi. Necip Torumtay’ı komutanlar uğurladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Vefat eden eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Necip Torumtay, düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Bir süredir GATA’da tedavi gören ve 28 Ağustos Pazar günü vefat eden Torumtay (85) için ilk tören Genelkurmay Karargâhı’nda yapıldı. Törende, eşi Türkan Torumtay, çocukları ve yakınlarının yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve eşleri katıldı. Eski Genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök ile Doğan Güreş de bulundu. Genelkurmay’daki törenin ardından Torumtay’ın naaşı, Kocatepe Camisi’ne getirildi. Kocatepe’deki törene komutanların yanı sıra Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon da katıldı. Torumtay’ın cenazesi, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Cebeci Şehitliği’nde toprağa verildi. Cumhurbaşkanı Gül, 30 Ağustos’la ilgili yeni tebrik düzenlemesini yorumladı eşif yapan teröristlere baskın Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinin yanı başında bulunan Küçük Kato Dağı’ndaki askeri üs bölgelerine saldırı düzenlemek için keşif yapan bir grup terörist, insansız hava aracı tarafından tespit edildi. Görüntülerin Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’ndaki merkeze ulaşmasının ardından, 2 Kobra helikopter Küçük Kato Dağı’nda tespit edilen teröristlere bomba yağdırdı. Teröristlere, güvenlik üs bölgelerinde bulunan nöbetçiler de uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Fark edildiklerini anlayan PKK’liler kaçmaya çalışırken helikopterden yapılan atışlarda izli mermiler ilçe merkezinden de çıplak gözle görüldü. Silah sesleriyle birlikte caddede bulunan bir kadın, çocuklarının elini tutarak eve kaçarken, kahvede oturan erkekler de dışarı çıkıp saldırı anını izledi. Yaklaşık yarım saat süren yoğun ateş ve bombardıman sonrası ölü ve yaralı sayısı hakkında herhangi resmi bir açıklama yapılmadı. K ‘Gelişmiş Türkiye’ye yakışmıyordu’ BAHÇEL PROTESTO ETM Ş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda kutlamaları Genelkurmay Başkanı yerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kabul etmesine ilişkin “değişikliği” protesto etmek için önceki günkü “tebrikat” törenine katılmadığını açıkladı. Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı tebrigatının değiştirilmesini “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugüne kadar oluşturduğu milli değerleri, gelenekleri itibarsızlaştırma ve etkisizleştirme operasyonu” olarak nitelendirdi. MHP lideri Bahçeli, partisinin genel merkezinde, partililerle ve gazetecilerle bayramlaştıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki önemli dönüm noktalarını anlamlandırarak, bazı bayramları armağan ettiğini kaydeden Bahçeli, “Atatürk, 30 Ağustos’u Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Türk ordusuna armağan etmiştir. Neticede 29 Ekim’i de Cumhuriyeti ilan etmek suretiyle milletimize armağan etmiştir. (...) O bakımdan Atatürk’ün ve Türk milletinin, büyük bir zaferi başaran Türk ordusuna armağanına sadık kalmak ve bu yanlıştan dönebilmenin bir işaretini ortaya koyabilmek için dün yapılmış olan tebrikat toplantısına MHP’nin genel başkanı olarak olarak katılmamayı uygun buldum” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda gerçekleşen kutlamaları Başkomutan olarak kendisinin kabul etmesi, MGK’de oturma düzeninin değişmesi gibi sivilasker ilişkilerindeki düzenlemelerden herkesin memnun olduğunu, eski düzenlemelerinse “gelişmiş Türkiye’ye” yakışmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Tarabya Köşkü’nün bulunduğu Ferahevler Mahallesi’nde halkla bayramlaştı. Gül burada gazetecilerin de sorularını yanıtladı. 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde Başkomutan sıfatıyla tebrikleri kabul etmesiyle ilgili bir soruya Cumhurbaşkanı Gül şu yanıtı verdi: “Gerek Yüksek Askeri Şura’da olsun gerek Milli Güvenlik Kurulu’nda olsun, gerekse birçok merasimlerde, bayramlardaki protokol düzenlemeleri, bunlar Türkiye’nin ara dönemlerinde, olağanüstü dönemlerinde yapılan düzenlemelerdi. Yani yıllar önce. Halbuki Türkiye çok değişti. (...) O açıdan bu son düzenlemeleri, bunları normal görmek gerekir, normalleşme olarak görmek gerekir. Bu tip düzenlemelerden herkes memnun, zaten Genelkurmay Başkanımızla da konuşmuştuk, zaten düşünceleri bu şekildeydi, dolayısıyla bunlar elbirliğiyle olan şeylerdir, böyle bilinmesini isterim.” Cumhurbaşkanı Gül, emuhtıranın siteden kaldırılmasıyla ilgili bir soruya da bunu halkın da beklediğini söyleyerek yanıt verdi. Gül, “Eminim herkes bunlardan bir pişmanlık duymuştur” diye konuştu. Denktaş’ın durumu kritik LEFKOŞA (AA) KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Türk AjansıKıbrıs (TAK), beyin dokusu ile kafatası arasında biriken kan nedeniyle Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) ameliyat olan ve önceki akşam GATA doktorları eşliğinde ambulans uçakla KKTC’ye getirilen Denktaş’ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu duyurdu. Yakındoğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi’nde bir basın toplantısı düzenleyen Prof. Dr. Mehmet Özmenoğlu nörolojik olarak Denktaş’ın bilincinin kapalı olduğunu, kalp ve akciğeri için makine desteği almak zorunda olduğunu bildirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle