26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu: Türkiye Ortadoğu’da egemen güçlerin sözcüsü konumuna geldi 5 kayboluyorlar. Bir yandan İmralı’da Öcalan’la müzakereler sürerken öte yandan MHP’nin altını oymak için “Kürtİslam sentezi” bölgede siyasal iktidarın seçim aracı olarak kullanılıyor 12 Haziran seçimleri ‘Sabrın sonu ne?’ Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin dış politikasıyla Türkiye’nin Batılı egemen güçlerin Ortadoğu’daki sözcüsü konumuna geldiğini dile getirirken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye konusunda yaptığı “Sabrımızın sonuna geldik” açıklamasına tepki göstererek “Bu sabrın sonunda ne yapacak hükümet, askeri müdahale mi yapacak Suriye’ye” diye sordu. Kılıçdaroğlu, Suriye’deki huzursuzluk ve kargaşanın Türkiye’ye yansıyabileceğini söyledi. büyük düşmanımız konumuna geldi” dedi. Ortadoğu halklarının daha fazla özgürlüğe ve demokrasiye ihtiyacı olduğunu, demokrasi ve özgürlük bağlamında Türkiye’nin her türlü katkıyı yapması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Ama hiçbir ülkenin içişlerini Türkiye’nin iç işiymiş gibi algılama hatasına düşmemelidir. Dış politika, iç politikaya alet edilemeyecek kadar ciddi bir iştir. Dış politika sabır, tutarlılık ister, Türkiye’nin egemen güçlerce maşa gibi kullanılmamasını ister. Ama maalesef Batılı egemen güçlerin Ortadoğu’daki sözcüsü konumuna geldik. Bütün komşularımızla ilişkilerimiz bozuldu” diye konuştu. Suriye’nin Ortadoğu’nun sıradan bir ülkesi olmadığını, Suriye’deki bir huzursuzluk ve kuşkuyla bakacaktır” dedi. Libya’da, Akdeniz kıyılarında binlerce Müslüman ölürken kimsenin yardım eli uzatmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Sorumlusu kim; NATO’ya, Libya’ya müdahale izni veren Recep Tayyip Erdoğan’dır. Irak’ta binlerce Müskargaşanın Türkiye’ye yansı lüman öldürüldü, hiç çıkıp deyabileceğini dile getiren Kılıç diler mi ‘Irak bizim içişimizdir’ daroğlu, “Türkiye’nin bu ger diye? Niye demediler? Düşüçeği görmesi lazım. Dış poli nün, Amerika’ya her türlü tika romantizm üzerine ku bilgi veriliyor, Türkiye’de kirulmaz. Gerçekçilik, ülkelerin me bilgi veriliyor? Kendi halkarşılıklı çıkarları üzerine kına bilgi vermeyeceksin ama inşa edilir. Suriye ile aramız egemen güçlere her türlü bilda uzun bir sınır komşuluğu giyi vereceksin. Onların talivar. Batılı egemen güçler, ya matıyla hareket edeceksin, rın çıkarları değiştiği zaman ülkenin bağımsız olduğunu koşa koşa Suriye’ye gidecek söyleyeceksin. Bağımsız bir lerdir ama Suriye halkı bize dış politika izlemediği belli, egemen politikası izleniyor. Suriye’deki ciddi bir karışıklık eğer TürZAFER TEMOÇİN kiye’ye sıçrarsa bunun sorumlusu AKP iktidarı olacaktır.” “ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un mesajlarını Davutoğlu aracılığıyla Suriye’ye iletmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun Suriye’ye gidip demokrasi, özgürlük taleplerini aktarmasına karşı çıkmadıklarını, sorunun Türkiye’nin müdahaleci bir tavır sergilemesi olduğunu ifade etti. Başbakan’ın “Sabrımızın sonuna geldik” açıklamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bu sabrın sonunda ne yapacak hükümet, askeri müdahale mi yapacak Suriye’ye? Hangi gerekçeyle sabrının sonuna geldiğini Sayın Başbakan’ın çıkıp açı[email protected] sı lazım” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde bir grup atanamayan öğretmenle görüştü. Görüşmenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda yükselen tansiyon ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu ülkeye ziyaretini değerlendirdi. AKP’nin dış politikada “sıfır sorun” politikası izlediğini beyan ettiğini, Suriye’yle karşılıklı vizelerin kaldırıldığını ve Suriye’yle sıcak ilişkiler kurulduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, “Fakat ne olduysa Batılı egemen güçlerin devreye girmesi sonucu bu ilişki birdenbire bozuldu. Şimdi Suriye neredeyse bizim Ortadoğu’daki en ‘Arap Baharı’ Aldatmacası... Neoliberalizm Irak’ta ve Afganistan’da aradığını bulamayınca, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde “iç çatışma” yoluyla hayata geçirilirken adı da kondu: “Arap Baharı” Güneydoğu’dan gelen şehit haberleri... Yüksekova, Şemdinli, Silvan ve Diyarbakır kırsalında kurulan mayınlı tuzaklar, silahlı PKK militanlarının Bitlis ve Hakkâri’deki kanlı eylemleri... Silvan, Yüksekova, Bitlis, Hakkâri saldırısının ardındaki gerçekler iyice araştırılmadan, bir sonuca ulaşmak olanaksız. Yandaş medya Silvan’ı bu süreç içinde çok iyi kullandı. Başbakan Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs’ta Rauf Denktaş’ın yıllardır söylediklerini yinelemesi, milliyetçilik temeline dayalı politikalarla MHP’yi köşeye kıstırması neoliberalizmin amacı doğrultusundadır. Reşadiye saldırısını unuttuk... O saldırıdan sonra bizim yandaş medya ve liboş tayfa, bu olayı Ergenekon’a bağlayıp şöyle yorumlar yapmıştı: “Bu işin bir ucu Kandil’de, öteki ucu Silivri’de.” Bu tür oyunlar sık sık gündeme geliyor... PKK’nin yaptığı eylemlerin arkasında Silivri’nin olduğu halkın kafasına sokulmaya çalışılıyor. Oysa Habur’da çadır mahkemeleri kuranlar bunlar değil mi? Siyasal iktidar, bir yandan Habur’da çadır mahkemeleri kuruyor, PKK militanları askeri giysileriyle şov yapıyor, kimsenin sesi soluğu çıkmıyor, Türkiye’de “demokrasi ve özgürlük” şarkıları söyleniyor. Unutkan bir toplum olduğumuzu sık sık yineliyorum... Çadır mahkemelerinde yargıçlara PKK militanları ne demişti anımsatayım: “Önderin buyruğuyla geldim Türkiye’ye... Pişman filan da değilim...” Bunlar olurken Hizbullah militanları 10 yıllık tutukluluk süresini doldurduktan sonra “tekbir sesleriyle” zindandan çıkıyor, bir hoşgörü ortamı içinde bir yerlere gidip sonra ortadan öncesi. İktidarın borazancıbaşıları AKP’nin yüzde 50’yle tek başına iktidar olmasından sonra, eli kanlı PKK’nin mayınlı, bombalı, silahlı kanlı eylemleri Silvan’da “dönüm noktası”nı oluşturuyor. 13 şehit... Birer birer şehit düşen Mehmetçiğimiz, polisimiz önemli değil sanki! İşte tam o sırada gündeme getirilen konu önemli: “Bu işi asker beceremiyor, polisi devreye sokalım!” CHP’L EM NE ÜLKER TARHAN: İĞNELİ FIRÇA Türkiye ABD’nin emir eri mi? ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na “Esad’a siz baskı yapın” demesini çok manidar bulduklarını söyleyen Tarhan, “Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki bir maşası olma yolunda mıdır, Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki postacıbaşı mıdır, emir eri midir?” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu Suriye’nin başkenti Şam’a gönderen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, “Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki postacıbaşı mıdır, emir eri midir?” diye eleştirdi. CHP’li Tarhan, TBMM’de düzenlediği sohbet toplantısında, CHP’nin tutuklu milletvekilleri Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ı Silivri’de ziyaret ettiklerini anımsattı. “Bir hukukçu için ortam bir faciaydı” diyen Tarhan, ortamın çok hüzün verici olduğunu kaydetti. Özel bir mahkemede yargılama yapılmasının, evrensel hukuka aykırı olduğunu kaydeden Tarhan, “Demokrasiye inanıyorsak cezaevinde bir yargılama yapılmasını kesinlikle kabul etmemeliyiz” dedi. Haberal’ın sağlık durumunun iyi olmadığını anlatan Tarhan, 3 dakikada ani ölüm riski taşıyan bir hastalığı olan Haberal’a sunulan sağlık hizmetlerinin son derece sınırlı olduğuna dikkat çekti. Tarhan, gazetemiz yazarı Balbay’ın önceki gün doğum günü olduğunu anımsatarak buluşmada çok çok duygusal anlar yaşandığını kaydetti. Balbay’ın CHP milletvekili olmaktan duyduğu gururu vekil arkadaşlarıyla paylaştığını anlatan Tarhan, Balbay’ın gayet iyi olduğunu, ancak yargılama sürecinin bir işkenceye döndüğünü söylediğini kaydetti. nedir? Türkiye’nin Şam konusundaki yol haritası nedir? Bölge yeniden sorunlar yumağı haline mi getirilmek isteniyor? Türkiye komşusuyla bir sıcak çatışma içerisine mi çekilecek? Sorularının yanıtlarını bekliyoruz” dedi. Tarhan, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın, “Esad’a siz baskı yapın” demesini çok manidar bulduklarını söyledi. Tarhan, “Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki bir maşası olma yolunda mıdır, Türkiye, ABD’nin mektup ve mesajlarını temize çekme aparatı mıdır, Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki postacıbaşı mıdır, emir eri midir?” diye konuştu. Aslında bir ayrışma ve çatışma ortamı yaratmayı, emperyalist güçlerin Irak’ta ve Afganistan’da yapamadığını, Libya’da deneyip başaramadığını, şimdilerde Suriye’de olup bitenleri Türkiye’ye bulaştırmayı hedeflemiş olanlar bu işten kârlı çıkmayı bekliyorlar. Bakıyorum son aylarda bölücülük filan derken işin içine solculuk hatta komünistlik gibi kavramlar girdi, Stalinist gruplar olduğu yazılıp çizilmeye başlandı. İlginç bir durum! Tıpkı soğuk savaş dönemlerini anımsatıyor insana... Köktendincilik almış başını gidiyor. İş çığrından çıkmış... Hizbullah, El Kaide, Taliban’ın salt Güneydoğu’da değil, Ankara, Adana, İstanbul, Gaziantep, Bursa, İzmir gibi kentlerde de örgütlendiğini yapılan polis operasyonlarından anlıyoruz. Gülnar’ın Büyükeceli beldesinde nükleer santral yapımına karşı 700 çevre gönüllüsü gösteri yapıyor bu arada... Neoliberalizmin çanak yalayıcıları bu tür eylemleri komünistlik olarak görüyor, o santralı Ruslar yapacak olsa bile. Güvenlik güçleri Hopa’da olduğu gibi onlara da acımasızca saldırıyor... Olup bitenleri kaygıyla izliyorum... “Arap Baharı” aldatmacasına sakın ola ki kanmayın... Benim korkum TürkKürt; SünniAlevi çatışmasına taban hazırlayan emperyal güçlerin, “Arap Baharı” eylemlerini Türkiye’ye sıçratmasıdır... Barolar Birliği 42 yaşında TBB Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, ‘Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede avukatlık mümkün değildir’ denildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Hepimizin en temel görevi hukuka bağlı kalmak, hukuku devletin, siyasetin, her türlü erkin üzerine çıkarmaktır” denildi. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’ndan, birliğin kuruluşunun 42. yıldönümü dolayısıyla yapılan açıklamada, TBB’nin 42 yılda aldığı mesafe ve elde ettiği kazanımlar itibarıyla ulusal ve uluslararası düzeyde kendisine saygın ve güvenilir yer edindiği belirtildi. Birliğin bugünlere gelmesinde emeği olan başta önceki başkan ve yöneticiler olmak üzere herkese teşekkür edilen açıklamada, ebediyete intikal eden başkan, yönetim kurulu üyeleri, delege, meslektaş ve çalışanların rahmet ve özlem ile anıldığı ifade edildi. BDP GRUP BAŞKANI DEM RTAŞ‘TAN SERT AÇIKLAMA Bağımsızlık vurgusu Savunmanın bağımsızlığı ve özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve yargıç tarafsızlığı, demokrasi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlüklerin üzerinde en fazla duyarlı oldukları konuların başında geldiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Avukatlar olarak, barolar ve Barolar Birliği olarak çok iyi biliyoruz ki savunmanın bağımsız ve özgür olmadığı, yargının bağımsız, yargıcın tarafsız olmadığı, demokrasinin egemen, hukukun üstün olmadığı, birey hak ve özgürlüklerinin yeteri kadar güvence altında bulunmadığı bir ülkede avu eni zam ve vergi gelebilir’ Erdoğan’ın daha önce “Ekonomik kriz bu defa teğet bile geçmeyecek” dediğini anımsatan Tarhan, yaşanan durumun bir teğet geçme değil, ekonominin tam ortasından delinmesi olduğunu kaydetti. Ekonomik kriz konusunda tehlike sinyalleri çalarken hükümetin ne gibi tedbirler aldıklarını bilmediklerini belirten Tarhan, yeni vergi ve zamlara karşı yurttaşları uyardı. ‘Y katlık mesleğinin yapılabilmesi mümkün değildir. Hepimizin en temel görevi hukuka bağlı kalmak, hukuku devletin, siyasetin, her türlü erkin üzerine çıkarmaktır. Türkiye Barolar Birliği yönetimi olarak hedefimiz; ortak ve evrensel olan tüm bu değerlere katkı yapmak ve yine hem barolarımızı hem de mesleğimizi bugün bulunduğu düzeyden çok daha yüksek değer yaratan bir topluluk haline getirmek, avukatın, avukatlık mesleğinin kalitesini daha da yükseltmektir.” Birlik yöneticileri, Anıtkabir’i ziyaret etti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar başkanlığındaki heyet, Atatürk’ün mozolesine çelenk koyduktan sonra saygı duruşunda bulundu. ‘Hükümet iç savaş hazırlığı yapıyor’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin iç savaşın eşiğine geldiğini ileri sürerek “AKP hükümeti ısrarla stratejik değişikliklere gideceğiz söylemleriyle iç çatışmanın, savaşın psikolojik hazırlığını yapıyor” dedi. TBMM’yi boykot eden BDP, üçüncü grup toplantısını Diyarbakır’da Kayapınar Belediyesi’nin Kültür Merkezi’nde yaptı. Toplantıya Şerafettin Elçi, Emine Ayna, Altan Tan, Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Hasip Kaplan, Gültan Kışanak’ın da aralarında bulunduğu 20 milletvekili katıldı. Kürt sorununun hükümetin gündemine ancak girdiğini ileri süren Demirtaş, “Hükümet gerekirse, 1 hafta, 1 ay işini gücünü bırakıp bu meseleyle uğraşmalı” dedi. AKP’nin polise yönelik hazırlığını geçen yıldan beri bildiklerini söyleyen Demirtaş, “Madem İmralı ile görüşme yapıyorsunuz, 15 bin kişilik özel orduya ne gerek var” diye sordu. AKP iktidarının çözüm üretmekte samimi olmadığını söyleyen Demirtaş, “Savaş hazırlığı niye yapılıyor. Bugün Kürtler, ‘Hiçbir şey istemiyoruz’ dese bile AKP kabul etmeyecek. İçeride ve dışarıda büyük bir savaş hazırlığı yapıyor. Kazanım elde etmeyi hedefliyor. Tartışmaların seyri bunu gösteriyor. Seçim sonrası fırsatların bu kadar heba edilmesinin altında yatan nedenler bunlardır. Silvan olayı, özerklik ilanı, süreç tıkandı gibi söylemler AKP’nin bahaneleridir” dedi. Anayasal çözümle birlikte Türkiye’nin bütün sorunlarının çözüleceğine inandıklarını belirten Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın Suriye’ye ilişkin çıkışlarını ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye ziyaretine de sert tepki gösterdi. Hükümetin Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında ABD için koçbaşı rolü üstlendiğini ileri sürdü. MÜS AD üyelerine sokaklardaki aç insanları hatırlattı Deniz Feneri Bir gazetecinin Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların değişmesine ilişkin ihtimali sorması üzerine Tarhan, “Sürpriz olmaz. Deniz Feneri, iktidarın kara kutusu. Açıldığı takdirde iktidar odaklarının bundan rahatsızlık duyacaklarına eminim. Soruşturmanın derinleştirildiği noktada müfettişlerin savcıların odasına konuşlandırılması çok olağan bir şey değil” diye konuştu. Çiçek’ten lüks iftarlara tepki ANKARA (AA) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ramazanda verilen iftar yemekleriyle ilgili bir özeleştiri yapılması gerektiğini belirtti. MÜSİAD’ın Gazi Kültür Merkezi’nde önceki akşam düzenlediği iftara katılan Çiçek, yemeğin ardından yaptığı konuşmada ramazan ayında sorunlulukların hatırlanması gerektiğini; bunların başında Türkiye’nin çevresinde, bölgesinde ve dünyada ihtiyaç sahibi olan insanların olduğunu söyledi. Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu gün yemeyerek mutfağa geri gönderdiklerimizin zerresine muhtaç insanlar var. Gerçekten ramazanda bir iftar furyasıdır gidiyor. Bir özeleştiri yapmamız lazım. Emin olun bu işi başka bir şekilde çözmemiz gerekiyor. Buralara gelmesek konumumuz elvermiyor, gelsek vicdanımız el vermiyor. Onun için gelin bir öncülük yapalım, şu iftarları bu ramazanda iptal edelim. Bursa ihtiyacı olan gençlerimiz var, ekmeğe ihtiyacı olan insanlarımız var. Hayrı başka şekilde de verebiliriz. Bu ramazanda biraz daha farklı davranmamız icap ediyor.” Aytekin Kotil anıldı Eski TBMM Başkanvekili, CHP stanbul Milletvekili ve stanbul Belediyesi Başkanlığı görevlerinde bulunan Aytekin Kotil, ölümünün 19. yıldönümünde mezarı başında anıldı. Törede konuşan Aytekin Kotil’in küçük oğlu Serhan Kotil, “Ben de her siyasetçi çocuğu gibi rahmetli babamla yeterince vakit geçiremedim” dedi. Eski CHP Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci de “Bu günlerde onun gibi bir denge adamına ihtiyaç var” diye konuştu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Şam’a ziyaret gerçekleştirdiğini anımsatan Tarhan, “İstenilen sert tedbirler C MY B C MY B uriye ziyaretine eleştiri S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle