25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 6 TEMMUZ 2011 ÇARŞAMBA 4 HABERLER AKP Grup Başkanvekili Elitaş, yemin etmeyen vekillerin vekilliklerinin düşürüleceği tehdidinde bulundu CHP’lilere ‘süre’ verdi AKP’li Elitaş, dünkü oturumla birlikte CHP’lilerin 3. birleşime de katılmadıklarını savunarak, bir ay içinde 5 birleşime katılmayan vekillerin, vekilliklerinin düşürülebileceğini söyledi. Mustafa Elitaş, RTÜK seçimi ve güvenoylamasıyla 5 birleşimin tamamlanacağını belirtti. Ç‘K’P 90 Yaşında 2Ç‘K’P’nin kuruluşunun 90. yıldönümü kutlamaları, Çin Başbakanı Wen’in Avrupa gezisiyle çakışırken Kissinger’a göre, “Çin’in, en çok yabancı kredi veren (Finansa kapital ihraç edenE.Y) ülke olarak liderlik sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyordu.” Wen’in Avrupa gezisi, bu bağlamda, iki farklı yoruma yol açtı. Birinci yoruma göre, Wen’in de konuşmalarında vurguladığı gibi, AB gezisi, Çin ve AB arasında gelişen ekonomik ilişkiler, Çin’in, zor durumda olan AB’ye yardım elini uzatarak liderlik sorumluluklarını üstlenmekte olduğunu gösteriyordu. AB’nin en etkili düşünce kuruluşlarından, European Council on Foreign Relations (ECFR) tarafından dile getirilen ikinci yaklaşıma göreyse, Çin krizden yararlanarak AB’yi, özellikle de AB’nin küçük ve yoksul ülkelerini hedef alan bir “böl ve yönet politikası” uyguluyordu. AKP’N N ‘CHP TAKV M ’ EK ME KADAR UZANIYOR ERDEM GÜL Mustafa Elitaş. ANKARA AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın CHP’ye yemin için 15 Temmuz’a kadar süre tanımasına karşın, AKP’de TBMM’nin güvenoylamasının ardından tatile girmesi ve krizin ekim ayına kadar dondurulması görüşü ağır basıyor. AKP’de öngörülen takvim içinde 15 Temmuz’da 5. birleşime de katılmaması halinde CHP’liler için milletvekilliği düşürme işlemi yapılması planlanmıyor. Bunun yerine AKP yönetimi güvenoylamasının ardından TBMM’yi tatile sokmayı planlıyor. Bu sürede tutuklu milletvekilleriyle ortaya çıkabilecek yeni gelişmelerle krizin aşılıp aşılmayacağı izlenecek. 1 Ekim’den itibaren de CHP yemin etmeme tutumunu sürdürürse anayasadaki “devamsızlıktan milletvekilliğini düşürme” uygulaması gündeme alınacak. letvekillerinin “gelmemiş” sayılacağı görüşünü savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın devamsızlık uyarısından sonra AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’tan CHP’ye 15 Temmuz resti geldi. Elitaş, anayasanın “bir ay içinde 5 birleşime katılmayan üyenin milletvekilliğinin düşürülebileceği” ve “milletvekili sayısının yüzde 5 oranında boşalması halinde ara seçime gidileceği” hükümlerini anımsatarak “Çağrı yapıyorum, ‘inadı, direnmeyi bırakın bugün önünüzde fırsat var, yemininizi edin ve görevinize başlayın’ diyoruz. Ama bunu da yapmazlarsa herhalde 15 Temmuz son tarih olur” dedi. Elitaş, gazetecilerin sorularını yanıtlarken içtüzük ve anayasada ara seçimle ilgili şartların belli olduğunu, TBMM’deki sandalye sayısının yüzde 5 oranında boşalması halinde, başkanlığın genel kurula sunuşu ile birlikte 3 ay içinde seçim yapılabile ceği yönünde hükmünün bulunduğunu söyledi. Anayasaya göre, “Bir ay içinde 5 birleşim boyunca parlamentoya gelmeyen milletvekillerinin, milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili hüküm olduğunu” kaydeden Elitaş, “Ancak bu durumdaki milletvekillerinin karma komisyonda ve genel kurulda savunma haklarının olduğunu” belirtti. Elitaş, parlamentoda oturup da yemin etmemiş mil ‘Bununla 3 olacak’ Yemin etmeyen milletvekillerinin TBMM Başkan seçiminin yapıldığı genel kurul toplantısında ikinci kez birleşime katılmamış sayıldıklarını belirten Elitaş, UNIFIL’deki Türk askerinin görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkerenin görüşmesinin üçüncü birleşim olacağını belirterek şun ları söyledi: “Bu da yoklamalı, açık oylamalı olacak. Bununla üç olacak. Arkasından RTÜK ile ilgili seçim var, bu da dört olur. Sonra hükümet programı var. O da güven oylaması olduğu için beş olur. Bu anlamda baktığımızda, inatla bu bir noktaya ulaşılamayacağı görülür. 1 Ekim tarihinde parlamento açılırsa ve o gün itibarıyla başkanlık divanı bu konuyu değerlendirip karma komisyona gönderirse herhalde iş işten geçmiş olur.” CHP’li milletvekillerinin yemin etmeden genel kurul toplantılarına katılmaları konusunda da Elitaş, “Onlar misafir olarak oradalar. İtiraz, yoklama talebi hakkı olmayan milletvekilinin Ankara il başkanından ne farkı var?” dedi. Elitaş, iktidarın bir değişiklik yapması halinde ana muhalefet partisinin bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürme yetkisinin bile olmadığı görüşünü savundu. Elitaş, “Var olup da varlıklarından haberdar olmayan sanal bir muhalefet partisi ile karşı karşıyayız” diye konuştu. DEVAMSIZLIK BUNALIMI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN YEN KAB NE L STES Hukukçulardan siyasi ‘kaos’ ve ‘sarsıntı’ uyarısı Prof. Dr. Azrak: Sarsıntısı göze alınmalı Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu: Kaos yaşanır. AKP iyi düşünmeli Prof. Dr. Kaboğlu: Siyaseten savunulur ama hukuken zor. LHAN TAŞCI Erdoğan Köşk’e çıkacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan yeni kabine listesini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunmak üzere bugün 13.00’de Çankaya Köşkü’ne çıkacak ve 61. hükümetin kurulması ile AKP’nin 3. dönemi resmen başlayacak. Yeni kabinenin Gül tarafından onaylanmasının ardından anayasal takvime göre 1 hafta içinde yeni hükümet programı Meclis’e sunulacak. Görüşmelerin ardından yeni hükümet Meclis’ten güvenoyu isteyecek. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP ve BDP’lilerin vekilliklerini düşürülmesi tehdidine, hukukçulardan, “siyasi kaos” uyarısı geldi. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu yola gidilmesiyle krizin daha da derinleşeceğine işaret ederek, “Ana muhalefetin dışlandığı TBMM’de her türlü sorun gündeme gelecektir” değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Ülkü Azrak, vekilliklerin düşürülmesinin yaratacağı sarsıntının da “göze alınması” gerekeceğini vurguladı. Hukukçuların Meclis’in vekillikleri düşürme yoluna gitmesinin yaratacağı hukuki ve siyasi sonuçlara ilişkin değerlendirmeleri şöyle: Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: Sonucunun neler olabileceğini bunu yapacak olanlar düşünsün. Göze alıyorlarsa evet beş birleşime gelmemiş olanlar için doğrudur 276 ile düşürülür. Bu karar Anayasa Mahkemesi’ne götürülür. Ondan sonra sorun hem de nasıl büyür... Şimdi kriz, bu gerçekleşirse kaos oluşur. Kaos derken meşruiyet sorunu da dahildir içine, hepsi var. Ana muhalefetin dışlandığı TBMM’de her türlü sorun gündeme gelecektir. Şu anda mahkemenin tahliye kararı dışında sadece anayasa değişikliği yapma şıkkı kalır. Ona giriştiğiniz anda da pazarlıklar gündeme gelebilir. Anayasa değişikliğiyle sorun aşılır, ne sonuç doğurur o da ayrı bir sorun. İş öyle bir hale geldi ki, içinden çıkılmaz bir hal. Kriz dediğiniz olay da bu. Ara seçime mi gidilmeli sorusunun yanıtını siyasi iktidar vermeli. ‘Tükürdüklerini yala yacaklar’ diyorsa Başbakan, daha baştan içinden çıkılmaz bir olay olarak gösteriyor demek değil mi? Ben uzlaşmam demenin başka türlü yolu olur. Bu yola gidilmesini hiç tavsiye etmem. Tavsiye etmek demek zaten Türkiye’nin kaosa girmesinin yolunu açmak demektir. Böyle bir yol açmak çok yanlıştır. Türkiye’ye katkı sağlamayacaktır. Meclis’ten çıktı, sokağa indi, huzur içinde Türkiye’nin tarifi olmaz. Prof. Dr. Ülkü Azrak: AKP bunu yapmaya cesaret edebilir mi, bilemiyorum. Çünkü hem meşruiyet sorunu hem de seçimlerin yenilenmesi gündeme gelecek. Bunu yapacakları yerde bir an evvel mevzuat değişikliği yapıp tutukluların Meclis’e gelmesini sağlamayı düşünmüyorlar. Başbakan’ın ‘Tükürdüklerini yalayacaklar’ demesinin anlamı ne? Hodri meydan mı? Ya gelirsin yemin edersin ya da dışarıda kalırsın. Sanki üçüncü bir imkân yokmuş gibi. Yargıçların tutuklu vekillerle ilgili yaptığı şey doğru değil. Takdir yetkisini böyle kullanmak hukukun ruhuna uygun değil. (...) Beş birleşim gelmezlerse vekilliklerin düşeceğini Başbakan icat etmedi. Ama böyle bir sonucun yaratılmasının siyasi bakımdan nasıl bir sarsıntı yaratacağını düşünmek lazım. Bu sarsıntıyı göze almak icap eder. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: Mazeretsiz gelmemek, vekilliğin düşme nedeni sayıldığına göre, bu konunun tartışılması gerekir. Yemin anayasal geçiş durağı olduğuna göre, burada bence yemin etmemenin nedenine bakmak gerekir. (...) Siyaseten çok haklı diyebilirsiniz CHP’ye ya da BDP’ye ama hukuken bunu savunmak zor. Avrupa Birliği öncelikle Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz gibi AB periferisini sarsan derin bir mali kriz yaşıyor. Birliğe yeni katılan Doğu Avrupa ülkelerinin de yakın gelecekte bu krizden etkilenme olasılığı yüksek. Ödenemeyen alacakların daha çok Alman ve Fransız bankalarında yoğunlaşmış olması, bu iki ülkenin de kendilerini krizin etkilerinden koruyamadığını gösteriyor. Avro’nun ve AB’nin geleceğini tehdit eden bu kriz karşısında AB liderliğinin önlem almakta, kaynak bulmakta zorlandığı görülüyor. Bu koşullarda, AB’ye ek kaynak girmesinin krizin etkilerini hafifletmek açısından büyük öneme sahip olacağı kolaylıkla söylenebilir. Bugün dünyada bu çapta kaynakları harekete geçirebilecek ülke sayısı son derece az. Bu ülkelerin başında da yaklaşık, üçte biri dolar varlıklarından oluşan 3 trilyon dolarlık rezervlere sahip Çin geliyor. Financial Times ise doların geleceğine eskisi kadar güvenmeyen Çin’in dolar varlıkları almayı geçen yıl durdurduğunu, gittikçe artan oranlarda Avro cinsinden varlıklara yöneldiğini yazıyor. ECFR’nin huzurunu kaçıran gelişme de işte bu yönelişle ilgili. ECFR’nin “Scramble for Europe” (Avrupa’ya Hücum) başlıklı raporunda, Çin’in 64 milyar dolarlık toplam AB yatırımlarının yarısından fazlası 2010 yılından bu yana gerçekleşmiş. Çin, Macaristan’da 1.7 milyar dolara, bir kimyasal madde üreten kuruluş satın almış, Macar devletinin hazine kâğıtlarından satın almaya hazır olduğunu açıklamış. Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın bu açıklamayı bir “tarihsel yardım” olarak nitelemesiyse ayrıca anlamlı. Ek olarak, İspanyol devi Repsol, Brezilya’daki iştiraklerini 7 milyar dolara Çin şirketi Sinopec’e devretmiş. Çin Norveç’te de önde gelen bir silikon üreticisini 2 milyar dolara satın almış. Wen’in Avrupa gezisi, Çin’in AB’deki varlığını daha da arttıracak gelişmelerle doluydu. Wen İngiltere’yle 2.2 milyar dolarlık yatırım ve ticaret anlaşması gerçekleştirdi. Çin’in, Almanya ile ilişkilerini geliştirmeye özellikle önem verdiği anlaşılıyordu. Görüşmelerde, Çin’in iç siyasi sorunları üzerine yorum yapmaktan kaçınan Merkel, Çin ile 15 milyar dolarlık ticaret ve yatırım anlaşması imzaladı. İki ülkenin liderleri, aralarındaki ticaret hacmini 2020’ye kadar 200 milyar dolara çıkartmaya kararlı olduklarını açıkladılar. Çin Yunanistan’a, devlet borçlanma kâğıtlarından satın alarak yardım eli uzatmaya hazır olduğunu da açıkladı... ‘Yardım eli’ mi? namikzafer@yahoo.com Kriz için çözüm mesajı Cemil Çiçek, TBMM Başkanı olarak yönettiği ilk oturumda yemin krizi için çözüm çağrısında bulunurken CHP’lilerle ilk temas da gerçekleşti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu, Lübnan tezkeresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkere için toplanırken yeni TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yemin krizine çözüm çağrısı yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda, dün Lübnan’daki Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkere kabul edildi. Çiçek, TBMM Başkanı olarak yönettiği ilk birleşimi, yemin krizinin çözümüne ilişkin mesaj veren bir konuşmayla açtı. Çiçek, şunları söyledi: “Ülkemizde zaman zaman yaşanan hukuk karmaşalarının, demokrasi sorunlarının aşılabilmesinin yolu; meclisimizi etkin ve verimli çalıştırmaktan geçmektedir. Bunun da yolu, anayasanın amir hükmü gereği, yemin etmemiş milletvekillerimizin katılımıyla birlikte, etkin ve verimli bir çalışmayı yapmaktır. İktidarıyla muhalefetiyle milletimiz için en doğru çözümleri bu çatı altında, beraberce bulmak ve ülkemizin önünü açmak hepimizin görevidir.” Çiçek, konuşmasının ardından bir kez daha “Ant içmek isteyen var mı” diye sordu. Sorusuna yanıt alamayan Çiçek, “Anladığım kadarıyla yok” diyerek tezkerenin okunmasına geçti. Çiçek’e CHP’den ilk ziyaret de dün gerçekleşti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çiçek’i kutlamaya ne zaman gideceği sorularına “Gideceğim ama ziyaretin bugün olacağını sanmıyorum. Sayın Başkan bir koltuğuna ısınsın bakalım” karşılığını verdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Çiçek’i ziyaret etti. Hamzaçebi, “Sorunun çözülmesi gerektiği konusunda olumlu bir görüşme oldu. Meclis Başkanı’nın tavrını olumlu buldum” diye konuştu. Devletler arası ilişkiler, her zaman, egemenlik, bağımlılık, güçler dengesi ilişkileridir. Bu bağlamda, zor durumdaki bir devlete bir başka devletin “yardım eli” uzatmasıyla, “böl yönet” politikası arasında, bazen sanılandan çok daha az bir fark olabilir. Dünya devletler sisteminde bir ülke yükselmeye başlayınca, verili sistemin mimarları, “statüko” güçleri, tedirgin olmaya, tarihte görüldüğü gibi birleşerek yükseleni, tehdit edici bir noktaya ulaşmadan, etkisiz hale getirmeye çalışabilirler. Buna karşılık yükselmekte olan, hem verili düzenin engellemelerinden, “haksızlıklardan” yakınırken yükselme sürecini destekleyecek ittifakları, ekonomik, teknolojik koşulları korumaya çalışırken hem de bir tehdit unsuru olmadığını kanıtlamaya özen gösterecektir. Çin’in AB gezisini, AB üyelerine, Avro’ya, AB projesine verdiği desteği de bu bağlamda değerlendirebiliriz. Almanya ile ilişkileri geliştirirken Çin’in teknolojik gereksinimlerini karşılamaya, Avro’ya yönelirken dolar karşısında korunmaya çalıştığı söylenebilir. Wen’in “AB’yi bağımsız bir kutup olarak görüyoruz” saptaması da Çin’in, ABD karşısında dengeleyici bir kutup arayışından kaynaklanmaktadır. Özetle, Çin’in hem AB’ye yardım eli uzattığını hem de ECFR’nin kaygılandığı gibi, AB’yi ABD’ye alternatif bir blok olarak destekleyerek, “Atlantik çatlağını” korumayı amaçladığını söyleyebiliriz. Ne yazık ki, “Statüko” güçlerinin, tarihten ders aldıklarını, bu kez tepkilerinin gelecekte, bir savaşa yol açmayacağını ise henüz söyleyemiyoruz. Stratejik yatırım mı? TBMM Başkanı Çiçek. Kapusuz’dan yalanlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, “3 CHP’li milletvekilinin Ergenekon’dan tutuklanacağına dair sözler söylediği” iddiasını yalanladı. Meclis berberinde gazetecilerin sorularını yanıtladığını belirten Kapusuz, “CHP’lilerin iddia ettiği sözleri söylemiş olsaydım zaten iyi bir gazeteci olduğunu bildiğim arkadaşlarımız bunu atlamazdı. Ertesi gün de muhtemelen söz konusu gazeteler bunu manşetlerine taşırdı” dedi. GÖNÜL, DAVA SÜREC DEVAM EDEN GENERALLER N DURUMUNU DEĞERLEND RD : Şura isterse emekli edilebilirler BARKIN ŞIK ANKARA Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, YAŞ’ta terfi sırasına giren ve haklarında dava süreci devam eden generallerin pasif göreve atanabileceklerini belirterek YAŞ kararları yargıya kapalı olduğu için şuranın istemesi halinde generallerin resen emekli de edilebileceklerini belirtti. ABD Büyükelçiliği Konutu’nda verilen ABD’nin Bağımsızlık Günü resepsiyonunda Gönül, ağustosta düzenlenecek YAŞ toplantısında hükümet kanadı olarak nasıl bir tavır sergileneceğini henüz değerlendirmediklerini söyledi. Bu kadar çok generalin Balyoz davası kapsamında tutuklu bulunmasının TSK’nin çalışmalarını zaafa uğratabileceği yönündeki görüşlerin anım satılması üzerine de Gönül, görüş bildirirken hep yasanın öngördüğü sınırlarda kaldığını, bu sebeple bu konuda bir görüş bildirmesinin doğru olmayacağını kaydetti. alyoz sanıkları terfi edemez’ YAŞ’ta terfi sırasına giren ve haklarında dava süreci devam eden generallerin durumuna ilişkin soru üzerine Gönül, TSK Personel Yasası’nın 65. maddesine vurgu yaparak bu durumdaki personelin terfilerinin ve kademe ilerlemelerinin yapılamayacağına dikkati çekti. Gönül, bu personelin pasif görevlere atanabileceğine işaret ederek “YAŞ kararları yargıya kapalı, şura isterse resen emekli de edilebilirler” dedi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral ‘B Hasan Aksay’ın görev süresi ile ilgili Gönül, kuvvet komutanlarının görev süresinin bir yıl uzatılabilmesi imkânı olduğuna dikkati çekerek “Genelkurmay Başkanı gibi o imkân olmasaydı, kim ne teklif ediyorsa etsin bir şey olmazdı. Yani bu imkân var ama henüz netleşmiş değil” dedi. Mahsuplaşmaya itiraza ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’nin, DEP davasından hapis yattığı sürenin, 1 yıl 8 aylık hapis cezasından mahsup edilmesi talebinin, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddine ilişkin karara yaptığı itiraz 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Karar kesin nitelik taşıyor. İstanbul Haber Servisi Heybeliada Deniz Lisesi’nden mezun olan ikisi yabancı 76 öğrenci törenle diplomalarını aldı. Heybeliada’daki deniz lisesinde düzenlenen törende Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit’in mesajı okundu. stiklal Marşı kazası Resepsiyonun başlangıcında İstiklal Marşı skandalı yaşandı. Ünlü tenor Murat Karahan İstiklal Marşı’nı okurken 1. dörtlük bitmeden 2. dörtlüğe geçti. Karahan, “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” dizesiyle başladı, ancak “Kahraman ırkıma bir gül/ Ne bu şiddet, bu celâl?” dizesiyle devam etti. Karahan’ın ABD Milli Marşı’nı da hatalı okuması dikkat çekti. C MY B C MY B Deniz lisesinde mezuniyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle