18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Müzisyen Barış Akarsu anıldı ZONGULDAK (Cumhuriyet) Şarkıcı Barış Akarsu, ölümünün 4. yılında, Bartın’ın Amasra ilçesindeki mezarı başında anıldı. 4 yıl önce doğum günü olan 29 Haziran’da geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede 4 Temmuz 2007’de yaşamını yitiren Akarsu için mezarı başında ailesi ve sevenleri tarafından anma töreni düzenlendi. Törende Akarsu’ya ait şarkılar söylendi, ailesi ve hayranları, Akarsu’nun mezarına karanfiller bıraktı. 65. Avignon Festivali bu akşam Papalar Sarayı’ndaki açılış töreniyle başlıyor Tiyatro cennetinde dans “Çocuk” UĞUR HÜKÜM ENKA’da yaz etkinlikleri Kültür Servisi ENKA Kültür Sanat, 23. yılında, heyecan verici yaz etkinlikleri programıyla devam ediyor. Ayşe Bayramoğlu’nun kaleme aldığı, Tilbe Saran’ın yönettiği “Düğün”, bugün saat 21.15’te ENKA Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneleniyor. Ve Diğer Şeyler Topluluğu’nun ses getiren projesi “Yüzyılın Aşkı”, 13 Temmuz saat 21.15’te; Türkiye’de modern dansın önemli topluluklarından Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın “Sen Balık Değilsin ki” ve “Kontrol” adlı iki gösterisi ise 15 Temmuz saat 21.15’te izlenebilir. PARİS Bu yıl 65.’incisi düzenlenecek Avignon Festivali, dünyanın en büyük iki tiyatro festivalinden biri. Ancak tiyatro dünyasından yükselen tepkiler festivalin saygınlığının neredeyse her yıl yeniden tartışılmasına yol açıyor. Avignon’un diğer festivallerden farkı, tiyatroya olan sadakati. Farklı türlere, tarzlara açık, bir “tiyatro cenneti” olan festivalin miskinleşen yapısı ise 2004’teki yönetim değişikliğiyle tazelendi. Festival, aradan geçen 7 yılda da ciddi bir içerik değişimi yaşadı. İki yeni müdür, Hortense Archambault ve Vincent Baudriller, dans ağırlıklı programlarından ötürü zaman zaman ağır eleştirilere uğradılar. Her yıl birkaç sanatçıyı festivalin hazırlık sürecine dahil eden ikilinin, Bu akşam koreograf ve dansçı Boris Charmatz’ın “Çocuk” adlı dans gösterisiyle açılacak Avignon Festivali’nin programı yine dopdolu. Festivalin yöneticileri Archambault ve Baudriller ise eleştiri oklarına hedef olmayı sürdürüyor. Seçkinci tavrının eleştirildiği yönetim ise “Avignon herkese açık” diyor. eleştiri ve protestolara karşın görev süreleri üç kez uzatıldı. 2012 ve 2013’te de festivalin yöneticiliğini yürütecek ikili, bu yıl için “ortak sanatçı” olarak koreograf ve dansçı Boris Charmatz’ı seçti. Fransız sanatçı 26 Temmuz’a kadar sürecek festivali bu akşam Papalar Sarayı Şeref Avlusu’nda düzenlenecek bir gösteriyle açacak. 27 çocuk oyuncunun rol aldığı “Enfant/Çocuk” başlıklı dans gösterisine ek olarak Charmatz, “Levée des Conflits/Çatışmalara Veda” başlıklı bir gösteri ve caz sanatçısı Médéric Collignon ile özel bir performans da sergileyecek. Bu yıl yine dans ve deneysel gösterilerin geniş yer alacağı festivalin ana bölümünde 35 büyük gösteri var. Bunların 15’i özel olarak Avignon için tasarlandı. Festivalin yıldızlar geçidinde ise efsane oyuncu Jeanne Moreau, müzisyen Etienne Daho ile Jean Genet’nin 100. doğum yılında yazarın “Ölüm Mahkumu” adlı oyunuyla sahnede olacak. Ünlü sinema oyuncusu Juliette Binoche da 10 yıl aradan sonra sahnelere dönerek Frédéric Fisbach’ın sahneye koyduğu August Strindberg’in “Matmazel Julie”sinde çapkın aristokratı canlandıracak. Merakla beklenen diğer oyunların başında Patrick Pineau’nun sahneye koyduğu Nicolai Erdman’ın “İntihar”ı, Guy Cassiers’nin “Bloed & Rozen/Kan ve Güller”i, François Verret’nin “Kısa Devreler”i ve tiyatro dünyasının önde gelen yönetmenlerinden Romeo Castellucci’nin “Tanrı’nın Oğlunun Yüzü Kavramı Üzerine” başlıklı eserleri geliyor. Katie Mitchell ve Léo Warner yönetiminde Schaubühne Berlin de, Björn Schmelzer, Meg Stuart, Angélica Liddell, Christophe Fiat ile Avignon tutkunlarına keyif dolu saatler yaşatacak. 1971’de oluşturulan Avignon “Off” programında ise 130 mekânda 969 topluluk binin üzerinde oyun sahneleyecek. Avignon’un yeni çizgisinden memnun kalmayanların kürsüsü haline gelen muhafazakâr Le Figaro dergisinde geçen hafta “Avignon’un Kara Listesi” başlıklı yazıda bazı büyük oyuncular, klasik yazarlar, hatta ComédieFrançaise gibi önemli Fransız tiyatro kurumlarının festival yöneticilerinin seçkinci tavırları nedeniyle dışlandığına yer veriliyordu. Sarkozy yanlısı ünlü komedyen Fabrice Luchini ise aynı görüşü savunarak “Avignon artık bir tarikatın yeridir” suçlaması getirdi. Festival yönetimi adına açıklama yapan Baudriller ise festivalin herkese açık bir yapısı olduğunu duyurmuştu. Yetişkinler için animasyon Kültür Servisi Cervantes Enstitüsü, son 10 yılda Animadrid Festivali’ni kazanan animasyon filmlerden bazılarının gösteriminin gerçekleştirileceği bir seçki hazırladı. “Yetişkinler İçin Kısa Animasyonlar” başlıklı film seçkisi 12 ve 13 Temmuz’da Cervantes Enstitüsü’nde gerçekleştirilecek. FEST VALDE BUGÜN 18. STANBUL CAZ FEST VAL KAPSAMINDA ‘TRIBUTE TO MILES’ KONSER YARIN SAAT 21.00’DE Ercan Akyol Karikatürlü Ev’de İSKENDERUN (Cumhuriyet) Milliyet gazetesi çizerlerinden karikatürist Ercan Akyol, İskenderun’daki Karikatürlü Ev’de, minik çizerlerle buluştu. Genç çizer adaylarına iki gün eğitim veren Akyol, “Şaşırtıcı çizimler, yetenekler var. Önemli olan isteyerek çizmek ve çizmeyi sevmektir. Yetenek de çok çizmek, isteyerek, severek çizmekle elde edilir” diye konuştu. Buluşmaya katılan İskenderun Belediye Başkanı Yusuf Civelek de, İskenderun Belediyesi Karikatürlü Ev’de 69 genç çizerle başlayan çalışmaların aynı yoğunlukta devam edeceğini söyledi. Sahnede Jamie Cullum Kültür Servisi Caz standartlarını, melodik pop ve rock’la buluşturan Jamie Cullum, festival kapsamında bu akşam saat 21.00’de Santralİstanbul Kıyı Amfi’de cazseverlerle buluşuyor. Bir Grammy, 2 Golden Globe ödüllü Cullum, daha önce 12. İstanbul Caz Festivali’nin de konuğu olmuştu. Türkiye ve Avrupa’dan caz müzisyenlerini bir araya getiren Avrupa Caz Kulübü kapsamında ise bu akşam, Serdar Barçın sahneyi, ünlü trompetçi, besteci ve aranjör İbrahim Maalouf ile paylaşıyor. Konser, bu akşam saat 22.30’da Salon İKSV’de gerçekleşecek. Bugüne kadar hem caz hem de pop sahnesinden birçok isimle çalışan Serdar Barçın, aynı zamanda Yeni Türkü grubunun da bir üyesi. İbrahim Maalouf ise babası Nassim Maalouf’un icat ettiği çeyrek pistonlu trompet geleneğini devam ettiren nadir müzisyenlerden. Maalouf’un müziğinde Arap kültürünün ve klasik Arap müziğinin yoğun etkisinin yanı sıra, cazfunk, güncel rock ve elektronik müziğe ait unsurlar da yer alıyor. ‘Miles bizimle yaşıyor’ Dünya prömiyeri stanbul’da gerçekleşecek “Tribute to Miles” konseri, efsane trompetçi Miles Davis’le çalışma fırsatı yakalamış üç müzisyen Miller, Hancock ve Shorter’ı bir araya getirdi. AYŞEGÜL ÖZBEK Efsane müzisyen Miles Davis’le kariyerlerinin çeşitli dönemlerinde yolları kesişen üç müzisyen Marcus Miller, Herbie Hancock ve Wayne Shorter 18. İstanbul Caz Festivali için İstanbul’dalar. Miller’ın müzik direktörlüğünü üstlendiği “Tribute to Miles” isimli proje için Davis’in ölümünün 20. yılında bir araya gelen üç müzisyen önceki gün bu projenin tanıtımı için bir toplantı düzenledi. Dünya prömiyeri İstanbul’da, yarın akşam Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde saat 21.00’de gerçekleşecek konserin ardından sanatçılar Avrupa’daki önemli festivallerde de çalacaklar. Trompette Sean Jones ve davulda Sean Rickman’ın da sahnede olacağı konserde, çoğumuzun tanıdığı Davis ezgilerini duyacağız. Miller “Ama tıpa tıp Miles çalmayacağız” diyerek, mümkün olduğunca kendi ruhlarını katarak geçmişi gelecekle buluşturacaklarının altını çiziyor. Moderatörlüğünü Caz Festivali’nin danışma kurulunda da yer alan gazeteci Yavuz Herbie Hancock, Marcus Miller ve Wayne Shorter basın toplantısında. Baydar’ın yaptığı toplantının ardından Miller ve Rickman bir de atölye düzenledi. Projenin nasıl doğduğunu anlatan Miller, Davis’in ölümünün ardından 20 yılın geçmiş olduğuna inanamadığını söylüyor. “Büyük ihtimalle hâlâ müziği yaşıyor olduğu için. 20 yıldan sonra Miles için anma niteliğinde bir saygı konseri vermenin iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Fakat hayatı boyunca hiç geçmişe takılıp kalmayan biri ile ilgili geçmişe dönük bir konser hazırlığı içinde olmak hiç de kolay değildi.” Projede yer alan müzisyenlerin, Miles’ın her zaman temsil ettiği dengeye iyi oturduğunu belirtiyor. “Geçmişine ve yaptıklarına saygı göstermek ve Miles’ın her zaman temsil ettiği yüzümüzü geleceğe dönmek arasındaki dengeyi tutturmayı başardık.” Projenin ilk prova gününde hiçbir şey çalmadıklarını sadece Miles’tan konuştuklarını anlatıyor Hancock. “Miles’ı Miles yapan özelliklerden söz ettik. Özgünlüğünü ve genç yetenekleri desteklediğini konuştuk. Mesela boksu ve yemek yapmayı çok severdi. Aynı zamanda kadınları da...” Projeyi oluştururken ne yapılmasına karar vermenin ne yapılmamasına karar ver mekten daha zor olduğunu ekliyor. “Miles’tan öğrendiğim her şey DNA’mın bir parçası haline gelmiş. Çünkü Miles benim sadece müziğe bakışımı değil hayata bakışımı da çok etkiledi. Bu projeyi gerçekleştirirken Miles’ın sesi kafamın içinde çınlıyordu. Ona saygı göstermenin en doğrudan yolu onun şarkılarını çalmak ya da tıpkı onun gibi çalmak gibi gelir. Oysa ki bu projeyi yaparken benim kafamdaki Miles ‘Sakın böyle bir şey yapma’ diyordu.” Miles’tan etkilenmiş herkesin Miles’la birlikte yaşamaya devam ettiğini söylüyor Hancock. “Miles bizimle.” Toplantı sırasında İzzet Öz elindeki Davis plaklarını göstererek “Peki hangi parçaları çalacaksınız?” diye önlerine atılıyor. Wayne ise “En büyük güçlüklerden biri de her şeyi aynı anda çalabilmektir” diyor. “An’da kalmak aslında cazın özüdür. Aynı zamanda caz daha önce hiç yapılmamış olanı yapmak demektir. Her şeyi aynı anda çalmanın güçlüğü de bu kapsayıcılıktır.” İstanbul’da daha önce konserler veren üç sanatçı da bu projenin başlangıcında İstanbul’un seçenekler listesinde olduğunu söylüyor. Miller İstanbul seyircisini sevdiklerini belirtiyor. “İstanbul izleyicisi hem performansı çok iyi kavrıyor hem de coşkulu bir şekilde takdir etmeyi başarıyor. İstanbul bizim her zaman için gelmeyi istediğimiz ve bu projede görmek istediğimiz bir yerdi. ” Okuyucunun seçimi ‘Soul Kitchen’ Kültür Servisi Hamburger Morgenpost gazetesinin www.mopo.de internet sitesinin okuyucuları, yönetmen Fatih Akın’ın “Soul Kitchen” filmini, en iyi film seçti. Okuyucuların yüzde 24’ü “Soul Kitchen”ı en iyi film olarak gösterirken, Akın’ın yönettiği “Kısa ve Acısız” ile “Duvara Karşı” filmleri de, beğenilen filmler arasında yer aldı. Yönetmen Özgür Yıldırım’ın “Chiko” filmi de Hamburger Morgenpost okuyucularının en iyi filmler listesinde 4. sırada. DT festivallerine büyük ilgi ANKARA (ANKA) Devlet Tiyatroları’nın 27 Mart’ta Adana Devlet Tiyatrosu’nda başlattığı ulusal ve uluslararası festivaller zinciri; Konya, Ankara, Van, Trabzon ve Antalya Devlet Tiyatroları’nın ev sahipliğinde düzenlenen festivaller ile 22 Mayıs’ta tamamlandı. 28 farklı ülkeden grupların ve 34 yerli grubun katıldığı festivallerde sergilenen oyunlar 198 temsil vererek toplam 109 bin 604 seyirciyle buluştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle